mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey
-
Terör örgütünde Kürtçe kanal öfkesi
Bu sarfettiğiniz cümlelere sadece güldüm Kürtçe kanalı kendi için bir tehlike olarak algılayan PKK ile bu kanalı gereksiz gören zihniyet aynı kapıya çıkar.
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
Sürekli aynı söylemler,bu kadar kolay mı insanları yok saymak?Özür dilerim,birileri hoşnut olacak diye ne kendi dilimden nede kendi Kürt kimliğimden vazgeçerim.Dayatmalarınızı red ediyorum.Buyrun zorlamaya
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
Bu hangi mantık;benim devletim var,onun için ben Türk'üm diyorum,sen diyemezsin;çünkü....Bu çünküleriniz;kusura bakmayın ama sadece ırkçı söylemler ile açıklanabilir.Korku tüneli mi desem;insanları yok saymanın bir yolu olarak. Devlet mi olmalı illah;o zaman devlet istiyorum diyenlere de bir zahmet;buyrun deyin!
-
Süpriz Kutu
bende 2 alayım bari,anlat anlat anlatamadık derdimizi bari hediye alalım
-
Gazze'de katliam
Bakınız,az önce ABD'nin açıklamasına baktım;ABD'ye göre bu Hamas'ın suçu! Hamas'ın uzatmaya niyeti olmadığı 6 aylık süresi sonunda yaşananlar;bu mu olmalıydı? Evet,Suheyla...bu katliam önceki katliamların devamıdır. İlginç olan ise katledenlerin;ayrıca tarihte katledilmiş bir halkın olmasıdır. Hamas'ı seçen bir Filistin;neden Hamas'ı seçer? Öncesine bakalım isterseniz; Hamas'tan önce hangi çözüm arayışları vardı o coğrafya da? Yaşananların bu katliamdan farkı neydi? bakın,BM'nin Filistin temsilcisi Yahudi asıllı Richard Falk ne diyor,beraber okuyalım... "İşgal topraklarında yaşananlar, Sırp`ların Bosna`da yaptıklarına yakın, Nazi Almanya`sında gettolarda olup bitenlerin yansıması" "Bu durum İsrail`in şerefinden geriye kalan ne varsa kirletmektedir. İsrail`in, 50 yıl önce sivillere karşı gerçekleştirilen en korkunç suçlarla karşılaştırılabilecek bu manipülasyonunda, Washington el ulaklığı yapmaya devam ediyor" ve yine; "Gazze`de hergün 1.5 milyon insan sadece hayatta kalabilmek için anlatılması zor bir insanlık faciasını yeniden yaşıyor. Bu tehlikeli bir şekilde yükselen bir facia. Son raporlara göre Gazze`deki çocukların yüzde 46`sı ciddi kansızlık problemi yaşıyor. İsrail`in geceyarısı saldırılarında kullandığı ses bombaları yüzünden Gazze`de ciddi bir sağırlık sorunu yaşanıyor. Gazzeli çocukların binlerce işitme cihazına ihtiyacı var. Beslenme eksikliği ve bunun meydana getirdiği problemler, işgal altında hayat mücadelesi verenlerin yüzde 75`ini etkiliyor. Özellikle genç insanlar arasında yaygın şekilde psikolojik sorunlar görülüyor. Gazze`de yaşayan 12 yaşının altındaki çocukların yarısı yaşamak için bir istekleri olmadığını söylüyor. Günün yarısında elektrik verilemeyen Gazze`deki durum hastanelerde yatan Gazzeliler için ölüm ilanı niteliğinde. Çok az ilacın bulunduğu Gazze hastanelerinde kanser gibi bazı hastalıkların tedavisi için ilaç bulmak ise imkansız. Hastane jeneratörleri ise yakıt sıkıntısı yüzünden işlevini yitiriyor. Tıbbi malzemelerin neredeyse tamamı elektrik kesintileri yüzünden bozulmuş, hastane çalışanları bebek kuvözlerindeki sıcaklığı kontrol altında