mavi olmayan gökyüzü

Peki,Godzilla otorite din olmasa da otoritenin kendisi kanun değil midir;yada dediğin gibi korkutma. din de zaten kendi kuralları ile,bireye bir şekilde yön vermeyi amaçlar. Cennet ve cehennem de bunu göstermez mi?

Et sevmem tabi dediğiniz gibi tavuğu afiyetle yerken ne kadar farkındayız yaptığımız kötülüğün. Aslan,insan gibi düşünemez.Düşünemeyen bir canlı,farkındalığı ile ne kadar tartılabilir diye yazacaktım ki,galiba anladım ne demek istediğinizi. Bu sefer,anlatmak istediğinizi anladım.

İşte değerli forumdaşım,belki de bunun için inanmak yada inanmak pek de farklı olmasa gerek...sonuç itibari ile cevapsız kalan zıtlıklarda yitirilen sorular. Farkında olmam yada olmam,neyi değişterecek,kime hesap soracağım ben?Kendimden başlasam

Bizim gözyaşlarımız anlıktır;biz sadece gözyaşı dökeriz,sonra kendi köşemizde kahkahalarla eşlik ederiz tüm duyarsızlara...

31 oldu

İlk kapitülasyon Osmanlılar tarafından verildi,bizler o kapitülasyonları başka isimlerle vermeye devam ettik.Herşeyden önce bağımsız bir ekonomimiz yok.Kaldı ki;İsrail'in saldırılarını en çok tepki gösteren bizler,stratejik/ekonomik ortaklığımıza laf edecek bir cesurluğu taşıyamayız;çünkü ipler onların elinde.

Mesela İzettin YILDIRIM Milletin başında bela olan Hizbullah,PKK,Avrupa tarafından el üstünde tutulurken Hizbullah ABD ile kök saldı...çok ilginç,çok acı PKK tarafından öldürülen Kürt aydınları,Din kisvesine bürünen Hizbullah tarafından öldürülen Yıldırım gibileri...işte açıklanması gerekenler. Yeşil'di galiba,bu ilişkilerin hemen ağında olan,bu ağa güvenmeyen

Değil mi,bakınız bu çok doğru... Mehmet Ağar,yaptıkları ile nerede olduğu bu kadar belli iken...tasfiye işte,dokunulması gereken değil gözaltına alınanlar,çıkara göre göze batanlar...bu zihniyetin siyasi kanadı nerede?

Forum olarak değil de site ismi versek yada reklam yapmadan; Çoğu zaman haber siteleri ve kitap eleştirilerinin olduğu siteler...Radikal gazetesi'nin ekleri için özellikle baktığım Radikal Gzatesi sitesi ve Atlas Dergisi sitesi... Ekşi Sözlük ve arada Forum Tr... İlkay Akkaya Fan ve ismini veremeyeceğim başka bir site... Ha bir de beni geçen gün kovan başka bir site vardı aslında netti gereğinden fazla hayatıma soktuğumu bunları yazarken anladım... neyse ben daha fazla sanal alemi konuşmayarak,gerçek hayatta ki kahvaltı olayı ve derslere döneyim...

Bilimselci, Çelişki dersiniz yada kafa karışıklığı...sorulara sığınmanın cevabı budur. Gelelim demek istediklerime.... Bir varlık vardır yada yoktur;ikisini de düşünebiliriz. Burada hemen insanı ele alalım;insan evren üzerinde yapılan tüm kötülükleri eliyle yapan tek varlık. Savaşan,öldüren,hak gasbında bulunan vs... Yani,dünya üzerinde yaptığı kötülüklerin farkında olan...yeryüzüne en büyük kötülüğü yapan insan. Yaratan bir varlığı kabul etsek de etmesek de sonuç yine budur. Ben sadece şunu sormuştum;benim kabul ettiğim yaratıcı,insanı yaratan varlıksa aynı zamanda; ceza-mükafat olarak düşündüğümüz de tüm yaşananları;kötülüğü insana veren,yani yaratan yine aynı güç ise...sınanan insan bu kötülüğün neresinde sınanacak... ayrıca çelişkilerle bireyleri bilinçlendirmek gibi bir amacım yok;"kelin ilacı olsa önce kendi başına sürer" değil mi? İnsanın yaratttığı Allah,ben buradayım diyen Allah ile aynı mı acaba?

