Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
AVRUPADA SOSYAL DEMOKRATLAR SECIMI KAYBETTIMI
DP'de seçim depremi 1) Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar görevinden istifa etti. 2) Antalya CHP İl Başkanlığı önünde bir grup partili, görüntülenmek istemediklerini söyleyerek gazetecilere saldırdı. Sandık sonuçlarından beklediklerini alamayan CHP'liler, parti il binası önünde bekleyip görüntü çekmeye çalışan gazetecilere saldırdı. Çıkan arbede araya girenler tarafından önlenmeye çalışılırken, olay yerine takviye polis ekibi çağrıldı. 3) herkes üzgün ,bunu anlayisla karsilamak lazim yalniz bunu arbedeye cevirmeye gerek yok .. 4) bu kadar keskinlesen Türkiye tablosundan sonra yüzde ellilere bölünüyorsa ,bu asilamayacak sorun degil.? Türkiyemizin gelecegi icin .. bundan sonra herkese kendi üzerine düsen görev ATAMIZIN EMEKLERI BOSA OLMADIGININ MÜCADELESINI VERMEKTIR bu Türk halkina yakisan görevi herkes üzerine düsen sorumlulugunu daha iyi görüp yerine getirecektir. bu saatten sonra .? Türkiyenin bir bes sene daha kaybedecek zamani yok bilhassa bu görevin agirligi Akp,i destekleyenlere düsüyor.? buyursunlar bir bes sene daha onlarin..!! Türkyemiz icin güzel dileklerinizi yerine getirin.? herkese bu secimin hayirli olmasi dilegiyle yamyam frankfurt
-
SECMEN SANDIK BASINDA
Vatanimiza ve Milletimize hayirli olsun, Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. M.K.ATATÜRK
-
ÜLKE SOYULUYOR...
Bir ülke daha nasil soyulur .? saat ufak geldi ,,önümüze bir sehirin görüs acisini kaybedecek gemiyi koydular..!! nihayet onu gördük .! bu gördüklerimiz ,,görmediklerimiz görme oranimiz bu aksam detaylariyla ortaya cikacaktir.? göremedigimiz,, oranda,, gelecegimiz soyulmaya devam edecektir.. bu oranin kücük olmasi dilegiyle Aksami bekliyoruz... yamyam frankfurt
-
YARIN... (AKP'NİN DOĞAL MÜTTEFİKLERİ, ABD.. İslamcı Arap sermayesi.. AB.. Kıbrıs Rumları.. Yunanistan.. Ermenistan.. Talabani.. Barzani.. PKK.. )
Arkadasim ben Türkiyemizi savunuyorum su andaki durus acimiz hani derler ya sirhat köprüsü gibi artik bunu anlamamazlik olmaz.. dis gücler diyoruz .? unutma bizde bir gücüz düne kadarda öyleydik gene öyleyiz bir örnek Amborgoya karsi bile dünün kibrisi bunu basarmakda buda güc meselesi.. ve gücün ta kendisi .. silahi az olan güc..!! bizi düsündüren son 5.senede gelinen nokta .? bu farkli olan sey senin bahsettigin.? güc meselesi degil ,, bir nevi osmanlinin son dönemleri gibi ,,yönetim anlayislarinin getirdigi nokta simdi gelisen dünyada ne yazikki bu noktaya gelmek bes senede yetiyor ikisenede ,,evet bizim geldigimiz nokta ..bu bu noktadan kurtulmak icin silahi eline al nereye gideceksin kime neden ,,vede neden silahla ,silahla üzerine gelen yokki.? arkadasim benim dünya görüsüm elbette farklidir haklisin ne kadar farkli bilemiyorum .? onu sen gözlemliyo biliyorsun benim secenegim bu noktadan kurtulmak ícindir baska partide olabilirdi ..ve öyleydi..? tabiki bu durumdan kurtulmak icin paska parti secenegide var .? yok demiyorum fakat bugün düsünce itibariyle chp,yi yakin bulmam ben yurt disinda ve Ailemin cogu burda ve biz Avrupada on milyon Türküz. bunda benim karar kilmam daha mantikli görünüyor ..? ve sayin baykala ragmen. chp daha yakin görünüyor..!! bizlerin gelecegide önemli.? bizleri önem veripte soyup gidenleride cok iyi taniyoruz.? gecen secimde renk degisikti bu secimde ,demokratik haklarimi ondan yana bir dahaki secimde ne olur ..? onu hep beraber burda yasayacagiz..? Saygilarimla yamyam frankfurt
-
YARIN... (AKP'NİN DOĞAL MÜTTEFİKLERİ, ABD.. İslamcı Arap sermayesi.. AB.. Kıbrıs Rumları.. Yunanistan.. Ermenistan.. Talabani.. Barzani.. PKK.. )
ABD ye ve AB ye karşı durmak ,,deyince ne anliyoruz,, onlari yok saymak ise yönetim anlayisi üzerine ozaman bütün dünya halklarini yok saymamiz lazim öyle degilmi ,,onlar hegomanya kuruyorsa ,,onlar kadar kurduranlarda suclu,, ozaman kurdurmayacaksin,, rüsvet almayacaksin.. cocuguna gemicik almayacaksin bu ülkeyi adam gibi yönetim ülkeyi tam kapasite calistiracaksin .? yani hercesit suclu cok,,yönetim anlayislarina bakarsan dünyada herbiri birbirinden suclu.? ozaman gemicik almayan bu ülkeyi ben yönetirim diyen ve köküde saglam olan ,cumhuriyetin temelinden yetismis olan parti vede meydanlara bir cicek bahcesine ceviren halkimiza bir sans vermemiz gerekiyor buda .? buda ozaman yapilmasi gereken senin varmak istedigin hedef o,nedir ve basariya nasil ulasir ilk önce onu tasarla ..!! iyi düsünelim bu sadece örnek ,, örnegin demokrasi ise ozaman herkese esit mesafe.? fasizim ise sana zit olan biriyle bile ortak hareket amac hedefe ulasmak .? bu ince ayrintilari iyi hesaplamazsak bu dünyayi kirletenleri hep arka cikmak olur ve o ortamda kaybolur gideriz..amacda o degilmi bizlerin kaybolmasi degilmi.? jön kardesim bu saatten sonra oylar bölünmez ,,bu ülke hepimizin ,,birileri haric ,,zaten onlar kardeslikten korkuyorlar.? unutma onurlu dis politika bizleride onurlandirir bizleride sizler kadar korur .. hersey senin durusuna bagli.? yarinlar bu güzel halkin mutlu olmasi dilegiyle ,,mutlu yarinlar. Saygilarimla yamyam frankfurt
-
BASBAKANIMI BULDUM ...
Başbakanımı buldum... SAATİNİ "On bin dolar" diyerek küçültebildi, haberlere göre "saatçik"i cebine soktu... Ama "gemicik" saklanacak gibi değil. Boyu 100 metreden fazla, içine 400 TIR sığıyor ve kırmızı rengiyle öyle denizin ortasında duruyor. "Gemiciği" görenler "Küçük Emrah"ı görmüş gibi oluyorlardır. Anladığım kadarıyla Başbakan’ın her şeyi küçük: Saatçik, gemicik, villacık, paracık... Aldığı oy büyük: Yüzde 48’in üzerinde. * Tarhan Erdem’in şirketinin dünkü Radikal’de yayınlanan kamuoyu yoklamasına göre; yüzde 48... Allah’a şükretmeliyiz ki bu erdemli tarhana yoklamalar hiçbir zaman tutmuş değil. Yine de AKP yüksek oy alır mı?.. Alır... Çünkü; Tayyip Erdoğan’ın bu başarısı, demokrasinin iki önemli özelliğine dayanır. Birincisi: Demokrasilerde her toplum layık olduğu yönetimi mutlaka bulur. Tayyip Erdoğan bu topluma göre bir "Başbakan"dır. Demokrasi; sosyal yapıları ve kültürleri aşağı yukarı eşit insanların rejimidir. Toplumun çoğunluğu zırcahilse... Büyük çoğunluk okumaz, görmez, düşünmez, sessiz, kaderci ise... Bilinç-erdem kazanamaz. Tayyip Erdoğan yine "Başbakan"dır. * Demokrasinin bu iki özelliği Erdoğan’a yarar... Nasıl ki demokrasinin bu iki unsuru Demirel’i yedi kez geri getirdi... Nasıl ki Tansu Çiller’i, Mesut Yılmaz’ı, hatta Necmettin Erbakan’ı bu memlekete "Başbakan" yaptı... Nasıl ki bu toplum elli senedir; ABD’ye göbek bağı olmayan, sermayeye hizmet etmeyen, ailesi, çocukları, yeğenleri, bakanları kire-pasa karışmamış bir tek "Başbakan" bulamadıysa... Öyle... Böyle bir toplumla demokrasinin buluştuğu yerdeki, kaçınılmaz acı gerçektir bu: Erdoğan yine "Başbakan"dır... Ve ben "Başbakanımı" buldum sayılır...
