Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kaplan-200

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.083
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

kaplan-200 tarafından postalanan herşey

  1. kaplan-200

    BİNDİK BİR ALAMETE

    VİDEOLER NEREDE??
  2. Hocalı Soykırımı Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 26 Şubat 1992 yılında Ermenistan ordusu sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan 613 kişiyi en ağır işkenceler uygulayarak soykırıma tabi tutmuştur. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i ise yaşlıydı. 8 Aile tamamen yok edilmiştir. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştur. 1275 kişi ise rehin alınmış, 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin yakıldığı, birçoğunun kafa derilerinin yüzüldüğü, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görülmüştür. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almıştır. Ermeniler tarafından Hocalı’da gerçekleştirilen bu vahşet, uluslararası camianın suç olarak kabul ettiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar kapsamındaki tanımlamalarla birebir örtüşmektedir. Hocalı soykırımına katılmış Ermenilerin yaptıkları uluslararası hukuki antlaşmaların - Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi ve BM’nin 'Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi' 2. Maddesinde yer alan “milli, etnik, ırkı veya dini bir grubu kısmen veya tamamen imha etme” biçiminde tanımlanan Jenosit/Soykırım kavramı ile tamamen örtüşmektedir. Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları toplu katliam BM Soykırım Anlaşmasında Soykırımı düzenleyen 2. maddenin a) bendinde yer alan “bir grubun üyelerinin katledilmesi” ve bendinde yer alan “grup üyelerinin bedeni ve akli açıdan ciddi biçimde zarar verilmesi” koşulları ile birebir uyuşmaktadır.
  3. Helal olsun ..tebrik ederim sevgili dominik. Sizin bu farklı bakışınız ve steretjik düşünceleriniz yolumuzu aydınlatıyor..Ben o kadar düşündüm pkk teröünün ayakta kalabilmek için vatandaşlardan haraç alabileceğini düşünemedim..Aklımın ucundan bile geçmezdi ! Sizin stratejinizle az'da olsa aydınlanmış oldum teşekkür ederim.
  4. Ölenlere Allahtan rahmet, kalanlara ve yakınlarına sabır diliyorum.
  5. Bu forumda çok yazdım,çok söyledim yinede söylüyorum. Pkk terörünü çaktırmadan maşrulaştıran zihniyetler olduğu sürece yeşil baş tacım olacaktır. Çünkü etkiye tepki olmalıdır,o teröristler olmasaydı bugün yeşilde olmazdı. Sizde biliyorsunuzki yeşil yanlız teröristler canını yakmıştır. Şimdi ise doğruların karşısında yeşilin gölgesine sığınarak konuyu saptırmaya çalışıyorsunuz. Diyorumki tikko gibi terör örgütünün liderinin ölümünü yazacağına daha öncelikli suçsuz insanların gördüğü işkenceleri yazın,öldürülen bürokratları ve gazetecileri yazın diyorum. Yeşili yine yazarız yine tartışırız...
  6. Bu forumu kendi dünyanız sanıp bir medeni cesaretli kendinizi görüyorsunuz...Dünyı senin gözünle kimse görmez sevgili dominik... Bir çok konuyu görmezden anlamazdan geldiğinin farkında değilsin yada ucuz siyaset yapıyorsun. İşkenceye gelince işkence yapılmadı yada yok diyen olmadı ,fakat son yıllarda bütün terörist faliyetlerde teröristleri masum gibi gösterip devletin görevlierini yalan iftiralarla zan altında bıraktıklarınında farkındayız. Eğer eskilerden söz ediyorsanız önce gerçekleri araştırın bu benim ideolojim, ben bunu duydum bunu araştırdım ve bu kanıya vardım demeyin.(terörist güler zere ve kudissi okkır örneği gibi)Çünkü diğerlerini görmekten kaçarsanız yada vicdanınınızın söylediklerini yazmasanız birgün bunun acısını yaşarsınız... Örneğin ;Eskiden yanlız deniz gezmiş ve arkadaşlarının iğdam edildiğini biliyordum çünkü diğerlerinden fazla söz eden yazan yok... Yine o dönemlerde yanlız solculara işkenceler yapıldığı biliyordum.(çevremiz solcularla dolu olduğundan) Yani bizlere öyle öğretilmişti. Ama gerçeği er yada geç sonunda öğrendiğimizde bize anlatılanların yanlız ideolojik empoze olduğunu anladık ve sanırım ters tepti. Yani aynı şimdide sizinkide aynı hikaye...İbrahim Kaypakkaya;Tikko terör örgütünün kurucusu,Eski terörist neden öldürülmüş(ölmüş) Bu teröristin neden öldüğü yerine suçsuz insanların ,gazetecilerin,bürokratların neden öldürüldüğünü(öldüğünü)sorsanız daha samimi olurdunuz.
