Zıplanacak içerik

LluVia

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

LluVia tarafından postalanan herşey

  1. LluVia şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Bilmeceler ve Zeka Soruları
    Sayılara çok takılmayın dedin ya o yüzden
  2. Zerdüştlüğü bi ara merak etmiştim, okuduğum kadarıyla zerdüştlük genel olarak iyilik ve kötülüğün savaşını anlatır.
  3. Big Crunch evrenin yok olmasıdır, yani Türkçe olarak büyük çöküş. Peki maddeyi birden bire big bang'le yaratan ve big crunch'la yok eden şey nedir? Maddenin kendisi nasıl böyle bir şey yapabilir durup dururken? Yoksa maddedeki enerji kavramı bizim inandığımız yaradan kavramı olabilir mi? Bu soruyu hiç sordun mu kendine? Ben soruyorum, acaba asıl olan madde değil de enerji mi, çünkü enerji olmadan bütün bu olayların olması mümkün değildir. Öyleyse, big bang ve big crunch'ın maddenin kendisinden ziyade enerjisinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. (Ben şu anda tartışmak değilde, beraber düşünmek için bu soruyu soruyorum, sen ne düşünüyorsun, ve diğer arkadaşlar? Ama tartışma şeklinde gitmesin sadece fikirleri istiyorum)
  4. LluVia şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Bilmeceler ve Zeka Soruları
    O zaman cevap yazmıyorum ben
  5. Kişiliğimi belirtmek için değil, inancımı belirtmek için. Burada kişiliğime ve bana laf uzatmış ve cahil demeyi kastedmiş oluyorsun, düzgün konuşmanı tavsiye ediyorum sana!!! Evet inanıyorlar maddenin ezeli olduğuna çünkü bilim meddeyi öteki dünyaya yollayamamış ya hani yollasalar inanıcaklar (!), bing bang'in kendiliğinden olduğuna da inanıyorlar. Bırakalım inansınlar... Evrenin oluşumu bilim adamları arasındaki tam bir fikir birliği ile "Big Bang" adı verilen teoriye dayandırılmaktadır. Bu teori evrenin 10-20 milyar yıl önce "yoktan var edildiğini" ileri sürmektedir. Yani zamanımızdan 10-20 milyar yıl önce madde ve zaman yokken "Big Bang" adı verilen büyük bir patlama ile aniden madde ve zaman yaratılmıştır. Maddenin Big Bang gibi bir olayla yok olmayacağı ne malum. Belki maddeyi insan yok edemiyordur hee. Bunu düşünmezler, bırakalım düşünmesinler...
  6. Almanya: Uygulamaların ayrıntıları eyaletlere göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bremen eyaletinde ise bir nevi İncil tarihi bağlamında genel bir Hristiyanlık din dersi verilmektedir.[6] Anayasaâya göre, din dersi, kamu okullarında okutulan düzenli derslerden bir derstir ve sınıf geçmeye etkisi vardır. Devlet ilgili personel vb. giderleri karşılamak durumundadır. Öğrenci velileri ve öğrenciler din dersine katılıp katılmama konusunda serbesttir. Hiçbir öğretmen, kendi isteği dışında din dersi vermeye zorlanamaz. Devletin denetim hakkı çiğnenmeksizin din dersi, cemaatlerin ilkeleriyle uyum içinde verilir. İşin püf noktası bu hükümdedir. Cemaatler, devlet ile uyum içinde bu dersin hedefleri ve içerikleri hakkında karar verirler. Devletin yetkisi ve cemaatlerin ortak sorumluluğunun birleşiminden çıkan sonuca göre, din dersi verecek öğretmenler devletin belirlediği öğretmenlik formasyonunu almalarının yanında, ilgili Kilisenin de onayını almak zorundadır. Bunun anlamı, din dersi öğretmenin dersi verirken ilgili cemaat ile uyum içinde olması gereğidir.[8] Son yıllara kadar din dersi deyince Katolik ve Protestan din dersleri anlaşılıyordu. Son yıllarda ise bu din veya mezheplerin yanında İslâm din dersinin okullarda nasıl yer alacağı tartışmaları başlamıştır. (ki biz din dersinde başka dinleri de görüyoruz) Din dersleri mezhebe dayalı olarak yapılmaktadır. (ki bizde mezhep üstü) Din dersine katılmayan öğrenciler için eyaletlerin çoğunda başka bir ders konulmuştur. Bu dersin adı konusunda bir birlik yoktur. Bir çok eyaletlerde bu dersin adı âAhlâk / Etik dersiâ olarak geçmektedir. Bazı eyaletlerde ise bu derse, âDeğerler ve Normlarâ, âFelsefeâ, âAhlâk-Din Bilgisiâ adı verilmektedir. Eyaletlerin çoğuna göre ahlâk dersi, din dersini seçmeyen öğrencilerin okuması zorunlu dersler arasında yer alırken bazılarında tüm öğrenciler için zorunlu bir derstir.