godzilla tarafından postalanan herşey
-
YA SEVECEKSİN YA GİDECEKSİN
sevmiyorum;ben kpss de .........yırtıp ,84 alıp,yetmezz seneyee denmesini,ama diğer yanda Jersey adalarında sınavsız torpilli "yandaş" alınmasını...ama terketmiyorumda. sevmiyorum;hergün "dünyanın en ucuz doğlagazı ve elektriğini kullanıyoruz"yalanını duyup ta,en pahalı faturayı ödemeyi....ama terketmiyorumda. sevmiyorum; benim ve benim gibi milyonlarcasının diplomasının hiçbir işe yaramamasını...ama terketmiyorumda. sevmiyorum;karış karış tepelerin sahillerin peşkeş çekilmesini...ama terketmiyorumda. sevmiyorum;fındık protestosunda o kadar insan arasında trafiği kapatmakla suçlananların sadece 2 solcu olmasını ve tutuklanmasını ve bu sol a karşı olan ön yargıyı....ama terketmiyorumda. sevmiyorum;burada bu kadar yazmanın bir anlamı olmadığını bile bile yazmayı...ama terketmiyorumda.
-
YA SEVECEKSİN YA GİDECEKSİN
maalesef alamazsın ben sevmiyorumda terketmiyorumda dediğimde hemen cevaplar geliyo istedikleri bu "kavga" sevgi kıstasları ne bilemiyoruz. can dündar ın bir köşe yazısı vardı yıllar önce bu ya sev ya terket le ilgili, onu bir okusalar keşke.
-
Hayat Notları
kadın şair konusunda;(haklısın)hem az hemmmm ...hem dee.. Nilgün Marmara CAM KELEPÇEYE EVET Ilık bir süzülüşle Geri dön hayat, Bırakma yeryüzü salına tünemiş pek kara kuşlar Örtsün bakışımı, Görmek acısı sürsün pencere tutsağının Düşsün hayatı suya... Nisan,84 -------------------------------- " Ne zaman bir rüyamın gerçek olmasını istesem, hep gerçekleşenler kâbuslarım oluyor." evet maalesef kötüler önceliklidir.
-
YA SEVECEKSİN YA GİDECEKSİN
sevmiyorumda terketmiyorumda.......!!!!!!!!
-
Masalcı solculara Halkın cevabı .. :)
"mystra" yerine "faşistler"e yazıyorum. genelleştirdim.
-
Masalcı solculara Halkın cevabı .. :)
masalcı solcular mı??? pardon asıl masal sayın "tayyip andersen" ve onun güzel dalkavuk ekibi tarafından başa geldiğinden beri anlatılıyor.... ama tabi nerenizle dinliyosanız siz tayyip i size pek bir güzel geliyo dimi.. "Kendi evinizin önündeki ******** temizleyin hele" demişsin.doğru siz kendi evinizin önünü süpürürken ********* diğer evin önüne atıyosunuz.bize de sizlerin ********** temizlemek kalıyo... mystra ya
-
SIKILMADINIZMI?
pardon,HY kim valla ciddi soruyorum...(bide HY aha da bu!!! diye başlık açarlar şimdi ) .ne bu yaa güncel konular bunlarmıymış..ben bayaa gündem dışı olmuşum
-
Kadın Prezervatifi
herşey burada
-
TÜRK ERKEKLERİ NEDEN RUS KADINLARINI TERCİH EDİYOR
çok güncel bir mesele efendim.tartışılması hatta meclise kadar çıkarılması lazım(tatili beklicez artık). zanlımca başlık sahibinin Türk kızlarıyla sorunu var(yüz vermiyolar galiba) tabiki konuya cavaplar daha güzel.
-
Gündem Üzerine Bozan'la Röportaj
bu nedir ??? kendin pişir kendin ye gibi bişey galiba. bozanın kendisiyle yaptığı röportajı okuduktan sonra Can Bartu aklıma geldi.O da böyle kendine sorup cevaplıyor çok komik ya.soruları kolay soruyo ki cevaplaması kolay olsun...Ah bu spor yazarları
-
FORUMDA MÜSLÜMANLARA ÇİFTE STANDART MI UYGULANIYOR?
