Zıplanacak içerik

swim

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

swim tarafından postalanan herşey

  1. Maalesef Politika, ayetleri çarpıtıyorlar bir önceki ve sonraki ayeti göstermeden bilinçlice… Yapılan araştırmalar İslamı bırakıp din değiştirenlerin İslamdan habersiz olduğunu ve yeteri kadar dini eğitimi verilmemiş olduğunu göstermektedir.Hıristiyanların Diyanet işleri başkanı düzeyindeki liderlerinin Müslüman olduğunu imzamda belirtmekteyim..Yani hıristiyanlığıda biliyor ve yaşamış ve İslamıda biliyor ve araştırmış onca İslam aleyhindeki çabalara rağmen.Objektif bakışlar yeterlidir gerçeği görmeye… Birkaç İslamdan habersiz gencin ferdi hareketini genelleyemezsiniz.. haçlı savaşlarının kanlı yüzünü gören hristiyanlar müslümanmı oldu?Yada yeni haçlı savaşıdır diyerek Iraktaki vahşetin sorumlusu olan ABD yi gören hristiyanlar Müslüman mı oluyor?Hayır. Yada Pkk var diye kürt kardeşlerimize düşman mı olacağız?Hayır Yada DHKP-C var diye solculara düşman mı olacağız?Hayır. İslamiyetle terörizmi özdeşleştirme çabalarına karşın İnsanların akın akın Müslüman olmalarına en canlı örnek Rusyada, bundan 6 ay kadar önceki bir haber… http://www.milliyet.com.tr/2006/11/20/guncel/axgun01.html Sayın Politika, Yeterli resmi dini eğitim verilmedi/verilmiyor Yeterli dini eğitim verilmeyince de bu topraklardan Mevlanaları, Yunus Emreleri,Hacı Bektaşı Velileri,Hacı Bayramı Velileri çıkaran yeterli dini eğitimi almış atalarımızın yeterli eğitim verilmeyen biz torunları Mevlanalar Yunus Emreler çıkartamaz olduk… Bu boşluğu birileri istimrar ederek milliyetçilik adına din adına yanlışça dolduruyor diye suçu dinimizde mi aramalıyız?? Yoksa Mevlanalar yetiştirecek dini eğitimi vermeyerek o boşluğu yetkisiz ve bilgisiz kişilere bırakarak bu din adına olumsuz manzaraları oluşturanlarda mı?Neden Yunus Emreler yetiştiremediğimizi görmekteyiz.Yeterli dini eğitim verilmelidir. İspanya kraliçesi İsabella 'nın hıristiyan kilise ile işbirliği yaparak 31 Mart 1492 tarihinde ülkedeki bütün Yahudileri kovması. İspanya yahudileri çeşitli Avrupa ülkelerinden sığınma hakkı istediler ama atalarımız Osmanlı İmparatorluğu'nun dışında onlara sürekli kalmaları üzere kapıları açan olmadı. 1000 yıldır Hıristiyanlarla Yahudilerle içişe Komşu hakkı, kul hakkı inancıyla barışça yaşayanların şimdiki torunları doğru kaynaktan dini eğitimi alamayan torunları ne halde..Bunlar Hıristiyan öldürüyorsa bu suç onlara gerekli dini eğitimi vermeyenlerdedir. Hıristiyanların yaptığı bu katliamda ayrı bir konu…Gerçi Iraktaki yeni versiyonu (Bushun ifadesiyle Haçlı savaşı) yeter anlatmaya… Fatih Sultan Mehmetler olmasaydı bugün Ortadoks diye bir hıristiyan gurup olmazdı. Gerekli dini eğitimi ünlü Molla Gürânilerden ünlü İslam büyüğü Haci Bayram Veli’nin müridi ünlü İslam büyüğü Akşemseddinlerden alan FATİH`İN HOŞGÖRÜSÜ Fatih Sultan Mehmet 1453'de İstanbul'u aldıktan sonra Ermenilerin Bursa'daki ruhani başkanı Hovakim'i İstanbul'a getirmiş ve 1461'de yayınladığı bir fermanla Ermeni Patrikliği'ni kurdurmuştur. Batılılara islam hoşgörüsünü tanıtan padişahlardan Fatih Sultan Mehmet, 4 Nisan 1478 tarihli Bosna ruhbanlarının dini hayatlarını serbestçe sürdürebilmeleri hakkındaki ferman yayınlamıştır. Fatih Sultan Mehmed, Kudüs ruhbanlarının dini hayatlarını serbestçe sürdürebilmeleri hakkındaki 29 Eylül 1458 tarihli ferman yayınlamış "bunları kimse rencide etmesin. Kim ki, bu hükmün feshini murad ederse Allah’ın ve Resulünün hışmına uğrasın." demiştir. Allah bir insanı haksız yere öldüren kişinin, "sanki tüm insanları öldürmüş" gibi olacağını Maide Suresi'nin 32. ayetinde bildirmiştir. Acımasızca tek bir insanı dahi katletmek, Kur’an ahlakı ile taban tabana zıttır. Sayın Efendi Türkler, ve LostsouL Lütfen ön yargıyla yaklaşmayalım ..haber aşağıdaki linkte… http://www.haberaber.com/7056-Edip_Akbayram_PKK_konserinde Hoppala ! ben ne dedim şimdi.Ne karanlığı..O meydana çıkan halk Solda birliği ön planda tuttu amaçları Sol partilerin birleşmesi..Sol partilerin mitingi görüntüsünden başka bir şey olmadı.onlarında oyları en fazla %25.. O milyonlarca dediğiniz kitle Sol sol diyerek güven yitirdi..Sol parti mitingine dönüştü.. DSP ve Dervişle Ülkeye İMF geldiğinde nerdeydiniz…? Ben AKP’li değilim..BBP ye sempatim var.. T.Cumhuriyetinin Başbakanı hepimizin başbakanı T.C Cumhurbaşkanı hepimizin Cumhurbaşkanı…Başka Türkiye yok..Z.LİVANELİ "CHP ve Özkan’ı düşman olarak" anlattı, "bunlara izin vermeyin" dedi birbirinize düşürmek isteyecekler dedi maalesef adamın sesini kestiler. Anadoludaki Türk birliği yıldardır var bu birlikteliği bozmayın manevi değerleri yaşayanları öcü gibi görmeyin lütfen ! onları küçümsemeyin…Biz Hepimiz bu toprakların asli unsurlarıyız 1000 yıldır Müslüman kimliğimizle önplandayız…ve bu ülkenin %99 u (+ veya -) müslüman Evet işte sonuç... Saygılar..
