-
-
İlk başlıktaki soruya yanıt veriyorum , topic'in içeriğinin hepsini okumadım..
evet her şeyi bilen Bir YARATICI olmalıdır ..
İnsan'ın zihninde oluşan bütün çağrışımlar yalnız soyut bir kavramdan ibarettir , ancak gerçek reel olgusu da başaka manalar ifade eder.İnsan yalnız düşünen değil , zevk alan ve üzülen , heyecanlanan , red eden , kabul eden , vs. tamamıyle mükemmel bir varlıktır..İnsan'ın yaratılışında kusur arayanîn aradığı eksiklik zihninden çıkar..Çünkü gördüğü ve hissettiği varlık tümden değişik boyutlarda manalar ifade eder .İşte insanın bu boyutları anlamaması onu redd'de davet etmemelidir ....
Zihnimizde tasarladığımız Allah yaratıcı kavramı'da böyledir , doğrudur ki yaratıcının merhameti bir anneden sonsuya dek tir..Ancak Şefkatin sonsuz boyutlarını anlayabilmek için bu tür misallere Aklın ihtiyacı vardır ..
Demek ki zihnimizde oluşturduğumuz Allah reel Allah değil , yalnız varlığıdır..Din ise bir felsefe değildir , Din vahye dayalı ezeli yaratıcının emirleridir..Eğer insan varsa varoluş amacı nedir ? sorusu akla daha yatkın olacaktır..Yoksa sonsuzluğu veya başlangıçsızlığı zihin sorgulayamaz , ancak dediğim gibi varlığına veya yokluğuna inanır ..Zira başı olmayan bir şey zihin için hissetmemektir . .
İşte burdan anlaşılıyor ki insan özgür bir irade sahibidir , yani -0 dan 0+ har an"ı isteye bilme kabiliyetinda yaratılmıştır. Böyle de olması gerekmektedir zira çekim- itim kuvvetleri varlığın zıtlarını oluştururlar ,varlığın meydana gelebilmesi ise bütün şartların oluşmasıyla ancak gerçekleşir . .Yartamak - istemek değişik manalar ifade ederler ! - Burdan da imtihan sırrının ucu uzaklardan akıl gözüne görülmektedir....