-
Çocuk cezaevinde tecavüz skandalı
tecavüz degil bir nevi pazarlama . Bilemiyorum ,,artan nüfus cogalan sorunlar beceriksiz üc kagitci kadrolar bu ülkeyi daha ne kadar bu sartlarda yönetebilecekler,, nedir bu ****** kadrolarin bu ülkeyi kene gibi yapismis ben yöneticem sevdasi.. dünyada su andaki itibarimiz sifir ..? artik itibar aramayin Avrupayi artik katmiyorum,, bu ayaklarla Afrikada bile kimse bizi adam yerine koymaz...icra memuru gibi IMF de basimizdan ayrilmaz icra memuru olsa iyi borcunu bir sekilde kapatir ..? gider.. basimizda gardiyan gibi durmasi ..!! istedigi zaman istedigini yapabilmek icindir yani istedigi ülkeyi seni pazarlayabilir.. abartma degil gercek bu ..? cünkü IMF banka degil bir nevi pazarlayici ..!! seni istedigi sekilde pazarlar..satar ? bizim hapisanelerin durumuda ayni hep degisecek diye bekledik ,sunu yaptik bunu yaptik hep ayni tas ayni hamam gardiyanlara gelince gelisen olaylara seyirci kaliyorsa ,,onunda bu pazarda payi var anlamina gelir ..? nedenmi, onun görevi ordaki yasantiyi takip etmektir... cünkü ordaki ücgün süren tecavüzün farkinda demektir .. evet bizler tümden bitmisiz hangi tarafa eline atsan bir seyler bulasiyor , tabii bu olayin cikmasi bir tesadüf olamaz püf noktasi burasi ..? cünkü bu olaylari meydana cikarmazlar hertürlü oyunu oynarlar genede örtbas ederler fakat benim tahminim bu olayin arkasinda ,,17.yasindaki Almanin antalyada hapiste olmasi ,, bizleri cok kötü günler bekliyor ,,sezmemekte ****** olur..!! Almanyada bu olay büyük proganda malzemesi olarak kullanilacaktir bekleyelim görelim..İZMİR,n Bergama İlceside almanlarin dize getirdigi yerdir..? ne tesadüf tecavüz olayini nefretle kiniyor ve ayni sekilde gardiyanlarin durus acisini protesto ediyorum ,, artik bu ülke icin var olun ve görevinizi adam gibi yapin..? Saygilarimla yamyam frankfurt
-
TÜRKiYE,Yi TÜRKLER YÖNETMELiDiR
Sayin hakanaytac Türkiye'yi Türkler yönetmiyorlar ya da yönetemiyorlar!.. evet arkadasim bizler bunu basarmak zorundayiz ..? vede basaracagiz bunun farkinda olanlar..!! bugun ilk önce müslümanim arkasindan zorunlu olarak Türküm diyor senin bahsettigin gibi ne yazikki öyle..? Türkiyemizin milli, manevi meselelerine egilen, savunan, Türk kültürünü, Türk insanini, tarihini, Ata,sini, ordusunu, assaglamayan, Türkiye,mizi peskes gecmeyen bir Türk Hükümeti icin 22. Temmuz 2007 hayirli, ugurlu olsun ! diyorum simdiden Türkiye Cumhuriyeti,ni ancak Türkler savunur, korur. Kukla iktidarlar degil ! bunu tekrarliyorum Ve farkindaysan degerli arkadasim, hakanaytac ,,Sayin Erdogan da iyi bir Milliyetci, Mukaddesatci oluverdi. .. Nasil olmasin ? Tek Bayrak, Tek Devlet, Tek Cumhurbaskani (dindar), tek ve tek Basbakan, bir de ,dokunulmaz" tartisilmaz ,biz yapariz, biz ederiz,kabadayiligi...bu kabadayilik degil bizlerde az cok bütün Türk halki gibi yasadik olsa olsa bu kabadayilik senin bahsettigin Atamizda olmayan yakistirilan Irkcilik kimlere daha cok yakistigini ortaya koyacak sekilde siritiyor..? Tabiiki su ,milliyetci, ve ,devletci,kavramlarinida kafamizi fazla yormasak,, Türkiye,yi Türkler yönetmiyorlar ya da yönetemiyorlar!.. tarihe karisacak evet Halk olarak bunu basarmak zorundayiz..ozaman bu ulus bu ülkeyi yönetecektir..Türklerinde bu ülkeyi nasil yönetebilecegini herkes görecektir bir Almanin bir fransanin bir hollandalinin yönettigi gibi yönetebilecegini ..unutmayalim onlar birer göcmen ülkesi konumunda olduklari halde..? kusura bakma biraz daginik oldu ise gec kalmamak icin biraz acele yaziyorum bende senin degerli görüslerini saygiyla katiliyorum. Saygilarimla yamyam frankfurt
-
TÜRKiYE,Yi TÜRKLER YÖNETMELiDiR
Türkiye'yi Türkler Yönetmelidir... Yazının başlığını kimileri yadırgayacaktır, milliyetçilik sayacaktır; vatan sevmezliğin moda olduğu bir dönemden geçiyoruz; Türk sözcüğü dışarda ve içerde tepkilere yol açıyor... Oysa desem ki: - Almanya'yı Almanlar yönetmelidir... - Fransa'yı Fransızlar yönetmelidir... 'Malumu ilam' dır bu gibi laflar; kimse tümcenin içinden milliyetçilik, ırkçılık gibi anlamlar çıkaramaz, zaten gerçek de böyledir; her ulus devlette egemen olan çoğunluk milletin ta kendisidir. * Ne var ki bizim az gelişmişliğimizden mi kaynaklanıyor, nedir, Türkiye sanki görünür görünmez işgal altında... Türkiye'yi Türkler yönetmiyorlar ya da yönetemiyorlar!.. Bu olgu öyle bir hale geldi ki Amerika Türkiye'de 'Ilımlı İslam Devleti' kurmaya kalkıştı... Ne demek bu?.. 'Devleti Türkler yönetmeyecek' demek... Kim yönetecek?.. Müslümanlar!.. Peki, Türkler yüzde 99.5 oranında Müslüman değiller mi?.. Nedir bu maskaralık?.. * Türkler ne zaman kurtulurlar, kalkınırlar, çağdaşlaşırlar, bunalımlarını aşarlar?.. Türkiye'yi yönetmeye başladıkları zaman... Ekonomi yönetimi IMF'nin elinde... Paraya, bankaya, maliyeye, borsaya, üretime, tüketime, tarıma, endüstriye, faize, ranta ilişkin ne varsa eloğlu karar veriyor... Türkler ne yapıyor?.. Ne denirse onu yapıyor!.. * Ya politikada ne oluyor?.. PKK denen terör örgütü Kuzey Irak'taki üslerinden kalkıp Türkiye'ye saldırıyor, Türkleri öldürüyor... Türkler, Kuzey Irak'ta PKK'yi koruyan ABD'ye karşı bir şey yapamıyorlar... Neden?.. Çünkü Türkiye'yi Türkler yönetmiyorlar... * Türkiye'de ekonomiyi IMF, politikayı ABD yönetiyor... Seçimlerde taraf ABD... ABD'nin kuklası AKP... "Ilımlı İslam Devleti" kuracakmış AKP... Peki, Türkiye'de ABD kuklası AKP Amerikancı 'Ilımlı İslam Devleti' kuracak da Türkler bu işin seyrine mi bakacaklar?.. * Türkiye, Türkiye'yi Arap-Amerikan ortaklığı değil, ancak Türkler yönettiği zaman kurtulur. Ilhan Selcuk .................................. ........................... Halkimizi ..assaglamayan, Türkiye,mizi peskes gecmeyen bir Türk Hükümeti icin 22. Temmuz 2007 az kaldi ! Türkiye Cumhuriyeti,ni ancak Türkler savunur, korur. Kukla iktidarlar degil ! NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE yamyam frankfurt
-
30 Aylık AKP İktidarı
