Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

femalexx

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

femalexx tarafından postalanan herşey

  1. femalexx şurada cevap verdi: ekonom başlık Havadan Sudan Konular
    MUTLULUK / MURATHAN MUNGAN Önce evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan, hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz. Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı, (yeni) bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca ya da emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz. Gerçek ise su andan daha iyi bir zaman olmadığıdır. Eğer simdi değil ise ne zaman? Hayatiniz her zaman mücadelelerle dolu olacaktır. En iyisi bunu kabul edip, her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir. En sevdiğim sözlerden biri Alfred D Souza'ya aittir. Der ki; " Uzun zamandan beridir hayatin -gerçek hayatin- başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken birşey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim hayatimdi." Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi. Mutluluk yoldur. Öyleyse sahip olduğunuz her anin kıymetini bilin ve mutluluğu, vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylaştığınız için ona daha fazla değer verin. Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez. Öyleyse, okulu bitirene kadar, 100 milyar kazanana kadar, çocuklarınız olana kadar, çocuklarınız evden ayrılana kadar, ise başlayana kadar, evlenene kadar, cuma gecesine kadar, pazar sabahına kadar, (yeni) bir araba, ya da ev alana kadar, borçları ödeyene kadar, ilkbahara kadar, yaza kadar, sonbahara kadar, kışa kadar, maaş gününe kadar, şarkınız söylenene kadar, emekli olana kadar, ölene kadar.... MUTLU OLMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUGUNUZ 'AN ' DAN DAHA İYİ BİR ZAMAN OLDUĞUNA KARAR VERMEK İÇİN BEKLEMEKTEN VAZGEÇİN. MUTLULUK BİR VARIŞ DEĞİL, BİR YOLCULUKTUR. "PEK ÇOKLARI MUTLULUĞU İNSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA. OYSA MUTLULUK İNSANIN BOYU HİZASINDADIR" Unutmayın ===>>" YARIN KİMSEYE VAAD EDİLMEMİŞTİR "MUTLULUK SORUNSUZ BİR YAŞAM DEĞİL, ONLARLA BAŞA ÇIKABİLME YETENEĞİDİR." H. JACKSON BROWN
  2. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    aman her geldiimde ondan veriyonus zaten yok başka numaranız ya laf salatası ya dil şöle yaratıcı olun üretin bişiler kaardeşim
  3. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    sen bilion bu işi sanırsamm yedin heralde nassıı güsel mii memnun kaldın mı ben salatayı kastetmiştim bi de
  4. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    çiğ yesek olmaa mı
  5. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    len mi tmm vazcaydım ben istemiorum bişi kendi pizzamı kendim yaparım hatta size inat cafe bile açabilerimm
  6. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    yok canım yok bişii raatsız olmayın lütfen
  7. femalexx şurada bir başlık gönderdi: Sağlık (Genel)
    İlk Yardımın Tanıtımı, Önemi, Eğitimi * Bir kaza ya da hayatı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da kazazedenin durumunun kötüleşmesini önlemek için, ilaç kullanılmadan yapılan uygulamalara ilkyardım denir. Belirli bir eğitim almış ve insan vücuduna müdahale etme alanında yasalarla yetkilendirilmiş kişilerce yapılan, ilaçlı müdahalelere acil tedavi denir ve ilkyardım kavramı ile karıştırılmamalıdır. İlkyardım eğitimi almış olmak bir kişiyi sağlık personeli yapmaz. İlkyardım bir kaza anında ya da hayatı tehlikeye düşüren durumlarda uygulanır. Bu durumlarda nasıl davranılması gerektiği sade vatandaşlar