Zıplanacak içerik

hoara

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hoara tarafından postalanan herşey

  1. 22/25 mescid-i haram dan alıkoymaktan bahsediyor 48/24-25 te mekkede barıştan ve mescid-i haramdan daha önce alıkonulmasından bahsediyor 22/29- da eski ev den bahsediyor 22/26 da beytullah ın yerini hazırlamıştık diyor 22/33 te hayvanların varacağı yer eski ev dir deniyor syg
  2. safa ve merve nin tandırda pişen ve hayvan sütleri olduğunu hangi ayetlerden çıkardınız ? ikamet etmek fiilinin , itaat etmeyenler olduğunu hangi ayete göre buldunuz ? syg
  3. müteşabih ayetlerin içeriği yanlış anlaşılmış. müteşabih sizinde belirttiğiniz gibi benzeşen demektir. bu tip ayetler müslümanın yaşayışını, erdemini, duruşunu etkilemez. yön veren ayetler muhkem ayetlerdir ki 3/7 de de bildiğiniz gibi muhkem ayetler için " kitabın esasıdır" tanımlaması vardır. müteşabih ayetler teknolojinin ilerlemesi ile anlaşılan veya anlaşılma yolunda ışık veren ayetlerdir. bir örnek vermek gerekirse: bir ayette " dağları durur görürsün oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedir" yazar. bu ayet elçi zamanı için müteşabihti ancak bu gün için dünyanın yuvarlak oluşuna bir işaret olduğu açıktır. bu ayete elçi zamanı inanırları "rabbimin katındandır deyip inanmaları" beklenir. çünkü diğer ayetlerle pekişen Allah inancı yalan söylemez. bu ayet müslümanın erdemli davranmasına yada ameline direk etki etmez. bu ayete bakıpta inkar yolunu seçen kişi ise bu fitneye kapılmış demektir. yukarıda müteşabih ayetlerin müslümanların duruşuna etkisi olmaz demiştik ama inancına etki edebilir diyerek sözümü bağlıyayım. muhkem ayetlerin anlaşılmamasının nedeni ise insan yorum farklılıkları ile anlaşılmaya çalışılmasıdır. syg
  4. müsadenle ben yardımcı olmaya çalışayım. 11/114 ayetine göre vakitleri belirleyeceksin. 5/6 ayetine göre abdest alacaksın 2/238 3/113 ve 39/9 ayetine göre ayakta duraracaksın 17/110 111 ayetine göre orta bir ses tonu ile Allah'a dua ve övgü nitelikli ayetleri okuyacaksın 17/107 ve 39/9 ayetine göre secde edip 17/108 ayetindeki sözü söyleyeceksin syg
  5. 2/165 , 3/80 gibi ayetleri yazıp bırakacaktım ama açıklama yapıp sizlerin kuranda araştırmanız daha sağlam olacaktır. ( lütfen kuranı geleneksel şartlandırmalardan arınmış bir gözle tekrar okuyun ve günümüz ile kıyaslayın ) sizlerin hatasından bahsetmek için önce bazı kavramların ne anlama geldiğini açıklamak lazım ve bu konu biraz uzun. kısaca sadece kurandan anlatmaya çalışacağım ve kurandan teyid etmenizi rica edeceğim. ilah ne demek, ilah edinmek nasıl olur ? ilahın kurana 4 özelliği vardır, bu özellikleri Allah'tan başkasına isnat etmek ilah edinmek demektir. ( ister Allah emretti diye yapılsın isterde Allah devre dışı kalsın fartetmez) 1-yaratıcı burada sorun yok 2-yarar ve zarar verme gücüne sahip elçi, evliya ,şeyhlerin sefatini ummak, dilek dilemek, adak adamak, türbe ziyaretleri , nazar boncukları 3-söz söyleyip yol gösterici Allah'ın sözleri dışında bir ideolojiyi , bir dünya görüşünü kabul etmek, uygulamak, doğruluğuna inanmak sünnet, tefsir, mezhepler, meteryalizm vb 4-kulluk edilen birinin emrini yerine getiriyorsan ona kulluk ediyorsun demektir. din adına Allah'tan başkasının emrini yerine getiriyorsan Allah'tan başkasına kulluk ediyorsun demektir. geleneksel dinde Allah'a dolayısı ile elçi ye iftira edilerek kuranda olmayan kuralları kim ortaya koymuşsa ona kulluk edilir ( yani mezhep imamları, raviler, alimler vb ) umarım bir düşünce oluşturur syg
  6. ayeti 2/238 in bağlamından koparmadan ele almak lazım. bu cümleyi üzerime alınmam gerekirmi bilmiyorum. sanırım sen beni muhattap almıyorsun yada gelenekciler önünde tartışmak istemiyorsun. benim amacım ise Allah ın sözlerinin hakim olması, kitabın üstün gelmesi. amacım bu olduğuna göre sadece kuran diyen bir arkadaşın geleneğim posasını atmak adına kuran gerçeklerinide elekten geçirmeden bir kez daha düşünmesini dileyerek bu topikteki iletime son veriyorum . Allah'ın hidayeti üzerinizde olsun syg
  7. olayı ısrarla elçiyi inkar noktasına çekeceğinize , verilen ayetler ışığında gerçekten elçi hadislerde anlatıldığı gibi bu gün bilinen sünnet disiplinini yapmışmıdır yapmamışmıdır diye sorgulasanız çok daha yararlı olacaktır. syg