17 Temmuz 2007 Erdoğan: Oğlum gemi değil gemicik aldı ANKA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oğlunun gemi almasının almasının abartıldığını belirtti. NTV’de yayınlanan “Seçim 2007” programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, oğlunun gemi almış olmasının medya tarafından büyütüldüğünü söyledi. “Gemi var gemicik var” diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bir de bunun sıfırı var, eskisi var. Siz kalkar, 15-16-17 yaşında bir gemi alır ve küçük gemi de küçük bir gemiciklerden olursa ve bunun da ödeme koşulları da gayet iyi olursa, kendi kendini ödeyecek durumda olursa niye alınmasın? Taksidini de bu gemi ödüyorsa yapabilirsiniz." inanamiyorum cevap ne kadar halkimizi yanilticak sekilde verilmis ..? Taksidini de bu gemi ödüyorsa yapabilirsiniz." evet kimkime senin ana sermayen olmazsa o miktarda kredi verir...en az banka kadar olmazsa ,,bu gemi tekne degil,taka degil sandal hic degil.. ozaman her vatandas bankaya kosar ..!! alir bes katli bina yerlestirir bes kiraci dört kiraci borcunu oder ,, bir kiracin gelirinide cebine atar buyrun kisadan köse dönme..? buyrun bunuda savunanlar kosun bankaya..!! BIR GEMICIKTE SIZ ALIN ona gücünüz yetmiyorsa beskatli bina..? yok öyle birsey miktar ne kadar büyürse ana sermayende okadar büyür faizide ikiye katlanir,dörtte katlanir miktara göre büyür.. sadece ufak anlasilir sekilde izahat etmeye calistim...senin gücün yetmez senden gelecek neslininde ondan sonra geleceklerinde yani geri ödemeyi devam etsinler gücün yetmez ? ..iste bir ülkenin halki böyle sefalete sürüklenir..? evet ya bu ülkede halkimizin üzerinden acimasizca milyoner olanlar..yarin onlarin cocuklari benim cocuklarimi..! yönetmeye aday olacak..!! NEDEN ONLAR,, CÜNKÜ SERMAYE ONLARDA IMANDA ONLARDA.. bütün gemicikler paraciklar bu ülkede ucusuyor..sefalette öyle..!! nasil sahip olmuslar ne önemi var.. yamyam frankfurt
-
İŞTE AKP'NİN 22 AYRI YOLSUZLUĞU... (Ülke soyulurken vatandaş yoksullaşıyor... AKP ve yandaşları kazanıyor... Oğlu 4 yıl önce burslu okuyordu...)
PKK kamplarının da bulunduğu Kuzey Irak’ın elektrik ihtiyacı Türkiye'den karşılanıyor. Olay bununla da kalmıyor. Türk halkına 12.4 kuruştan verilen elektrik Kuzey Irak'a 8.8 kuruştan satılıyor. Ortaya çıkan zarar ise Hazine'den karşılanıyor. CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, PKK kamplarının da bulunduğu Kuzey Irak’ın elektrik ihtiyacının, "AKP’nin yandaşı olan Karadeniz Toptan Elektrik Ticaret AŞ tarafından" sağlandığını iddia etti. CHP’li Karademir yaptığı açıklamada, AKP Hükümeti ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun, 2003 yılında Karadeniz Toptan Elektrik Ticaret AŞ’ye (KARTET) Irak’a elektrik ihraç etmesi için özel izin verildiğini belirtti. KARTET firmasının "AKP yandaşı" olduğu ileri sürülen Karadeniz Holdingin kuruluşu olduğunu ifade eden Karademir, “KARTET Türkiye'den elektrik ihraç eden tek özel şirkettir. İsrailli işadamı Sami Ofer’in ortağı Global yatırımın sahibi Mehmet Kutman Karadeniz Enerjinin dolaylı ortağıdır” dedi. “AKP Hükümeti terör üssü Kuzey Irak'a bu şirketin aracılığı ile elektrik kıyağında bulunmaktadır” diyen Karademir, şöyle dedi: “Türkiye halkına ve sanayicisine 12.4 YKr'den elektrik satan AKP iktidarı Kuzey Irak'a 8.8 YKr'den elektrik ihraç edebilmek için özel yasa çıkartmıştır. 13 Mart 2005 tarih 25754 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yasa ile KARTET’e, TETAŞ yerine daha ucuz fiyata EÜAŞ'den elektrik alma imkânı sağlanmıştır. AKP yandaşı KARTET'in ucuz elektrik ihracatı sebebiyle elde edemediği kar ise, Ağustos 2006'da AKP Hükümetinin aldığı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda ÖTV sıfırlaması yapılarak Hazine'den karşılanmıştır. Diğer deyimle, Kuzey Irak’a verilen elektriğin parası Türk halkının cebinden çıkmaktadır.” hürriyet buda olurmu..
-
TESETTÜR ,TESETTÜR,TESETTÜR
TESETTÜR OTELLERİ AKP DÖNEMİNDE DÖRT KAT ARTIŞLA 6’DAN 27’YE YÜKSELDİ “Muhafazakarlara Özel Tesis”, “Alternatif Tatil” sloganlarıyla pazarlanan tesettür otellerinin sayısı, AKP döneminde 4 kat artarak 6’dan 27’ye yükseldi. Kimi başından beri aynı tarzda faaliyette olan, kimilerinin ise daha sonra tarz değiştirdiği “tesettür otelleri"ne 5 yeni otel eklenecek. AKP’nin iktidarda olduğu dönemde “Tesettür oteli” sayısının 4 kat artışla 27’ye ulaştığı belirlendi. ................................. ........................... önemlimi zamaninda yugoslavyada bizim kadar kuvvetliydi ,birlik vardi ordusuda dünyada sayili ordular arasinda yer aliyordu.. fakat birileri icten icten okadar güzel islediki kimsenin düsünmedigi sekilde koca yugoslavya Titonun ülkesi bugünkü hale geldi..!! bugün bakiyoruz bölünen yugoslavya halki bu savasta cektigi aciyi unutmus bugünkü geldikleri duruma üzülüyorlar..? bölünen yugoslavya halki evet icin icin o günkü yugoslavyayi ariyor ..araya birileri girse tekrar birbirlerini kucakliyacaklar..? ne garip degilmi.. ne kadar aciki kimisi oglunu ,kimisi en yakinini vede en vahsice katletildigi halde ..ve savasin etkileri hic bir zaman üzerlerinden gitmeyecegi halde.. yugoslavya halki yugoslavyayi ariyor.. Bizler ne yapiyoruz önümüzde ,,veya yakin tarihimizde yasadigimiz olaylardan ders almadan bir yerlere Atimizi dört nala sürüyoruz..? bumudur bu halk sevgisi .. bumudur bu vatan sevgisi bumudur insan sevgisi.. bumudur bu cografyaya armagan edecegimiz örnek ..? cagdaslik örnegi bizler bu dünyaya hic birsey armagan edemeyecekmiyiz.. o zaman söyleyin bu dünyaya bizler ne armagan ettik illahin bir seyleri söylerken yazarken biraz saklanarakmi yazacagiz..? ben burda Anamin bacimin esarbini tesettürünü konusmuyorum ..? tarlada bayirda saklanmayan Anam bacim ..? neden böyle ..!! bu otellere ihtiyac duysun..kimler buna tesvik ediyor nicin ..neden ..? bu ülke hepimizin neden birbirimizden saklanma ihtiyaci duyuyoruz...Laik Demokrasi bir ülkede yasiyorsak neden..? bu kamplasma neden..bunun sonu nereye gider..? BiR BiLEN VARMI ... yamyam frankfurt
-
Eğitimli ve Sağlıklı Toplum...
