
femalexx
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
467 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
femalexx tarafından postalanan herşey
-
Geç oldu sorry!
femalexx şurada cevap verdi: Azizilturco başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalım
bana mı küstün böhühühühühüü -
ben bir tek ruhum ki yüzbinlerce tenim var lakin ne yapalım ki ağzım kilitlidir binlerce halk gördüm ki onlar hepsi benim kendimden ibaretti fakat onların içinde yine tıpkı benim gibi olan bir tekini göremedim.... .........................................................MEVLANA
-
angels jessica simpson
-
bülent ortaçgil sen varsın
-
Geç oldu sorry!
femalexx şurada cevap verdi: Azizilturco başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalım
bi daa gelsene saymıyorum bunu -
Geç oldu sorry!
femalexx şurada cevap verdi: Azizilturco başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalım
evet gördüm geri gidebilirsin şimdi -
DOĞRU İLAÇ KULLANIMININ 10 KURALI İlaçlar, günlük hayatta hepimizin sıkça tükettiği, sağlığımızı korumada ve ciddi hastalıkların tedavisinde vazgeçilmez yere sahip ürünlerdir. Ancak, ilaçlar doğru bir şekilde kullanılmazsa kendi başlarına sağlığımız için önemli bir tehdit oluşturabilirler. İlaç kullanımının yanlışlığına bağlı hastalıklar ve ölümler sağlık sistemi gelişmiş ülkelerde bile önemli bir sorundur. Unutulmamalıdır ki, dikkatli davranılmazsa ilaç tedavisinden yarar beklenirken zarar görülebilir. İlaçların yeterli miktarda veya sürede alınmaması tedavide yetersizliğe yol açarken, gereğinden fazla tedavi zehirlenmelere neden olmaktadır. Doğru ilaç kullanımı basitçe şöyle tanımlanabilir: Kişinin, gereksinim duyduğu ilacı (doğru ilaç), kendisi için gereken miktarda (doğru doz), yeterli süre devam ederek (doğru süre), kendisi ve toplum için en düşük maliyeti (doğru maliyet) getirecek şekilde kullanmasıdır. Aşağıdaki 10 kural ilaç kullanımında yukarıdaki “doğru” kriterlerini sağlamanıza ve böylelikle sağlığınızı korumanıza yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır. Bu kuralları zaman zaman hatırlamak ilaç kullanımı sırasında hataya düşülmesini önleyebilir. 1. Kural: İlaçları yalnızca doktorunuzun gerekli görmesi durumunda ve reçeteli olarak kullanınız. İlaçların doktor bilgisi dahilinde ve izlemi altında kullanılması çok önemlidir. Doktorunuz, reçeteye kullanmanız gereken ilacın adını yazmakla kalmaz, hangi doz şeklinin (tablet, ampul, şurup, v.b.) kullanılacağını, gereken miktarı ve kullanım tarifini de belirtir. Bu bilgilerin eksik olması bazı durumlarda tedavinin yetersiz kalmasına veya zehirlenmelere yol açabilir. İlaçların birçoğu, yasak olmasına rağmen, eczanelerden reçetesiz alınabilmektedir. Bu yanlış uygulamada aslında tehlikeye atılanın kendi sağlığımız olduğu unutulmamalıdır. 2. Kural: Doktorunuza muayeneye giderken kullandığınız tüm ilaçları ve önceki tedavi bilgilerinizi yanınızda bulundurunuz. Doktorunuz sizi muayene etmeden önce son bir ay içinde kullandınız tüm ilaçları bilmelidir. Bunun yanısıra, eczane dışındaki yerlerden (aktar, v.b.) reçetesiz olarak alınabilen bitkisel kökenli maddeler kullanıyorsanız bunları da doktorunuza mutlaka gösteriniz. Bu bilgilere olmadan yazılacak bir reçete, ilaçlar arasında yaşamınızı tehdit edebilecek etkileşmelere yol açabilir. Doktorunuzdaki dosyada bulunmayan tedavi bilgilerini de mutlaka yanınızda bulundurunuz. Bu yazının sonunda verilen “Kişisel İlaç Kullanım Çizelgesi”ne benzer bir tablo hazırlamanız hem sizin hem de doktorunuzun işini kolaylaştıracaktır. 