zeyynepp tarafından postalanan herşey
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
ele avuca sigmayan o kalbi durdurdum duyuldumu bu yillar varki zincirlerdin bu deli dolu gururmu yildizli takdire layik uyummu bu anladin ama üzgünüm cok gec oldu hadi bye bye kuzum bye bye kuzu yanagin gamze olsa gözlerin yildiz olsa kucagina gün olsa bye bye kuzu gidiyorum unutdum dünlerini kurutdun güllerini yakdim gemilerini bye bye kuzum gidiyorum
-
Benim İçin Ne Yapardın?
spora giderdim
-
Üstündekinin ihtiyacı...
bir bardak soğuk suya
-
Üsttekini Hayal Et..!
hayal etmesem
-
keşif
KEŞİF Kadın denilen kayıp kıtayı keşfe çıkan milyonlarca erkek, çoğu zaman eli boş döner açık denizlerdeki bu nafile seferlerinden ... Keşfettiğini sananlarsa bir süre sonra (belki birkaç sene, belki birkaç saat) ayak bastıkları kıtayı bambaşka bir iklime bürünmüş bulunca, Kolomb sendromuyla "Acaba yanlış kıtada mıyım " telaşına kapılırlar. Oysa genellikle kıta değildir yanlış olan; kaşifin kıtayı algılayış biçimidir ... Asgari topografya bilgisinden yoksun oluşudur ... Kıta'nın bazen kaşife göre mevsim değiştirebilen, aynı anda birkaç iklimi bir arada yaşayabilen potansiyelini algılayamayışıdır ... güverteden karanın görünüşüyle, kıtadan kaşifin görünüşü arasındaki farkı kavrayamayışıdır. Bu pusula hatasından ötürü, kaç erkek olağanüstü bir keşfin kenarından dönmüştür, kaç kaşif, henüz keşfetmediği kıtalari yok sayarak gerçek yüzölçümünü bilmeden yaşadığı bir kıtanın kıyısında tüketmiştir nihayetini kimbilir ? ... Ve kimbilir kaç kıta uzaktan gülümseyerek izlemiştir, çevrede kendisini arayan şaşkın kaşiflerin nafile turlarını ... Can Yücel'den
-
Media Forum Cafe
bende bi kahve alyım
-
Günün Sözü
Mutluluk sorumsuz bir yaşam değil, sorumsuzluklarla başa çıkabilme yeteneğidir. Brown
-
yozgat66, İSTİHBARAT, hhh, LilaC ve ewücüm'ün doğum günü...
doğum günün kutlu olsun lilac
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
Seyret, sus ve dinle Bir gün bir dağ güneşle birlikte güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle ağaçlarının dallarını sallaya sallaya esneyerek gerindi. Güneş pırıl pırıl ufukta tam karşısından doğuyor, onunla arasında masmavi bir deniz çarşaf gibi günü karşılıyordu. Dedi ki, "Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün güneş bana gülümseyerek gün başlıyor." Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu. Martılar çoktan uyanmış gökyüzünde dans ediyorlardı. O sırada dağ bir de baktı ki, eteklerinde bir minicik fare denize doğru yürüyor. "İiiiiiiiihhhhhh , bu da ne? Bu küçük fare benim manzaramı şimdi neden bozuyor?" Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve şöyle bir titredi. Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Fare sesi duyunca hemen bir yüksek kayanın üstüne sıçradı ve oraya yerleşti. Düşen taşlarda ona hiç bir zarar vermedi. Farecik de başladı denizin güzelliğini seyre... Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar oluşturuyordu. Deniz dağın sıkıntısını anladı ve dağa seslendi: "Neden böyle bir günde bir küçük fare için mutsuzluk oyununa başlıyorsun ki? Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız. Sen de seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Güneş hiç bulutlara bozuluyor mu? Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyor mu? Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de burada. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE." Dağ denize sordu: "SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek?" Deniz, "Bak... Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin... Sustuğunda kendinden başkalarının söylediklerini duyabileceksin... Dinlediğindeyse onlardan öğrendiklerini uygulama fırsatı bulabileceksin..." alıntıdır
