Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

tekturk

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    73
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tekturk tarafından postalanan herşey

  1. Değerli politika, Söylemlerine aynen katıldığımı söylemek istiyorum. İlk ve orta eğitim süresince okullarda zorunlu olarak yabancı dil dersi verilmesine karşıyım. Eğer öğrenmek isteyen varsa seçmeli ders yada kurslar ile alabilmeli. Biz daha 65 milyon insanımıza Türkçe öğretememişken, ... Kültür emperyalizmi bazı ögelerini kırmızı şekerlere bulayarak sunar unutmayalım. Saygı ve selamlarımla...
  2. Değerli arkadaşlar, Bu sorunun cevabı islam dininde değil, islam dinini kendilerine kafatan olarak giyenlerin oluşturduğu ümmet ideolojisidir. Emperyalist ideallere ulaşmanın en sağlam yolu, kültür emperyalizmi ile girdiğiniz toplumun vatan ve millet kavramlarını yok ederseniz, geriye küçük menfaatler için her şeyi yapabilecek kullanılmaya hazır insanlar topluluğu kalır. Bir arkadaşımızın doğru tesbiti ile bu insanlarda bir metrekare halı için milyonlarca kişinin önünde M Aliye öptürür kendini. o zaman yapılan yolsuzlık değil, amaca ulaşmak için yapılacak her şey mübahtır felsefesindeki, "her şey" dir. Saygı ve sevgilerimle.
  3. Değerli politika, Güzel bir insan olduğuna eminim. Ancak kavram kargaşasından çıkamıyorsun. Köy enstitülerinin kuruluş döneminde ülkemizin o günkü kırsal manzarasına uygun bir çözüm olarak ortaya çıktığı muhakkak. Ancak gelişen olaylar sonucunda köy enstitülerinin kuruluş amacına akırı bir kutba çekildiği de açıktır. Yukarıda yazmıştım, aynı süreci daha sonra İmam Hatip okulları da yaşadı ve evvelemirde birsi gelip kapatacak onları, belkide seninle ben kapatacağız. Bu gün tututpta 30 sene önceki olayları tartışmak, abes değilmidir. Bugün önümüzde çok daha önemli ve çözüm gerektiren sorunlar yok mu ? Gelelim bugüne. Bugünkü manzara o kadar karışık ki. Atatürkçülerin bu nedenle çok uyanık olması gerekiyor. Önüne atılan yemlere balıklama atlamamsı gerekiyor. neden mi ? Çünkü ABD emperyalizmi o kadar komplike çalışıyor ki. Türk toplumunda olabilecek her türlü reaktif değişikliğin önsezisi ile her yerde gardlarını almışlar. sadece bugün değil yıllar önceden bu yana...Nasıl mı... Tarihi silsile ile sıralarsak, İsmet İnönüye iyi polis kötü polis oyununu oynayarak, üzerimize yönlendirdiği Rusya'dan sizi biz kurtaracağız diye ülkemize sızarak, üslerini kurarak, borç ve silah vererek bizi teslim alan onlar, İnönüye karşı sözde halkçı hareketler ile Terakkiperver düşünceyi diriltip Demokrat parti hareketi, Bayar,Menderes, Demirel silsilesini oluşturan onlar. Her türlü istihbarat çalışmaları ile kominizmi ülkemize musallat eden onlar, Türkeş!i eğitip ülkemize göndererek kominizme karşı Türk-İslam sentezini musallat eden onlar. Ülkemizde sağ sol çatışmaları ile binlerce gencimizi kıran onlar, bizim çocuklar ihtilal yapmış esprisi ile 12 Eylülü yaptıran onlar. AB safsataları ile cangıl kapitalizmini ülkemize sokan onlar, bankaları hortumlatan onlar, çürümüş kapitalist toplum yapısını ülkemize kültür emperyalizmi ile sokan onlar, çözüm olarak ılımlı islam modelini yine AKP hareketi ile ülkemize sokan onlar. Tüm bu yazdıklarım komplo teorileri değil ne yazık ki. belgelendirilmiş tarihsel gerçekler hepsi. Günümüz manzarası aynen 19 mayı 1919 manzarasını hatırlatıyor. Bugün bizim yapmamız gereken şey, sanki başımızda bir Atatürk varmışcasına hareket ederek, bu güne değin ABD emperyalizminin her bir şekilde toplumumuza soktuğu tüm sahte öge ve elbiselerden sıyrılarak, sadece ve sadece Türk kimliğimizle ve Atatürk'ün öğretileri ile bir birliktelik sağlamak, ülkemizin güncel sorunlarına çözüm olacak toplumsal bir hareketi başlatmaktır. dikkat etmemiz gereken tek şey aramıza ABD emperyalizminin araçlarını ve ajanlarını sokmamak olmalıdır. Bu bilinçle sadece önümüze bakmamız gerekiyor, arkamızda olanları orda bırakalım ne olur. Ne dersin yanlışım var mı ? Saygı ve selamlarımla...
