Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kaan_bebeto

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.221
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    6

kaan_bebeto tarafından postalanan herşey

  1. SİZİN HİÇ ANNENİZ ÖLDÜMÜ Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk Bak mevsim umut mevsimi papatya mevsimi, gül mevsimi mevsim bahar dağlar kar suların coşup taştığı zamandır kalk yarasına merhem olduğum kalk ben geldim uyan da bir bak yatma öyle sessiz, öyle nefessiz ne olur yatma öyle çaresiz aç gözlerini yaşadığını bileyim gülersen güleyim ağlarsan gözyaşını sileyim oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde bahar yağmurları yıkasın saçlarını ölmek gerekiyorsa ben öleyim... kalk anam allah aşkına kalk ben geldim bak kime bu nazın, kime bu küsün bu inat niye konuş benimle, allah aşkına konuş yatma öyle sessiz, öyle nefessiz, kurban olduğum bir ses ver, bir nefes yaşadığını bileyim kalk anam kalk allah aşkına kalk ben geldim bak saklandığımız kovuklarda şidetli yağmurlar yağsın yine rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın koynuna al beni, sarıl sıkıca başımı göğsüne yaslayayım yeneyim bütün korkularımı ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur koynuna al yine, sarıl sımsıkı, üşüyorum korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında tut elimden güneşe götür beni saçları sümbül anam, yanağı gül anam sayki, küçük bir çocuğum daha, hiç büyümedim şimdi ben ne yaparım, nereye giderim kime gösteririm kanayan dizlerimi uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda usul, uslu, ağır, yorgun uyuyor bedenin ah anam ne kadarda güzelsin uyan kurban olduğum uyan, bak rüzgar vakti dağlarda tut elimden kırlara gidelim beyaz papatyalar toplayayım sana düşersen yalnız kalırım gidersen öksüz taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir şehir kalk allah aşkına kalk böyle yapayalnız boynu bükük koma beni senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini yavrum diyen o nazlı, yumuşacık sesini hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim gözlerime acılar yağdıran kalk ki, yine sana türküler söyleyeyim Ey dağlar taşlı dağlar başı telaşlı dağlar ben anamı yitirdim gözlerim yaşlı dağlar bağların gülü kaldı gamlı bülbülü kaldı ah komşular komşular ben annemi yitirdim boynum bükülü kaldı kalk anam kalk, allah aşkına kalk bu yürek nasıl dayanır derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime ıslanıyor sensíz kalan yanım hadi uyan yüreğini öptüğüm koma beni buralarda yalnız bırakıp gitme yıkılırım bir kez değil, her gün bin kez ölürüm Sarılki kokun sinsin tenime anne sevgin işlesin yüreğime bu yalancı dünyada kimim varki başka gözlerimden öpecek, üstümü örtecek bu karanlık soğuk gecelerde kalk anam allah aşkına kalk karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne boynunu büküyor yaşam yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında turnalar da geçmiyor artık kalk allah aşkına kalk sen bir maral ol, ben ceylan dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma tut ellerimi benimle ağla, benimle yan benimle uyu, benimle uyan birlikte çıkalım dağlara, bak yayla zamanı ben munzur suyu olayım, sen teyran sen nisan ol, ben haziran... ben küçük bir pınar, sen çağlayan akıp gidelim koyun koyuna Sen yoksan kurur kurnalar çocuklar susuz, analar kuzusuz kalır melemez bir daha koyunlar ardından kan süzülür kirpiklerden yüreklere keklikler ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama kalk anam kalk allah aşkına kalk bulutlarda ağlıyor bak kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin eğilsin önünde melekler çiçekler selama dursun yaşamın adı sensin, senin adın yaşam düşersen omuzuma üşürsen yüreğime yaslan tut ellerimi sevinçlere yürüyellim ana nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür ....... ah nazlı anam uzansam dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere durdurabilir miyim? zamanı gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim? anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını yaşamın umursamazlığını kim dinler beni ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda al sıcaklığına sar beni, üşüyorum ya gece, gecede üşür mü anne kimsesiz kalınca bırakıp gitme n’olur ......... ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy ah komşular komşular hele deyin ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy... Sizin hiç anneniz öldü mü? Benim öldü nuri can
  2. ÇOBAN KIZI Tayfuna tutuldum aşk deryasında Yönümü yitirdim yüzer dururum Sahilde vurduğum dert adasında Dolmayan çilemi yazar dururum Sezince boyundan büyük nazını Prenses sanmıştım çoban kızını Armağan ettiğin çam sakızını Ya sabır taşında ezer dururum İltifat eylesem sus der istemez Şiirler söylesem kes der istemez İsyankar olurum ister istemez Canımdan usanır bezer dururum Aklında iki gün birini tutmaz Deli etmek için beni unutmaz Bugünkü adresi yarını tutmaz Mahalle mahalle gezer dururum Her gece teklifsiz rüyama girer Uykumu bölmenin zevkine erer Önüme bir yığın bilmece serer Ağlaya ağlaya çözer dururum Bir zaman baş tacı ettiğin bendim Nereye layıktım nereye ****** Kapıya atılmış paspasa döndüm Çiğneyip geçtikçe tozar dururum
  3. tamam yaff ben bakıcı istemiyorumm
  4. Çimen Gözlüm Bak düşünüyorum gene; Güzel gözlerini. Ufak bir umut ışığı var içimde Ellerini tumanın Gözlerinde kaybolmanın Ben her gece seni Düşünmekten harap oldum Sana yalvarıyorum Bana son bir şans ver Çimen gözlüm Çimen gözlerinde kaybolup ölmek istiyorum…
  5. tamam ya kusmam Alla alla o tv deki bakıcılara özenme ksıss deli ...bende sacını çekerim..
