Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    5.190
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    13

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. CHP'nin çarşaf açılımı dediğimiz zaman kendimiz bile gülünçleşiyoruz.Sorun ne biliyor musunuz?Sorun,ne olduğumuza karar verememek,sorun hala kavramlara takılmak,sorun kendimizden,tarihimizden utanmak. Neymiş,çarşaf açılımıymış.Kim,ne açılımı yapıyor?Açılımdan anladığımız çifte standartlarımız mı?Bu ülke de hala insanlar kimliklerinden,seçimlerinden dolayı yargılanıyor.Dikkat edin,yargılanıyor diyorum.Ötekileştirilmeyi geçtik,aşa aşa yargılamaya kadar geldik. Geçenler de bir arkadaşım,CHP kaybetti,dedi.Ney kaybetti,hemen cevap;tabanını...Düşündüm,nedir bu taban.Nedir ki,kazanılan,kaybedilen... Kazananı bilmem,kaybeden bu ülke hala...Kaybediyoruz,hem de hergün.Kim olduğumuzun muhasebesini yaparken,alanlarda kardeşiz diye bağırırken,hala ağlarken,hala ağlatırken...kaybeden bu ülke. CHP'den laf açılmışken,bugünler de bir de "Kuran Kursu Açılımı" denilen bir açılım(!)ın sancılarını çekiyor partimiz.Muhalefet olmayı bir türlü öğrenememiş ana muhalefetimiz,bir de bu açılımdan kastını anlatmanın derdinde. Az önce,bu açılımın sahibi,CHP belediye başkan adayı özel bir kanalda çırpınıyordu.Efendim diye söze başlayan,bu bir oy avı değil diye devam eden bu açıklamalarda ki samimiyeti bir tarafa bırakalım...hemen karşısında,kim olduğunu bilmediğim sözüm ona aydın,çağdaş bir beyimiz;resmen bağırarak konuşuyordu; "Bu ılımlı İslamdır,nasıl ya Kuran kursu,olur mu kardeşim.Bakın imamlar da artık doktor olacak,onlar da artık üniversite de..." işte aydın,işte çağdaş...acıdım,kendimize,toplumumuza,anlayışımıza,devletimize...Bir de beyimiz kalkmış,Köy Enstitüleri demesin mi? Köy Enstitüleri,örümcek kafalı yetiştirmeyeceğiz dedi.Kim bu örümcek kafalılar,işte böylesi kendisini,insanını,başkalarını yok sayan,ne olduğuna karar veremeyen... CHP,bu açılımlarda ne kazandı,bilemem.Samimiyetini sorgulamayacağım.Zira,bu zihniyeti artık eleştirmek için değil,değiştirmek için burada olacağız. AKP,A Partisi,B Partisi...hiçbiri...hiçbiri,ne benim ne benim değerlerim! CHP,bu açılımlardan ne kazandı bilemeyeceğim,AKP nasıl rant sağlar,onu da yazmayacağım...buyursun,herkes birkez olsun düşünsün! Kaybedeni yazacağım...kaybeden bizler,kaybeden bu ülke,kaybeden yarın...biz,hala birbirimize,kimliklerimize ve seçimlerimize o kadar yabancıyız ki! Sorun,asıl sorun...zihniyet!
  2. Coğrafik olan matematik ve özel konumun ne olduğunu mutlaka biliyorsunuzdur.Milliyetçiliğe de biraz öyle yaklaşmak gerek.Düşünün,elimizde bir kavram var.Adı millliyetçilik.Kim,ne derse desin,ben insan var olduğu günden beri olan bir kavram olarak görüyorum milliyetçiliği;adı ve içeriği insanlık tarihin de farklı olsa da. Bu milliyetçiliğin kendisini alalım,onun dünya üzerinde ki yerini belirlemeye çalışalım.Coğrafya da matematik konum,dünya üzerind ki yeri belirlerken,özel konum bir ayrıcalıktır.Yani,diğer yerlerden farkınız.Milliyetçilik,dünya üzerinde ki yeri,yakın dönem de Fransız Devrimi ile dünyayı kendine benzeten,ezen geçen modernitenin dalga dalga yaydığı hissiyatın kendisidir.Peki,onu farklılaştıran,onu ayrıcalıklı kılan nedir?Tabi ki,adı geçen tüm coğrafyalar. Bakınız,bu konuda özellikle bu forumda kavramlar üzerinden çok yazdık,ben dün ne söylüyorsam bugün de aynısını söylüyorum,diyorum ki; Kavram,başlı başına boş bir kavramdır.Levha gibi üstüne birşeyler yazıp çizmeniz de çok önemli değil;o kavram gittiği coğrafyanın rengini alır,o toplumun korkularını taşır,o insanın deneyimlerini anlatır... Dikkat ettiyseniz,ikimizin milliyetçiliğe bakışı çok farklı.Bu da farklılaşan bir milliyetçilik kavramının ne olduğunu açıklamaya yetmez mi? Ben,daha önce ki yazımda,milliyetçiliğin bugün bir kıvanç kaynağı değil.bir utanç kaynağı olduğunu yazdım.Bayağı örnek vermişsiniz,şunun farkında olalım,bugün hiçbir gelişmiş toplum milliyetçiliği bir övünç kaynağı olarak görmez,bu artık küreselleşen bir dünya da olanaksızdır.Ha diyeceksiniz,bu örnekler;ben de derim ki,biz kavramın kendisine dönelim... Dedim,demeye devam edeceğim...milliyetçilik,az gelişmiş toplumların dize gelmeyen tutkusudur.Tabi,buna at gözlüğü takanları da eklemeden geçmeyeceğim.
