Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KİTAPSEVER971

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    8
  • Katılım

  • Son Ziyaret

KİTAPSEVER971 - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.014 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Yinelemek de olsa belirtmekte yarar var, insanoğlu ilkelden de bilinçli olmasa ilkelliğini üstünden atamazdı. Topluluklar kurması, bunun gereği gelenekleri, görenekleri saptaması bir tür bugünkü kurulan hukukun ilkelerini çerçevelemesi, birbiriyle konuşma gereksemesi duyması gibi buraya sığmayacak atılımlarını başka neye bağlayabiliriz? İlkel topluluklarda bu gelenek, görenek kuralları, kuramları ayrılıklar gösterir, ama ortak yerleri çoktur. Ortak yerlerinin çokluğu ise, insan bilincinin toplum sorunları karşısında bir uyumda işlemesinin bir kanıtıdır. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:019-020, Paragraf:03-01 -/- 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:21:09 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçekçiliğiyle Sevinçler Kitap okuma yöntemi ile, insanlığın benimsemiş olduğu değerler kültürünü tanımalı; İnsanlığın değerler kültürü ile neleri özümsediğine ve nasıl davrandığına bakmalıdır. Bu sayede kendi inandığımız, kendimize özgü değerler kültürünü oluşturabilmeliyiz. Okunan her satır yazı bizi sevince, bizi ümide sürüklemeli; inancımız güçlenmelidir. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:29:38 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.015 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = İnsan belki milyonları bulan yıllarını bu ilkel anlatım yöntemleriyle harcadıktan sonra, bilinciyle doğayı çevresini kavrama yeteneğini geliştirmiş bir gün beynindeki düşünce denen ışık parçasını yakalamayı başarmıştır, dersek insandaki evrim gücüne, tarih ilerlemesine, akışına aykırı düşmez sanırız. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:024, Paragraf:02 -/- 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:53:43 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Düşleriyle Eriştiği Değerler Kültürü Kitap okumanın zevki: bir kültürel değeri hayatımıza prensip olarak aldığımız vakit; Bir kültürel değer ile hayatımızı yönlendirmeye çabaladığımız vakit anlam bulandır. Okumanın bir anlamı olmalı: bir yalnızlığı, nakşolunan değerler kültürüyle tanımalı; Hangi yalnızlık şikayetsizlikte, hangi yalnızlık ilkellikten kurtuldu ve aşkı tanımladı. ( HUKUKSEVER - YUSUFCUK 17 Ocak 2007 Çarşamba 06:05:49 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.016 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Gene bir gün gelmiş ki, insanoğluna yaşam boyu çektiği zorlukların en karanlık sorunu olan <<konuşma>> olanağı çözüme doğru yol almaya başlamıştır. Konuşmak, konuşmak Bir insanın bir güncel düşünüyü, bir anlık isteği karşısındakine anlatır olmasını, onun da ne demek istediğini anlar duruma gelmesini büyük bir aşama sayabiliriz. Dünyanın o ilkel dönemlerinde kolay mı konuşmaya geçmek, duyulanı, düşünüleni bir başkasına aktarmak? ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:024, Paragraf:03 -/- 17 Ocak 2007 Çarşamba 06:25:32 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Düşleriyle Eriştiği Sevinçler Bütünü Konuşmak, duygu ve düşünceleri dile getirmek ve bir mısralık bile olsa, sevincimizi, Hüznümüzü ve ümidimizi; nakış-nakış, harf-harf sayfalara bezemek güzel duygudur. Şimdi mısralaşan duygu ve düşüncelerimle aşkı tanımlamalı ve aşkı tanıyıvermelidir. Okudukça anlam ve coşku içerisindeyiz ve insan düşünebildiği ölçüde sevinç bütünü. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 17 Ocak 2007 Çarşamba 06:37:14 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.017 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = İnsanlar hiç çaba harcamadan, bu uğurda bunalımlı yüzyıllar geçirmeden konuşmaya kendiliğinden eriştiler görüşüne karşıyız. Dünyanın her yerinde üzerinde çalışılmadan, tüm çabalar, didinmeler konuşma yolunda yoğunlaştırılmadan dillenmeye özenişi kuşaktan-kuşağa sürdürülmeden bu insanı insan yapan düzeye erişme olanağı olabilir miydi? ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:024-025, Paragraf:04-01 -/- 17 Ocak 2007 Çarşamba 08:36:12 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Düşleriyle Eriştiği Türkçe Güzelliği Şahsi çıkar ummayan, din ile dili siyasete karıştırmayan olgunluktaki karakterimizle; İnsana ve emeğine duyulan ağırlaşan sorumluluk ve saygıyla Türkçemizle varolanız. Bir insanın dilini muhafaza eylemesi; başarılabilecek en önemli hassas bir ayrıntıdır: Çünkü, bir dilin ne için kazanıldığı ve nerelerde kullanıldığı; düşünülesi bir konudur. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 17 Ocak 2007 Çarşamba 08:44:27 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.018 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Bu konu üstünde derinleştirilen bir çok incelemeler gösterir ki, insan dilinin ilk kökeni birim olan <<sözcük>> denen seslerin oluşturduğu temel öğeyi, başka bir deyişle konuşmanın anahtarını bulmayı becermiştir. Dile, dillendirmeye doğru yönelişin en olumlu, en mutlu adımdır bu. Afrikadaki insan mı, Avrupadaki mi, Asyada kimi, Avusturalyada kimi, Amerikada kimi, yoksa birbirlerini etkileyerek tümü birden m,i <<sözcük>> denen dünyanın güzel buluşlarından birini yakalayarak konuşmaya geçti? Kesinkes söyleyemeyiz. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:025, Paragraf:-02 -/- 18 Ocak 2007 Perşembe 05:15:41 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Sözcükler İle Tanımladığı İnsanlığı İnsan; şahsi çıkarlarını bir kenara bırakarak, insana ve emeğine duyduğu aşkıyla var; Din, dil ve ırk ayrımı yapmaksızın, yazıma alınmış her kitap sayfasına saygı duyarak, Bir-bir sözcüklerden yansıyan ışınlarla, kendi varlığının anlamına sevgiyle ulaşmıştır. Saygı duyduğumuz ölçüde; KORUYUCU, sevgi duyduğumuz ölçüde; ANLAM içindeyiz. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 18 Ocak 2007 Perşembe 05:26:56 )
  2. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.012 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Bilinçlenme ile kişilik kazanma arasındaki ilişki sanıldığından da daha sıkıdır. Bilinçlenmesi doğrultusunda, yönetiminde yapılmış olan bir yanıltı, çocuğu, yaşamı boyunca pençesi arasında tutar. Sözgelimi bir çok kimse görüşünün, felsefesinin savunucusudur, kimisi de giderek benlikçi olur, kendisinin mutluluğundan özge bir nen düşünmez. Bunların beyinleri yetişmelerinin ürünü olarak o doğrultuda yıkanmış, ya da beyin yıkama denen özel yöntemlerle sonradan yıkanmıştır. Hele genç beyinlerde bu sonraki çabalar daha çabuk verimini gösterir, bu gibilerin yaşam felsefesini, yaşama bakış açısını çevirmek güçtür. Gerekir ki, o beynin bilinç yapısını parçalayıp yeniden kurmalı. Bunlardan daha zararlı bir bilinçlenme de kişiliksiz, yüzeyde kalan bilinçlenmedir. Böylelerinin sağduyuları da tutuktur. İlkel insanlarda ilkin bireyci bir bilincin baskınlığını söylesek de, doğanın hırçın, katı, korkunç saldırısı karşısında, onların bile toplumcu bilince, toplum anlayışına çabuk kaydıkları kanıtlanmıştır. Hayvanlarda da ayni şeyi görürüz; güvence, beslenme nedeniyle bir arada yaşamayı yeğleyen içgüdüleri ağır basmıştır. Ne ki, insan toplumu da değerlendirmesini bilmiştir. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:018-019, Paragraf:04-01 -/- 16 Ocak 2007 Salı 10:36:19 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçeğinden Düşünceler 26 yaşına kadar suskunlukla geçen bir ömrüm oldu. 26 yaşına geldiğim vakit, okuduğum kitapların etkisi altında kalarak, manik-depresif teşhisi ile, Antalya Devlet Hastanesi Psikiyatri Servisinde 3 gün yatarak, Psikolojik tedavi görme konusunda ilk adımımı atmıştım. 10 yıldır; psikolojik tedavi gören bir manik-depresifim. Halen; ruhsal yönden dengemi sağlamama yardımcı olan ilaçlarla, tedavime devam etmekteyim. Şiir yazarak veya paragraflara düşüncelerimi yansıtarak, hangi çizgi üzerinde bulunmam gerektiği konusunda, kendimi aydınlatmaya çalıştım. Yazdığım ve kaleme aldığım yazılar sebebi ile de manik-depresif duygular sergiliyordum. Yazı yazmak benim için, kimi zaman ruhsal yönden dengemi kaybetmeme sebep oluyordu; çünkü, yazdıklarımı okuyan okuyucunun nerelere sevk olabileceğini düşünme sebebiyle; okuyucularım adına tedirginliği yaşıyordum. Bu hassasiyetim sebebi ile; yeni bir yazıyı kaleme almak benim için, çözümlenmesi gereken bir problem olarak hayatıma yansıyordu. Yazdıklarımla; her okuyucu, kendine özgü huzur ve ümidi yakalayabilmesini düşünüyorum ve bu düşünce ile; "ACABA FAYDALI OLABİLDİM Mİ?." sorusu üzerine düşünmekten kendimi alamıyorum ve zaman içerisinde, anlık manik-depresif nöbetleri yaşayarak, şu an ki yaşıma erdim. Yaşım 36 ve ben, kendime faydalı şiir ve paragraf yazabilme adına, kendime karşı mücadeleci olmam gerektiği konusuna takılarak, kendi insani özümü koruyabilmek ve kendi insani özüme ulaşabilmek için, duygu ve düşüncelerimi kaleme almaya devam ediyorum. İnsanları kendime bağımlı kılmak istemediğim için; sevginin ne olduğu, nasıl olması gerektiği konusunda derin-derin düşünerek zamanımı geçiriyorum. Ve insanlara faydalı olamayacağımı görünce; "HER İNSAN ANCA KENDİNE ÜMİTTİR; BAŞKALARININ BEĞENİSİNE SUNULMUŞ HER TÜRLÜ ŞİİR ve PARAGRAF, KİŞİNİN KENDİ ÖZÜNÜ BULABİLMESİ ADINA EN BÜYÜK ENGEL, EN BÜYÜK DUVAR OLARAK HAYATIMIZA YANSIR!." diyerek, kendi yazdığımı, kendim okuyarak, iyiliği, doğruluğu ve güzelliği keşfetmeye çalışıyorum. Başarı; kitaplarla olan dostluğumuzu ebediyete taşıyabildiğimiz ölçüdedir. Bu düşünce ile; her kitap yazarının, büyük emek ve sabırla kaleme aldığı yapıtları okuyarak, kendi adıma bir güzelliğe ulaşmayı düşünen bir insan oldum. Aydınlığım kendimedir; çünkü, başkalarını tesirim altına alarak, insanları düşüncelerime esir ederek, insanları köleleştirmek istemiyorum. Bence; her insan kendi özgürlüğünde, kendisine faydalı olabilecek davranış biçimi ve söz sarfiyatları içerisinde olabilmelidir. İnsan; kendini önemsemeli ve düşüncelerin esiri olmamalıdır, diye düşünüyorum. Bilmeden bir kusur işlemiş isem bağışlanmayı umar ve tüm insanlığa; BAŞARI ve SEVGİ dolu uzun yıllar geçirmelerini temenni ederim... SAYGILARIMLA... ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 16 Ocak 2007 Salı 10:41:12 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.013 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Demek ki, ilkel de olsa insanoğlu duygusu, düşüncesi olan bilinçli bir yaratıktı. Bu yetenek dünyanın her yerinde varlığa kavuşan her insanda varolduğunu benimsemek gerek. Bugün anasından doğan çocuk büyüdükçe bilinç kaynağı lirei (ileri) düzeyde olan çağımızdan oulşuyor (oluşuyor.) Gelişmiş toplumda, gelişmesi az toplumda bu yetenekler kuşkusuz orantılı gelişiyor. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:019, Paragraf:02 -/- 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:04:05 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçekçiliğinde Erinçler Okuma yönünde atılan her istikrarlı adım bizleri başarılara ve de erinçlere ulaştırır; Paragraf-paragraf süzülen duygu ve düşünce ışınlarıyla, hayatımız kendi rengini alır. Kitapları artarak büyüyen bir dikkat ile okumalı ve paragraflar bir-bir irdelemelidir; Çünkü, hassas konuların ince ayrıntılarına düşünebildiğimiz ölçüde çözümleyebiliriz. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:04:16 )
  3. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.011 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Bilinç gücü belleğe benzemez, ölünceye dek gelişini sürdürür. Bilinçlenme o denli bir aşamadır ki, insanı insan yapar desek abartmış olmayız, kişiyi sarsak duruma sokan bilincinin yanılgıya saplanmasıdır. Aslında öğrenim, öğretim denen dizgelerin, kendini yetiştirme denen çabaların ereği, insandaki bilinç gücünü ileri bir çizgiye götürmektedir. Sorunların doğru ya da yanlış bir yolda işlemiş olmasına bağlamak yerinde olur. Çünkü insanda bilinçlenme olgusu varlığını göstermeden, düşünme dediğimiz insana özgü nitelik doğmaz. Bu düşünce ya gerçeğin yapısını ayrıntılara bölen, irdeleyen bir eleştiriye, bir bileşime yönelir; ya da gerçeğin dışında kendi-kendini düşleyen bir yanıltıya sürükler. Bir eğitim çatısı altında eğitim gören kişilerin ayrık inançların tutkunu bulunmalarının, diyalektik bir kafa yapısı kurmaları, ya da kuramamalarının nedeni, bilinçlenmeleri sırasında türlü çekimlerin etkileri altında kalmalarındandır. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:018, Paragraf:03 -/- 16 Ocak 2007 Salı 06:33:45 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçeğinde İnsan Halleri Bilinçlenmenin; yerinde ve zamanında alınan kararlar ile desteklenivermesi gerekli; Kendi hayatını, bazı prensip ile kurallara uyma zorunluluğu içinde hisseden insanlar, Başarıya en yakın ve zafere ulaşması büyük bir ihtimal olan davranışlar içersindedir. Bilinçlenme; davranış biçimi ve söz sarfiyatında, kendimizi yargılayabildiğimizcedir. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 16 Ocak 2007 Salı 06:46:12 )
  4. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.010 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = İnsan beyninin büyümesi altı yaşın bitmesiyle sona erer. Bu ham bir büyümedir. Beyin eğitim, deney gördükçe, büyük düşünürlerin dünyasına girdikçe gelişir, mantık yolları düşünmenin doğru-yanlış yönlerini gösterir. İnsan beynini olumlu yolda çalıştırdıkça her konunun içeriğini irdelemede ustalaşır. Yalnız yaşlandıkça bellek kaynağında depremler başlar, bir çok güç kaynakları gibi beyin de su koymaya başlar. Kimi beyinler düşünmeyi, yargılamayı yaşlı yılları içinde de sürdürebilir. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:018, Paragraf:02 -/- 16 Ocak 2007 Salı 06:02:01 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçeklere Ulaşması İçin Mantıksal gerçeklere ulaşabilmek için; düşünce deryası ufkuna yelken açabilmelidir; Sadece yaşadığımız an içi sorumluluklarımız ile, düşünceyi ve hissi irdeler isek eğer, Kısa vadeli çözümlemelerle, anlık yaşayabileceğimiz, huzur ve ümitlere ulaşabiliriz. Geleceği düşündüğümüz zaman; ebediyetle yüzleşen, huzur ve ümidi keşfedebiliriz. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 16 Ocak 2007 Salı 06:13:34 )
  5. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.007 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Bilinç, beyindeki us verisini doğrultusuna çeken, duyumu, coşkuyu, ruh etkinliğini uyumlaştıran sezgi yetisidir. Bir bakıma beynin us denen öz varlığını yanıltılı ya da mantıksal yönde işletmesinde öncü güçtür. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:017, Paragraf:01 -/- 15 Ocak 2007 Pazartesi 08:23:57 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Çıkarsızca Usuna Hükmedebilmesi Eğer ki, insani düşüncelerimizle, yanılgıya düşmüş olabileceğimizi sezinleyebilirsek; Toplum içinde, hükmeden yaklaşımlarla, insan arasında dolaşmaya, engel olabiliriz. Hükmeden yaklaşımdan korunabilmek için; düşüncenin, ince ayrıntısına açık olmalı; İnce ayrıntıların hassasiyetine gösterecek olduğumuz duyarlılıktır bizi insan yapan. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 15 Ocak 2007 Pazartesi 08:32:43 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.008 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Aslında sağduyunun da içeriğinde sezgi gücü pırıldar. Öğrenimi yükselmemiş kimselerde bu sağduyu olgular, olaylar, sorunlar karşısında en güvenceli kılavuzdur. Bilinci yükselten en iyi okul yaşam okuludur. Deney gücü, yetişme kertesi yeterli gördüğünüz bir kimse, bakarsınız, bir konu, bir olay karşısında sanki usu tümöre uğramıştır. Bunun nedenini bilinçlenmekteki tutukluğa bağlamak gerekir; bilinci ona önsezi gibi bir gücüyle yardım edememiş ki, beynini yargı alanında zorlamak olanağını kendinde bulsun. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:017, Paragraf:02 -/- 15 Ocak 2007 Pazartesi 09:58:13 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Samimiyeti ile Kendini Yargılaması Kendimize karşı dürüstlük sergileyebilmeli, en önemli mesele de; samimi olabilmek: Başkalarını, kusurlu davranış biçimi ve söz sarfiyatları ile yargılarken; acımasızızdır. İş kendi kusurlu davranış biçimi ve söz sarfiyatlarını yargılamaya aşamasına gelince; Olabildiğine affedici oluruz ve kusurlu da olsak, haklı olduğumuzu inatla savunuruz. Kendi kusurlu davranış ve söz sarfiyatlarını kolaylıkla affedemeyen duyarlı insanlar: Bireysel başarı adına, zafere en yakın olan ve samimiyetiyle başarıyı zorlayanlardır; Kendi kusurlu davranış biçimi ve söz sarfiyatları için, özeleştiride bulunabilen insan, Bireysel gelişim adına ileri adım atan ve pişmanlıklarıyla düzene girivermiş insandır. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 15 Ocak 2007 Pazartesi 10:18:45 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.009 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Ne ki, bilinç de tek başına güçsüzdür, usun türlü yetenekleriyle onu eylemin sonuna dek koruyucusu olması gerekir. Öne düşmüş bilinçlerini mantıklarının güçleriyle desteklemeyi huy edinenler başarıdan başarıya ulaşırlar. Tarihin ilerlemesi içinde büyüklüğünü tanıtmış kimselerde bu vardır; kanıları, inançlar, eylemleri toplumun doğrultusunda yürüten kafaları böyle işler. Toplumun yararına usun tüm verilerini, direnci, algıyı, ruh etkinliğini bayrak gibi dalgalandırmışlardır. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:017-018, Paragraf:03-01 -/- 15 Ocak 2007 Pazartesi 14:10:10 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin İlk Tespit Edebileceği Gerçek Yön İlk tespit edebileceğimiz gerçek yön, kendi bilincimize yönelebilmemiz gerektiğidir; Kendi varlığına faydası olmayan, bilgi ve tecrübe birikimini elde edememiş insanlar, Mantığını şahsi çıkarları için kullandığının farkına bile varamadan yanılgıya düşerler. Karanlık içerisinde kalmamak adına; mantığı iyi anlamalı, mantığı iyi yorumlamalı!.. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 15 Ocak 2007 Pazartesi 14:26:15 )
  6. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.005 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Şöyle düşünelim: İnsanda doğuştan bir yetenek dizgesi bulunmasaydı, sonraki çağlarda evrimi devrime dönüştüren atılımları, şaşırtıcı yapıları, araçları, gereçleri yapabilir miydi? Bugün de teknolojiyi geliştiren, atomu, hidrojeni, elektronik sanayi bulan, ses duvarlarını delen, uzay uygulamalarına geçen, dili bir anlatı içinde, sanat alanında en vurucu biçimde dillendiren insan beyni, ilkel beynin ilkel insanlarca çağlar boyu işletilmesine borçludur. Beyin yapısında varolmayan bir şey sonradan ışığa kavuşturulamaz. Bu bakımdan milyarlarca yıl öncesi de olsa, insan denen varlığın çevresine üstün, diğer yaratıklara egemen olduğunu söylemek bir abartı değildir. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:015-016, Paragraf:03-01 -/- 15 Ocak 2007 Pazartesi 07:27:58 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Okuma Sevinci İle Yaşadığı Ümitler Dünya üzerinde varolmuş her türlü canlı ve cansız varlığa sonsuz bir saygı gösteririz; Çünkü, varolmuş her canlı ve cansız varlık duruşuyla, sessizliği ile de bir şey anlatır. Onları yargılamak yerine, varlığından dolayı şikayetçi olmak yerine, şükür etmelidir. Her türlü canlı ve cansız varlığın koruma altına alındığı bir dünya için; İLLÂKİ SEVGİ. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK- 15 Ocak 2007 Pazartesi 07:36:06 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.006 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Yazımı şu acı sonuca değinerek bitireceğim: Elli yılı da geçen cumhuriyet döneminde halkın yarısını bile okur-yazar düzeye, okuduğunu anlar duruma getiremedik. İnsanın doğuştan varolan üstün yeteneğini, sayıp dökmüşsüz, bugünün teknolojik aşamalarını bunlara bağlamışız ne çıkar; çıkar, yarar gibi bir çok çarpık yargıların örgüsünde, onları bilinçsiz, eli böğründe, kültürden, çağın gerçeklerinden yoksun bırakmaya kimin haklı savunması olabilir? İlk insan suskunluğundan giderek anlatıma, yazmaya, okumaya açılma uğrunda milyonlarca yıl didinmişken, biz 20. yüzyılın uzay atılımı çağında insanın en yalın becerisinden koca yığınları yoksun bırakıyoruz. Bundan daha acı bir insanlık ağlatmacası olur mu?... Düşünün, on beş milyar beyin hücresini donuklukta koyuyoruz, sağduyusu işlek diye bir de çirkin avuntumuz var. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:016, Paragraf:02 -/- 15 Ocak 2007 Pazartesi 07:56:38 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Çıkarsızlıkta Sunduğu Sevgileri İçin Sevgi çıkar peşine düşmemeli, insan kendini unutarak sevgi yumağını büyütebilmeli; Varoluş hudutlarının zorlandığı gerçekler bu sevgi yumağının duyarlılığı ile mümkün. Duyarlılığımızın ölçüsü ile insani değerlere ulaşmamız kolaylaşır ve de zenginleşiriz; Zenginliğimizi cömertçe sergilenen insanlığımızla koruyabiliriz ve verdikçe İNSANız. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK- 15 Ocak 2007 Pazartesi 08:06:00 )