[9] Almanyaâda ana okullarının büyük bir bölümü Kiliselere aittir. Devlete bağlı ana okullarında da dinî motifler sürekli kullanılmaktadır. Avusturya: İlk ve orta dereceli okullarda öğrenci, din dersi ya da ahlâk derslerinden birisini okumak zorundadır. Haftada iki saat olarak uygulanan ve dinî cemaatlerin tayin ettiği görevlilerce verilen din derslerinin ücretlerini devlet öder. (zorunluymuş bak).Dinî cemaatler din derslerinin haftalık ders sayısını artırabilirler. Ancak bu durumda, devlet ek ders ücreti ödemez. Okullardaki din dersleri ile ilgili işleri, dinî cemaatler düzenlerler. (dini cemaatler düzenliyormuş hem de) Anayasaya göre tanınmış dinî cemaatler şunlardır: Katolik, Protestan, Eski Katolik, Ermeni Apostel, Yunan-Ortodoks, Suriye-Ortodoks, Metodistler, Mormonlar, Yeni Apostel Kiliseleri; Müslümanlar; İsrail Din Camiası; Budist Din Camiası. Belçika: Özellikle eğitim kurumlarının yarısından fazlasını elinde bulunduran Katolik Kilisesi kendi okullarında daima dinî havayı yaşatmaya çalışmaktadır. Dinî hava sadece Kiliseye bağlı okullarda değil hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Bir krallık olan Belçikaâda âmillî bayramâ vb. bazı devlet törenleri Katolik anlayışına uygun olarak kutlanmaktadır. Resmî güçler tarafından düzenlenen okullar, zorunlu öğretimin sonuna kadar, tanımış dinlerden birisine ait din ya da dinî olmayan ahlâk öğretimi arasında seçme imkanını sunmak zorundadır.â Resmî okullarda, ilk ve orta öğretim boyunca öğrenci haftada en az 2 saat olmak üzere Din ya da Ahlâk (Moral) derslerinden birisini seçerek okumak zorundadır. Seçmeli din dersleri, Katolik, Protestan, Ortodoks, Yahudi, İslâm dersleridir. Din derslerin programlarını ilgili dinin temsilcileri (Katolik Kilisesi vb.), ahlâk dersinin programını ise Eğitim Bakanlığı yapar. Ahlâk dersinin ana felsefesi, âlaiklik, demokrasi, insancılık (hümanizm), çoğulculuk ve varoluşçululukâ üzerine kurulmuştur.(Bizim din dersimizden farkı yok ve mezhepler üstüdür) Ana okulu, ilk ve ortaöğretimde ayrıca âAnimasyonâ dersleri vardır. Ülkedeki yükseköğretim sistemi de, ilk ve orta dereceli okullara benzer şekilde teşkilatlanmıştır. Yükseköğretim kurumlarının yaklaşık yarısı özel Katolik Kilisesine bağlıdır. Katolik yüksekokul ve üniversitelerinde, seçmeli Katolik din dersleri vardır. (bizden bi farkı yokmuş) Danimarka: 1953 tarihli Danimarka Anayasaâsına göre, Evangelik Lüteryen dini, resmî din olup, devlet tarafından desteklenmektedir.(Türkiye Cumhuriyetinin resmi dini şudur diye bizim anayasamızda böyle bir şey yazmaz!, şimdi söyle bana bu ülke laik midir?)[13] Ülkede, din dersi ilköğretim okullarının 1-9. sınıflarında âHristiyanlıkâ, 10 sınıfta ve liselerde âDin Bilgisiâ adı altında okutulmaktadır.[14] Din dersleri, mezhepler üstü olarak verilir. Fransa: Fransa, resmen laik bir ülke olduğunu söyleyen bir ülkedir ve halkının çoğunluğu Katoliklerden oluşmaktadır. Laiklik ülkede ilk defa eğitimde uygulanmıştır. Bunun sonucu, J. Ferry kanunlarıyla 1881 yılında 6-14 yaş arası ilköğretim zorunlu hâle gelmiş ve ilköğretimde din dersleri okul programlarından çıkarılmış, yerine âAhlâk ve Yurttaşlık Bilgisiâ dersi konulmuştur.[16] Ancak ülkede, din eğitim ve öğretimini yasaklayan bir hüküm olmadığı gibi, 1886âda özel okul açma izni verilmiştir.