  2. swim şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    PKK konserinden İzmir mitingine Bölücü terör örgütü PKK'nın düzenlediği etkinliklerin vazgeçilmez ismi Edip Akbayram, İzmir'deki mitingde de sahne aldı. Akbayram'ın eline Türk bayrağı verildiği an ise bakın ne oldu. Hatırlanacağı gibi Akbayram 1 Nisan 2007'de Londra'da PKK bayraklı ve Apo posterli bir konserden iki hafta sonra Ankara'daki Cumhuriyet Mitingi'ne katılmıştı. Dünkü mitingde sahnede şarkı söyleyen Akbayram'ın eline bir bayan tarafından Türk bayrağı verildi. Bu olay karşısında şaşıran Akbayram birkaç saniye hareketsiz kaldı. Bayrağı veren bayan eliyle Akbayram'ın bayraklı elini sallamaya çalıştı ancak bunda başarılı olamadı. Sanatçının bu noktadaki rahatsızlığını anlayan bayan tekrar bayrağı alıp sahnedeki yerine geçti
  3. Onlar bu işi Subliminal teknikle yürütüyor... Neden Amerika ve italya "Şirinler" çizgi filimini yasakladı... Neden 20-30 yıl öncesinden günümüze Sinemamızda İmamların kötülenme sahnelerini yönetmenler bir teamül yaptı hangi ideolojinin etkisindeydilerdiki bunu sinama sektörüne bir zorlama kıldılar...?
  4. Yanlış bir bakış açısı .... ne yani şimdi Rusyada Fransada Avrupada Dünyanın çeşitli yerlerinde müslüman olanların yapısı incelendiğinde bu iddianız çok yanlış olduğu anlaşılır. Hem bugün batıda müslüman olanları kılıç zoru ile müslüman mı yaptık? Bu hidayet meselesi...Diğer yandan Osmanlının aldığı vergi oranı ile Avrupadaki gayri Müslimlere yaptığı hizmet oranı araştırılmış ve Osmanlının köprüler vb. alanlarda yaptığı yatırım harcamaları aldığı vergiden kat kat fazladır.. ve ayırca Osmanlı İslamı tebliğ edecek olan alimleri yetiştirmiş ve bu kanaat önderleri İslamın yayılmasında önemli rol sağlamışlardır
  5. Konumdaki son bölümleri okumadığınız izlenimi edinim...
  6. Yüce dinimiz İslam, komşu haklarına büyük önem vermiştir. İslam’ın komşu hakları hususundaki emir ve tavsiyelerine, başka sistemlerde rastlamak mümkün değildir. Komşu ile iyi geçinmek, iyi Müslüman olmanın alameti sayılmıştır. Bu sebeple, kalbi imanla aydınlanmış, gönlü İslam’ın güzellikleriyle bezenmiş olan her Müslümanın, yakından uzağa, bütün komşularına iyilik etmesi ve onlara hayırlı bir komşu olması gerekmektedir. Aile fertlerinden sonra, insanın en yakın çevresi komşularıdır. Müslüman, komşularıyla güzel geçinen, seven, sevilen, aranan ve onlara güven veren bir insandır. Çünkü, çevresine güven vermeyen bir insan, olgun bir mü’min olamaz. Konumuzla ilgili olan bir ayet-i kerimede, Cenab-ı Hak, şöyle buyuruyor: “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve hizmetinizde bulunan kimselere iyilik edin...” Peygamberimiz (s.a.s.) de, hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik etsin.” “Allah katında dostların en iyisi, arkadaşına iyi davranan; komşuların en iyisi de, komşusuna en iyi davranandır.” “Cebrail (a.s), bana komşuyu o kadar tavsiye etti ki, onu bana mirasçı yapacak zannettim.” Görülüyor ki, komşu hakları dinimizin üzerinde titizlikle durduğu bir konudur. Bu itibarla, komşularımıza iyilik ve ikramda bulunmak, onlarla selamlaşmak, ziyaretlerine gitmek, yardımlarına koşmak, sevinçlerini ve kederlerini birlikte paylaşmak, güler yüzlü davranmak, hediyeleşmek, düğün ve derneklerine katılmak, cenazelerine iştirak etmek, başsağlığı dilemek, onlara zarar verecek hareketlerden sakınmak, ayıp ve kusurlarını araştırmamak, ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak, komşularımıza karşı başlıca görevlerimizdir. En yakın komşumuzdan başlamak suretiyle evimizin ve iş yerimizin civarında bulunan herkes komşumuzdur. Dolayısıyla her birisinin üzerimizde komşuluk hakları bulunmaktadır. Komşu ifadesi, inansın, inanmasın bütün komşuları içine almaktadır. Her Müslüman, en yakından başlamak üzere, bütün komşularına elinden gelen ilgiyi göstermelidir. O halde, kendimiz için istediğimizi komşularımız için de istemeliyiz. Müslüman olmayan komşularımızı da gözetmeliyiz. Komşularımızla güzel geçinmeli, onları hiçbir şekilde rahatsız etmemeliyiz. Gizli sırlarını araştırmamalı, eksikliklerini gidermeye çalışmalı, sevinç ve kederlerine ortak olmalı, her hususta yardımlarına koşmalıyız. Unutmayalım ki, olgun Müslüman, kimseye zararı dokunmayan, çevresine güven veren ve daima iyilik yapan kimsedir.