  6. finomu peheheh Allah iylik saglık versin emii...
  7. Çiçek Kokulu Yağmurlarda Sevdim Ben seni, Çicek kokulu yağmurlarda sevdim Semadan nazlı nazlı süzülürdün içime Bulutların arasından sevdanı bırakırdın yüreğime Ben seni, Çicek kokulu yağmurlarda sevdim Her damlan başka bir çicek kokardı; Bazen kır menekşesi Bazen zambak bazen de kasımpatı Ben seni, Alaca atların koşuşturduğu kırlarda sevdim Ben seni, Taze gülleri bahara gelin ettiğimde sevdim Ben seni, Güneş huylu çocukların gözlerinde sevdim Ben seni, Bulut benizli çiceklerde sevdim Dört mevsim gözlerime baharı getirirdin Avucuma dane dane tomurcukları sererdin Ben seni, Seher vakitlerindeki hoyrat rüzgarlarda sevdim Tanyeri ağarmadan ilk bana gülümserdin Acılarıma ağlar, dertlerimi dinlerdin Ben seni, Yıldızların ay' la dansında sevdim Ben seni, Islak yanaklı serçenin kanadında sevdim Ben seni, Utangaç yanaklarında yüreğimde ölümüne sevdim
  8. arkidişim seni tebrik ediyorum.....açık yürekliliklen söylediğin için.. ama ben ya yapmak istiyorsam saçlarını okşamak istiyorsam ya
  9. bende üstüne ne verdiyse Allah kusarım ..birde cimcikleme yok uzun saçlı deniz gözlü olan sın attım ama ya tutarsa
  10. oda kim yaf seren
  11. Allahtan istedigim böyle tatlı veletler sende bu forumun bebek bakıcısısın banada bak nolur ben aglamam fazla
  12. bilmem aklıma işte mor renk geliyor sende bir anlamı ve manası yok sadece içimden öle geliyor be.....aslında denizin sessiz yönünü sana benzettim herhalde...
  13. natalia arkidişim sen bana hep bu sessiz mor denizi hatırlatıyorsun dermişim..ama internette karşıma çıktı ilk sen aklıma geldin paylaşayım dedim beyenirmisin bilmem .....küstüm sana ama neyse ...barişim barii
  14. Hayatta kimse için ağlamaya değmez, Ağlamaya değenler zaten ağlatmaz, Birgün ağlaman gerekirse başını dik tut ki; Gözyaşların seni ağlatan kişi kadar alçalmasın ...
  15. SESSİZ GEMİ Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden
  16. şişşşşşşşşşşşşşşş arkidişim 57 ci maddeyi unutmuşsun 57. SABRET VE EN ÖNEMLİSİ BUNLARIN HEPSİNİ HERGÜN YAP.. neyse ben yazdım senin yerine..
  17. 4.Bir genç babasına sorar: -"Baba evlenmek kaça malolur?" Baba cevap verir: -"Bilmiyorum oğlum,ben hala ödüyorum." deli yaf bu kısss takmış erkeklere kafayı...
  18. beni fisleyen arılar senin arılar olmasın ... kocaman olduydu parmagım..