[17] Kilise okulları devlet yardımı almaktadırlar. Hollanda: Hollandaâdaki dinî durum Almanyaâda olduğu gibi, Katoliklik ve Protestanlığın ağırlıklı olduğu bir ülkedir. Din devlet ilişkileri açısından Kilise ile devlet ayrılmış olsalar bile devlet, din hizmetlerine yardım etmektedir. Bu çerçevede (dernekler, yardım kuruluşları, dergi, gazete, radyo ve televizyon vb. yayın kuruluşları, okullar vb.) dinî kuruluşlar devlet yardımı aldıkları gibi devlet, kilise yapımlarında % 20 civarında katkıda bulunmaktadır. (Bizden farkları yok) İngiltere: İngiltereâde Anglikan Kilisesi resmî bir özelliğe sahiptir. Bir çok devlet töreni dinî törenle yapılmaktadır. Devlet başkanı yani Kral aynı zamanda Anglikan Kilisesinin başkanı olup, Başbakanın teklifi ile din görevlilerini atarlar.[23] Din dersleri devlet ilk ve orta dereceli okullarda düzenli dersler arasında yer alır. İtalya: İtalya, din devlet ilişkileri açısından Katolikliğin tarihî ve sosyolojik olarak etkin olduğu bir ülkedir. Anayasanın 7. maddesine göre, âDevlet ve Katolik Kilisesiânin her biri kendi alanında bağımsız ve egemen olduğu için Katolik Kilisesi âmillî bir nitelik kazanmıştır. (Çünkü yasalarında yer alıyor, bizdeyse hiç ama hiç yer almıyor ki bu anayasamızın laiklik ilkesinden gelir) Yunanistan: Yunanistan Hristiyan Ortodoks mezhebinin devlet üzerinde oldukça etkili olduğu bir ülkedir. Ülkede, Ortodoks mezhebi ağırlıklı din eğitimi anaokullarından başlamaktadır. Okulöncesi eğitimin plânlamasını, Milli Eğitim, Din İşleri, Sağlık ve Sosyal Güvenlik ile Maliye Bakanlıkları ortaklaşa yapmaktadırlar.[29] Aynı şekilde meslekî teknik eğitiminin plânlaması Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.[30] Din bilgisi dersleri, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu dersler arasındadır. İlkokul 1-2. sınıflarda haftada 1 saat ve lise sona kadar haftada 2 saat olan din dersleri Ortodoks mezhebi ağırlıklı olup mezhepler üstüdür. (zorunluymuş yani) Ortaokul seviyesinde sadece erkek öğrencilerin devam ettikleri meslek okullarında rahiplik için gerekli davranış ve alışkanlıklarının kazandırılması için ders dışı etkinlikler düzenlenmektedir. Aynı şekilde, devlete bağlı ve özel dinî liselerde rahip yetiştirilir. Türkiyeâde din öğretimi Türkiye, yasalarında herhangi bir dini resmen tanımayan ancak halkın dinî ihtiyaçlarını karşılamak üzere Diyanet İşleri Başkanlığıânı kuran bir ülkedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, yaygın din eğitimi çerçevesinde, camilerde ve Kurâan kurslarında din eğitimi vermektedir. Müftü , vaiz, imam-hatip, müezzin vb. din görevlilerinin maaşları devlet bütçesinden karşılanmakta hatta cami vb. ibadet yerlerinin masraflarına devlet katkıda bulunmaktadır. Örgün eğitimde ilk ve orta dereceli okullarda, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri zorunlu dersler arasında yer almaktadır. Bu dersler, ilköğretimin 4. sınıflarından itibaren hafta 2 saat zorunlu olarak, ders geçmeye etki etmek üzere normal programlar içinde okutulmaktadır. Din derslerinin programları diğer tüm dersler gibi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Ders kitapları ise ya doğrudan Bakanlık tarafından üretilmekte ya da özel yayınevlerince üretilenler kontrol edilerek onaylanmaktadır. (Yani kiliseler gibi camiler dersleri belirlemiyor) Anayasanın 24. maddesi şöyledir: âDin ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin denetim ve gözetimi altında yapılır. (yani bazı avrupa ülkeleri gibi kilisenin kontrolünde değil) Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.