  8. bakın arkadaşlar peygambere itaatin ne olduğunu haksöz uzun uzun delilleri ile anlatmış. uzun olmasının sebebi delillerin kafanızda yer etmesi kalbininiz tatmin olması içindir. bu delillere cevap veremeyip yazının uzunluğunu demogoji konusu yapmanız hiç hoş değil. komplo teorileri oluşturayacağınıza tercih noktanızı belirleyin. ya Allah katından kesin delil olan kuran ve bu kuranın tanıttığı elçi. ya da atalarınızdan rivayetle ( kulaktan dolma ) gelen dini temel ve bunun uydurduğu elçi modeli. olayı ısrarla elçiyi inkar noktasına çekeceğinize , verilen ayetler ışığında gerçekten elçi hadislerde anlatıldığı gibi bu gün bilinen sünnet disiplinini yapmışmıdır yapmamışmıdır diye sorgulasanız çok daha yararlı olacaktır. çünkü " ahirette kurandan sorguya çekileceğiz" . syg
  9. 6/118-Allah'ın ayetlerine iman ediyorsanız üzerine onun adı anılarak kesilenlerden yeyin. kitap ehli " bismillahirrahmanirrahim demez ama kendi şeriati uyarınca Allah'ın tevratta onlara emrettiği şekilde keser. sanırım tevratın Allah sözü olan kısımlarının bu günde geçerliliği konusunda farklı düşünüyorsak bunu anlatmakta zorluk çekebilirim. yani bir örnekle kitab ehlinin kadınları ile de evlenebilirsin ama müminleri ile . yine hacc suresi 36 ayetin bir cümlesini yazmak durumundayım. " ayakları üzerinde duruken üzerlerine Allah'ın adını anın. yanları üstüne düştüklerinde de ........" zaten doğal olarak yapılacak kesim işlemi için, Allah'ın kuranda değinmediği başka konularda olduğu gibi bir pratik ayeti yollaması anlamsız olurdu. niye sağ ayak ile tuvalete girmeye değinmiyorda zaten yemek için kesmek zorunda olacağın hayvanın kesiliş pratiğine değiniyor. hedyen yani hediye siz bağış olarak telafuz etsenizde fark etmez. bu hediyeyi ne şekilde yaparsa yapsın yani hayvanda yollayabilir değilmi. 5/95 ihramlı iken avı öldürmeyin. kim öldürürse dengi olan bir ceza kabeye varakcak bir kurban. buradaki kurbanı nakit para diye düşünmek biraz zor çünkü hem hayvan öldürme ile ilğili konu hemde devamında bulamayan zaten fakirleri doyurmakla kefaretini ödüyor. ve oradaki organizasyona yardım etmek, hazırlıklara katılmak UMRE diye geçmektedir. buda takdir edersinziki HACC tan ayrı bir durumdur. syg haksöz salat konusuna da değinmek istiyorum. okuduklarımdan anladığım kadariyle sen şekilsel olarak salatın kuranda geçmediğini düşünüyorsun. bundan yola çıkarak secde oruç vb şekilsel ibadetlerinde kuransal olmadığını düşündüğünü söyleyebiliriz. öncelikle salatın ve bağlantılı uygulamaların geleneksel uygulanış şekli ile kuranda olmadığını, atadini mensubları tarafından hem içerik hemde şekil açısından defermasyona ugradığını belirtmek isterim. bu yüzden savunduğum bu günkü salat şekli değildir ve kuranda aranması beyhude bir çabadır. salat kuranda sanırım seninde kabul edeceğin gibi destek olmak anlamında kullanılmaktadır. bu yüzden içi boş sadece sekilsel bir uygulamanın anlamı yoktur ve salattan gaflet olma halidir. ancak her sekilsel ibadetin mecazi (daha dogrusu öz anlamı) olduğu gibi bu öz anlamın ifade ediliş şeklide mevcuttur. nasıl ki ( her ne kadar anlaşamazsak ta ) hidayete erdirdiği için büyük tanıyıp bir hediye sunmanın haccın bir kısmı olduğu gibi. senin ileri süreceğini zannettiğim tüm gün boyu Allah'ın emirlerini yerine getirmek , onu anmak, onun için mücadele etmek vb. şeyler salattır tezin doğru olsaydı 4/103 ayetinde salatı bitirdiğinizde cümlesi kullanılmazdı. demekki salat günün bir kısmında başlayan ve biten bir şeymiş. yok bu değil salat onun ayetlerini anlama ve uygulama çalışmasıdır dersen o zaman salatı ayakta ekame etme ile ilğili ayetleri konuşmamız gerekebilir. veya kuran çalışmasının 73/20 de ayrı olarak belirtildiğini veya 17/78 de fecr ve işa salatlarını yada en iyisi senin salat hakkındaki görüşlerini bekliyeyim. ben beklerken sen de 4/103- o müminler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır 2/238- salatı huşu içinde ayakta tutun 239-korkarsanız yaya veya binek olarak kılın 17/107- yüzü üstü secdeye kapanırlar ( secde nin tarifi ) 17/110- salatında sesini yükseltme ve kısma , orta yol tut ayetleri hakkındaki görüşlerini de eklersen tartışmaya daha yararlı bir yön verebilirsin. syg