16 Temmuz 2007 Karga tulumba ambulansa taşınırken yere düşürdüler Ali LEYLAK/ŞANLIURFA, (DHA) ŞANLIURFA’da yeşil kart bürosu önünde sıra bekleyen 18 yaşındaki Rahime Taş, aşırı sıcaktan bunalarak bayıldı. Görevli, karga tulumba taşıdıkları kızın kolunu ambulansın kapısını açmak isterken bıraktı. Bir de yere düşen kız daha sonra ambulansla hastaneye götürüldü. Eyyübiye Mahallesi’nde oturan Rahime Taş, sabah saatlerinde vizesini yenilemek için Bahçelievler Mahallesi Tekel Caddesi’ndeki yeşil kart bürosuna geldi. Aşırı sıcakta uzun süre sıra bekleyen Taş, baygınlık geçirdi. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine 112 Acil Servis ambulansı geldi. Sağlık ekibi, sedyeyi ambulansta bırakıp Rahime Taş’a müdahale etti. Bir polis memurundan yardım isteyen göervliler, kendine gelmeyen Taş'ı karga tulumba ambulansa taşımaya çalıştı. Görevli, karga tulumba taşınan kızın kolunu, ambulansın kapısını açmak isterken dalgınlıkla bıraktı. Bir de yere düşen Taş, yaşlı bir vatandaşın yardımıyla tekrar yerden kaldırılarak ambulansa konuldu, Şanlıurfa Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Hava sıcaklığının 40 derece olduğu Şanlıurfa’da, Taş'ın baygınlık geçirmesinin ardından yeşil kart bürosu önünde sürekli ambulans bekletilmeye başlandı. ................................ .............................. Karga tulumba ambulansa taşınırken yere düşürdüler ..? iste geldigimiz nokta hergün yeni bir haber yokki hastayi tasirken düsürmesinler..!! hergün bu konuda yeni haber ya kurtarirken rahmetine kavustururlar yada karga tulumba arabanin icine atarlar hasteneye yolculuk baslar..kapinin önünde biter..!! hicbir Allahin kuluda artik bunlara son deyip tepeden tirnaga yeni düzenleme getirsin.. Türkiyenin incisi yandi bu hafta Bodrum ..yanmadan önce zenginlerin yatlariyla bodrum yanmisti merkez yatlardan görünmez yatlarin icinde kaybolmustu..ne tuhaf ..yurdun hertarafi yaniyor gören yok .. NEYMIS EFENDIM YATLAR IYI KAZANDIRIYORMUS...hadi canim sende,, paralar karga tulumba olduktan sonra . bizdeki anlayis ,bizdeki egitim ,saglikli toplum ..evet Allahimiza sükür cok saglikliyiz.. yamyam frankfurt
-
Eğitimli ve Sağlıklı Toplum...
Laik demokratik Cumhuriyetin altını oymak için yeni taktikler iste böyle uygulanıyor..rant pesinde kosmayla bu ülke bir adim bile atamaz.. yamyam frankfurt
-
TÜRKiYEMiZI SAMAR OGLANINA CEViRDiLER
İran polisi Türk Fuarı’nı bastı Tahran’da düzenlenen Türk kadın moda fuarı, firmaların tanıtım katalogları ahlaka aykırı bulunduğu için ikinci gününde polis baskınıyla kapatıldı. Devamında açılacak erkek moda fuarına da ’yerli üreticiyi koruma’ bahanesiyle izin verilmiyor. İRAN’ın başkenti Tahran’da düzenlenen Türk firmalarının düzenlediği Bayan Giyim, Spor Giyim ve Çocuk Giyim Fuarı ikinci gününde ’ahlak polisinin baskınıyla’ kapatıldı. Bu fuarın hemen ardından 18-20 Temmuz tarihlerinde düzenlenmesi planlanan fuara ise ’İranlı konfeksiyon üreticilerini koruma gerekçesiyle’ izin verilmiyor. Expotim Uluslararası Fuarcılık Organizasyonu A.Ş. tarafından Tahran Hedjab Etkinlik Merkezi’nde düzenlenen fuarlar için İran’a giden firma temsilcilerine herhangi bir kötü muamele olmadığı ancak, polisin kadınlara dönük fuarın ikinci gününde tüm fuar ziyaretçilerini Türk firma sahipleriyle birlikte alan dışına çıkardığı öğrenildi. Tahran ahlak polisinin Türk kadın giyim firmalarının tanıtım kataloglarını ahlaka aykırı buldukları ve kadınlara dönük fuarı bu nedenle kapattıkları bildirildi. 18 Temmuz’da başlayacak erkek giyim fuarının da ’fuar şirketinin evrakı eksik ya da İranlı hazır giyim üreticilerinin baskısı var, Türklere karşı korunmak istiyorlar’ gerekçesiyle açılmayacağı bildirildi. Fuar için Tahran’da bulunan firmalardan Harput Giyim’in sahibi Musa Atlı, "Biz erkek giyim fuarı için geldik. Kadın giyim fuarında olanları gördük. Şimdi erkek giyim fuarının da yapılmayacağı söylenince bizzat ben Büyükelçilikten bilgi istedim. Bizimkiler ’firmanın evrakı eksik’ diyor ama fuarcı arkadaşlar bunun bahane olduğunu, polisin kadın giyim firmalarının kataloglarını ahlaka aykırı bulduğunu anlatıyor" dedi. Ramsey Dış Ticaret Temsilcisi Sadettin Üçeyler de pazartesi (bugün) sabah Tahran’a gitmek için hazırlık yaptıklarını belirterek, "Ancak bizi aradılar ve ’gelmeyin, erkek giyim fuarı açılmayacak, iptal edildi’ dediler. Ne yapacağımızı şaşırdık" diye tepki gösterdi. Geçen yıl da olay çıkmıştı Giyim Fuarı geçen yıl da olaylı bir şekilde düzenlenmişti. Fuar için Tahran’a giden bazı gazeteciler gözaltına alınmıştı. İranlı kadınlar özellikle Türk firmalarının iç giyim ve abiye ürünlerine büyük ilgi göstermişti. ...................... ...........
-
TESETTÜR ,TESETTÜR,TESETTÜR
Bu da Kilis'in Aqua Parkı 16 Temmuz 2007 Kilis'te, havaların aşırı ısınması ile birlikte tatile gitme olanığı olmayan çocuklar, sağlıklarını hiçe sayarak hem eğlenmek hem de serinlemek isterken kendilerini tehlikeye atıyor. ÇOCUKLARIN İÇLER ACISI DURUMUNUN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN Televizyonlardan izledikleri 5 yıldızlı otellerdeki eğlencelere özenen küçük çocuklar, Cengel Semti’ndeki Atık Su Arıtma Tesisleri’nin çıkış noktasındaki büyük boruların içine girip kayarak içi pis su dolu çukura atlıyor. Kaydıraklarda eğlenircesine çığlıklar atıp mutlu olan çocuklar, “Kilis’te deniz yok. Hayatımızda hiç tatile bile gitmedik. Borunun içinden kayıp su birikintisine atlıyoruz. Belki pis olabilir ama serinlemek ve eğlenmek için başka çaremiz yok” dedi. Mahalle sakinleri çocuklarını kontrol etmekte zorlandıklarını, kayarken yaralanmalarından veya boğulmalarından korktuklarını söyledi.Reşit ÇELEBİOĞLU/KİLİS, (DHA) ......................... Düsünüyorum bu ülkemizde kamplara bölen otelleri acanlar ,,buralara neden böyle yatirim yapmaz.. avrupada bir sürü zarar yapan yatirimlar vardir ,,fakat onu kapatmazlar ülke bütünlügü icin.. ya bizde..!! Laik demokratik Cumhuriyetin altını oymak için yeni taktikler iste böyle uygulanıyor.. Halkimiz bu otellere tepkiden ne kadar uzak degilmi...? yamyam frankfurt
-
AK PARTI...!