3. Kural: Doktorunuzun bilgisi olmadan ikinci bir ilaca başlamayınız. En sakıncalı tutumlardan biri de doktora danışmadan, kulaktan duyma bilgilerle önerilen ilacı değiştirmek veya alınan ilacın üzerine ek bir ilaca başlamaktır. Aynı anda kullanılan iki ilacın birbirinin etkisini değiştirmesine sıkça rastlanır. Bazı ilaçlar kesinlikle birlikte kullanılmamalıdır ve bunun bilgisini size en iyi sağlayacak kişi de doktorunuzdur. 4. Kural: İlaç tedavisinin doğruluğunu sağlamak, doktorunuzdan daha çok sizin sorumluluğunuzdur. Bu kural hiçbir zaman akıldan çıkarılmaması gereken en önemli maddelerden biridir. Reçeteyi yazan kişi doktorunuz olsa da ilacın kullanımının doğru olmasını sağlamak sizin elinizdedir. İlaçları doktorunuzun size anlattığı kullanım şekline tümüyle uyarak kullanmalısınız. Aksi halde, tedavinin yetersiz olmasına veya yan etkilerin gelişimine neden olunabilir. 5. Kural: Önceki tedavilerinizde yaşamış olduğunuz yan etkileri doktorunuza iletiniz. Tarihi ne kadar eski olursa olsun herhangi bir tedavi sırasında bir yan etki gelişmiş ise bunu doktorunuzla paylaşmanız çok önemlidir. Bazı yan etkiler, kimyasal yapısı benzer olan ilaçların kullanımı ile tekrarlayabilir. Örneğin, bir ilaca karşı daha önce alerjik bir reaksiyon geliştirmişseniz, tamamen farklı bir hastalık nedeniyle kullanmanız gereken benzer yapılı bir ilacı kullanırken aynı duyarlılık yineleyebilir. 6. Kural: İlaç tedavisine başladıktan sonra gelişen yeni bir yakınmanızın ilaca bağlı olabileceğini daima aklınızda bulundurunuz. İlaçlar doktor önerilerine tam uyarak kullanılğında bile bazı kimselerde tedavi başlangıcında öngörülemeyen yan etkiler ortaya çıkabilir. İlacı kullanırken yeni bir yakınmanız (örneğin döküntü, bulantı, kusma, nefes darlığı, hareket ve dikkat bozuklukları gibi) ortaya çıkarsa kendi sağlığınız için bunu derhal doktorunuza bildiriniz. 7. Kural: İlaç kullanımına gereksiz yere devam etmeyiniz. İlaçların bir kısmı sadece kısa bir zaman süresi için önerilir. Gerekli sürenin veya miktarın üzerine çıkıldığında yan etkilerin ortaya çıkma riski artar. Örneğin, ağrı kesiciler gibi masum görünen ilaçlar bile gereksiz olarak yıllar boyunca kullanılırsa mide ve böbrek hasarına yol açabilir. Bu nedenle, reçete edilen bir ilacı hala kullanmanız gerekip gerekmediğini zaman zaman doktorunuza danışmalısınız. İlaç kullanımını bırakırken bu işlemin zaman içinde, yavaş yavaş doz azaltarak yapılması da birçok ilaç için önemlidir. İlaç alımı ani kesilirse vücudunuz ilaç yokluğuna aşırı tepki verebilir. 8. Kural: Aldığınız ilaçlar hakkında birlikte yaşadığınız birkaç yakınınızı haberdar ediniz. Kullandığınız ilaçlar hakkında eşiniz, çocuklarınız veya birkaç yakın arkadaşınızı bilgilendirmeniz önemlidir. İlaca bağlı olan veya olmayan bir bilinç kaybı gelişirse, müdahale eden sağlık personeline kullandığınız ilaçların neler olduğunu bildirebilecek bir kişinin bulunması çok yardımcı olacaktır. Ayrıca, ileri yaşta olan hastaların çevrelerinde ilaçlarını düzenli almalarını hatırlatacak bir yardımcı olması tedavi etkinliğini sağlamak için çoğu zaman gereklidir. 