nokta34

su allahin hikmetine bak... bi duada yagmur yagdiriyor insanin imanina iman katiyor ne diyim tuylerim diken diken su an

basbakan olucak adamsin valla sevgili dipnot

dipnot: ihtiyac varmi diye sormuyorum ki zaten

benim turkiyem sapasaglam yerinde duruyor valla korkmaya gerek duymuyorum cunku ben galiba kalabaligin yanindayim sizlere gore. yani kendi senaryosunu yazanlarin yanindayim. baskasinin senaryosunda oynayanlarin degil...

televizyon programi deyince benimde aklima secime kadar tuncayin(yaninda biri daha vardi) kanaturkte yapmis oldugu program geldi. sonunda galiba birbirlerine dusmuslerdi.agizlarindan ataturku, laikligi dusurmezdi bunlar. bunlar turkiyenin sozde aydinlari iste. Tanimasan adam sanirsin... her muslumanim diyen musluman olmicagi gibi her ataturkcuyum diyende ataturkcu olmuyor. sonunda bunlarda halk dusmani olduklarini kendi dilleriyle kabul ettiler. cok ibret vericiydi dogrusu.

sozum size degil gerilmeye gerek yok... Bir millet, dili özgürse özgürdür ve kendi dilinde yeni kelimeler üretebilirse de özgürlüğü devam eder. Bu da üretmeye bağlı bir şey. Biz Türkler uzun süredir bir şey üretmiyoruz, ürettiklerimizi de yabancı isimler koyarak satıyoruz ya da yabancıların mallarını onların adıyla üretiyoruz. Artık günlük yaşamımız öylesine yabancı markalı ki, dönüş mümkün görünmüyor. Ne Türk Dil Kurumu, ne Meclisimiz, ne de hükümetimiz Türkçeyi moda yapamadılar. Böyle giderse fason Türkçeyle hayatımızı sürdürmek zorundayız. Nasıl mı? İşte örneği, ileride bunu da bulamayabiliriz. Günlük yaşamımdan bir kesinti, olayı anlatmaya yeter de artar bile... Bu sabah erken uyandım. Rob de Chamber’ımı giydim. Banyoda Dove sıvı sabunla ellerimi yıkadım, ardından da yüzümü... Palmolive tıraş köpüğünü yüzüme sürdüm.. Gilette Mach3 tıraş bıçağıyla güzel bir sinekkaydı tıraş oldum.. Oral-B diş fırçasına Signal macunu sürdüm ve dişlerimi fırçaladım. Hanım kahvaltıyı mutfakta hazır etmişti.. Neyse ki buradaki gıdaların tamamı yerliydi.. Siemens buzdolabımızı açtım, Nestle süt şişesinden bardağıma süt doldurdum. Penguen’in reçellerine bayıldığımdan, çilek reçeli kavanozunu çıkardım.. İtalyanlardan öğrendiğim ve midemin düzelmesine yol açan kekikli zeytinyağına ekmeğimi bandırarak kahvaltıya başladım... Zeytinyağı Lio’nun yeni ürünüydü .. Yiyecekler dışında neredeyse hiç Türkçe markaya veya isme rastlayamıyordum.. Yüzümü Maisonette havluya silmiştim, yatak odamızın çarşafları da Unique markaydı.. Hanıma söylenmeye başladım.. Neden bizim evde her şeyin markası yabancı diye?.. "Yerli marka mı var?"dedi.. "Peki ya Vestel, Beko vb. ne oluyor?" diyecektim, ama o isimlerin de yerli olduğuna nasıl inandıracaktım?.. Söylene söylene giyindim.. Övünmek gibi olmasın (?) ama her şeyim markaydı yani (?)... Takım elbisem Altimod, kravatım Vakko, gömleğim Abbate, ayakkabılarım Adela.. Hepsi Türkiye’de üretilen ürünler ve Türk malı, ama kaliteli ve dışarıda yok satıyor.. Sadece isimleri yabancı yani... Neyse takmıştım bir kere yabancı markalara ve isimlere.. Eşime "bye bye" deyip evden çıktım. Arabamı çalıştırdım.. Sizlerin çoğu (marşa bastım)diyor tabii ki. Toyota’lara bayılıyorum... Çok güvenli ve sessiz arabalar.. Nasıl hareket ettiğimi bile anlamadım... Blaupunkt teybi var (ekolayzerli).. Bir de CD bölümü var.. Müzik kalitesine bayılıyorum... (Blues) dinlemek için radyoları taramaya başladım.. Joy FM, Best FM, Powerturk, Radyo Mega, Number One FM