  4. Değerli grejuva, Atatürk hiçbir yere çekilemez. O bir çek çek arabası değil. Onu çek çek arabası yerine koyanlar zaten onun ağırlığına dayanamayıp bir süre sonra yorulup bırakıveriyorlar. Onu taşımak o kadar zor ki. Onu ancak adı ile, sanı ile, kanı ile onun soyundan, onun milletinden, olanlar taşıyabilir. Eğer taşıma niyetinde isen gel beraber taşıyalım, hep birlikte sonsuza değin. Yok sende çekicilerdensen hiç tavsiye etmem, şimdiden bırak. Sana düşecek yüküde bir taşıyan çıkar nasıl olsa... Saygı ve selamlarımla...
  5. Ve deminde söylediğim gibi o dönem Apo ile görüşmeyen yoktu. Perinçek siyasi parti lideri olarak değil, 2000'e doğru dergisinin yayın yönetmeni olarak yapmıştı görüşmeyi. 1. MİT raporunu açıklayan dergi Dolayısıyla o dönemde yapılan görüşmelerden görüşenler PKK 'lı sonucu çıkartmak, görüşen herkese büyük haksızlıktır. Mit müsteşarıda mı PKK lı. Değerli Cyrano, 1-O dönemde Perinçek gazeteci falan değil, adı ile sanı ile Aydınlık hareketinin lideri idi. 2000' e doğru gazetesi de Aydınlık hareketinin yayın organı idi... 2-O dönemde dediğin gibi yassıadalı ile görüşen tüm basın kartı sahiplerinin gerçek yüzlerini biliyoruz zaten. Bu ülkeyi yıkmak için kimi kandil dağında mücadele eder, kimi yassıadada, kimileride babıalide. O yüzden haksızlık yapıldığı hissine kapılmana gerek yok. 3-Mit müsteşarının görüşmesi de gayet doğal. Çünkü rahmetli Uğur Mumcu' nun öldürülmeden önce elindeki son dosyada Yassıadalının mit tarafından devlet adına nasıl beslenerek büyütüldüğü belgeleri ile yer almaktaydı zaten. Sayın MİT müsteşarı belki bir alacak verecek işini görüşmeye gitmiştir, onunla. 4-Siyasal yurdunun gayriresmi müdürü olduğu dönemlerde KAVA hareketi lideri olan yassıadalı ile Aydınlık hareketi lideri olan Perinçeğin görüşleri oldukça örtüşüyordu. Sayın Perinçek ve partisinin Maocu çizgiyi tamamen terkettiği, bu günden sonra milletin tercihleri doğrultusunda vatansever ve kemalist bir çizgi izleyecekleri kendileri tarafından çok yakın bir tarihte deklare edildi. O şimdi muhtemelen eski dostu yassıadalıyı da terketmiştir, mutlaka. Bence esas haksızlığı eski dostunu terkederek sayın Perinçek yapmış olmuyor mu ? Selam ve saygılarımla..
  6. tekturk

    ABD'DEN, AKP' YE SON ŞANS

    Değerli arkadaşlar, Size bir senaryo aktaracağım, doğruluk payı oldukça yüksek. Yorumlarınıza açmak istiyorum... Türk askerinin Lübnan'da konuşlanmasını ABD çok istiyor. Niçin ? İran ile yakında girişebileceği bir çarpışmada arkasını ve İsrail'i sağlama almak için. Bunun karşılığında ne verecek ? Türkiye' ye Kandil dağına operasyon yapma şansı verecek. Ne zaman ? Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 5 kala. AKP bu operasyonu cumhurbaşkanlığı seçiminde ve hemen sonraki genel seçimlerde oya tahvil edecek. Sonuç ne olacak ? ABD nin BOP projesinin 2. etabı da tamamlanmış olacak. Ne dersiniz...
  7. Değerli arkadaşlar, Köy enistitüleri (KE) ülkemizin günümüz sorunları içinde gerçekten önemlimi sizce. KE zamanın gereksinimleri için düşünülmüş bir çözüm örneğidir. Zamanın şartları içinde doğru bir yaklaşım olabilir. Bir çok değerli şahsiyet yetiştirmiş de olabilir. Ama böyle olması, KE kavramının sonsuza değin olma gerekliliğini ve doğruluğunu taşımaz. KE de, tıpkı CHP gibi, ADD gibi, ÇYDD gibi, TTB, gibi, sendikalar gibi, solda ve sağda yerleşik birçok izmin ve ideolojinin etki alanlarında kalarak,gerçek amaçlarından uzaklaşan kurumlar olmuşlar, politik arenada bir kutba kayan her oluşumun olduğu gibi, kendisine karşı olanlar tarafından ortadan kaldırılmışlardır. Bunda en büyük sorumluluk KE ni ortadan kaldıranlar değil, onu politize edenlerdir. Ancak günümüzde bu tartışmayı yapmak bence abes ile iştigaldir. Saygı ve selamlarımla...
