-
İçerik Sayısı
1.386 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
ftoyd tarafından postalanan herşey
-
Ayetin biri ile diğerini zaman karmaşında kademe kademe değerlendirirsek, Kuranda çelişki yaratmış olmaz mıyız Abim? Ayetleri indiği ortama göre düşünemiyorum, Kitabımızı tümden değerlendiriyorum,bu yüzden de bunu farklı algılıyorum.. Ama Rabbimin nasibinden bu içki konusunda gerçekten sakınmamız gerektiğini de çok iyi biliyorum.. Şeytan işi olan birşeyi bile bile farklı kasıtta yani sırf zevk için yapmak elbette düşünülemez bir inanlı için.. Ama dediğim gibi,bir içkiye bakış açım ile bir kan içmeye ya da domuz eti yemeye bakış açım aynı değil,sedece bunu vurgulamak istedim Abim.. Ayrıca nice insanın bir kolonyaya bile garip hurafeler yüklediğine illaki denk gelmişsindir. Bizim alemde olaylar bir dayanak bulmaya görsün,işin ucu kaçıveriyor. Bu yüzden bu kanıda katı bir şekilde kınayıcı ve yadsıyıcı olmamayı savunuyorum. Konunun çıkış noktası olan Atatürk kavramına da gelince, hatasız kul asla olmaz, ona ne olacağına,imanını bilmiyoruz.Her kafadan bir ses çıkıyor.. Ailesinin içinde yetişmiş insanlar, O nunla çok çok yakın olan insanlar dindarlığından bahsederken, bir taraftan Peygamberimize dair olmadık sözlerini okuyabiliyoruz.. Tarihi bilgilerimizin çoğu zaten muallakta.. Bu yüzden, bir değerimiz olarak kabul ettiğim ortak paydamızda , bazen haddinden fazla ,bu zeki insan için yapılan hakaretlere çok tahammül edemiyorum.. Hiç bir kavram, O nun başarı kılınmışlığını,zekiliğini,ileriye yönelik büyük düşüncelerini kapatamıyor bende.. Bazen öyle sözlerine denk geliyorum ki,Rabbimden ilim taşıyor adeta.. Bazen de bir söz,kulak tırmalıyor belki. Ama kim ne derse desin, ben genel olarak kurduğu laik sistemin özünde, bana örtümden dolayı farklı davranamayan sistemi algılıyorum, yanımda rahibe de olsa,yahudi de olsa, bize şekilsel davranmayı engelleyen sistemdir bana göre laiklik. Elbet ondan daha üstünü bizim Kuran ve İncil ve Tevrat ve Zebur da bulduğumuz hükümlerdir istediğimiz. Biz onların uygulandığı koşullarda düntyanın ne kadar güzel olacağını elbet biliyoruz Abim.. Ama o kadar kötü örnek arasında, sen karar ver , İran gibi araba kullanan kadını yakalatan sistem mi dinimize yakın, batının kadına insan olarak sunduğu mu dinimize yakın? Allahu ekber diye diye adam yakanlar mı bizim dinimizden, ya da bir tartışma esnasında sonunu yumruğa götürmeyen insanların sabırla tartışması mı dinimize yakın,hatta en sonunda pes edip kavga etmemek adına haklı bile olduğunu düşünse ,haksız çıkmayı yeğlemesi bir insanın. Tanrımızın kutsadığı uluslar şüphesiz berekete,refaha , zenginliğe sürüklenir her daim. Sizce dünya üzerinde hangi ülkeler daha gelişmiş. Bizim ülkenin hallerine bakın,sözüm ona dindar bir patron yanındayım diyelim, hakkım olan 8 saatlik çalışma olacak 12 saat, müşterinin birine 1 e verdiğinizi diğerine 2 ye verip hak yiyeceksiniz, sigortadan şundan bundan hak yiyeceksiniz, esnaflarla olan diyaloglarınızda sözlerinize uymayacaksınız,büyüdüğünüzü zannederken gün be gün hep sıkıntıda kalacaksınız,ama dindarım diye nutuklar çekeceksiniz, elin batılısına hınç duyacaksınız.. Sonra tutup o batılı insan 8 saati size aştırmayacak,aştırdığı vaktin her bedelini ödeyecek, sigortanız vaktinde yatacak ,sözü doğru olacak verdiği sözü tutacak,fiyat sabit olacak ,fiyatlarla hak yemiyecek, sonra birine müslüman diğerine başka şeyler söylenecek.. birine namaz kılan diğerine içki içen denilecek.. Hesap bu hesap Abim.. Biz bu hallerdeyken,bence imanlı olmasa dahi çok tuhaf ve okumamış bir ülkede,hurafelerde kaybolmuş bir ülkede, büyük bir başarı elde etmiş (tamamen Rabbimin nasip edişi elbet) ve dikdatörlükle bile olsa bir düzen oturtmuş ve eşit mesefade eşitçi tutum sergilemiş bir insan için, dinimizde olmayanı bize dayatan alimler peşine gidip ,onları daha üst algılayan kesime tepki vermek durumunda kalıyorum. Atatürk ün köylü diye efendi ilan ettiği kişilerin dindarlığında, kadını yerlerde yabani bir dışlanmış varlık gibi bırakan hallerde bırakmadığı kavramlarda,sunduğu yeni hayat olgusunda,ben o bahsi geçen öldürülen kişilere tercih ederim. Dibimizde ki,bir zamanlar bir arada yaşadığımız İran Irak gibi ülkelerde ki ,din adına değil,töre adına halkın nasıl yaşadığına,kadınlara neler yapıldığına bak Abim, öyle bir halka çok yakın olan bizlerde, aslında Atatürk ün başardığı kavramlara bir bakmalı .. Ama bu demek değil ki, şimdi şimdi içinde bulunduğumuz bozukluk onun istediği ,onun yaptığı bişeydi.. Hayır, ben dedemde bunları görmedim, hatta ve hatta çocukluğumun yıllarında ki ilişkilerde bunları görmedim.. Dine saygı vardı,dindara önem vardı ve aynı anda Atatürk e de saygı vardı, milli kavramlar,yardımlaşmalar vardı, aile akraba birlik saygı vardı. Şimdi tek tük köylerimizde kaldı.. Bu ,bugün bu hale geldiyse,Atatürk ün sistemi yüzünden gelmedi, bunu sindiremeyenlerin hem dinimizden hem de milli değerlerimizden korkanlar yüzünden bu hale geldi.. Abim, bu ülkeye medya girdi her kavram değişti aslında. Hani Sovyetlerin yıkılışını anlatan ,Allah Rahmet eylesin sevgili Atilla İlhan ın anlatıları gibi dağılıyoruz.. Bütün değerlerimiz yerle bir ediliyor.. Bu ne Yüce Dinimizin ne Atatürk ün suçu, bu ,çıkarını bu değerlerden üstün tutanların suçu.