  3. Yaf Sercan,bu kadar mı offf ya,gel yerime çalış çok hastayım,dört saat var daha "sevgılı yayamaz senı pısagor bagıntısının ıspatı kadar sevıyom ( ohh canıma degsın mavı sana )" canım Yayamaz,inanma bak şu comic alakaya
  4. Ahmet Türk'ün soyadı DTP'ye gelmeden önce bu kadar sorun olmamıştı bence de tesadüf yada anlatılan olay.Ne farkeder ki?
  5. Bu konuda size katılıyorum da Sardunyam,rtük böyle programlara nasıl yasağı koysun ki,gerekçesi yok zaten.Bu programları baş tacı eden halkımız,rtük değil!
  6. Özür ile ilgili iki yeni gelişmeyi ekleyen arkadaşlarımız olmuş diğer başlıklara...bende bu topiğe ekleyeyim. Birincisi,özürlülere 301'den açılan dava takipsizlikle sonuçlandı. İkincisi,Ermeni kanadından da özür sinyalleri sıklaşmaya başladı...umarım,onlarda imza atarlar!
  7. Birincisi,ben size işkencede hayatını kaybedenlerden örnek veriyorum,düşüncelerden değil. Sol görüşlü olduğuma nasıl karar verdiniz,bunu da anlamış değilim. Evrensel gazetesi,gündem gazetesi,milliyet,cumhuriyet vs değil,işkence de öldürülenler beni ilgilendiriyor. Arkadaşım,işkencenin düşüncesini mi arıyorsunuz siz? Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili yazıyı bulamadım,isterseniz verin.
  8. Ne güzel sıralamışsınız iktidarları ve onlardan nemalananları,bakın farkındaymışsınız bazı ülke gerçeklerimizin. Devam edeyim,amacımız istenen cevabı yazmak değil nasıl olsa! Öyle iktidarlar ki,tüm samimiyetsizliklerine rağmen,hala bize kendi kaderlerine göre rota çizenler.öyle medya ki dün olduğu yerden bugün çıkarı için karşıya intikal edenler ve öyle bir halk ki,bütün bunların farkında olmasına rağmen hala kendi halkı ile çıkarları aynı pencereden seyredenler. Zübük,kalkar sanayi bölgesi olmamasına rağmen,40 fabrika der,kimse inanmaz,herkes de bir alkış tufanı galiba biz de ki bu,inanmayız ama farkındalıklara rağmen ısrar ederiz.