9. Kural: Eski ilaçlarınızı evden uzaklaştırınız. Geçmişte kullandığınız ilaçları bir kez daha gerek olur düşüncesiyle evde bulundurmayınız. Birçok ilaç uzun yıllar içinde kutusu açılmasa da etkisini kaybeder ve bozulur; saklama koşulları uygun değilse içinde küf ve diğer mikroplar üreyebilir. Artan ilaçların bozulduktan sonra çöpe atılması ülkemiz adına da maddi bir kayıptır. Tedaviniz sonlandığında kalan ilaçları doktorunuza veya yakın bir sağlık merkezine teslim ederek maddi olanaksızlık nedeniyle ilaç alamayan kimselere yardım edebilirsiniz. Kesinlikle artan ilaçları yakınmaları size benziyor diye düşünerek yakınlarınıza veya komşularınıza vermeyiniz. Şikayetler benzer olsa da altta yatan hastalık tamamen farklı olabilir. Ayrıca, ilaçlarınızı yanlışlıkla veya bilmeden kullanabilecek kimselerin (özellikle çocuklar ve yaşlılar) ulaşamayacağı güvenli bir yerde saklayınız. 10. Kural: İlaçları kullanırken ilaç-dışı tedavilere de önem veriniz. İlaçlar birçok hastalığın tedavisinde oldukça başarılı olabilse de, çoğu kez tek başlarına istenen etkilinliği sağlayamazlar. Örneğin, hipertansiyon ve şeker hastalığının tedavisinde ilaç kullanımının yanısıra eksersiz ve diyet düzenlemesi vazgeçilmez yere sahiptir. Bacaklarında varikozu olan hastaların varikoz çorabını devamlı giymeleri ilaç tedavisinden daha etkili olabilir. İlaç tedavisinin yanısıra önerilen yaşam tarzı değişikliklerine uymak tedavi başarısını artırmak adına önemlidir. DOĞRU ilaç kullanımı size verilen kullanım talimatlarına uymakla başlar. Kullanma talimatları: 1. Doktora her gidişinizde bu çizelgeyi yanınızda bulundurunuz ve doktorunuza gösteriniz. 2. Bitkisel ilaçlar, vitaminler, ağrı kesiciler dahil aldığınız tüm ilaçları çizelgeye işleyiniz. 3. Kullandığınız dozu değiştirdiğinizde önceki dozu silmeden üzerine bir çizgi atınız. 4. İlaç kullanımında size tarif edilen kullanım şekline uyup uymadığınızı doktorunuza dürüstçe ve çekinmeden anlatınız.
-
Öpüşme İle Bulaşan Hastalıklar -------------------------------------------------------------------------------- Öpüşme; solunum (boğaz-burun) sekresyonları ( salgıları) ile direk fiziksel temasın olduğu bir durumdur. Her iki taraf için de salgıların fiziksel transferi söz konusudur. Öpüşme ile enfekte salgılar yoğun bir şekilde karşı tarafa aktarılabilir. Bu şekilde temas sonucu bulaşta bu sekresyonlarda yoğun üreyebilen veya bulunabilen mikroorganizmalar risk oluşturmaktadırlar. Bu hastalıklar bazen basit bir soğuk algınlığından, daha ciddi veya kronik (müzmin) hastalıklara kadar değişebilmektedir. Öpüşme ile sık bulaşan hastalıklardan örnekler; Soğuk algınlığı Grip Grup A beta hemolitik streptokoklar Çocukluk çağı döküntülü hastalıklar ı(kızamık, kabakulak, suçiçeği, enteroviruslar gibi) İnfeksiyöz mononükleoz (Öpüşme hastalığı) Tüberküloz Herpes (uçuk) Bilinenin aksine Hepatit B, Hepatit C, AIDS gibi hastalık etkenleri tükrükte bulunabilmekle birlikte tükrükte çok düşük miktarlarda bulunduklarından bu yolla bulaş yok ya da diğer bulaş yollarına göre daha az kabul edilmektedir. Travmatik olmayan yani kanla temasın söz konusu olmadığı öpüşmeler bu hastalıklar için bulaştırıcı değildir. Soğuk algınlığı Soğuk algınlığı çeşitli viruslar tarafından oluşan ve üst solunum yolu infeksiyonu bulgu ve belirtileri ile seyreden bir hastalık tablosudur. Hafif seyirlidir. 