-
Erkek başını örtmemelidir. Çünkü erkek Tanrı'nın benzeyişinde olup Tanrı'nın yüceliğini yansıtır. Kadın ise erkeğin yüceliğini yansıtır. Çünkü erkek kadından değil, kadın erkekten yaratıldı. Erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratıldı. Bu nedenle ve melekler uğruna kadın, bir yetki işareti olarak başını örtmelidir. ya da başka bir çeviri.. Hıristiyan geleneklerine bakılacak olursa, Katolik rahibelerin 1.000 yıldan beri başlarını örttükleri bilinmektedir. St. Paul (Pavlos) Yeni Ahid'de başörtüsü hakkında şu açıklamalarda bulunmaktadır: "Fakat bilmenizi isterim ki, her erkeğin başı Mesih, kadının başı erkek ve Mesih'in başı Allâh'tır. Başı örtülü olarak duâ eden yahut peygamberlik eden her erkek, başını küçük düşürür. Fakat başı örtüsüz olarak duâ eden, yahut peygamberlik eden her kadın, başını küçük düşürür; çünkü tıraş edilmiş olmakla bir ve aynı şeydir. Çünkü eğer kadın örtünmüyorsa, saçı da kesilsin; fakat kadına saç kesmek yahut tıraş olmak ayıp ise örtünsün. Çünkü erkek, Allâh'ın sûreti ve izzeti olduğu için başını örtmemelidir; fakat kadın, erkeğin izzetidir. Çünkü erkek, kadından değil; fakat kadın, erkektendir; çünkü erkek kadın için değil, fakat kadın erkek için yaratıldı. Bunun için melekler sebebinden kadın başı üzerinde hâkimiyet alâmetine mâlik olmalıdır.” (4) Yani başım üzerinde hakimiyet alametine sahip olmam Allah erkeği yarattı, erkekten,erkek için kadını yarattı.. Erkek başı olanı seçme hakkına sahip değil özünde, çünkü başı Mesih,Mesih in başı Allah.. Ama kadın başını seçme hakkına sahip.. Başını seçip,başını seçtiği erkek için başı üzerinde yetki alemetine sahip. Erkeğimi seçerim,yetkim dahilinde onu yüceltmek,ona adanmışlığımın alameti için başımı kapatır ve onu yüceltirim,öyle ki o da başını yüceltsin.. Bu benim kendi aklımca,Rabbimin nasip ettiği oranda anlama kapasitem.. Başkası belki başka anlar.. Doğrusu budur ya da değildir.. Ama benim için anlamlıdır.. Anlatabildiysem eğer.. Sizin için anlamlı ya da anlamsız bulunsa da ,bu bende çok çok anlamlıdır.. Saygılar...
-
""onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar"" bu ayete bakınca doğru diyorsun Abim,ama Nisa 43 e bakınca nasıl düşünmeliyiz.. Yani sarhoşken namaza yaklaşılmıyor,ama aynı şekilde cünubkende yaklaşılmıyor..Evet,bu zamanının büyük çoğunluğunu Allaha adamak isteyen bir kul için sıkıntıdır şüphesiz.. Ama insan olarak kendimizi soyutlayamadığımız olgularımızda var.. Nisa 43 te, ne ateistlere,ne münafıklara,ne kafirlere seslenilmiyor. İman eden kullara sesleniliyor ve namaza durmanın koşulları kesin olarak çiziliyor. Ama bir inanan, bir iman eden, Allahın haram kıldığını nasıl içmiş olabilir ki?
-
sarhoşluğun tam anlamıyla şeytan işi olduğuna dair bilgilerimize karşın, zaten yazımda bunu belirttim. Nisâ(*) Sûresinin 43 . Ayetinde Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. Şimdi bu içki kavramı, domuz eti yemek gibi, kan içmek gibi, Allah adına kesilmeyen eti(bence bizim ülkede en büyük sıkıntılar arasında) yemek gibi bize haramlığı kesin bir olgu mu? Bugün bir doktor çıkıp akşam yemeği yanında bir kadeh şarap tavsiye edince, böbrek taşı ve benzeri sıkıntılara bira tavsiye edince, soğuktan donmamak için bir asker kanyak içince bunlar da haram mı? hele hele aman ele dökmeyelim diye çırpınılan alkol, bir kaza sonucu oluşan yara üstüne falan dökülüp bazı işlemler yapılınca, kendimizi domuz yağı sürünmüş gibi mi hissederiz, yoksa yaratılmış bu alkolün adam akıllı dozlarda bazı durumlarda faydaları mı var? İçip içip kendinden geç,alttan üstten kendini komik durumlara düşür, gelene geçene sataş naralar at etrafı huzursuz et, bir de tam dozunda ,sarhoş olma amacı gütmeden, bir fayda için niyetlenerek iç.. Bunların hepsi aynı mı derecede? Elbette gerek görülmedikçe uzak dururuz,ama Kuran ayetlerine bakıp haram isminin net konması bana ters düşüyor.. Bakara(*) Sûresinin 173 . Ayetinde Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.39 Bakara(*) Sûresinin 275 . Ayetinde Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alış veriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi kalacaklardır. Mâide(*) Sûresinin 3 . Ayetinde Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Bu örneklerde ki gibi, haramdır kelimesini,haram kıldık kelimesini bekliyorum.. Sakın buna yani içmeye hoş bakıyormuşum gibi algılanmasın, ama bazı durumlarda insan menfaatine yönleri olduğunu düşünüyorum. İşimize içmek gelir diye bunlara bakıp içip içip sarhoş olunması değil kasıtlar, şu an amaç Allahın özellikle uyardığı bir konu,yani birşeye haram ya da helal deme iznimizin ,ayette açık ve net yazılı olmayışı karşısında yorum yapamayacak oluşumuz.. Yani haramdır kelimesini okumadan bir içeceğe ya da yiyeceğe haramdır ya da helaldir demek yasaktır nice ayette tekrarlı olarak.. İçki gerçekten şeytan işi birer pisliktir, bunu barlar sokağına oturup gözlem yapan her insan farkeder heralde,içkinin bir insanı ne hallere sokabileceğini bi ara size resimlerle de gösteririm,ibretlik nice resim var elimde.. Ama bu içkiyi, içmeyi bilen insanlar da var.. Yani her konuda kendini bildiği gibi,bu konuda da kendini ve ölçüsünü bilen insanlar var.. Hepsini aynı kefede değerlendirmek bana hoş gelmiyor..