bir yana, ülkemizde itfaiye, sivil savunma, emniyet, eğitim, ulaşım, sanayi alanlarında profesyonel olarak çalışan insanlarca dahi yeterince bilinmemektedir. Az sayıda insanımızın katıldığı ilkyardım kursları ise nitelik olarak çoğu kez yetersiz kalmaktadır. Sürücü kursları, görsel ve yazılı basın aracılığıyla geniş kesimlere ulaşan ilkyardıma ilişkin çeşitli mesajlar ise anlamlı yararlar sağlamak bir yana pek çok trajikomik örnek olaylarla sonuçlanmaktadır. İlkyardım bilgisi açığımızın büyüklüğüne paralel bir özelliğimiz de, ilkyardım gerektirecek olayların sıklığıdır. Yetersiz altyapı, eğitimsiz insan gücü, kurumsallaşma bozuklukları, idari ve kişisel sorumsuzluklar işyerlerinde, trafikte ve evlerde sık rastladığımız sakatlanma, yaralanma hatta ölümle sonuçlanan kazalara neden olmaktadır. Bireysel ve toplumsal zararları en aza indirmek dışında sosyal bir varlık olmanın bir gereği olarak, ilkyardım eğitimi almak ve uygulamak özel bir anlam ve önem taşımaktadır. Doğru ilkyardım eğitimi belli özelliklere sahiptir: 1-Eğitim verecek kişiler ilkyardım bilgi ve becerisi dışında, eğiticilik yönünden de nitelikli olmalıdır. 2-Eğitilenler öncelikli olarak, ilkyardım bilgisinin gerçekten gerekli olacağı ortamlarda çalışanlardan seçilmeli, bu özelliklerinin farkında ve öğrenmeye istekli olmalıdır. 3-Eğitilen grupları 10-12 kişiyi geçmemeli, birbirine yakın eğitim düzeyinde olmalı, eğitim mekanı sağlıklı, yeterli olmalıdır. 4-Eğitimde erişkin eğitimi ilkeleri gözetilmeli, eğitilenin her aşamaya katılımı sağlanmalıdır. 5-Eğitim malzemeleri, manken, maketler, afişler, slayt, tepegöz, film kasetleri gibi desteklerle zenginleşen konu aktarımlarından sonra, tüm beceriler tüm eğitilenlerce doğru uygulanana dek tekrarlanmalıdır. 6-Eğitimden önce bir ön değerlendirme, kurs sonunda uygulamalar ve teorik test içeren bir son değerlendirme mutlaka yapılmalı, başarılı olanlar belgelendirilmelidir. 7-Eğitilenlerin çalışma yaşamlarına dönüşlerinden sonra eğiticileri ile bağı kopmamalı, bilgi ve becerileri belli aralarla tazelenmelidir. İlkyardımcıdan Beklenen Özellikler İyi bir ilkyardımcı: 1. Oturduğu ve çalıştığı yerleşim biriminin coğrafi özelliklerini, ulaşım olanaklarını, sağlık kuruluşlarının yerlerini, özelliklerini, uzaklıklarını bilir. 2. Yaşadığı ülkenin sağlık ve idari mevzuatına yabancı değildir, toplumsal ve bireysel sağlık sorunlarına duyarlıdır. Temel sağlık ve insan vücudu bilgisine sahiptir. 3. Birey olarak kendisini sağlıklı, zinde tutmaya çalışır. Düzenli spor yapar, düzenli sağlık kontrolünden geçer, madde bağımlılığı gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durur. Dengeli beslenmeye gayret eder. Kendi vücudunun kapasitesini bilir, uygulayacağı ilkyardım tekniğini gereğinde buna göre seçer. 4. İşyerinin fiziksel özelliklerini, özellikle acil çıkışı, yangın hortumu vb. yerleri önceden bilir. Kurumundaki idareciye, şoföre, varsa sağlıkçıya, en çabuk nasıl ulaşacağını bilir. İşyerinde ve çevrede gerekebilecek telefon numaralarını yanında taşır. 5. Sakin, pratik, dengeli, olgun, yardımsever, girişken bir kişi olarak tanınır. 6. Bir kaza anında, aldığı eğitim nedeniyle kendisi ve ortamdakilere yardımcı olabilecek bir kişi olduğunun bilinci ve güveni ile paniğe kapılmaz, düşünerek davranır. 7. Davranışları hızlı ancak bilinçli, sıralı ve ölçülüdür. 8. Bir kahraman değil ilkyardımcı olduğunu bilir, kendisini asla tehlikeye atmaz. 9. Bilgisinin olmadığını düşündüğü durumlarda bir şey yapmaz, yardım çağırır. 10. Bir sağlıkçının yardıma gelmesiyle, ona bilgi verip onun yardımcısı durumuna geçer. Bilgi ve yetki sınırlarını bilir. 