Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

di-lara

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    59
  • Katılım

  • Son Ziyaret

di-lara tarafından postalanan herşey

  1. di-lara

    Nuray Lale'nin Düş Sarayı

    ÖLÜMÜN ÖTESİNE KADAR Dün olduğu gibi, bugün ve yarın, Hep seni sevdim, seveceğim… Ölümün ötesine kadar olsa yolum, Hep seni sevdim, seveceğim… Yüreğime işledim adını senin, Değişmedi hiç kalbimdeki yerin, Sendin benim canım ve ciğerim, Hep seni sevdim, seveceğim… Nuray Lale, 30 Temmuz 2005 O GÖZLER Ah o gözler, ah o gözler, Düş mavisi bakan o gözler! Bir ajur gibi deldiler yüreğimi; Ah o gözler, ah o gözler... Ruhumun şahdağlarını Yerle bir eden o gözler... Ah o gözler, ah o gözler, Pipodan çekilen bir nefestiler... O gözler, ah o gözler, Sihirli bir ayna gibiydiler... Aklımı baştan çıkaran o gözler, İlahi bir beste gibiydiler... Nuray Lale, 03 Ağustos 2005 MAVİ GÖZLERDE BATAN GEMİM Yüreğimi sarı bir kağıda kurdaleyle sarmalayıp, Verdim mavi bakışlı bir sevgiliye… Bir şiir yazmıştım kendisine, Cevap gelmedi o günden bu güne… Kır çiçekleri gibi kokan satırlar yazmıştım ona, Titremişti kalemim, rüzgarda titreyen gelincikler gibi… Anlayamadım şimdiye kadar nedenini, Demek daha çok öğreneceklerim var benim... Bir gemi batırdım onun mavi gözlerinde, İçinde vazgeçilmez bir hazinem vardı... Rüyalarımla birlikte yitiverdi herşeyim, O denizin dibinde gömülü şimdi sevgim... Nuray Lale, 04 Ağustos 2005 YOKLUK VADİM Bir bilinmezler vadisinden geldim, Öyle derin, öyle sonsuz, Çağlar mı, asırlar mı geçti, bilmiyorum! Bildiğim bir şey varsa; Öğrendiğim her şeyden geçip, Yine bilinmezler vadime gideceğim... Varlığı yoklukta, yokluğu varlıkta aradım, Her şey yer değiştirdi, hep şaşırdım... Bir hayat yaşadım, ömürler yetmedi, Silinip, yeniden yazıldı hep kaderim... Uçurumlardan atladım, Birden yükseldiğimi gördüm, Bıraktım herşeyi, sınırsız bir güvenle doldum, Sonun en sonuna vardım, yine başa döndüm, Bir noktada karanlığa, diğerinde ışığa gömüldüm... NURAY LALE, 10. Ocak 2005 IŞIKLARDA DANS Ver elini yüreğimin yol arkadaşı, Sana ışıklarda dans etmeyi öğreteyim... Bir seyrüsefer edelim seninle, Kimseciklerin bilmediği bir yere... „Kimsiniz, nereden gelirsiniz?“ diye soran olursa, “Nehirler ülkesindeniz!“ dersin... “Hangi rüzgar getirdi, Sizi“, diye sorarlarsa, „Bir tufana tutulduk, kendi çayırımızda”, dersin. “Kayıklarımızı birbirine bağlayarak; Güç bela kurtulduk, o tufandan... Sonra kristal kayalara yazılı ulvi bir rüya gördük, Ve kalbimizi sınırsıza düşürdük... Taşkın akan çağlayanlar olduk, Rüzgardan tüy gibi elbiseler giyindik, Mevsimlere aşk şarkıları besteledik, Kuşlara suzi-nağmeler dinlettik... Milyonlarca kilometre yol aldık, Ve sonunda günlük tutulmayan bu yere vardık... Şimdi işimiz gücümüz ışıklarda dans etmek seninle... Allah’ın yarattığı her şeyledir dansımız, Ve yalnız biz varız, evren mekanımız, Sonsuz bir danstayız, bitmez hiç dansımız... NURAY LALE, 16 Temmuz 2005 ESİN PERİM Benim güzeller güzeli Esin Perim, Meryem anam, Fatma anam, Rabiam, Baş tacımsın sen benim, Bilsen seni nasıl özledim... Bazen gider, geri gelmez olursun, Hiç beklemediğim anda gelirsin sonra... Bir kelebek misali konarsın parmağıma, Kanatlarında bir kelam ve birkaç mısra... Esrik nağmeler taşırsın yüreğime, Gül yaprağı reçineli dudaklarında... Bazen geldiğini hisseder, fakat seni göremem, Kafam meşguldur o an, seni farkedemem... Hediyelerin elinde gidersin geldiğin yere, Evde yokmuş dersin, kendi kendine... Sonra bir kelime duyarım birilerinin ağzından, Ya bir mekanda, ya da bir ekranda, Senin sesini her yerde tanırım, O an buluşuruz seninle aynı frekansta... Bazen şiirimi sen yazarsın, Kıyamam