Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kaplan-200

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.083
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

kaplan-200 tarafından postalanan herşey

  1. Sn mavi ''hem de koministken''derken önceden kominist düşünceye sahiptim,ve şu an bu bu ideolijinin yanlış olduğunu anladım ve bu kararı aldımmı demek istiyorsunuz yoksa şu andaki ideolojiniz kominizm fakat hem koministim hemde başımı örtmeye karar verdimmi demek istediniz. Hangi ideolojide olursanız olun muhakkak saygı duymamız gerekiyor ,fakat kominizm ile din bir birine tamamen zıt olgulardır çünkü kominizm din olgusunu red eder. karl marx fakirlerin din olgusunu yaratttığını ve dinin bir uydurma olduğunu söyler. marx milliyet ve ırk kavramını kültürün sonucu olarak görür ve devletin kalkmasıyla milliyetlerinde kalkacağını söyler . halk öyle bir bilinçlenecekki devlet ve güvenlik birimleri kalktığında suç işleyecek kimse olmayacak.. saygılar.
  2. Sn bilimselci biz farklı birşeymi söyledik? benim söylediğimde ''özgür düşünceyle başörtüsünü seçmişse'' bu kişinin kendi kararıdır diyorum. Hem kendi kararını uygulayıp hemde özgür olamaz ne demek?zaten kendi kararını vererek özgürlüğünü kullanmış oluyor. bahettiklerinizde eğer kendi istği ile özgür iradesi ile o dini kabullenmişse o kişinin özgürlüğüdür,Onu yaşamak onun özgürlük anlayışındadır. Dini olan özgür olamaz denilemez.
  3. yani dostum, burada baş örtüsünü savunan ve hatta baş örtülü bayan arkadaşlarımız kendi istekleri baş örtüsü taktığını ve bunda kimsenin zorlama yapmadığını söylüyor... siz hala o insanlara inatla zorla örtünüyorlar,baskı altındalar vs diyorsunuz ...size neden yalan söylesinler sizinle bir sorunlarımı var? bende kendi çevremden, ailemden örnek vereyim, benim annemin başı kapalı bir çok akrabamındaaynı şekilde bunları zorlayanda yok...hatta bir tanıdığım eşinin başını açasını istedi,eşi ayrılmayı dahi düşündü sizce nasıl bir baskıdır bu. siz kendi çevrenize değil, birazda diğer çevrelere bakın biraz. saygılar.
  4. Sn mavi eniştenizin kişisel çıkarları için yaptıklarını burada geneleme yapamasınız,. yok öyle değil diyorsanız, konuyu biraz açarsanız daha iyi olur,enişteniz korucu olduğundanmı yoksa pisikolojik sorunlarındanmı gencecik fidanlara kıydı, yada bu gencecik fidan dedikleriniz pkk teröristlerimi anlayamadım! Toprak davası diyorsunuz eniştenizin toprak davasıyla korucuların ne alakası var? bugün her kurumda işe yaramaz hainler bulunmaktadır çıkan bir kaç kişi yüzünden bu kurum katil yada işe yaramaz denilebilrmi. saygılar.
  5. Kürt halkının Türkiye'deki yeni kuşağının, gerek kendi kökenlerini ve geçmişteki başarılarını öğrenme bakımından, gerekse de yarının dünyasının daha üretken yurttaşları olma bakımından bu çalışmadan yararlanacağını umuyorum. Mehrdad R. Izady Mart 2003, New York -http://www.institutkurde.org/products/shopping/product_details.php?product_id=295- MEHRDAD R. IZADY Kürt dili hangisidir? Kürt, bir kimlik olmayıp dilsel bir birliktelikten yoksundur. Kırmanç kimliği Bahdinani ve Sorani gibi alt kimliklere bölündüğü gibi, dilsel olarak birçok alt lehçeye ayrılır. Bahdinani dediğimiz Kuzey Kırmançası, Hakkari'de 12. yüzyılda gelişmeye başlayan ve asıl gelişimini Yavuz Selim'den sonra 16. ve 17, yüzyılda tamamlayan ve Botani, Beyazıdi, Hakkari gibi lehçelere ayrılan bir dildir. Keza Sultan Murat'ın Bağdat'ı alması sonrası kimliği gelişmeye başlayan ve Şafi kimliği ile ortaya çıkan Soraniler, 17. ve 18. yüzyılda geliştirilmiş bir dile sahiptirler. Etnik olarak da o yıllardan sonra toparlanmış olup, dilleri çok heterojen ve karmaşık olup başlıca lehçeleri Mukri, Erdalani, Germiyani, Hoşnav, Pijder, Warmava,Kermanşahi ve Erbilli'dir. Kırmançlarla birlikte Güneydoğu'daki Şafi Dımıliler de Siveriki, Kori, Hozu, Moti, Sabak, Dumbili gibi farklı lehçeler de konuşurlar. Keza Güney Soranilerin Yezidi Goranilere geçişi söz konusudur. Soraniler karşısında gerileyen Goraniler Hewremani, Bacalani, Kelhuri, Nankeli, Kardula, Sencabi, Zengana, Kaka ve Kirmanşahi gibi lehçelere ayrılırlar. Ve buradan Lurlara geçiş göstererek kaybolurlar. Goranilerin Nikitin tarafından Lurlara geçiş göstererek Kürt olmadığı ve Kürtlüklerini kaybettiği ileri sürülmektedir. Keza diğer taraftan da Kürtçe olarak tanımlanan Pahlevice lehçeyi konuşan yegâne topluluğun Goraniler olması Kırmançların ve Soranilerin 15., 17. ve 18. yüzyılda gelişmiş dilleri göz önüne alındığında tarihsel olarak da çok farklı köklerden gelmiş bir dilsel gruplaşmalar olduğu, hatta dağlık bölgelerdeki bir kabilenin diğer kabileyi anlamadığı onlarca yüzlerce dilin, ilkel toplumlardaki dilsel özelliği Kürt dilli dediğimiz topluluklar içinde görmekteyiz. Bunu söyleyenin bir Kürt bilgini olma iddiasında olan Izady olması, olgunun gerçekliğini açıkça ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibi bir Kürt dil birliğinden söz edebilmek bu kesin farklılıklar karşısında mümkün değildir. Farklı kabile gruplarının oluşturduğu bu dilleri Goranice, Soranice ve Kırmançice ve Dımılice diye üst birliklerde birleştirmek olanaklı değildir. Kaldı ki Izady'in vurguladığı gibi Romence ve Fransızca arasındaki gibi farklılıklar "Hangi Kürtçe?" diye sormayı