  10. hayvan kesmek sadece beslenmek amacı ile olsaydı hacc 34 te her ümmete menasik kıldık denmesi abes olurdu. her ümmete demesi ve hayvan kesimi ile ilgili pratiğin anlatıldığı ayetlerin olması sadece yemek yemek amacı ile hayvan kesimi olmadığını sizde çağrıştırmıyormu ? Allah tan başkası adına kesilen hayvanın haram kılınması Allah adına kesilen hayvanın yenmesini gerektirir. kaldı ki 2/196 ayeti hactan engellenme halinde kurban yollanmasındn bahseder. haccın anlamı konusunda size katılmaktayım ancak 2 günde dönen için günah olmaması illaki 3 günlük bir organizasyonu ifade etmez diye düşünmekteyim. Allah'ın kurbana ihtiyacı yok sloganını kullanacağınıza , hiç kimsenin Allah'ın kurbana ihtiyacı var demediğini ve etleri ve kanları Allah'a ulaşmaz sizden TAKVA ulaşır ayetini tekrar gözden geçirmeniz daha yararlı olacaktır kanatimdeyim. syg
  11. hacc 27-28 - insanlar arasında haccı ilan etki gerek yaya olarak gerek uzak yoldan gelen yorgun develer üzerinde kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belli günlerde Allah'ın ismini anmaları için sana gelsinler. Artık onlardan hem kendiniz yiyin hemde yoksula yedirin. hacc 32-33 onlarda belli bir süreye kadar yarar vardır sonra bunların varacakları yer eski evdir. biz her ümmete hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye mensek kıldık. hacc 37 onları ne etleri ne kanları Alah'a ulaşır. o na sadece sizin takvanız ulaşır. sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye sizn istivadenize verdi Allah'tan başkası adına kesilen hayvanın haram kılındığı ayeti de dikkate alırsak bu ayetlerde yemek için kesilen hayvanlarla ( ticari , yemek yemek amaçlı ) menasik ( biz ibadet diyelim) tarzı için kesilen hayvanları karıştırmamak lazım. hak sözün verdiği ayette ( hac37 ) onların etleri Allah'a ulaşmaz derken ibadet için kesilen hayvanların da yenebileceği vurgulanmak istenmiştir. o hayvanı Allah'ı hidayete ulaştırdığı için büyük tanıyıp keserek takvayı ulaştırmış olursun. sonrasında hayvan ziyan olmasın diye yenebileceği söyleniyor. belli günlerde hac dahilinde böyle bir kesimin istenmesi, onların varacakları yer eski ev dir ibaresi. adaklarını yerine getirsinler ve büyük tanıyasınız diye ibareleri bunu desteklemektedir. syg
  12. selam geleneksel din açısından eleştirilecek bir durum olduğunu kabul etmekle birlikte geleneksel din bağlamından ayrı sormak istiyorum ? şimdi numarasını hatırlayamadığım bir ayet var. " biz onlarla evlendirdik " ayeti. bu ayet için ne diyorsun ? ( konu hakkında çalışma yaptığın için ayeti senin hemen bulabileceğini düşünüyorum ) syg
  13. ak parti bana göre musa kart ın kedi karikatürüne dava açıldığı an gücün sarhoşluğuna kapıldığını gösterdi ve gerileme dönemine girdi. nasıl ki derin devlet refah partisinden ak partiyi daha ılımlı olarak bölerek çoğalttı aynı süreç şu an içinde işleme koyuldu.
  14. selam bekir kuranda 2/196 ayetinde " kurban yerine varıncaya kadar BAŞlarınızı traş etmeyin" cümlesindeki baş kelimesi de aynı kelimedir. buradan günümüzde senin dediğin gibi kullanılan kelimenin kurandaki anlamını çıkarabiliyoruz. bu gün kuranın açıklaması diye sunulan tefsir ve hadisler tarihsel bilgiye göre elçinin vefatından yaklaşık 150-200 sene sonra ortaya konulmuştur. mezhep yorumları, mezhep tartışmaları, iktidar hırsları, kibir vb insani zaafları dikkate alarak bu süreyi bir düşünürsen geleneksel bozulma ve kurandan uzaklaşmayı tasvir edebilirsin. ama en dogrusu kuranın ayrılık ve ihtilafa düşmek ile ilğili ayetlerini tarayıp günümüze bakmak olacaktır. 6/159 ayeti düşünce oluşturmak açısından umarım bir kapı açabilir hadis ve tefsir yorumlarının kuran ile çeliştiğini gördükten sonra ve tefsirlerin en nihayet insan yorumları olduğunu bildikten ve sayısal çogunluğun Allah katında bir şey ifade etmediğini ve kuranda Allah'ın insanları sadece kurandan sorumlu tutacağını, kuranın yeterli olduğun okuduktan sonra Allah'ın lutfu ile.... Allah'ın hidayeti üzerinde olsun
  15. bu kadar tedirgin olduğuna göre sadece öptüğüne eminmisin ?