200’e yakın virus çeşidi tarafından oluşabilir. Soğuk algınlığı dünyadaki en yaygın hastalıklardan birisidir. Özellikle okulların açılması ile eş zamanlı olarak başlar. Daha çok sonbahar ve ilkbahar aylarında görülürken, soğuk hava, virusların burun mukazasında üremesini kolaylaştırır ve infekte olmasına katkıda bulunur. Viruslar yakın temas ile rahatlıkla bulaşabilmektedir. Öpüşme ile de bu risk oldukça artmakta ve yoğun bir şekilde virus alımı olmaktadır. Virus, kontamine yüzeylerde saatlerce kalabilmektedir. Bu yüzeylere temastan sonra da viruslar rahatlıkla buruna ve gözlere transfer olabilir. Bunu engellemek için el hijyenine dikkat edilmeli ve yakın temastan, buna öpüşme de dahil, kaçınılmalıdır. Grip (influenza) Ateş, öksürük, baş ağrısı, halsizlik ve kas ağrısı ile seyreden akut viral bir infeksiyondur. Epidemi (ülke/şehir/kurum/ çapında)veya pandemi (dünyada) gibi geniş çapta salgınlar yapabilmesi ve akciğerle ilgili komplikasyonlarının özellikle bazı hasta gruplarında öldürücü olması nedeniyle, diğer akut solunum sistemi infeksiyonlarından ayrılır. Kuluçka süresi etkenin konağa yerleşen dozuna bağlı olarak 18-72 saattir. . Virus solunum sekresyonları olan burun, boğaz çalkantı suyu, balgamdan izole edilebilir. Bulaşma virus içeren küçük partiküllerin solunması ve solunum sekresyonlarının fiziksel transferi ile bulaşır. Öpüşme ile de rahatlıkla geçebilir. Korunmada aşı ve infekte kişilerle yakın temastan kaçınmak önemlidir. A grubu B- hemolitik streptokoklar Bu grup bakteriler toplumda %5-25 oranında bulunabilmektedir. Sıklıkla hava yolu ve öpüşme dahil yakın temas ile bulaşır. Ayrıca deri lezyonları ile de bulaşabilmektedir. Aile içinde, kışla, kreş gibi toplu yaşam yerlerinde bulaşabilir. Genellikle kış aylarında daha fazla görülmektedir.Bu hastalıkta farinks ve tonsillerdeki infeksiyonlar dışında kalp ve eklem komplikasyonları açısından da önemlidir. Öpüşme ile infekte olan kişilerden bu bakteriler rahatlıkla direk transfer olabilir Çocukluk çağı döküntülü hastalıklar Bu hastalıkların hemen hemen hepsi oral sekresyonlarda bulunduğu için rahatlıkla öpüşme dahil yakın temasla ve damlacık yoluyla bulaşır. Kızamık İnfekte kişiler prodrom dönemde döküntü ortaya çıkmadan önce hastalığı bulaştırmaya başlarlar ve bulaşıcılık döküntü başladıktan sonrada devam eder. Hastada virus ağız içinde bulunduğu için boğaz çalkantı suyundan izole edilebilir. Kızamıkçık Hastaların solunum salgıları ile bulaşır. Döküntüden itibaren iki hafta daha bulaşıcılığı devam eder. Döküntü öncesinde 5-7 günlük ateş, halsizlik, baş ağrısı şeklinde prodrom dönemi olabilir. Bu virusta ağız içinde bulunduğu için boğaz çalkantı suyundan izole edilebilir. Kabakulak Damlacık infeksiyon ile bulaşır. Tükrük bezlerini enfekte eden bir viral hastalıktır. Virus tükrük bezlerinden tükrük kanalları yoluyla ağızdan direk temas ile de bulaşır. Enteroviruslar Yaz aylarında ateş döküntü ile seyreden bir hastalıktır. Ağız içinde bulunan virus, boğaz çalkantı suyunda izole edilebilir. Su çiçeği Ateş ve deri döküntüsü ile seyreden çok bulaşıcı bir çocukluk hastalığıdır. Erişkinlerde oldukça ağır seyreder. Kuluçka dönemi 2-3 haftadır. Daha çok ilkbahar, sonbahar aylarında görülür. Virus trakea ve bronş epitel hücrelerine yerleşir. Solunum yolu ve yakın temas ile bulaşır. Yüzde, gövdede döküntü ve ağız içinde ve saçlı. deride veziküller vardır. Bağışıklık sistemi bozuk olanlarda hastalık ağır seyreder. Herpes viruslar (HSV-I) HSV-1 ile birincil infeksiyon