  19. kaan_bebeto

    Tarihte Bugün

    12 KASIM 1799- İlk meteor yağmuru kaydedildi. 1840- ''Düşünen Adam'' heykeli ile tanınan heykeltıraş Auguste Rodin, Paris'te doğdu. 1877- Gazi Osman Paşa, Plevne'de teslim olmayacağını bildirdi. 1900- Uluslararası Paris Sergisi'ni 50 milyon kişi gezdi. 1927- Sovyetler Birliği'nde Troçki, Komünist Parti'den çıkarıldı; Stalin başa geçti. 1929- Yeni harflerle basılan ilk Türk posta pulları kullanıma girdi. 1934- Türkiye'de ilk kez bir kadın, belediye başkan yardımcısı oldu. Bursa Belediye Meclisi, Zehra Hanım'ı başkan yardımcılığına seçti. 1943- Gazeteci yazar Sadri Ertem 45 yaşında öldü. 1967- Türk Hükümeti'nin, 31 Ekimde gizlice girdiği Kıbrıs'ta Rumların tutukladığı Türk toplumu lideri Rauf Denktaş'ın serbest bırakılmasını Kıbrıs Hükümeti'nden istemesi sonrasında, Denktaş serbest bırakıldı. 1995- Sait Halim Paşa Konağı tamamen yandı. 1997- ''AB-212'' tipi Türk helikopteri, NATO Akdeniz Daimi Deniz Kuvveti'ne bağlı gemilerin müşterek eğitimleri sırasında Rodos Adası açıklarında düştü: 3 asker öldü. 1999- Bolu, Düzce ve Kaynaşlı'da, 7,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi: 894 kişi öldü, 4 bin 948 kişi yaralandı. 2003- TÜBİTAK Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Enstitüsü (BİLTEN) tarafından teknoloji transferi yöntemiyle üretilerek uzaya gönderilen BİLSAT uydusu görüntü göndermeye başladı. 2003- Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin barış zamanı idam cezasının kaldırılmasını öngören 6'ncı protokolünü onayladı. 2004- Arafat'ın ölümünün ardından Mahmud Abbas Filistin Kurtuluş Örgütü lideri oldu.
  20. kaan_bebeto

    Tarihte Bugün

    11 Kasım 1914 Osmanlı Devleti, İttifak Devletleri yanında 1. Dünya Savaşı'na girdi. 11 Kasım 1922 Türk Heyeti Lozan'a vardı. 11 Kasım 1920 Doğu Cephesi Karargâhı, Gümrü'ye taşındı. 12 Kasım 1920 Ermeniler'in boşalttığı Iğdır'a, Türk birlikleri girdi. 12 Kasım 1921 Hamdullan Suphi Maarif vekilliğinden istifa etti. 13 Kasım 1918 Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması üzerine, İstanbul'a geldi. 13 Kasım 1918 İtilaf Devletleri donanmaları ile Yunan savaş gemileri, İstanbul önüne demirledi. 13 Kasım 1932 Dr. Müfide Kazım ilk kadın Hükümet Tabibi oldu. 14 Kasım 1923 Temyiz'in (Yargıtay) Ankara'ya taşınmasını öngören kanun, T.B.M.M.'nde kabul edildi. 14 Kasım 1913 2. Balkan Savaşı'ndan sonra, Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasında Atina Antlaşması imzalandı. 15 Kasım 1918 Mustafa Kemal Paşa, Vahideddin ile görüştü. 16 Kasım 1919 Mustafa Kemal Paşa, batıdaki milli kuvvetlerin örgütlenmesi ve ordu tarafından desteklenmesi için bazı kolordu ve tümen komutanlarına önerilerde bulundu. 16 Kasım 1919 Batı Anadolu'daki kuvvetlerin, üç cephe üzerinde tertiplenmesi hakkında, Mustafa Kemal Paşa, Heyeti Temsiliye adına Harbiye Nezareti'ne öneri sundu. 16 Kasım 1919 Balıkesir'de, Mustafa Necati ile Vasıf ve Esat (Çınar) kardeşler "İzmir'e Doğru" gazetesini yayınlamaya başladılar. 17 Kasım 1916 10. Türk Kolordusu, Makedonya Cephesine geldi. .....alıntıdır......
