[font=Arial]İŞTE SİZE ÇOK GÜZEL BİR ÖRNEK! YÖNETMEN: REHA ERDEM. fİLM: BEŞ VAKİT!!! BU FİLM İSTANBUL FİLM FESTİVALİNDE EN İYİ TÜRK FİLMİ ÖDÜLÜNÜ KAZANDI. Şiir gibi bir sinema diliyle anlattığı öyküyü adeta ruhumuza akıtan Reha Erdem'in "Beş Vakit"ini gördüğüm gece bu filmin ödülü kesinlikle alacağını düşünmüştüm. Çünkü Beş Vakit filmi gerek öyküsü, gerek yönetmeninin sinema araçlarını son derece bilinçli kullanması gerekse sinema dili denen şeyin tıpkı televizyon dizilerindeki gibi yakın plan konuşan kafaları arka arkaya dizmek olmadığını göstermesi bakımından; televizyon dizisi anlatımı olan ve büyük ölçüde insanı duygu buhranlarına sürükleyerek, dizi seyrede seyrede "sinemadan da televizyon dizisi tadı" almayı bekler hale gelmiş "malum" hedef kitlesini göz yaşlarına gark edip bilet parasının karşılığını fazlasıyla veren Babam ve Oğlum'a epey fark atıyordu; ne yazık ki (!) Pek çok sinematografik ve sanatsal özgünlüğü olan ve hepimizin hâlâ yaşamakta olduğu birtakım sıkıntılara işaret eden Beş vakit'in, Babam ve Oğlum'un popülaritesine ve nostaljik "göz yaşı tribünlerine" yenik düşüp jürice atlanması beklenemezdi zaten. Film gösterime girerse mutlaka seyredin. Çünkü Beş vakit de "anlatılamayıp" ancak "seyredilebilecek" o nadir filmlerden biri.AYRICA... ERDEN KIRAL'IN HAKKARİ'DE BİR MEVSİM FİLMİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ? GÜNÜN BİRİNDE DENK GELİRSENİZ HAKKARİ'DE BİR MEVSİM İLE MUTLAKA BULUŞUN... Beş Vakit'i de unutmayın. Umarım yakında gösterime girer.