gerektirir. Keza Izady'nin itiraf ettiği gibi Kürtler, kendilerini tek bir ulusal grup olarak birleştirecek ortak bir dil ve dinden yoksundur. Şu anda birçok Kürt lehçesi arasındaki sözlü anlaşma düzeyi, Fransızca, İtalyanca, Almanca, Portekizce arasındaki anlaşma düzeyinden farklı değildir. İç içe geçmiş vadi ve tepelerde bir arada bulunan toplulukların arasındaki dilsel anlaşma düzeyinin bu denli birbirinden kopuk olması, bu toplulukların tarihsel olarak bir arada bir ordu düzeninde, bir kolektif aksiyonda veya bir bütünleşmiş toplumsal düzende bir arada bulunmadığının açık göstergesidir. Bu olgu, daha önce de belirttiğim gibi yüzlerce farklı dili konuşan devlet öncesi ilkel komünal toplulukların veya Kafkasya'da bir dönem yüzlerce farklı dili konuşan dağlı etnik toplulukların bir ulusal kimlik oluşturamadığı dönemlerin temsilcisi olarak görülmektedir. Bu boyutuyla bir ulus oluşturma süreci, tarihsel kolektif bir aksiyon ve ordu oluşturma ve bununla büyük bir akın yapma sürecinde ortaklaşmış askeri bir dilin yanında, uzun mesafeli ticaret yapma sürecinde geliştirilmiş bir ticari dille ortaya çıkmaktadır. Ulus kavramı, süperetnos kavramı bu sürecin ürünüdür. Oysa Izady'in vurguladığı gibi bir vadinin diğer bir vadideki, bir tepenin diğer bir tepedeki topluluğu anlamakta zorluk çektiği topluluklar arasında tarihsel bir bütünlük, kolektif bir aksiyon, tarihsel bir konfederasyon olamaz. Bu gruplar Osmanlı tarafından alınarak gerek Güneydoğu'da gerekse Kuzey Irak'ta Türkmenlere karşı yerleştirilmiş ama yerleştirmeden sonra bir araya gelememiş, Osmanlı feodalitesi, bürokrasisi içerisinde paşalar ve beyler tarafından yönetilmiş ve bu beylerinde sürekli değiştiği bir yapının ürünü olan olguyu açıkça görmekteyiz. Kürt kimliği yaratmayı ve bu kimliklerden Pankürdik bir ulus çıkarmayı amaçlayan milliyetçi bir Kürt bilgini olan M. Izady, Thomas Bois'in İslam Ansiklopedisi'nde Kürt kavramını "barbar dağ aşiretleri, göçebeler olarak yaşamlarını sürdüren, sefalet içinde köylere yerleşen topluluklar" olarak tanımlanması tepkisini çeker. "Atalarının tarihini yazmayı borç bildiğini" söyleyerek yeniden tarih yaratma uğraşına girer. Izady yalnızca Cambridge'deki İngilizce kaynaklara dayanarak, "Kürtler kendi tarihlerini kaydetmese de, Mezopotamya'da sürekli ilişki içinde oldukları okuma yazma bilen uygar pek çok halk tarafından tarihleri kaydedilmiştir" diyerekten Kürt tarihini yazmaya başlar. Ama burada vurgulanması gereken, Kürt tarihi içinde prensler, krallar, hanedanlar yaratma, onları tarihte bulma çabasına giren Izady'in ilk itirafında vurguladığı gibi Kürtlerin bir alfabesinin olmadığı ve bundan dolayı tarihlerini yazmadığıdır. Yanılğının nedeni ! Bu noktadan hareket eden Izady, "Bugün yaşadıkları ülkelerin yerli halkları olan Kürtlerin hiçbir tarihi başlangıç noktası yoktur" diye Kürtlerin krallarının, uygarlıklarının, devletlerinin tarihini yazmaya başlar. Cambridge'deki tarih atlaslarına bakar, Kürdistan olarak varsaydığı, "Günümüzde Kürtlerin yaşadığı coğrafyadaki tüm uygarlıklar, devletler, ırklar, etniler Kürt'tür; Kürtler bu halkların torunlarıdır" diyerek tarih yazmaya başlar. "Hurriler, Guttiler, Kurtiler, Madlar, Zelalar, Karduçiler ya da Arimedler, Sagatlar, Mitanniler ve Kassitler gibi toplulukların Kürtlerin ortak atası olduğu" sonucuna varır. İleriki tarih yazımızda belirteceğimiz gibi birbiri ile hiçbir ilişkisi olmayan, bu bölgede birbirlerin üzerine gelmiş ve bu gelme sürecinde bir öncekini topluca yok etmiş, köle etmiş, serf etmiş veya etnik birliğini dağıtmış, devletini yıkmış toplulukların tümünü Kürt saymak gibi bir tarihsel yanılgıya düşer. Bu yanılgının sebebi, Thomas Bois'ın Kürtlerin ilkel komünal toplum aşamasında olduğunu vurgulamasıdır. Oysa Thomas Bois dışında Nikitin de, Marr da ve Kürdistan konusunda çalışma yaptığını ileri süren tüm Batılılar da Kürtlerin antropolojik olarak ilkel komünal topluluk aşamasında olduğunu, henüz bir uygarlığa çıkmadığını ve uygarlık aşamasına gelmediği için de feodal bir yapıya geçemediklerini vurgular. Bu aşamada da ulus devlet oluşturmanın olanaksızlığından bahseder. Günümüzde gerek Hobswam gerek Antony Smith, "Ulus devlet yaratmanın önündeki en büyük engel tarihsel bir kimliğin olmamasıdır" der. "Ulus devlet oluşturmak için de tarihsel bir kimlik yaratmaya ve yeniden bir tarih yazmaya başlarlar" tezini birebir kanıtlarcasına Kürtlerle hiçbir ilgisi olmayan toplulukları Kürt olarak kabul eden, baştan hatalı bir tarih tezini yazmaya koyulur. Kürtlerin bu bölgenin yerel halkı olduğunu kabul ettirmek için, Urartuların, Hurrilerin Kürt olduğunu ileri sürdükleri gibi Medler ve Mittaniler gibi bu bölgeye Turan yaylasından gelmiş olan halkların da Kürt olduğunu iddia eden çelişkili bir tarih yazımına başlar. kürtler kimdir sorusunun cevabını, Pankürdizm'i savunan Izady'den bir alıntı ile ele alalım. Izady'e göre "Kürtler Dımıli, Bahdinani, Sorani ve Gorani" gibi farklı kimlikler ile karşımıza çıkar. Bu farklı kimliklerin dilleri arasındaki ilişki, Fransızca ile İtalyanca arasındaki ilişki ya da daha kesin biçimde söylersek Fransızca ile Romence arasındaki ilişkiye benzer. Tıpkı Fransızca ve İtalyanca gibi artık aynı dilin lehçeleri olarak sınıflandırılmayacak