  7. MYNET HABER
  8. Gözünü sevdiğimin iranı... İşte, çanakçıların bunu görmesi gerek,hatta bence bu uygulama türkiyede'de olması gerek...Türkiyede demokrası yok diyenlere ,Türkiyede tam tersine bu işler Askere polise taş atana muz dağıtılıyor,şeker dağıtılıyor iş veriliyor para veriliyor yinede yaranılamıyor. Gözünü sevdiğimin iranı beğenmesekte bu duruşunu seviyorum. Şimdi benide irancı -mollacı yapmayın. Ne Mutlu Türküm Diyene(her dediğimizde artık açıklamada yapmak gerekiyor,''Ne Mutlu Türküm ''derken ırkçılık olarak algılanmasın kökeni ne olursa olsun türkiye topraklarında yaşayan vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes !) :=)
  9. Gerçekten Helal olsun size, her insan böyle tesbitte bulunamaz...Bu stratejik araştırmaları nasıl yaptınız merak ediyorum !
  10. HASAN DEMİR
  11. Terörist güler zere hala ölmedi !! Türkiyede eksik kalmadı. Bu teröristin canını aldığı 7 insanın yakınlarının çektikleri türkiyede bir eksiklik yaratmıyormu? Nerde bu vicdan sahipleri ? Cezasını af etselerde ,Allahın cezasından kurtulamayacak bu katil, hem vicdanı hem bedeni rahat etmeyecek.
  12. Bu tip sapıklarında teröristler gibi 1-2 ay sonra serbest bırakırlar..Burası türkiye burada demokrasi çok herkese yeter !teröristlerde sapıklarada.
  13. Ya hala tarafın hikayelerini burada gerçekmiş gibi yayınlıyorsunuz. Daha öncede bilmem kaç kişinin cesedi bu kuyularda dedi fakat koyular boş çıktı...Utanmadan 3-5 gün sessiz kaldı hiç bir açıklama yapmadı. Şimdi ise aşiret çatışmalarını askerin üzerine yıkmaya çalışıyor. Bu hikayelerle ancak kendi zihniyetindeki insanları kandırabilirler. Artık Hepimiz biliyoruz tarafın ne kadar tarafsız olduğunu!yada hangi taraftan olduğunu...daha kimi kandırmaya çalışıyorlar anlamıyorum...!
  14. Allah aşkına ; Şimdi bu konu ile kürtlerin aşiretinin ne alakası var ? Ak partinin cematinden Türk halkının ne alakası var? Ben türküm ama ne cemaatle ne de ak parti ila alakam var ne olacak şimdi ? Neyi anlatmaya çalışıyorsunuz siz pkk nın yaptığı terörün haklılığını mı ?
  15. PKK ve diğer terör örgütlerinin söylemlerine baktığınızda demokratik olmayan bir Türkiye tablosu çizdiklerini görürsünüz. Türkiye’yi AB’ye ve tüm dünyaya şikayet eden PKK yandaşları da şimdilerde ‘demokratik cumhuriyet’ten bahsediyorlar… Güya Türkiye demokratik olsa terör tamamen ortadan kalkacak… PKK ve Kürtçü gruplar derin devleti suçluyorlar, son dönemdeki olayları derin devletin gerçekleştirdiğini söylüyorlar ve Kürt sorununun Filistinleştirilmek istendiğinden dem vuruyorlar. Yine bu gruplara göre Trabzon’da, Çeşme’de ve Kuşadası’nda gerçekleşen eylemleri de PKK gerçekleştirmedi. PKK bir yandan terör saldırılarının bazılarını kabul etmiyor, diğer taraftan bu saldırılarda ölenleri ‘şehit’ kalanları ‘gazi’ ilan ediyor. Trabzon’da yakalanan Suriyeli teröristi bile PKK yandaşı basın-yayın organları tarafından ‘kahraman’ ilan edebiliyor. Peki gerçekten derin-devlet harekete mi geçti? Türkiye AB yolunda ilerlerken Hizbut Tahrir gibi adı sanı Türkiye’de pek duyulmamış sözde İslamcı örgütleri derin devlet mi camii avlularına sürdü? PKK yandaşlarını otobüslere dolduran