İyilik ve kötülük kavramların zıtlıkların doğan dengenin ben de farkındayım. İnsan hayatında mücadale olacak iyiliğin ne kadar da insanın özel kıldığının da. Benim aklıma takılan,dalgalanan kötülük rüzgarına takılan insanların,yaşadıklarıyla,yaşamak zorunda kaldıklarıyla.. Tüm bunlarla ...sadece "Allah insan bana kul olsun diye yarattı" şeklinde ki çıkarımlar da,insan sadece bunun için yaratılmışsa;reva mı bu insana(aslında bunu direk sormak istemezdim,ama aklıma gerçekten gereğinden fazla takılmıştı) İnsan,Hz Adem'in yaptığı hatanın bedeli mi ödüyor yoksa hala

Tabi,Ergenekoncu abilerimiz daha çok kendilerince sistemlerine ters gelen Kürtçü ve dinci olarak ifade ettiklerinizi temizledikleri için,bu olaya en çok ilgi duyup sevinen de onların olması kaçınılmazdır. Sakın,kimse bugün gözaltına alınanlar kaç kişi öldürdü demesin;onların Çatlılar,Yeşiller,Erseverler olduğunu hepimiz biliyoruz.... Sorun zihniyet...

Bu konuda başta ne yazdıysam şimdi de aynısını yazıyorum. Bakıyorum herkes artık yazdıklarıma duygu sömürüsü diye yanıt vermeye başladı,nerede duygu sömürüsü.Anlayamıyorum sizleri,tehcir diyoruz,tehcirin sadece bir sonucu duygu sömürüsü mü oluyor? Özür dilerim,burada yazılanlar da yazan da insan.Eğer siz hala duygu sömürüsü diyecekseniz,o zaman duygularınızı kaybetmişsinizdir. Bana,tehcir olmalıydı dediniz,ben de neden diye soruyorum. Ermeni yada Türk yada Kürt...çpk mu önemli kimin öldüğü.Benim için hiçbir önemi yok.Ölen insansa noktayı koyarım. Bu arada 301 ile yargılanacak özürcüler haberini duyunca sadece güldüm.Komediye devam.

Bazen bir ses size huzur verebilir,sadece müzik bile sizi farklı şeyler anlatabilir... Ezan sesini ben de çok severim,ama anlayarak idrak etmek...işte asıl olması gereken bu!

selamımı söyle,birşey demez Angelime...sevgiler tatlı cadım;)

Şafak 29...değil mi Jön...o sevdiklerine gitmek için hazırlanıyor

Çok ilginç gelirdi bu bana hep,PKK için yasaklar tam bir Allah vergisi iken vatanımı seviyorum diyenler nasıl farkında olduklarım derken bile bu vergiyi kendilerine bizzat sunuyorlar? Dediğinize katılıyorum.

Değerli forumdaşım, çok teşekkür ederim.Oldukça güzel yanıtlar...olan bitene inkar ile yaklaşmak da yaratıcıyı kabul etmek de yaşadıklarımızı değiştirmeyecek.biz,külli irade denilen kavram ile an azından yaşananlara anlam verebiliriz...umarım doğru anlamışımdır. öte yandan,kendi adıma şunu söylerim...dünya üzerinde yaşanan tüm kötülüklerin sorumlusu insandır.tüm güzelliklerin kaynağı da insandır.bizden başka ölümlere,doğada kıyımlara aracılık eden,bunları yapan başka bir varlık var mıdır?Tabi ki hayır,yalnız forumdaşım bunları söylerken de aklımda şu geçmiyor değil;kötülük her ne kadar insan tercihleri ile açıklansa da kötülüğü yaratan insan değil ki,neden peki,Allah insana bu kötülüğü de verdi?Sadece imtihan ile açıklanabilir mi bu

Politika,peki sizin ve PKK'nın gerekçeleri farklı olsa da aynı kapıya çıkmaz bu yaklaşım.Önce buna cevap bulalım isterseniz.

Arkadaşımız bu ifadeyi genel anlamda kullnmış olabilir,bunu forum ile sınırlandırmak doğru değil.Ki her kelimesine katılıyorum. Bu,zulmü yaşayan bir Filistin'le sınırlanacak olan haykırış değil,öldürülen tüm insanlar ile ses bulacak bir insani rahatsızlıktır. Dürüst olalım,çocukları öldürenlere ve bu ölümlere suskun kalan bizlere dönelim Suçlu kim?