Sayin ali0 kardesim amac bölmek degil ,genc dinamik nüfusun ,,düsünen nüfus haline getirebilmek herhalde senin benim amacimiz burda güzel olan ortamda fikirleri ,görüsleri ortaya koyabilmek tabiki bunun sürekliligi sart..!! tabiki ne bulursak saldiracagiz ,,beynimiz zaten buna hazirdir hayatin her bölümüne saldirir hareket halindedir onun asli görevidir..!! ama sana direktif vermez siddete yönel diye ,hatta siddetten ürker ..!!zaten sana sundugu ilk bastan ,,paylasim ,,yaraticilik,,izlem,görüs verir.. bundan sonraki büyük güc kendimizi olusturmaktir... saldiralara gelince ,,bugün saldiralara en cok acimasizca hatta en acimasiz küfürlere maruz kalan ..!! idam edilen ,yakilan ,kovulan ,meydanda linc edilen ..Demokratlardir bunlar bunlarki beyni saglikli calisan insanlardir....bunlarin görüs siyasi görüsüde farkli insanlardir senin benim gibi..? iste amac saglikli ,siddetten uzak ,tartisma ortamina sürüklenebilmek,,!! düsüncelerle ,saldiriya ugrayan siddetten uzak demokrat olabilme seviyesine cikarabilmektir genc dinamik ülkemizi, bunu basaramazsak yarin yarinlar ..bu meydana inen genc nüfusun nereye gidecegi belli olmaz...!!hangi siddete yönelecegide.. ondan sonra bir lan kelimesine tek bir kursun ..? aslinda o kelime cok güzel..!! okelimeyi Avrupada bütün Avrupa gencligi kullanir..demekki..!! siyasilere gelince ,,eger bizler tüm bunlari basaramazsak ,,onlar zaten basaramiyor..? siyasetin Türkiyedeki ortami ve hali ortadada cok aci bir ortamda yol aliyor farkli söylemlere tahamülü olmayan siyaset anlayisi bugün tabanlarinida dahada tahamülsüz hale getirmistir,ki ..bunun en büyük adresi tabiki Akp dir Asil tehlike budur ,,bu siyaset degil ..ülkeyi tehlikeli boyutta bölmektir..!! Türkiye siyasi politikalar boyutunda bu kadar cikmazlara girmemisti..!! tabiki bunun adresi Akp dir..istikrarsiz hale getirilen ülkemiz onun adresi Akp dir yukarda arkadasim kaynak istemissin okaynaktan aldigim inan denizden bir kum tanesine benzer..!! senin deyiminle okadar insanlarimizi germemek icin ..!! Adres sadet partisinin Akp,ye karsi progandasinda bulabilirsin ve göreceksin orda yapilan Akp,ye karsi resimli ve s.tayyipin sözlerini...birkacinida sen bize sunarsan memnun oluruz...cok güzel bir calisma yapmislar. benim aldigim sade bir kelimedir...o zaman bana yazdiklarini bir daha gözden gecirecegine inaniyorum .. bugün s.erbakanin söylediklerini,de yazmaya gerek yok.. Saygilar yamyam frankfurt
-
İŞTE AKP'NİN 22 AYRI YOLSUZLUĞU... (Ülke soyulurken vatandaş yoksullaşıyor... AKP ve yandaşları kazanıyor... Oğlu 4 yıl önce burslu okuyordu...)
820 bin YTL'yi peşin verdi iki villa aldı 13 Temmuz 2007 Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünisa Gül, TOKİ’Nin Ümraniye- Kemerdere’de yaptırdığı villalardan aldı. 2 villa için Gül toplam 820 bin YTL ödedi AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) İstanbul’da yaptığı lüks villalardan kendisi ve eşi adına toplam 820 bin YTL peşin ödeyerek iki villa sahibi oldu. AKP’nın mitingleriyle özdeşleyen açılışlar yapan TOKİ, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. kanalıyla Ümraniye-Kemerdere’de de 62 özel villa yaptı. Villadan satın alanlar arasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünisa Gül de bulunuyor. Güller aynı gün peşin para vererek iki villa satın aldı. Satış fiyatları incelendiğinde, Abdullah Gül ve eşinin aldıkları iki villanın, diğer villarara göre fiyatlarının daha düşük olduğu görüldü. Ümraniye-Kemerdere İdealistkent Apart ve Villaları projesinden peşin ödeme yaparak iki villa sahibi olan Abdulhlah Gül ve eşinin ödemeyi 27 Aralık 2006’da yaptıkları, villaların belirlenen zamandan önce yapımının tamamlanarak hak sahiplerine teslim edileceği bildirildi....hurriyet.com.tr ......................................... Bu ülkeyi yönetmeye aday insanlar o dönemde hic birsey almaz..cünkü hakketmez ..!! HAKKETIYORSA BU DÜNYADAN GÖC EDINCE O HAKKINI ZATEN ALACAKTIR Bir Avrupali öyle yapar ..!! dini inanclari kuvvetli olmasada..!! Ya sen bu ulusun zenginlesemeyen halki icin ne yapiyorsun..!! bir degil iki parmagini sokuyorsun halkinin gözüne.. bir degil iki diye... yamyam frankfurt
-
AK PARTI...!
Abd askerlerinden itiraflar!!! Irak Savaşı, 4 yıldır sivil can kaybı ve iç çatışmalarla bir insanlık dramı olmayı sürdürüyor... Ebu Garib cezaevindeki işkence fotoğraflarının sarstığı uluslararası kamuoyu bu kez "itiraflarla" sarsılacak. ABD'de yayımlanan Nation dergisi, Irak'ta savaşmış 50 Amerikan askeriyle görüştü. İsim ve görevleri açıkça yayımlanan haberde askerler Iraklı sivillere işkencelerini, kötü muamele ve cinayetleri soğukkanlılıkla anlattı. İşte 600 binden fazla sivilin yaşamını yitirdiği Irak'a "özgürlük getirmek" için giden ABD askerlerinin itirafları: 'KAŞIKLA BEYNİNİ ÇIKARDI' * Teğmen Bardy van Engelen: Oradaki kanı şudur: Bir Iraklı ölü, yeni bir Iraklı ölüdür. Ne olmuş yani? * Çavuş Josh Middleton: İngilizce bilmiyor ve esmerlerse, insan olmadıklarına inanırdık. İstediğimizi yapabilirdik yani. * Çavuş Aidan Delgado: Iraklı mahkûmların cesetleri kamyonda duruyordu. Biri ceset torbasını açıp başına ateş etti. Bir asker, eline kaşık aldı ve adamın beynini çıkardı. Yiyormuş gibi yaparak gülümseyip fotoğraf çektirdi. Üstüne "Bu pislikle resmimi çekin. Seni gerçekten s...tiler değil mi?" dedi. ****ti. * Gözcü Joe Hatcher: Yanlışlıkla öldürdüğümüz sivillerin yanlarına Kalaşnikof AK47 silahları bırakıyorduk ki bizimle çatışmaya girip öldükleri sanılsın... Bazen bomba için kazıyormuş gibi göstermek için kürek bile gömdük. * Çavuş Kelly Dougherty: Konvoya verilen tek emir asla durmamasıdır. Önümüze 3 eşeğiyle yürüyen bir çocuk çıktı. 10 yaşındaydı. Hiç durmadan çocuğu ve 3 eşeğini dümdüz ettik. 'HAMİLE KADINLAR VURULDU' * Piyade Teğmen Jonathan Morgenstein: Her bir öldürülen siville ilgili olarak soruşturma açamazsınız, çünkü o kadar çok ölüyorlar ki bununla zaman kaybedersiniz. * Birinci Çavuş Perry Jeffries: Biz Amerikalılar "dur" demek için parmaklarımız yukarı bakar şekilde elimizi kaldırır ve sallarız. Iraklılar içinse bu "merhaba, gel" demek. Biz kontrol noktalarında dur dedikçe onlar bize doğru geliyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz ki askerler hamile kadınları vurmaya başlıyor... * Uzman Çavuş Patrick Resta: Irak'a gelişimizden bu yana "uyarı ateşi" yoktur şeklinde eğitildik. Onları yaralamak veya canlı ele geçirmek yerine öldürmemiz istendi hep. * Teğmen Morgenstein: Ailesiyle çatışma hattında kalan bir adamın frenleri patladı. Ateş ettik, adam paramparça oldu... ve Recep Tayyip Erdoğan: "Irakta savaşan kahraman amerikan askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ediyoruz" (31 mart 2003 /The Wall Street Journal)
-
İŞTE AKP'NİN 22 AYRI YOLSUZLUĞU... (Ülke soyulurken vatandaş yoksullaşıyor... AKP ve yandaşları kazanıyor... Oğlu 4 yıl önce burslu okuyordu...)