  16. hoara şurada cevap verdi: YESHUA başlık Dini Konular - Din - Dinler
    evet kuran tevratı ve incili doğrular ancak dogrularını dogrular. yani rab dediki,isa dediki diye başlayan sözler Allah sözüdür, geçerlidir ve kuranla çelişkisi yoktur.( şeriat farklı olabilir 5/48) ancak tarihsel anlatımlarında ve pavlusun mektubları denen insan yorumlarında dinin özü çarpıtılmıştır. malesef kitab ehlide aynı günümüz müslümanları gibi bu mektuplar tefsirinde inancını şekillerdirmektedir. şu şekilde desteklemeye çalışayım: Öncelikle bu yanılgıların kaynağının Allah esinlemesiyle yazıldığına inanılan, aziz diye kabul edilen kişilerin zanna dayalı yazdığı ve içinde yalnış yorumların olduğu incillere eklenen mektublar olduğunu belirtmekte yarar vardır. İncil metinlerinde de ,özellikle yuhanna incilinde yazan kişinin yorumlarının karıştığı bazı bölümler mevcuttur. Bununla birlikte incil de isa peygamberin ağzından çıkan sözleri kutsal kabul etmeliyiz. Çünkü kuran-ı kerim 5/47-48 ayetlerinde “ incile inananlar Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsinler.Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır. Sana da daha önceki kitabı doğrulamak ve korumak üzere hak olarak kitabı gönderdik. Artık aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sana gelen hakkı bırakıp onların arzularına uyma. Her birinize şeriat ve yol verdik.Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı fakat size verdiğinde sizi denemek için. Öyleyse hayırda birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. Size ayrılığa düştüğünüz şeyleri o haber verecektir.” demektedir. Bu ayetten anlaşılan Allah, incilin yani isa peygamberin sözlerini kuran ile teyid etmekte, bugün de geçerli olduğunu bildirmektedir. Kuran incilin doğrusunu doğrulamakta ve onu koruyup gözetmektedir. Burada koruduğu ve doğruladığı resülllerin işleri ve mektublar isimli metinler değildir. Okuyan herkes görecektir ki bunlar Allah’ın sözleri değil, Allah bilgisinin de içinde olduğu , insan öğretişlerinin sözleridir. Kuran3/78-ehl-i kitaptan bir grub okuduklarını kitabtan sanasınız diye dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki okudukları kitabtan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde bu Allah katındandır derler. Onlar bile bile Allah’a iftira ediyorlar Bu pavlusun korintoslulara yazdığı mektubta bab7/40 ta “ben de Allah’ın ruhu vardır sanırım” ve romalılara3/28-“çünkü zannediyoruz ki şeriatın işleri olmayarak insan imanla salih sayılır” ifadelerinden belli olmaktadır. Hiç bir kutsal yazıda Allah’ın emirleri ve bilgisi zanna dayalı olarak ifade edilmemiştir. Kuran6/116-“yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan seni Allah’ın yolundan saptırırlar.Onlar zandan başka birşeye tabi olmaz, yalandan başka sözde söylemezler.” der. Ve bu mektubların kutsal yazılarla çelişkisine , Allah’ın bilgisine ters düşmesine bir örnekte romalılara mektubta bab3/20 de raslanabilir.Romalılara3/20-de hiç kimse onun huzurunda şeriat işlerinden salih sayılmayacaktır”. denmektedir. Oysa; Tesniye6/25-ve Allah’ımız rabbin önünde bütün bu emirleri bize emrettiği gibi yapmaya dikkat edersek bize salah olacaktır Matta3/15-her salahı böylece yerine getirmek bize gerektir ayetlerinde tam tersi söylenmiştir. Özetlemek gerekirse tevrat(zebur dahil),incil ve kuran ama sadece bu metinler Allah sözü olup, bunun dışında kalan kabala,sözlü tora,mektublar,fıkıh,ilmihal vb metinler insan öğretişleri olup insanları halis dinden uzaklaştırıp başka ilahlara kulluk etmelerine sebeb olmaktadır. Kuran3/80-ve size melekleri ve peygamberleri ilahlar edinin diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra hiç size kafirliği emreder mi? Bu nedenle bu yanılgıları tartışırken Allah’tan bir delil üzerinde olmalı ve Allah’ın sözlerine sadık kalmalıyız. Kuran6/149-deki kesin delil ancak Allah’ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi. Tesniye12/32-sana emretmekte olduğum herşeyi yapmak için tutacaksın, üzerine bir şey katmayacaksın ve ondan eksiltmeyeceksin 1-Mesih İsa ALLAH’ın oğludur: Kitab-ı mukaddeste oğulluk sıfatı Allah’a kulluk