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Çember çevrilir, Su musluktan içilir Ağaçlara tırmanılırdı Bebekler bezden Silahlar tahtadan Resimler kömür karasından yapılırdı KIzlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin isimleri konulur Saatli maarif okunurdu Komsuda pişen Bize de pişer Bizde pişen komsuya düşerdi Geceler ayaz Sokaklar karanlık Yıldızlar parlak olurdu Tursu, salça, mantı Evde yapılır Karpuz kuyuda soğutulurdu Erik ağacının çiçeği Pencere camımıza yaslanır Güz yaprakları bahçemize düşerdi Kardan adam yapılır Evlerde soba yakılır Kış gecelerinde masal anlatılırdı Merdiven çıkılır Aidat ödenmez Yönetici seçilmezdi Evler badanalı Sokaklar lambasız Mahalleler bekçili olurdu Ajans radyodan dinlenir Çizgili roman okunur Defterlere kenar süsü yapılırdı Hayat Arkası yarın gibiydi Kesintisizdi Her gün yasanacak bir şey vardı Herkes kendi düşünü kurar Kendi hayatını oynardı Şimdi Hayat tek perdelik bir oyun Stand-up bir yalnızlık gibi, Şimdi Herkes Yogun Yorgun Ve Tek başına CAN DÜNDAR
-
.....::Radya::.....
ablacım hoşgeldin hem evine hem foruma bu yazıyı şimdi okudum ve çok hoşuma gitti umarım sende beğenirsin... yaptığımız küçücük bi yardım ya da iyilik er geç bizi bulur...bunu gösteren minik bi hikaye Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu. O gün, hiçbir şey satamamıştı ve karnı da çok açtı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek birşeyler istemeye karar verdi. Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı. Yiyecek bir şeyler yerine "Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim?" diyebildi yalnızca. Genç bayan, çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona. Çocuk, sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra "Çok teşekkür ederim, borcum ne kadar?" diye sordu genç bayana. Genç bayan, "Borcunuz yok" diyerek, yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti; "Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklemememizi öğretti bize" dedi. Çocuk "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size" dedi. Howard Kelly, evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu. Yıllar sonra genç bayan çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca, hastalığı ile ilgili araştırmalar yapılması için onu büyük kente gönderdiler. Dr. Howard Kelly, konsültasyon yapması için çağrıldığı hastanın hangi kasabadan geldiğini duyunca heyecanlandı. Artık genç olmasa da yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yaptı. Uzun süren tedaviden sonra bayan sağlığına kavuştu. Dr. Kelly, denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne birşeyler yazarak zarfın içine koydu ve hasta bayanın odasına gönderdi. Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline. Açmaya korkuyordu... Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca bu faturayı ödemek için çalışacağını biliyordu. Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş bir not dikkatini çekti. Kâğıtta şunlar yazılıydı: "Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir.". Steve Goodier
-
Benim İçin Ne Yapardın?
yarınki sınava girerdim
-
Frozen......
bişey değil canım beğenmene sevindim
-
^^^^^zeyynepp^^^^^
aysum güzel yemek yapıyoruzda kıymetimizi bilen yok valla malzemeler hazır ne zaman yapsakki
- Çağrışım
-
SEN BU FORUMUN......
sen yağmur sevmeyenisin
- Çağrışım
-
SEN BU FORUMUN......
sen bu forumun daimi gislisisin egzo
-
^^^^^zeyynepp^^^^^
çok güzel oldu derim hayatımızdakı boşluğu dolduran küçük bir buse,tatlı bir söz ya da davranış,güzel bi mesajsa... aşk bunun adı
-
Üstündekinin ihtiyacı...
klorofiller fermantasyon yapmaz lütfen doğru bilgiler yazalım
-
Üstündekinin ihtiyacı...
bende istemem uykum yok şu an sana bi gitar lazım çalarsın sen
-
Üstündekinin ihtiyacı...
bi fincan kahveye
-
kağıt gemi__sunay akın
kesinlikle
- şimdiye kadar duyduğunuz en saçma sözler:)
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.