ÜLKEM ICIN BENIM YAZDIGIM KÜCÜK YOLSUZLUK MASALI Evet ülkemizde ne yazikki Aile boyu soyuyorlar ,,adamlar dogustan soymaya meyilliler ,,nasilmi bir bakin inceleyin..!! Ne ip uclari bulacaksiniz bir bakiniz etrafinizi bir bir inceleyin bu tipler hangi kiliktan kiliga giriyorlar bu medine dilencileri ve görüntüleri ,,yanyana koyun ..bir bir tekrar tekrar inceleyin.. Bir örnekle basliyalim dilenciler tiplerini inceleyin..suratlarina iyi bakin agizlarindan cikan kelimeler..sinirlenince ne sekil aldiklarina bakin ..!! NE HATIRLATIYOR. hicbir sey hatirlatmiyorsa unutma yarin bu kisi bizi yönetebilir ,,cünkü onlar bizim zayif yönümüzü cok iyi biliyor..!! Anliyamadiniz degilmi !!,, kemal sunalin rahmetlinin filimlerine bakin ordada ip uclari var..gene anliyamadinizsa bu sefer kalkin gidin en iyisi bir muskaciya o size cok iyi anlatir... Onlar dilenmeye,, bizler ise onlara para vermeye devam edecegiz..!! Anlasilan. Saygilar yamyam frankfurt
-
DÜNYA KIBRIS'TAKİ MAÇI TARTIŞTI
AYNI DURUM YILLARDIR ALMANYADADA FARKLI DEGIL ...!! Türkler Merkel'in kapısına dayandı A.A. Almanya'da Federal Meclis (Bundestag) ve Federal Eyalet Temsilciler Meclisi (Bundesrat) tarafından kabul edilen sertleştirilmiş Göç Yasası'nı protesto etmek amacıyla bugün Berlin'de düzenlenen 2. Uyum Zirvesine katılmayan Türk kuruluşlarının temsilcileri, Başbakanlık binası önünde gösteri düzenledi. Gösteriyi desteklemek amacıyla Başbakanlık önüne gelen Sol Parti Milletvekili Hakkı Keskin, Uyum Zirvesi çerçevesinde, göçmenlerin haklarını daha da sınırlandıran, hatta yok etmeye çalışan yeni bir yasanın gündeme getirildiğini belirterek, şunları söyledi: "Aile birleşimi kapsamında Türkiye'den gelmeden önce eşlerin Almanca öğrenmeleri isteniyor. Bu, İstanbul, Ankara ya da İzmir gibi büyük şehirler dışında mümkün değil. Bu demek ki, kardeşim siz artık Türkiye'den evlenmeyeceksiniz. Evlenirseniz de buraya gelemezsiniz. Bu, aile birleşimi konusunda temel hakları garanti altına alan anayasanın 6. maddesine aykırıdır. Böylece Alman anayasasına aykırı bir yasa çıkartılıyor. Bunun uyumla hiçbir ilgisi yok." Kore ya da Japonya'dan getirilecek bir eşin önceden Almanca bilmesinin zorunlu kılınmadığına da dikkati çeken Keskin, bu nedenle Göç Yasası'nın ayrımcı bir yasa olduğunu kaydetti. Almanya'da yaşayan yabancılar için, uyum kurslarında başarılı olamadıkları takdirde 1000 avro para cezası ödemelerinin de öngörüldüğü bir dizi yeni uygulamanın da getirildiğine işaret eden Keskin, zorbalıkla, dışlamakla ve hakların kısıtlanmasıyla uyumun sağlanmaya çalışıldığını, halbuki uyumun, yabancıları toplumun içine alarak, eşit bireyler olarak kabul ederek, yabancılara kucak açılarak sağlanabileceğini, bu nedenle Türk kuruluşlarının zirveye katılmama kararını desteklediğini sözlerine ekledi. Zirveye katılmayan Türk kuruluşlar adına Türk gazetecilere açıklamalarda bulunan Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkanı Kenan Kolat da "Diyalog kapısını bu yasa kapatmıştır. Biz diyalogdan yanayız. Türk toplumunun dışlanmasını ya da zarar görmesini istemiyoruz, ancak bir yerde 'dur' denilmesi gerekiyordu. Türk toplumu bu tutumuyla onurlu bir direniş göstermiştir" dedi. Bunun tüm Türk kuruluşlarının başarısı olduğunu, Göç Yasası'ndaki değişikliklerin de bir başlangıç olduğunu, Vatandaşlık Yasası'nda da sadece anne ve babası Almanya'da doğan yabancıların doğrudan Alman vatandaşlığına geçebilmeleri gibi değişikliklerin yapılmasının planlandığını ifade eden Kolat, "Bundan sonra Almanya'da Türklere rağmen politika yapılmayacak. Bu Türk toplumu için bir milattır. Bundan sonra birlikte ayakta duracağız" diye konuştu. Kolat, bu eylemi Uyum zirvesi için değil, Türk toplumu için yaptıklarını, Türklere karşı bu tür girişimleri gelecekte de önleyebilmek için Türklerin eğitimine nasıl daha fazla katkı sağlayabileceklerini de düşünmek durumunda olduklarını kaydetti. Alman meclisinin İçişleri Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy'nin de Göç Yasası'nın anayasaya aykırı olduğuna inandığını belirten Kolat, bu nedenle Anayasa Mahkemesine şikayette bulunulduğu takdirde yasanın mahkemeden döneceğine emin olduklarını, bu konuda para sorunu bulunmadığını, Cumhurbaşkanı Horst Köhler'in, kendi isteklerini reddederek yasayı imzalaması durumunda Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacaklarını bildirdi. Alman basınının, eylemlerini nasıl karşıladığı şeklindeki soruya karşılık da Kolat, Alman basınının kendileri için önce "diyalogdan kaçtıkları" şeklinde haberler yayımladıklarını, ancak son haberlerin, anlaşıldıklarını gösterdiğini söyledi. Kolat, Alman basınına yaptığı açıklamada da Almanya'ya gelecek yabancıların Almanca öğrenmelerine karşı olmadıklarını, hatta kendilerinin bu hizmeti Türkiye'de verebilecekleri önerisinde bulunduklarını belirterek, ancak bunun zorunlu kılınmasına karşı olduklarını, zorla uyumun sağlanamayacağını ifade etti. "Zirveye katılmayarak kendilerini dışlamalarının akılcı olup olmadığı" şeklindeki soruya karşılık da Kolat, bunun tepkilerini dile getirmek için bir kereye mahsus bir eylem olduğunu, kendilerinin diyaloğu sürekli bir şekilde kesmek istemediklerini ve her zaman yeniden görüşmelere hazır olduklarını kaydetti. Kolat, zirveden sonra da görüşmeler yapabileceklerini ve uyum sürecine katkı sağlamayı da sürdüreceklerini sözlerine ekledi. Türk kuruluşlarının eylemine, "Uyum, dışlamak yerine katılım sağlamaktır" yazılı pankartlarla destek veren Alman Sendikalar Birliği'nin (DGB) Yönetim Kurulu üyesi Annelie Buntenbach da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk kuruluşlarının endişelerini anlayışla karşıladıklarını, ancak farklı bir karar aldıklarını, zirveye katılarak bu yöndeki eleştirileri dile getireceklerini söyledi. Birlik 90/Yeşiller Partili Federal Meclis üyesi Hans-Christian Ströbele de Alman özel televizyonu N24'e yaptığı açıklamada, Türk kuruluşlarının protestosunu destekleyerek, Göç Yasası'nın Uyum Zirvesinden kısa bir süre önce kabul edilmesinin zirvenin imajına zarar verdiğini söyledi. Yasanın zorunlu evliliklerin önlenmesi amacıyla değiştirildiği şeklindeki görüşlere de katılmayan Ströbele, Türk kuruluşlarının da zorunlu evliliklere karşı olduklarını, Almanya'ya gelmeden önce Almanca öğrenilmesinin zorunlu evlilikleri önlemeyeceğini belirtti. Almanca öğrenilmesinin şart olduğunu, ancak Türkiye'nin birçok yerinde bunun için imkan olmadığını ifade eden Ströbele, yasanın Anayasa Mahkemesinden döneceğine inandığını kaydetti. DEVLET BAKANI BÖHMER'DEN ELEŞTİRİ Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ise Türk kuruluşlarının Uyum Zirvesini boykot etme kararını eleştirdi. Böhmer, Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, "Hem üslup hem içerik olarak abartılı bir tavır. Türk dernekleri sergiledikleri bu tabloyla kendi saygınlıklarını zedeliyorlar. Bu benim için bir yıldan bu yana çok iyi şekilde sürdürdüğümüz ortak çalışmanın kesilmesi anlamına geliyor" dedi. Göçmen derneklerin geçmişte haklı olarak masada eşit şekilde bulunmamalarını eleştirdiklerini ifade eden Böhmer, "Ancak Başbakan, 'biz artık göçmenler hakkında değil, göçmenlerle görüşüyoruz' diyerek bu durumu düzeltti" diye konuştu. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı Armin Laschet de ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, sertleştirilen Göç Yasası'nı eleştirdi. Laschet, sertleştirilen yasanın "Türk karşıtı bir yasa" olmadığını belirterek, "Bu yasanın amacı, evlenerek Almanya'ya gelen kadınları güçlendirmektir" dedi. Göç uzmanı Dieter Oberndörfer ise Türk kuruluşlarının Uyum Zirvesini protesto etmelerinin ciddiye alınması gerektiğini belirterek, "Evlenerek Almanya'ya gelme yaşının 18'den 16'ya indirilmesi, evlenerek gelecek kişilerin Almanya'ya gelmeden önce Almanca öğrenmelerinin sağlanması, dışlayıcı ve hukuki olmayan bir taleptir. AB ülkesi vatandaşlarına böyle bir uygulama asla yapılamazdı" dedi. Protestan Kilisesi temsilcisi Stephan Reimers ise Türk kuruluşlarının tepkisini anlayışla karşıladıklarını, ancak zirvenin boykot edilmesini olumlu karşılamadıklarını söyledi. TGD'nin yanı sıra Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİ, Türk Vatandaşları Konseyi (RTS) ve Almanya Türk Veliler Birliği Federasyonu (FÖTED) tarafından boykot edilen ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in başkanlığında başlayan zirve sonrasında basın toplantısı düzenlenecek. ..............................................