eden herkes için kullanılmışır.Baba sıfatı da mecaz anlamda kullarını besleyen , yol gösteren Allah için kullanılmıştır. Yanlış yorumlar sonucu İsa peygamberi yüceltmek ve dolayısı ile ilahlaştırmak için mecaz kullanılan oğulluk sıfatı bizzati İsa için Allah’ın oğlu olarak kullanılmıştır. Örneğin matta2/15te oğlumu mısırdan çağırdım sözü isa için söylendiği şeklinde yorumlanmıştır fakat kaynak olarak gösterilen hoşea11/1-de israil çocukken onu sevdim ve oğlumu mısırdan çağırdım ifadesi israiloğullarının mısırdan çıkışını anlatmaktadır. Ayrıca bu ayette de belli olduğu gibi israiloğulları için de Allah oğlum ifadesini kullanmıştır. Matta5/9-ne mutlu sulh edicilere çünkü onlar Allah oğulları çağrılacaklar Matta5/16-göklerde olan babanıza hamdetsinler Matta5/45-göklerde olan babanızın oğulları olasınız Sadece bu üç örnekte bile, kitabta çelişki olmadığına inanıyorsak oğul ve baba kavramlarının hangi anlamda kullanıldığı açıkça belli olmaktadır. Bu manada elbette Allah baba ve isa da onun oğludur. Bir başkasının olabileceği gibi. Aynı zaman da isanın kendisini insanoğlu ve peygamber olarak da tanıtması da dikkate alınmalıdır. Matta8/20-insaoğlunun başını koyacak yeri yoktur matta17/22-20/28 Matta13/57-peygamber kendi memleketinden başka yerde itibarsız değildir Kuran4/171-Allah ancak bir tek Allah’tır. O çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. Kuran4/172-ne mesih ve ne de Allah’a yakın melekler Allah’ın kulu olmaktan geri kalırlar. tesniye6/13-rab Allah’a tapınacak “YALNIZ” ona kulluk edeceksin Kuran6/101-o göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır.onun eşi olmadı halde nasıl çocuğu olabilir. Herşeyi o yaratmıştır ve herşeyi hakkıyla bilen odur. Tesniye6/4-Allah’ınız olan rab “BİR” olan rabdir 2-Baba,oğul ve kutsal ruh Hristiyanlar sadece tek Allah olduğunu söylemekle beraber bu tek Allah’ın kendini üç ayrı şekilde tanıttığını ileri sürmektedir. Allah’ın kendini bu şekilde tanıttığına dair incil metinlerinde kesin bir ifade yoktur. “Matta28/19-baba oğul ve ruhulkudüs ismiyle vaftiz edin” ifadesinin çarpıtılmasıdır. İsayı Allah’ın oğlu olarak kabul etmeleri, ruh hakkında yeterli bilgi olmadan yorumlar yapmaları ve “Allah’tan bir sözdür” gibi gerçek anlamları saptırılan ifadelerden dolayı oluşturulan bir inançtır. Matta10/40-beni kabul eden beni göndereni kabul eder Matta12/32-kim insanoğluna söz söylerse ona bağışlanır kim ruhulkudüse söz söylerse ona bağışlanmaz Markoz 10/18-niçin bana iyi diyorsun Allah’tan başka kimse iyi değildir Luka6/47-bana gelen sözlerimi işiten ve yapan Yuhanna5/30-kendi irademi değil beni gönderenin iradesini ararım ayetleri Allah’tan korkarak anlaşılmaya çalışılsaydı isanın Allah’tan ayrı bir kişilik , bir peygamber ve görevininde Allah’ın sözlerini insanlara iletmek olduğu görülürdü. Aynı zaman da onun sözlerini yerine getirdiği için Allah’tan bir sözdür kelimeside yerine otururdu. O Allah’tan bir sözdü kavramı diğer bütün peygamberler için de geçerlidir. Peygamberliğin özü Allah’ın sözlerini yapmak ve insanlara iletmektir. Yani Allah’ın sözlerinin bir modeli olmak. Ve hiç bir peygamber kendisinden söz söylemediği içinde zaten Allah’tan bir sözdürler. Yeremya1/2-rabbin sözü yeremya’ya geldi Hezekiel1/8-sen ademoğlu sana söyleyeceğimi dinle 4-israil evine git ve sözlerimi onlara söyle Kuran4/80-kim elçiye itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur Allah’ın TEK ilah olduğuna gerçekten iman ederek , samimi olarak incil okunduğu zaman mecaz anlamda söylenen sözlerin gerçek anlamlarının yerine oturmuş olduğu , incil de Allah’ın kendini üç ayrı benlikte tanıttığı gibi sapkın bir inancın olmadığı görülebilir. Kutsal yazılardaki sözleri iman etmeyenler anlayamazlar. İşaya6/9-10-işittikçe işiteceksinizde hiç anlamayacaksınız ve gördükçe göreceksinizde hiç seçmiyeceksiniz. Çünkü bu kavmin yüreği kalınlaştı. ve kulakları ile ağır işittiler, gözlerini de kapadılar Bu şekilde yorumlar yapılırsa; mesela kuran’ın 4/61-ayetinde “Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin” sözü de rahatlıkla Allah’ın indirdiği ve elçi ayrı benlik fakat aynı