diloş tarafından postalanan herşey
- 
	
		
		En cok sevdiginiz uye kimdir?
		
		bu tür gözyaşlarına bende çok çabuk yenilirim ..ağlamak için sebeplerimiz keşke hep böyle şeyler olsa...kabul etmeliyim ki bir alışkanlık artık..ama çok güzel..tarifsiz bişey...bence böylesi sanki daha değerli...sırf ruhlarımızdan tanımak birbirimizi..beni anladığını biliyorum..benim seni anladığım gibi...evet sanırım ruh ikiziyiz biz..
 - 
	
		
		En cok sevdiginiz uye kimdir?
		
		Herkesin bir listesi var..benim neden olmasın diye düşündüm..artık vakti gelmişti bence.. Sardunyam;sevgi ustası o..bu yüreklilikte..biriciğim,sarmaşığım..son zamanlardaki en güzel alışkanlığım.. Leyla 24;öylesine narin,duygulu,sevilesi bir çöl çiçeği..biraz susuz..biraz kırgın..güzel gülbeşekerim yalnız değil ama.. Frozen;derin,küskün ve kaçak…ve orda..duvarların gerisinde saklanan o tatlı çocuk…o çocuk..canımın içi... Figgaro; uzak..çok uzak diyarlarda anlaşılmayı bekleyen duygulu filozof…ben anladım seni..bu yüzden en çok şeyi,en kısa zamanda sana söyledim..yalnız sana.. Taurusmutis;sevgiyle kuşatılmış kalesinde ailesiyle beraber yaşayan içli arkadaşım..yüreğine yüklediği o merhamet berrak bir su gibi ..taşıyor içinden.. Siyahx;adının tersine yüreği pırıl pırıl aydınlık arkadaşım…ve o kıvrak zekasıyla yaptığı ince esprilerle bir çeşit mutluluk aşısı.. Sen estikçe ben titrerim;avuçlarında her kalbe sevgi taşıyan küçük,güzel melek..birgün apansız omzuma konuveren nazlı kelebek… Sizlerin yüzünü hiç görmedim..ama ruhlarınızı gördüm..ve ruhunuzda taşıdığınız yükleri sevdim..bu çok daha önemlidir sanırım..sizi seviyorum... ayrıca yeni tanıştığım zazagrin,suheda,lilac,blade,nigtwish ve tanımadan kanımın kaynamış olduğu sedelina,yumote ve gloria'ya yada sevgiler...
 - 
	
		
		diloş...
		
		çok güzel...
 - 
	
		
		diloş...
		
		canım benim o kadar duygulandım ki yazdıklarını okurken..bu şiiri senmi yazdın yoksa?...ne kadar güzel ..hele aşağısına yazdıkların..birebir benim duygularım aynı zamanda...bizi biraraya getiren ruhlarımız..kalplerimiz..birbirine benzeyen...ayrıca kelimeleri o kadar güzel yanyana getiriyosun ki inanamazsın...taa içime işledi...bu benim hayatımda da bir ilk...inanılmaz ama gerçek...ve çok güzel...seni çok seviyorum
 - 
	
		
		diloş...
		
		kardeşim senin kafan bir hayli karışmış ...seni yakınlardaki bir rehabilitasyon merkezine yatırcez bu yüzden
 - 
	
		
		figgaro...
		
		soyu tükenen küçük bir balıktır yüzer kirli sularda kırılan gün ışığını takarak gümüşzırhlı pullarına yüzer hala. akşamları yakamozlar yanar ve aşkın lanetlediği bu beton kentle alay eder ay. petrol artıklarının arasında hala bir aşk yaşar bir aşk;yalnız..aykırı..yasak! hiçbir silahı yok dünyaya karşı kendini savunacak.. akıntıya yüz çevirerek yüzer yüzer hala okyanuslara. ben onu umutsuzca seviyorum mutluyum çünkü hala sevebiliyorum. Mehmet Yaşın
 - 
	
		
		Frozen......
		