tutamıyor. İsrail vizelerini iptal ettiği için özel tedaviye ihtiyacı olan kanser ya da böbrek hastası birçok Filistinli hayatını kaybetti. Geçen yıl hayatını kaybeden 230 Gazzeli sadece ihtiyaçları olan tıbbi yardıma ulaşamadıkları ya da İsrail askerleri tarafından yollarda bekletildikleri için öldü." `Durum ölümcül`ifadesini kullanan Falk ekliyor: "Durumu tam olarak açıklayabilecek ne var bilmiyorum. Nazi idaresindeki Varşova gettoları ile Gazze arasında yapılan benzetme olabilecek en yakın açıklama. Modern zamanlarda böylesine baskıcı sonuçların yaşandığı ve bu kadar uzun sürmüş olan başka bir işgal sistemi olmadı. Çapı, kasti olması, uluslararası hukuku ihlal derecesi, insan sağlığı ve yaşamı üzerindeki etkileri açısından bakıldığında, Gazze işgali ancak insanlık suçu olarak karakterize edilebilir. İşgal, İsrail askerlerinin ve sivil otoritenin doğrudan amacıdır, onlar sorumludur ve olanlardan mesul tutulmalıdır. İsrail`in Hamas`ı zayıflatmak için uyguladığını iddia ettiği Gazze kuşatması yapılan ateşkese rağmen kaldırılmadı. Hamas, ateşkes hükümlerine uyduğu halde, İsrail 4 Kasım`da başlattığı saldırı ile anlaşmayı ihlal etti. Altı Filistinli`nin hayatını kaybettiği bu saldırının ardından Hamas İsrail topraklarına karşı roket saldırılarına yeniden başladı, hiçbir İsrailli bu roketlerden zarar görmedi." Suheyla,İsrail şimdiye kadar hangi adımı attı ki;Filistinle uzlaşma yolunda.Atılan adımlar bile;işgallerle,ablukalarla gelinen noktalara tekrar döndürmedi mi? Bakınız,geçenler de Hamas yetkilileri ile yapılan bir röportajda dikkatimi çeken ilginç bir ayrıntı vardı;intifada da sınırlı olan anlayışımız bugün doruk noktasında. Terör dediği Hamas'ı besleyen zihniyet,İsrail'in yaptıkları değil mi? Seçenler de değil,seçilenler değil...seçtirenlerde aramalıyız suçu! Filistinli yetkililer masum mu?İşte arapsaçı Binleri bulan Filistin ölümleri...işte bu affedilemez. Hamas gerekçe gösterilerek,öldürülen insanlar,bu affedilemez. Ben olsam ne mi yapardım;iğneyi kendime batırırdım...İsrail'in verdiği o elektriği,suyu,ekmeği nedense halk mumla arıyor... Hayır,ben birileri o çocuk ölsün istiyor diye değil,o çocuk öldürüldü diye ekledim o resmi.Sakın yanlış anlaşılmasın;kimseye değil,kendime atılan taş.
-
Üsteki üyeyi ne kadar tanıyorsunuz..
çooooooooook iii
-
BİR ÜSTÜNDEKİNİN RESMİNİ GÖRDÜĞÜNDE İLK AKLINA GELENİ YAZ BAKALIM...
çukulata hastası
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
Bende kendi kendime söylüyorum...Sünger Bob'tan çaldım poytakalı sodum, basucuma kodum, ben bi yayan uydumdum....ı love you Sünger Bob
-
Gazze'de katliam
Bu katliam,yıllardır süregelen diğer katliamların tamamlayıcısnın olması ötesinde,susan ve seyreden insanların dünya barışına armağanıdır. Bu armağanı alınız,ölen çocukların gözlerinde nasıl da kavgalı olduğumuzu görün.Görün ki,vicdan diye taşıdığınız en güzel değerinize nasıl da yabancı kaldığınızı anlayın! Kendimi affetmiyorum;suskunluğumu,sağırlığımı ve körlüğümü affetmiyorum. Bu ateşi yakanları,bu ateşe odun taşıyanları affetmiyorum... Buyrun insanlığımız için yas tutmaya...kendimi ve tüm sorumluları lanetliyorum...