11. Üzerinde girişimde bulunacağı kişi ya da yakınının onayını aldıktan sonra müdahalesini yapar. Gereğinde çevre dekileri de örgütleyerek çalışır. 12. Güvenli ve kararlı bir konuşma tarzı vardır. Kullanacağı ses tonu ve kelimeleri iyi seçer. Sürtüşmeye meydan vermez. 13. İlkyardım bilgisi içinde yapılması gereken ve yapılmaması gerekenler olduğunu bilir. Yararlı olmak kadar zarar vermemeye de çalışır. Duyguları ve ortam etkisiyle değil, bilgileri ile tarafsız bir değerlendirme yaparak karşısındakinin ilkyardım girişimlerine gerçekten gereksinimi olup olmadığını belirler. 14. Uygun ilkyardım uygulamasını doğru yere, yeterli sayı ve şiddette, yeterli süre uygular. Her uygulamadan sonra yaptığının doğru ve yeterli olduğunu kontrol eder. Eksik ya da yanlıştan dönmeyi bilir. 15. Edindiği bilgi ve becerilerin bir süre sonra unutulacağını, bazılarında değişiklikler olabileceğini bilir. Unutmamak için becerilerini kendisi ve yakınları üzerinde zaman zaman dener. İşyeri hekimi, sağlıkçı, ilkyardım eğiticisi ile gerektikçe ilişki kurar. Belli aralıklarla eğitimini tazelemek için isteklidir. Çevresindeki olayları yakınındaki ilkyardımcı ve sağlıkçılarla tartışır. İlkyardımın Amacı, Temel İlkyardım Uygulamaları İlkyardım uygulamalarının öncelik sırasıyla üç temel amacı vardır; 1-) Yaşamı kurtarmak ve sürdürülmesini sağlamak 2-) Durumun kötüleşmesini önlemek, 3-) Olanaklar ölçüsünde iyileşmeyi kolaylaştırmak. Yaşamı korumak ve sürdürülmesini sağlamak için ilkyardımcı; İlkyardımın ABC'sini uygular A-)Solunum yolunu açar; .(Airway) B-) Solunumu sağlar, ......(Breatihng) C-) Dolaşımı sağlar .........(Circulating) Bir insanın soluk yollarında bir tıkanma olması, kendiliğinden soluk alıp vermenin bozulması, kalbinin durup damarlarındaki kan akışının kesilmesi dakikalar içinde ölüme neden olacaktır. Bu nedenle, yaşamın devamın sağlayacak bu üç girişim ilkyardımın ilk ve en önemli maddeleridir. Bu nedenle ilkyardımın ABC ‘si olarak adlandırılıdr. İlkyardımın ikinci ve üçüncü amacına ulaşmak üzere ilkyardımcı; Kanamayı durdurur, Gerekli sargıları yapar, Kırık ve çıkıkları hareketsiz hale getirir, Kazazedeyi durumuna uygun pozisyona getirir. İlkyardımcı Olarak Kaza Yerine Ulşatığınızda Neler Yapmalısınız ? Kazazedeler arasında isen önce kendini değerlendir. Sakin ol. Kendi vücudunu kontrol et. Gerekiyorsa kendine ilkyardı uygula. Ortamı değerlendir. Devam eden riskleri ortadan kaldır. Kendini tanıt, etraftakileri sakinleştir. Sağlam kişileri yardım ve güvenlik için organize et. Kazazedeleri değerlendir. Tüm kazazedeleri hızla kontrol et Öncelikli olanları belirle Öncelikli kazazede ile işbirliği sağla. Kazazede ile tanış, güven ver, sakinleştir. ve rahatlat Yatmasını ya da oturmasını sağla, gereksiz hareket ettirme. Gereken ilkyardım müdahalelerini yap. ABC‘yi sağla Kanamayı durdur, kırık veya çıkıklı bölgeyi hareketsizleştir, sargıları yap, pozisyon ver. Koru ve Naklet Kazazedenin ısı kaybetmesini önle, kımıldatma, yedirme, içirme, yanında git, sağlıkçılara bilgi ver
  8. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    yemek yok ama dayak var diyosunnn neese canım çok da aç değilim zaten
  9. femalexx şurada bir başlık gönderdi: Ruh Sağlığı