-
Arinc konustu Şimdi Köşk'te benim olmam lazımdı"
Şimdi Köşk'te benim olmam lazımdı" 12 Temmuz 2007 TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Boşalma halini kabul ediyorsak, 'Sayın Sezer'in 16 Mayısta görev süresi bitti, bu makam boşaldı' diyorlarsa, 106. maddeye göre benim vekaletime karşı çıkmamaları lazım" dedi. Arınç, Kanal 24'te, Ardan Zentürk ve Şamil Tayyar'ın hazırlayıp sunduğu “Ankara Masası” adlı programda soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma arayışına önem verebileceğine” ilişkin açıklamasıyla başlayan tartışmaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Arınç, cumhurbaşkanlığı seçiminin, 22 Temmuz seçiminin de sebebi olduğunu, 16 Nisan-16 Mayıs arasındaki süreçte cumhurbaşkanı seçiminin Anayasa Mahkemesi kararıyla engellendiğini söyledi. Daha sonra, cumhurbaşkanını halkın seçmesini içeren Anayasa değişikliğinin yapıldığını anımsatan Arınç, bu Anayasa değişikliği paketinin iptal edilmesi istemlerini, Anayasa Mahkemesinin reddettiğini kaydetti. Bu aşamada kafaların karıştığını ifade eden Arınç, “Her işte böyledir. İşin çivisi çıkmaya görsün, bir yerden kuralsızlık kural haline gelirse, artık arkasından olabilecekleri, ihtimallerle konuşmamız lazım” dedi. Arınç, “Kuralsızlık, kural haline mi nerede geldi?” sorusu üzerine, “367, bugüne kadar hiç uygulanmış bir kural değil. Anayasanın 96. maddesi. toplantı yeter sayısının her halükarda 184 olacağını söylüyor. Anayasa Mahkemesi, 103 ve 102. maddeleri birlikte düşünerek, önce '367 gerekli' diye karar verdi, ondan sonra ona gerekçe aradı. Gerekçe bizi tatmin etmedi” diye konuştu. Bülent Arınç, şimdi iki karar bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Bir; Anayasa Mahkemesi, bugünkü mevcut anayasaya göre cumhurbaşkanı seçmemiz durumunda, toplantıda 367 kişi bulunmasını şart koşuyor. İkinci de referandum sonra kabul edildiği takdirde, yeni cumhurbaşkanı seçiminin halk tarafından yapılmasını istiyor ve 'mecliste yapılacak karar ve seçimle ilgili oylamaların hepsinde artık 184 olacaktır' diye kural getiriyor. Şimdi son karara bakarak, iki şekilde 11. Cumhurbaşkanını nasıl seçeceğiz diye düşünebiliriz. Çünkü bugünkü cumhurbaşkanımızın süresi, 101, 102, 106. maddeye göre bitmiş durumda, fakat Anayasanın bir yorumuyla yenisi seçilmediği için görevine devam ediyor. Şimdi eğer yaptığımız Anayasa değişikliklerini takip edecek olursak; bu, halkoylamasına 21 Ekimde sunulacak. Halkoylamasıyla bu Anayasa değişiklikleri kabul edilirse, kanun haline gelecek. Bundan sonraki 40 gün içinde, Aralık ayının ortası gibi olabilir. Neye göre? Bu anayasa değişikliği üzerinden iz takip edersek, Aralık ayı sonunda 11. cumhurbaşkanını, halk tarafından seçebileceğiz.” Arınç, 22 Temmuzdan sonra oluşacak Meclisin cumhurbaşkanını seçmek istemesi konusunu değerlendirirken de Anayasanın 102. maddesini okuduktan sonra, “Burada cumhurbaşkanı bu meclis tarafından seçilmeli diyenler eğer dürüst davranıyorlarsa, bundan kuşkuluyum. En azından 7 seneyi kurtaralım, 367 şart olduğu için şu anda bu 367'ye uygun vasıfta biri seçilirse, halk tarafından seçilmesinden daha iyi olur, bize daha fazla benzer diye düşünenler var. Boşalma halini kabul ediyorsak, 'Sayın Sezer'in 16 Mayısta görev süresi bitti, bu makam boşaldı' diyorlarsa, 106. maddeye göre benim vekaletime karşı çıkmamaları lazım” diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti: “102. maddeye göre boşalma yok deniyorsa, çünkü süresi biten devam ediyor, o zaman Meclis kendi iradesiyle yeni bir cumhurbaşkanlığı süreci başlatabilir mi? Bana göre başlatır. Danışma Kurulunu toplar, siyasi parti gruplarıyla bir araya gelir. bunu meclise sunar, meclis kabul ettiği takdirde, cumhurbaşkanı seçimi, yeniden 16 nisanda nasıl başladıysa o şekilde de başlayabilir. Şöyle de olabilir: Sayın Cumhurbaşkanı, 'Yeni meclis seçildi, bana Allahaısmarladık' diyebilir. Boşalma halinde Meclis mecburen cumhurbaşkanını seçecektir. Boşalma yok, boşalma hali olmadı deniyorsa, Meclis kendisi inisiyatif alırsa seçecek.” BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMALARI Başbakan Erdoğan'ın, cumhurbaşkanını yeni meclisin seçeceğine ilişkin görüşüne katılıp katılmadığının sorulması üzerine Arınç, şöyle konuştu; “Yeni Meclis seçebilir, gerektiğinde seçmelidir de... Görev süresi bitmiş cumhurbaşkanının görevine devam ediyor olması, bizde görülmüş bir olay değil bugüne kadar. Geçmişe dönüp baktığınız zaman, cumhurbaşkanları görev süreleri bittiğinde ayrılmışlardır. Yerlerine ya senato başkanı vekalet etmiş ya bugünkü Anayasamıza göre meclis başkanı vekalet etmiştir. Ama bugün bu devam ediyor görülüyor. Aralık ayının sonunu veya Ocak ayının başını beklemektense, yeni Meclis tablosundan bir cumhurbaşkanı çıkabilir'in kabul edilmesi halinde bu seçim yapılmalıdır. Çünkü 6 ay öncesinden artık Türkiye normalleşmelidir, cumhurbaşkanı seçimini yapmalıdır.” Baykal'ın, Erdoğan'ın uzlaşmayla ilgili sözlerini “dayatma” olarak değerlendirmesine karşı çıkarak, “Maksadı üzüm yemek değil, bağcı dövmektir. Çok açık görünen budur” diyen Arınç, Baykal ve ekibinin, Başbakan Erdoğan'ın “Parlamentoda uzlaşma ararız” açıklamasından sonra, “Meclis dışından olsun” dediklerini söyledi. Arınç, “Cumhurbaşkanlığı seçimi bizim hakkımızdı, görevimizdi, yetkimizdi. Buna, parlamento içindeki siyaset engel olmadı, parlamento dışındaki yargı engel oldu. Bu işi yargıya taşıyan partiler, buna aracılık ettiler. dolasıyla cumhurbaşkanı seçememiş olmak ne Meclis başkanı olarak benim eksikliğim ne ak parti genel başkanı olarak sayın başbakanının ve o partinin grubunun bir eksikliği” diye konuştu. CHP-MHP KOALİSYONU Bülent Arınç, CHP-MHP koalisyonunun, AK Parti iktidarına karşı alternatif olarak kurgulanıp kurgulanmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken, 2 yıldan beri böyle bir çalışma olduğunu söyledi. Arınç, “halk iradesine güvenmeyen, halktan kopuk tek parti özlemcilerinin, cumhuriyet dendiği zaman bütün reformların yukarıdan yapılmasını isteyen, özgürlükleri hazmedemeyen bir zümrenin böyle bir çalışma içinde olduğunu” savundu. Arınç, “Yani anti sivil bir zümreden mi bahsediyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Yani anti sivil demek de yetmez” karşılığını vererek, bunların, “çırpınış içinde olan, demokrasiyi sandığı hazmedemeyen zeminler” olduğunu söyledi. “22 TEMMUZDA SANDIK BAŞLARINDA KANUNSUZ İŞLEMLER OLABİLİR” Bülent Arınç, “22 Temmuz seçim sürecini kesintiye uğratabilecek bazı provokatif eylemlerle ilgili duyumlar size geliyor mu? Sandık güvenliği konusunda endişeleriniz var mı?” sorusuna, “Seçim sonuçlarının şu veya bu şekilde provoke edilmesi, sandık başlarında bir takım hileli işlemlere başvurulması mümkündür. Bunun için bazı grupların özel çaba gösterdiklerini biliyoruz. Sandık kurulu başkanı ve üyelerinin, hem dışardan yapılacak müdahalelere hem de kendi içerisinde her oyun değer kazanmasına dikkat etmesi lazım” diye konuştu. Bu seçimde hemen hemen her partinin müşterek rakibinin AK Parti olduğunu, açıkgöz ve işgüzar bir kısım partililerin, sandık başlarındaki işlemlere müdahale ederek kanunsuz işlemler yapabileceklerine dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu: “Devleti falan kastetmiyorum ama bunu amaçlayanlar, bu tür olaylar yapabilirler. Belki Manisa'nın merkezinde bu tür bir şeyi yapmak mümkün değil ama bu ülkenin Diyarbakır'ı, Siirt'i, Hakkari'si, Çorum'u, Çankırı'sı da var. Bunun belli yerlerde yapılmış olması, seçim sonuçlarını etkileyebilir.” “HAYAL KIRIKLIĞI, ŞÜPHESİZ...” Arınç, “Yeniden meclis başkanı olmayı düşünüyor musunuz?' sorusuna, “Mahkeme kadıya mülk değil” diyerek, 5 yıldır bu görevi dolu dolu yaptığını kaydetti. Aynı sorunun, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yöneltilmesi üzerine Arınç, “Bugünden yarına hiçbir söylemek mümkün değil. Şu anda ne meclis başkanlığına ne cumhurbaşkanlığına adayım. Zamanı geldiğinde şartlar ne gerektiriyorsa, onu ifade ederiz” dedi. Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e oy verdiği için pişman olup olmadığının sorulması üzerine, “Pişmanlık diye bir şey yok” diyerek, nasıl aday gösterildiğini o dönemde gözlemlediğini söyledi. “Bu, yaşanması gereken bir olaymış” diyen Arınç, “Hayal kırıklığı var mı' sorusuna, “Şüphesiz” karşılığını verdi. Arınç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerine söylediklerini anımsatarak, “Yeni seçilecek Cumhurbaşkanı, kim olursa olsun, Sayın Sezer gibi olmayacaktır' demiştim. O kendi türünde bir ilk ve tek olarak bundan sonra anılacaktır. Ona inanıyorum. Kim olursa olsun. Ardan Zentürk olsa bile” diye konuştu. “Nasıl bir cumhurbaşkanı hayal ettiğinin” sorulması üzerine Arınç, “Milletini seven, milletinin ortak değerlerine sahip, ayrımcılık yapmayan, siyaseti bilen, siyaseti yaşamış olan, parlamento içinden bir milletvekili arkadaşımızın cumhurbaşkanı olmasını isterim. Siyaset insanı eğitir, terbiye eder, milletle kucaklaştırır. Yanlış da yapsa, siyasetle iştigal eden insanın başbakanlığı da cumhurbaşkanlığı da meclis başkanlığı da iyi olur” karşılığını verdi. ...................................
-
GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
Cok güzel bir karikatür,cizende alıntılıyan da sagolsun.
-
Hayır nisa
Benim anlamadigim ,,kim,kimler bayanlari ,,şehvet" merkezi olarak görür ,,kimler bunu sürekli dile getirir gercekten nedir bu anlayis...!! bunu bu sekilde bile yazmak bayanlara hakaret degilmi,,,böyle birsey olabilirmi..!! yani bakiyorsun baska kösede,,baska bir gurupta,,bir insani seytan,likla suclayip seytan diyebiliyor ve o gurubu , harekete gecirip ,,bir seytanmis,gibi yakabiliyor ve kendilerin inandigi gibi etrafida inandirmaya calisabiliyorlar..!! gerci seytan nedir varmidir oda tartisalacak konu..!! bence tartisilmasi bile ..yakisik almayan bir konu ya bu cagda..!! NEYSE O KADAR AYET YAZANLAR BIRTANEDE KARSI ALTARNATIF,, BÖYLE OLAMAZ DIYE YAZAMAMIS ... bakin daha neler yazilacak bekliyecegiz..."şehvet" merkezi ,,gibi anlamadigim karsimizdaki bayani ne yapimda erkek haline getirebiliriz...!! yoksa sehvet haline gelicekler .. sayin erdoganin dedigi gibi batida kadinlar birinci sinif...ama onlar birtürlü sehvet merkezi olamamislar ..!! BIZIMKILERDE MALESEF KILIKTAN KILIGA SOKULUYOR .....yaziktir ayiptir bizim bayanlara bu itifata tabi tutanlar unutmasinlar istesekte istemesekte ,,yarin bu ipleri bayanlarimiz elimizden alicaktir..vede gercek "şehvet" merkezi ..!! NE DEMEKMIS ONUN HESABINI SORACAKTIR... not . böyle biraz sade yazmaya kalktinmi ,,biraz rahatsiz edici oluyor ..!! adi hazir bulanik suda ,,balik avlanmami öyle birsey..!! Saygilarimla yamyam frankfurt
-
Domuz derisinden ayakkabı giyilir mi
NEFRETTEN BASKA GÜZEL SEYLERDE VAR BIRAZDA ONU BASARMAYI DÜSÜNSELER...!! domuzdan nefret etmek ,, bence *** insanlarin yapabilecegi is domuzdan nefret ..!! INSANDAN NEFRET...!! Hayatin zevklerinden, renklerinden nefret ..arabadan nefret,,colanin meyvasuyunun icindeki ,dondurmanin icindeki , renklerden nefret...daha dogrusu günah ..!! yatlardan nefret..gemilerden nefret,,ama satin alma nefreti,kullanma nefreti,,yeme icme ,onu bunu kullanma nefreti yok.. insanlarin gözünün icine bakabaka nefret asiliyorlar.. sayin birce...birde okumus bu kisi...neyi okumus nefreti...onu okusa bile bu kadar nefret sacmaz.. bunlar neyi okur bilen bile yok adi okumus neyi okumus ali veliyi bile okuyamamis...profösör,mü..Doç.Dr mu herneyse zorunlu olmayinca giyilmezmis..!! cesaretle desene bu zamanda bu ayrim niye...!! bal gibide giyilir desene...!! Doç.Dr. beyefendi desene halkini aydinlatsana..Atatürk ülkesinde bosunami okudun..!! hatta desene dünya insanlari farkinda olmadan neler yediriliyor ,,yeterki insanlar birbirini yemesin diye,,ben bile yiyorum desene.. onlari diyemiyorsan... seker hastalari icin insulinin domuzdan elde edildigini söyle beyefendi ..dünyadaki bu varligida sevdirebilelim diye düsün sevaba gir ..!!. onu diyemiyorsan Allah yaratti de öcü gibi korkmayin de.. bizler sevdirmeden cok nefreti asilamayi daha uygun buluyoruz dese daha iyi olacak bu aciklamanin sonunda..birseyin bile daha nasil aciklama yapmadan bihaber..okumuscuklar...bumudur okumak okutmak ...bunun adı okumak degil olsa olsa nasil desem hokus pokus herhalde... yamyam frankfurt