  21. .:. TEVFİK RÜŞTÜ ARAS (1883-1972) .:. Tevfik Rüştü Aras 1883 yılında Çanakkale'de doğdu. Beyrut Tıbbiyesi'ni bitirdi ve doktor olarak İzmir, Selanik ve İstanbul'da çeşitli görevlerde bulundu. İttihat ve Terakkiye girdi. Selanik'te Mustafa Kemal ile yakın arkadaş oldu. 1918'de Meclisi Ali-i Sıhhi (Yüksek Sağlık Kurulu) üyesiydi. 1920 yılında Ankara'da TBMM açıldıktan sonra Muğla'dan (müstakil Menteşe livası) milletvekili seçildi. İlk dönemde Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyeliğine getirildi. 1920 sonbaharında, Türkiye Komünist Fırkası'nın kurucuları arasına girdi. TBMM Hükümeti'nin Rus Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ne ilk büyükelçi olarak gönderildiği Ali Fuat Paşa(Cebesoy) delegasyonu ile Moskova'ya gitti. 1923'ten 1939'a kadar İzmir milletvekilliğinde bulundu. 4 Mart 1925'te Takriri Sükun Kanunu'ndan sonra kurulan İsmet Paşa(İnönü) Kabinesi'nde Hariciye Vekili oldu. Atatürk'ün ölümüne kadar kurulan bütün kabinelerde bu görevi sürdürdü. Dışişleri komiseri Litvinov'un davetlisi olarak üç kere Rusya'ya gitti. 1926'da Odesa'da 1930 da ve 1937'de Sovyet ileri gelenleriyle Moskova'da görüşmeler yaptı. 1939'da Londra Büyükelçiliğine atandı ve üç buçuk yıl İngiltere'de kaldı. 1943'te emekli oldu. Savaşın sonlarında İstanbul basınında (Özellikle Tan gazetesinde) yazılar yazdı. Demokrat Partinin kuruluş mücadelesini destekledi. 1952-1959 yıllarında İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Tevfik Rüştü Aras'ın Dışişleri bakanlığı sırasında verdiği söylevleri Numan Menemencioğlu tarafından derlenerek bir kitap haline getirilmiştir. "Lozan'ın İzlerinde On Yıl" (1937, Fransızcası; 10 ans surles traces de Lausanne), Uluslararası Diplomasi Akademisi tarafından yayımlanan "Diplomasi Sözlüğünde" (Dictionnaire diplomatigue) Türkiye'nin Dış Politikası (Lapolitigue exterieure de la Turguie) maddesini de Tevfik Rüştü yazmıştır. Günlük basında çıkan yazılarının güncel olmayanlarını "Görüşlerim" (1945 ve 1963) adlı iki cilt kitapta toplayan Tevfik Rüştü Aras, 1972 yılında İstanbul'da öldü. ..hepsi alıntıdır.... 25 adet arkadaşı ve silah arkadaşı ...paylaşımda bulunmak istedim inaşallah beyenmişsinizdir....
  22. .:. SALİH BOZOK (1881-1941) .:. Salih Bozok 1881'de Selanik'te doğdu. Mustafa Kemal ile önce mahalle, daha sonra da okul arkadaşlığı daha başlangıçta kaderini çizmiş oldu. İkisi de aynı okullarda okuduktan sonra aynı yıl Harp Okulunu bitirdiler. Salih Efendi jandarma sınıfına seçilmişti. Mustafa Kemal ise Akademiye devam edecek, kurmay olacaktı. Mustafa Kemal Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu'ya geçmeden önce ve Suriye Cephesi'nde bulunduğu sırada Salih Efendi'yi başyaver olarak yanına getirtti. Sürekli beraberlik böyle başladı ve Salih Bey yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan sonra bile Mustafa Kemal'in yakınında kaldı. Yüzbaşı Salih, Mustafa Kemal'in yanında, Heyeti Temsiliye'de görevli olarak Ankara'ya gitti. Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken o da Meclis Başkanı başyaveriydi. Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçilince yarbay Salih de Cumhurbaşkanlığı başyaveri oldu. Yarbay rütbesinde ordudan istifa ettiğinde önce, o zamanki adı Bozok olan Yozgat'tan milletvekili seçildi; milletvekilliği 1939 seçimlerine kadar her dönemde yenilendi; bu arada Mustafa Kemal'in sofrasındaki yerini ve çevresindeki görevini de muhafaza ediyordu. Salih Bey bu dönemde İş Bankası'nın kurucuları ve hissedarları arasında yer aldı. Mustafa Kemal'in ölümüyle Salih Bozok'un dünyası da yıkılmış oldu. Milletvekilliği sürdüğü halde sağlık durumundan şikayet ederek Yalova'ya çekildi ve 1941 yılında öldü.