â (yani, ana okulundan başlamıyor) Bu maddeye göre, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu dersler arasında yer alan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinde din eğitimi değil din öğretimi yapılacaktır. Burada öğretimden; bilgilendirme, eğitimden; inanç ve tutum değişmesi anlaşıldığı söylenebilir. Zaten din dersinin adı da bilinçli olarak Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi olarak belirlenmiştir. Yani bu ders İslâm din dersi değildir. O hâlde Türkiyeâde ilk ve orta dereceli okullarda verilen din dersleri, mezhebe / dine dayalı bir din dersi değil mezhepler üstü bir din dersidir.Hatta, din görevlisi yetiştiren İmam-Hatip Liselerinde yapılan öğretimde bu çerçevede değerlendirilebilir. (yani hepsi mezhepler üstü) Mevcut Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ders programlarına baktığımızda, İslâm dini ağırlıkta olmak üzere tüm dinler ve ahlâkî konuların yer aldığını görüyoruz. Böyle olmasına rağmen söz konusu derslere, Hristiyan ve Musevi öğrenciler isterlerse katılmayabilirler. Ayrıca Şunu söylemeliyim ki, Söz konusu ülkem olunca çok hassasımdır!!! Hassas olmalıyım da çünkü bakıyorum ki ülkemi ezmeye çalışan yeterince insan var bir de ben haksızlık etmeyeyim. Avrupa'nın laikliği... Bu papa olduktan sonra çok zor, hala insanları etkileyen ve hatta devlet adamlarını dahi etkileyen bir ruhani lider var, daha ne olsun, bizde böyle bir şey olsa ne derlerdi acaba, bir düşünün derim. Daha fazla yorum yapmak istemiyorum, her şey net ve açık, yazıları okurken bile Avrupa'yı gözünde büyüterek okumuşsun, halbuki bizden farkları yok, hatta biz de bile din dersi ağırlıklı eğitim veren bu kadar çok okul yok. Avrupa'yı bir şey sanmayasak iyi olur!
  7. Allah'ı severken her şeyi sevmelisin
  8. Bilgi de dur desem, ruh bilgidir ne demek, iyi düşünmelisin. Bu bilgi neyin bilgisi? Ne olduğunu iyi düşün ve ne anladığını söyle. Önce Allah'ın ne olduğunu ve insanların özünün ne olduğunu anlamamız lazım! _______ "Onu kıvama erdirip, ruhumdan üflediğim zaman" (Sad-72) Burada dikkat edilmesi gereken husus, öncelikle insan bedeninin, "insanî" hakikatı ortaya çıkartabilecek bir "kıvama", kemâle gelmesidir... Ki bu da yukarıdaki âyette ön oluşum olarak belirtilmiş; daha sonra da "ruhum" ifadesiyle "esmâ-i ilâhiâyenin mânâları" anlatılmak istenmiştir! Bilindiği gibi "ruh" kelimesinin çok önemli bir anlamı da "mânâ"dır.. Şeytan: ''O topraktan meydana gelmiştir, bense ışından!. Muhakkak ki ışınlar maddenin üstünde hükmedicidir, maddeye tesir edicidir. Öyleyse ben O`na secde etmem"!. Yâni, üstünlüğünü kabul etmem!. İblis`in, insanın maddeden, topraktan meydana gelmesi, kendi yapısının ışınsal bir yapı olması sûretiyle onu rahatlıkla etkiliyebilmesi yönündeki görüş, her ne kadar haklı ise de... İnsanın bu madde bedenini yönlendiren beyninin, ilâhi isimlerin hepsini açığa çıkartabilecek (Allah ismi dışında) bir kâbiliyet ve kapasitede var oluşunu değerlendiremeyişinin neticesinde de, "insan"ı ve ondaki "Halife" olma özelliğini inkâr etmiştir!. Bütün bu idrâk edemediklerini inkâr sonucunda da "insan"ın Öz`ündeki, Zât`ındaki, varlığındaki ilâhî mertebeleri müşahede edememek sûretiyle "Allah"tan uzağa düşmüştür!. Şeytan,"Allah"ı anlayamamış, idrâk edememiş, neticede "insan"dan o yüce kemâlin zuhûrunu inkâr etmiş; böylece de "Allah"tan ayrı düşmüş, ilâhî huzurdan tardedilmiş"tir.. Eğer daha da gaflet ederse, karşısındaki "insan"da O`nun varlığını göremezse, bu defa da cin seviyesine düşer, şeytan seviyesine düşer ve böylece de tamamen bedene dönük değerlendirmeler içinde yiyip, içip, zevkedip, "Belki de onlar hayvanlardan da daha aşağıdadırlar" (7179) şeklinde hüküm yer!... ___________ Yani önemli olan kamil-insan olmaktır, o seviyeye