kadar birbirlerinden kopuktur. Kürt kimliği ile bütünleştirilmesi hedeflenen gruplardan "Dımıliler" ve "Bahdinaniler" Kırmançlar tarafından "Zazalar" olarak adlandırılırlar. Dımıliler Kırmançlardan "Herewere" olarak söz ederler. Buna karşılık Soraniler Kırmançlara "Zebabu" derler. Goraniler Soranilerden "Korkora" ve "Wawa" diye söz ederken, Soraniler Goranileri "Maco Maco" olarak adlandırmaktadırlar. Izady'den aldığımız bu bölümde görüldüğü gibi, Fransızca ve İtalyanca veya Fransızca ve Romence gibi birbirinden farklı dilleri konuşan grupların birbirlerine karşı dost olmadıkları anlaşılmaktadır. kendilerini Kürt, dillerini de Kürtçe olarak nitelendirilmesini sağlayan aydınlar ve dışarıdakiler (Batılılar) tarafından teşvik edilinceye kadar." diyerek Kürt isminin Batılılarca ileri sürüldüğünü bir "Kürt bilgini" olarak itiraf eder.Izady"Bunlar hiçbir zaman kendilerini Kürt, dillerini de Kürtçe olarak nitelendirmemişlerdir. Ta ki yakın zamanda Kırmanç yüksek sınıfının Kürtlerin Anadolu'ya yerleşimi Yaptığımız bu alıntılardan açıkça görüldüğü gibi Kırmançlar, Osmanlının Alevi Türkmenleri Güneydoğu Anadolu'dan sürüp çıkardıktan sonra bu bölgeye Şafi kimlikleri ile yerleştirilen gruplardır. Göçebe Kırmançlar 16. yüzyıldan sonra başlaayrak dillerini ve etnilerini geliştirmişlerdir. Yüzyılımızda Kırmançlara Kürt kimliği Batılılarca ve Ruslarca yakıştırılmış ve kabul ettirilmeye çalışılmıştır. İronik bir şekilde, kendilerini Şafi Kırmanç kimliği ile tanımlayan ve yüzyılımıza kadar Kürtlüğü, "cinlerin ve Havva'nın kızlarından doğmuş ve aynı zamanda peygamber tarafından lanetlenmiş topluluk" olarak gören Kırmançlara Kürtlük kabul ettirilmeye çalışılmış, yerleşik reaya olan Yezidi İrani Goraniler ise Kırmançlık dışında kalmıştır. Goraniler arasında saha araştırması yapan Soane, Goranların Kürt olmayıp Lurlar gibi İrani olduklarını ileri sürmüştür. Osmanlı tarafından Şafi Müslüman kimliği ile öne çıkarılan Kırmançlar, Yezidi olan İranlı reaya Goranlara verilen Kürt ismi ile çağrılmak küçük düşürtücü olduğu için bu kimliği reddetmişlerdir. Bu nedenle çoğunluğu oluşturan Kırmançları Kürt olarak tanımladığımızda, Kırmançlar aşağı sınıf olarak gördükleri Goraniler ile aynı kimlikte olmayı kabul etmemişlerdir. Bu durumda Kürt kimliği yaratma çabasında olanlar, başlangıçta Kırmançlara Kürtlüğü kabul ettirmek için Goranları Kürtlük dışı saymışlardır. Gerçekte ise Goranlar eski Farsça Pehlevice dilini konuşan yerleşik reaya (köylü-serf) İranilerdir. Kırmançlar ise Türk-Tatar tarihsel devrimleri sürecinde Türk kabileleri ile Anadolu'ya gelen Tacikleşmiş kabilelerdir. Selçuklunun Şafi veziri Nizamül-Mülk'ün etkisiyle Şafileşmiş Türk-Tacik göçer gruplarıdır. Dımıliler Şafi, Zazalar Alevilerdir. Kırmançlar ile birlikte bulunan Şafi Dımıliler, Goranice'ye yakın bir dille konuşurlar. Soylu Kırmanç aşiretlerin yanındaki reaya köylü-serf olan Goran-Dımıli topluluklarının beraberliği, Kırmanç-Dımıli beraberliğinin örneğini oluşturur. Sultan Yavuz'un fermanı ile Diyarbakır Beylerbeyi'nin gösterdiği yerlere yerleşen Kırmanç ve Dımıliler, Osmanlının kendilerini feodalleştirmesi ve yerleşik düzene geçirmesi ile ilkel toplumsal göçebe yapılarını aşmışlardır. Zazalar ise Türkmen kabileleri ile birlikte İran ve Anadolu'ya giren topluluklardır. Harzem ve Horasan'dan ve hatta Türkistan'dan gelen gruplar İlhanlılar devrinde Anadolu'ya yerleşmiş Akhun, Karahun (Akkoyun, Karakoyun) adlarını alan topluluklardır. Akkoyunluların Hanedanlığı'nın Safevilere geçmesi ile Kızılbaş dinsel inanca dönen Türkmenler, Şah İsmail'in Sultan Selim karşısında yenilmesi ile Anadolu'dan sürülmüştür. Kızılbaş katliamından kurtulmak için, Zaza kimliği bu süreçte Türkmenler tarafından öne çıkarılmıştır. Emir Şeref tarafından yazılan Şerefname'de Çemizgezek beylerinin kökeninin Arap ya da Fars olmayıp Türk olduğunun vurgulanması buna verilebilecek bir örnektir. Akkoyunlular döneminde Çemişgezekliler en ünlü Türkmen kabilelerinden biridir. Fakat bu ikili yapı nedeniyle bu kabile daha sonra Zaza olarak adlandırılacaktır. Ama Şerefhan'ın açıkça belirttiği gibi bunların kökeni Türk'tür. Keza Zaza Balabanlar da Akhunlar ile Anadolu'ya gelen Eftalitlerdir. Harzemşahlardaki Özbek, Tacik, Sart birlikteliği, Türkmen-Zaza birlikteliğini açıklayan örneklerdir. Keza Kırmanç-Goran, Kırmanç-Dımıli birlikteliği, savaşçı Türk göçebelerinin yerleşik Türkistanlı İranlı, Horasanlı, İranlı, Harzemli, Afganlı birlikteliğinin sonucudur. Efendi-köle, bey-reaya, altın-urug, ilegen-urug, boyarı-bogul birlikteliği, Türk-Aryen birlikteliğinin fetheden-fethedilen birlikteliğinin bir sonucudur. Görüldüğü gibi İzady'nin de vurguladığı şekilde birbirlerinden çok farklı olan Kürt kimlikleri esas olarak dışardan Batılılar tarafından kabul ettirilmeye çalışılmış fakat Kırmançlar için Kürt olmak, Yezidi Goranlar ile bağlantılı bir olgu olduğu için bu kimlik dışlanmıştır. Böyle bir durumda Yezidi olan Goranlar Kürt kabul edildiği takdirde, Batılıların ilk hedefi olan Kırmançlar kendilerini Kürt olarak kabul etmeyeceği için Goranların ve Dımılilerin Kürtlük dışında olduklarını ileri sürmüşlerdir. Ama günümüzdeki Pankürdik tez bu aşamayı aşarak Büyük Kürdistan'ı oluşturma noktasında, birbirleri ile hiç bağlantısı olmayan toplulukları Kürt kimliği altında toplamıştır. Bunun dışında Kürtlük ve Alevilik'in birbirine zıt kavramlar olmasına karşın, Alevi Türkmenlerin içinde yer alan Dımıliler ve Zazaların Kürt sayılması gibi aynı oranda çelişkili yaklaşımlar doğmuştur. Zazaların Kürt olarak kabul edildiği bir yapıda Kırmançların Kürtlüğü kabul etmedikleri bir yapı söz konusudur. O zaman "Kürt dili hangisidir" sorununa gelmemiz gerekir. 