derken güzel bir (Blues) radyosu buldum.. Kendimi San Fransisco sokaklarında seyreder gibi hissettim.. Bizim Bostancı sahili zaten farklı değil ki... Bağdat caddesine girdim... Türkiye’de miyim, ABD’de mi belli değil... Starbuck kafeler, Marks and Spencer’ler, (Auto Showroomları), Abbate, Duffy vb.. Her yer yabancı tabela.. Araya bir Zeynel veya Hasan Usta tatlıcısı sıkışmış.. Aslında onlar da iyi müşteri toplamış. Kahvaltı da veriyorlar.. Bağdat caddesinin sonu Fenerbahçe Stadı´ndan E-5’e çıktım... Boğaz Köprüsü´nden Avrupa yakasına geçeceğim.. Sabah trafiği tam bir kesmekeş... Sağımda solumda Reanult’lar, Fiat’lar, Mercedes’lar, Huyndai’ler.. Hindistan’ın Tata’sı bile var.. Nereden bulurlar bu kadar değişik arabayı... Peki Renault’lar, Fiat’lar, Hyundai´ler, Toyota’lar Türkiye’de üretilmiyor mu? Genellikle taksilerde rastladığımız Murat, Şahin veya Kartal’ların dışında arabaların üzerinde Türkçe isim yok. Neyse köprüye vardık... Muhteşem bir manzarası var Boğaz Körüsü´nün.. Tıpkı San Fransisco’nun Golden Gate köprüsü gibi... Bu bir kompleks olmalı.. Neden ille de Batı´daki bir yere benzetme gereği duyuyorum ki... Aslında bizim Boğaz, dünyanın en güzel boğazı ve asma köprülerimiz en güzel manzaraya sahip köprüler.. Bu çeşit aşağılık duygularını aşmamız gerek diye düşündüm.. Radyoda müzikten sıkıldım.. Kanal değiştirmeye yöneldim... TRT FM’de fason üretim konusunda bir programa takıldım... Türkiye’nin özellikle tekstil, otomotiv ve beyaz eşyada fason üretim sayesinde ihracatının ikiye katlandığını anlatıyorlardı.. Ve koca koca iktisat profesörleri bunun doğruluğunu savunuyorlardı. Ülkemizin ara mal üretebileceğini, temel üretimde rekabet gücü olmadığını iddia ediyorlardı. Belki de haklılardı, ama ben onlara hak vermek istemiyordum.. Sonunda biri baklayı ağzından çıkardı... "Şimdi bu gömleklere ´Çeyiz Gömlek´, ya da ´Yakışıklı Kostüm´ deseniz ve Avrupa’ya satmak isteseniz kim alır? Bırakın Avrupa’yı, Türkiye’de rekabet edebilirler mi? 50 YTL’ye satacağınız gömleği ancak 10 YTL’ye satarsanız, müşteri bulursunuz.. Yani kâr yapamazsınız.. Bugün dünyada her şey paraya tahvil ediliyor.." Eh be hoca dedim içimden... Peki bir dili ve o dili kullanan bir milleti nasıl paraya tahvil edeceksiniz... Her şeyimiz fason diye dilimiz de milletimiz de mi fason olsun yani... Ama elbette onların her sözünün ardında bir iddia ve bir hedef var.. Peki buna alet olan bizlerin... Türkçemizi fason dil yapmak için bizi kullanmıyorlar mı? Neden hepimiz Türkçeyi doğru ve yalın kullanmayı başlatmıyoruz?.. Neden Türkçeyi moda yapmıyoruz?.. Halk ve devlet bu konuda neden aynı hedef peşinde değil?.. Ya da neden devlet buna sahip çıkmıyor? Bu memleketin Türk Dil Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, üniversiteleri, enstitüleri neden bu konuda kafa yormaz ya da girişim başlatmaz?.. Sorular bitmez tabii.. Ben Asya yakasından Avrupa yakasına geçerken bunları düşünüyordum.. Ya siz?.. Kaynak: Muzaffer Baca -http://www.aygazete.com/?10618-

***** dostum olucagina akilli dusmanim olmasini yeglerim.

zevkler ve renkler tartisilmaz isteyen takar isteyen acar kime ne ki bundan absurd bi dusunce gormedim.

bu ne kibir ya bu kadar mi bir millet ********* yazikkk cok yazik

gecmedi zaten, dur bak daha ne naneler yicek

turk milleti zekidir. turk milleti caliskandir. turk milleti evhamlidir. uretim,uretim,uretim neyse, konuyu iyice dagittik diger arkadaslar kusura bakmasin.