ben uzun süredir forumda değilim.ama burada okuduğum kadarıyla yönetimin adaletsizliğinden çok şikayet var.admin den çok şikayet var.forumu 4 kişi yönetiyo galiba pek dikkat etmedim ama öyle olması lazım.takip etmeleri kolay olmuyor büyük olasılıkla(eskiden bir hayalet kasaba olduğundan bahsediliyor forum için ama her forum öyle başlar bunda anormallik yok).Admin in de her konuda bilgi sahibi olması zor,bu da adaletsizliği yaratan başlıca sebep bence.sonuçta birkişi her şeyi bilemez ama o da bu konuda tek olmamalı danıştığı yardım aldığı kişiler vardır. Komünistleri kayırıyo gibi bir söz gördüm ama.öyle birşey de zannetmiyorum.sadece komünistler daha sakin yaklaşabiliyo konulara.sağcı,dinci,şeriatçı arkadaşlar kabullenmediği konulara genellikle "bak arkadaşım","bak kardeşim" gibi daha başlangıcında kızgınlığını belirterek başlıyor yazılarına. Forumda kimse zorla tutulmuyor.(bu aralar gelen Öm lerde başka forumlara davet oluyor."daha düzeyli tartışmaların olduğu forumlaraymış" veya "daha fıkır fıkır forumlara" gibi isteyen gidebilir.)Tabiki yanlışların düzeltilmesini istemek doğru birşey ama hep kendi taradından değil.yani senin dediğin kabul edilmiyorsa "kötü",ediliyorsa "iyi".Yönetici olarak kimseye yaranamazsın,yaranmaya da çalışılmamalı.Bu forumun üyesi çok ve yönetmekde o derece zor. Ama gördüğüm kadarıyla Admin bazı konulara tek yönlü bakmıştır.Maalesef elde değildir kişisel fikirleri onu etkilemiştir.Yöneticilik zor iştir. Umarım herkes fikirlerini,düşüncelerini rahat rahat aktarabileceği ortamı bulur.
-
ŞAVAŞA HAYIR... (Dünya, şaşırtıcı biçimde ortadoğuda ki trajediye seyirci kalmakta ve insanlık dışı bu duru karşısında forum üyeleri olarak seyirci k)
commandante senin bu yazından sonra yazmak ,sanki "ha bak commandante böyle demişte bende bari savaşa hayır diyim"der gibi olacak. ama olsun .yazalım bişeyler ,sen doğru demişsin ayrı mesele ama buraya yazı yazdıktan sonra,kuru kuru savaşa hayır dedikten sonra gidip normal hayatıma devam etmek daha kötü geliyo bana.bir şey yapamıyoruz ,yapamayızda elimizde bir güç yok. savaş her zaman olacak;bundan sonra daha da çok olacak. ve maalesef savaşın kuralı yoktur, kimseye acımaz, her dönem olduğu gibi.
-
Coca Cola'nın Yazılışı
bravo herşeyden bir anlam çıkarıyosunuz. cola turka dan da senin gibi düşünürsem birşeyler çıkarırım merak etme.
-
Emekçi Kadınlar
- İZMİR
- Emekçi Kadınlar
- AZİZ NESİN Memleketin Birinde
SADRAZAM EŞEK Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir zamanlar memleketin birinde bir padişah varmış. Bütün padişahlar gibi memleketin birindeki bu padişahın da, kendi zamanına göre, çalgıcı ve çengilerden çifter çifter, beşer onar odalıkları, cariyeleri, uşakları, dalkavukları ve daha falan filanları varmış. Memleketin birindeki bu padişah, her zaman ve her yerdeki padişahlar gibi, açılış törenlerinde bulunmak, geçit resimlerinde selam vermek, başkalarının yazdığı nutukları okumak, seyahat etmek gibi çok önemli memleket işlerinden vakit bulabildiği zamanlarda ava çıkarmış. Av meraklısı padişah, yelden nem kapar cinsten olduğundan, özel ormanında özel olarak yetiştirilmiş, özel hayvanları vurmak için ava çıkmadan önce, müneccimbaşıyı çağırır, - Bugün hava nasıl olacak?.. diye sorarmış. Müneccimbaşı da her zaman bu soruyu şöyle cevaplandırırmış: - Haşmetmeab efendimiz, sayenizde memleketimizin havası her zaman günlük güneşliktir. Nasıl irade ve farman buyurulursa, elbette hava da öyle olur efendimiz. Padişah, her padişah gibi işkilli olduğundan , müneccimbaşısına güvenemez, bir de sadrazama sorarmış: - Bugün hava nasıl olacak? Kulağının kılı bile ağarmış koca sadrazam, göbeğine varan ak sakalı, padişahın ayaklarına değene kadar eğilir, - Saye-i şahanede gerek memleket içinde, gerek memleket dışında , gerek siyasi hava ve gerek bütün havalar maşallah çok iyidirler... dermiş. Kuşkulu padişah birer kere de öbür vezirlerine havayı sorar, onlar da, - Ufuk pembe, hava berrak... Allah sizi başımızdan eksik etmesin siz daim ve kaim oldukça başka türlüsünün olmasına imkan mı var efendimiz?... derlermiş. Padişah da artık bütün bu bilim ve devlet adamlarının sözlerine inanır, kendi irade ve kudretine güvenir, av takımlarını has bendelerinin sırtına yükler, önce polisi, jandarması, arkada muhafızı, yanlarda koruyucuları, fedaileri, öncüleri, artçıları, siviller, resmiler, kedisi de bütün bunların ortasında, ala ala heyle güle eğlene, özel ormanında, özel olarak yetiştirilmiş, özel hayvanlarını avlamaya gidermiş. Gel zaman, git zaman, yine günlerden bigün padişah, müneccimbaşısına,sadrazamına, vezirlerine, şeyhülislam ve reisülküttab hazretlerine, kızlarağasına, başmabeyinciye, hepsine teker teker ve rütbelerinin sırasına göre o günkü havanın durumunu sorduktan ve hepsinden de, "- Efendimizin sayesinde bugün hava dünden güzel olacak!" cevabını aldıktan sonra yola çıkmış. Her ne kadar padişahın geçeceği yollarda bir ay önceden arama tarama yapılmış, halktan her kim varsa kovalanmış, kışkışlanmışsa da, her nasılsa bir ağacın dibinde bir köylü eşeğiyle beraber kalmış. Padişah, hayatında hiç köylü görmediği için, yolu üstünde bu yırtık pırtık çullar içindeki yalınayak yaratığı hiçbir canlıya benzetememiş: - Sen kimsin? İn misin, cin misin?.. diye sormuş. Köylü de, - Ne inim, ne cinim. Ben de senin gibi beni ademim... deyince padişah, - Bu ne küstahlık? diye kükremiş. Benim cinsimden böyle kimseler olamaz. Tiz urun kellesini! Cellatbaşı, palasını köylünün padişah fermanına karşı kıldan ince boynuna indirirken padişah, - Duuur! diye bağırmış. Ey konuşması az çok insana benzeyen acayip yaratık? Sana bişey soracağım. Eğer bilirsen canını bağışlarım. Bugün hava nasıl olacak? Köylü de, - Az vakit sonra rüzgarlar esecek, fırtına kopacak, yağmur başlayacak, her yeri seller götürecek!... demiş. Bu sözlere büsbütün içerleyen padişah, - Bre hain! diye bağırmış, sen bilmez misin ki ben irade eyledikte mümkün değil bu hava bozmaz? Padişah avdayken nasıl yağmur yağarmış? Çabuk bağlayın şunu katır kuyruğuna! Köylünün eşeğini bir katırın kuyruğuna, köylüyü de eşeğin kuyruğuna bağlamışlar, yollarına yürümüşler. Bir kurşun atımı gitmişler, hava birden kapanmış, bulutlar kararmış, şimşekler çakmaya, yıldırımlar düşmeye, gök gürlemeye başlamış... Bir fırtına, bir yağmur ki, her yanı yeller üfürüyor, seller süpürüyor. Canını zor kurtaran padişah, kendisini saraydan içeri dar atmış. Öyle kızmış ki, kendisine yanlış hava raporu veren müneccimbaşısını, sadrazamı, vezirlerini, hepsini azletmiş. Bir kısımının kellesini uçurtmuş. Sonra kendisine havanın bozulacağını söyleyen köylüyü huzuruna çağırtmış. Katır kuyruğunda sürüklenmekten bitkin, titreyen köylüye, sadrazamlık mührünü verip, - Seni sadrazam yaptım... demiş. Bir zaman köylü sadrazamlık yaptıktan sonra, bigün padişahın aklı başına gelmiş, sadrazam köylüyü huzuruna tekrar çağırıp, - Sen yağmur yağacağını nerden bildin?.. diye sormuş. Köylü de şu karşılığı vermiş: - Efendimiz, eşeğimin kulaklarına bakınca kulunuz havanın nasıl