-
Furkan Abim, ben hiç Atatürk ün sarhoş olarak yaptığı tuhaf şeyler bilmiyorum, var mı sarhoş olduğuna dair şahitler.. Ve benim en çok takıldığım nokta, aklı örten içki denildiğinde hem Kuran hem İncil olsun,gerçektende sarhoşluk bize yasak olmasına ve sarhoşluğun tam anlamıyla şeytan işi olduğuna dair bilgilerimize karşın, içki gerçekten haramlar arasında mı? Rabbim hangi ayetinde haram diyor içki için? Lütfen sunar mısınız? Atatürk ,gerçektende anlaşılmadan,sırf din adamlarının elinde ,gerçek anlamını bilmeden inanılan bir olguya tepki vermiş.. Bir şeye inanılıyorsa,okunarak,anlaşılarak inanılsının mücadelesini vermiş. Bugün ,siz dindar olamazsınız, sünnetsizsiniz, dinde gevşeksiniz diye üzerimize üzerimize hakaretlerleriyle gelen ve bize karşı nicesini kışkırtan insanlardan kimini öldürtmüş.. Bunu yapmalı mıydı,yapmamalı mıydı? Bu insanlar bazen o kadar tehlikeli bir bozguncu oluyor ki , o kadar fesat yayıyor ki,bilmiyorum,belkide olması gereken oldu..O kadarını Allah bilir..
-
Tamamen alıntı: Dünyayı kurtarmak için yalnızca 5 yıl kaldı İklim değişikliği felaketinin eşiğindeki dünyayı kurtarmak için sadece 5 yıl kaldığı bildirildi. Dünya Doğal Hayatı Koruma Fonu (WWF), dünyanın iklim değişikliği felaketine uğraması için 5 yılın bulunduğunu belirttiler. Hükümetlere, karbon emisyonlarını azaltarak gidişatı tersine çevirmek için harekete geçmeleri için 2012’ye kadar zamanları olduğu uyarısında bulundular. Sky News’un internet sitesindeki habere göre, kuruluşun yetkililerinden James Leape, "olumlu değişikliğin tohumlarını ekebilmemiz için küçük bir zaman dilimimiz var ve bu süre önümüzdeki 5 yıl" diyerek bu süreyi heba etmemek gerektiğini belirtti. WWF’nin "2050 İçin Vizyonlar" raporunda, hükümetler bunu yapmazlarsa "gelecek kuşakların, harekete geçme yeteneksizliğinin yol açtığı güçlüklerle yaşamak zorunda kalacakları" belirtildi. WWF’nin İngiltere iklim değişiklikleri programı sorumlusu Keith Allott da iklim değişikliğinin çapının göz korkutucu olmasına karşın, acilen harekete geçilmesi halinde bu gidişatın durdurulabileceğini söyledi. Karadeniz giderek Akdenizleşiyor Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından hazırlanan ''Küresel Isınma ve Türkiye Denizleri'' raporunda, küresel ısınma nedeniyle Karadeniz'in giderek Akdenizleştiği belirtildi. Raporda, "Karadeniz'de özellikle soğuk mevsimlerde hamsilerin kuzeye yaptıkları göçler ya azalacak ya da duracaktır. Bu da ülkemize zarara ve birçok balıkçı ailenin işsiz kalmasına yol açacaktır" denildi. TÜDAV'ın internet sitesinde yayınlanan "Küresel Isınma ve Türkiye Denizleri Raporu"nda, ulusal iklim değişimi çalışmalarına göre geçen yüzyılda deniz seviyesinin küresel ölçekte 10-20 santimetre yükseldiği, bu yüzyılda ise deniz seviyesinin 40-60 santimetre daha yükseleceğinin öngörüldüğü belirtildi. Bunun ağırlıklı olarak küresel ısınmadan kaynaklandığının vurgulandığı raporda, bu değişimden en çok Maldiv ve Tuvalu gibi ada devletlerin etkileneceği, Bangladeş'te ise toplam ülke alanın yüzde 12-28'sinin kaybedileceği vurgulandı. Türkiye'de neler olacak? Türkiye'de küresel ısınmanın denizleri çok yönlü etkileyeceğinin belirtildiği raporda, "Küresel ısınmanın denizlerimize etkisini sadece biyo çeşitlikteki değişime indirgeyemeyiz. Bozulan atmosferik ritm ile denizlerimizde daha farklı bir rüzgar ve akıntı sistemi ortaya çıkacak, bazı limanlarımızda ulaşım aksayacak, balıkçı filolarımızın ve her türlü deniz araçlarının seyri zorlaşacak, balık çiftlikleri şiddetli dalgalara maruz kalacak, adalara ulaşım aksayacak, deniz ortamı kara alanından daha riskli bir hal alacaktır" denildi. Raporda, nüfus artışının yüzde 2.1 olduğu Türkiye'de denizlerin hala bir protein deposu olduğuna dikkat çekildi ve "Küresel ısınma ile ortaya çıkacak sorunlar geleneksel balık avcılığına, av türlerine ve yöntemlerine ciddi bir darbe vuracaktır. Bununla birlikte bunun hangi bölgelerde ve hangi şiddette olacağını şimdiden söylemek mümkün değil. Hazırlık ise yok" ifadesine yer verildi. Akdeniz tropikalleşiyor TÜDAV'ın tarafından hazırlanan raporda, Süveyş Kanalı yoluyla birçok türün Akdeniz'e girdiği ve hala girmeye devam ettiği belirtildi. Akdeniz'de bulunduğu bilinen 650 balık türünden 90'ının havzanın yeni müdavimleri olduğu ve bunlardan 59 türün Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz'e girdiği vurgulandı. Halen 300 civarında Kızıldeniz kökenli denizel türün Akdeniz'de olduğuna işaret edilen raporda, "Ülkemiz sularında tespit edilen Hint Okyanusu kökenli balıkların sayısı şimdiden 30'un üzerindedir ve bunların arasında ticari değere sahip olanlar balıkçılarımızca avlanmaktadır. Sadece İskenderun Körfezi'nde avlanan yabancı türler toplam avın yüzde 20'sini oluştururken bu oranın yakın zamanda artması beklenmektedir" denildi. Raporda, "Batı Akdeniz'de son 10 yılda yüzey suyu sıcaklığı 0.2 santigrat derece artmıştır. Bu artış 13 santigrat gibi sabit bir sıcaklıkta yaşamaya alışan derin deniz balıkları için tehdit oluşturmaktadır" görüşüne de yer verildi. Karadeniz, Akdeniz oluyor Raporda, Akdeniz'de deniz suyundaki sıcaklık artışlarının göçmen türler için de tehlikeli olduğu belirtildi. Raporda ayrıca, "Son yıllarda Orta Akdeniz ve Ege Denizi'nde de görülen yumuşak mercanların (Gorgonlar) ölümü de küresel ısınmayla ilintilidir" denildi.