İşte bu...tasfiye! Bu aslında tüm yaşananları çok net ifade ediyor.Şunu baştan belirteyim;Nokta dergisinde yayımlanan "darbe günlükleri" ne burada avukat olan iktidar partisi ne de ülkenin sosyal demokrat olan ana muhalefeti tarafından hiçbir şekilde herhangi bir yapılanmanın ortaya çıkmış taşları olarak algılanamazken,sonrasında iddianamede yer alan bu günlüklerin de dahil olduğu tüm iddialarda kendileri vardı. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar olabilir,ki mutlaka vardır.Bu "ılımlı İslam" veya başka bir projenin yerine oturtulmaya çalışan parçacıkları da olabilir.Tüm olasılıkları aklımızın bir tarafına yazalım ve biraz da yaşananlara göz atalım... Türkiye'de ki bu yapılanmalar,hiçbir şekilde gözardı edilemez.Hele ki bu yapılanmalar bedeller ödettirmişse.Kimse,kalkıp ta devleti şuna buna karşı korumak da demesin.Devlet de o kadar güçsüz değil.Adalet yerini bulmalıydı,Susurluk ile başlayan dakikalık karanlık eylemler er geç yanıt bulmalıydı. Bakınız,Susurluk dedim değil mi? Bakalım,Çatlı kimdi,neler yaptı? Kaç kimliği vardı? O ve onun tarafında yer alanlar hangi sebelerden dolayı karşı karşıya gelmişlerdi. Araba da neler çıktı? Bakınız,güneydoğuda patlayan bombalar? Kim tarafında patlatıldı...bunu geçiniz;zamanlamaya bakalım...barışa en yakın olduğumuz da savaş çığırtkanlığı değil miydi bu bombalar. Yine Ersever tarafında bir deve dönüşen Jitem...inkar ve sahiplenme. Gaffar Okan suikastı,emniyet ve jitem arasında ki mücadale... Bunlar er geç adaletin önünde hesap verecekti. Ama hesap verenler birer masum da birer kuklada olabilir o mahkemede.Çünkü amaç tasfiye...Ha bir de,devletin halkına sunduğu..."bakın,ben kirlilieri nasıl temizledim" şeklinde ki düşünceyi aşılama isteği...yani güven! İşe yaramayanlar kurban sunuldu...iktidardan tutun muhalefete kadar...ip onlara da dokundu,çıkarları gereği durmaları gereken yerde kendilerine düşeni yapmaktadırlar... Ben hala "adalet nereye kadar" diyorum olsa da,yine de adalet diyeyim...

PKK ve Ergenekon arasında ki ilişki daha ilk günlerde konuşulandı.Şu bir gerçek ki;Öcalan her şekilde devlet içinde ki ve dışında ki tüm yapılanmalardan haberdardı.Ve bildiğimizden çok daha fazla bir bilgisi olduğuda şüphe götürmez diğer bir gerçek.Yanılmıyorsam,avukatları aracılığıyla "Ergenekon hakkında bildiklerimi açıklamak istiyorum,bu davanın seyirini değiştirir" demişti.Bunlar gerçekten çok önemli ayrıntılar.Öte yandan PKK ve derin devlet arasında ki ilişkinin çok da ötesinde olan bir çıkar çatışması var.Mesela uyuşturucu.PKK,dağda kalkıp üretim yapacak değildi,varolması için yasadışı yollardan gelen bir kaynağa ihtiyacı vardı.Ya derin devlet diye nitelendiklerimiz;onlarda uyuşturucu ticaretinde nemalananlardı.Tabi ki PKK ve derin devlet dediğimiz yapılanma aynı çıkara hizmet etmeyecektir;ama aynı yollardan yürüyen bu örgütler mutlaka geçtikleri yollarda buluşmuşlardır. Jitem başlı başına bu yapılanmaların PKK ile bağlantısnı doğrulayan bir yapılanmadır. Doğrucudavut,devlet dışında ki yapılanmalar,derin devlet her ülkenin baş belasıdır.Yalnız,bizim ülkemizde bu yapılanmalar devletin kendisi tarafından destek bulmuş,yaptığı yasadışı eylemler sahiplenmiştir. Ayrıca,hiçbir devlet;kendi dışındaki yapılanmalar ile kendi ağırlığını ortaya koyamaz.Bu otoritenin boşluğu demekdir ki;devlet otoritesinin olmadığı bir yerde,herkes ahkam kesilir. Altını çizdiğim cümleniz,kesinlikle derin devletin meşrulaştığı yerdir ve devletin kendisini yok edebilir. PKK'nın bölgede ki etkinliğinin bir nedeni de belki de budur;otoriter olamayan bir devletin ardında onun adına yapılanlar,onun olmadığı yerde taraf toplayanlar...

Pardon,Ergenekon ile ilişkilendirilip içeriye alınan kimler? İbrahim Tatlıses,Kürt olmadığını iddia edemezdi zaten,sorun ne biliyor musunuz? Siz ben kalkıp Kürt'üm diyemezdiniz,ama başkaları söyleyebilirdi. Ya da korkularınız da ki Kürt,istenilen Kürt imajı ile verilirse sorun olmazdı. Şiwan Pever,Kürtçe söyledi o yıllarda İbrahim Tatlıses Türkçe...sorun,seçtikleri dil değil,seçilen dile göre değişen yaklaşımlar.

Ya o korku,sevgiyi bitirirse...

Ben,tam bu acizlik mükafat ve ceza için insana ağır gelmez mi diyecektim ki;cevabı vermişsiniz.Biraz daha açarsanız,sevinirim.