  8. tekturk

    F1 süprizi

    Değerli misafir 723, Yapılan bence halkın gönlünü fethetmek için birşeyler araryan birisinin beyninden çıkmış bir düşünce gibi geliyor. Soru 1-Kıbrıs Türk Halkı başbakanı ne demek, KKTC ne zaman ortadan kalktı ki bu ünvan ortaya çıktı ? Soru 2-Talat Bey kimdir, kim tarafından suni olarak ortaya çıkarılmış ve hangi amaca hizmet etmektedir. Soru 3-Bu olay suni bir gündem yaratmak için mi yapılmıştır, yoksa Hisarcıklıoğluna puan kazandırmak için mi ? Soru 4-Bizler niçin hep bize dikte ettirilen tercihler arasından seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Soru 6-Bu olayın Kıbrıs Türk Halkının sorunlarına çözüm getircek midir, yada çözüme yardımcı olacak mıdır ? Bu soruların cevapları da varmı sende ? Saygı ve selamlarımla
  9. Değerli thekeys, Bir Türk vatandaşı olarak internet adını özür dileyerek hem eleştiriyorum, hemde bir anlam çıkaramadım. Ama şunu söyleyebilirim. Söylediklerini gerçekten inanarak mı söylüyorsun, yok sa geyik mi yapıyorsun. Onuda anlamadım. cahilliğime ver. Ama insanın tüyleri diken diken oluyor. Bursa nutkunu bir oku lütfen.. Selam ve saygılarımla...
  10. tekturk

    LÜBNAN'A ASKER GÖNDER-ME

    Değerli marti_name Bilin bakalım bu dizeler kime ait, "Trabzon''da bir motor açılıyor, Sahilde kalabalık Motoru taşlıyorlar Son perdeye bakıyorlar ! Burjuva, Kemal''in omzuna binmiş Kemal kumandanın kordonuna Kumandan kâhyanın cebine inmiş Kahya adamların donuna Uluyorlar Hav..Hav..Hak..Tu Yoldaş unutma bunu Burjuvazi ne zaman aldatsa bizi Böyle haykırır Hav..Hav...Hak..Tu" Yanlış olmasın sakın, ben yazmadım vallahi, Yoldaş şair N.H.Ran yazmış..ı Selam ve saygılarımla....
  11. Tüm Türklere, bu topraklara ait olduklarını hissedenlere değil, Türk olduğunu hissedenlere, daha doğrusu diyebilenlere, bayram olsun. Değerli VAKANA' ya not: Yunanistandaki İstanbul ve İzmir göçmeni Rumlar, Erivandaki Ermeniler, Kandil dağındakiler de kendilerinin bu toraklara ait olduğunu söylüyorlar. Onlarında bayramı kutlu olsun mu ? Saygı ve sevgilerimle...
  12. tekturk

    MHP NEDİR NE DEĞİLDİR ?

    Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki öz düşünce Türklük ve Türkçülüktür. Türklük ve Türkçülük devletimizin temel felsefesi ve kuruluş nedenidir. Atatürk'ün ölümünden sonra, Türkçülüğün yükselişinden rahatsız olan emperyalist güçlerin yerli işbirlikçileri, Türkçülüğü etkisiz kılmak için Türkçülüğe ve Türklere karşı saldırıya geçmişler, Türkçülüğü ümmetçi ve Atatürk düşmanı olarak göstererek insanımızı yanlış yönde yönlendirmişler, böylece Türklük, Atatürk'ten kopartılmış ve yükselmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Bunu yapanlar Osmanlıcı, Ümmetçi sahte Ülkücüler ile Atatürk'ün adını kullanan sahte Atatürkçülerdir. Sahte Atatürkçüler, Türkçülüğü ırkçılık ve Atatürk düşmanlığı olarak gösterilmesini sağlayarak ve Türkçüleri devletle karşı karşıya bırakarak konumlarının sürekliliğini sağlamaya çalışmışlardır. Sahte Ülkücüler ise Türkçülüğü, esas amacından saptırmış bir şekilde kendi bünyelerine katarak Türklüğün yükselmesinin önüne geçmeye çalışmışlardır. Türkçülüğe yapılan en son saldırı MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli' nin Türk milliyetçiliğini yeniden tarif etmesi olmuştur. Sayın Devlet Bahçeli' nin yaptığı açıklama şöyledir. ''Kan bağına ve soya dayalı milliyetçilik anlayışını reddediyoruz, Türk milliyetçiliği, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan, her türlü ayrımcılığı ve dışlanmayı reddeden, birleştirici, toparlayıcı ve bütünleştirici bir zihniyeti temsil eder'' Türkçülüğün özü kan ve soy bağına dayalıdır. Bunu biz değil Atatürk