		Benim için ne denli önemli olduğunu ve eğer istersen,özümde var olan kişinin yaratıcısı olabileceğini bilmeni istiyorum.Yalnızca sen,arkasında titremekte olğum duvarı yıkabilirsin,yalnızca sen maskemin altında olanı görebilirisin,yalnızca sen,beni ürkü,kuşku ve yalnızlıktan oluşan karanlık dünyamdan kurtarabilirsin.Bu nedenle ne olursun yanımdan geçip gitme!Bunun senin için kolay olmayacağını biliyorum.Çünkü değersizlik inancı güçlü duvarlar örer.Sen bana ne denli yaklaşırsan,ben de o denli bilinçsizce geriye kaçabilirim.Görüyorsun,en çok ihtiyaç duyduğum şeye karşı savaşıyor gibiyim sanki.. Ama sevginin duvarlardan daha güçlü olduğunu söylediler.Tek umudum da bu.Öyleyse güçlü ama sevecen ellerinel yık bu duvarları.Sevecen ol,çünkü içimdeki çocuk çok duyarlıdır ve duvarların gerisinde de büyüyemez.Öyleyse vazgeçme...Sana ihtiyacım var... vazgeçmedim Frozenim o çocuğu sevmekten vazgeçmedim...kırılmasından korktuğunu biliyorum..ama unutma yalnızlıkta kırar,üzer onu..bırak artık ..bunun yürekten bir çağrı olduğunu hissediyorsun di mi?... canım Frozenim
 - 
	
		
		SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
		
		beyaz atlı prensin gecikecekmiş Mualla tenha bir çiçek açıyor gölgende yalnızlık emlak ofisinde işe başladım birdenbire bahar inecek kalbime Mualla yemin ediyorum. beyaz atlı prensin gecikecekmiş Mualla bakışlarımı ona benzetebilirim geceleyin hasretimi saklamaya kıyamıyorum esneme günlükleri yağıyor defterime birdenbire sevebilirsin beni Mualla yemin ediyorum. kıymeti harbiyem olsa Harbiye'ye yazılırdım bir ihtilalde senin için yapardım yemin etmiyorum. Oğuzhan Akay Mualla... ay pardon...Sardunyam..senin için bu forumu kapatırım..yemin etmiyorum bak..dikkatini çekerim canım benim...senin için çok şey yaparım..ihtiyacın olursa tabii...seni seviyorum...hemde çoookkk
 - 
	
		
		ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
		
		ben o yüzün baygınıyım, ben o gözün dalgını... ben o ağzın avazıyım, ben o boynun ayvazı... ben o omzun seyranıyım, ben o bağrın külhanı... ben o saçın rüzgarıyım, ben o kaşın kurbanı... ben bu düşün vurgunuyum, ben bu aşkın yorgunu... ben bu aşkın yorgunu.. Nihat Behram'ın dizeleri... yüzünü,gözünü bilmem arkadaşım..ama ruhunu bilirim...seni bu yüzden severim..çok severim arkadaşım...
 - 
	
		
		Boğa Burcu
		
		yok canım...seninle aynı burcamı mensubuz yani hemen bu burçtan çıkıyorum o zaman
 - Çağrışım
 - 
	
		
		En Gıcık Olduğunuz Üye..
		
		ben tahmin edebiliyorum galiba
 - 
	
		
		İçindeki nakaratı yaz...
		
		beğenemedin mi?. ..birde şu var; hatasız kul olmaz.. hatamla sev beni...
 - Çağrışım
 - 
	
		
		İçindeki nakaratı yaz...
		
		sevenin halinden sevenler anlar gel gör şu halimi bir teselli ver aramızda başka biri var ise tertemiz aşkımı bana geri ver ben zaten her acının tiryakisi olmuşum ömür boyu bitmeyen derdinden yorulmuşum gülemem..sevgilim.. ben sensiz aaaaaaaaaaaah yaşayamam... Orhan baba'dan bir klasik...valla sabah duydum bi yerde...o vakit bu vakittir dilimde...gülmeyin..dooru söylüyorum demincek bi arkadaşım..sen ve bu şarkı...ne tuhaf bir çelişki dedi...çelişki bunun neresinde? gülemem... dırınınınım
 - 
	
		
		NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
		
		Sardunyam senlen komşu olsak eminim çok eğlenirdik...şurda duran iki sandalye varya ortasına bide fiskos masası attık mı al sana dedikodu köşesi gerçi biz orda senlen daha entellektüel boyutta birşeyler paylaşırdık,yaşama dair..ama canım hep de derin yüzmez ki insan...arasıra çırpıştırırdık birilerini..ne dersin?
 - 
	
		
		diloş...
		