-
Birde maskesi olmayan,gerçekten bu değerlere tutunan insanlar var..Neye göre kim kime laf söyleyip hareket edecek şimdi.. Kendi çapında bir dindarım, Atatürk ü seviyorum ve laikliğin benim güvencem olduğunu,yani bana dokunmadığını biliyorum.. "Türkiye de sadece İslama değil, Atatürkçülük kavramımıza karşıda bir savaş var" Bu sözümün arkasındayım,bu sözümün ıspatı niteliğindeki Atatürkçülük deyince veryansın eden arkadaşlarımızında neyi ıspatladığını ,bu mesajımın hemen üstünde görüyorum.. Siz şahıs olarak dininişzle uğraşanla uğraşın, uğraşanın adında bir misyon var diye,o misyonun ta kendisini kötü sanmayın. Sıkıntı bu zaten.. Müslümana bakıp dine Kurana söz söyleyen ile, kemalist geçinene bakıp Atatürkçülüğe laf söyleyen iki gurubun birbirinden ne farkı var. Dinimle de, bu ülkeden Atatürk gibi bir liderin çıkmasıylada gurur duyuyorum Nasip eden Rabbime hamdolsun..
-
Kadının başı üzerinde yetkisi vardır,ama erkeğin yoktur.. İncil açıktır. Ve olayın tahriklede alakası yoktur.. Hatta biraz kapatınca daha merak edilesi oluyor desem yeridir. Olayın özü Allaha ibadet esnasıdır, sokakta yürürken falanda Allah zikriyle ibadetiyle meşgulseniz ne ala kapalı olmanız. Ama yok arada ibadet vakti sadece Allaha ibadet ediliyorsa, gezin tozun açık başla,burda bir sıkıntı yok yani.. Sadece kadının Açık başla Allaha ibadeti düşünülemez dinde.. Çünkü bu başını küçük düşürmek anlamında bir imgedir. Başı yücelten,Allahı da yüceltir. Erkeğin başının açık olması gerekliliği gibi.. İbadet esnasında başını örten her erkek, başını küçük düşürür,başı açık olan ise başını yüceltir.. Erkeğin başı kapalıyken tahrik edip etmediğini düşünebilir misiniz? hayır,işte kadınıda düşünemezsiniz.. Bu olsa olsa kadından zırt pırt tahrik olan erkeklerin , tahrik olmalarına ürettikleri bahanelerdir bence.. Ya ben yine tahrik oldum,iyisimi şunun yüzünüde kapatayım falan diyorlar heralde.. Sokakta bile yürütmeyen tipleri düşününce,akılları ve zikirleri ne anlamak zor olmasa gerek..
-
Türkiye de sadece İslama değil, Atatürkçülük kavramımıza karşıda bir savaş var, milli her kavrama da bir savaş var, bizi biz yapan değerlerin çoğunluk olan her türlüsüne karşı bir savaş var.. Uzun vadede planlanmış bir oyunun içinde, roller üstleniliyor ve roller oynanıyor aslında.. Bir birine sataşmayan her kutup illa sataşana kadar elden gelen yapılıyor.. Türkiye ölüyor.. Kalan şu kadarcık toprağın içinde kan ağlıyoruz aslında. Ne olduğu meçhul bir ülkeyiz artık, değer dediğimiz olgumuz ne belli değil.. Bir giysi kültürümüz bile kalmadı artık.. Hiç bir şeyimiz kalmadı. İslama olan savaşta asıl kullanılan artistler bence kemalistler değil bu arada.. Bu savaş İslam yandaşları ile veriliyor.. Tıpkı Atatürkçülüğü öldürmekte, kemalistlerin kullanılması gibi.. Kişinin kendine yaptığı düşmanlığı kimse yapamazmış.. Adamlar bunu yıllar önce sezinlemişte,kişileri kendi bünyesinde zehirlemeye başlamış.. Kim bu Alman ,kim bu adamlar peki demeç verip duran.. Hala kemalizm ile sıkıntıları ve çekinceleri var demek ki bu arada.. Öyle ki dindarı kışkırtsınlar.. Kemalisti zıplatsınlar.. Ya bu adamlar bi de kendi işine baksınlarda ,biz de kendi işimize baksak,ama yok her kafadan bir ses elbet.. Öyle ki planlar kontrolden çıkmasın.. Arada destek versinler.. Bu ülke,çok şeye gebe hala.. Allahım hayırlı yaşam ve ölüm nasip etsin.. Selam ve dua ile ..
-
ay kıpkırmızı olacak, yıldızlar güneş hepsi gidecek.. elbet tepenize düşmeyecek.. Dağlar un ufak olacak .. vahşi hayvanlar bir araya toplanacak.. Hamileler çocuk düşürecek.. Dünyaya ne oluyor diye çırpınacaklar korkuyla. Yer dümdüz olacak herkes ilk ölümünü tadacak... Melekler,Rabbimizin tahtını taşıyacak,gök Allahın sağ eli ile sıyrılacak ,o gök yine meleklerce taşınacak,öndekiler,sağdakiler,soldakiler.. Peki bütün bunlar olmadan önceki ilk belirtiler ne... Her yerden savaş haberleri gelmeye başlayacak.. Her yerde mucizeler gösteren ve kendine mehdi diyen tipler çoğalacak.. Bu kendini mehdi ilan edenlere ikna edebilseler neredeyse Allahın kulları bile inanacak ama ikna edemeyecekler.. Allahın kulları her yerde nefretle karşılaşacak,çoğu öldürülecek.. Nice insan bu sahte mehdilerin çağrısına kulak verecek,ama ,uff ama sonları çok kötü olacak.. Arkadaşımız Demirefe nin insanoğlu için çizdiği tabloyu ,bugün güvendiğiniz bilim adamları sunamıyor artık. Onlar bile ekolojik sistemin çöküşüne 10 yıl gibi sunular veriyorlar.Şu an bütün süratiyle küresel ısınma devam ederken,geçtiğimiz yerlerde ağaçlar kurumaya başlamışken, yakında alemetlerden olmak üzere sular bile zehirlenmeye başlayacakken,daha çok iyimser hayallerde o günleri uzak sanırsınız. Bir kere ölümlüsünüz.. Ölümlü bir insan olmamız bile, hesap gününün bize yakınlığı anlamına gelir. Yüz sene yaşasanız, yüz senenin sonunda hesap günü gelir çatar. Yani her yaşayana büyük gün çok yakın.. 1400 sene öncede yakındı ,şimdi de yakın... İstanbulian kardeşimin dediği gibi,neredeyse iddiaya var mısınız diyeceğim ama,Yunus un halini anlatan suremiz varken ben iddiaya girmem.. ama o derece olacakları merakla bekliyorum.. Son dönemlerde,Tanrı sözünü bile duymayan kalmayacağına dair kavramların içinde bu arada ateistler.. Ne güzel duyup reddediyorlar.. Bi de Kutsal Kitapların anlattıkları yaşanmasa, bi de çıkmasa, çıkmayan yaşanmayan olgu yok nerdeyse.. Bi öteki tarafı öğrenmek kalıyor geriye..