ve dolayısıyla resül muhammette Allah’tır sonucuna ulaşılabilir. Bu örneği vermekteki amacım kelimelerin anlamları çarpıtıldığı ve yoruma kaçıldığı zaman her cümleden buna benzer bir sonucun çıkarılabileceğini göstermektir. Kuran4/171-ey ehl-i kitap dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih ancak Allah’ın resülüdür.Allah’ın meryeme ulaştırdığı kelimedir. Ondan bir ruhtur. Şu halde Allah’a ve peygamberine iman edin. “üçtür” demeyin. Sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. O çocuğu olmaktan münezzehtir.Gökler de yerde ne varsa hepsi onundur.Vekil olarak Allah yeter. Kutsal ruh hakkında kuran 16/102-de Allah’ın ayetlerini elçilerine ulaştıran bir varlık olarak tanıtır. İncilde matta1/20de-kendisine doğmuş olan ruhulkudüstendir diyerek isanın ana rahmine düşmesi işinde görevlendirilen meleğin de ruhulkudüs olduğu belirtiliyor. Aynen kuran19/19- melek ben yalnızca sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için rabbinin bir elçisiyim dedi ayetinde olduğu gibi. Bu bağlamda düşünürsek Allah vahyini ruhulkudüs elçiliği ile isa peygambere iletiyor. İsa peygamber de bu vahiyi insanlara iletme konusunda elçilik yapıyor. Üçlü ilişki ancak bu kadarla sınırlıdır. Çıkış4/16-da Allah’ın musa’ya harun hakkında “ o senin için kavme söyleyecek, o senin için ağız olacak ve sen onun için Allah gibi olacaksın” dediği gibi. Bunun dışında kesin bilgimiz olmayan ruh konusunda yorumlar yapmak Allah hakkında zanna kapılmaktan öteye geçmez. Allah Kuran17/85-de sana ruhtan sorarlar.deki ruh rabbimin emrindendir.Size ancak az bilgi verilmiştir. Ve 17/36-da hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan sorumludur. Ve 7/33-de Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır der. Tesniye6/4-Allah’ınız olan rab “BİR” olan rabdir 3-Allah mesih isa dır Yine kelimelerin manaları değiştirilerek yalnış yorumlar sonucu oluşmuş bir inançtır.Aynı kitabı okumalarına rağmen, bir kısım hristiyanların isa’yı Allah’ın oğlu, bir kısımının da Allah’ın kendisi olarak kabul etmeleri manaların nasıl saptırıldığını, düşünebilen kimse için yeterince açıklamaktadır. Aşağıda belirtilen ayetleri kulağı olan işitsin de Allah’ın isanın kendisi olup olmadığına karar versin. Matta4/1-isa iblis tarafından denenmek üzere çöle sevkedildi.(Allah kendini mi deniyor?) Matta7/21-bana rab diyen her adam göklerin melukutuna girecek değildir. Ancak babamın iradesini yapan girer Markos9/37-beni kabul eden beni değil , beni göndereni kabul eder Matta26/39-ey baba eğer mümkünse bu kase benden geçsin, fakat benim dileğim değil senin dileğin olsun diye dua etti (Allah kendisine mi dua ediyor ve iki ayrı kişilik mevcut.) Luka7/34-insanoğlu yiyerek ve içerek gelmiştir (Allah yemeğe ve içmeğe muhtaç mıdır?) Yuhanna5/43-ben babamın namına geldim beni kabul etmiyorsunuz Bu şekilde inananların tezlerinden biri “ Allah her şeye kadirse kendisinin bir kısmını insan formatına sokabilir” demeleridir. Evet Allah herşeye kadirdir.Ama Allah bir düzen içinde iş görür. Allah güneşi doğudan doğdurur. Su yüz derecede kaynar vb. İstese güneşi batıdan doğdururdu ama böyle bir düzen kurmamış. Kendini yemek yemeğe muhtaç olarak tanıtmıyor. O zayıflıklardan uzaktır. O yemeğe muhtaç değilken bir parçası veya oğlu yemeğe muhtaç olabilir mi? Ve Allah’ın böyle bir şey dilediğinin delili nedir? Hangi peygamberlikte bu yazılı? Markos3/24-eğer bir ülke içinde ayrılık olursa o ülke durmaz Kuran5/17-şüphesiz Allah meryem oğlu mesihtir diyenler kafir olmuşlardır. Deki : öyleyse Allah meryem oğlu mesihi, anasını ve yeryüzündekileri azablandırmak istese Allah’a kim bir şey yapacaktır.Göklerde yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah’a aittir. O dilediğini yaratır ve Allah herşeye tam manasıyla kadirdir. Kuran5/75-meryem oğlu mesih ancak bir resüldür. Ondan öncede resüller gelip geçmiştir. Anasıda çok doğru kadındır. Her ikiside yemek yerlerdi. Bak onlara nasıl delilleri açıklıyoruz sonra bak nasıl yüzçeviriyorlar Kuran6/103-gözler onu göremez Çıkış33/20-insan beni görüpte yaşayamaz Ve diğer bir tezleride isa’nın günahsız olmasıdır. Burada