olacağını anlarım. Eğer yağmur yağacaksa, daha önceden eşeğimin kulakları sarkar, düşer. Ben de o gün yağmur yağacağını anlarım. Padişah o zaman kendi kendine, - Ne gaflet... "diye söylenmiş. Demek havayı bilen köylü değil eşekmiş. Şu kadar sadrazamı, veziri vüzerası bir eşeğin bildiğini bilmiyorlar. Ben de zavallı eşeğin hakkını yedim. Meğer köylüyü değil, eşeği sadrazam yapmalıymışım. Hemen köylüyü azledip, yerine eşeği sadrazam yapmış. Hava iyi olacaksa eşek tatlı tatlı anırırmış. Yağmurlu olacaksa kulakları düşermiş. Fırtına olacaksa kuyruğunu sallarmış. Padişah, savaş ilan edeceği, sefere, seyahate çıkacağı, ava gideceği zamanlar sadrazam eşeğin kulağına, kuyruğuna bakar, anırtısını dinlermiş. Eşeğin anırtısından dışarı çıkmazmış.- AZİZ NESİN Memleketin Birinde
MERHUMUN VASİYETİ Kasım Efendi'nin garip inanışları da vardı. Merhametli kalbinde hayvan sevgisine geniş yer veren Kasım Efendi'nin evinde sürüyle kediler, köpekler bulunurdu. En büyük zevki güvercinlere ekmek doğramaktı. Hayatında hiç et yemez, bahçesinde her cins kümes hayvanı beslerdi. Ama onun en çok sevdiği "Karabaş"tı. Ondört yıllık köpeğiyle öylesine anlaşırdı ki, kelimesiz birbirlerinin sevinçlerini, üzüntülerini anlarlardı. Çoluk yok, çocuk yok... Ondört yıl bu Karabaş'la birlikte geçmişti. Karabaş iki gün süren bir hastalıktan sonra ölünce, Kasım Efendi perişan oldu. Hiçbişey onu avunduramaz oldu. Yirmidört saat, başında ağladı. Onu evine aldığı zaman yumruk kadar bişeydi. Parmağım süte banar, meme gibi ağzına verirdi. Karabaş sonradan koç kadar iri, güzel, insanlardan çok anlayışlı bir hayvan olmuştu. Kasım Efendi, Karabaş'a karşı son sevgisini de gösterecekti. Gözyaşları içinde hayvanı, tıpkı bir insan cesedi gibi sıcak sabunlu sularla yıkadı. Ona bir de tabut yaptırdı. Kendisini tanımadıkları bir mahalleye taşındı. Konu komşuya, muhtara, imama çocuğunun öldüğünü söyledi. Büyük bir cenaze töreniyle Karabaş evden kaldırıldı. Kasım Efendi, paradan yana sakınmıyordu. İskatçılara, duacılara, imama bol bol paralar verdi. Tabut cami avlusunda musalla taşına kondu. Tören tamamlandıktan sonra, mezara götürüldü. İşte bütün aksilik orda oldu. Oyuncu bir hayvan olan Karabaş, son oyununu da oynamıştı. Hocalar, kalabalık mezarın başında, biyandan gözleri yaşlı Kasım Efendi'yi teselli ederlerken, biyandan da dualar okuyorlardı. İki mezarcı, tabutu alıp çukura yerleştirirken, gözleri acayip bişeye ilişti. Tabut tahtasının budak deliğinden dışanya iki karış uzunluğunda bir köpek kuyruğu sarkıyordu. İki mezarcı korkudan tabutu ellerinden düşürdüler. Herkesi bir şaşkınlıktır aldı. Kasım Efendi, işi düzeltmek için, "Yavrum kuyrukluydu!" filan dedi ama, bir yavruda iki karış uzunluğunda kuyruk olabileceğine kimse inanmadı. Tabutu açtılar, içinden Karabaş'ın ölüsü çıktı. Kasım Efendi'yi çalyaka Kadı'nın karşısına çıkarttılar. İmamdan, cemaatten meseleyi dinleyen Kadı, Kasım Efendi'ye, - Bir iti, niçin bir insan gibi teçhiz ve tekfin edersiniz? Dinimiz adab ü erkanına mugayir değil mi?.. diye sordu. Kasım Efendi: - Ah Kadı Efendi, dedi, Karabaş'ın nasıl bir hayvan olduğunu, onun meziyetlerini bilseydiniz, suçlu bulmazdınız. - Bir itin ne meziyeti olur ki, onu mezarlığa defnedersin?.. - Evvela, sadıktı... Bir kemik parçasının ölünceye kadar hatırını sayardı. Kimseye fenalık etmezdi. Cesurdu, güzeldi. - Bunlar sebep değil... Sıkışan Kasım Efendi, kendi yaptırdığı hayratı, Karabaş yapmış gibi anlatmaya başladı. - Hayır hasenat sahibiydi. Malının zekatını