  7. sayılarını bile unuttuğumuz haçlı savaşları kimin misyonerliğiydi acaba !!!... sahi bu topraklara kaçıncı haçlı seferleri yapıldı/yapılıyor bilen var mı?
  8. PKK nın DTP bir numaralı İslam düşmanlarıdır.. Apo, Marksizm,ateizm ve sosyalizm sevdalısı bir teröristi.. bizimle ortak yönü yok...
  9. İslam çalışmayı bile ibadet sayan bir din, bilinize....
  10. İslamda mesai Sabah namazıyla başlar yani siz uyuduğunuz zaman... İslamda haftada bir gün tatildir(durumlara göre değişebilir)....Şimdikilerinde c.tesi , pazar,dini ve resmi bayramlar vs.vs. bunlardaki tatiller tembelliğe teşvik olmaz ,göze batmaz çalışma sektörüne darbe vurmaz !!!..Haftada bir defa 20 dak süren Cuma namazı göze batar tembelliğe teşvik eder !!! İslamda haftada bir gün tatildir(durumlara göre değişebilir)onda bile peşindeki ayette "Cuma 10. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin.." diyerek tembelliğe teşvik yok yine çalışmamız için yeryüzüne dağılmamız isteniyor eve gidip yatmayı değil... Evet işte Kur'anı okumadığınızın bir başka kanıtı... Şu sıraya dikkat edin.. 1-Sadece Dünyayı isteyenler..Ahirete inanmayanlar/orayı unutanlar/önemsemeyenler.....Bunlar ahirete inanmayıp veya önemsemeyip ve unuttuğu için Cehennem. 2-Dünyayı ve Ahireti isteyenler...Bugün ölecekmiş gibi dünyaya hiç ölmeyecekmiş gibi ahirete çalışanlar bunların ise ne olacağı Peşinden gelen İsra- 20 de belirtiliyor ama siz bu Kur'anı oksaydınız bu soruyu ve tesbiti yapamazdınız? İSRA 20 - Hepsine; (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. Bakara suresi... 200. ... İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur. 201. Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler. 202. İşte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah'ın hesabı çok süratlidir. Katakuta İslamiyetten haberin maalesef yok ve kendini ele verip duruyorsun Cuma namazı kimlere farzdır biliyor musun? Bilmiyorsun… Yolcuya Cuma namazı farz değildir.Şehir veya şehir hükmünde olmayan yerdeki kişiyede Cuma namazı farz değilir.Cuma namazı esnasında durumu ciddi bir hastaya da Cuma namazı farz değildir onunla ilgilenen doktorada Cuma farz değildir.Lütfen bilgi sahibi olmadığınız konularda milleti yanıltmayın…
  11. Peygamberimiz devletini kurmuş ve aynı zamanda devlet başkanıdır.Banane Usame Bin Ladinden....hayranı olduğun emperyalistlere sor sen onu niye yetiştirdiler.. Şu Apoyu verin bakayım Türk halkının eline ne yapıyor ? Olayları iyi anlamak lazım...
  12. Devlete karşı silahlı mücadeleye girenlere/savaş açanlara ceza vermek mi insan haklarına ters ?... yazı mı okudunuz mu acaba? Bugün hangi devlet kendisine karşı silahlı mücadele gösterenlere çicek uzatıyor Bugün K.Iraka girelim kafalarına bomba atalım diyoruz... Kendi inandığınız ve bizimde inançlarımıza ters olmayan bu maddeyi işçi haklarında uygulamayarak işçinin hakkı gasb edilmektedir, işverenin çağdaş kölesi olmaktadır.Benim dinim işcinin alın teri kurumadan ücretini ödeyin der...kapitalist düzende işçinin parası genelde bir ay sonra verilir bir gecede bankalar ne kadar kazanıyor biliyor musunuz? işveren çalıştırır o parayı ve kendi cebine indirir.Ama İslam , teri kurumadan işçiye ücretini ver der. İstersen yazımı bir daha okumayı dene...
  13. swim şurada cevap verdi: muki başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Bak Kur'anı okumadığının diğer bir göstergesi... Nisa-90 Tevbe 4 ve Tevbe 7 yeterli... Mevlanaları Yunus emreleri iyi okuyun onlar dağıttıkları ışığı İslamdan almışlardır bu gerçeği bütün dünya görüyor siz güneş balçıkla sıvamaya çalışıyorsunuz. Fatih demeye çalıştığın gibi istersen bunlarada hristiyan de çık işin içinden 1400 yıl önce Peygamberimizin müjdesine nail olmuş bir komutandır Fatih... Fatih, Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığı zaman "Bogomil" mezhebindeki Bosnalıların Müslüman olmalarına sebep olmuştur.Bir adım ötedeki Papanın her gece korkulu rüya görmesine sebep olmuştur. Fatih Kanunnamesi sahtedir.... Bu konuda İslam hukukunu çok iyi bilen, cumhuriyetin ilk yıllarında Temyiz Mahkemesi başkanlığı yapan Ali Himmet Berki’nin 1953 yılında yayınladığı; “Fatih Sultan Mehmet Han” isimli eserinde de bu kanunnamenin sahte olduğunu tarih yönüyle, dil yönüyle, İslâm hukuku yönüyle, düzenleme yönüyle ispatlamıştır. Leon e. Halkın’ın “Tarih Tenkidinin unsurları” eserinde tarih tenkidine göre işi ele alırsak, Fatih kanunnamesi Fatih döneminde yaşayan hiçbir tarihçi tarafından nakledilmediği gibi adından bile bahsedilmediğinden en büyük şüpheyi üzerine çekmektedir. Mesela, 1982 Anayasasının, Meclis zabıtlarında, Resmi Gazetede, Özel gazetelerde, Anayasa Hukuku kitaplarında olmaması mümkün mü? Fatih’in Kanunnâmesi diye dillerde dolaşan şey,Osmanlı ülkesinin arşivlerinde,kütüphanelerinde,Hakimlerin yazdığı kitaplarda aslına rastlanmadı Fatih döneminde yazılan hiçbir hukuk kitabında, hiçbir tarih kitabında veya edebi eserde “Kanunname” den bahsedilmemesi, hatta aşağıda belirteceğim gibi ,yazılan hukuk kitabındaki yasanın “Kanunname”deki “Kardeş katli” fetvasına ters olması Kanunnamenin sıhhatine şüphe düşürmektedir. Kanunnameyi kaleme aldığı iddia edilen Nişancı Mehmet paşanın “Osmanlı Sultanları Tarihi” isimli kitabı, İbrahim Hakkı Konyalı tarafından terceme edilmiş ve Türkiye yayınevi tarafından 1949 yılında yayınlanmış. Fatih’in veziri a’zamı olan, Fatih ölürken başucunda bulunan, Fatih'in ölümünden sonra aynı sene öldürülen, Fatih kanunnamesini yazan diye iddia edilen zatın tarihinde tek kelimeyle kanunnameden bahsedilmemekte. Olur mu böyle bir şey? “Kanunname”yi yazan adam,yazdığı tarih kitabında “Kanunname”den bahsetmeden o dönemin tarihini yazacak. 