söylüyor. “Türk, Türk olduğu için asildir. Çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.” Sayın Bahçelinin bu açıklamaları bilgisizlik değilse kötü niyettir. Türk kanı taşımayanları ve etnik özürlü Kürtleri, Türk sayarak kime hizmet ettiği ortadadır. Sayın Bahçeli, hangi sıfat ve hakla Atalarımızın binlerce yıllık Türklük anlayışını yeniden tarif etmeye kalkışmaktadır. Açıkça Türklerin, Kürtlerle birlikte hareket etmesini ve onları Türk olarak kabul etmesini istiyorsunuz. Kimlere sevimli görünmek, kimlerden oy koparmak istiyorsunuz. Görüldüğü gibi Ümmetçi Ülkücülerin amacı Türklük ve milliyetçilik sıfatları ile kandırdıkları iyi niyetli insanları sömürmek ve Türkiye üzerindeki oynadıkları kirli oyunu onların üzerinden gerçekleştirmektir. Şerefli ve haysiyetli bir Türk vatandaşı, sayın Devlet Bahçeli ve MHP’nin bu tavrına ortak olmaz, kendi tavrını koyar ve gerçek Türk Birliği içerisinde davasına sarılır. Şerefli ve haysiyetli bir Türk, Türklüğe yapılanlar karşısında hala MHP ve ülkücü teşkilatlarda bulunuyorsa, kendi çıkarları için amaçlı olarak bu davayı kullanmaya çalışıyor demektir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin yakından uzaktan Türk milliyetçiliğiyle alakası yoktur. Türk milliyetçiliği adı altında insanlarımızın dini ve manevi duygularını sömürerek onların üzerinden rant sağlayan, oylarını sömüren ve kendi menfaatleri için kullanan MHP’dir. Onlar, 57. hükümette kişisel menfaatleri uğruna gidip Ecevit'in kucağına oturdular, Rahşan hanımın eteğini öptüler. Öte yandan Avrupa Birliğinden yana olduklarını kendi ifadelerinden bildiğimiz bu insanlar, 57. hükümette iken Avrupa Birliği uyum yasalarının altına imza atarak Kürtçe eğitimin önünü açmışlardır. Doğu Türkistan' da ırkdaşlarımız kan ağlarken, sayın Devlet Bahçeli, Çin devlet başkanı ile dostluk pozları vererek dostluk antlaşmaları imzalamıştır. Yine terörle mücadele antlaşmaları imzalayarak Doğu Türkistan’daki soydaşlarımızı terörist olarak nitelemişlerdir. Türkiye`de depremler olmuştur, bunu fırsat bilerek devletten dolaylı yönden ihaleler alarak, tüyü bitmemiş yetimlerin paralarını paylaşmışlardır. Türk tarımına en büyük darbeyi vuran 57. hükümet, yani MHP'nin bizzat kendisidir. Çiftçimize kotalar koyarak ve IMF’nin direktiflerini onaylayarak, çiftçilerimize kara günler yaşatan gene MHP'dir. Bir yandan PKK’lılara, komünist militanlara, katillere, vatan hainlerine aflar çıkarırken, öte yandan vergi borcu olan çiftçilerimizi üç kuruş borçları için hapishanelere tıkanlar sözde milliyetçi geçinen MHP’lilerdir. Bunun gibi yüzlerce örnek konulabilir. Kıbrıs göçmeni Alparslan Türkeş tarafından yıllarca söylenen, yıllarca dillendirilen “Kürtler bizim din kardeşimizdir, biz bir ağacın dallarıyız et ve tırnak gibiyiz ayrılmaz bir parçayız.” Sözü, Türk milletinin yıllarca düşmana karşı bilinçlenmesini baltalamış, Türklerin baş düşmanları dindaş adı altında, yıllarca kardeş gösterilmiş, bu yetmiyormuş gibi Türk gençlerinin Kürtlerle evlenmesinde, kız alıp vermesinde bir sakınca görülmemiş yıllarca din kardeşliği adı altında tüm bunlara göz yumulmuştur. Türk İslam Ülküsü adı verilen bu düşünce bozuk bir ideolojidir. Bu düşüncenin ne Türklükle ne Türkçülükle yakından uzaktan alakası yoktur. Türk İslam Ülküsü düşüncesi Türk ırkını içten içe kemiren ve Türk vatandaşlarının milli reflekslerini törpüleyen bozuk bir ideolojidir. Türkler Müslüman olmadan önce de Türk’tüler, Müslüman olduktan sonra da Türk olarak kaldılar, hiçbir şey değişmedi. Türk İslam Ülküsü düşüncesi Türkün kültürünü yozlaştıran ve Türk ırkının saflığını kırdırtan bir düşüncedir. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, diye yıllarca Kürtleri kardeş görmüşlerdir, kız alıp kız vererek melez bir kitle haline dönüşmüşlerdir. Günümüzde de bu insanlar kendilerine Türk milliyetçisiyim diyor. Türk milliyetçiliği adı üstünde Türk’ ün milliyetçiliğidir. Bir Kürt Türk Milliyetçisi olamaz, ama bu ülkücüler teşkilatlarına Kürtleri sokuyor ve etnik özürlü Kürtlerle kol kola milliyetçilik yapıyorlar. Bir Kürt o ocaklara gelen asil Türk evlatlarına ne verebilir ki, ancak Türk ırkını uykuya sürükleyen,Türk-Kürt kardeşliği masalını anlatır. Geçmişe bir göz atacak olursak Türkiye de dıştan gelme komünizm rüzgarlarının estiği dönemlerde, Kıbrıs göçmeni Alparslan Türkeş komünizm’e karşı 2 yıl Amerika da eğitilerek Türkiye’ye gönderilmiştir. ABD’nin ülkemizi sol ve sağ diye iki kampa bölüp, halkı Atatürk ve milliyetçilikten yıldırarak ılımlı İslam’ın kucağına atma planlarının yeni yeni şekillendiği o dönemde, ABD tarafından eğitilen Alparslan Türkeş Türkiye ye geldikten sonra Türkçülük hareketlerinin içine girmiş, Türkçülüğü ümmetçi çizgiye çekerek hızla Türk toplumuna yaymak için Türkiye’nin yeni siyasi yapılanmasını oluşturma yoluna gitmiştir. Bu amaçla Türk- İslam sentezini Türk Milliyetçiliğine yamayarak, ABD emperyalizmini ve Türkiye’deki bazı İslamcı akımları desteklemiştir. Alparslan Türkeş’ in Türk milliyetçiliğine Türk İslam Ülküsünü yamamasının nedeni emperyalist ABD’nin baskılarıdır. Bu şekilde Türkçülük rayından saptırılmış, iyi niyetli Türk vatandaşlarını kullanmaya yeltenmişlerdir. Şu an kendine ülkücüyüm diyenlerin gerçek Türk milliyetçiliği ile bir bağları kalmamıştır. MHP’ye baktığımızda da bu açık seçik ortadadır. Güney doğudaki ocakları Kürtlere devretmişlerdir. AKP ye baktığımızda 70 tane eski MHP kökenli milletvekili vardır. Bunların 30 tanesi Kürt’tür. Bir önceki ülkü ocakları başkanı Alişan Satılmış`da bir Kürt’tür. Türk milliyetçiliği bu insanlar tarafından sömürüldüğü için milli ve manevi duyguları kabarık olan gençlerimiz bunları milliyetçi sanıyor ve kolaylıkla bu ümmetçi sahte ülkücülerin eline düşmekte ve beyinleri yıkanmaktadır. Gerçek Türk milliyetçiliğinde, dini siyasete alet etmek yoktur, gerçek Türk milliyetçiliğinde Türk ırkının üstünlüğüne inanma ülküsü vardır, her şey Türk için, Türk’e göredir. Türkçülüğün kıstaslarında dilde birlik ,amelde birlik, fikirde birlik, soyda birlik olgusu mevcuttur, yani önemli olan Türkün Türklüğüdür. Her insan inancında hürdür, inançları bahane ederek ve Türk İslam Ülküsü safsatasını ortaya atarak milli duygularımızı sömürmek hainlikle eş değer bozuk bir ideolojidir. Saygı ve sevgilerimle….
  13. Değerli imtihanınsıırı, Osmanlı imparatorluğunun yıkılışı ile Darvinizmi yada materyalizmi ilişkilendirmek sonderece yanlış. Özür dileyerek söylüyorum biraz da ***** işi. Materyalizmin kurucusu Dimitrovun öğretileri 1800 lü yıllarda, askeri okullarda fen dersleri ve felsefe okutulmaya başladıktan sonra girmiştir, osmanlıya. Üstelik o dönem gençleri ve aydınlarının, osmanlının yıkılışına çare olarak düşünülmüştür o dönemlerde. Osmanlı döneminin ilk 400 yılında o günün şartlarına uygun olarak balkanlar, ortadoğu ve kuzay afrika osmanlıya sadece itaat etmiş, sadık kalmışlardır. O da gücün etkisi ile olmuştur. Baskı altında yaşayan Türk toplumu, Avrupa, Asya ve Afrikalı uluslar ile, Nilüfer hatundan bu yana devşirilen Türk dışı sultanlar ile, Ermeni, Rum ve Yahudilere teslim edilen devlet organizması ile ne gibi Osmanlı ahlakı oluşabilir ki? Diğer yandan tüm bunları materyalizmi ve darwinizmi lehte yada aleyte yorumlamak için söylemedim. Sadece Bu iki konunun osmanlı ile alakası olmadığını açıklamak istedim. Saygı ve selamlarımla...