genellikle farinks ve ağız mukozasında oluşur. Bulaşma vezikül tarzındaki cilt lezyonu ile direk temas sonucudur. Kuluçka süresi 2-12 gündür. Hastalık birincil infeksiyondan sonra latent (sessiz) kalıp daha sonra bağışıklık sistemi baskılandığında yeniden reaktive olur ve yineleyen infeksiyonlara neden olur. Bunların başında “uçuk” adı verilen tablo gelmektedir. Çocukluk çağında birincil infeksiyon geçirilmezse daha ileri yaşlarda gelişmediği görülür. Çünkü erişkinlerin ağız epitel hücreleri kalın ve dayanıklıdır. Bununla birlikte bu tür bireylerin herhangi bir nedenle bağışıklıklarının bozulduğu veya sağlık personeli gibi HSV ile yoğun karşılaşmaya bağlı olarak erişkin dönemde de birincil infeksiyon geçirdikleri görülür. Erişkinlerin %70- 90’ ında HSV- 1 antikorları yani infeksiyonun geçirildiğine dair kanıt bulunmaktadır. Genellikle çocukluk yaş grubunda yakın temas ile duyarlı kişilerin deri ve mukozalarındaki çatlak veya sıyrıklardan etkenin girmesi ile bulaşır. HSV -1 infeksiyonu genellikle orofarenks ile sınırlıdır ve bu tür olgularda virus çevreye infekte aerosoller veya tükrük ile bulaşır. Orofarengeal hastalık daha çok 1-5 yaş arası çocuklarda görülür. Ağız mukozası, dil, dudak, damak ve farinkste küçük veziküller ve ülserasyonlara neden olur. Bu tablonun veya uçuk adı verilen tekrarlamaya bağlı lezyonların bulaşında öpüşme önemli rol oynamaktadır. İnfeksiyöz mononükleoz(öpüşme hastalığı, ukte humması) Her iki cinste, yılın her mevsiminde eşit sıklıkta görülür. Hafif bulaşıcı infeksiyon kabul edilir. Virus insandan insana sıklıkla orofarinks salgıları ile yakın temas sonucu bulaşır. Nadiren damlacık infeksiyonu şeklinde bulaşır. Duyarlı konağın orofarinks epiteline girerek buradaki hücreleri infekte eder. Genç erişkinde akut infeksiyon ; yüksek ateş boğaz ağrısı, lenf bezi büyümesi ile karakterize bir tabloya neden olur. Hastalar en sık boğaz ağrısı yakınması ile başvurur. Tüberküloz Kişiden kişiye geçiş başlıca solunum yolu ile olur. Tüberküloz hava yolu ile geçen infeksiyonlara klasik bir örnektir. Kaynak vakaların birçok solunumsal manevrası (öksürme, hapşırma vb..) ile bulaşır. Bu manevralar sırasında üst solunum yollarından yüksek hava akım hızları oluşur. Hava yolu mukozasını kaplayan sıvıdan ve akciğerlerdeki infeksiyon odaklarından çok sayıda sekresyon damlacıkları ile tüberkülozlu hastalardan sağlam kişilere geçişi olmaktadır. Ancak bulaşta aktif özellikle öksürük ve balgam çıkarımının eşlik ettiği akciğer tüberkulozu geçiren kişilerle öpüşme dahil yakın temas ,tedavi başlanana kadar bulaş açısından risklidir. Akciğer dışı yerleşim gösteren tüberküloz , tedavi başlanmış ve tedavinin üzerinden 2 hafta geçmiş olgular bulaştırıcı kabul edilmemektedir. Yukarıda öpüşme ile sık bulaşan belli başlı hastalıklardan söz edilmiştir. Ancak infeksiyom etkenlerinin pek çoğunun giriş bölgesinin boğaz- burun olduğu, etkenin ve hastalığın özelliğine göre burada kısa yada uzun bir çoğalma süreci geçirdikleri düşünüldüğünde öpüşmenin çok sayıda etkenin bulaşında önemli rol oynadığı öngörülebilir. Bu nedenle özellikle kış aylarında ve özellikle infeksiyon bulguları olan kişilerle öpüşmekten kaçınılması ve kalp hastaları, küçük bebekler, bağışıklık sistemi baskılanmış kanser hastaları ve önemli ameliyatlAr geçirmiş kişilerin nekahat döneminde tümüyle öpüşmekten kaçınmaları kuvvetle önerilmektedir.