  9. Kavramın kendisine tıkanıp kalmak yada kavramlar üzerinden bilgiçlik taslamak gibi bir niyetim yok,devşirme herşeyden önce bir imparatorluk sistemiydi,bir tercih değil. Benim ifade etmek istediğim şu;bu sistemin kendisi bir asimilasyon örneğiydi. Yeniden soruyorum,Osmanlı İmparatorluğu hakkında ki düşünceleriniz de devşirmeyi nereye koyuyorsunuz? Bağımsızlık,bir devletin olmazsa olmazı değildir.En azından yeni dünya düzeninde bu vardır.Geçmişte yok mu?İsterseniz manda sistemine beraber dönelim;bir devlet aşamasında seçenek olarak sunulan. Bugün,dünya devletleri arasında gerçek anlamda bağımsız olan devletlerin sayısı oldukça sınırlı. Irak,kendi içinde otoritesini tanımlayamayan,herşeyi ile ABD'nn dış politika insafına kalmış bir işgal devleti,soruyorum size;hangi bağımsızlık,devlet olmak için nerede bağımsızlık? Siz,Irak'ın bağımsızlığını konuşabilirsiniz,ama yine de devlet olduğu gerçeğini burada red edemezsiniz.Toprağı var,milleti var,dili ver,bağımsız olmasa da bir hükümeti var.Sonuç itibariyle Irak bir devlettir. Arkadaşım,özerklik ve bırakılan açık kapı;kurulacak Ermeni Devleti vs ile değerlendirilemez.Şuna dikkatinizi çekerim,dünya savaşında Kürtlerin değil Ermenilerin devlet talepleri vardır! Bakınız,şunun farkında olalım.Osmanlı Devleti,bir sömürge devletidir.Olması gereken budur,dönemim şartları budur.Yayılmaı bir politikaya sahip olan bir devletin adil olması,bugün örnek alınması vs onun başka topraklara ve halklara zorla hükmettiği gerçeğini değiştiremez.
  10. mavi olmayan gökyüzü

    Mardin

    Mardin gerçekten güzel bir kent,her caddesinde tarih var...yalnız yazın çok sıcak ama gezip görmeden sakın ölmeyin
  11. aman aman,kimin doğum günüymüş canım,nice senelere............. içinde dileklerin var;)
  12. Peki,eleştirdiğimiz insanı kaç defa okuduk,kaç defa dinledik? Kaplan,lütfen bana o metnin tamamını buraya ekleyin,lütfen!
  13. Taraf demeyi bırakın,verin bana dürüst medyanızı.Dostum,siz de farkındasınız,biz de.Bu ülkeye,kimin,ne yaptığını.Aldatmayalım kendimizi,doğrularınız şu an çıkılamayan kafa karışıklığın tam da kendisi.Bakın,kimse nerede duramayacağını kestiremiyor. Derin devletmiş,olması gerekenmiş...mişlerle değil o mişlerin belalarını yazın bana.
  14. umuyorum ki,birbirimize tahammül edebildiğimiz bir dünya çok uzak değildir,yangında yaşamını yitiren herkesi saygıyla anıyorum.
  15. aaaaaaaaaaaaaa,Bursercan sen hala bizi tehdit mi ediyon Angel,kız gel döfelim
  16. sorular çoook zor,yarın cevaplasam olur mu,TV'de bekçiler kralı çıkmış da,hem yarın sabah işte var.......görüşrüz canum
  17. Çok güzel anlatmışsın dostum,yalnız şu ev kadınları çalışan kadınlardan daha çok yoruluyor kısmına,çalışan bir bayan olarak katılmıyorum. Ama dediğim gibi,haklıya haklı!
  18. Barış için savaş,savaştan nefret eden barış...aklım almıyor!
  19. Bunları okurken,gerçekten de "olmaz be bu kadar" dedim.Der demez de kendi ülkeme baktım önce,sonra ahlaki yobazlığın yaşandığı coğrafyalara çevirdim yüzümü...."deveye neren eğri demişler;deve,nerem doğru demiş." kıssadan hisse,kendimize dönelim.
  20. Bu konuda haklısınız,,Hamas kendisini ne olarak ifade ediyorsa,PKK'da aynı şeklide kendine ifade etmektedir.Zaten Türk açıklamalarında,sen Hamas'ı muhattap alırsında neden PKK'yı almazsın demedi mi? Bende Başbakanamızın bu yönüne hayranım... Pardon,yeri değil ama belirtmeden geçemeyeceğim...Diyarbakırda nevruz sonnrası yaşanan olaylarda,"kadın,çocuk demeden ezer geçeriz" diyen de Sayın Başbakan değil miydi? Sayın Başbakan'ım,özür dilerim ama hala hemen yanıbaşımızda patlayacak bombalar var,unutmayalım da kardeşlerimizi,kendi ülkemize de cesur olalım...