    MANİK DEPRESİF PSİKOZ NEDİR ? (İki uçlu mizaç bozukluğu, bipolar duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif-PMD) Bu hastalık mani ve depresyon atakları ile karakterizedir. Hastanını duygulanımı mani dönemlerinde neşe, depresyon dönemlerinde umutsuzluk ve çökkünlükle karakterizedir. Ara dönemlerde kişi normale döner. Bazı hastalarda mani ve depresyon belirtileri bir arada görülürken, bazı hastalarda belirtiler hafif düzeydedir (hipomani). Toplumda görülme sıklığı %1-2’dir. Kadınlar ve erkeklerde eşit oranlarda görülür. Hastalar ilk atağı genelde yirmi yaşlarında geçirirler ancak daha önce veya daha sonra da olabilir. Beş altı yaşlarında veya elli yaşından sonra ilk atağını geçiren hastalara da rastlanabilmektedir. Bazen ilk atak depresyondur, bu durumda tanı koymak zordur ve genelde gecikir. Hastalığın ortaya çıkışı sıklıkla kişinin meslek ve eş seçimi dönemine rastlar ve kısa sürede tanı konulup önlem alınmazsa kişinin hayatında önemli sekeller bırakır. Hastalık taşkınlık yani mani döneminde ise aşırı para harcama cinsel ilgi ve aktivitede artma ile kişiye ve aileye ciddi maddi ve manevi zararlar verir. Çökkünlük dönemleri ise diğer depresyonlara göre daha ağırdır ve intihar riski daha yüksektir. Hastalığın belirtileri, süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Bazı hastalarda mani bazılarında ise depresyon daha baskındır. Bazen de mani ve depresyon eşit oranda görülür. Ataklar birkaç günden birkaç aya kadar değişir. Özellikle tedavi edilmediğinde uzun sürer. Hastalar yaşamları boyunca ortalama 10 atak geçirirler ancak bundan az veya fazla sayıda atak olabilir. Atak sayısı arttıkça ataklar arasındaki süre kısalır. Bir yıl içinde dört veya daha fazla sayıda atak olduğunda hızlı döngülü mani olarak adlandırılır. HASTALIK NEDEN ORTAYA ÇIKAR? Pek çok rahatsızlıkta olduğu gibi bu hastalığın nedeni de tam olarak bilinememektedir. Diğer psikiyatrik hastalıklar içinde genetik geçişi en fazla olan rahatsızlık manidir. Hastaların %50’sinin anne veya babasında aynı hastalık olduğuı tespit edilmiştir. Tek yumurta ikizlerinden birinde mani olduğunda diğerinde mani görülme oranı %70 tir. Bu hastaların birinci derece yakınlarında mani ve depresyon görülme oranı normal topluma göre daha sıktır. Akrabalık derecesi azaldıkça risk azalmaktadır. Örneğin hastanın kuzeninin aynı hastalığa yakalanma riski kardeşine göre daha düşüktür. Hastalığın beyindeki nörotransmitter dediğimiz maddelerin işlevlerinde bozulma ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bilgisayarlı tomografi ve MRI tetkiklerinde bu hastalarda bazı değişiklikler gözlenmektedir ancak bu hastalığa özgü bir değişiklik tespit edilememiştir. Yine EEG bulguları da bir özellik göstermemektedir. Doğum sonrası hastalığın aktive olması hormonal değişikliklerin de rolü olduğunu düşündürmektedir. Uykusuzluğun mani atağı ile yakın ilişkisi vardır. Hastalar genelde ilk atağın uykusuzlukla başladığını ifade ederler. Multiple skleroz, kafa travması veya epilepsi gibi bazı hastalıklarda mani de görülebilmektedir. Yine bazı ilaçlarda mani ortaya çıkarabilmektedir. MANİ BELİRTİLERİ NELERDİR? Mani belirtileri şöyle özetlenebilir: Enerji artışı, kolay yorulmama, Aşırı neşelenme veya aşırı sinirlilik Dikkatin çabuk dağılması Uyku ihtiyacında azalma Muhakeme yeteneğinde bozulma, düşüncelerde aşırı artma Cinsel istek ve aktivitede artma Hastalığı kabul etmeme Aşırı para harcama Riskli davranışlar içine girme Konuşmada aşırı artma, konuşmanın bölünememesi, hızlı konuşma Kendine aşırı güven, kendini büyük ve önemli biri olarak görme Bu belirtilerin tek başına bulunması bir anlam ifade etmez tanı koyabilmek için birkaçının bir arada olması ve bir süredir devam ediyor olması gerekir. Mani atağı hızlı başlangıçlıdır ve hastalar atağın uykusuzlukla başladığını ifade ederler. Kişi kendini aşırı iyi hisseder, dikkati çok artmıştır, kendine çok güvenmektedir ve sosyal ilişkileri kolayca kurar