o yüzden hiç bir kelimene, Değiştirmek ne haddime, Sen yeterki hep gel ziyaretime... NURAY LALE, 15 Ocak 2005 AÇIK MEKTUP Sana mısralar bırakıyorum sevgilim, Belki bir gün bir yerde rastlarsın onlara… Kim olduğumu sorma sakın kimseye, Gerçek portremi tanımaz hiçkimse… Hayal gözünle görmek istersen beni, Esmer, şakakları çıkık, topuz saçlı, Küçük ve zarif bir kadın düşün… Bir gece kadar derindir kahverengi gözlerim, Suları dinmiş bir aynadır yüreğim, Açık bir sinemadır bütün ömrüm.... Sana şiirler, senaryolar, romanlar bırakacağım, Senin için düşünüp, senin için yazacağım... Görmesen de beni, Sana ben adımı bırakacağım... Nuray Lale, 07 Ağustos 2005 ÖLÜYORUM YAŞAM SAVAŞINDA İçimde bir acayip aşk var, Dört nala giden bir ata benzer, Ne dizginlerden anlar, ne söz dinler, Kime ikram etsem, hayrete düşer… Aklım dünya seyahatına çıkmış, Evde yok fikrim, Bambaşka bir zamandayım... Kafesimin kapısını kapadım, Kuşum daha önce uçmuş… Ağladığım zamanlar vardı, Şimdi artık ağlayamıyorum… Yüzüyle gülene çok rastladım, Kalbiye seveni bulamıyorum… Hayatın dikenlerine katlandım, Gül kokar o yüzden satırlarım, Kumsalda çakıl taşları değil, Denizin dibinden mercan topladım… Bir mısrada değişiverdi hayatım, Ben unutsam, unutmuyor bilgisayarım, Dudaklarım sussa, gözlerim haykırıyor, İçimde bir hasret var, durmadan kanıyor... Ne olurdu ömür yazın gelip, Kışın giden bir göçmen kuş olsaydı... Hep kışlar yaşadım oysa; Hiç gelmedi beklenen bahar… Ölüyorum yaşam savaşında, Bir ateşi bahar ki, cehennem sıcağında... Bir güzide yapraktır ömrüm, Ebediyet yolculuğunda... Nuray Lale, 13 Ağustos 2005 İÇİMDEKİ DEPREMLER İçimde gömülü durur yüzlerde şiddetli deprem, Defalarca yıkılıp, yapıldım yeniden... Koca bir şehir değil, bir kıtayım ben, Ruhumu hiç sormayın, o bir evren!.. Yüksek basınç altında işledim ben onu, Kıratla ölçülemeyecek kadar değerli; Altın, platin, titan değil, Bambaşka bir madendir o... Bu bedende, bu ruhta, Bir kadın oturur, eşsiz güzellikte, Onu dokuyan tezgahlar, Yeryüzünde değil, göklerde... Melekler işler her gece onun ruhunu, Göz kamaştıran ipekten ipliklerle, Renk renk, desen desen, dokunmuş, Bin kadından bir tek resimdir o... Nuray Lale, 25. Ağustos 2005 "
  2. Lütfen Korkanlar bakmasın Burayı tıkla http://www.komikler.com/komiktv/film.php?c...&filmid=824#top ve GÖZLERİNİ ARABADAN AYIRMA Yorumlarınızı unutmayın... Tek yapmanız gereken bilgisayarın sesini açıp arabayı takip etmek olucak.Arabayı hiç gözünüden ayırmayın...
  3. Beyefendi siz neden sözediyorsunuz anlayamadım, ben Nuri bey'in çalışmalarını beğendiğim için ekliyorum. Yoksa bir mahsuru mu var? Benim Nuri Can olduğumu da nerden çıkarıyorsunuz? Birilerini karalamak için fırsat mı kolluyorsunuz? Ey Denizler Kraliçesi Myra Ey gönül mihrabımda sultan ey sabah yıldızının kızı ey eşsiz dolunay ışığı ey vefa göğünde hilal denizler kraliçesi Myra ben ki gam rüzgarlarında bir geda ay bakışının dilencisi bir avareyim sen benim en güzel hayalçiçeğimsin ben senin aşkınla deli-divaneyim ey yeryüzü kraliçesi ey gökyüzü kraliçesi ey denizler kraliçesi Myra gel sevgilim ol sevgisizlikler ülkesinde mutluluk ağacında hayal çiçeğim ol dost gelişinle gel, gül gülüşünle gel uyandır beni elem uykusundan güneşim ol, ayım ol doğ ufkuma sıcaklığın sarsın dünyamı muhtacım sana gelmiyorsan, gelemiyorsan açık bırak gönül kapını yükleyip yüreğimi bir martının kanadına dalga dalga aşıp denizleri rüzgarın kanadında ben geleyim damardaki kanın, dudakdaki tadın ölümsüzlüğün adıdır adın ey sonsuzluğun hikayesi Myra seni sevmeseydim ne gülün alı olurdu ne menekşenin moru, ne de ateşin koru olmazdı yeşilin tonu seni sevdiğim için gözlerin mavi, bakışların ay denizler dalgalı seni sevdiğim için saçların yağmur rengi gülüşün gül, dudakların kızıl milyon kere tutuşsada denizler yüreğimde sorma kıyılarım niye yanar, niye ağlar martılarım umutlarım Sende saklı... beni sende seni bende çoğalt, çoğalt ki, dağlara yaslanan hayalini seveyim denizlerde dalgalanan kalbini masumluğuna yıldız gülüşüne gül düşüreyim ve ben ve ben ve ben yüzyıllarca yalnız seni seveyim... yalnız seni seveyim, seni seveyim, seveyim, seve, sev, se, s... Nuri CAN