  21. Eski tabiri dediğiniz,ne oluyordu peki?Devşirme sistemi,dünkü adıyla bu iken bugün adı beyin göçüdür,olarak anladım ben.Yanlış mı anlamışım,yoksa siz mi yanlış anlatmışsınız? Bakın,beraber okuyalım...Önce komisyon aracılığıyla kurulacak yerel bir yönetim,bir yıl sonrada bağımsızlık için gidilecek Milletler Cemiyet'i...yani bağımsızlık için açık bırakılmış bir kapı. Ve... Tavsiyeniz için teşekkür ederim,benim işim kavramların kendisi zaten.İşim gereği kavramları çok iyi tanırım.Özerkliğin de ne olduğunu bilirim Anayasanın da ... Siz önce eski tabir dediniz,sonra inkar ettiniz,şimdi de ortak payda diyorsunuz.Özür dilerim ama,ben kesinlikle ikisini yanyana getiremiyorum.Devşirme sistemi,daha çocuk yaşlarda ailesinden alınan çocukların,her yönü ile imparatorluğun kendi zihni tarağından geçirilmesi ve kullanılması değil mi? Varsa yanlışım,düzeltin. Bunun yanında beyin göçü,belirli bir seviyeyi aşmış,eğitimli beyinlerin ülke içinde tutulamaması değil midir? Benim çoğu arkadaşım şimdi yurtdışında,ben de en kısa zamanda gitmeye çalışacağım...işte buyrun size beyin göçü... Devletin olması için bağımsızlık şart mıdır?Siyasi literatür de evet,ama görülende hayır. Nasıl mı? Bakın,mesela şimdi ki Irak...bağımsız mı? Devlet olmak için Cumhuriyet mi olmalı,Anayasa mı olmalı?Hayır,bu devletiniz de Teokrasi de olabilir... Devlet olmak için toprak gerek,millet gerek,dil gerek...isterseniz devlet anlayışınızı bir daha gözden geçirin.Saygılar...
  22. Krishnamurti, Farkındalığın Işığı adlı kitabında şöyle der: 'Milliyetçilik allanıp pullanmış aşiretçilikten başka bir şey değil. Her aşiret bir diğer aşireti inançları, toprağı, ekonomik çıkarları uğruna öldürmeye hevesli ve hazır.' Yine alıntı diyeceksiniz,ama benim milliyetçilik ile ilgili düşüncelerimin özeti Krishnamurti'ye ait bu tespitte.Milliyetçiliğe ait düşüncelerinizi,bilgilendirici bir şekilde vermişsiniz.Teşekkür ederim. Milliyetçilik,herşeyden önce bir kavramdır.Kavramı belirleyen ona yüklediğiniz anlamdır.Türkçe'de bu sık sık karşınıza çıkar.Örneğin;"köpek" kelimesine bakalım...yüklenilen anlamlar açısında oldukça açıkdır,dün toplum tarafından isim olarak kullanılan bu kavram bugün bir hayvana ad olmuştur,bununla kalınmamış hakaret olarak argoda yerni almıştır. Milliyetçilik,Fransız Devrimin çocuğudur.Onun öncesinde yok mudur?Mutlaka vardır.İnsanın olduğu bir tarihte,aidiyet ve aidiyeti yüceltme olmazsa olmazların başında gelmektedir. Fransız Devrimi ile elle tutulan,siyasi arenada gümbürtürlerle gelen bu kavram,dünya üzerinde ki tüm dengeleri değiştirmiş,imparatorluklar yıkılmış,yeni devlet(cik)ler kurulmuş,çıkaraların yönü kurt kapanına çevrilmiştir. Böylesi bir kavram,demokrasi gibi gittiği her coğrafyada soluklanmış,o coğrafyanın rengine bulanmış,evrensel iken yereselleşmiştir.Yani,milliyetçilik sadece bir tanım değil,yüzlerce tanımın toplamıdır. Bugün eski toplumlarda hala bir değer olarak algılansa da milliyetçilik,gelişmiş devletler bunu değer olarak algılamaz.Mesela Avrupa...onlara göre milliyetçilik övünç kaynağı değil,utancın kendisidir. Milliyetçilik,Arapça bir kavram olarak açıkladınız zaten,orada da millet dinin kendisidir.Bakınız,yine kavrama yüklenen anlam... Ben milliyetçiliği Şovenizm ile açıklarım,yok sayma ile,tahammülsüzlük ile...miletini sevmenin adı,milletini sevmektir;"çilik" eki,sadece aidiyeti değil aynı zamada şaha kalkılan bir sistemi de getirir.