-
sadece şahsi zannınız.. Allah çok ama çok adildir,herşey için geçerli kazanmışlık vardır. Ben bu kadar insanların birbirlerine sevgi içinde sabırlı olmaları noktasında eğitici başka rehber tanımam. Siz dünyalık terimlerle ahiretlik terimleri harmanlaya durun.. Ben,dini İslam biri olarak(inşallah) şeriat ülkesi adı altında yapılan kendi dinimle alakası olmayan başka din sahibi insanların şeriatına tepkimi koyuyorum. Ben bizzat bu olaya tepkimi koyuyorum, sizde ateist olarak ama insan olarak koyuyorsanız, ortak bir nokta var demektir.. Ama sırf inancıma inadınızdan dinime saygısızlık için fırsat yakalattıysam size üzgünüm. Ben bu konuda en azından dinim adına yazışmadım, bir gurubun bir yanlış uygulamasına bir dindar olarak dindar gözlüğüyle tepkimi sundum.
-
Mâide(*) Sûresinin 45 . Ayetinde Onda üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. Allahımdan bulsunlar.. Şeytana tapan satanistler.. **********..
-
Gölgelerin gücü adına,güç bende artık.. Aaaa,bir de bunun yani Heman in Shera gibi bir versiyonu vardı.. Gölgelerin gücü adına,adım Shera.. Ya bizim çocukluğumuzda çizgi kahramanların cidden güzel kahramanlığı vardı.. Şimdi ki çocuklara izletilecek çizgi film de bırakmadılar.. Sanırım iyilik adına her olguyu içeren film piyasadan kalktı.. Şimdi tuhaf tuhaf bencil yaklaşımlar empoze ediliyor.. İyi ki bir çocuğum yok sahi.. DİN ÇOCUKÇA BİR EFSANEDİR.. iyi ya işte,keşke çocukluğun tatlılığında ve masumluğunda, müthiş efsanemizin değerini bilebilsek,keşke büyüdükçe bana göre kirlenen kavramlarımız,efsanelerimizi öldürmese.. Sizce doğru olan bir çocuk mudur hayatta ,yoksa siz mi? Onlar mutlak doğruların ta kendileri.. O çocuklar bir büyüyor,sonra dünyaya neler oluyor,inanılası değil bazen.. Bu kadar sevimli ,bu kadar muhteşem bir tür,dünyanın en korkunç varlığına dönüşebiliyor. Ne kadar ilginciz cidden...
-
Veli ve dost kelimelerine dair söylemlerde,kelimelerin birebir çevirileri söz konusu. Ben cilt cilt tefsirlere ve hatta parantez içi her açıklamaya,her olmayana tepkiliyim.. Ve esas çeviride , dil bilimi olarak kelimenin anlamı yerine halk dili kullanılarak çeviri yapılmasına karşıyım. Dost ile veli kelimesi arasında çok fazla fark algılıyorum.. Tutup çeviri yapılan esas kelimenin dost değil de veli anlamına geldiğini öğrenmek ,bende neden çelişki yaratıyor onu anlamadım.. Yani daha önce de, göz alıcı manasına gelen bir sıfatın, dil bilgisinde bir de tepe manasına gelen bir sıfatın,halk dilindeki karşılığı olarak göğüsleri tomurcuk kızlar diye çevrilmesine,yani dilbilimindeki ana anlamının değil,halk dili kullanılmasına karşıyım. Yine de belirteyim,insan olarak biraz "işime gelen" noktalara göre yazıştığım da bir gerçek,siz de başkası da aslında. Biz işimize gelen algılarımıza göre,işimize gelen konularda,işimize gelen kişilere işimize gelen cevapları yazıyoruz. Yazınıza cevap verme isteği biraz işime gelmiş olmasa cevap yazmam zaten.. Ucundan işimize gelen bişeyler yakalayıp,işimize gelen herşeyi yazıyoruz.. Sizce fena mı yapıyoruz? Gelgelelim size edilen hakaret algılamanıza.. Bir zamanlar o hakaretler benim içinde geçerliydi sanırım.. Ama işe bakın ki bugün din için bişeyler yapmaya çalışıyorum. Hatta bırakmak istesem,zamanında yaptıklarımdan yani Kuran hakkındaki düşüncelerimden,vijdanım el vermiyor,devam ediyorum .. Ben size yakındım aslında ama O beni bırakmadı. Çünkü merhametli.. ne yapsak ne etsek merhametinin korkunç büyüklüğüne akıl zor erer,hele hele sabrına,sabrının büyüklüğüne inanılmaz şaşıyorum.. "Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı." Güzel işler yapıyorlardı değil, güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı..Siz gerçekten iyi olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Etrafınıza karşı yardımseverlik şu bu sizi yeterince iyi mi yapıyor sizce? Ben iyi olmadığımı ve çok çok kötü bir insan olduğumu öğrendim aslında Kutsal Kitabımız sayesinde. Başkalarına dair aklınızda dolanan en ufak düşüncenizden bile sorumlu tutulacağınız çok hassas bir terazi aslında din.. Din zor bir olgu.. Zanda olmak ile gerçek arasında çok çok büyük bir fark var ve gerçekten zanda olup olmadığımıza dair bir anlaşma ya da güvencemiz de yok.. Kısacası,bazen iyimser olduğu kadar kendine dair kötümser olanım.. Ama İbrahim in tek sözü hafızamdan çıkmasın diye her gün yineliyorum, "Hicr Sûresinin 56 . Ayetinde Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden, ........ başka kim ümit keser?” "" İşte hep bunu yineleyip ümit kesmemek adına direniyorum. Yoksa Kuran hükmünün ağırlığına can dayanmaz.. İşte bu anlamlarda, Kitabım iyimser ben değil.. Kitabım iyimserlik aşılıyor ,benim yapım değil. Kendine inanmadıktan sonra demişsin,bence inanıp birde inandığınıza kafa tutuyorsunuz aslında ama farkında değilsiniz hatta. O derece var gibi algıladığınızdan kızgın tepkiler oluşuyor sizde.. Neyle mücadele ediyor ne ile upraşıyorsunuz,olmayanlı mı?yoklukla mı? Hayır ,varlıkla sıkıntıdasınız,sadece varlıkla.. Varsa ve bu şekildeyse adeta düşmansınız aslında O na,bence kin dolusunuz sanki.. Sıkıntılar bu anlamlarda başlıyor aslında,düşünmeye bile çekiniyorsunuz bunu ama yinede nefret ettiğiniz bu olguyu soralım , bu Kitaplar gerçekten Tanrıdansa ve içinde ki her söz O nun sözüyse, ve siz bundan nefret etmişseniz ve siz buna düşman olmuş yüz çevirmişseniz,soruyorum size, sizce cidden çok mu basit bişey yapmış oluyorsunuz sevgili iyi kardeşlerim. Yaptığınızda gerçekten siz kadar iyi bir kavram mı oluyor yoksa siz gibi iyiden çok kötü bişeylerde mi çıkıyor,çıkabiliyor.. Biz insanız,iyilikte barındırırız kötülükte,ama gerçekten iyi mi yoksa gerçekten kötü mü olduğumuzun terazisinden neden bu kadar eminiz ki?