1982 Anayasasını hazırlayan Prof. Orhan Aldıkaçtı 12 Eylül darbesinin tarihini yazacakda Anayasadan bahsetmeyecek,Olacak iş değil. İstanbul’un ilk kadısı Hızır beğin 1459 yılında ölmesiyle İstanbul’a Kadı tayin edilen Molla Husrev 1470-1477 yılları arasında “Dürer’ül-Hukkam fi şerhi Ğurrer’il-ahkam” isimli Fıkıh/hukuk kitabını yazar. Kitabın 1268 tarihli baskısına göre 830 sayfadan meydana gelen bu eserde tek kelimeyle kanunnameye atf olmadığı gibi, 199 ncu sahifesinde “Bab’ül-Büğat” başlığı altında müslüman devlet başkanına başkaldıran Müslüman bağilerin çocuklarının hapis dahi edilemeyeceğini yazar. Nerede kaldı beşikteki kardeşin katline fetva vermek! Tevbe 5 in kimlere uygulanmayacağını belirten Tevbe 4 ve Tevbe 7 yide belirtseydiniz size inanırdım. Sahi buraya Tevbe 5 in kimlere uygulanamayacağını gösteren Tevbe 4 ve Tevbe 7 de ne yazdığını koyabilirmisiniz? Rusya’nın Diyanet İşleri Başkanı seviyesindeki ortadoks lideri Polosin,1999 yılında bütün Rus medyasının önünde şöyle diyor “Kamuoyunda şehadet ederim ki ben Ortodoks Kilisesi’nin ne papazı ne de müridiyim… Eşhedüenlailaheillallah.... Polosin, neden İslamiyeti seçtiği sorusunu ise "1993 yılından sonra oldukça yoğun bir şekilde bilimsel araştırmalar yaptım. Bol bol kitap okudum. İslama girenlerin hemen hepsi araştırmış ve Kur'an okuyarak müslüman olmuşlardır bunlara küçük bir örnektir Polosin. saygılar
  14. Bakıyorum da bir konu hakkında cevap verdiğimizde konumuzla alakalı olmayan diğer 5-6 konuya tek mesajda atlanılıyor...daldan dala atlmak bu olsa gerek...Neyse ben sizin yazınızı okudum umarım benim mesajlarımıda siz okursunuz… Tuvaleti bile bizden öğrendiler.. Neyse manevi açıdan bakıyoruz ,cenabet (tdk: mecaz Pis ) vs. denir ona… Çünkü müşrikler İslâm'a göre temizliğe dikkat etmezler, gusletmeleri gerektiğinde yapmazlar, esâsen müşrik olmaları nedeniyle manen pistirler; maddi temizliğe ne kadar dikkat etseler de, manevi pislikten kurtulamazlar... o yüzden Müşriklerin sadece Mescid-i Harâma Kâ'be'ye yaklaşmaları yasaktır. ………… Kölelik…. İslam köleliği yıkmak için yöntemler sunmuştur ve de aşama aşama kaldırmıştır. Tevbe suresinin 60. ayetinde açıklandığı gibi İslam kölelerin hürriyetine kavuşması için hazineye gelen zekatlardan (Allah'ın bize vermiş olduğu mallardan) bir fon ayırır. Peki İslam dini köleliği toptan kaldırsa olmazmıydı? Dünyada yüzlerce yıldan beri yerleşmiş kök salmış, zalimlerin kanunlarında önemli bir yer tutmuş köleliği bir anda kaldırmak, Amerika'da olduğu gibi yüzyıl sürecek bir anarşiyi başlatmak olurdu. İslam önce hür insanların köleleştirilmesini yasaklayarak köleliğin kaynağını kuruttu. Sonra rnevcud kölelerin hürriyete kavuşturulması için hazineden fon ayrıldığı gibi, şahısların oruç keffareti, yemin keffareti gibi cezaların köle azad etmekle olacağını bildirdi.Böylece mevcud köleler hürriyetlerine kavuştular. Tevbe suresi – 60’ da zekatın kimlere verilmesi açıklanırken köle azadında da kullanılır para. Yani dinde hep köleliğe sataşanlar bilsinler ki dinin zekat fonundan (Allah'ın bize vermiş olduğu mallardan) para çıkar, kölelerini satın alır azad eder. Bununla ilgili ayet-i kerime indirilmiştir. Yani bu adamların koymuş olduğu sistemde köleye olan zulmü, köleye olan hakir bakmayı ortadan kaldıran dinimizdir. Zenci ve köle Hz. Bilal (r.a.) peygamber efendimizin yanında oturunca Mekkeli müşrikler "senin yanma gelmek istiyoruz ama köle ile aynı seviyede oturamayız" diyorlar.Peygamberimizle aynı seviyede oturuyorlardı ayrım gözetilmiyordu. Halbuki Hz. Ebu Bekir, Hz. Bilal Habeşi'yi köle olarak satın almış ve azad etmiş, hürriyetine kavuşmuş, o da peygamberimizin sevgili dostu olmuştur. 