  7. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.003 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Bizim üzerinde duracağımız bu dünyanın insanıdır. Bu insan üstüne yaptığımız araştırmalara, incelemelere dayalı düşüncelerimizin tümünü ortaya koyacak olsak, boyutları bir kitabı aşar. Oysa biz insanın özelliklerine kuşbakışı değinmekle yetineceğiz, asıl ereğimiz onun << DUYMAYI, DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME >> gibi en üstün niteliğini, yeteneğini yansıtmak olacaktır. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:013, Paragraf:02 -/- 14 Ocak 2007 Pazar 17:08:17 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Yaşam Dolusu; Sevinççikleri Adına. Bir amacımız yok sadece, kendi olgunluğu ile kitap okuma sevincini tadabilmiş olan; İnsanın huzur ve ümidine ortak olabilmek, onların dertlerine çareleri sunabilmektir. Kitap sayfaları paragrafından hayatımıza yansıyıveren düşünce ışığı verimlilikleriyle, Hayatımıza olumlu bir ışık kazandırarak, bilgiyi zararsız olarak kullanıma sunmaktır. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 14 Ocak 2007 Pazar 17:24:30 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.004 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = O insan değil midir ki, doğanın hırçınlığına karşı direncini, algısını artırmak amacıyle çevresini nesnelerle doldurmuş, nesnelere tutkunluğu onu başka ölçüde, başka anlamda bir yaratık düzeyine eriştirmiştir. Yontma taştan barınaklar kurmak, ateş yakmak, türlü araçlar, gereçler yapmak, istemle cilalı taş dönemini açmak, demiri işlemek, tunçtan yeni yeni olanaklara açılmak, her türlü öldürücü savunma silâhları dökmek, savunma gereksemeleri yanında el sanatının türlü inceliklerini birlikte yürütmek, böylece her konuda dönemeçlerden özgür bir akışla geçmek yalnız insanın üstesinden gelebileceği işlerdir.İnsandaki beyinle elin perçinleşmesindendir tüm beceriler. İnsan varolan yeteneği inişletmesi gibi atılımların peşine düşmeseydi, uygarlık bugünkü çizgisine zor ulaşırdı. Her şeyi bir yana bırakalım, salt insana özgü olan gırtlak boğumlarından sesler çıkarma, sesleri ilkel yöntemle de olsa anlama kaydırma ustalığı yalnız insanın beceri alanında gelişime ulaşmıştır. Sonraki tarihsel sürecinide düşünme, dilediğini anlatma, yazma gibi insanı insan yapan üstün niteliğini, yeteneğini olgunlaştırmıştır. ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:014-015, Paragraf:05-01 -/- 15 Ocak 2007 Pazartesi 00:08:33 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Okuma Sevinci; Hayatsal Ümididir Kimseye karşı ne kin ne nefret duyguları besleriz, çünkü sevginin sırlarına ulaşmışız; Sevgi ile varolup, sevgi ile devamlılık sergileyebilecek olan, sevgiyle dolu insanlarız. Şahsi çıkar adına, ne bilgi paylaşımına, ne de dert ortaklığı paylaşımına açık değiliz; Çıkarsızca sevebilmiş isek, saygıyla koruyabilmiş isek; varlığımızın bir anlamı vardır. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 15 Ocak 2007 Pazartesi 00:07:00 )