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
o sözün voltran a ait olmadığının bile farkında değilsiniz aslında,ama biz farkındayız.. fark bu zaten..
- 52 cevap
-
- 1
-
-
Evet,hala anlamıyorsunuz değil mi? Ben de Kuran imanlısıyım, ben de Kuran okumadan yapamayan insanlardanım, neden ben ateist olan bir insana düşman olmuyorum bu kadar okuyorum da , neden ben size karşı nefret duymuyor,küfretmiyorum sizce.. Evet anlamıyorsunuz değil mi? Çünkü ben tefsirci değilim, çünkü ben Kitabı kendim anlarım,başkasının anlamını bilmem. Dinsiz olan babamla da kopmam,tartışmam,nefret etmem,uzaklaşmam.. Ama bana saygısı olmazsa,benim ibadetimi engelleyecek birşey yaparsa,beni alıkoymaya değiştirmeye çalışırsa, ben babamın öldüreceğini bilsem dönmem,ona uymam.. Farkı anlamıyorsunuz değil mi? İnsanlardan korkmak ile Allahtan sakınmak arasında ki ince çizgide dengeleri sağlamada ki zorlukları algılayamıyorsunuz değil mi? ""Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi. 47. İbrahim şöyle dedi: “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır.” 48. “Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.” "" Elmalılı,daha önce bu kişiyi okuyamadığımı söylemiştim bu arada, Hoppa da saymıştı biraz bana.. Üstüne bir de tefsir hiç okuyamam..Ne için okuyum,dinsiz olmak için mi? Bana bir sıfatı meme yapsınlar diye mi? geceyi örtü olarak kullandıkları kelimeyi,kadını dövün diye çevirdikleri için mi? Huri gibi ne olduğu meçhul yaratığı dişi yapıp fantazi oluşturdukları için mi? Parantezler açıp açıp yahudi düşmanlığı, hristiyan düşmanlığı aşıladıkları için mi? olmayan yerde olmayan isimleri kullandıkları ve olmayan bilgiyi de hafızalara soktukları için mi? daha yakın zamana kadar,okuduğum meallerden hangisinde denk geldiysem ya Süleymanın namaz vaktini kaçırdığı için atlarını çaprazlama kesişini(ki Kuran da olmadığını sonradan öğrendim) ya Belkıs ismini( ki Meryem dışında Bayan ismi yok) hafızama kazıdıklarını ve şimdi olmayan bu olguları geri çıkarma yolunda öğrenme hırsı içinde olduğumu mu? mealler tefsirler yüzünden Arapça öğreniyorum dil olarak,bunu mu dedirteceksiniz illa bana. İyi ki Rabbim uyarıyor yine "Yûsuf Sûresinin 2 . Ayetinde Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik. " Ve bu arada, hep derim,Ruh kutsala hizmet eder, Ruh her zaman doğru olana hizmet eder, her insan bilir az biraz ne kötüdür ne iyidir.. Hani Tevrattaydı İyilikle kötülüğü bilme ağacı,işte bunun gibi,insan ne yapsa yüreği iyi olanla kötü olanı bilir her zaman.. Bu yüzden bir ateist iyi de olabilir en az bir dindar kadar, bir ateist kötü de olabilir en az bir dindar kadar. Kötü olan her kesim,kendine zulmeder,yani nefsine zulmeder,çünkü insanlar ne yapsa kötülük kuşatmasından sıyrılamaz kalben. Kendi kendilerini zor durumlara sürüklerler.. Ama iyilik kavramı huzur getirir her daim. Yardım eden,veren huzurlu uyur her daim, hile ile kötülük saçan,her zaman alan kendinden yitirir farkına varmaksızın. Bir insan bir yere oturup ya eline geçen çöpü yere atar,bir sonra ki aynı yere oturmaya kalkışında attığı çöp onu rahatsız eder oturamaz aynı yere,, ya da bir insan oturduğu yeri temiz bırakır en azından, ki bir sonrakine yine aynı halle oturabilsin aynı yere,aynı keyifle. Eden kendine eder,başkasını da kendine benzetmeye çalışaraktan eder, ne mutlu o yolları benimsemeyenlere. Kısacası,ateist ama özü iyi,kendi iyi ama en az dindar kadar büyük günahı olan (her kul günahlıdır) insanlar elbet vardır. Bu noktada da,onlar iyi olmaya çabaladıkları sürece,Rabbim mutlaka hayatlarına gereken yerde gereken müdahaleyi yapacaktır. Yeter ki,insan olarak etraflarına iyilikte kararlı olsunlar.. Çünkü Allah çok merhametlidir. Biz dindarlara da,onlar bizim ibadetimize müdahale etmedikleri sürece,bize zulmetmedikleri sürece, kısas hükmünce bir durum oluşturmadıkları sürece, istedikleri kadar dalga geçsinler,o ortamdan,o tartışmalardan uzaklaşmak ve onlara öyleler diye sataşmamak düşer,yani bi arkadaşımızın değindiği gibi,tutar kendi gibi olmayan ateiste ya da farklı mezhep insanına küfrederseniz(inanılmaz yaygın din kanallarında),kendi ilahınıza da sövdürürsünüz ve bu da "" En’âm Sûresinin 108 . Ayetinde Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir. "" ayetten payınızı almanıza yeter de artar. Siz bunu yaptırırsanız,siz suçlu duruma düşersiniz,ayet açık ve nettir yaptırmamanız konusunda. 1 "Beni sormayanlara göründüm, Aramayanlar beni buldu. Adımla anılmayan bir ulusa, 'Buradayım, buradayım dedim. 2 Kötü yolda yürüyen, Kendi tasarılarının ardınca giden Asi bir halka Bütün gün ellerimi uzatıp durdum. Allah her zaman bizimle ve O, mutlaka kullarına bir şekilde kendini gösterir,hissettirir,ama inatla görmek istemeyene,inatla anlamak istemeyene,en son noktadır artık görmesin ,artık anlamasın hükmü.Öyle ki, her zaman adil olsun her işinde.