hale gelmiştir, çevredeki insanlara sataşma, laf atma sıktır.Başkalarının konuşmalarına katılır çevredekileri bu nedenle rahatsız ederler. Duygulanımda kişinin kendisini iyi hissetmesinin yanında ani duygu değişmeleri ve dengesizlik sıktır. Hasta gülerken aniden ağlamaya veya bağırmaya başlayabilir. Mani ve depresyonun birlikte bulunduğu durumda depresyon ve mani belirtileri aynı anda bir arada bulunabilir veya birinden diğerine geçiş sıktır. Hastalık ilerledikçe aşırı konuşma ve hareketlilikte artış görülür. Bazen konuşma o kadar artar ki kişi cümleleri tamamlayamaz olur, konuşmada birbiri ile bağlantısı olmayan kelimelerin art arda sıralanması dikkati çeker. Kişi önemli birisidir, önemli görevler üstlenmiştir, aklında gerçekleştirilmesi güç planlar vardır, hatta bu nedenle kendisine zarar vermeye veya yok etmeye çalışanlar vardır. Davranışlar kontrolsüzdür. Toplum kurallarını hiçe sayar. Karşı cinse sakıntılık edebilir, trafik kurallarını hiçe sayabilir. Aşırı para harcama, aşırı makyaj yapma, göze çarpan giysilerle dolaşma olabilir. Hasta ödeyemeyeceği borçlar altına girebilir, kredi kartlarını sonuna kadar kullanabilir. Yine kontrolsüz şekilde kumar oynayabilir. Gayrimenkullerini yok pahasına satmaya veya başkalarına bağışlamaya kalkabilir. Bazı hastalar kendilerini kontrol edebilmek için alkole yönelir. Bazen kişi gerçek hayatla ilgisini koparıp hayal dünyasında yaşamaya başlayabilir. Bu durumda şizofreniden ayrımı güçtür. Bazı bedensel hastalıklar ve ilaç kullanımlarında da benzer tablolar ortaya çıkabilir bunların ayrımı gerekir. Hastalar genelde hastalıklarının farkında değildir ve bu nednle doktora gelmek istemezler. HİPOMANİ BELİRTİLERİ NELERDİR? Hipomani belirtileri, maniye göre daha hafiftir. Sıklıkla hastalık olarak görülmeyip gözden kaçabilir. Atak sırasında aşağıdaki belirtilerden üçünün bir arada bulunması gerekir: Kişinin kendine güveninde aşırı artma Uyku ihtiyacında azalma Dikkatin kolayca dağılması Fiziksel ve zihinsel aktivitede aşırı artma Kötü sonuçlar doğurabilecek aktiviteler içine girme Tanı koyabilmek için bu belirtilerin bir süredir devam ediyor olması gerekir. Hastalar genelde neşelidir, bazen neşe yerine aşırı sinirlilik olabilir. Konuşma artmış, hareketler hızlanmıştır. Hasta bir şey anlatırken bir başka konuya kolayca geçmekte, bazen knouştukları anlaşılması güç hale gelebilmektedir. Karşı cinse ilgi artmıştır. Cinsel istek ve aktivitelerde artış görülmektedir. Kişi sorumsuzca para harcayabilir. Ödeyemeyeceği borçlar altına girebilir, riskli işeri kolayca üstüne alabilir. Çok hızlı araba kullanabilir, karşı cinse sarkıntılık yapabilir. Bu nedenle polis ve yargı ile başı derde girebilir. Topluma uygun olmayan giysilerle dolaşma veya aşırı makyaj yapma görülebilir. Sosyal aktivitelerde artış mevcuttur. İnsanlarla kolayca ilişki kurabilir, çok arkadaş edinir, etrafa ilgi artmıştır. Bazen en ufak ayrıntılar dikkatini çeker, bu nedenle belli bir konu üzerinde uzun süre duramaz. Hastaların çoğunun içgörüsü yoktur. Hasta olduklarının farkında değildir veya hasta olduklarını kabul etmek istemezler. DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR? Mani hastalarında görülen depresyon belirtileri diğer depresyon ile aynıdır. Aradaki tek fark bu hastalarda depresyon ataklarından başka mani ataklarının da görülmesidir. HASTALIĞIN SINIFLANDIRILMASI NASILDIR? Atakların görülme şekli ve sürelerine göre hastalığı alt başlıklar halinde sınıflandırabiliriz: 1.Bipolar I bozukluk: Hasta en az bir mani veya karışık mani depresyon atağı geçirmiş olmalıdır. Hastanın depresyon atağı geçirmiş olması şart değildir. 