derin-devlet mi? Elbette karanlık güçler var. Bunlar her zaman olduğu gibi yine boş durmuyorlar. Ancak demokratikleşmenin ve istikrarın önündeki en önemli engel hala PKK. AB’ye yaklaşan Türkiye’nin PKK karşısında daha fazla güçleneceğini bilen PKK türlü oyunlarla süreci baltalamaya çalışıyor: Bir yandan PKK’ya karşı çıkan Kürt muhalefeti susturuluyor, ölüm listeleri hazırlıyor, diğer taraftan PKK sorununu Filistin sorununa benzetilmeye çalışılıyor. Oysa ki bizler aradaki farkları çok iyi biliyoruz: Bizler Yaser Arafat’ı da tanıyoruz, Abdullah Öcalan’ı da. Arafat hiçbir zaman Filistinli çocukları öldürmedi. Oysa Öcalan’ın geçmişi hepimizin malumu. Filistin bir işgal sorunu. Bir ulusal direniş sorunu. Oysa Kürtler ve Türkler birlikte kurdular bu devleti ve birlikte yaşatıyorlar. Türkiye’nin en zenginleri arasında Türkler olduğu kadar Kürtler de var. TBMM’de Kürt kökenli milletvekili sayısı yarıya yakın. Üstelik son dönemde Türkiye’nin Kürt kimliğini aktif siyasete dahil etme arzusu ve çabası da gözlerden kaçmıyor. Kürtçe önündeki engeller birer birer kalkıyor. Kürtçe medya ve eğitim tartışılıyor. Bir çok talebin gerçekleşmesi sadece an meselesi. AB üyesi bir Türkiye’de Kürtler, tıpkı Türkler gibi çok daha fazla hakka sahip olacaklar. İşte PKK’yı panikleten de bu: Türkiye hızla demokratikleşiyor ve bundan hoşlanmayanların başında PKK geliyor. Çünkü PKK baskıcı bir tutumdan besleniyor. Olağanüstü şartlardan besleniyor. Ateş sürdükçe, cenazeler annelerin önüne geldikçe PKK da hayat buluyor. Derin devlet oldukça PKK daha da güçleniyor. Bu nedenle derin devletin olmadığı yerde PKK onu yaratıyor. Karanlık güçler bir provakasyonu başlattı mı, PKK onu devam ettiriyor. Üstelik bunu demokrasi kılıfı altında yapıyor… Ne yazık ki ne DEHAP ne de Kürtlerin daha fazla haklar elde etmesini savunduklarını iddia eden Kürtçü gruplar bu sınavdan alınlarının akıyla çıkamıyorlar… Provakasyon ateşine körükle gidiyorlar… Ülkeyi anarşi içinde göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar: Terör örgütünün bayrağını açtılar, teröriste kucak açtılar, polisi taşladılar, demokrasiye kapıları kapattılar. Herkes biliyor ki böyle manzaralar sürdüğü sürece Türkiye’de demokrasiden bahsetmek lükstür. Herkes biliyor ki demokrasinin olduğu yerde PKK benzeri kanlı örgütlere de yer yoktur… Tekrar edelim, son günlerde Türkiye büyük provokasyonlardan geçiyor. Provakasyon tek yönlü değil. Adı sanı daha önce Türk kamuoyunca bilinmeyen sözde örgütler İstanbul sokaklarında boy göstermeye başladı. PKK militanları sokaklara indi. Taşlanan otobüsler, açılan hilafet bayrakları. 3 Ekim yaklaştıkça bu tür gösterilerin ve saldırıların ardı arkası kesilmeyecek… Hazır olalım… Sokağa çıkarken, çatışmalara taraf olurken kimlere alet olduğumuza dikkat edelim… Taş atanlar hangi taraftan olursa olsun, unutmayın ki atılan taşlar Türkiye’nin gelişmesine ve demokrasisine olacaktır… Kaynak: Dr. Sedat Laçiner
  16. SİZİN İÇİN ÖYLE OLABİLİR AMA BİZİM İÇİN Öyle değil. !
  17. Sözde ölümcül hastalığa yakalan bu terörist hala yaşıyor o yaşadıkça bu teröristi serbest bırkanların vicdanı nasıl acaba, hiç akılların geliyorumu!