isa da günah işlemiştir demek cüretini gösterecek değiliz. Fakat tek günahsız kişi olduğu için onun tanrı olduğuna inananlara sormak isteriz , yahya peygamberin kutsal yazılarda belirtilen ne günahı vardır?. Hem bir kişinin günahsız olması tanrı olması için yeterlimidir? Bu isa peygamberi ilahlaştırarak yüceltmek çabasından başka bir şey değildir. Ayrıca yuhanna10/30-isa ben ve baba biriz dedikten sonra yahudiler onu “sen insanken kendini Allah ettin” diye taşlamaya çalışırken, isa onlara kendisine Allah’ın sözü geldiği için kendisine Allah’ın oğlu dediğini açıklayarak kendisinin insan olduğunu teyid ediyor yahudilerin suçladığı gibi kendisini Allah etmediğini savunuyor. Anlayan anlasın. Bu inanç sapıklığı hristiyanları ellerinin işi oyma taş ve ağaçlara tapınmaya sürüklemiştir. Hristiyanların meryem ve isa heykelleri önünde diz çöküp, onlara tapınmaları ve onlardan dilekte bulunmaları az birşey midir. Tesniye5/8-kendin için oyma put, yukarıda göklerde olanın yahut aşağıda yerde olanın yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın. Onlara iğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmiyeceksin. 4-musa’nın şeriatine tabii olmamaları Hristiyanlar şeriatin günahı ortaya getirdiğini, kimsenin şeriatı yaparak salih sayılmayacağını, içsel günahından dolayı ne yaparsa yapsın Allah’ın kurtuluşuna kavuşamayacağı sadece isanın ismine iman ederek kurtulabileceğini ileri sürerek kendilerini musanın şeriatinden bağımsız kılmışlardır. Bu düşünceye pavlusun romalılara yazdığı mektubdaki romalılara3/28-“çünkü zannediyoruz ki şeriatın işleri olmayarak insan imanla salih sayılır” 3/20-de hiç kimse onun huzurunda şeriat işlerinden salih sayılmayacaktır”. ifadelerinden sahip olmuşlardır. Oysa isa peygamber şeriati ortadan kaldırmadığını matta5/17-sanmayın ki ben şeriati veya peygamberleri yıkmaya geldim fakat tamam etmeye geldim ayetinde açıkça ortaya koymuştur. Matta5/20-salahınız yazıcılar ve ferisikilerinkinden ziyade olmazsa göklerin melukutuna giremezsiniz derken musanın şeriatine bağlı olan salahtan söz etmektedir. Ferisiler musanın şeriatine bağlı olduklarını iddia etmiyorlar mı? İsa fısh yemeğini yerken(matta26/17), vaftiz olurken(matta3/13), zina etmeyin diye öğütlerken(matta5/27), kurbanı arz ederken diye söylerken(matta5/23), cüzzamlıyı iyileştirince kendini kahine göster musanın emrettiği takdimeyi arz et(matta8/4) diye öğüt verirken hangi şeriati yerine getiriyor ve hangi şeriati yerine getirmeyi söylüyor. Veya matta23/2-de yazıcılar ve ferisiler musanın kürsüsünde otururlar.size söyledikleri bütün şeyleri yapın derken hangi şeriatı yerine getirmeyi öğretiyor. Şeytan tarafından denenirken hangi şeriat işlerinden salih sayılıyor(luka4/8). İbrahim peygamber sadece iman ile değil, o imanın gereği oğlunu kurban etme eylemi ile salih sayıldı. Tekvin26/5-ibrahim sözlerimi dinledi, şeriatlerimi tuttu. Yoksa ağızla iman ediyorum demek yeterli olur mu? Matta7/21-bana ya rab ya rab diyen her adam göklerin melukutuna girecek değildir. Ancak göklerde olan babamın iradesini yapan Luka18/18 isa’ya ebedi hayatı almak için ne yapayım diyen kişiye isa sen emirleri bilirsin derken hangi şeriati uygulamasını öğütlüyor? Şeriat sadece şeriat altındaki yahudileri bağlar diğer milletler şeriatten bağımsızdır diye bir yanılgı da söz konusudur. Bu yanılgı içinde olanlara sormak isteriz; İşaya56/3-rabbe yapışan ecnebi hitabı kime dir. Ve sizler hiç Naominin gelini moablı Rut’un kitabını okumadınız mı? Rut1/16-senin kavmin benim kavmim olacak, senin Allah’ın benim Allah’ım olacak Tesniye6/25-ve Allah’ımız rabbin önünde bütün bu emirleri bize emrettiği gibi yapmaya dikkat edersek bize salah olacaktır Matta3/15-her salahı böylece yerine getirmek bize gerektir Bu inanca sebeb olan diğer yanılgı da isanın günahları ortadan kaldırdığıdır. Bu yanılgıya matta9/6 ta isanın “insanoğlunun yeryüzünde günahları bağışlamak kudretinde olduğunu bilesiniz” sözünün ve buna benzer ifadelerin yanlış anlaşılması sebeb olmaktadır. İnsanların başına gelen musibetler kendi ellerinin kazandığından dolayıdır. Kuran42/30-başınıza gelen herhangi