  4. Bu şiiri sesli dinlemek için. Tuşlayın http://www.nuricann.com/sustum.mp3 Sustum! Sustum! Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! kendimle konuşuyorum şimdi yalnız... yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime kimse duymuyor... sustum sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir yaraları yalayan rüzgar sokaklarında kahrolduğum şehir gözlerim konuşuyor yalnız! sustum! bin ah sürüp dudaklarıma ne kadar susulacaksa o kadar sustum! sustu benimle deniz, sustu deli dalgalar, sustu martılar... umutlarımı sarıp rüzgarlara uzaklara savuruyorum her gece yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne kimse görmüyor... saçı ağarmış hayaller nemli kirpiklerle bulutlandığında gözlerim gökte şimşek olup çakıyorum kimse görmüyor... Sustum! tuz basıp yaralarıma! sustum içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi yaslanıp yalnızlığın duvarına gül döküp kalabalıklara kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece kimse bilmiyor... sustum! sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak acılar konuşuyor şimdi yalnız yaralı gönlümün sızıları konuşuyor tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir atıyorum uçurumlardan kimse görmüyor sustum! saçlarını kokluyorum rüzgarların dudaklarından öpüyorum hayatı içimde incecik bir sevgi ürperiyor sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme gelmiyor beklediğim bahar yaralar merhem tutmuyor gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara mendil silmiyor yağmur dinmiyor sevdiğim bilmiyor sustum sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman sustum yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata kimse duymuyor sustum! İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi sustum sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım sustu gözlerimdeki şiir gönlümdeki nehir bulutlar haykırdı isyanımı şimşekler haykırdı sadece ben duydum sadece ben ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi yaralar merhem tutmuyor geceler avutmuyor ben sustum acılarım konuşuyor yalnız ben sustum! susmuyor yüreğimi kavuran kasırga pencereme vuran yağmur damlaları susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar gelmiyor bahar kuşlar sevinmiyor yıldızlar küs ay üzgün güneş doğmuyor acılar dinmiyor içimde binlerce şiir kanıyor her gece kimse bilmiyor sustum! sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu hayat sustu zaman acılar konuşuyor yalnız yüreğim konuşuyor kimse duymuyor... duymuyor... duymu... duy... Nuri CAN www.nuricann.com
  5. ağla yürekli çocuk seni unutanlara... ey göğsümde nar sıcağı, çığlığıma sinen duman içime soğurmuş küllerini bırak kızıl bir sabahın bırak ki, dağılsın ıstırap yüklü bulutlar ateş oflayan ormanında bu ahın Nuri CAN