2.Bipolar II bozukluk: Hastaların en az bir depresyon ve bir hipomani atağı geçirmiş olması gerekir. Hastanın mani atağı geçirmemiş olması gerekir. Bu hastalarda özellikle hipomani atağı daha zor tespit edilir ve tanı konması zordur. 3. Siklotimik bozukluk: En az iki yıldır devam eden depresyon ve hipomani atakları olmalıdır. Yine bu grupta da mani atağı geçirmemiş olmak gerekir. Süresi ve görülüş zamanına göre de hastalık şu alt gruplara ayrılır: Hızlı döngülü mani: hastalar bir yıl içinde dört veya daha fazla sayıda atak geçirirler. Aşırı hızlı döngülü mani: bir hafta içinde dört veya daha fazla sayıda atak görülür. Bazen hasta bir gün içinde dört mani depresyon atağı geçirebilir. Mevsimsel özellik gösteren mani: bu hastalarda atakların ortaya çışı genelde belli mevsimlere rastlar. Doğum sonrası mani: doğumdan sonra dört hafta içinde hastalık görülür. HASTALIKTA GİDİŞ VE SONLANIŞ NASILDIR? Hastalık tedavi edilmediği taktirde genelde üç ay içinde kendiliğinden düzelir. Tedavi ile hastaların çoğu birkaç ay içinde normal hayatlarına dönerler. Bununla birlikte hastalığın tekrarlama şansı yüksektir. Ataklar arası iyilik dönemlerinin süresini kestirmek zordur. Birkaç ataktan sonra genelde aradaki süre kısalır. Ortalama beş ataktan sonra ataklar arası süre sabitleşir ve genelde 6-9 aydır. Hastalığın seyrinin nasıl olacağını önceden belirlemek zordur. Hastalık çok geniş bir yelpazede kendini gösterir. Bazı hastalar tek bir atak geçirip bir daha uzun süre hastalanmayabilirler (%7). Bazı hastalar depresyon ve mani ataklarını arka arkaya geçirirler, bazen de hızlı döngülü mani dediğimiz durum ortaya çıkar ve hastalar gün içinde maniden depresyona değişim gösterirler. Sadece mani atağı geçiren hastalar %10-20 oranındadır. Geriye kalanlar mani ve depresyon atağını birlikte geçirirler. Erken yaşta başlayan ve ailesinde mani öyküsü olan hastalarda bu hastalığın süregenleşme olasılığı artar. Hastalık döneminde kişilerin alkol ve madde kullanımında artma olabilir. Hastalar yaşamları boyunca ortalama 10 atak geçirir, atak sayısı bundan az olabileceği gibi daha fazla da olabilir. Hastaların %15’i düzelir, %10’u süregenleşir, kalanında kısmi düzelme ve ataklar devam eder. HASTALIK NASIL TEDAVİ EDİLİR? Hastalığın tedavisi iki aşamalıdır. Birinci aşamada var olan atak tedavi edilir. İkinci aşamada ise amaç tekrar atak geçirilmesini önlemektir. Atak sırasında hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilir. Hastalığın en önemli özelliği koruyucu ilaç kullanımı ile atakların önlenebilmesidir. Bunun pek çok hasta için hayati önemi vardır. Her bir atak hastanın hayatında önemli izler bırakmaktadır. Okula devamsızlık nedeni ile okul başarısında düşme, aile içi sorunlar nedeni ile eşlerin arasının açılması veya boşanmalar, işini kaybetme, büyük borçlar altına girme görülebilmektedir. Hastalar yılda bir veya daha fazla sayıda atak geçiriyorsa koruma tedavisi gereklidir. Hastaların %60’ı lityum ile koruma tedavisine iyi yanıt verirler. Bu ilaçla koruma altına alınamayan hastalarda başka ilaçlarla koruma denenmelidir. Bu ilaçların önemli özelliği belli kan seviyelerinde etkili olmalarıdır. Belli değerlerin altında olduğunda ilaçların koruyucu etkisi olmamakta, bu değerlerin üzerine çıkıldığında yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle bu ilaçların düzenli olarak kullanılması ve belli aralıklarla kan kontrollerinin yapılması şarttır. Bu hastalıktan dolayı ölüm depresyon ve buna bağlı intihar nedeniyledir. Koruyucu tedaviye devam ederek, bu risk azaltılabilir. İlaç tedavisine ilave olarak psikoterapi önemlidir. Düzenli ilaç kullanarak ve doktor kontrolünde kalarak hayatını normal şekilde sürdüren çok sayıda hasta vardır Uzm.Dr.Sibel Mercan tarafından hazırlanmıştır