ulaşmaktır, özündeki güzelliği görmektir, onu bulmuş olmaktır. Şeytan insanı kendinden alçak görmüş ve anlayamamış insanın özünü, kavrayamamış ve onu reddetmiş, hal böyle olunca Allah da onu uzaklaştırmış. Yani özümüzü bilmeliyiz. Kendini bilen Allah'ını bilir. Enerji; kendi kelimelerimle tanımlayacağım; potansiyel güç. Yani bir işi yaparken açığa çıkan güçtür desem yeterli mi? Ya da iş yapabilme yeteneği. Tam manada güç değil tabi yani ben de burda fizikçi değilim tanımı da zor. Ayrıca düşüncelerimizde de enerji mevcuttur, pozitif ve negatif olarak. Enerji yoktan var edilemez, vardan da yok edilemez, sadece dönüştürülebilir. Ruhun ne olduğunaysa şöyle dicem; yüce yaratıcının nurundan kaynaklanmıştır. _________________ (yahudiler) SORUYORLAR, RUH NEDİR?.. DE Kİ (o yahudilere) RUH RABBİN EMRİNDENDİR!.. VE BUNUN İLMİNDEN SİZE KÂLİL BİR ÖLÇÜ VERİLMİŞTİR..."(17-85) Yâni, Yahudilere denmektedir ki: ''Ruh Allah'ın emridir. Ve ruhun ilminden size belli bir ölçü verilmiştir.'' İlim ne demektir bu önemlidir burda. Buradaki ilim Allah'ın ilmidir, Allah'ın ilmi nedir burda sence? Onu sen düşün ve bana söyle! *İlim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir, sen kendini bilmessen bu nice okumaktır (Yunus Emre) (Kur'an-ı sadece okumakla kalmayıp, anlamını bulmalıyız!) Maddeyi kim yapmışsa o yapmış ya da maddeyi yapanı yapmış, kendi kendini... Yani o ikideki birdir. Bu da onun niteliği, her şeyin bir niteliği yok mu? Tabi ben ne dersem diyim sen tatmin olmazsın çünkü inanmak için sana bilim gerek, ama benim için gerkmez. Ben sana yanlış anlıyorsun diyemem ama kendimin de yanlış anladığımı söyleyemem, çünkü ben kendimi haklı sen kendini haklı bulursun. Bak sana ilginç gelecek ama su Kur'an-da sperm anlamında da kullanılıyor, hatta spermin Arapça'daki tam kelime anlamı suda yüzen kurtçuktur. Tabi Kur'an-da direkt sperm diye geçerse çok itici olur değil mi? Yani insanın dünyaya gelişini, doğmadan önceki halini anlatırken de su tabiri kullanılır. ''Yaradılanı sev, yaradandan ötürü'' yani, her şeyi sevmemiz lazım çünkü her şeyin özü ve kaynağı O. Sen böyle düşünmüyor olabilirsin. Ve sanırım artık görüşlerimi de anlamışsındır. Ayrıca aynı düşünmek zorunda değiliz. Bak aslında dediğin yanlış, çünkü ayrım yapmamalıyız, önce her şeyi bi seviyim nasılsa Allah'ı sevmiş olurum değil, yani her şeyi severken Allah'ı sevmelisin.
  9. Ne mezhebi yaa, madem öyle Türkiye bi mezheple mi yönetiliyor? Ya lütfen kendimizi eleştirmeyelim. Ben bundan nefret ediyorum, gereksiz yere kendimizi topa tutuyoruz. Demişsin ki Avrupadaki din ağırlıklı eğitim verenler özel, gerçekten öyle mi? Tamam o kadar yazıyı boşuna alıntı yapmışım. Ben oraya bi profösörün yazısını koydum ki bana inanmıyorsanız kanıtlara inanın ama nafile........... Ayrıca din derslerinin zorunlu olduğu okullardan da bahsediyor o yazı!!! Benim yazımın sadece bi kısmını okumuşsun. Neyse ben diyorum ki kendimizi onlardan çok biz bölmeye başladık, şimdi bundan da bir şeyler çıkartırsın da yazarsın. Alevi yazması beni rahatsız eder çünkü ben müslümanım niye mezhep yazılsın boşu boşuna, ne gereği var toplumu bölmeye böyle bir konuyla??? Din derslerinin zorunlu olduğu okullardan da bahsediyor o yazı!!! Benim yazımın sadece bi kısmını okumuşsun. Ne Avrupası, onların halkı özgürlük diye çırpınırken, Osamanlı çok daha medeniydi.
  10. LluVia şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Bilmeceler ve Zeka Soruları
    Hadi yaa tüüh o zaman 42
  11. Yok hayır kesinlikle sana değil Ama bir nevi de herkese..
  12. Madde yoktan var edilemez, madde yok edilemez demen yanlış. Şayet enerji maddeye dönüştürülebiliyor ki enerji bi madde değildir!