		boşverin sebebini...güzel mi?..güzel!..hem çok kurdalarsak büyüsü bozulur di mi?
 - 
	
		
		*N O S T A L J İ    K Ö Ş E S İ *
		
		yağmur yağıyor..seller akıyor..arap kızı camdan bakıyor.. iki öğretmen maaşıyla yıllardır hayalini kurdukları yazlık evlerine kavuştuklarını müjdeleyen müteahhitin boynuna atılmamak için güç tutmuştu annem ve babam kendini...adam evi öyle bir anlatıyordu ki hayalimizde büyülü bir şato resmi vardı artık..evden villa diye bahsediyordu ve herşey birinci sınıf oldu diye ballandırıp duruyordu...nasıl hazırlandığımızı bilemedik...ben onbeş..kardeşim 7 yaşlarında...ertesi sabah yola çıktık..eşyalar içinde bir kamyon tutuldu...kamyonun daha yavaş gideceği düşünüldüğünden bizden birkaç saat önce yola koyuldu... aman nasıl keyifli bir yolculuktu anlatamam...şarkılar söylüyor,hayaller kuruyoruz hepcek...bu güzelliği ara sıra annemin panik atak halleri bozuyor ..sağdan büyük bir taşıt geçince annem gerilerek sola..soldan geçince sağa kayıyor..bazen her iki yanımızdan geçiyorlar o zaman annem kafası arabadan dışarı fırlıyacak şekilde yukarı zıplıyor ..ben ve kardeşim arka koltukta çılgınlar gibi eğleniyoruz...yanımızdan atletli uzun yol şoförleri geçiyor kamyonlarıyla..biz kamyonun arkasına yazılmış o muhteşem sözleri yorumlamaya çalışırken..babam böyle ağır bir taşıtın bizi geçmesine hayıflanıp,hırs yapıyor..annemse onu dizginlemeye çalışıyor...bu şahane yolculuk,babamın daha inşaat halinde olan bir viranenin önünde durmasıyla son buldu... hepimiz soran gözlerle önce babama..sonra inşaata baktık..babamın; -İşte bizim villa..demesinin ardından derin bir sessizlik ve onun ardından da annemin hıçkırıkları geldi...arabanın içinden vurgun yemiş misali zorlukla çıkabildik..bahçe denilen yerden..-içinde irili ufaklı kazıklar,tuğlalar,çimento torbaları vs..-penceresi ve de kapısı olmayan inşaata herhangibir delikten girerek hilkat garibesini gezmeye başladık...mutfak diye tabir edilen yerde hiçbir şey yok...salon olacak yerin ortasında büyük bir harç yığını...trabzanı olmayan merdiven benzeri şeyden yukarı çıktığımızda da odaya benzer iki koca delik gördük...trans halindeydik..ne yapacağımızı bilemez halde yanyana dizildik ve ardından eşyalar geldi..salon müsveddesine yığdık çoğunu..gerçi kapı, pencere ve de cam gibi unsurlar olmadığından bizim için içeri ile dışarının bir farkı yoktu...düzenbaz müteahhit ev konusunda bize fena halde kazık atmıştı...hayal kırıklığı,yorgunluk ve şoktan olacak hepimiz salondaki üstüste yığılmış eşyaların üzerinde uyuyakaldık... sabah olmuştu... gözümü zorlukla açmaya çalışarak kalktığımda karşımda zebellah gibi kapkara yabancı bir adam gördüm..ve uzunca bir süre çığlık attım..işin asıl ilginç kısmı bu tuhaf adamında bana korku dolu gözlerle bakıp çığlık atmasıydı..karşılıklı bir süre bağırdıktan sonra adamın eve gelen işçilerden biri olduğunu idrak ettim..