egzorsist

fantazi

hayattır

ıslak

valla süper yani

öğretmenim, öğretmenim nerdesin sen yahu

gerçekten güzel emeğine sağlık...

abi adımı nerden bildin müneccimliktemi var sende yoksa ?

candan erçetin

teşekkür ederim kral,

Arkamdan ağlattım biliyorum Bende üzülüyorum bende yanıyorum Bir büyük günahkar gibi cehennemde Pişmanlığımla başbaşa yanıyorum Ve sen sen ağlama ıslak ıslak bakma Islak ıslak bakma kafama sıkarım Çıltırtma beni,beni bana bağlama Sus ağlama ıslak ıslak bakma Sıkarım göçerim bu dünyadan Görmüyeyim gözlerini öldürüyor beni Bağır çağır döv yarala ama ağlama Yapış yakama hesap sor ama ağlama Islak ıslak bakma dayanamıyorum Görmek istemiyorum yakışmıyor Yakışmıyor o gülen yüze ıslak gözler Ne duruyorsun ne bakıyorsun Sİl göz yaşlarını çek silahını Daya namluyu kafama titrersem namerdim Ama susma ıslak ıslak bakma ölüyürum...

Tekil şahsın şiiri zaman yalnızlık burgacında büyütülmüş bir akşam ki insen burulu bir tutkuyla dönüşür kalbin çıksan yitik aklın sapasında bir adam açsan nefret eder tarih kitaplarından ve beynin koridorlarında yakar tüm kitapları sonra kendini yakar sonra bahar gelir nevruz gelir sen gelirsin bahar "laialahe illel aşk diye" fısıldar kulağımıza önermelerden doğrulanmış bir tanrı bu çaresiz yatacak aramızda çaresiz biat edeceğiz biz ona ya tevekkül diyeceğiz ilkin söz vardır der büyük kitaplar sözün ötesi eylemdir büyük ihtimal ama ihtimaller ağız değiştiriyor durmadan sen yakınımda biryerde karantinada dururmadan kendime sarılıyorum sana mı sarılmalıydım yoksa ufkumun engeline çarpıyor bakışların gözlerin gözlerimde tek kutuplu bir dünya çingene ağzında dilim gitar çalıyor bilinmeyen yönlerimize dört gözle bakışıyoruz baktımki kollarım yok yine kendime sarılmışım çılgın ıhtimaller kuruyor beynim çıldırmışım derin bir dere geçiyor dudaklarının arasından kanayan kapanmayan yaran diyorum buna uzun yumuşak vedası başlıyor damlanın yapraktan tüm başkalıklarını ayraca alıyorum sonra sıliyorum durmadan niyet kelimeler gölgesine gizlenmiş utangaç bir temayyül ey kalbim! yöneltecimi sana bırakıyorum ey beynim! ey beynim kalbim din değiştiriyor haberin olsun kendi düş manastırında bir keşişmişim demek bu bahar şarkısını duyuncaya dek demek yüzünü görünce yamacına kaşişlemişim yüzün ki hangi tanrının tasarımı bilinmez aklımdan aldın yöneltecimi kalbime verdin ey kalbim! bir doğru bağışla bana ki iki doğru gibi kesişelim aşkın ve zamanın boynunda mavi bir bene dönüşelim işte sen işte doğrun işte patlamaya hazır tomurcuk ağzı onun reddeşin gerektirdiği nezaket dili anlaşılmazlığa kurgulanmış bir yazgı ah kalbim! seni nereye gömeceğimki şimdi bundan böyle zan altındasın.