musibet ellerinizin kazandığından dolayıdır Yuhanna5/14-işte iyi oldun artık günah işlemede sana daha kötü bir şey olmasın İsa insanları doğru yola çağırıp, günahtan dönmeyi vaazediyor. Böylece kendisine iman edenlere yeni bir kurtuluş kapısı açıyor ve eski günahlarını bağışlıyor. Aynen hezekiel 18/27-de kötü adam işlemiş olduğu kötülükten döner ve hak olanı yaparsa o adam canını yaşatır ve hezekiel 33/16-da işlemiş olduğu kötülüklerden hiç biri kendisine karşı anılmaz ayetlerinde Allah’ın söylediği gibi. İsa bunu da insanları hastalıklarından iyileştirerek gösteriyor ki hastalıklar kendi günahlarından dolayı o kişilere musallat oluyor. Ve bu bağlamda yeryüzünde günahları ortadan kaldırıyor. Yoksa isanın ismine iman eden artık günahtan bağımsız, kurtuldu anlamında değil. Sonuçta incil ehli Kuran3/50-de “benden önce gelen tevratı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmam için gönderildim” diyerek belirtildiği gibi incilde isanın müdahale etmediği konularda musanın şeriatine uymalıdır. Ve İsa’nın Yuhanna5/45 te yahudilere dediği “sanmayın ki ben sizi suçlu çıkaracağım, sizi suçlu çıkaran kendisine ümit bağladığınız musa’dır ayeti ne yazık ki bugün incil ehli içinde geçerlidir. İşaya29/13-dudakları ile beni sayarlar, fakat yürekleri benden uzaktır ve talimat olarak insan emirlerini öğretip boş yere bana taparlar Kuran3/64-deki: ey ehl-i kitap sizinle bizim aramızda ortak bir söze geliniz.Allah’tan başkasına tapmayalım. Ona hiçbir şeyi ortak tutmayalım ve Allah’ı bırakıp kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. syg
  17. selam yeshua konumuz değil ama baba ve oğul sizin anladığınız anlamda BİR ise nasıl sadece baba biliyorda oğul bilmiyor ? syg
  18. selamlar başörtüsü kuransal bir emir değildir. atadini yorumları ile çarpıtılmış bir konudur. açıklamaya geçmeden önce başını örtmek isteyenlere uygulanan zulümünde, açık giyim tarzının modernizm adına benimsenmesinin de yanlış olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. başörtüsüne delil sayılan en önemli ayet nisa 31 dir. burada türkçeye çeviriciler insan yorumları olan tefsirlerin geleneksel etkisi ile humur=örtü kelimesini "baş örtüsü" diye tercüme ederek bir yanılgıya ortak olmaktadırlar. ayette sadece örtü kelimesi geçmektedir ki özel bir örtü olsaydı arapçada bilinen baş kelimesi yani "reis" kelimesi ile reis-i humur ( baş örtüsü ) diye belirtilirdi. ayrıca türkçe meallerde bile geleneksel şartlanmadan sıyrılmış bir şekilde okuyan kişinin örtünün hedefinin yırtmaç/koyunlarınız yani gögüs bölgesi olduğunu görmesi gerekir. kısaca örtünün hedefi gögüs bölgesidir. baş değil. başörtüsünü başına bağlayıp gögüs üstüne dogru sarkıtacaksın demek insani yorumdur. nisa31- kadınlar örtülerini yırtmaçlarının üstüne vursunlar. araf 27 ayetinde mahrem yerlerin örtünmesi için elbisenin gerekliliğinden bahsedildiği dikkate alınırsada örtünmenin cinsel çekiciliğin olduğu bölgeler için gereklilik olduğu anlaşılabilir. süs/ziynet kelimesi kuranda tarandığı zaman çekicilik anlamında kullanıldığı görülür. konumuz itibariyle, ve araf 27 ayeti bağlamında da düşünülürse kadındaki çekiciliğin mahrem bölgeler olduğu pekişir. birileri çıkıpta saç ta cinsel çekicilik bölgesidir diyebilir. bu durumda fetiş bir erkek için (yada abaza erkek için diyelim ) ayak el baldırında cinsel çekicilik bölgesi olarak algılanabileceğini , kalbi hastalıklı insanlar için çarşafın altındaki kadının bile fantezi malzemesi olabileceğini hatırlatmak isteriz. ölçü erkeğin fantezilerine göre koyulmuyor kuranda. ölçü koyulurken nisa 31 ayetinde "kendiliğinden görülenler hariç" diyerek belirlenmiştir. çarşafa giren bir kadının kendiliğinden görülen bir yeri kalmadığı için ayetin bu cümlesi anlamsız kalırdı. son olarak müsadenizle cinsel çekiciliği olan / mahrem bölgelerin örtünmesinin erkek içinde geçerli olduğunu belirteyim. sonuçta kadının daha çok mahrem bölgesi olduğu için bahse konu olmuştur ancak nisa 31 in başında erkekten başlayarak bakışların kısılması ve kadınlarında bakışlarını kısması ele alınır. syg

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.