TUTKULARIN GÜCÜ
Senelerce..senelerce evvel..güneşi başka türlü ısıtan,denizi başka türlü kokan büyülü bir ülke vardı..bü ülkenin yağmuru insanı şair yapardı..çocukları bir başka güzeldi bu ülkenin,erkekleri tepeden tırnağa karizmaydı..hele kadınları...şiir gibilerdi..
Bu büyülü ülkenin başında, bütün bu güzelliklere inat,adı gibi ruhuda simsiyah bir kral vardı..ismi malumunuz veçhiile Siyahx'ti
Ne olmuş..nasıl olmuşsa bu ruhu kara,vicdanı kara, tipi desen İlyas Salman'ın yüzüne kezzap atılmış görünümündeki bu krala bütün zamanların gelmiş geçmiş en güzel huylu, en güzel yüzlü dilberi yar olmuş...ve bu evlilikten dört tane dünya güzeli kız hasıl olmuş..ama kara kalpli kral Siyahx, erkek çocuğu olmadığı için melek yüzlü kraliçenin dünyasını karartıyormuş...ruhu ve bedeni bu kapkara yaşamı daha fazla kaldıramayan güzel kraliçe yıldızlar ülkesine göçüvermiş... Kral siyahx,kraliçenin ölümünün hemen ardından kendine yeni bir eş arayışına girişmiş..ama karizma yoksunu bu Frenkeyştayn kılığı ve kapkara ruhu yüzünden kadınların sadece kabuslarını süslüyormuş o kadar ...ülkesi birbirinden güzel kadınlarla doluyken onun hareminde her daim inin cinin top oynaması bu sebeptenmiş ...hiçbir kadının onu istememesi ve ruhunun fesatlığı zamanla daha da kötü.. daha da gaddar bir insan haline gelmesine sebep olmuş..bu arada dört kardeş büyümüş..ve dillere destan güzellikte dört ahu prenses oluvermişler..
Prenses Sardunyam..sevgi dolu yüreği ve masal gibi yüzüyle bütün ülkenin sevgilisiymiş ... geçtiği heryeri güzelleştirir..dokunduğu her nesneye bir başka anlam yüklermiş..
Pernses Leylam..,içlerinde annesine en benzeyeni oymuş..masum ve bir o kadar derin bir güzelliği varmış...onu bir gören bütün sıkıntılarından kurtulurmuş..
Prenses Frozen...rapunzel saçları ve o hırçın güzelliğiyle belkide en çarpıcı olanıymış..onu gören bir daha kendisine gelemezmiş..üzerinize afiyet birazda çapkıncaymış Kral Siyahx'in en sevdiği kızıymış Prenses Frozen...zira bazı yönlerden baba-kız o denli uyum içindelermiş ki..uzaktan kanka misali bir görüntü sergilerlermiş
Prenses Diloş..kardeşleri kadar güzel olmasa da tuhaf bir cazibesi varmış ...aslında fazlasıyla mağrur kişiliğini delişmen halleriyle kamufle edermiş...insanların kalbinde unutulmayacak derin izler bırakırmış..lakin, farkında olmadan...
Gel zaman..git zaman..civar ülkelerden birinden karizmasıyla dillere destan olmuş..yakışıklımı yakışıklı..asilmi asil, mert bir Kral, yanında iki oğlu olmak üzre çirkin kral Siyahx'in ülkesine gelmiş..Kral Arhur'un methini uzaktan uzağa duyan ve daha onu görmeden kıskançlık ve hasetlik duygularıyla hain planlar yapan karizma yoksunu çirkin kral siyahx,kral Arthur'u ortadan kaldırmak üzere bir balo tertiplemiş...
Balo günü gelip çattığında dört prenses dört farklı kostümle balo salonunda mücevher gibi göz kamaştırmışlar ..Kral Arthur yanında kendisi gibi asil ve karizmatik iki oğluyla...ki bunlardan biri Prens Darcy..çok yakışıklı olmasada baktığı yeri delip daha ötesini gören bakışlarıyla ve konuşma tarzıyla istediği kadını elde edebilecek potansiyele sahipmiş... ...Prens William'ın ise hemen hemen herkesi bir görüşte hayran bırakacak bir görüntüsü varmış...ama karakteri görüntüsü kadar sağlam değilmiş...iyi huylu ama oldukça pasifmiş...Prens Darcy ise kararlı ve ne istediğini bilen çok güçlü bir kişiliğe sahipmiş...
Prens ve Prensesler tanıştırıldığında ilk bakışta birbirini süzen meraklı gözler tuhaf duygu sağanaklarına sebep olmuş...ve hikayemizin bundan sonraki bölümleri için kaygan bir zemin oluşturmuştu
acaba kim kimin tesiri altında kalmış ...baloda neler yaşanmış ve çirkinlikte sınır tanımayan kral siyahx kral Arthur'u öldürme planını gerçekleştirebilmişmiydi? ...
işte bütün bu soruların cevabı ve de pekçok sürpriz gelişme gelecek bölümde...
1.bölümün sonu