10-15 yıl önce Amerikada ilk defa zenci birisi beyazsaraya girdi bakan oldu.. 1400 yıl önce İslam da zenci köle Bilaller efendi olmuşlardı. Üsame zenci ve bir kölenin çocuğuydu. Peygamberimiz babasını hürriyetine kavuşturmuştu. Kölenin çocuğu sevgili Peygamberimizin genel kurmay başkanı oldu.Evet Genel Kurmay başkanı seviyesindeki makamlara getirilmişlerdir. Umarım bu örnekler İslamın köleliği kaldırdığını bu kölelikten gelenlere ayrım yapmayıp aksine kardeş saydığını ve yüksek makamlara getirildiğini görmüşsünüzdür. Maide- 33 Allah ve Resulüne karşı savaşanların. Meşru Müslüman bir devlete baş kaldırıp silaha sarılanların cezasından haber veriyor. Ayette " harp açanlar , savaşanlar" deniyor. Harb açanlara karşı caza yapılır… İşte bu tür insanlar silaha sarılırlar ve pişman olmadan önce yakalanırlarsa suçlarına göre cezalandırılırlar. Bir kısım teröristler bazı evleri basıp çocukları öldürüp, bankaları soymaya başlayınca bu teröristleri gizlendikleri inlerinde topluca imha etmeli diye yazılar yazan günümüzde bir kısım Hümanistler devlete karşı savaş açanlara uygulan bu ayeti anlamaya başladılar. Şimdi Kuzey Irak’a girip onlara bomba yağdıralım diyorlar böylelikle bu ayeti anlamaya başladılar. Apoyu bu ülkenin asması yadırganır mı? Her devletin kendisine karşı savaşanlara bu cezaları vermesi doğaldır… Devlete karşı savaşanlar yakalanmadan önce pişman olurlarsa afedilirler… İslâm devletine başkaldıranlar yakalanmadan önce pişman olup teslim olurlarsa ayette bildirilen cezalar uygulanmaz. Maide(34) Ancak siz onları ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna. İyi bilinki Allah affedicidir, merhamet edicidir. Ancak kul hakkı baki kalır. Günümüz ithal hukukda ise şahıslar yok kabul edilirler. Devlet afvetmişse şahısların yapacak birşeyi yoktur..Ecevit afeti olan mağdurlara oldu çıkanların çoğu birkaç kişiyi daha mağdur etti yine hapse girdi… Cumhurbaşkanı teröristleri affetti yine askere kurşun sıktı ,bazısı dağda askere kurşun sıkarken öldürüldüler. İşte İslam köleleri ezmemiştir..ve kademeli olarak köleliği kaldırmıştır. Bir yönetici düşünün ki yanlış verdiği bir karar sonucu haksız olarak cezalandırılan gayrimüslim bir mimarın hakkını İslam devletinin kadısının koruyup padişah hakkında kısas kararı verip aynı cezayı padişah hakkında da verir de mimarın kendi hakkından feragat etmesi ile padişah kısas'tan kurtulur ( Fatih sultan Mehmet ). Dinimin peygamberi -Devlet başkanı- bir hüküm için ; " kızım bile olsa ona da aynı cezayı verirdim " diye dedirtecek kadar bir adalet anlayışına sahipti...Bunlardan daha büyük Hukukun üstünlüğüne bağımsız yaprgıya delil olabilir mi?Şimdiki devlet başkanlarının ,yökçülerin, vs. hepsi dokunulmazlıkları vardır.. Bak bunu düşünemiştim
  15. swim şurada cevap verdi: muki başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Anadolu kültürüne böyle dersiniz ama Arap kültürünüde İslam diye anlatmaya kalkarsınız Araplar Peygamberimizin evini yıkmaya kalkışacak kadar vahhabileşmiştir ! Ve Allah onlardan liderlik görevini almış Türklere vermiştir. Anadolu kültürünü oluşturan şekillendiren İslamdır. Müslümanlıkla yoğrulan Anadolu halkı "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" hadisini Anadolu kültürü benimsemiş komşuluk ilişkilerinde ermeni-osmanlı-rum ayrımı olmadan 1000 yıl boyunca barışça yaşamış "kul hakkı" inancıyla da komşusunun haklarına riayet etmiştir.Ne zamanki batı kültürü bizi kuşatmış şehirlerde aynı apartmandaki insanlar bırakın komşuluk ilişkisini birbirini tanımaz olmuştur.İşte İslam kültürüyle yoğrulan Anadolu halkı ,işte batı kültürünün kuşattığı aynı binada yaşayan halk.. Şuan dünyada hiçbir yerde İslam ülkesi yok..Fetret devri yaşanıyor. Laiklik hiçbir dine baskı uygulamamaktır.Tüm dinlere saygı göstermektir.Hıristiyanlıkta vede İslamda var olan başörtüsüne karışılıyor ve gençlerin eğitim hakkı engelleniyor?Okumak için zorla başları açtırılıyor.İranda da zorla başları kapattırılıyor NE farkınız var?Zorbalık..ben 1400 yıllık tarihimizde hocalarımızın hiçbirinden başı açık gezen komşumuz Rumun Ermeninin başını zorla kapatın dediğini duymadım... . Millete gerekli dini eğitim Resmi ellerle verilmezse o boşluğu birileri doldurarak bunu din adına milliyetçilik adına yapmaya kalkarlar.Bu yeteri kadar Resmi ellerle dini eğitim verilmezse o boşluğu birlerinin yanlışça doldurduğunun somut kanıtıdır. Peygamber efendimiz (s.a.v) Mescidinde bile hıristiyanların ibadet etmelerine izin vermiştir. Fatih Sultan Mehmetler olmasaydı bugün Ortadoks diye bir hıristiyan gurup olmazdı. Gerekli dini eğitimi ünlü Molla Gürânilerden ünlü İslam büyüğü Haci Bayram Veli’nin müridi ünlü İslam büyüğü Akşemseddinlerden alan FATİH`İN HOŞGÖRÜSÜ Fatih Sultan Mehmet 1453'de İstanbul'u aldıktan sonra Ermenilerin Bursa'daki ruhani başkanı Hovakim'i İstanbul'a getirmiş ve 1461'de yayınladığı bir fermanla Ermeni Patrikliği'ni kurdurmuştur. Batılılara islam hoşgörüsünü ilk tanıtan padişahlardan Fatih Sultan Mehmet, 4 Nisan 1478 tarihli Bosna ruhbanlarının dini hayatlarını serbestçe sürdürebilmeleri hakkındaki ferman yayınlamıştır.Fatih Sultan Mehmed, Kudüs ruhbanlarının dini hayatlarını serbestçe sürdürebilmeleri hakkındaki 29 Eylül 1458 tarihli ferman yayınlamış "bunları kimse rencide etmesin. Kim ki, bu hükmün feshini murad ederse Allah`ın ve Resulünün hışmına uğrasın." demiştir. Biz okuduk ve sizin Kur'anı okumadığınızı ve objektif olmayanlardan alıntı yaptığınızı anladık somut örnek: Tevbe 5'i objektif olmayan birisinden duymuşsun.Eğer Kur'anı okusaydın bunların kimlere uygulanmadığını Tevbe 4 ve Tevbe 7 de görür ve bu Tevbe 5 ile ilgili genelleme hatasını yapmayacak bilgiye ulaşırdın.Ve bizde herkese Kur'an'ı okuyun diyoruz.Ama anatomi kitabını okuyup doktor olunamayacağı gibi Kur'anı okuyarakta alim hoca olunmaz.Eğitim şart.Kur'anın ilk farz kıldığı ilk emrettiği zaten "oku"dur. Daha önce Kur'an'ı baştan sona okuyarak işte ardığım bu idi diyerek müslüman olan binlerce insan var sadece Rusyada İslam olanları görmek için googleye müracaat... ben bu forumda da biraz değindim imzamda da kendi alanlarında lider noktalarda olanların Kur'anı okuyarak İslamı seçtikleri belirtiyorum.
