Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

iLyAdA

» Mavi Uçurtma Grubu
  • İçerik Sayısı

    1.168
  • Katılım

  • Son Ziyaret

iLyAdA tarafından postalanan herşey

  1. Herkes gönlüne göre seçer artık
  2. canım, sen çok şeker ve de nazik olduğundan bizleri de kendin gibi görüyorsun senin gibi narin.....
  3. canım arkadaşım çiçek yollamış, almaz mıyım?
  4. Görüldüğü kadarıyla şuuraltına inme beceriniz de varmış sayın aslan34, Yukarda taraflı tek söz söylemediğim halde , sadece olayı arkadaşların objektif bir değerlendirme yapmaları için yorumsuz taşıdığım halde şuuraltımdan bahsediyorsunuz.. Görüldüğü üzere ben kimseye hiç bir atıfta bulunmamışken yaptığınız değerlendirme , sanırım yaptığımız son hipnoz seansımızın bayağı verimli geçtiğinin göstergesi...Çok şey anlatmışım galiba trans halinde iken.. Sadece bu cümle için "aynı sizde olduğu gibi" açıklama bekliyorum sizden, bundan sonra ise tek kelime ile dahi muhatabım değilsiniz...
  5. mrs.su kendimi o çocukların yerine koyuyorum, o çukura düştüğümü hayal ediyorum, bata çıka boğulduğumu..... düşünmek bile öyle zor ki ya yaşayana ne demeli ... deliriyorum, çıldırıyorum, sonra dönüp kendi kızıma bakıyorum sezdirmeden, eğer ellerimden kayıp gitse evladım naparım diyorum yok , düşüncesine bile katlanamıyorum.. Allah ailelerine sabır versin tüm kaybettiklerimizin...
  6. çokşeker
  7. mutlu yıllar, kaçırdığım bir topic olmuş..geç oldu ama;)
  8. Sevgili muki, Bahsettiğin konu ayrı bir toplumsal yara, evet tepkisiziz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesini düstur edinmişiz doğru.. Ama tek bir örgüt bile mi yok, sadece anne baba ve komşulardan başka kimİ görüyoruz tepki verirken.. Sessiz sedasız oturduğumuz içinde, her yapanın kesesine kar kalıyor olan biten... Dilara olayı gazetelere yansıdı hiç mi kimse dönüpte etrafına bakmaz ya...Belediye olarak yapıyorsa işçilerini, taşerona verdiyse müteahhitlerini arayıp yapılan çalışmalar sırasında gereken tedbirler alınmış mıydı, konu ile ilgili teftiş yapılacaktır diyemez mi? Biz de alınan tek tedbir nedir biliyor musun? Ölen öldükten sonra çukurun vs her neyse onun etrafına bir şerit çekmek..!!! Bahsettiğin o olay kobe ile ilgili, japonlar onurlarına gururlarına aşırı düşkün bir millettir..İktidarlarımız ise herşeyi sineye çekecek kadar yapışıktır koltuğa, intihar değil istifa edeni gördün mü? Birkaç iyi vardı, onlarda öldü gitti...
  9. mck buda bende olsun, arkadaşım sevgiler

  10. Çiçek sunarak ve kabul ederek yürek okşayan tüm dostlara...
  11. Günaydın efendimm:)) Mutlu sabahlar ve günler ve de geceler...
  12. hallowen
  13. Aynı akıbete ben de uğruyordum aslında Ankara'da...Yürüyüş yaparken üzeri karla kapanmış çokuru son anda farkettim..Kör bir çukurdu ama yine de bir insan boyundan daha derin ve düşme halinde ya bacaklarınızın kırılmasına neden olacak ya da kafanızı çarpmanız sonucu beyin kanamasına bile yol açabilicek derinlikte idi.. Pek çok yerle görüşmemi gerektiren bir telefon trafiğinin sonunda çukuru kapattırdım..Maalesef ülkemizde tek ya da bir kaç telefon sonucu ulaşabileceğiniz sorun çözücü merciiler yok, ancak bir tenis topuna dönüştükten sonra birilerine ulaşabiliyoruz, karşımızda ki kişi bizi dinler ve kılını kıpırdatırsa ne mutlu bize .....
  14. iLyAdA

    Hec beyle olur?!