  10. femalexx şurada bir başlık gönderdi: Sağlık (Genel)
    Migren Migren Nedir? Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder, ancak bir sonraki atağın endişesi içindedir. Eskiden "sadece bir baş ağrısı tipi" olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir, hem migren yakınması olan kişinin hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilir. Baş ağrısı zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir. Migren kadınlarda erkeklerden daha sık görülür; kadınlarda %18.6 ve erkeklerde %6.5 oranında görülmektedir. Yapılan çalışmalarda bir hekim tarafından tanı konulmamış olan migren hastası oranının kadın hastalarda %59'a, erkeklerde ise %70'e ulaştığı gözlenmiştir. Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler. Bu da günlük yaşantıyı aksatır. Oysa ki migren ilaçla tedavi edilebilir. Günümüzde migreni önleyen ya da tedavi eden çok sayıda ilaç bulunmaktadır. Migrenin Nedeni Nedir? Migrenin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Migrenin beyindeki kan damarları ve elektriksel sinir uyarısını ileten kimyasal maddelerdeki değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir, ancak bu değişikliklerin neden oluştuğu konusunda araştırmalar halen sürmektedir. Migren gelişme eğiliminin kalıtımla geçip geçmediğini bilmiyoruz. Çalışmalara göre, eğer anne-babadan birinde migren varsa, çocukta da olma olasılığı %40'tır. Eğer her ikisinde de migren varsa, çocukta da %75 olasılıkla migren görülecektir. Tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre migrene yatkınlık daha fazladır. Birçok kadında adet kanamasından hemen önce östrojen hormonu düzeylerinin azalması migren ağrısına yol açabilir. Birçok faktör migreni başlatabilir. Bu tetikleyici faktörlere karşı duyarlı olan kişiler, bu faktörlerden uzak durarak migrenin getirdiği kısıtlamalardan büyük ölçüde kurtulabilirler. Migreni Tetikleyen Faktörler Yiyecekler: Eski peynir, çerez, çikolata, yoğurt, soğan, incir, karaciğer, kafeinli yiyecekler, monosodyum glutamat (MSG), tütsülenmiş (füme) ya da salamura balık/et, koruyucu madde olarak nitrat/nitrit eklenmiş gıdalar (sosisli sandviç, sucuk, salam) İçecekler: Kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, diyet soda, alkollü içkiler (özelikle kırmızı şarap, bira, viski) Katkı maddeleri: Sodyum nitrit (sosisli sandviç, işlenmiş etler), monosodyum glutamat (MSG) (Çin yemekleri ve birçok restoran yemekleri), aspartam (sakızlar, diyet içecekler, et, süt, yumurta ve birçok protein içeren besinde aspartam vardır), tiramin (eski peynir, kırmızı şarap, bakla, salamura edilmiş veya işlenmiş yiyecekler), fenolik flavonoidler (elma, kabuksuz meyvalar, üzüm) İlaçlar: Antibiyotikler (tetrasiklin, griseofulvin), antihipertansifler (nifedipin, kaptopril), hormonlar (oral kontraseptifler, östrojenler), histamin-2 blokerleri (simetidin, ranitidin), vazodilatörler (nitrogliserin, izosorbid dinitrat) Duyusal ve Duygusal Uyaranlar: Titreşen/parlak/fluoresan ışıklar, parlak gün ışığı, kokular (parfüm, kimyasal maddeler, sigara), endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, aşırı heyecan, stresten veya baskıdan kurtulma Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Zaman farkı, çok fazla ya da az uyumak, aç kalmak, kafeinsiz kalmak, aşırı egzersiz yapma, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, öne eğilmek (örn. bahçe işleri yaparken), ağırlık