  16. Peygamberimiz en güçlü olduğu dönemde amcası Hz.Hamzayı hunharca katleden vahşi ile amcasının kanını içenleri affedecek bir erdeme sahiptir.Sırf bu örnek bile iddianızı çürtümektedir. İşçi haklarında eksiklikler gözle görülen seviyededir (sadece bu konuda değil). İşçilik işverenin köleliği demek değildir. Şartlar itibariyle en yoğun tempo askerliktedir.Ben askerliğim boyunca bir çok asker arkadaşlarımla birlikte hem oruç tuttuk hemde eğitimimizi yaptık istendiğinde herşey kolay... o zaman diet yapanların iş sektöründen uzaklaştırılması lazım. Türkiyede inananların yatttığını görmedim.Beni S.arabistanın ne yaptığı bağlamaz.(hem bu iddianız yanlış..S.arabistanda öğle ile ikindi arasında sünnet olan kaylule -Öğle uykusu- uygulanır.Bunun ne kadar faydalı olduğunu bilim yeni keşfetti Buda işçi hakları arasında yer almalı işçinin verimini artıracak bir husustur ve beğenmediğimiz S.Arabistan bunu uygulamaktadır , googlede dinimizde sünnet olan öğle uykusunun faydalarını bir araştırın.) Sayın karakuta iddialarınız ! yeni değildir hepsine mantıklı cevaplar verilmiştir..
  17. swim şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Sayın boşig, Biz inkarcılara Hz.Ademden gelen kardeşimiz deriz.Sizleride severiz ve gecenin 2:00 lerine kadarda uykusuz kalmamızı ibadet sayarız.Bir kişiyi ebedi sevgiye ulaştırabilmek için. Yunus Emre sevgisi size gerçeği göstermesi dileğiyle saygılar...
  18. Ateistlere zaten her platforumda mantıklı cevaplar veriliyor ama bir müddet sonra objektif olamadıkları için aynen sil baştan devam edilmekte bir objektifce yaklaşabilseler keşke.. Saygılar..
  19. Biz sermaye düşmanlığı yapmıyoruz İslam dengeli olmayı emretmektedir.Şuan dünyada İslam ülkesi yoktur.Müslüman toplulukların oluşturduğu ülkeler vardır. islam, sorumsuzluk ve kayıtsızlığı önlemiş, sadece meşru yollardan kazanılan serveti sahibinin hakkı olarak görmüş, meşru ve kanuni olmayan yollarla edinilen serveti bir "hak" olarak tanımamıştır. Zulüm, haksızlık, stok, kara para,rüşvet,faiz,suistimal,adam kayırma,spekülasyon, sahtekarlık, yağmacılık, beleşçilik, rüşvet, gasp ve hırsızlık, başkalarının hakkını çiğneme vb. bâtıl yollarla kazanç sağlanmasına İslam dini izin vermemektedir; çıkarcı insanların adalet ve kanuna aykırı şekilde kazanç sağlamasının İslam dininde yeri yoktur. Türkiyenin("T" harfi büyük yazılır) bu hale gelmesi için İslam dinin verdiği manevi değerlerle şehitlik anlayışı sayesinde bu yazıyı yazmaktasınız. O en büyük alışveriş sermayemizin sahibinin istemesi halinde atalarımızın yaptığı gibi sermayeyi Allaha seve seve iade ederiz. Belki müslüman atalarımız vücuduna bomba sarmadı ama biz o merhaleleri atlattık zaten Atatürk, Çanakkale’deki askerimizin manevi gücünü şöyle anlatıyor: “Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, ölenleri görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok!... Okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.” Bu canın sermayesi Allaha aittir O,bu sermayeyi isterse biz de atalarımızın Çanakkalede yaptığı gibi seve seve yine vermeye hazırız. Tembelce oturanla çalışan bir değildir. Kur’ân, "Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul" “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” buyurarak her çağda bilginin üstünlüğünü kesin olarak ilân eder. Akıllı insan için teşvik eder. Keza Peygamber Efendimiz (s.a.v) bilgiyi Müslüman’ın yitik malı ilân etmiş, onu nerede bulursa almasını emir buyurmuştur.İlim Çinde bile olsa alırız. Sizin için o emperyalist gavurların sözleri değerli olduğundan bari bunlara değer verirsiniz diye düşündüm. Kaldıki bu İslamlada örtüşür. Dinde zorlama yoktur...' (Bakara-256) ve Necran heyeti bir ikindi vakti Medine'ye gelerek Mescid-i Nebevî’ye girdiler. Hz. Peygamber ashabı ile henüz ikindi namazını kılmıştı. Hz. Peygamber (s.a.v)a ibadet vakitleri gelen hristiyanların camide ibadetlerini yerine getirmelerine müsade edilmesini emretti. O madde de dine hürriyet tanımıştır.Kimsenin ibadeti engellenemeyeceği açıklanmıştır.Bu insan hakkı olduğundan doğal olarak işcilerin hakkıdır da yoksa işçiler insan değil mi?Evrensel haklara saygı lütfen ,İşçi bayramını kutlandığı bu günde işçi hakları çiğnenmesin... Saygılar...