çünkü evde buna benzeyen birkaç kişi daha dolanıyordu..gözümün biri açık biri kapalı vaziyette lavoboya gittiğimde işçilerin oraya astığı kırık aynada daha önce hiç görmediğim bir ucubeyle karşılaştım...penceresi olmayan salonumuzda biz yarı baygın yatarken kanımı tatlı bulan alçak arı yüzümü dört yerinden şişlemişti bu sebepten gözümün biri tamamen kapanmış,üst dudağım burnuma kadar şişmiş,çenem iki katına çıkmış,ve yanağımın biri balon gibi olmuştu ..evet, bu demincek beni görüp elektrik çarpmış gibi bağıran işçinin durumunu açıklıyordu..bende onun gibi yaptım..aynadaki şekli görür görmez bastım çığlığı ...bizimkiler uzunca bir zaman beni ve birbirlerini sakinleştirmeye çalıştılar... günler geçiyor, biz dört kişi evdeki işçiler ve ustalarla beraber köle isaura gibi çalışıyorduk..ev iyiden iyiye birşeye benzemeye başlamıştı...ama bizim tipimiz günden güne kayıyordu o ayrı... 3.ayın sonunda, tatilde bitmişti zati...annem eve halılarımızı gitmeden serelim de içimde ukte kalmasın dedi...halılarımızı serip, her bir santiminde alın terimiz olan evimize şööle bir geriden baktık..yüzlerimizde, kılıcındaki kanı silen bir şövalye edası vardı... bu gururu yeri göğü inleten bir gök gürültüsü kesti..Ağustos'un sonu..annem; -yağmur yağacak galiba dedi..babam; -saçmalama hatun..havaya baksana hiç yağmur havası var mı..dedi. böyle dedi ama hava iki dakika içinde kapkara oldu..sanki cehennem..bu arada gök "sıkı durun birazdan üstünüze çökecem"dercesine gürlüyor..şimşekler çakıyor..annem oldum olası yağmuru sever..."gelin yağmuru içerden seyredelim..ne romantik"dedi..hepimiz camın önünde yağmuru bekliyoruz...ne yağmuru arkadaş.. bir tufan çıktı ki sormayın..kasırga..hortum..sanki dehşetli bir korku filmi seyrediyoruz..önce evin önündeki sandalyeler,sonra masa uçtu..ardından evin üstündeki tuğlalar...bizim uçan masanın yerine civar evlerden uçup gelen başka bir masa kondu..derken o da uçtu camın önünde korkuyla bağrışıyoruz ama yapılacak hiçbirşey yok..birbirimize sarılıyoruz ev üstümüzden uçarsa birbirimiz kaybetmiyelim diye..birden gök delinmişcesine yağmur yağmaya başladı...sonra ceviz büyüklüğünde dolu..derken ayaklarımız su içinde kaldı..çünkü çatı tam olarak yapılmamıştı ve tufan olan kiremitleride uçurduğundan tepeden evin ortasına niyagara şelalesi gibi su akıyordu..suyun seviyesi yükselerek dizlerimize geldi..annemin özenle serdiği halılar üzerinde yüzüyordu ...ağlayacaktık belki ama yaşadığımız şok buna izin vermiyordu... 1 saat kadar sonra güneş bizimle alay edercesine parladığında mahşer yerine dönmüş site ahalisi birbirine geçmiş olsun dilemek ve ne tür kayıplar verildiğini anlamak için sorgu suale başlamıştı...söylendiğine göre son elli yıldır o bölge böyle bir doğal afetle hiç karşılaşmamış..bizi beklemiş olmalı dostlarım..alıştınız bu köşede benden hep duygusal ya da romantik birşeyler okumaya biliyorum...ama anılarımızda böylesi şeylerde var...tür, trajik-komedi oldu bugün...idare edin artık...
 - 
	
		
		en sevdiğiniz ünlü kim ve nedeni ?
		
		Allah seni inandırsın bende beni seviyorum bu durumda senide seviyorum..aynıyız ya o bakımdan.. sarmaşığım benim
 - 
	
		
		en sevdiğiniz ünlü kim ve nedeni ?
		
		piki o zaman katılmaktayım şikerim
 - Çağrışım
 - 
	
		
		en sevdiğiniz ünlü kim ve nedeni ?
		
		niye ki?..sarışın diye mi?
 - Çağrışım
 - Çağrışım
 - 
	
		
		Frozen......
		
		valla şöyle söyliyim..kulaklarım benden,ben kulaklarımdan çokça memnunuz seviyoruz birbirimizi ayriyetten sesim bülbül sesi gibidir...onaylıdır..söylemesi ayıp senin kulaklarda bi sorun var sanırsam ayrıca seni sevsem nolcek??? bundan sana ne?