verirdi. Fitresini verirdi. Fakir fukaranın gönlünü hoş ederdi. - Böyle şey olmaz... - Hatta, sağlığında bir çeşme de yaptırmıştı. Bir sebil tamir ettirmiş, medreseye iki halı hediye etmişti. Kadı, - Sen mecnun musun? dedi, bir köpek böyle şeyler yapabilir mi hiç? Zor durumda kalan Kasım Efendi, - Köpekti ama, siz onun ne köpek olduğunu bilemezsiniz. Hatta ölmeden önce bana vasiyet etmişti... dedi. Hiddetlenen Kadı, - Bre mecnun, sen herkesi kendin gibi sersem mi sanırsın? Hiç it vasiyet eder mi?... diye bağırdı. O zaman Kasım Efendi, - Kadı Efendi, inanın vasiyet etti. Malının fakir fukaraya verilmesini söyledi... dedi. Kasım Efendi kuşağının arasından bir kese çıkardı: - Hatta şu beşyüz altının da Kadı Efendi Hazretleri'ne verilmesini vasiyet etmişti. Kadı Efendi'nin gözleri yaşardı, - Allah'ın rahmeti üstüne olsun, dedi, anlat Kasım Efendi, anlat. Merhum daha neler söylemişti?... Aman hepsini bir bir anlat... Merhumun vasiyetini yerine getirelim. Büyük sevabı vardır.- yardım edın
Bu ne eğitimiyle ilgili ben anlamadım muhammet ülkü ocağı mı arıyosun ilginç yaa.ne eğitimi alacaksın orada.faşizmle ilgili falanmı eğitim bölümüne yazdığın için sordum.herhalde ülkü ocaklarında eğitimde veriyolar artık- Coca Cola'nın Yazılışı
Mustafa Kemal gibi düşünenler nerede...bilmiyoruz nerede. O'nun gibi düşünenler ve O'nun yaptığını yapamayanlarla dolu bu ülke arıyosan söyliyim. yani O'nun gibi düşünmek yetmiyor bence.O'nun yaptıklarını yapmaya çalışmak ve geliştirmek gerkiyor herhalde. bağımsız değiliz o konuda hemfikirim ve bir ömürboyuda bağımsız olmayacağız bu gidişle. genç arkadaşlarımız kapitalist düzene boyun eğmiş. bir bildiri bile veremiyorum ellerine.okumuyolar dertleri sadece para,para,para.(bir amerikan şirketine girebilmek için can atanlar dolu) bugün taksim deki yürüyüşte sayıları çok azdı bence.( siyonist İsrail ve emperyalist ABD'ye karşı olan yürüyüşte) tersten de düzden de aynı.- MÜBAREK REGAİP KANDİLİ
polemik yaratmak mııı??? ben bir soru sordum sorduğum kişi sakin ve güzel bir cevapla beni aydınlattı ama siz ve bir kişi daha pek sakin yaklaşmadınız. ama siz beni daha da aydınlattınız çincede okusam sorun yokmuş saolun duanızı kimin için ederseniz edin demişsiniz.o zaman yönlendirme neden yapılıyor. ben birşeye tepki göstermek istediğim zaman size sorarım bundan sonra.- KOMPLO TEORİLERİ
sayın Sardunyam komplo teorisi fikir üretmekmidir. benim bildiğim kadarıyla çamur atma gibi bişey bu komplo teorisi .bir kanalda var E.mütercimler mi ne onda dilediğin kadar var komplo teorisi. altın var,petrol var,bor var.ama birileri izin vermiyomuş...hahaha ya sen bir dene bakalım teknolojini kur hazırla(varsa) sonra çıkarmaya çalış,izin vermiyolarsa sonra konuş. şöyle komple bir komplo üreten olsa canım feda- Coca Cola'nın Yazılışı
vay be bir koka kola nerelere getirmiş 3. dünya savaşı çıkacak böyle giderse ben bir de pepsi ve cola turka nın tersten okunuşuna bakılmasını istiyorum. acaba ne çıkacak.- ÇOCUKLARINIZI İYİ YETİŞTİRİN... (Sorumluluk almayı, Kızlarınıza namuslu olmanın yürekten geçtiğini, Oğullarınıza karşı cinse saygı duymayı öğretin, .)
hemde nasıl takıntılı o muzaffer 1905(bir ara bana komünizm i tanımlayacaktı ama...) bu arada dipnot un bu yazısı da çok TRT vari olmuş bence ama neysee. yazının içinde çok doğru sözler var ama....hayat böyle değil- Emekçi Kadınlar
fındık işçileri tekstil işçileri Urfa tekstil işçileri Urfa halı atolyesi ....sabır sabır sabır....
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.