  8. Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.001 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = = ÖNSÖZ = İnce duygulu şair, Oğuz Kâzım ATOK, << DUYMAYI, DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME>> adlı yapıtıyle bize ilginç denemeler veriyor. Bir özelliği var bu denemelerin; Hemen hepsi dil ve yazın odağında birleşiyor. Birinci bölüm olan <<DİL IŞINI>>nda felsefe ve bilimsel veriler ağır basıyor. İkinci bölüm, dilimizin özleşmesi ve gelişmesi ekseni çevresinde dönüyor. Üçüncü bölümde, çoğu yazınla ilgili düşünceler var. Olgun, çok iyi yürekli ve kendini sanata adamış bir insan olarak tanıdığım sayın yazarın ülkücülüğü, araştırma, sağlam yargıya varma ve arı Türkçeye titizlikle bağlı kalma çabası, yapıttaki yazıların ortak niteliğidir. Bütün parçalarında şu kaygının etkinliği seziliyor; düşüncelerini duygu ve hayal gücüyle süsleyip zenginleştirerek okuyucularına sindirmek. Bunu bir yerde açıkça söylüyor da: << İNSANLAR ÇIPLAK DÜŞÜNCEYLE ÇEVRELERİNİ DEĞİL, KENDİLERİNİ BİLE GÖREMEZ. DÜŞÜNCEYE DUYGU KARIŞMALIDIR Kİ İNSANI İNSAN YAPAN OLGU DOĞSUN; DUYMAYI DÜŞÜNCESİNE KARIIŞTIRA-KARIŞTIRA VAR OLUŞUNA ERİŞSİN.>> diyor. ATOKun askerlik eğitiminden geldiğini sandığım << BÜTÜN OLASILIKLARI AYRINTILARINA DEĞİN DÜŞÜNME>> alışkanlığını denemelerinde de görüyoruz. Konularını böyle bir uğraşı ile didikleye-didikleye inceliyor. Bunu yaparken en uçucu kavramları, kıvrak anlatımlarla ustaca duyuruyor. Yazar, duyuru yoluyle anlatım üzerinde sık-sık duruyor. Bu kavramı sözcüksüz olarak duyurmanın önemini belirtirken şiir dilini andıktan sonra şöyle diyor: << SÖZCÜKSÜZ KURULAN ÖTEKİ SANAT ÜRÜNLERİ DE SUSKUN BİR KAVRAM TAŞIYORLAR MI?>> Bir Yazarın değeri, düşüncelerini, duygularını sergilemekte gösterdiği özgünlükle ölçülür. Değerlendirmelerde yazarla bizim aramızda ayrılıklar bulunabilir; bu önemli değil. Sayın ATOK, <<DENEME>> denemeleriyle, ozan kişiliği yanında bir de DÜŞÜNÜR-ARAŞTIRMACI kişiliği bulunduğunu göstermiştir. Kendisini yürekten kutlarım. Ömer Asım AKSOY ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:009-010, Paragraf:01,02,03,04-01,02,03,04,05 -/- 14 Ocak 2007 Pazar 16:10:47 ) Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi: = OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR = = VARAN ADIM: 000.000.002 = = DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; = Her yaratık, her bitki gibi insanın da yaşayışı güneşle sıkı ilgilidir. Yaşlanmış dünyamızın doğal yasaları kendi güneşinin varlığına dayanır. Çözülemeyen gizlerle örtülü koca boşluk içinde bizim güneşimiz yüce evrenin bir bölümünü tutar. Bizim güneşimiz bize yetmektedir; Einsteinin tanımıyle öncesinden sonsuza değin rastladığı evren cisimlerini aydınlata-aydınlata akan, akacak olan güneşimizin dalgaları ( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:013, Paragraf:01 -/- 14 Ocak 2007 Pazar 16:29:05 ) Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Yaşam Dolusu; Yeni Ümitleri Adına Bir değil, yetmiş milyon güneşimiz var dünya üzerinde kendi varlığına ışık tutabilen; Kitap paragraflarından sökün eyleyen aydın düşüncelerde, tutunurlar aşk gerçeğine. Okunulası bir kitap bulmalı ve insan, bir başına kendi yalnızlığına gömülüvermelidir; Hayaller büyüsün, yalnızlıklar çoğalsın, çocuklarımızın yüzünde gülücüğü olsun deyi. ( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 14 Ocak 2007 Pazar 16:37:51 )
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.