  23. Ben erkek değil değilim,bayanım...belki de bunun için,küfür veya hakaret bana göre değil. Tepki,insana yaraşır olmalıdır.Bakınız,kendimden örnek vereyim,bazen iş gerçekten yoğundur veya o gün can sıkıcı olaylar yaşamışımdır,tepkimi vermem gereken kişilere değil,herhangi birisine gösterirsem ne olur?İşte o zaman,tepki değil sadece sinir bozuculuğun yakışıksızlığı kalır size. İşim gereği,insanlara borçlarını söyler,sağlık yardımınız bitmiştir derim çoğu zaman.Düşünün ki,sadece elinde ki karnesi ile devlet kurumunda güvence sağlayan kişilerin tepkilerini yada benim onların çaresizliğine olan tepkimi... Aslında,sınırı iyi belirlemek lazım,tepkiyi de insan psikolojisinde olması gereken yere koymak gerek. Bu sadece insan psikolojisi için geçerli olan...gelelim,tepki ile açıklamaya çalıştığınız işkenceye... Devletin bir görevi de,emniyeti ve güveni sağlamak. Ülkemiz de belirli yasalar vardır,cezalar o yasalara göre belirlenir,suçlu cezasını bı koşulda alır.Yoksa dediğiniz gibi işkence herhangi bir tepki olarak açıklanamaz,devlette duygu değil olması gereken olmalıdır.Aksi durumda bunun adı "keyfiyetttir"ki bu devleti yok saymanın diğer adıdır. Nasıl yani,alıyorsunuz suçluyu;geçtiniz avukatı,hakimi;tepkinizi işkence ile mi açıklıyorsunuz?Olmaz,kesinlikle bunun mantığı yoktur. AKP,kesinlikle iki kişiden birinin oyunu alarak değil,oy kullananlardan ikisinden birinin oyunu alarak iktidar olmuştur.Arada ki farka dikattinizi çekiyorum izninizle. Doğrdur,az çok aynı düşünen birçok partimiz var,ama bu demek değildir ki %10 baraj sistemi bir zorunluluktur.Herşeyden önce,belirtilen oranın altında kalan irade kendini mecliste bulamayacaktır.Bunun yerine nispi oy oranı baz alınabilir.Belirli sayı ile,belirli orantı.... Tek dile gelince...ben resmi olan bir Kürtçe değil,geliştirilecek ve sahip çıkılacak bir Kürtçe'den bahsediyorum... Ayrıca şunu da belirteyim;Çerkez,Arap...bunlar ezbere,arkadaşım Kürtçe resmi olarak yasaktı,onun durumu çok farklı değil miydi?İnsaf.
  24. İdeal 27...evet,evet...nasıl bildim ama
  25. Engin Ceber dışında tanıdığım çok kişi vardır,mesela bir Metin Göktepe... Neden Engin Ceber dedim,biliyor musunuz?Siz dediniz ki, "Türkiyede saat başı işkence yapılmıyor hatta hiç yapılmıyor.Hatta yasada da ağar bir şekilde yasaklanmıştır.Bunun dışına çıkıldığıda çok az görülür." Ben de diyorum ki,bakın bir mucize...işkenceye rağmen,herkesin bildiği bu yüz karartıcı gerçeğe rağmen,devlet ilk kez işkenceyi kabul etti ve işkence de öldürdüğü Ceber'den özür diledi. Sizinle polemiğe girmeyeceğim,bilginin sınırlarını sorgulamayacağım.Lisans eğitimi almışsanız,ders ile ilgili veya ders dışında ki araştırmalarda kullanılan kaynakları yada alıntıları çok görmüşsünüzdür,bu kitap yazarının bilgisiyle değil,yöntemi ile açıklanır. Türkeş,Ali,Veli...kim olursa olsun,işkenceden geçirilen bireyler her zaman benim için aynı yerdedir,onlara yapılana bırakın haksızlık demeyi,zulmü bile az bulurum bu vahşete isim takarken. Bu ülke de işkence var arkadaşım,hem de sistematik.İsterseniz Diyarbakır Cezaevinde yaşananları hatırlayın,bakınız "genç olsaydım,dağa çıkardım" topiğinde işkenceyi görürsünüz. Onu geçtim,benim çok sevdiğim bir insanda işkenceden geçirildi...rivayet değil,yaşanmışlık. Bu arada,kimsenin hayata bakış açısıyla,ideolojisiyle ilgilenmem.O yaşı geçtim,sadece düşündükleri benim için vardır bireyin.Bireyin kendisi değil,düşünceleridir benim alanım. Kitap okumaya gelince,sevindim sizin adınıza...okumak gerçekten güzeldir...bu arada hala sağ görüşlü bir araştırmacının işkence yazısını vermediniz,vermeyecekseniz belirtin. Ben sağcı işkence görmedi demedim,ama onlar işkenceyi pek yazmadı derim...(yazan istisnadır,onun için ısrarla örneğini sizden bekliyorum)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.