  6. Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum Gidiyorum bütün acılarımı vurup sırtıma umutları bırakıp başucuna ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp şiirlerimi sarıp bohçama yüreğimin yangınına gidiyorum hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal gidiyorum gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum gidiyorum başımda gam gözlerimde nem toplayıp önüme düşen gölgelerimi bütün hatıraları bırakıp geride ardımdan çekip kapıyı usulca başımı alıp gidiyorum buralardan şafak sökmeden kimseler görmeden yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için hoşça kal suyundan çimdiğim dere kana kana içtiğim pınar say ki, hiç yaşamadım bu yerlerde nazlı çiçeklerini okşamadım baharın bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü çekip gidiyorum buralardan çekip gidiyorum bir bilinmeze doğru hem yol, hem yolcu olmaya acılarımla başbaşa kalmaya bütün yıldızları takıp kanatlarıma rüzgarların uğultusunda kaybolmaya gidiyorum Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde gecelerin zifiri saçlarında çıkıp yola dağlı bir ırmak gibi çarpa çarpa kıyılara bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime ne okuyacak bir şiirim gözlerimin içinde iki damla gözyaşı gibi bakmadan ardımdaki uçurumlara alıp götürüyorum yüreğimdekileri de hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal Nuri CAN www.nuricann.com
  7. Gitme Gitme figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker kır çiçekleri kelebekler ölür gitme bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm gitme öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde ah gülüm gitme acılara mahkum olur yüreğim ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm gitme içimdeki bütün vagonlar devrilir bir kar yağar istasyonlara, üşürüm gitme kal sevdiğim terketme beni umutsuz çaresiz bekletme beni bütün ormanlar ateşe verilir kuşlarda gider bu kent de, ölürüm gitme kal menevşeler açsın dağlarda sevince dönüşsün gökyüzü iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm yokluğuna alışamam yokluğun ölüm gitme bütün ormanlar ateşe verilir kuşlarda gider bu kent de, ölürüm Nuri CAN
  8. Bu şiiri sesli dinlemek için. Tuşlayın http://www.nuricann.com/sustum.hanedan.nurican.mp3 Sustum! Sustum! kendimle konuşuyorum şimdi yalnız! yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime kimse duymuyor sustum sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir yaraları yalayan rüzgar, akıp giden nehir gözlerim konuşuyor yalnız! umutlarımı sarıp rüzgarlara uzaklara savuruyorum her gece yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne kimse görmüyor saçı ağarmış hayaller nemli kirpiklerle bulutlandığında gözlerim gökte şimşek olup çakıyorum kimse görmüyor Sustum! yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata kimse duymuyor sustum sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak acılarım konuşuyor şimdi yalnız yaralı gönlümün sızıları konuşuyor tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları atıyorum uçurumlardan kimse görmüyor sustum sustu benimle deniz, sustu deli dalgalar, sustu martılar saçlarını kokluyorum mavi rüzgarların dudaklarını öpüyorum hayatın içimde incecik bir sevgi ürperiyor sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme gelmiyor beklediğim bahar yaralar merhem tutmuyor gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara mendil silmiyor yağmur dinmiyor sevdiğim bilmiyor sustum sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi yaralar merhem tutmuyor ben sustum acılar konuşuyor yalnız ben sustum susmuyor yüreğimi kavurup giden kasırga pencereme vuran yağmur damlaları susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar bahar gelmiyor, kuşlar sevinmiyor yıldızlar küs güneş doğmuyor acı dinmiyor içimde binlerce masal kanıyor kimse bilmiyor sustum sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman Nuri CAN www.nuricann.com
  9. Ben sadece ummadığınız güzellikte ve nitelikte şiirler diyorum Şair in Web Sayfası Nuri CAN http://www.nuricann.com
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.