-
ALLERJİ SİZ NE YAPABİLİRSİNİZ? İdeal olarak allerjinizin oluştuğu yerden uzakta yaşamayı seçebilirsiniz. Örneğin sadece deniz havası teneffüs edebileceğiniz bir yerde veya hiçbir şeyin yaşamayacağı kadar kuru bir iklimde yaşamanıza devam edebilirsiniz. Ne yazık ki bu ideal uygulama nadiren yapılabilir. Ancak aşağıda sıralanan kendi kendinize yardım önerileri denemeye değerdir. 1. Çimleri keserken veya ev temizliği yaparken polen maskesi takın. (birçok eczaneden temin edilebilir) 2. Isıtma ve havalandırma sistemlerindeki filtreleri aylık olarak değiştirin yada bir hava temizleme aygıtı kullanmaya başlayın. 3. Polenlerin çok yoğun olduğu dönemlerde kapıları ve pencereleri kapalı tutun. 4. Evde bulunan bitki ve hayvanlardan uzak durun. 5. Kuş tüyü yastıkları, yün battaniye ve yün örtüleri pamuk veya sentetik maddeden yapılmış olanlarla değiştirin. 6. Gerekli olduğunda yeterince antihistaminik ve dekonjestan kullanın. 7. Yatağınızın baş tarafı yukarı kaldırılmış bir şekilde uyuyun. Bunun için yatağınızın baş tarafındaki ayakların altına birer tuğla koyabilirsiniz. 8. Genel sağlık kurallarına uyun. Hergün egzerzis yapın. Sigarayı bırakın ve diğer hava kirliliğine neden olan şeylerden uzak durun. 9.Dengeli beslenin karbonhitratları aza indirin. Dietinizi vitaminler ve özelliklede C vitaminiyle destekleyin. 10. Doktorunuzun tavsiyelerine uyun Kış aylarında iyi bir nemlendirici kullanın. Çünkü kuru ev içi havası birçok allerjik kişinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Ancak nemlendiricide mantar üreme şansına da dikkat edin. DOKTORUNUZ SİZİN İÇİN NE YAPABİLİR? Kulak Burun Boğaz uzmanınız tam bir kulak, burun, boğaz, baş ve boyun muayenesi yapacaktır. Dikkatli bir değerlendirme sonucunda doktorunuz şikayetlerinize herhangi bir enfeksiyonun yada yapısal bir bozukluğun yol açıp açmadığına ve bunlara yönelik uygun tedaviye karar verecektir. Allerji tedavisinde bir çok ilaçtan yararlanılmaktadır ve dokturunuz bunlar arasından size en uygun olanını seçecektir. Bunlar arasında antihistaminikler, dekonjestanlar, kromolin ve kortizonlu ilaçlar vardır. Şüphelenilen bir allerjinin medikal tedavisi aynı zamanda çevre kontrolü danışmalığınıda kapsamaktadır. Sonuç olarak detaylı bir hikaye ve iyi bir muayeneden sonra doktorunuz hangi maddeye karşı allerjiniz olduğunu tespit etmek için testler önerebilir. Solunum havasındaki allerjenlerin tek tedavisi spesifik olarak o allerjene karşı antikor oluşturacak enjeksiyonlar yapmaktır. Bundan önce hassasiyetinizin gerçek nedeni bulunmalıdır. Allerji araştırmaları ya kan tahlili yada deri testi şeklindedir. Modern testler sadece hangi maddeye karşı allerjiniz olduğu değil bu allerjinin düzeyi de ortaya çıkmaktadır. Bu, eğer enjeksiyon gerekiyorsa başlanabilecek en yüksek dozla başlayarak tedaviye cevabı en kısa zamanda almamızı sağlar.
-
PROSTATİT -------------------------------------------------------------------------------- NEDİR ? Prostat bezinin iltihabi hastalığıdır. Tanı konulmasının zorluğunun yanı sıra, etkili tedavisi de bazen güç olabilir. Bir kere olduktan sonra kalıcı hale gelebilir (Kronik) veya tekrarlayabilir. Genç yaşların hastalığıdır. BELİRTİLERİ NELERDİR ? Sık idrara gitme, yanma, acil idrar isteği, bel ağrısı gibi çeşitli belirtileri vardır. NİÇİN OLUR ? Bir veya birkaç bakteri, bazen Klamidya veya Üreaplazma cinsi mikroorganizmalar sebep olur. Mikroorganizma her zaman tespit edilmeyebilir. Pelvis kaslarında gerilimde aynı belirtilere yol açabilir. TANI NASIL KONUR ? Ürolog prostatın hassasiyetini anlamak için parmağı ile muayene yapar. Müdahale ile penisten akıntı gelirse bu sıvıda incelenir. NASIL TEDAVİ EDİLİR? Prostatit antibiyotiklerle tedavi edilir. Birçok antibiyotikten sadece bir kaç tanesi kan-prostat engelini aşıp iltihaplı dokuya ulaşabilmektedir. Bu tedavi ancak diğer bazı ilaçlar ve yardımcı tavsiyelerle en iyi sonucu sağlar. Hastalığın özelliğinden dolayı tedavi uzun sürebilir. Hasta sabırlı olmalı ve üroloğun tedavi düzenine tam olarak uymalıdır.