  23. .:. RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN (1892-1959) .:. Ruşen Eşref Ünaydın 1892 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Sultanisini ve Edebiyat Fakültesini bitirdi. Askeri Baytar Alisi'nde, Darülmuallimini Aliyde, Türkçe ve Fransızca öğretmenliği yaptı. Yazarlık hayatına 1914'te mütercimlikle başladı. 1918'de Yeni Gün muhabiri olarak Kafkasya'ya, Tasviri Efkar muhabiri olarak Sivas'a gitti. Dergi ve gazetelerde mülakat ve gezi türünde yazıları yayımlandı. 1920'de Anadolu hükümetinin çağrısı üzerine İnebolu yoluyla Ankara'ya gitti; Türk Kurtuluş Savaşına katıldı. 1922 yılında Buhara elçiliği başkatibi oldu. Lozan Konferansında matbuat müşavirliği yaptı. TBMM ikinci döneminde Afyonkarahisar Milletvekili seçildi. Riyaseti Cumhur Umumi Katipliğinde, Tiran, Atina, Budapeşte elçiliğinde ve Roma, Londra ve Atina Büyükelçiliğinde bulundu. 1952'de emekliye ayrıldı. "Servet-i Fünun", "Donanma", "Tedrisat", "Türk Yurdu" ve "Yeni Mecmua"da yayımladığı mülakat, mensur şiir ve hatıra türünde yazılarıyla tanındı. Mustafa Kemal Paşa'nın yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal Paşa'yı Türk basınında ilk defa tanıtmasıyla ünlüdür.
  24. .:. RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN (1892-1959) .:. Ruşen Eşref Ünaydın 1892 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Sultanisini ve Edebiyat Fakültesini bitirdi. Askeri Baytar Alisi'nde, Darülmuallimini Aliyde, Türkçe ve Fransızca öğretmenliği yaptı. Yazarlık hayatına 1914'te mütercimlikle başladı. 1918'de Yeni Gün muhabiri olarak Kafkasya'ya, Tasviri Efkar muhabiri olarak Sivas'a gitti. Dergi ve gazetelerde mülakat ve gezi türünde yazıları yayımlandı. 1920'de Anadolu hükümetinin çağrısı üzerine İnebolu yoluyla Ankara'ya gitti; Türk Kurtuluş Savaşına katıldı. 1922 yılında Buhara elçiliği başkatibi oldu. Lozan Konferansında matbuat müşavirliği yaptı. TBMM ikinci döneminde Afyonkarahisar Milletvekili seçildi. Riyaseti Cumhur Umumi Katipliğinde, Tiran, Atina, Budapeşte elçiliğinde ve Roma, Londra ve Atina Büyükelçiliğinde bulundu. 1952'de emekliye ayrıldı. "Servet-i Fünun", "Donanma", "Tedrisat", "Türk Yurdu" ve "Yeni Mecmua"da yayımladığı mülakat, mensur şiir ve hatıra türünde yazılarıyla tanındı. Mustafa Kemal Paşa'nın yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal Paşa'yı Türk basınında ilk defa tanıtmasıyla ünlüdür.
  25. .:. REFET BELE (1881-1963) .:. Refet Bele 1881 yılında İstanbul'da doğdu. 1899 yılında Harp Okulu'nu, 1912'de Harp Akademisi'ni bitirdi. Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin Cephesi'nde İkinci Gazze Muharebesi'nde başarı sağladı. Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı'ndaki görevi, Mustafa Kemal ile birlikte Samsun'a çıkışıyla başladı. Refet Bey, merkezi Sivas'ta bulunan ve Mustafa Kemal'in müfettiş olarak görevlendirildiği 3. Ordu'ya bağlı, 3. Kolordu komutanlığına atandı. Erzurum Kongresi'ne ve Samsun delegesi olarak Sivas Kongresi'ne katıldı. Aydın ve çevresinde ayaklanmalar başlayınca burada görevlendirildi. Daha sonra Çerkez Ethem Ayaklanması'nı bastırdı. Bu arada generalliğe yükseltilerek Dahiliye vekilliğine ve Batı Cephesi komutanlığına atandı. 1922'de Doğu Trakya'yı geri almakla görevlendirildi. Cumhuriyet' in ilânından sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na girdi. 1926 yılında milletvekilliğinden ve askerlikten ayrılan Refet Bele, 1935-1939 ve 1946-1950 tarihlerinde İstanbul milletvekili seçildi.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.