20. yüzyılda türetilen Kürt kavramına yakın ya da benzeşir sözcüklerin Cambridge Kütüphanesi'ndeki kitaplardaki İngilizce fonetiğindeki bozulmalarını da düzelterek tarihte Kürtleri aramaya başlar. Kendinden önce Minorsky, Nikitin, Marr ve Boyce'un yaptığı bu uğraşı bir Kürt bilgini olarak geliştirmeye başlar. Sami Akatlar'daki "Gurt", günümüzdeki "Kürt" oluverir. "Gordiani" sözcüğü günümüzde "Girdi" olur. Keza milattan önce kurulmuş olan Kommagene Krallığı'ndaki "Zelani" hanedanı "Zilanlar" olarak günümüzdeki Zilanlar kabilesi olarak çevrilir. Oysa Zilanların ismi Silvanlardır. Keza milattan 1200 yıl önceki Mittanilerin günümüzdeki Metani kabilelerine, milattan 3000 yıl önce yaşamış Asurlardaki Kyritaların Kürtlere, Ksenefon'un tarihindeki Karduçilerin Karduklara ve oradan Kürtlere işaret ettiğini söyler. Milattan önce 1200'lü yıllardaki Loki Soraniler'den günümüzdeki Soraniler türetilerek kendi içinde bile çelişkili bir Kürt tarihi yazılmaya çalışılır. Kürt kavramının doğuşu Oysa Kürt kavramı, hiçbir topluluğun kendini Kürt olarak kabul etmediği 20. yüzyılda yaratılmış bir kavramdır ve burada saydığımız "Kürt"e benzer sözcüklerden hareketle bu saydığımız devletlerin Kürt olarak kabul ettirilmeye çalışılması gibi amatör bir çabaya girişilmektedir. Oysa olayın biraz gerçeğine döndüğümüz zaman, örneğin Ksenefon'un "Onbinlerin Dönüşü"ndeki Kardokhouilerin Kürtlerle hiçbir ilgisi olmadığı ve Gürcistan'da İberyalılara Ermenilerin verdiği bir isim olduğu söz konusudur. Keza Gordiani'nin de Gürcüler olduğu ve Kürtlerle hiçbir ilgisinin olmadığı Nikitin tarafından açıkça vurgulanır. Asurca da görülen Kürti-i kelimesinin yanlış okuma olduğu ve gerçekte ise Kurri-i olduğu ve Kürtlerle bir ilgisi olmadığı artık açıkça ortaya çıkmıştır. Hamidiye Alayları'nda yer alan bir aşiret bloğu olan Silis Partisi'ndeki Zilan ismini Kommagene Hanedanı Zelanların devamı olarak görmek, keza milattan önce iki bininci yıllarda Turan'dan Ön Asya'ya gelen Mittanileri günümüzdeki Metina Aşireti olarak görmek, 17. yüzyılda oluşmaya başlayan Soranileri milattan önce iki bininci yıllardaki Loki Soranlar'ın devamı olarak görmek ancak Izady gibi bir Kürt "bilgini"nin bilgiçliği ile bağdaşabilir. Sasaniler öncesi milattan sonra 3. yüzyılda Adibane topluluğunu 12. yüzyılda Habbaniler ile bin yıl sonra ortaya çıkmış biçimde 2000 yılında yorumlamak keza Bakrauande isminden hareket ederek Diyarbakır ismine ulaşmak, tarihte hiçbir zaman Kürt şehri olmamış Diyarbekir ismindeki "Bekir" sözünden Kürtçe Bakrauande sözcüğüne ulaşmak Izady'in ufkunun genişliğini göstermektedir. Nikitin'in ayrıntılı olarak vurguladığı gibi bu antik kelimeler ile Kürt kelimesi arasında bağlantı kurulamaz. O halde 20. yüzyılın başında ortaya çıkan "Kürt" kelimesi ile yüzyılın başında hiçbir grubun kullanmadığı Kürt ismini antik tarihte aramanın anlamsızlığı açıktır. 2000 yıl önceki isimler gibi, 19. yüzyılda ortaya çıkan Milan, Soran, Goran gibi kabile gruplarını da tarihte aramanın bir anlamı yoktur. Antropolojik bir yaklaşım Antropolojik olarak Kürtlerin kimliğini ele alan Mark Skyes, "Halifeliğin Son Mirası" gibi anlamlı bir ismi olan kitabında Kürtleri Arap tipi Milanlar, Girdi Kürtleri, Mükri tipi, Şemdinan Kürtleri, Nasturi-Hakkari tipi ve Türkmen tipi olarak ayırmaktadır. Kürtler üzerine yapılan antropolojik çalışmaları devam ettiren Başmakov Kürtleri Batı Kürtleri, Doğu ve Güney tipleri gibi farklı gruplara ayırır. Batı tipleri sarışın, mavi gözlü, uzun kafalı; doğu güney tipleri ise esmer, siyah gözlü, yuvarlak kafalıdır. İlk gruba giren Batı tipi kendilerini Türkmen (Sekman, İnan) ya da İranlı (Modi) ile aynı ırktan sayarken, Güney tipleri ise kendilerini Arap ve Ermeni'ye yakın görürler. Mark Skyes ise Kürtleri antropolojik olarak Arap, Musevi, Hıristiyan, Nesturi ve Türkmen tiplerine ayırır. Field Kürtleri Ermenioid, Avroanadolu, Değişmemiş Akdenizli, Balkan, Afgan ya da Melez İranlı gibi tiplere ayırmaktadır. Bu çokluk skalasına göre yapılan Kürt tipi ayrımında Ermeni tipi en çok rastlanan Kürt tipidir. Bunu takip eden ise Anadolu ve Akdenizli tipidir. Kendilerini Kafkas, Aryen, Hint-Avrupalı ırk tipi sayan Kürt tarih yazıcılarının tersine Kürtler bir etnik tip oluşturmazlar. Bu anlamda etnik bir Kürt tipinden söz edilemeyeceği gibi, bir Kürt grubundan ya da Kürt dilinden söz etmek de olanaksızdır. İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Romence gibi birbirinden uzak dilleri konuşan gruplar dilsel bir birlik değil, dilsel bir aglomera, üst üste gelmiş dağlık bölge dilciklerini konuşan topluluklardır. Etnik olarak da Ermeni tipi, Arap tipi, Türk tipi, İran tipi gibi bölgedeki etnilerden bir araya gelmiş topluluklar oldukları görülür. Bunların, karışarak etnik bir homojenite oluşturmadığı açıkça görülmektedir.