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
ilm ile bilmi bu sayede mi harmanlıyorsunuz? aşırı bilimli olmaktan olsa gerek. Biri ilim biri bilim ,bence aynı olmasa gerek.. Ne Kuranda ne diğer Kutsal Kitaplarda ,bilim öğrenmek için engel yok,başka şeyler öğrenmeyin diye bir uyarı da yok.. Hayatın incelikleri ve toplu yaşamanın huzurlu mümkümiyeti(kendimce oldu aslı var mı bilmem) için din,maddesel anlamlar için bilim,fen.. Sanatla da uğraşırım, sözlerine dikkat ederekten müzikle de uğraşırım, Güliverin Maceralarını okuduğum gibi zamanında,Yüzüklerin Efendisini de okurum,Freud da severim,Reich de severim,Nietzsche de tekrarlı okuduklarımdan, İngilizce de öğrenirim,Arapça da öğrenirim, merak eder ölen hayvanımın organlarını da incelerim, bir sineği kurtarmak için bardakta ararım etrafımda..Ben istediğim yerden istediğimi öğrenirim. İnsan hayatı ve toplu yaşama üzerine bütün psikoloji serilerini buyrun tavsiye edin,muhtemelen çoktan okumuşumdur.Ama siz ne yapsanız,bana Kutsal Kitabımız kadar mükemmel bir rehber sunamazsınız. Ne yapsanız,tam anlamıyla uygulanması mümkün olup sonucunun gerçekten mükemmel olacağına beni ikna edebileceğiz daha iyi bir Kitap sunamazsınız,yapamazsınız. Deneyin,hatta dünya üzerinde ki bütün ateistler toplanıp ilimli bilimli bir kitap yazın,ya eksik olur ya eksik olur , illaki mükemmellik tanımından eksik kalırsınız,illaki yarım kalır..
-
Evet,evet,bol bol söyleyin, bol bol temenni edin bunu .. Gerçekten biraz kolay gelmesi için neler vermezdim.. Hiç kolay değil, hele hele hayatımıza aktarımımız ,kendimizle olan mücadelemiz hiç kolay değil..
-
Biz yerden yaratık bekliyoruz,gökten uzaylı değil.. Gökteki halklar zaten var,hem de melekler değil,melekler dışında bir halk var göklerde. Nedir,nasıldır, ne türdür bilmeyiz,en azından Allah ı bildikleri ve melekler gibi insanlara dua ettikleri yazılı.. Ama sözkonusu yaratıksa,evet,biz bir yaratık bekliyoruz, Dabbe,Dabbetül Arz,artık nasıl açıklanıyorsa ya da Arapçası nasıl çevriliyorsa..Hatta öyle mucizevi olaylar görülmeye başlayacak ki, önüne gelen mucizelerle insanları kandıracak,mesihçilik oynayacak.Öyle ki güçleri yetse, seçilmişleri bile kandıracaklar. Ama seçilmişler nasıl davranacaklarını,İnşallah, Kutsal Kitaptan bilecekler.. Onların peşinden gidenlerin vay haline.. Ve öyle kötü günler gelecek ki,uzun sürse kimse dayanamaz,ama seçilmişler için kısa sürecek. Çünkü bu dünyayı,seçilmişler miras alacak, öyle ki öncekilerin mahvettiklerini düzeltsinler.. Şüphesiz kıyamet çok yakın.. Ölümlü her insan için, ne yapsanız ne etseniz,kıyamet çok yakın..
-
İşaretleri göremezsin, Allah katındaki Kitaptan bir bilgi ile neler olabileceğine dair bağlamayı yapamazsın. Sen ayeti kendi devrinde düşünürken, bir başkası çıkar o ayeti bugünle birleştiriverir.. Bu sure,baştan sona ciddi ciddi ağır bir suredir.Anlamlar çok ağırdır algılayabilirsen.. Sezinler çok farklıdır bu surede. Bu sure, bugüne ışık tutar adeta,bugün elinin altında bulunan nice şeye işaret ettiği gibi,bana göre daha da ötesi bir zamanın işaretini verir. Ve bugün, hala bu zamanda güneş için namaz kılan,yani güneşe tapan insanları görüyor olmak işin farklı boyutudur. Rabbim illaki o insanları bize gösterir, öyle ki sözü doğru ola.. Billur yer yani kristal yer, ışınlanma, göz açıp kapayıncaya kadar bir eşyanın yer değiştirmesi, dişi karınca yuva kavramı,kuş dilinin araştırılması gerektiği,uzar gider bu sureden çıkarılabilecekler.. Ama haklısın,senin hayatında yani sadece senin hayatında ne eksilir?o halde biz buralarda yazışmasak din düşünmesek hayatımızda ne eksilir?hiç bir bilgi edinmesen,öğrenmesek,hep daha sının istemesek hayatımızda ne eksilir? Sen okuma bu sureyi ve varsın hayatından birşey eksilmesin, biz bu sure üzerine hayatımıza çok şey katarız.
-
ilk yazdığınız ayette ki dost edinmeyin kelimesinin, aslında veli edinme, yani davranışlarda onları referans alma olduğunu daha önce arkadaşlar aktardılar yeterince.. dönüp dolaşıp tekrar tekrar aynı konuları işlemek biraz sıkıntılı da olsa, İbrahim in babasını kırmadan ondan ayrılması ile ilgili ayetleri,anne babaya nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili ayetleri,hem Kurandan hem İncilden hem Tevrattan döktürmeyin bana,çünkü çok uzun bir liste.. Hatta ve hatta yaşamımızın uzunluğu için bile anne babamıza iyi davranmamız gerekiyor,siz hala nerden devam ediyorsunuz. Bunun dışında,eğer İsrail ,Allahın hükümlerine göre davranıyorsa ya da davranmıyorsa noktasında,Tevrattaki kutsanma ve lanet metinlerini çok çok iyi okumak lazım.. Bu adamların her işi bereketliyse, borç almıyor borç veriyorlarsa,şu bu sebepten,onların Allahın hizmetinde olduğu düşünülebilir. Yağmur bile zamanında yağar onların topraklarına. Bana töre dışına çıkamayan insanların sözde adları İslam diye, ben onların İslam olduğunu düşünemem.. İslama aykırı ne kadar saçmalık varsa,nedense bunlarda görünüyor.. Ben Musa nın,karşı taraftan diye,anlamadan dinlemeden adam öldürüşünü unutmadım.. Bazen fesat çıkaran içimizden biridir belki de.. Kısacası belki de bir İsrail haklıdır.. belki de ordaki müslüman.. neyin ne olduğu,neyin ne aşamalarda yaşandığıyla ölçülür. Kim kime neden saldırıyor..