  14. Değerli marti_name, Herkes kendi görevini yaptığı sürece Sırp hoca ile ne gibi bir sorunları olabilir sence. gerçekten inanıyormusun. Ayrıca yorumum tek taraflı değil. Basında yazarı belli olarak yer alan ifadeler, sahibi tarafından tezkip edilmedi. Konu ile ilgili olarak Sırp hoca değil, Doğan Hakyemez bir çok kez açıklamalarda bulundu. Japonyada mücadele eden onlarca profesyonel NBA oyuncusunun hocaları ile benzer sorunları yokmuydu. Adamların kendi takım arkadaşları Japonyada onları göremeyince şaşırdıklarını belirten ifadeleri basında yer almadımı ? Artık yoruma gerek de kalmadı bence. Bu kadar iyi olmak zorundamısın. Saygı ve selamlarımla...
  15. Değerli grejuva, En doğru lafı en son söyledin. Doğru, ne siyaset, ne ideoloji. 1919 ile 1938 arasında ülkede ne siyaset yapıldı, nede ideolojiler takip edildi. tek yol devrim falan değil, Türk ulusunun, emperyal uluslara verdiği savaşta başarılı olmanın yolları idi. Türk ulusunun menfaatleri idi. O dönemde ülkemiz içinde bir ideoloji yada izm varmıydı. 1938 den sonra her türlü izm ve ideoloji ile bu ülkenin içine etmedik mi ? Yanlış mı ? Atatürk' ü, davranış örneklerini, söylem ve demeçlerini, hayatını öğrenmeden, yorumlamadan izmleri, ideolojileri öğretmedikmi bir bu ulusa. Ne kazandık, hala ne kazanacağımızı zannediyoruz. Lütfen. Eğri oturup doğru konuşalım. ne olur Atatürk'ü yalın bir şekilde kimsenin etkisinde kalmadan öğrenelim. O bize yeter. Selam ve saygılarımla...
  16. Değerli Erkalist, Sen haklısın esasında. Çünkü elmalar ile armutlar ülkemizde o kadar karışmış durumdalar ki. Diğer yandan kominizm'in kurucusu Lenin' de, ünlü faşist Hitler ve Peron da bir yönden saygı duyulacak insanlar. Neden mi ? Kurdukları yada savundukları ideolojiler yanlış olabilir, eleştirilebilir. yada o dönemde o ülkeler için doğru ya da yanlış bir çare olarak ya da tek çare olarak sunulmuş olabilir. Ama en azından kutlanması gereken şey nedir biliyormusun ? Onlar kimseyi taklit etmediler, onlar kimsenin isminin arkasına sığınmadılar, kopya çekmediler. ülkeleri için doğru budur dediler. Yıllar geçti yanlış olduğu ortaya çıktı, ortadan kalktılar. Ama bizim solcularımız, komünistlerimiz hep birilerini taklit ederek, isimlerin arkasına sığınarak faaliyetlerini sürdürmeye çalıştılar. Zaman oldu Lenin'i, zaman oldu Mao yu, Enver Hocayı taklit ettiler, zaman oldu Atatürk de solcuydu dediler, zaman oldu ne kadar gerçek vatansever, gerçek milliyetçi varsa sahiplendiler. Sağlığında Uğur Mumcu'ya sosyal faşist diyenler, burjuva diyenler ölümünden sonra onu sahiplendiler. Oysa Mumcu gerçek bir antiemperyalistti ve çıkarcı emperyal güçler tarafından ortadan kaldırıldı. Ha, sağcılar sütten çıkma ak kaşık mı, hayır, aynı yöntemleri onlarda uyguladılar. ABD nin koltuğu altında Atatürk'ün hiç vazgeçmediği ikilisi Milliyetçilik ve Türkçülüğü sahiplenerek, zaman oldu Turan rüyasına, zaman oldu Türk İslam sentezine sarılarak, çoğu kez Atatürk adını bile kullanmaya tenezzül etmeden Başbuğlarına saygı göstermeye devam ettiler. Bu günkü Kürt sorununun arkasında yatan gerçek neden rahmetli Başbuğa ABD tarafından dikte ettirilen Türk İslam sentezi ve Türk Kürt kardeşliği ütopyaları değil mi ? En komünist Lenin bir Rus milliyetçisi, Mao bir Çin milliyetçisi değilmiydi sence. Yada Hitler ile Stalin arasında gerçekten bir fark varmıydı. Değerli erkalist, Terimlere ve onları yanlış kullananlara bakma sen. Her Türk için tek doğru yol vardır. O da büyük önder Atatürk'ün yolu. sadece ve yalın olarak Atatürk yeter bize... Saygı ve sevgilerimle....