  13. İnsan maddeyi yok edemiyorsa, insan mı yarattı maddeyi. Kendiliğinden nasıl var olmuş? Kim yapmış yaw bu maddeyi??? Madde hep vardı demek Tanrı hep vardı demekten farksız!
  14. Yetti artık! Kim nasıl düşünürse düşünsün!
  15. Senin de dediğin gibi bilimsel olarak hiçbir şeydir! Bilimin kanıtlayamamamsı olmadığı anlamına mı gelir? Bilimin kanıtlayamayacağı kavramlar olamaz mı? Bunlar benim düşüncelerimden doğan inançlarım. Peki sen nasıl oluyorda maddenin sonsuzluğunu kabul edebiliyorsun, vardı işte diyorsun, madde hep vardı diyorsun, nerden biliyorsun? Ben de bilimin en iyi yol gösterici olduğuna inanıyorum, işte ateitlerin sorunu bu, bilimi sadece kendilerinin önemsediğini sanırlar, biz ******* burda sanki. Ben bilime karşı değilim!!! Pek tabi de savunurum, çünkü bilim olmadan yaşanmaz, insan yaşamı için en gerekli şeydir. Evet işte ben de maneviyatın delilde olduğunu söylemiyorum, bana aynı şeyleri yazdırdın ama ateistler illa da kanıtlayın bakalım diyor, maneviyatı kanıtlamamızı beklemeyin öyleyse. Evet her insan sorgular, ben de sorgulayarak inanıyorum, sorgulamadan değil!!! Her sorgulayan insan ateist olacak değildir, pek tabi daha da dine bağlanabilir. Sorgulamak kişiden kişiye bireysel farklılıklar gösterir, öyleyse sorgulayan insan inançsızdır denemez!! Sevgiler...
  16. LluVia şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Bilmeceler ve Zeka Soruları
    59 olabilir mi acaba????
  17. LluVia şurada cevap verdi: mistik başlık Dini Konular - Din - Dinler
    1999'daki depremde Türkiye'ye kredi verilmiştir hatta bu kredi dediğin gibi rehabilitasyona tahsis edilmiştir. Ayrıca doğal afetler için verilen para yardımlarının sadece bir kısmı geri alınmaz bu da yaklaşık yüzde 25 ya da yüzde 30 civarındadır o kadar!! Paranın büyük bir kısmı geri alınır!!!
  18. Bu yazdıklarının 4'ü de benim anlattıklarımı saf dışı bırakmıyor, destekliyor; 1. Evet ben Allah'ın tekliğini dedim 2. Evet ben de bütün evrenin asıl sebebinin O, yani aslı özünün O olduğuna inanıyorum. 3. Evet O'nun varlığından başka bir şeyi kabul etmediğimden benim için ne O'nu doğuran vardır ne de O doğurmuştur. 4. Evet ben de O'na hiçbir şeyi denk tutmuyorum, çünkü O'na denk tutulacak bir şey yok! Allah'ın bir şeylere muhtaç olduğunu söylemedim. Ben O'na hiçbir şeyi denk tutmadım, sen benim yazdıklarımdan bunları mı anladın, yanlış anlıyorsun beni!!! Ben şu Allah'tır mı dedim ya da bu Allah'tır mı dedim. Hayır, bak sen ne yazmışsın; 2. Allah, Öncesiz ve Sonrasız, Bütün Evrenin Asıl Sebebi. Benim dediğim bundan farklı değil. Peki insan ruhu nedir sence? Bana bunu açıklayabilir misin, peki insan ruhu Allah'ına geri döndürülmeyecek midir? Bu ne demektir. Özüne geri dönmek demek değil midir? Madem savunan sensin, örneği de sen ver, ben burda birisinin çıkıp Kur'an-da bu yazmıyor demesini mi beklicem, ben bunu senle tartışıyorum!! Kendisinden yarattı yanlış mı, bana bul bir kaynak!!! Kur'an-da bunla ilgili bir şeyler yazmıyorsa o zaman anlarım. "Onu kıvama erdirip, ruhumdan üflediğim zaman" (Sad-72) İşte bunu yorumlamak çok önemlidir. Kur'an-ı hikaye okur gibi değil de manasını bulmamız gereken bir kaynak gibi okumalıyız. 