  20. Kur'an-ı Kerim bize yardımı emreder. İyilik de yarış yapmamızı, fakirleri doyurup yetimleri korumamızı emreder. İslam tarihinde "Sokak Çocuğu" deyimi görülmemiştir.Babasız ve annesiz kalan çocukları, hayır sever müminler, "ahirette peygamberimizin komşusu oluruz" diye himayelerine almışlar, besleyip, büyütüp, evlendirmişler, iş kurmuşlar. Sonra bu hayrı kurumlaştırmışlar ve "Daru'l-Eytam'ı" kurmuşlar. Buralardan sadrazamlar, kadılar, ilim adamları, paşalar çıkmıştır. Allahu Teala yanımızda büyüyen çocukların adı anılırken, onların gerçek babalarının gizlenmemesi ve onuda anmamızı. Kendimize nispet etmememizi istemiştir..Bu hassasiyet ayetler de de belirtilmiştir.Toplumdaki asıl evlat gibi anılmamasını asıl evlattan farklı olduğu Onları din kardeşimiz ve dostlarımız olarak görmemiz istenmiştir. Ahzab 5- Evlatlıkları (hakiki) babalarıyla çağırınız. Allah katında bu daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşlerinizdir ve dostlarınızdır. Cahiliye döneminde evlat edinen insanlar, evlatlıklarını gerçek evlatları gibi görme gibi yanlış tabu oluşturmuşlardı.Bu yanlış örf bu Ahzab 37 deki durumla yıkılımıştır. İslam özde yanlış olan hurafe türündeki örfleride kaldırmıştır buna bir diğer örnekte iki bayram arasında evlenmenin yanlış ve kötü olduğunu toplumda örfleşmesiydi ve Peygamberimiz(s.a.v) Hz.Aişe ile Ramazan bayramından sonra İki bayram arasında evlenerek bu yanlış hurafeyide bizzat uygulayarak yıkmıştır. Hz.Muhammed (s.a.v)e o zamandaki düşmanları hiçbir zaman ona şehvet düşkünü çıkarcı rüşvetçi diyememiştir.Aksine bizzat düşmanları bile Emin (güvenilir) sıfatını vermişlerdir. Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü yanlış cahiliye adetlerini yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir. Sayın Lucas, Mesaj 3 te Hz.Aişenin yaşının mesajımda 17-18 olduğunu belirtmiştim.Sizde bu 3.nolu mesajımdan alıntı yaparak bana cevap verirken 15 rakamını belirtmediğim halde belirttiğim 17-18'i değilde 15 rakamını kullanmanızı yanlış yazmış olabilir düşüncesiyle değiştirdim.Eğer ben yanlış anladıysam özürdilerim.Eğer düşündüğüm gibi değilse bana cevap verdiğiniz mesajınızdaki 15 rakamını nerden buldunuz ki ben 15 rakamını belirtmedim? Bayanların bazı özel soruları oluyor ve bunu peygamberimize rahatça açarak konuşamıyorlardı. Bu konuda Hz.Aişe eğitilmiştir.Eğer evlilik bağı olmasaydı varın dedikoduları büyüklüğünü siz düşünün. Ona 'Hümeyra' lâkabını vermiş ve: "Dininizin yarısını bu Hümeyra'dan alınız" buyurmuşlardır.
  21. Hadis Peygamberimizin sözleridir...orda Hz.Aişeye ait olduğu söylenen bir cümle vardır. İslam tarihçileri burda belirtilen yaşı cerhetmişlerdir. Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi.Hz.Aişenin Biyografisi ortadır ve aksisi yanlıştır..27 yaşından 9 çıkarttığımızda sonuç ortada diğer meselede yanlış bilgilendirme var, bu olaya günümüzde dedelerimizin bile hangi yılda doğduklarını bilmedikleri ve yaşlarını tam bilemedikleri gerçeğinide göz önünde tutmalıyız.Kaldıki 1400 yıl önceki kişi yaşı net söylene. Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir: Peygamber efendimiz kendi döneminde ‘Muhammedü’l-emin ‘ (güvenilir Muhammed ) olarak adlandırılmış ,sadece zenginlerin üye olabildiği ‘Hılfu’l-fudul’ derneğine zengin olmadığı halde kabul edilmiş ,çevresince kendine güvenilen ,genç,ahlaklı ve yakışıklı bir insandı.Kabeyi su bastığı zaman ‘ Haceru’l –esved ‘ taşını , kabile reisleri arasında tek reis olmayan peygamberimiz yerine koymuştur.Peygamber efendimiz peygamberliğini ilan ettiği zaman Mekkeli müşrikler peygamberimize şu teklifte bulunurlar : ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim.Yeter ki sen bu davadan yani islamı anlatmaktan vazgeç. ‘ Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’ Görüldüğü gibi Peygamberimizin dünya malına düşkün olması veya benzeri bir iddia gerçek olsa idi , daha genç iken tüm bu imkânları elinin tersi ile bir kenara itmemesi gerekirdi!Ama O Yüce insan , insanları battığı *****sızlık ve kötülük batağından kurtarmak için mücadele ve iftiralara zulme muhatap olma pahasına iyiliği tebliğ ve yayama yolunu tercih etmişlerdir... Burda İlim adamımızın İslamda büyük bir yere sahip olan örfi hukukunu genelleme hatasını yaptığını söyleriz.Bu bizim örfümüze terstir.Herkes hata yapabilir. Sicak bölgelerde kizlarin ergenlige erken girdiklerini gözönünde tutarsak bu evlilik Sıcak iklimli ülkelerde doğal karşılanmış ve örflerinde de yer etmiştir.Bu oraların örfüne uygunsa olabilir. Bu örfle alakalıdır.Örflerde bu olay doğaldır. 60-70 yaşındaki Biyoloji Prof.A.Demirsoy’da öğrencisiyle evlendi..Bunu kınanacak bir durum değildir.Burda örfler ön plandadır.İslamda örfi hukuk önemli yere sahiptir. Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir.Örfe ters bir durum söz konusu değildi.Olağanüstü bir durum olsaydı onun düşmanları tarafından bu kullanılırdı. sicak bölgelerde kizlarin ergenlige erken girdiklerinide gözönünde tutarsak bu evlilik doğaldır. saygılar..