-
Lotto Çekilişi
Şimdi ben mi kazandım kıskananlar çatlasın Bence de her hafta olsun
-
Gazze'de katliam
Suheyla,lütfen bari böylesi bir katliamı "haklılaştırma".Allahaşkına,orada yüzlerce insan öldürüldü;siz hala bunu meşru müdafa olarak görüyorsunuz. Arkadaşım,ben artık birşey demiyorum.Ölenlere o kadar alıştık ki;kendimize lanet okumalıyız.İsrail neyin savaşını veriyor,hangi müdafada kadın,çocuk demeden katletme vardır. Irak kan gölü,Ortadoğu ateşin coğrafyası.Ya ABD'nin uşağı olacaksın yada öldürüleceksin.Nedir bu ya,sadece "efendim,kınıyoruz" diyen dünya,dünya barışı için varım diyen "BM", nerede herkes. Bak Suheyla,rakamlar...yüzlerce olmasa da tek kişi olsada benim sana sorum;hangi hakla insanın yaşama hakkına gasp edilir?Bir insan olsa da,hangi hak? Sizin de sorunuz vardı değil mi;Hamasa çiçek değil,Filistine ölüm götürdü.Hep yaptığı buydu;yine yaptı.Yapmaya devam edecek.İnsanlık utansın diyeyim,ne denilebilinir ki başka. Suheyla,lütfen bana İsral'in ne derdi var 'ı anlat,anlat ki bu utanca ben de senin gibi;başka yapılacak ne var diyeyim.Yoksa utancım bu katliamı yapanlara karşı nefrete dönüşecek,susanlara öfkeye... İSRAİL KATLİAMI ÖLÜ SAYISI 225'E YÜKSELDİ. bu sizin için ne ifade ediyor?
-
Eylül 2008 Hak İhlalleri Raporu
Politika,benim anlatmak istediğim bu;melek değiliz...tabi ki insan kasabı da değiliz. Altını çizdiğim cümlelerinize katıldığımı belirteyim önce Bu da çok açık bir neden;kaybeden bizler iken nedenleri konuşmak çok güzel. Bizler,gerçekten çok ilginç bir siyasi geleneğe sahibiz.Dengeler ile açıklanamayacak kadar karmaşık bir uluslararası siyaset anlayışımız var.Nerede durduğumuz belli değil,neyi savunduğumuz belli değil. Çok daha ilginç olan,dün AB iken bugün ABD olan dış politikamız.AB ve ABD arasındaki çatışmalarda savrulmak.BOP'a hizmet etmek,dünya barışı için çabalamak...çelişki üstüne çelişki. Ayrıca AB kimse için kusursuz değildir;ama şunu da üzülerek belirteyim;Türkiye'nin AB rotası olmasaydı biz hala düne takılı kalmış olurduk.AB kusursuz değil,alternatif. Siyasi hesapların ben de farkındayım,onun için sağlam adımlarla "yaptıklarını ve geçmişini sahiplenen bir ülke" diyorum.Bu olmadığı sürece tökezlemeye devam edeceğiz.Kozlar varsa kullanılacak,bize düşen o kozları sahiplerine iade etmek,ama tarihle ama bilimle ama sağduyu ile...özür dilemeyelim ama ne için özür dileyemeyeceğimizi de bileleim.Yoksa "yok efendim,siz de bunu yaptınız" demenin manası yok,kaybederiz.
-
KISKANÇLIK
onlar sadece kıskanır
-
Lotto Çekilişi
şimdi kim kazandı,yoksa ben mi
-
19.Aralık.2000 Hayata dönüş katliamı.....
Politika,insan hakkı taraflı düşünülemez.Baştan beri bu hukuksuzluğu terör ile açıklamaya çalışan sizsiniz.Ben nasıl bir ülke de yaşadığımı çok iyi biliyorum. Yıılarca hapiste tuttuğu adama;"pardon" diyen bir ülke...sadece bir örnek!
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Kıssadan hisse,ben çıkarmam gerekeni mi çıkarttım...Atatürk,diğer çiçeklere sadece laleler için kıymış olamaz.