  18. Bakın sevgili dominik,bilmeden,yalan yanlış birşeyleri burada doğruymuş gibi anlatmak hiç doğru değil..Hele, hele bu olayları bilmeden uzaktan yakından hiç bir alakası yokken bu olayları gerçekmiş gibi göstermeye çalışmak. Burada yanlız askerlik yapan ben değilim,bu başlığı yazan arkadaşda belki askerliğini o bölgelerde yapmıştır yada diğerleri yazsınlar o zaman ben şahit oldum desin yalan söylemeden. Çünkü böyle birşey olmaz bir propagandadır almış başını gidiyor. Ha burada benim iddia ettiğim ölmüş bir teröriste tecavüz ve bu astsubayın normal olmadığıdır. Bu haberi yazan arkadaş birde bu astubayın neden atıldığını bir araştırsada buradan bizimle paylaşsa !Yapamaz gerçeği bilsede bu gerçeği buradan yazamaz. Yine alkasız bir benzetme. Şimdi Uzman çavuşlara yapılan haksızlık ile ile bu konunun ne alakası var? Ayrıca ya doğruysa anlatılanlar derken sorun yok.Ne güzel değilmi?(ya) doğruysa.....Yanlışsa zaten sorun yok.Öylemi? Asıl sorun burada zaten...Senin için sorun olmayan bu iftira benim için sorun oluyor....O kadar basitmi öyle devletin kurumlarını ve yüzlerce insanı zan altında bırak sonrada, zaten sorun yok de.Bu kadar kadar basitmi sanıyorsun ?Bana göre değil... Bu haberin kaynağınıda merak ettim aslında kaynak yine tarafmıydı ?
  19. Adam zaten ordudan atılmış normal olsaydı atılmazdı,Sorun etrafınızdaki askerlere ordudan atılmak o kadar kolay mı diye ! Yüz kızartıcı ve terör suçu olmadığı sürece bir Astsubayı görevinden atamazlar. Bir çok Astsubay mecburi hizmet süresini doldurmadan görevini bırakmak istiyor,onun için bir çok suç işliyor yinede atılamıyor. Astsubayın atılması için Yüksek Askeri Şura kararı gereklidir o nedenle de bu Eski atılmış Astsubayın zihniyetine bakıp öyle inanmak gerekir. Şimdi bilmek lazım bu konuyu bu gündemde ortaya çıkarmak için kimden ne kadar para aldı diye. Şimdi bu tür zihniyetlerde vicdan’da yoktur ki vicdanına göre gerçekleri yazsın diyelim. Bizde o yıllara yakın zamanda askerlik yaptık ne hikmetse bu olaylar bizde hiç olmadı. Bu tür iftira atan münafıkları kınıyor Allah’a Havale ediyorum.
  20. Haklı düşünmüşsünüz . Ban bu arkadaşlar ile görüştüm 1986 yılından bu yana bunun davasını verdiklerini söylüyorlar. Özellikle AKP hükümetine 2001 yılından itibaren yapılan değişiklikler bu insanları tamamen çıkmaza sokmuştur. Ellerindeki var olan sosyal imkanları da kısıtlamış….Yani ben araştırdım 1954 yılındaki uzman çavuş kanunu 2010 yılı kanundan daha iyi daha çok sosyal imkanı var.
  21. Sevgili Dominik,Siz kime cevap verdiğinizin farkındamısınız ? Yoksa benim bu 33 asker hakkındaki yorumu okumadan yine ön yargıda mı bulunuyorsun ,yoksa işine mi gelmiyor.Yine anlayamadım sizi. Siz şimdi benim 33 asker hakkında yazdığım yorumu okuyun öyle cevap verin bence.
  22. Asker kanun teklifini meclise sunar ve meclis kabul eder. Yerter ki Asker düzelmesini istesin. Hükümetin ne işine yarayacak sizce uzman çavuş 30 gün ceza ve 90 gün hava değişimi alsın ilişiği kesilsin diye! Bir uzman çavuşun önünün açılıp astsubay yada subay olması yada olmaması hükümeti ne ilgilendirir sizce ?
  23. O arkadaşlar nerede diyorum.Bunda anlaşılmayacak yada yanlış anlaşılacak ne var ? Bende onları kullanıp ta ortada bırakanlara hesap sormak için en azından sanal da olsa neden destek gelmiyor onu soruyorum. Gelin hep beraber soralım diyorum…. İşte gerçek sorumlulardan bahsediyorum, yani önce Genelkurmay sonra hükümet ve en önemlisi kendilerini sözde her haksızlığın karşısında görenlerden soralım diyorum. O nedenle de bu yazım hem genelkurmaya hem hükümete hem de her fırsatta kendilerini haksızlığın karşısında görenlere. Umarım anlatabilmişimdir. İşte Terörle mücadelede en ön saflarda yer alan bu insanlara sahip çıkmak Vatan millet Sakarya demektir.