  6. Sn mavi terörün o bölgelerde insanları nasıl katlettiklerini,çoluk çocuk demeden nasıl kıydıklarınıda çok iyi biliriz,hala o terörün acısını, tercavüze uğrayan gelinler,kızlar ve bunların acısını yaşayanlar bilir. teröre destek vermeyen köyleri nasıl yakıp yıktığını, daha sonra gelip ''asker yaptı'' propagandasını yaptığını bilmeyen kalmadı. Faili meçhul dediğin cinayetleri ise pkk ve dtp yandaşlarına sorun cevabı onlar verecektir,(verebilirse eğer). Her zaman söylerim,korucuların evleri yakıp yağmaladığını gördünüzmü?ancak duyduğunuz propagandalar dan ibarettir. siz o bölgede yaşamış insan olarak ,ve vicdan ve namusunuzun üzerine doğru söylemenizi istiyorum..ve ısrar ediyorum.. Ne zaman ,nerede ,durup dururken korucular evleri yaktı. ordan burdan dutduğunuz propagandaları burada gerçekmiş gibi yansıtmayın...siz yazılarınızdan anlaşıldığı kadar inançlı insansınız lütfen görmeden bilmeden bu propagandalara alet olmayın.
  7. Ne alaka şimdi!! Hem örtünmekte özgürdür diyorsunuz, hemde örttükten sonra özgür olamaz diyorsunuz ,yani kendi isteği ile örtüyor başkasının zorlaması ile değil. Düşünün kadının kocası eşinin örtünmesini istemiyor, oysa kadın kendi isteği ile örtünüyor.. Söyledikleriniz hayalden başka birşey değildir. İsteyen dışarıyada çıkıyor isteyenistediği yerede gidiyor isteyen istediğini izliyor,istediğini söyleye biliyor. Bu baş örtüsü türkiyye yeni girmiyor asırlardır bu başörtüsü var ve sizin söylediklerinizinde hiçbiri olmuyor. şimdi burada birkaç istismar olayını geneleme yapacaksınız biliyorum ama herşey gayet ortada. yıllardır nasıl bu başötüsü bu güne geldiye öyle gidecektir...kimseninde korkmasına gerek yok.. sizde rahat olun..saygılar.
  8. yazılarımı anlayarak okursanız kimleri nasıl savunduğumu görürdünüz...bir çok gerçek ulusalcı ve milliyetci bu sebepten tutuklandı ve kemal kerinçsiz hariç birçoğu serbest kaldı... GAZİ OLAYLARINA GELİNCE DHKPC militanını üklücümü yaptın...eski dhkpc li yapmıştır deniyor buna yaptıranların ise görüşü ve amacı belli dindar kesim yada milliyetçi kesimmi yaptırdı ve yaptı. bu gerçeği söyleyebilecekmisiin?millietçilermi.dindarllarmı yaptı?
  9. Bu haber ne kadar doğru !!?? bizde inandık ingilizin yaptığı habere.. ingilizden başla nasıl bir haber bekleyebiliriz ..hele hele iran ile ilgili olunca!
  10. Sayın candide daha öncede bu konuyu çok defa yazdık bunu anlatana kadarda fırsatım oldukça yazacağım. Hiçbir milletin dili yasaklanmadı ,yasak olsaydı bugün kürtçe diye bir dil var olamazdı,kamu alanlarında kürtçe ve diğer yabancı dillerin yasak olması kadar doğal birşeyde olamaz. Çocuğuna kendi dilinden isim dediğiniz hangisi bir çok kürtçe isim koyan var bunu propaganda aracı yapmayın türkçede olan harflerle istediğiniz ismi koyabilirsiniz bu isimlarde koyulmuşturda,şimdi cumhuriyetten bu yana 2 isim olayını burda örnek göstereceksiniz belki....ama size bir çok kürt ismi olan vatandaşlarımızı göstere biliriz,ayrıca kendi tarihimizi kültürümüzü yaşayamıyoruz diyorlar ama kendi tarihinden kültüründen isim koymuyorlar buda ayrı bir çelişki...cudi-rodi-exisman-ewaz vb isimler kürtçe isimmi yada bu isimler sizin hangi kültürünüzden alınmıştır? Doğudaki köylere Polisinde askerinde nasıl girip çıktığını çok iyi biliriz ,PKK TERÖİSTLERİNDE NASIL GİRİP ÇIKTIĞINI BİLİRİZ.. evet söylüyorum yapmadı sizin söyledikleriniz pkk nın propagandasıdır.....hiç bir devlet kendi milletine zarar vermez,zarar görmediği sürece. Bizim o çok sevdiğimiz askerlerimiz o bölgedeki insanların namusunu bekliyor, onlar o insanların namus bekçileridir....Çok gördük ve duyduk pkk teröistlerinin zamanlaa kendilerine destek verenlerin kızlarına ve gelinlerine tecavuz ettiklerini. Önce ekmek isterler sonra yemek,kumanya,erzak mühümmat ve sonunda namusunu isterler,o andan sonra namuslu olduğu aklına gelir ve şikayette bulunur,ama iş işten geçmiş olur ne giden namus nede onur geri gelir artık. kimseden askerlere zarar gelmedikçe Askerimizden kimseye zarar gelmez. TÜRK ASKERİ DOSTA GÜVEN VERDİĞİ GİBİ DÜŞMANADA KORKU VERİR.