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
Bu ne şimdi
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
Türkiye,işlemediği bir suçtan özür dilemelimidir,bence de hayır.Geçmişten yaşananlardan tabi ki bizler sorumlu değiliz. Sizin belirttiğiniz gibi biz bugünden ve yarından sorumluyuz.Sadece bu.Sanılmasın ki;bizler için ölümün haklılığı yada gerekçesi vardır,savaş da zulüm de lanet edilesi olandır. Geçmişimiz,geçmişimizden ne kadar sorumluyuz.Galiba önce bu soruya bir yanıt vermek gerek.Geçmişimizle yüzleşebilmek için önce;geçmişin bizim için nerede olduğunu görmemiz gerek. Osmanlı Devleti,yıkılış sürecinde yaşanan isyanlar,devleti kurtarma çabaları vs...buna rağmen ümmet anlayışını kurtuluş olarak görenler,isyanlar,din ve etnik milliyetçiliğe takılı kalmış zihniyetler...nerede tutarsanız tutun,tam bir fiyasko! Yalnız şunu da belirteyim;ben Osmanlı Devletinin yaptığı hatalarının da görülmesi taraftarıyım.Ermeniler ile değil bu;tamamen Osmanlı Devleti'nin yaptıkları ile ilgili
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
177. linkte yazmıştım
-
YIYEN YIYENE!
Sevgili Muki,çanak tutmayı bir tarafa bırakalım;o fırsatı verseler biz direk dalarız "Vatandaş olarak tavrımızı koyarsak ancak o zaman yiyenlerden kurtuluruz sanırım." kesinlikle...kesinlikle...
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Evet,şimdi anlamam gereken ne?
-
19.Aralık.2000 Hayata dönüş katliamı.....
Öfkeliysek,neden bizi bu hale getiren siyasi gelenekleri, bizi bu sınıra taşıyanları değil de sadece sonuçları konuşuyoruz. Ben de öfkeliyim;her daim Kürt olmayı konuştuğum için,her daim taraf olmaya zorlandığım için. Politika,inanın ki ben atanmışlarıma ve seçilmişlerime o kadar öfkeliyim ki;o öfkey tüm bu insan hakları gasplarına değil de sadece kuklalara yöneltenlere de "bilmiyor musun,duymuyor musun,görmüyor musun" sorularımla bir çığlığa dönüşüyor? İnsan,insan kılığına bürünmüş insan...nerede insan? Herşey insan değil mi?
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
Bakın,o yazıları özlellikle verdim.Çünkü yazdıklarımız Ermeni yandaşlığı olarak anlaşıldı. Kesinlikle hayır;Ermeni yandaşı olmak değil.Biraz olsun insan olmak,insana sahip çıkmak. Ermeni aydınları nerede? Ben de her iletim de Ermeni aydınları da burada olmalıydı dedim;olsa ben de imzamı atardım dedim. Ama şunu da ekledim;benim özür borcum bugüne değil,geçmişe var.Benim özür borcum,sadece benden ibaret olmayan,özür dilediğim geçmişimden özür beklediğim bir borç. Bakın,yazıyı okuduğuuzda yaşananlar gerçekten de yüreğinizi sızlatacak kadar büyük. Olayları anlamak için;dönemi bilmek lazım.Emperyalizmi doğru okumak lazım,milliyetçiliğin ne tür bir hastalık olduğunu kestirmek lazım. Ermeniler daha baştan beri;Büyük Ermenistan hayali kurarken,batılı güçler nedense söz hakkına sahip iken...tüm bunlar var iken;kendi siyasi anlayışımızı daha doğrusu Osmanlı ne yaptı,işte bunları da doğru okumak gerek. Evet,dün yaşananlardan ben sorumlu değilim;bugün yaşananlardan da yarın sorumlu değil.Ama Yakışıklı,ne olacak şimdi? Özür dilerken yada özür beklerken?