  24. Aynen size katılıyorum sevgili akıl. Gerçekten uzmanların durumu içler acısı bu insanlar gerçekten hiçbir karşılık beklemeden devlete millete hizmet ediyorlar ,bunlar fakir ailelerin çocuklarıdır askerliği onurlu bir meslek olarak görüyorlar. Fakat;işin sonu 45 yaşına gelince de devlet artık sen işimize yaramasın senin ilişkini kesiyoruz diyor. Bu insanları 20-22 yaşında alıp en verimli zamanında kullanıp sonradan bir kenara atmak hiçbir vicdana sığmaz. Şöyle 10-15 yıl önceki uzman çavuş ilanlarına bakın, Onurlu bir meslek,onurlu bir gelecek askeri kantinlerden lojmanlardan faydalanır diyor fakat lojman kontenjanının %3 olduğunu yazmıyor. Şimdi birileri beklide bunları kabul ederek girdi bu mesleğe diyecekler. Bu adamlar 1986 yılında çıkarılan bir kanunla yönetiliyor. Yıl 2010 ve hiçbir kamu çalışanı bu durumda değil. Hem insan haklarına hem de eşitliğe aykırı bir durumdur. Şimdi bu durum sevgili paşalarımızı ne kadar ilgilendiriyor acaba ! Bence onları hiç ilgilendirmiyor,aksine onların bu durumu işlerine geliyor. Zaten ilgilendirmiş olsaydı kanunda bir değişiklik yapamasalar da yönetmeliklerinde değişikliklik yaparak biraz daha yumuşatabilirlerdi. Üstelik 1986 yılından bu yana ilk defa genel komutanlık meclise çalışma yaparak sözde değişiklik yapılmasını istemiş. Yani yine mevcut uzman çavuşların sosyal haklarında ve atamalarında değişiklik istememiş sevgili paşalarımız. Sevgili paşalarımız doğu ve güney doğuda 1 yada 2 yıl ataması yapılırken, en zor coğrafi bölgede doğanın en zor şartlarında en ön saflarda yer alan haftalarca aylarca evinden uzak ailesini çocuklarını göremeyen uzman çavuşlar 5 yıl da ataması yapılıyor. Üstelik jandarma sınıfının çalışma yerleri ölene kadar doğu ve güney doğu . Yeniçağ gazetesinden Sn Mustafa ASLAN’IN yazısından alıntı yapmak istiyorum. Bizimle beraber aile ve çocuklarımızın da pisikolojisi bozulmakta çocuklarımızın eğitim seviyesi düşmektedir ,diyor "**Onlar(uzman erbaşlar) bu ülkenin en fakir ailelerinin çocuklarıdır. Elleri kınalı anaların, elleri nasırlı babaların çocuklarıdır onlar. Onun için tercih etme şansları olmamıştır hiçbir zaman.Vatan millet sevgisi ile büyütmüştür anne ve babaları onları. Bunun için aylarca dağda, taşta en tehlikeli operasyonlarda öncü kuvveti olmuşlar, Şehit vermişler, gazi olmuşlar, kol-bacak -göz vermişler ama asla bu vatana yan bakılmasına müsaade etmemişlerdir. Çünkü onlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleridir. Çünkü onlar bu vatanı karşılıksız sevenlerdir. Çünkü onlar Uzman Erbaşlar'dır. Saygılar." Ha unutmadan; Bu forumda bazı arkadaşlarımız şehit cenazelerine gitmeme gerekçesi olarak cenazelerde siyasi partilerin işaretlerin olduğunu bazı partilerin cenazeye sahip çıktığını gerekçe göstererek şehit cenazelerine gitmediğini söylemişti. Şimdi de aynı insanlar yanız bunlar cenaze değil canlılar ve 10 günden beri ortalıklarda sesini duyurmaya çalışıyorlar… Üstelik ne bir siyasi düşünce,ne siyasi çıkar nede siyaset var kimsede işaret yapmıyor. Sözde haksızlıkların her zaman karşısında olanlar… ŞİMDİ NEREDESİNİZ …? ÖLÜSÜNE, BAHANELAR UYDURARAK SAHİP OLMUYORSUNUZ DİRİSİNE NEDEN SESSİZ KALIYORSUNUZ?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.