zeyynepp tarafından postalanan herşey
- Çağrışım
-
tuttu tuttmadi :)
ben bilmem tutmadı
-
tuttu tuttmadi :)
ben sardunyam yarışmaya bilsem söylemezmıyımden katılıyoum yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim
-
tuttu tuttmadi :)
aaaaaa ablam ben olmuş bende sardunyam ablam olıyım
-
tuttu tuttmadi :)
yok tutmadı alttakı bnm abla altta egzo olsun artık
-
tuttu tuttmadi :)
tutmadı alttakı egzoymuş
-
tuttu tuttmadi :)
tutmadı alttaki egzoymuş
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
irmik helvasına
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
kabak tatlısına
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
yaşlı bi dedeye
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
incir çekirdeğine
-
tuttu tuttmadi :)
gibi alttaki fesatmış çok
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
fındık kabuğuna
-
İçindeki nakaratı yaz...
varsın eller gönül yarası kapanır sansın kabuğun altında sevgili sen kanayansın.......
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
kocaman bi pastaya
-
İçindeki nakaratı yaz...
Ben suyumu kazandım da içtim Ekmeğmi böldüm de yedim Alkışı duydum İhaneti gördüm Sesimde oldu sessizliğimde Seviştiğim de oldu benim Sende başını alıp gitme ne olur Ne olur tut ellerimi Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar Ve hiçbir şeyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur Ne olur tut ellerimi Ne olur,Ne olur..
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
Yalnız kalmayı, tat almayı, Öğrenmem gerek. Tek tek karşına geçip, Sana anlatmam gerek. Aşk her insanın Hep istediği gibi gitmiyor. Geldim yardıma, Yürek buna bile izin vermiyor. Kaderimin halini, Aşkın azap halini Görme, gönül zalimisin... Yaşadığım hüsranı, Yok deli vicdanı, Sen bir yürek hainisin... Çekilir türden değil bu aşk Ama yok itirazım... Farkında değil yürek, Sevmem gerek, Bana aşk lazım...
- Çağrışım
- Çağrışım
-
///Egzorsist Anı Defteri///
Affın Erdemi Bir gün trenle seyahat eden birisi tesadüfen son derece huzursuz olan genç bir adamın yanına oturmuş. Bir sure sonra , genç adam , uzak bir hapishaneden henüz çıkmış bir mahkum olduğunu açıklamış. Mahkumiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki , ne ziyaretine gelmişler , ne de bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat edemediklerini , cahil oldukları için mektup yazamadıklarını umuyor ; her şeye rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş. Ailesinin işini kolaylaştırmak için , kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki çiftliklerinden geçerken bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse , raylara yakın bir elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini istemiyorlarsa , hiç bir şey yapmayacaklar , o da trende kalıp Batıya gidecek , belki de bir serseri olacakmış. Tren , kasabasına yaklaşırken heyecanı o kadar artmış ki , pencereden dışarı bakmaya cesaret edemiyormuş. Kompartıman arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına bakacağını söylemiş. Bir dakika sonra elini genç mahkumun koluna koymuş , “ Şuraya bak ” demiş. Göz pınarlarında biriken yaşlarla gözleri parlıyormuş. “ Her şey yolunda , bütün ağaç bembeyaz kurdelalarla bezenmiş ”. O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar , adeta , birden dağılmış , kaybolmuş. "Affetmezseniz sevemezsiniz. Sevgisiz hayat ise anlamsızdır"
-
.....::Radya::.....
Bazen insanları hafife almak için "Çocuk gibisin,Çocuk gibi davranıyorsun" denir ya. Bu hikayeden sonra çocuk gözüyle bakmanın basit olmadığını anlıyor insan. ...... Babası İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı. Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı. Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da "üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?"dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu: "Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı? Küçük kız babasına eğilerek, sessizce: "Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!....."
-
gerçek sevgi
"Bebeğimi görebilir miyim" dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu... Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu.. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak "Büyük bir çocuk bana ucube dedi.." Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi, eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi, her zaman ona "Genç insanların arasına karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babası, aile doktoru ile oğlunun sorunu ile ilgili görüştü; "Hiçbir şey yapılamaz mı?" diye sordu. Doktor "Eğer bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir" dedi. Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. İki yıl geçti bir gün babası "Hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır" dedi. Operasyon çok başarılı geçti ve adeta yeni bir insan yaratıldı. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında büyük başarılar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yıllar geçmişti, bir gün babasına gidip sordu: "Bilmek zorundayım, bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım..." "Bir şey yapabileceğini sanmıyorum" dedi babası, "Fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil..." Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi. Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi.. Hayatının en karanlık günlerinden birinde, annesinin cenazesi başında babasıyla birlikte bekliyordu. Babası yavaşça annesinin başına eline uzattı; kızıl kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; annesinin kulakları yoktu. "Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu" diye fısıldadı babası.. "Ve hiç kimse, annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi?" Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir! Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir... Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!
-
İçindeki nakaratı yaz...
h.g fozen
-
Media Forum Cafe
5 çayına gelmşitim ama kimse yok sanırım
-
ErKeKlErİ SiNiR EtMeNiN YoLaRı
ayy kleo yine bulmuşsun ii bi fikir