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Bakın,ne güzel çelişkilerimizi ifade etmişsiniz. Herşeyin fazlasıyla çeliştiği,kanların bile bu çelişkiyle mübahlaştığı bir ülke. Dün idam olmasın diye imza atanların seçim meydanlarında ip attığı, İnsanım benim için özel derken,demokrasi derken linçleri toplumsal tepkiye dönüştüren başbakanların olduğu bir ülke. Üniversiteler de türbanın bir şeriat kavgası olduğunu ifade ederken,hemen ardında çarşaf açılımlarının sözcüsü olan muhalefettin,meydanlarda sahiplendiği samimiyet, Vatan vatan derken,PKK mecliste derken,çetelerin parlemantoda olduğu etnik milliyetçilik yapan diğer bir partinin vatanseverleştiği bir ülke. İşte bu ülke... Bu ülke öyle bir ülke ki;yasaları iktidarlara göre değişir,bu ülke öyle bir ülke ki insanları iktidara göre değişir. İşte bu ülke... Açlığın kadere dönüştüğü,açlık ve değerler üzerinde siyasetin yapıldığı bir ülke... Hükümetler ile değişen devletimiz,askeri rejimin her an ensemimizde duyyduğumuz,yasaların keyfiyete dönüştüğü devletimiz,yargının kişisel düşüncelerden çıkarak karar verdiği devletimiz... Suheda,ben de samimi olmayan bir devleti sorgulayalım derim, O devlet ki,halkıyla,yasalarıyla,yönetenleriyle,yönetilinleriyle,atanmış ve seçilmişleriyle....belirli yasalar ile bireyini koruyandır.O devlet ki hak ve ödevler içinde sınırını bilendir.Benim devletten anladığım bu,benim devletim işe devletten anladığım olamayan. Derin devlet diye kendisini masumlaştıran,öldürene sahip çıkan,işine gelmediği zaman çark eden..."hey halkım,bak ben kötü adamları nasıl yakarım" nidasıyla Ergenekon'lar da sadece piyonları oynatan,yetkilendirdiği sözünü dinlemeyince yine aynı yöntemle onun işini halleden... Bir bakıyorsunuz;emniyet ve asker içinde ki rantlar,bir bakarsınız yargı ve hükümet arasında ki söz düellosu...işte bizim devletimiz. Bu ülkenin bir bölgesinde bombalar patlarken,halklar karşı karşıya gelirken,bundan seçim yatırımı yapanlar...korkaklar,tek derdi alacağı para olanlar.... Suheda devletin benden birşey istemesi için birşeyler yapması gerekir.Ben herşeyimi devletten beklemiyorum;devlet herşeyinde susmamı bekliyor.Hükümetler değişir,değişmeyen devletin kendisidir. Hiç düşündünüz mü;attığımız adım bile vergi iken,devletin memurları açlık sınırındayken,işverenine,işçisine sahip çıkamayan devletimiz,ne yapıyor o vergilerle devletimiz? Ne yapıyor söyleyem mi? Masa başı hesaplarla;nasıl kendi ideal anlayışımı dayatırımın muhasebesini yapıyor. Devlet benim için var,ben devlet için değil!
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
O kadar çok şey yazdıktan sonra bağlantı kurbanı olmak çok acı verici Bir daha baştan mı yazacağım İki ifademin çelişip ççelişmediğini;isterseniz sorularınızın yanıtında beraber arayalım. Birinci sorunuzda;Kürt asıllı vatandaşlarınının Türk ulusu içindeki ulus olma durumunu irdelemeye çalışmışsınız galiba.İşte arkadaşım,benim ifade etmek istediğim de tam da tanımlamalarmızdan kaynaklanacak bakışlarda gizli.Ben diyorum ki;Ulus kavramınız içersinde etnik kimlik yoksa;Kürt asıllı vatandaşlarınızında içinde barınabileceği bir Türk Ulusu kavramı mümkün.Yani,ortak çıkar,ortak kader...'in olduğu,etnil kimliğin olmadığı bir ulus!Yok eğer,etnik kimliği de işin içine alırsanız;o zaman Kürtler başlı başına bir ulus olur. İkinci sorunuz da ki kandırmaca;bence olması gereken.Ben kendimi ifade ederken;Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıbir Kürt şeklinde ifadeleri çok kullanmışımdır.Yoksa vatandaşlık anlayışınızda da mı Türk olmak yatıyor?