1.si, ben Allah'a acizdir demiyorum sözlerimden bu çıkmaz şu çıkar; O'ndan başka bir varlığı kabul etmiyorum ben! Her şeyin özü O'dur. O'na döndürüleceğiz, bir gün özümüze geri döneceğiz!!!! Kur'an-ı ben olması gerektiği gibi yorumluyorum ama insanlar dış yüzüyle ilgileniyorlar sadece!!! 2.si, insana can veren ruhu bana tanımla!!! Özü neymiş? İstersen Kur'an-dan delil getir! 3.sü, ben Tanrı'dan doğmuştur demiyorum, Tanrı'nın birliğidir bu diyorum!!! Şunu bilmeden emin olmayın, Kur'an-ı acaba ben mi yanlış yorumluyorum yoksa siz mi??? Öyle görünüyor ki Kur'an'da oluş ve akışın "biz" (inna) ifadesiyle anlatılarak, "Allah" merkezli bir dil kullanılması, Allah'ın evrenin ruhu olduğunu göstermektedir. Nitekim Kur'an yerleri ve gökleri Allah'ın nuru olarak tasvir etmektedir. Yerler ve gökler Allah'tır dememekte, bilakis yerlere ve göklere Allah'ın "nurunu" izafe etmektedir. Şu halde evrenin tüm zerresinde devaran eden canlılık ve potansiyel enerji "nur"dur. Bedenin canlılığını sağlayan enerji ruh olduğu gibi evrenin canlılığını sağlayan enerji de Allah'ın nuru (ruhu, enerjisi, canlılığı)dır. Yani yerleri ve gökleri derken onlara Allah demiyor, ama O'nun varlığındandır diyor. Tabiat ilahsız olmadığı gibi ilah da tabiatsız değildir. Bunları birbirinden koparmak "deizm" olacağı gibi, birbirinin aynısı görmek de "panteizm" olacaktır. Keza tanrıyı bütün her şeyin belirleyicisi olarak görüp insana ve tabiata hiçbir etkinlik alanı bırakmamak da klasik "teizm"dir. Sevgili La Boheme..... Sen, bilimin her şeyi kanıtlayabileceğine inanıyorsun, bense bilimin kanıtlayamayacağı bir kavramın olduğunu savunuyorum, bu yüzden Allah'ı bilimle kanıtlamak gibi bir derdim yok. Ateistler ise, bilimle kanıtlanamayacak başka birşeylerin olduğuna inanmazlar. Din için bilimin düşman olduğunu yazmışsın, aslında hiç de öyle değil. Çünkü din manevi şeylerden bahseder, bilimin kanıtlamasını da beklemez. Aslında bunun kanıtı bekleyen ateistlerdir. Peki kaçış diyorsunuz da aklıma geldi; ateistler, Allah kavramından ve günahlardan korkulardan vicdanlarını rahatlatmak için kaçıyor olmasın!!! Peki senin için madde hep var mıydı?? Bu da bir mantıksızlık değil midir? Yani Allah kavramı yerine maddeyi sonsuz kabul etmiş olmuyor musun?
  19. Teşekkür ederim
  20. tamam kabul edelim ki işe yaramıyorlar, tamam haklısın ikisi de sıkıntı veren şeyler, ben de bi ara tüylere kafayı yormuştum ama var işte ne biliyim neden var, peki bilimsel olarak neden var ki??? yalnız 20lik dişlerle ilgili yazdığımı yanlış yorumlamışsın; mesela düşünelim; eski devirleri düşünelim dişçiler yoktu, insanların dişleri çürüyüp dökülüyordu ve yerine gelen 20lik dişler boşluğu dolduruyordu. ama bilim geliştikçe dişlerin çürüyüp gitmesi yerine dolgu yapılmaya başlandı bu da çok fazla dişe sebep oldu. Belki de bilim dişe dolgu yapmak yerine çekmeliydi Ya böyleyse... Böyle değil diyemediğimiz gibi böyledir de diyemeyiz ve sadece düşünce olarak kalır. Ya da eski devirlerden beri insanların çene yapıları küçülmüş olabilir de ki benim çenem küçük olduğundan dolayı 2 dişim çekildi 20likler de yolda onlar da çekilcek, 28 dişli olcam işte bak bende ki diş sayısı 28 diye herkes de 28 değildir ama benim çocuklarım da olursa onların da çene yapılarının küçük olma olasılığı var Ve lütfen tüylerle 20liklerden daha bahsetmeyelim çünkü ben de bilsem sana anlatcam ama sadece fikir yürütebilirim doğru budur diyemem sana!