  11. Sevgili candide Olayla ilgili olarak yakalanan Hüseyin Türeli ile Ziya Kıraç, Abdurrahman Oral, Şerafettin Kara, Cevat Aydın, Aydın Ağlar, Mehmet Salih Yanak ve Nusret Tebiş’in ”terör örgütü PKK üyesi ololdukları tesbit edilerek ve Bazı gazetelerde yer alan, Hüseyin Türeli’nin olay yeri görüntülerini izleyince, her şeyi anlattığı ve pişmanlık yasasından faydalanmak istediğini söylemiştir. Ayrıca yanlız hürriyet gazetesi değil http:- //www.kanalturk.com.tr/Haber.php?Haber_ Güngören’de 17 kişinin ölümüyle 100’ün üzerinde insanın yaralanmasına neden olan bombayı koydukları iddia edilen 10 zanlıdan sekizi çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, sanıkların emniyet müdürlüğünde ifade vermedikleri ve susma haklarını kullandıkları öğrenildi Sevk edildikleri mahkeme tarafından “örgüt üyeliği” ile “yardım ve yataklıktan” tutuklanan zanlıların, mahkemedeki ifadelerinde bombayı koyan şahısı tanıdıklarını, hatta evlerinde barındırdıklarını ancak Hüseyin Türeli olmadığını ifade ederek bombacının Fatih adında firardaki başka bir şahıs olduğunu ifade ettikleri öğrenildi. -http://www.atv.com.tr/haber,e4293b27317d4a559d6181633f1944fc.htm- HÜCRE EVLERİNE BASKIN Kanlı saldırının ardından geniş çaplı soruşturma başlatan polis, terör örgütü PKK'nın Esenyurt, Bahçelievler, Bağcılar, Güngören ve Bakırköy'deki hücre evlerine düzenlediği baskınlarda 10 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan 10 kişiden 2'si savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 8 zanlı ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. İddiaya göre, gözaltına alınan zanlılardan, 1'i bombayı hazırladı, 3'ü olay sırasında gözcülük yaptı ve Hüseyin Türeli'nin (26) bombayı bıraktığı, diğer zanlıların da bu kişilere yardım ve yataklık yaptığı tespit edildi. Gözaltına alınanların fotoğrafları patlama yerindeki MOBESE görüntüleriyle karşılaştırıldı. Ve gözaltındaki Hüseyin Türeli'nin görüntüsünün, çöp tenekesine bombayı bırakan kişiyle örtüştüğü saptandı. Görgü tanıklarının ifadesinde de olay yerinde görünen ve eşkali verilen zanlının gözaltındaki Hüseyin Türeli olduğu öğrenildi. SUÇ DOSYALARI KABARIK Türel'nin ifadesinde olayla ilgisi olmadığını ve bombayı bırakan kişinin kendisi olmadığını söylediği öğrenildi. Ancak gözaltına alınan ve olay sırasında gözcülük yaptığı ileri sürülen bir zanlı ifadesinde, bombayı bırakan kişinin Hüseyin Türeli olduğunu söyledi. Gözcünün itirafları üzerine Türeli'nin de suçunu itiraf ettiği öğrenildi. -http://www.yeniasir.com.tr/sondak_detay.php?hid=3744- Bombayı patlatıp seyrettim Güngören'de biri doğmamış bebek, 18 kişiyi katleden ve PKK'lı oldukları belirlenen Hüseyin Türeli ile yedi yardımcısı dün tutuklandı. Türeli, bombaları cep telefonu ile patlatıp yanındaki beş kişiyle beraber olanları seyrettiklerini söyledi -http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=17834- Bu kişiler arasında bombayı koyduğu iddia edilen Hüseyin Türeli ili Ziya Kıraç, Abdurrahman Oral, Şerafettin Kara, Ceat Aydın, Aydın Ağlar, Mehmet Salih Yanak ve Nusret Tebiş'in de aralarında bulunduğu öğrenildi. Evlerde yapılan aramalarda ise, 3 adet tabanca, 3 adet bıçak, çok sayıda tabanca mermisi, 3 adet hard disk çok sayıda CD, DVD ve örgütsel döküman ele geçirildi BAŞKA KAYNAĞA GERK VARMI?
  12. Sevgili jön bu yazının sizinle ilgisi yok bu forumu takip edenler bilir,bizde biliyoruz ne pkk nede dtp kürtleri temsil etmiyor ben neisem kürtte odur bu devlette bizde bunun savunucusuyuz,cevap vermesi gereken pkk ve dtp kürtlerin savunucusudur mecliste kürtlerin hakkını savunan yanlız dtp diyenler bunun cevabını verecektir...verebilirlerse.,,
  13. Sevgili candide Olayla ilgili olarak yakalanan Hüseyin Türeli ile Ziya Kıraç, Abdurrahman Oral, Şerafettin Kara, Cevat Aydın, Aydın Ağlar, Mehmet Salih Yanak ve Nusret Tebiş’in ”terör örgütü PKK üyesi ololdukları tesbit edilerek tutuklanmıştır. K. Irak'ta bomba eğitimi alıp 3 ay önce İstanbul'a gönderildiği belirlenen PKK bombacısı Türeli, bir PKK sempatizanın evine yerleşti. TNT kalıpları kurye aracılığı ile Hüseyin Türeli’ye ulaştırıldı. Cep telefonu düzenekli bombayı bu evde hazırlayan Hüseyin Türeli, eylem için Güngören’de keşif yaptı. Türeli ve beraberindeki teröristler hedef olarak kalabalık olduğu için Menderes Caddesi’ni, zaman olarak da caddenin en kalabalık olduğu akşam saatlerini seçti. bunlar tesbit edildmiş ve adamlar tutuklanmış bunun iddası falan yok yapanlar ve yapılanlar belli teröristlerin k ırakta eğitim gördüklerini ve olayları itiraf etmiştir... bu sanıklardan belki birinin suçsuz olması diğerlerinde suçsuz olması anlamına gelmez. kaynak -hürriyet-
  14. yok o kadarde değil hiç inandırıcı değil...o nedenlemi bu samimiyet.. 'HAYALİ KONUŞMA'YA SERT TEPKİ Başbakanlık, bir gazetede Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Büyükanıt arasında geçtiği ifade edilen karalama senaryosunun gazetecilik ciddiyeti ve sorumluluğu ile bağdaşmadığını bildirdi. Başbakanlık Basın Merkezi'nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklama şöyle: ''Bugünkü Milliyet gazetesinde 'hayali konuşmalar' başlığı ile hezeyan olduğu peşinen kabul edildiği halde Sayın Başbakanımız ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Yaşar Büyükanıt'ı hedef alan bir karalama senaryosunun gündeme getirilmiş olması gazetecilik ciddiyeti ve sorumluluğu ile bağdaştırılmamaktadır. Kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetinin ürünü olan bu hezeyanların hangi maksatla gazete sayfalarına taşındığı hususunu kamuoyumuzun takdirine bırakıyoruz.''