  17. tekturk

    LÜBNAN' DA NELER OLUYOR

    Son İsrail - Hizbullah çatışması sonrasında uluslar arası politik arenada bir şeyler oldu. Birde baktık ki olayların içine Türkiye' de giriverdi. Türkçe de bir deyiş vardır. " Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü ". Şimdi sormak gerekli, kapalı kapılar arkasında neler konuşuldu. Kapalı kapılar arkasında konuşulan konuları, verilen vaatleri ve alınan sözleri 65 milyon Türk insanının da bilmeye hakkı var... Herkes bu konuda bir şeyler söylemek zorunda hissediyor kendisini, ancak gerçekleri dile getiren yok. Başta sayın Cumhurbaşkanımız Sezer, niçin ülkemizin Lübnan' a asker göndermesine karşısınız ? Sayın Erdoğan, siz niçin ülkemizin Lübnan' a asker göndermesini istiyorsunuz, bu konuda niçin özel bir çaba sarfediyorsunuz. Öyleki bu sefer iş kazaya uğramasın diye BM başkanı sayın Annan'ı milletvekillerini ikna etmek için ülkemize çağırıyorsunuz? Peki Lünan' a asker gönderirsek ülkemizin kazancı ne olacak, niçin ulusumuza açık açık anlatmıyorsunuz. Yoksa savaş tamtamlarının gürültüsü içinde ülkemizi sevk etmek istediğiniz farklı bir rota mı mevcut. Kazanç dediğiniz şeyler gerçekten ulusumuzun kazançları mı, yoksa sizin ABD ye daha önce ödeyemediğiniz bir gönül borcu mu ? Sayın Baykal, sayın Bahçeli, sizler niçin ülkemizin Lübnan' a asker göndermesine karşısınız, hamasi söylemler yerine ulusumuza daha açık olamazmısınız ? Yoksa sizlerin de ürkütmek istemediğiniz fincancı katırlarınız mı var ? Yoksa eski dostunuz Derviş' i kırmak istemiyormusunuz ? Sözde bu gün yardımına koştuğumuz ülkenin Ermeni soykırımını ilk tanıyan ülkelerden birisi olduğunun niçin kimse dile getirmiyor. Bugüne değin her şartta karışmadığımız, bunun için iyi de ettiğimiz Ortadoğu kazanına atılarak, yokedilme sırasının bize geldiğini söylemek hatalı bir yaklaşım mıdır. Lübnan da bizim ne gibi bir menfaatimiz mevcuttur. Petrol çıkarmıyoruz. Kayda değer bir ihracat yapmıyoruz. Orada zarar gören vatandaş ya da ırkdaşlarımız yok. Bizim özellikle Kıbrıs gibi sorunlarımızın çözümüne yapıcı bir şekilde yaklaşmayan, kulaklarını tıkayan sayın Annan bu konu için neden koştura koştura ülkemize geliyor ? Yıllardır kanayan yaramız olan güneydoğu ve PKK sorununa ilgi göstermeyen Batı bu işe bizi karıştırmakta niçin bu kadar hevesli. İşin içinde bir iş var, ama kimse ulusumuza doğruyu söylemiyor. Sermaye bizden, yani gidecek can yine Türk' ün canı. Şehit olacak askerin adı yine Mehmet olacak, Bilal değil. Vahabilerin milyar dolarları için, ABD ve İsrail'in ali menfaatleri için, yine Mehmet' in kanı akacak. Saygı ve selamlarımla...
  18. JAPONYA' DA GENÇ YAŞLARINA RAĞMEN KOCAMAN YÜREKLERİ İLE TÜRK GENCİNİN GEREKTİĞİNDE NASIL SAVAŞÇI BİR RUHA SAHİP OLDUĞU'NU, ÖZBEĞİ İLE, BOŞNAĞI İLE NASIL TEK YÜREK OLUNDUĞUNU BİZLERE HATIRLATAN, ŞİŞ AYAKLARI VE DİZLERİ, ÇIKIK PARMAKLARI İLE, GÖZYAŞLARI İÇİNDE SAVAŞAN, PES DEMEYEN 12 CESUR YÜREKLİ ADAMA TÜM ULUSUMUZ ADINA SONSUZ TEŞEKKÜRLER... BİZE BİZİ HATIRLATTINIZ, ONURLANDIRDINIZ, GURURLANDIRDINIZ. SİZLERİ ÇOK SEVİYORUZ... BU ARADA NBA ($) AŞKI İLE MİLLİ FORMAMIZI REDDEDEN BOY OLARAK BÜYÜK AMA YÜREKLERİ KÜÇÜCÜK, İKİ VATANSIZ TÜRK'Ü TÜM ULUSUMUZ ADINA LANETLİYORUZ. Bu vatansızlardan birisi de kendisine " kendini nasıl hissediyorsun" diye soran gazateciye, "Umurumda bile değil" diye cevap vermiş. yorumunuza bırakıyorum...