    ÖLDÜKLERİYLE KALDILAR! Ankara'da belediye çukuruna düşerek hayatını kaybeden ünlü Şair Orhan Veli'yi 14 Kasım 1950'de yitirdik. O günden bugüne, şairinden doktoruna, yaşlısından çocuğuna yüzlerce kişi, şantiye görüntüsünden kurtulamayan kentlerde, çoğu devletin kurumları tarafından açılan çukurlarda yaşamını kaybetti. Açılan davalar, ya faili bulunamadığı için kapatıldı ya da faillere verilen ceza "bir daha aynı suçu işlemeyeceği" yönündeki hâkim kanaatiyle ertelendi. Yakınlarını kaybedenlerin feryadı isyana dönüştü. Dilara ne ilkti, ne de son olacak. 5 Temmuz 2005'te, 9 yaşındaki Merve Aldemir'in çığlığı Antalya'da yükseldi. Aldemir, evinin önünde arkadaşlarıyla oynarken, üzeri gazete kâğıdıyla örtülen 10 metre derinliğindeki fosseptik çukuruna düşerek öldü. Aldemir'in ölümünden, apartman yöneticisi Nevzat Yücel ve traktörüyle fosseptik kapağını kırdığı iddia edilen Mustafa Yalçın sorumlu tutuldu. Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Yücel'e verdiği 2 yıl hapis cezasını 1 yıl 8 aya indirdi ve erteledi. Yalçın'a verdiği 2 yıl 6 ay hapis cezasını da 18 bin 200 YTL adli para cezasına çevirdi. VE DİĞERLERİ 6 Şubat 1996 - İzmir SSK Tepecik Hastanesi'nde görevli Dr. Müge Edipoğlu'nun kullandığı otomobil belediyenin açtığı çukura düştü. Otomobildeki 5 kişi öldü. Yargılanan hiçbir yetkili ceza almadı. Bornova Belediyesi ölenlerin yakınlarına 25 bin YTL tazminat ödedi. 24 Şubat 2007 - Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde belediyenin açtığı kanalizasyon çukuruna düşen Mehmet Tufan (22) yaşamını yitirdi. Baba Kemal Tufan, "Savcılık konuyla ilgili soruşturma açtı. Soruşturma henüz tamamlanmadı" dedi. 11 Kasım 2004 - Süheyla Yöntem (14), Antalya'ya bağlı Kepez Belediyesi sınırlarındaki rögar çukuruna düşerek öldü. Yöntem'in ailesi belediye aleyhine 160 bin YTL'lik tazminat davası açtı. Bilirkişi raporunda, "Yöntem, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak rögarın bulunduğu yöne gittiği için ikinci derecede tali suçludur" denildi. Anne Süheyla Yöntem, rapora itiraz etti. Dava sürüyor. 8 Temmuz 2005 - İstanbul Gaziosmanpaşa Arnavutköy beldesindeki foseptik çukuruna düşen Bayram Satılmış (8) öldü. Apartman sahibi Fethi Kurban hakkında açılan dava sürüyor. 7 Ocak 2005 - Antalya Muratpaşa Belediye sınırlarındaki bir yolcu minibüsü, açık bırakılan rögar çukuruna düşerek devrildi. Yolculardan Mehmet Ali Çetin (17) öldü, 17 kişi de yaralandı. Şoför Hüseyin Kanlıoğlu, fazla yolcu almak ve tehlikeli araç kullanmaktan yargılanıyor. 8 Ağustos 2003 - İstanbul Altınşehir'de, kapağı kırık foseptik çukuruna düşen Özgür Dilekçi (13) hayatını kaybetti. Baba Hüseyin Dilekçi, "Belediyenin yanı sıra çalıştığım işyerinin de bu olayda kusuru vardı. Uzlaşma yoluna gittik ve davadan vazgeçtik" dedi. 28 Ocak 2004 - İstanbul Seyrantepe'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin fidan dikmek için açtığı 1 metrelik çukura düşen Ümit Aslan (12) hayatını kaybetti. Soruşturma sürüyor.
  15. Ve Tufan'ın...
  16. Ve Hakan'ın...
  17. Ve Sadullah'ın...
  18. Tufan TÜRENÇ [email protected] Aradan 57 yıl geçmiş değişen bir şey yok... BEŞ yaşındaki Dilara'nın kapağı olmayan rögardan kanalizasyona düşüp boğularak ölmesi hepimizi etkiledi. Bu çağda, İstanbul gibi bir megapolde böyle bir facianın yaşanması, uygar bir ülkede belediye başkanını götürür, iktidarı da ciddi şekilde sallardı. Ama Türkiye'de hiçbiri olmadı. Ne belediye başkanı istifa etti, ne de hükümet sallandı. Üzerinden bir hafta bile geçmeden zavallı Dilaracık unutulup gitti. Bu ne duyarsızlık? Hani nerede çevreciler? Mimarlar Odası... Sivil toplum örgütleri nerede? Yok, yok, yok... Duyduğumuz üzüntü ve öfke içimizde kaldı. Sadece Dilara'nın annesinin belediye başkanının özür dileme isteğini onurlu bir kararlılıkla reddetmesi, bu öfkemizi dindirecek küçük bir teselli oldu. İşin bir başka acı yanı, bu olaydan sorumlu olan belediye başkanının zeytinyağı gibi üste çıkmaya çabalayarak medyayı tehdit etmesi. * * * Şimdi 57 yıl önceye dönelim. 1950 yılında ünlü şairimiz Orhan Veli Kanık 36 yaşında en verimli çağında yaşama veda etmişti. Bu hazin vedanın öyküsü de hazindir. Orhan Veli, Fransız düşünür ve yazarı Jaen Paul Sartre'ın Yosma adlı eserini Türkçe'ye çevirmişti. Eser sahneye konacaktı. Bunun için birkaç günlüğüne Ankara'ya gitmişti. Ünlü şair, 10 Kasım gecesi Ankara'da kaldığı yere dönerken belediyenin açtığı kanalizasyon çukuruna düştü. Düşerken başını çarpan, ayağından yaralanan şair bir süre kendinden geçmiş halde çukurda kaldı. Sonra kendi gayretiyle çukurdan çıkarak yoluna devam etti. İki gün sonra da işlerini tamamlayıp İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken aniden fenalaştı. Hemen hastaneye kaldırdılar. Önce alkol zehirlenmesi teşhisi kondu ve buna göre tedavi yapıldı. Ancak sonradan beyin kanaması geçirdiği anlaşıldı. Aynı gece Türk şiirinin unutulmaz şairi, gece saat 23.20'de 36 yaşında hayata veda etti. * * * Evet Türk şiirine yepyeni bir soluk getiren, özgür, başına buyruk dizelerle dillerden düşmeyen şiirler yaratan bu ünlü şairin ölümü böylesine hazin olmuştur. Bir gece vakti düştüğü kanalizasyon çukuru onun sonunu getirmişti. Aradan geçen 57 yıla karşın değişen bir şey yok. Yine kentlerimizde insanlar belediyelerin açtığı kanalizasyon çukurlarına düşüp ölüyorlar. Şairin "Vatan İçin" adlı şiiri ne kadar anlamlı: "Neler yapmadık şu vatan için! Kimimiz öldük; Kimimiz nutuk söyledik." Devran, hálá aynı devran... Kimimiz ölüyoruz, kimimiz ise nutuk söylüyoruz. Bu şiiri Dilara'nın ölümünden sorumlu olanlara armağan ediyorum.
  19. iLyAdA