Konuş diyorsun Ne söylesem bilmem ki Karşımda bakışların ısıtır beni Ben kendimi toplamakla meşgulüm Hep sıkıştım arasında bu iki sesin Yüreğim bastırır seni kendine Beynim yüreğimden soyutlar seni Her aşk suskun bir düğümdür kendinde Ve her aşk kimsesiz Sessiz bir büyümeyi dener hep Sen susuyorsun, susuyorum ben Korkuyoruz da böyle susmaktan Ve susup korkmaktan Gördüğümüz gibi çok bilinmeyenli bir hal alır yaşanan Ya çıkıp gideceğiz bu muğlaklıktan Bu olunmaz haller almaktan Yüzümüz güneşte dağ rüzgarlarıyla Ya da içimizdeki çocukların açlığında Kendimizi birbirimizde yitirmeyi bekleyeceğiz Ki olası mıdır başka bir tercihi yaratmak Ne kadar suçsuz kılabilir bir ilişkiyi yaşananlar Bize masum görünen Aşkın alaca renkli yanıydı aslında Masum gelen Kendimizi gafletle yalıtarak tüm havarlardan Devasa bir ikili yalnızlıkla Kendimize mutlu bir günahı yaratmak değil miydi ki; Tabi korkulur konuşmaktan konuşulmaktan Ama yaşadıkça hiç bir şey Bilinmez değildir inan Yeter ki görülsün bakılan bakılan anlaşılsın Anlaşılan yalın kavga, çıplak ölüm, sınırsız cinnet Anlaşılan asırlık kahırlarla özlemler biriktiren Dağların koynunda uyanan yıldızlar olur çağıran Ortak paydalarda pay olmak varken seçeneklerle sunulan Neye yarar Çelişik tercihlerde sıfırlanmak Özgürlüğün cömert teninde Aşka sığınmak varken Öksüz bulutlarla kanatlansak dahi ne yazar Şimdi bana tüm bunları yaşatan Yetmezliğim gelir aklıma Ve bereketsiz yaz yağmurlarıyla düşerim toprağa Şimdi bu cinnet akşamları Bir avuç toz gibi savurur beni sokaklara Ve hiç gülmeksizin Hiç ağlamaksızın suretim bir ölü gibi sürünür duvarlarda Suretimde kan Kan duvarlarda Kan duvarlarda donan bir hayat Ve ellerim dokundukça kanayan yanlarıma Tanısız, reçetesiz bir aşkın Yan etkisi çıkar ortaya.

buna istinaden benim iki tane ablam var ama seni inan onlardan ayırt etmiyorum. seni çok seviyorum ablacım... Canım Melek Ablam'a.......... Seni çok seviyorum inan Sanki öz ablam gibisin Sıcaklığınla ısıttın beni ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Sana öğle bağlandım ki Arılmak bile zor geliyor bana ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Beni anladığın için, Beni düşündüğün için, Beni sahiplendiğin için. ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Güler yüzünle etrafa ışık saçman Bana morel veriyor ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Değerin bende o kadar büyük ki Nereye koysam bilmiyorum ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Üzülmeni dahi istemiyorum Hayata sıkı sıkı sarılmanı istiyorum ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Bazen mutsuzluklar yaşansa da Seni mutsuz görmek yıkıyor beni ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inana İsmini o kadar iyi taşıyorsun ki ''MELEK'' melek gibisin be ''CANIM MELEK ABLAM'' Seni çok seviyorum inan Seni tanıdığıma, Sana değer verdiğime Çok memnunum gerçekten ''CANIM MELEK ABLAM''

karga' ya ( malum çok uzun yaşıyorlar o bakımdan )

baş ağrısı devamlı etkili ve ben bunaldım artık ne yapmalıyım...

yalan...

pikaçu' ya çevirirdim...

emeğine sağlık karal teşekkürler

sende ablacım benimde dualarım seninle...

Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde Tatlı bir kız yaşarmış, Boğaziçi'nde İşte bir sabah erken, masal böyle başlamış Delikanlı genç kıza, iskelede rastlamış Bakışmışlar göz göze, gören kimse olmamış Fakat denizde dalga, oynamaya başlamış Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde Tatlı bir kız yaşarmış, Boğaziçi'nde Delikanlı yaklaşmış, ne kadar güzelsiniz Güzel kız uzaklaşmış, fakat siz de kimsiniz Ben bir erkek meleğim, bırak yanına geleyim Ellerimi sürmeden, gözlerimle seveyim Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde Tatlı bir kız yaşarmış, Boğaziçi'nde Olamaz hayır hayır, annem çok kızar buna Beni kenara ayır, git takıl şuna, buna Şayet istersen beni, bize yolla anneni Söz veriyorum sana, olacağım gelini Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde Tatlı bir kız yaşarmış, Boğaziçi'nde

bu durumda bi bozukluk var abla düzeltelim bence cinnet olayı erkeklerindir, kaba kuvvet ve hep bizim kalacak..

devlet koruması altında olan kurumlarında başına gelenleride gördük abla bknz imar bankası....

neyini hangi birini dinleyelim dertleri hiç bitmiyorki

bence bi yanlışlık oldu galiba ipek arkadaşım, nick' i yanlış anlaşılanısın

dikat ette yazarken parmaklarına bişey olmasın