kaldırmak veya zorlanmak, rutin yaşam biçiminde değişiklik (örn. vardiya çalışması veya tatiller), çok fazla veya çok az uyku, alerji, cinsel yönden uyarılma, sigara. Diğerleri: Adet dönemi, hava/mevsim/barometrik basınç değişiklikleri, deniz seviyesinden çok yukarıda bulunmak Migreninizi hangi faktörlerin tetiklediğini bilmeniz önemlidir. Bunun için atak geldiği sırada neler yiyip içtiğinizi düşünebilirsiniz. Bunun için bir migren günlüğü tutmak uygun olabilir. Bu günlükte, "Olası tetikleyiciler" kısmına en son aktivitelerinizi, diyet, stres ve ilaçları yazın. Bunlar sizin neyin migrene yol açtığını anlamanıza yardım edecektir. Böylece hem nelerden uzak durmanız gerektiğini görür, hem de bu günlüğü doktorunuza gösterebilirsiniz. Migrenin Belirtileri Nelerdir? Başlangıçta bir baş ağrısının migren mi, yoksa "sıradan" bir baş ağrısı mı olduğunu söylemek zor olabilir. Migren ataklarını diğer baş ağrılarından ayırabilen özellikleri şunlardır: · Orta şiddette ya da şiddetli ağrı · Bulantının eşlik etmesi · Kusmanın eşlik etmesi · Işığa ve sese duyarlılık (bazen kokuya duyarlılık) · Zonklayıcı, nabız gibi atan ağrı · Ağrı asıl olarak tek taraflıdır · Ağrı hareketle artar Bazı kişilerde migren ağrısından önce 10-30 dakika sürebilen bir aura dönemi olur. Aura parlak ışık çakmaları, titrek, renkli zikzak çizgiler, kör noktalar ya da bir tarafta görme kaybı gibi görsel değişiklikleri içerebilir. Aura ayrıca kollar veya bacaklarda karıncalanma ya da uyuşmayı veya baş dönmesini de içerebilir. Auranın nedeni hala bilinmemektedir. Belirtilerinizin başka bir fiziksel sorundan değil migrenden kaynaklandığından emin olmak için, doktora gitmelisiniz. Belirtilerinizi gözden geçirdikten ve sizi muayene ettikten sonra doktorunuz migren olduğunuzu söyleyecek ya da diğer olasılıkları ekarte etmek için ileri testler isteyecektir. Migren Nasıl Tedavi Edilir? Günümüzde, devam eden araştırmalar sayesinde hekimler migren hakkında daha fazla şey biliyor ve migreni önlemek ya da tedavi etmek için daha fazla seçenek bulunuyor. Çok sık atak geçiren migren hastaları için hekimler sıklıkla önleyici ilaç tedavisini tercih etmektedir. Tedaviler hekimlerin önerdiği şekilde uygulanınca atakların sıklığı ve şiddeti azalabilmektedir. Ayrıca migrenin ilaç dışı tedavi yolları da ilaç tedavisine destek olarak kullanılmaktadır. Migren günlük hayatınızı engelleyebilir; çalışmayı, aile hayatını veya hobileri olumsuz yönde etkileyebilir. Migrenin neden olduğu tüm güçlükleri gözden geçirin ve doktorunuzla konuşun, böylece migreniniz için en doğru olanı yapabilirsiniz. ......................alıntıdır...
  11. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    bu ne canım kim buranın sahibiiii görüşmek istiyorum
  12. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    arsenik siyanür farketmes canım bi orta boy pizza bi cola pizzada biberle zeytin olmasın lüffen
  13. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    çikolatayı tercih ederim ama madem bu kadar hızlı servis bu akşam siyanür de olabiler
  14. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    bayılırımmmm bi porsiyon rica etsemmm
  15. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    ne haracı kardeşimmm kırk saatte bi kahve getirdiniz o da soudu tabee yok size haraç felan yiçek ne var piqi?
  16. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    hani müşteriye ilgi alaka bi kahve istedik ortada yok
  17. femalexx şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    iyi yaa manzarası da hoşmuş

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.