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Ahlak için din değil, ama din için Ahlak şarttır,öncelikle bunu söyleyim.. Cümlemde bile Allah izin verirse demek zorundaydım, çünkü istediğiniz kadar yırtınıp baştan sona bir çocuğa din eğitimi verin, o çocuk büyüdüğünde çok çetin bir kafir olabilir.. Ayrıca sizin koğuş örneğinizde ki tipler, bana göre ateistlerden çok çok kötü tiplerdir.. Neden mi? çünkü siz ateistlerin sürekli bir dinle alıp veremediğiniz vardır, sürekli insanlık için iyi olgulardan hareketle ve bilgi birikimlerinizde, sanki dinlerin aslında kötülüğe teşvik edici yönleri varmışcasına ,falanca din adı altında yatanlardan hareketle hep tepkilisinizdir.. Dindarla tartışmak ,belli bir seviye bile yakalamak imkansızdır sizler için, çünkü kendinizi en azından onlardan daha kültürlü ve seviyeli algılarsınız. Hatta öyle tartışmalar yaşarsınız ki, siz artık kendi başınıza üs kimlik olarak ortada kalırsınız.Ama koğuştaki insan bana göre, suçu işlerken, Allah kavramını tamamen unutmuş insandır. Ağzında Allah kelamı bile olsa,kalbinde taşımaz.. Yüzüne Allahtan konuşsanız, o yine de sizi kandırmayı ve paranızı almayı aklına koymuştur bir kere,dönmez.. asla dönmez.. Siz insanlıktan ödün vermeyin, insani değerler adı altında sizde olan ve aslında kutsala hizmet özünüze göre davranın elbet, ama onlar özlerini öldürmekten ve kendi kendilerine zulmetmekten hoşlanırlar. Onlar kötülüğe açtırlar bir kere.. Bu noktada din onları asıp kestiği için kusura bakmayın.Size dokunan yok dinde,ama yeryüzünde fesat çıkarana din dokunur,iyi ki de dokunur. Biz dokunamıyorsak, Allah haddi aşanı bu dünyada da ***** eder. Çok ama çok şey gördüm uzun vadeli zamanlarda.. Kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Ayrıca, insanlar tam anlamıyla din yaşayacak,ama ortada suç olacak öyle mi? Bence siz Kutsal Kitapları bi daha okuyun. Anne baba ve tecavüz ile ilgili demeçler hepten sıkıntılı. Siz Kitaptan anlamamışsınız,inanmayıp inanmadığınızla kalmışsınız, tek bir ayeti bile sindirememişsiniz. Bütünden bişey yok,arada bi kaç adeta harf kalmış sizde(kelime bile değil). Yeniden kuralları okuyun ve uygulanırsa neler olacağını yenideb düşünün
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Napalım, bu da Kitaplarımızın mucizesi aslında.. 4 İncile kadar düşürme olayı, keşke düşürmeselermişte hepsini şimdi bulup okuyabilseymişim. Kim bilir içlerinde ne ilim vardır.. Şimdi ki İncil bu kadar mucize ve ilim yüklüyken,fazla İncil göz çıkarmazdı eminim.. Allahın sözlerinin en garip yönüdür hafızaya yüklenmeleri.. Yani oturup azmetseniz, baştan sona ezberlersiniz nice Kitabı asla ezberleyemeyeceğiniz halde. Bunun adına emanetin yüklenişi deniliyor, hani dağlara teklif edilip dağın korktuğu emanet.. Kitapların aslında zorlayıcı eğitisini,inceliğini kavrayabilseydiniz, O nu yüklenen kulların cidden nasıl garibanlaştığını bizzat hissederdiniz.. Bir Allah kulunun zavallı olması, çokta bana ters düşmedi,en azından bu dünyadaki yaşamın bir evresi için . Her kul ağır koşullarla illa ki sınanır çünkü..Allah merhamet etsin.İsa, yani İsa, yani mesih İsa, Rabbim yakinen görmeyi nasip etsin.. Muhammed le, diğer bütün Peygamberlerimizle.. Hepsi çıkıp şahitlik ettiği o gün, o büyük gün... pufff... Bakara(*) Sûresinin 214 . Ayetinde Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı pek yakındır. Öyle zavallılıklar vardır ki, Allahın bize büyük bir lutfudur aslında. Rabbim hayrıyla nasip etsin..
-
İyi de din kural olarak, öğreti olarak, felsefe olarak,ne düşünürseniz,adına ne derseniz, din Allahın kuralı olarak hırsızlığı yasaklıyor ve Allah çalmayacaksınız diyor. Bize göre, Muhammed isimli bir adam çıkıp emir vermiyor, bize göre inandığımız,önünde diz çöktüğümüz, titrediğimiz,sevdiğimiz Allahımız emrediyor. Çalmayacaksın.Yani şimdi bir çocuğum olsa, onu dinle yetiştireceğim diye çırpınsam ve etkisi olsa Allah izin verdiği takdirde,en azından hırsız olmayacak belki.. E şimdi boşuna mı din Allahın oluncaya kadar çırpınıyor nice insan. Din Allahın olsun, herkes Kitabının emrine uysun, ortada hırsızlık yapan olmasın,böylece uygulanacak cezayıda düşünmekten kurtaralım yakayı. Yani az biraz din kardeşim, az biraz din ,az biraz Allah korkusu ve sevgisi lazım. Bu millette biraz Allah korkusu kavramı olmasaydı, ben düşünemiyorum zaten ne halde olurduk,Allah olgusu varken bu haldeyiz. Niye insan bilgisi ile Allah bilgisini ve insan hükmü ile Allah hükmünü karıştırdınız. Biz düşüncelerimizden bile sorulacağız,siz zinadan suçsuzluk çıkarmışsınız. İnsanın,kolay kolay hüküm verme ve cezalandırma hakkı yoktur dinimizde. Çünkü başta kendimiz günahlıyızdır. Günahı olan, aynı günahları işleyen,nasıl diğerine ceza verebilir. Dinleri tek ayetten oturtamazsınız,onlar bütün kitaplarla birlenir.O hesap günü, hesap görücü olarak,defterimizin bize yeteceği bildirilir ve bizlerin "bu da mı yazılı" diye hayret içinde kalacağımız.. yani yazılı olamayan en ufak kavramımız olmayacak defterimizde. Bu arada Muhammed in 4 değil, İnşallah yanlış hatırlamıyorumdur 7 eş hakkı vardı. Yine bu demek değil ki,diğer ayetleri kenara bırakıp ikinci eşle ilgili kuralları uygulayıp uygulayamama konusunda düşünmeyin. Ayetin 4 al kısmına uy, ikinciyi alman için şart koşulan koşulları umursama yalnız. Yani ayetlerin birine inan diğerine inanma ya da yüz çevir. Bunun adı sizin gibi olmaya kadar gider..
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Allahın sözü sonsuza kadar değişmez, her Kitap Ehli için geçerlidir bu kavram.. Ayetlerin değişen manaları,imanlıların değişen öğrenme deneyimlerinde saklıdır.. Bilgiler yüklenir,bir mana daha güzel bir manaya varım ile değişir, ya da bir mana yanlış anlamanın ve dinde henüz yetkin olamayışın hatalarıyla anlamını yitirip başka anlama erdirilir, ya da ve daha sonra ya da .. Değişen insanda ki yüklemenin aşamasıdır aslında, değişen Allahın sözünün kendi değildir yani.. O söz asla değişmez çünkü.. Kuran da çelişki yoktur ve Allah sözüdür.. ve gerçekten ama gerçekten tarif edilemeyecek kadar muhteşemdir.. İncil gibi diğerleri gibi.. Rabbim kalbimizi hepsine açsın..