-
10 SORUDA SOĞUK ALGINLIĞI 1. Nedir?... Soğuk Algınlığı; çeşitli virüslerin yol açtığı, üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan ‘hafif’ seyirli bir hastalıktır. 2. En çok kimlerde görülür? Dünyada yetişkinlerde ve çocuklarda en sık görülen hastalıktır. 3. Tedavide antibiyotik kullanılır mı? Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri olmamasına rağmen bu konuda sıklıkla yanlış yapılır. 4. Yaygın bir infeksiyon olarak nitelendirilebilir mi? Soğuk algınlığı o kadar yaygın bir infeksiyondur ki, çok az insan bir yılı yakınmasız geçirebilir. Gelişen ulaşım olanakları sayesinde etken virüsler dünyanın her yerinde ve ikliminde infeksiyonun ortaya çıkmasına yol açabilir. 5. Neden havaların soğuması mıdır? Soğuğun direkt olarak hastalığa yol açtığı söylenemez. Soğuk algınlığı genellikle okulların açılması ile eş zamanlı olarak sonbahar mevsiminde görülmeye başlar. 6. Hangi mevsimde daha sık görülür? Soğuk algınlığı en sık kış mevsiminde görülür. Bunun başlıca nedenleri arasında kötü havalandırılan ortamlarda daha çok zaman geçirilmesi, güneş ışınlarının daha az oluşu, daha çok toplu halde yaşanması, bu mevsimde stresin daha fazla olması ve burundaki koruyucu mukozanın soğuması ile virüslerin hızla çoğalması sayılabilir. 7. Yakalanma riskini arttıran faktörler nelerdir? Riski arttıran bazı özel faktörler söz konusudur: Uzun mesafeli uçak yolculukları; 200 - 400 kişinin aynı hava kaynağı ile birbirlerine infeksiyon bulaştırmalarını kolaylaştırır. Yabancı bölgelere yapılan seyahatler de o bölgedeki virüslerin alınmasına sebep olabilir. Klimalar da önemli risk faktörleri arasındadır; havadaki nemi aldıkları için burundaki koruyucu mukoza ortamını kuruturlar ve infeksiyona yatkın hale getirirler. 8. Stres bir risk faktörü müdür? Stres, tek başına immün (bağışıklık) sistemini baskılayarak infeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştıran bir diğer önemli risk faktörüdür. 9. Soğuk algınlığı virüsleri nasıl bulaşır? Etken virüslerin bulaşması; hastaların mikrop içeren burun veya ağız salgılarıyla bulaşmış elleri ve eşyalarıyla olabileceği gibi, havadaki küçük veya büyük parçacıklar içindeki virüslerin solunması ile de olabilir. 10. Ölümcül olabilir mi? Bebekler, çok yaşlılar ve bağışıklık sistemi problemli olan kişilerde hastalık çok ciddi, hatta ölümcül olabilir.
-
pijama giyincem bu saatten
-
işte öyle bir şey yaşar
-
mineu cumm afiyet olsun şifaa olsun
-
uyucammmm
-
ya tutarsaa
-
abisi
-
şakacısı
-
ayy alınganı
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
femalexx şurada cevap verdi: kralx başlık Forum Oyunları
verirsin tabii de bana verince deişik geldi -
ürkünçüüü
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
femalexx şurada cevap verdi: kralx başlık Forum Oyunları
aman allahımmm bana çiçek gelmişş hem de senden bunlar annen için -
şuna bak ne kalkıcam beee beni görünçe sen kalk asılll
-
Dövüşte usta olanlar öfkelenmez, kazanmakta usta olanlarsa korkmazlar. Dolayısıyla akıllılar dövüşmeden önce kazanırlar, cahiller kazanmak için dövüşürler. ........................ Zhuge Liang ...............................(Savaş Sanatı)
-
çok sıkıldım:(