  19. Değerli Grejuva, Atatürkçülük=Kemalizm değildir. Kemalizm, Atatürk' ün ölümü sonrası CHP dinozorlarının, ittihat ve terakki artıklarının, uyguladıkları statükocu, baskıcı-devletçi, halkından uzak devlet organizasyonunu savunan uygulamalarını halka mazur göstermek için uydurdukları kocaman bir yalandır. baş aktörü ise İsmet İnönüdür. Onun için Kemalistler Atatürk'ü solcu ve İnönüyüde halk kahramanı ilan ederler. Bunu da her yerde bas bas bağırırlar... Ama söylediğim gibi bu kocaman bir yalandır. Kominisleren korkan yok. Zaten son 10 yıldaki gelişmeler bunu isbat etti. Ancak Atatürk, uygulamaları ve Türk ulusuna önerileri bize niçin yetmiyor. Kominizm denilen şeyde ne var da insanlar bunu Atatürk de bulamıyorlar, hayret ediyorum doğrusu. saygı ve selamlarımla...
  20. Değerli Yanlız Ağaç, Foruma yeni kaydolduğum için, iletini bugün okudum. Görüşlerine katılıyor ve destekliyorum. Bil ki yanlız değilsin. Çevrende bir değil, çok geniş ormanlar oluşturacak kadar, her yaştan, her cinsten ağaçlar mevcut. Ama rüzgar daha yeni yeni esmeye başladığı için, sesleri yeni yeni artmaya başladı ve ağaçlar birbirlerini yeni yeni farkediyorlar. Saygı ve selamlarımla...
  21. Bir Türk, Atatürkçü ise, halkçı ise, yenilikçi ise, sosyal adaletçi ise solcu veya sosyal demokrat olmak zorunda mıdır ? Bunun tersine başka bir Türk rekabetçi serbest piyasa ekonomisinden yana ise, ülkenin refah ve zenginliğinin ancak bireylerin refah ve zenginliğinden geçtiğini savunur ise, sağcı ve muhafazakar olmak zorunda mıdır ? Yine bir Türk Türklüğü ile gurur duyuyor, bu ülkenin Türlerin olduğunu savunuyor ise ırkçı, ülkücü yada Adsız' cı olmak zorundamıdır ? Atatürk Türk halkındaki bireysel zenginliğin sıfır noktasında olduğu dönemlerde, devlete ait küçük sermaye parçalarını bile ekonomiye katmaya çalışırken, acaba hangi ekonomik modeli geliştirmeye çalışıyordu dersiniz... Diğer yandan toplumsal refah ve zenginliğin, ancak kültürel ve sosyal değişimini tamamlamış, eğitimli ve aydın toplumların hakkı olduğunun bilinci ile Atatürk Devrimlerini hayata geçirirken, bu devrimlerin gelecekte sol yada sosyal demokrat siyasetin tek sermayesi olabileceğini tahmin etmiş miydi acaba ? Bugün her Türk'ün iyi bilmesi lazımdır ki, Atatürk, küçük menfaat hesapları karşılığında ülkesini Avrupa'ya teslim etmez, binlerce Türk genci telef olurken, Türk askerinin kafasına çuval geçirenlerle yine küçük menfaat hesapları karşılında misafircilik oynamaz, Amerikan fonlarının baskısı sonucunda İsrail dışişleri başbakanı ile yanak yanağa resim çektirmezdi ? Çanakkale'de olduğu gibi mücadele eder, ya da İzmir'de İngiliz elçisine verdiği cevabı vererek kapıyı gösterirdi... Diğer yandan sosyalizmi kuranların görev yaptığı kendi döneminde, Lenin'le, politbüro kurmayları ile ülke menfaatleri doğrultusunda en ufak bir taviz vermeden ilişkilerini sürdüren Atatürk, günümüzde sosyal demokrat adı ile sol siyaset yapanların önüne en önce kendisi geçerdi herhalde. Gelin artık 68 yıllık uykudan uyanalım. Gerçek Atatürk'ü yeniden keşfedip, onun gerçek ilkeleri doğrultusunda Türk insanını, Türk halkını sahiplenelim. Silkinerek kendimize gelmemiz için, ne çırpınırdı karadeniz türküsüne, ne de enternasyonal marşına ihtiyacımız var. Kanımız, bayrağımız ve Atatürkümüz bize yeter. Saygı ve selamlarımla...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.