    Hec beyle olur?!

    Hepimiz hayatımızdan çok memnun olduğumuz için tek bir eleştiri ya da memnuniyetin dile getirilmediği bu topic, ihmalden ölenlerin çetelesini tutan bir topic haline dönüştü!!!
  20. iLyAdA

    Hec beyle olur?!

    Tayfun’u da çukur yuttu 12 Mart 2007 Neşet KARADAĞ/ADANA, (DHA) Kanalizasyon kazıları İstanbul, Kocaeli ve Ağrı’dan sonra bu kez Adana’da 6 yaşındaki Tayfun Kuzu’nun hayatına mal oldu. Adana’nın Yüreğir İlçesi’ne bağlı Doğankent Beldesi’nde Cumhuriyet Mahallesi 13’üncü Sokak’ta oturan Mustafa Nazlı(37) evinin önündeki rögardan sızan pis suların evinin bahçesine dolması üzerine geçen pazartesi günü Doğankent Belediyesi’ne başvurdu. Belediye yetkilileri de iddiaya göre, iş makinelerinin olmadığını, durumu Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ’ye bildireceklerini belirterek sızıntının yerinin tespiti için borunun etrafının açılmasını istedi. Ev sahibi de ertesi gün kepçe kiralayarak 1.5 metre derinliğindeki çukur kazdırdı. Çukur suyla doldu. Çarşamba günü akşam gelen ASKİ görevlileri de kısa bir çalışmadan sonra "Mesaimiz bitti, sonra geleceğiz" diyerek su dolu çukura önlem almadan gitti. Dün saat 14.00 sıralarında Tayfun Kuzu (6), önlem alınmayan çukura düştü. Çevredekiler tarafından Adana Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuk kurtarılamadı. Tayfun’un babası Hüseyin Kuzu ve annesi Ziynet Kuzu sinir krizi geçirdi. Kanalizasyon çukuru için belde ile ASKİ yetkilileri birbirlerini suçladı. ASKİ Genel Müdürü Bayram Merdan, kendilerine haber verilmediğini iddia ederken Beldenin DYP’li Belediye Başkanı Muharrem Baran ise ASKİ’yi suçladı.
  21. evet yapılamıyor ipek ama bu gelecekte yapılamaz demek değil..zaten yapılsa ne olurdu soru ;?
  22. Dilediğin tüm güzelliklerin hayatında olması temennisiyle....
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.