bunlari vurmakla sonu gelmez. sen kendini saglama alican(kanunlarinlan,anayasanlan), sana senden baska kimseden hayir yok bu dunyada sen herzaman kendine bakican... tabikide amerikan hukukuna tabiyim zimbabwe hukukuna mi tabi olucaktim?

su an amerikada ikamet etmekteyim ve bulundugum yerde ispanyolca daha makbul bir dil. ispanyolca bilmiyorsan is bile yok sana on senedir burda yasayip ingilizcenin i sini bilmiyenler var ama amerikan ingilizcesi degerinden hic bisey yitirmemis. kanunlar herkese ayni mesafede, ben buna bagliyorum.

herseyin asirisi zarardir.bence daha esnek olmamiz lazim suc teskil etmeyen seyleri dallandirip budaklandirmanin kimseye bi faydasi yok

dedikodu yapan

bence biz bunlari kafa yerine koyup bunlara prim veriyoruz agzi olan konusuyor, torba degilki buzesin isteyen turkce konusur isteyen kurtce konusur isteyen ingilizce kime ne muhim olan kanunlarin saglam ve dogru islemesi bazilarini germekten ileriye gidiceklerini sanmiyorum ben kendi sahsima hicte gerilmiyorum, gayet rahatim.

seveni var sevmiyeni var, napicaksin zorla guzellik olmuyo iste. bence kaldir gitsin.

Soylediklerine uzulerek katiliyorum ama ilerlemiyor sozune katilmiyorum. Yazdiklerimdan akpye nasil pay cikardin onuda merak ettim dogrusu. Turkiye cok yeni bir ulke, daha sabirli olmaliyiz ben sadece onu demek istiyorum.

ben turkiyenin ilerlemedigine katilmiyorum. senenin az bi zamanini turkiyede gecirme sansi bulabilen biri olarak, her girisimde ulkemde bir yenilik goruyorum.

bu isler boyle yuruyo be arkadas parayi veren dudugu caliyor napican. biz daha cumhuriyeti beceremedik kim bilsin bize kalsa allahin seriatini ne hale getiririz:)

Tekrar vatana hayırlı olmasını diliyorum... inşallah tahminlerimizde yanılırız... inşallah biz haksız çıkarız... Ama bu işlerin inşallahla olmayacağını da ne yazık ki biliyorum... sayın dream1907 evet sonuçlardan dolayı üzgünüz ama bu demek değilki biz haksızız... biraz daha sikalim disimizi allah mazlumun yanindadir.

öncelikle kendi milleti tarafından oluşturulan bir orduya, milletin kendisinin düşman olması düşünülemez. bu, bir takım kirli çevrelerin agızlarında geveledikleri ve milleti düşman görenlerin agzı. bir kimsenin kendisine, çocuguna düşman olması kadar absürt üstü birşey yoktur. al bendende o kadar.

Muhtirasini filan bilmemde. Halkin oyunlari yutmadigi bi gercektir.

Ben tum olumsuzluklara ragmen turkiyenin bundan sonra saibeli insanlara koltuk emanet edicegini dusunmuyorum. Bence turkiye bunu asti.Artik kolay kimse basbakan veya cumhurbaskani olamicak. Bugun bu iki makaminda citasi yukseldi.Artik daha az vasifli birini bu ulke kabul etmez. Ben bu konuda ulkenin savcisina hakimina guveniyorum. Hele bu vatandas bide tayyib gibi biri olunca hic musaade etmezler. Cezaevinden meclise soktuklari gibi meclistende cezaevine sokarlar, kimse ses edemez.

Oncelikle herkese merhabalar. Bu zamana kadar forumu severek okumakla yetindim. Ama artik bende biseyler yazmak istedim:). Neyse, ozellikle bazi arkadaslarin mesajlari cok sade,objektif ve yapici.Bilgiler icin tsk. Bu konu hakkinda ise cogunuza katilmiyorum galiba:( Bence bu secimlerde yalniz akp kazanmadi turkiye kazandi. Uzun suredir hem akpnin hemde diger partilerin basari istatistikleri konusuluyor. Ben isin derinine bi ekonomist veya hukukcu kadar vakif olmasamda, Akpnin bu ulkeye en azindan bi surede olsa istikrar ve umut getirdigi ortada bence. turkiye bu son secimlerle beraber kisiligini bulmaya basladi. Ulkenin artik bi ideali ve hedefi var. ulasilmasi imkansiz gorunsede bi umudu var. Gelecek secimler ve sonrakiler dahada guzel olucak insallah. Bence zaman kibirlenme zamani degil. Herkese hayirli olsun.