  21. LluVia şurada cevap verdi: mistik başlık Dini Konular - Din - Dinler
    İsimlendirme farklı ana teması ise tamamen farklı, Tanrı sadece doğa değildir benim inancımda, yani panteistler maddeyi Tanrı kabul eder!!!! Bakın sayın Muki, ben kamu kuruluşlarından değil devletin kendisinden gelen yardımlardan bahsediyorum!!! Bana öyleyse ingiltere, amerika, fransa, italya, yunanistan, ermenistan .... vs. gibi ülkelerden gelen ve devletin kendisinden gelen yardımlara örnek gösterin ki göreyim ben yanlışsam bileyim!!! Ayrıca, insanlıkla devlet adamlığını lütfen karıştırmayın, bir devlet adamı çok fazla acımasız olabilir!!! Ve bir devlet adamı halkının parasını başka bir ülkeye rahatlıkla gönderebilecek kadar da duygusal olmamalıdır, şayet gönderiyorsa bu genelde borç olur!!! Devleti yönetmek çok farklı bir iştir! Öyle basit değil!!!
  22. Sağol teşekkür ederim aslında ben de böyle bir şey demeye çalışıyordum ama adlandıramadığım için öyle tabir ediyordum. Öğrenmiş oldum, demek ki demek istediğimin bi adı varmış
  23. Sanırsam öylesiniz ama bu soruyu sorduğunuzdan dolayı emin olamadım şu anda. Yoo hayır ben asla hiç kimseye akılsız demiyorum, lütfen beni yanlış anlamayın ki akılsız olsaydı ateistler düşünerek Tanrı'nın olmadığı kanısına varamazlardı. Her türlü düşünce düşünebildiğimiz için vardır zaten. Ayrıca şunu da eklemeliyim ki benim düşünceme uymasa da bi başkasının düşünceleri benim için değerlidir.
  24. Bak olay sadece tüylerden ve 20lik di?lerden ibaret de?il! Var ya insan?n di?i gibisi yoktur biliyor musun??? ?nsan?n di?i kanal tedavisi yap?ls?n ama yeter ki çekilmesin. Belki 20lik di?ler di?i çok fazla çürüyüp çekilen insanlar içindir. Kemik yap?s? insandan insana de?i?ir. Ayr?ca bilimsel konu?ay?m; Ben evrime hem inan?yorum hem inanm?yorum yani bir nevi -bir yere kadar- inan?yorum; ?nsanlar?n maymundan geldi?ine inanm?yorum, öyleyse maymunlar nerden geldi???? Ama ?una inan?yorum, de?i?en ya?am ko?ullar? insanlar? hayvanlar? tüm canl?lar? etkiler. 21. yüzy?lday?z ve yedi?imiz ?eyler, içti?imiz ?eyler, ya?am ko?ullar?m?z ve yapt???m?z her?ey o kadar de?i?mi?tir ki. ?nsan var oldu?undan beri de de?i?mektedir ve insanlar da bu de?i?ime biyolojik olarak uyum sa?lamaktad?r, mesela her neslin önceki nesilden biraz daha uzun olmas? gibi. Yani 20lik di?lerin çok eski zamanlarda bir sorun te?kil etmedi?ini bilemeyiz. ?nsanlar?n a??z burun çene yap?lar?n?n de?i?ip de?i?medi?ini bilemeyiz, 20lik di?ler yava? yava? buna uyum sa?layacak belki de. Dedim çünkü art?k gülesim geliyor Tüylerde tak?ld?k a?da tra? falan Yani art?k b?kt?m tüy laf?n? duymaktan!!! Çünkü hep ayn? ?ey.............
  25. *Kesin konuşmamın, sizin ve ya başkaları için gerçeği ifade edeceğini belirtmedim. Ama benim kendi gerçeğimi ifade edeceğini biliniz. Benim lafımı alıp açıklayarak yazmışsın, bu söylediklerinin benim cümlemle hiç bir farkı yok. Evet uydurmuş olduğumu da düşünebilirsin ya da bana hak veredebilirsin bu görüş farklılıklarından çıkar. Sen bir tek bilimi baz alabilirsin, ama bilimin kanıtlayamayacağı bir kavramların olup olmayacağını düşünmezsin. Ama ben düşünürüm!!!! Banayıllarca ailem farklı şeyler öğretti şayet aklım var ki düşünüyorum, ve inandığım her şey evet haklısın bana ait, yani ailemin bunca söyledikleri boşa gitti ve kafam karışmadı gayet net. Bu yüzden çocuk örneği tamamen doğru sayılamaz ki insanlar kendine öğretileni de irdeler sorgular, şayet sen sorgulamasaydın ateist olabilir miydin??? Bak benim annem müslüman babamsa sadece kimlikte öyle gözükür çünkü babam senin gibi ateist. Bense ne annemin ne de babamın düşüncelerine sahibim. Herkes kendi aklıyla bulur Tanrı'yı da inançsızlığı da. Mesela babam da müslüman bir aileden geliyor ama ateist. Neden? Sen niye ateistsin. Küçükken sana bir şeyler öğretmeyi denemişlerdir muhakkak.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.