  15. kaplan-200

    GAZİ OLAYLARI GEÇEĞİ

    GAZİ OLAYLARI GEÇEĞİ Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Ergenekon Soruşturması, polis kaynaklarına göre; 1995 yılında İstanbul Gazi Mahallesi'nde yaşanan Gazi Olayları'ndaki 'kilit' ismi 22 kişiyle birlikte gözaltına alınan sabıkalı eski dhkpc li Osman Gürbüz , kanlı olayların 'başrol' oyuncusu çıktı. 23 kişinin yaşamını yitirdiği olayları tetikleyen Alevi vatandaşların oturduğu 3 kahvenin taranmasının organizasyonunu Gürbüz yaptığı otaya çıktığı yazıldı. Gazi olaylarında Gazi mahallesi bilinçli bir tercihti, örgütlerin taban buldukları gecekondu mahallesiydi, eski DHKP-C militanı olan Osman Gürbüz' tarafından Kahve taranarak halk sokaklara döküldü. DHKP-C örgütü açısından bir var olma çabası vardı. Alevi vatandaşların yer bulduğu sol terör örgütlerinin yeniden hareketlenmeleri için yapılmış iyi bir provokasyondu bu… Bununla birlikte Necip hablemitoğlu ve Uğur Mumcu CIA ve İsrail tarafından kullanılarak öldürüldüğü tesbit edilmiştir. oysa gazi olayları gibi olayları yapanları milliyetçiler, Cumhuriyetçi Aydın gazetecileri öldürenleri ise Dindarlar tarafından yapıldığı propagandası yapıldı ve öyle inanıldı, böylece kutuplaşma yaratılarak 12 eylülde olduğu gibi sinsi planlarla kardeşi kardeşi düşürme politikası uygulanarak 0suni alevi-laik-anti laik çatışmasına dönüştürülmeye çalışıldı ,artık bir şeylerin farkına varmanın zamanı gelmedimi.artık kör ideolijiyi terk etmek gerekmezmi artık gerçekleri görün..adamlar uzayı keşfetti yeni gezegen arıyorlar biz hala sol – sağ ile uğraşıyoruz.artık istikametin İLERİ olduğunu anlayalım.
  16. Ne oldu? çıt yok,kürtlerin haklarını arayan dtp ve pkk terörü değilmiydi ,yakalanlar dtp ye kayıtlı teröristler....şimdi diyecek birşeyleri varmı hala bekliyorum.
  17. kaplan-200

    GAZİ OLAYLARI GEÇEĞİ

    Gazi olaylarında Gazi mahallesi bilinçli bir tercihti, örgütlerin taban buldukları gecekondu mahallesiydi eski DHKP-C militanı olan Osman Gürbüz' tarafından Kahve taranarak halk sokaklara döküldü. DHKP-C örgütü açısından bir var olma çabası vardı. Alevi vatandaşların yer bulduğu sol terör örgütlerinin yeniden hareketlenmeleri için yapılmış iyi bir provokasyondu bu… Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Ergenekon Soruşturması, polis kaynaklarına göre; 1995 yılında İstanbul Gazi Mahallesi'nde yaşanan Gazi Olayları'ndaki 'kilit' ismi 22 kişiyle birlikte gözaltına alınan sabıkalı eski dhkpc li Osman Gürbüz , kanlı olayların 'başrol' oyuncusu çıktı. 23 kişinin yaşamını yitirdiği olayları tetikleyen Alevi vatandaşların oturduğu 3 kahvenin taranmasının organizasyonunu Gürbüz yaptığı otaya çıktığı yazıldı. Bununla birlikte Necip hablemitoğlu ve Uğur Mumcu CIA ve İsrail tarafından kullanılarak öldürüldüğü tesbit edilmiştir. oysa gazi olayları gibi olayları yapanları milliyetçiler, Cumhuriyetçi Aydın gazetecileri öldürenleri ise Dindarlar tarafından yapıldığı propagandası yapıldı ve öyle inanıldı, böylece kutuplaşma yaratılarak 12 eylülde olduğu gibi sinsi planlarla kardeşi kardeşi düşürme politikası suni alevi-laik-anti laik çatışmasına dönüştürülmeye çalışıldı ,artık bir şeylerin farkına varın bırakın kör ideolijiyi. .gerçekleri görün..adamlar uzayı keşfetti yeni gezegen arıyorlar biz hala sol ile sağ ile birbirimizi yiyoruz. SAYGILAR.