  22. İşçilik kölelik değildir işverenin hakkı olduğu kadar işçininde hakkı vardır. İnsan hakları evrensel beyannamesi Madde 18 Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir. Görüldüğü gibi verdiğiniz örnek işverenin değil İşçinin hak gasbına neden olmaktadır. Hem mesai zamanlarına denk gelen namaz genelde ikindi namazıdır.Buda 4 dakika sürmektedir evet 4 dakika...Hiçte problem değildir.İş yerinde çay molasından daha kısa...ben en zor şartlarda olan askerliğimde bile namazımı terk etmedim istendiğinde her şey çok kolay...Oruç meselesinde hiçbir problem yoktur.Kişi hastaysa gücü yetmiyorsa niyet etmeyerek oruç tutmayabilir güne gün kaza eder.Yani işverenin hakkını gasb eden yok 4 dak bilemedin 10 dak. süren namazı çay molasında veya mesaiyi bu sureyi ekleyerek hak ortadan kalkar.Aksisi işçinin hakkının gasbından başka bir şey olamaz. İnternet lüks değil bir ihtiyaç olmuştur.İyiye kullanacaksa israf değildir. Eğer kişi kendisine yettiği halde ,işlerini gördüğü halde kotalı adslyi bırakıp kotasız interneti kullanacağım demesi lüks olur işte buna israf denir. Lüks ise, kişinin olduğundan fazla görünmeye çalışması, aşırı derecede tüketim tutkusudur. Faiz sömürü demektir.Gelişmiş ülkelerde faiz yok denecek seviyededir.Sizinde itiraf ettiğiniz gibi millet faizin düşmesini istemektedir...İslamda kaldırın demektedir.
  23. swim şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Allahım, zulmetmekten, zulme uğramaktan, birinin hukukunu çiğnemekten, biri tarafından hukukumun çiğnenmesinden Sana sığınırım. Ey Rabbimiz, bize dünyada da iyilik, güzellik ver, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru, Amin
  24. vurgulanan Kaçınılması gereken dünya hayatı değil . Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış. Yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış (hadis). Dünyayı unutmamak ve ahiretide.. İnsanın ekonomik hayatta menfaat duygusuyla hareket etmesi yanında bir de toplumun üyesi olması onu dengeli bir hayat anlayışına götürecektir. Hz. Peygamber(s.a.v) bu konuda: “Allah verdiği nimetini kulunun üzerinde görmekten hoşlanır.” buyurmuştur. İnsan, zenginliğinin kendisini şımartmasına, lüks ve israfa sürüklenmesine asla fırsat vermemelidir. Lüks ile çağın gelişmiş teknolojisinden faydalanmayı birbiriyle karıştırmamak gerekir. Çağın mevcut gelişmelerine ayak uydurmalı, hayatı kolaylaştıran, pratikleştiren, zaman kazanmaya vesile olan her türlü yeniliğe açık olunmalıdır. Lüks ise, kişinin olduğundan fazla görünmeye çalışması, aşırı derecede tüketim tutkusu olması şeklinde anlaşılmalıdır. Bir manada lüks, sade ve gösterişsiz bir yaşamın zıddıdır. İslam, israf yasağı ile özel mülkiyet hakkına bir sınırlama getirirken, temel olarak, servet kimin olursa olsun, onda toplumun hakkı bulunduğu ilkesini benimseyerek, israfla bu hakkın yok edilmesine engel olmak istemiştir Bu dünya ahiretin tarlasıdır.(hadis) Dünya ahiretin tarlası" olduğuna göre bu tarladan payımızı almaya çalışacağız. Hepimizin bildiği bir hadis vardır. "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış. Yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış." Biz hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya yarın ölecekmiş gibide ahirete çalışanlarız. Toplanan vergilerin çoğu yatırıma değil faize gidiyor.. Ülkede faizdeki artan her puan yeni kriz demektir.Yeni fakir adayları demektir. Sosyalizmde faiz var mı.?! Sosyalizmde kapitalizm gibi İslamdan yıllar sonra ortaya çıkmış,Kapitalizm karşısında İslamın savunduğu bazı değerlere (faiz gibi) hak vermiştir.
  25. Peygamberliğin gelişinden on yıl sonra, 50 yaşındayken eşi Hz. Hatice’yi kaybeden peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev işleri ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de İslâm’a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Sevde’yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir’ in kızı Hz.Ayşe’yi istetti. Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin peygamberimizle evlendiği yaşın 17-18 olduğu ortaya çıkar. Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı saadet” kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997) Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l enbiya Hz. Muhammed ve hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210) Aksine, çocuk po*nosuyla yakalananların yapısına baktığımızda bu yök sisteminin eğittiği eğitimli kişler olduğu ortadadır.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.