  18. Sevgili dostum siz insandan, insanlıktan bahsediyorsunuz,doğmamış çocukları,suçsuz insanları öldürenler insan olabilirmi... bu zihniyetler topluma kazandırılabilirmi ?bu insanlar (insan kılığındaki canavarlar)ne bu dünyadan nede öteki dünyadan bir beklentisi olmayan beyinleri uyuşturucu esrar,eroin ile dondurulmuş ne ölüsü nede dirisi insanlığa yarayan bu mahlukları korkarımki 3-5 sene sonra yine sokaklarda elini kolunu sallayarak gezerken yada bir çatışmada öldürülmüş olarak göreceğiz.....yanlız pkk lılara insan hakkı ve özgürlük sağlanan bir ortamda bizi yöneten bu zihniyetler oldukça korkarım daha çok böyle olayları görürüz. ****
  19. 17 kişi ile doğmamış bir bebeğin ölümüyle sonuçlanan terörist saldırıya ilişkin mahkemeye sevk edilen 8 kişi tutuklandı. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden gönderildikleri Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilen 8 kişi, nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesinde tekrar sorgulandı. Mahkeme, görgü tanıklarının beyanına göre, Güngören’deki patlamalar öncesi olay yerinde olduğu öne sürülen Hüseyin Türeli ile Ziya Kıraç, Abdurrahman Oral, Şerafettin Kara, Cevat Aydın, Aydın Ağlar, Mehmet Salih Yanak ve Nusret Tebiş’in ”terör örgütü PKK üyesi olmak” suçundan tutuklanmasını kararlaştırdı. KUZEY IRAK'TA BOMBA EĞİTİMİ ALMIŞ K. Irak'ta bomba eğitimi alıp 3 ay önce İstanbul'a gönderildiği belirlenen PKK bombacısı Türeli, bir PKK sempatizanın evine yerleşti. TNT kalıpları kurye aracılığı ile Hüseyin Türeli’ye ulaştırıldı. Cep telefonu düzenekli bombayı bu evde hazırlayan Hüseyin Türeli, eylem için Güngören’de keşif yaptı. Türeli ve beraberindeki teröristler hedef olarak kalabalık olduğu için Menderes Caddesi’ni, zaman olarak da caddenin en kalabalık olduğu akşam saatlerini seçti. İÇİŞLERİ BAKANI ATALAY AÇIKLADI Geçtiğimiz pazar günü 5 teröristle Menderes Caddesi’ne giden Türeli, 2 bomba poşetini aralıklarla caddeye bıraktı. İki bombayı da görebileceği bir yerde duran Türeli, ilk bombayı cep telefonuyla patlattı. Yeterince kişinin toplanmasını bekleyen bombacı sonra ikinci bombayı patlattı. Caniler, 20 dakika dehşeti izleyip yürüyerek uzaklaştı. 15 Haziran 2008’de Beylikdüzü’nde çay bahçesinde gerçekleştirilen bombalı saldırı da bu vesileyle alydınlatılmıştır. Tesellimiz, hepimizin, şehit ailelerinin ve milletimizin; Olayın kısa sürede aydınlatılması, faillerinin tespit edilmesi, yakalanması ve bunların cezalarını çekecek olmasıdır. Bu, kanlı, bölücü terör örgütünün acımasız insanlık dışı bir eylemidir. Olayda çok pay sahibi var. Gözetleyen, yataklık eden, fiilen yardım eden, bomba düzeneği hazırlayan çok kişi var." hürriyet -http://www.8sutun.com/haber?id=4687- Hürriyet
  20. yüreğine sağlık sevgili yarasa çok güzel açıklama yapmışsın.. **************
  21. Bu pkk sözcülerine sormak lazım PKK olamaz ,yapmaz''ERGENEKON DA OLABİLİR, EL KAİDE DE'' diyordu ne oldu sormak lazım KANLI SALDIRIYI YAPANLAR YAKALAMDI VE PKK lı çıktı...umarım hala buna kılıf uydurmaya çalışmazlar. Güngören bombacısı yakalandı -mynet -com Bu konuda en büyük tesellinin olayın zanlılarının yakalanarak, yargı önüne çıkarılması olduğunun altını çizen Atalay, “Halen çalışmalar devam etmektedir. Ama eyleme katılanların büyük bir bölümü yakalanmıştır” diyerek, saldırının “kanlı bölücü terör örgütü” tarafından yapıldığını da kaydetti. Güngören bombacısı PKK'lı çıktı -http://www.ensonhaber.com/Gundem/143071/Gungoren-bombacisi-PKKli-cikti.html- Güngören’de meydana gelen ve 17 kişi ile bir doğmamış bebeğin ölümüyle sonuçlanan terörist saldırıya ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında 9 kişi gözaltına alındı. Terör ve örgütlü suçlara bakmakla görevli özel yetkili olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü geniş çaplı soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince operasyonlar düzenleniyor. Operasyonlar kapsamında şu ana kadar patlayıcıları bırakan terörist ya da teröristlerle bağlantıları olabileceği şüphesiyle 9 kişi gözaltına alındı. Zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda bölücü terör örgütü PKK’ya ait örgütsel dokümanlar ele geçirildi. Gözaltına alınan zanlıların, DTP gençlik kollarına üye oldukları ve bazılarının da olay sırasında bombalı saldırının gerçekleştirildiği caddede bulundukları belirlendi. Eşkâli ve açık kimliği tespit edilen bombacının ise saldırıdan sonra İstanbul dışına kaçtığı, yakalanması yönünde çalışmaların devam ettiği öğrenildi. Gözaltına alınan kişilerin emniyetteki sorgu ve işlemlerinin sürdüğü bildirildi.
  22. İsterseniz yukarıda yazdığımı tekrar okuyun.kürtlerin haklı mücadelesi k ırak ve barzani değildir eğer barzani ve k ırak diyen varsa buyursun kırak orda...mücadelesini orada versin.
  23. Daha nasıl yaşayacağım nasıl bileceğim, benim en yakınlarım kürt,memleketimin insanlarının yarısı kürt,ayrıca diyarbakırda 1 hakkaride 3 yıl kaldım diyorum göreceğimi gördüm bileceğimi bildim hala yaşamamışsınız diyorsunuz. sorun varsa zihniyet sorunudur diyorum , k ırak sorunudur sizinde değiğiniz gibi..ayrı bir devlet kurma sorunudur....bududr sorun., Ayrıca lazlar ve çerkezler türkçe dilini seçmiş derken kendi dilini unutmuşlar kullanmıyorlar anlamına geliyor,lazlarda çerkezlerde kendi dillerini yaşatıyorlar, gerktiği yerlerde türkçeyi gerktiği yerlerde ise kendi dillerini kullanıyor. biz aslen kafkaslardan ,ahıskadan gelmeyiz bizimde çok istanbul türkçesinden çok farklı dilimiz var evimizde yerimizde kendi dilimizi kullanırız, toplumun gerektirdiği yerde ise insanlık gereği topluma uyarak toplumun dilini kullanırız. anlatmak istediğim budur bununlada kimse asimile olmaz buncayıl asimile olmayan dil şimdimi asimile olacak...işte zihniyet farklılığı bu başka sorunumuz yokki bizim....bu memleket hepimize yeter yeterki sahip olalım k ırağa bel bağlamayalım.Şunu bilinki bize bizden başka dost yoktur.İşte ırak gerçeği'''!!!!!!!!!!!!!
  24. Pkk uzantısı dtp nin düzenlemediği bir miting olursa severek gelirim,çünkü dtp nin samimiyetine inmıyorum...onun dışında kim düzenlerse düzenlesin yanındayım..bizler her zaman barştan ,kardeşlikten,dostluktan yanayız sadece ihanete tahammül edemiyoruz,sorun varsa budur, ihanete tahammülsüzlük.
  25. bir bu eksikti, aslında hiç şaşılacak bir konu değildi nasılki milliyetçi partileri amerika kurdu diyorlarsa add yide pentagon kurdu demeleri gayet normaldir....buna ancak gülünür.... yani şu anki yöneticileri abd vya pentagon yönetiyor deseler mantıklı bulacağım....ama kurdu demeleri çok basit bir yaklaşım aklı selim olan bilirki bu milliyetçilik duygusu her millette vardır ve etkinin olduğu yerde tepki her zaman olur...Atatürk gibi bir liderin düşüncelerini savunmak için böyle bir derneği kuracak aklımız yoku sanıyorlar...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.