Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Bilmiyorum ilginç işte... Gerçekten de bu fotoğrafların insanı çektiği söyleniyor beni de çekti, öyle psikopatça birşey değil, özünde taşıdığı anlam sanırım etkileyici olan...
  2. Post mortem “ölümden sonra” anlamına gelen bir kelimedir. Post mortem fotoğraflar ise kişi öldükten sonra, ondan hatıra kalması amacıyla onunla ile birlikte çekilen son fotoğraflardır. Tarihte ilk olarak sanırım yani daha öncesi var mı bilmiyorum, 15. yüzyılda ölen rahiplerin ressamlar tarafından çizilen resimleri gösterilebilir. Ölüm maskelerini saymayalım tabii, o şu an bu açtığım konuyla ilgili değil… Neyse işte özellikle 19. yüzyılda fotoğraf çektirmek çok lüks bir olaydı bu nedenle kişilerin genelde yaşarken fotoğrafları olmazdı, aileden bir kişi öldüğünde sadece son bir hatıra olması için post mortem fotoğraflar çekilirdi. Bu fotoğraflarda aile ölen kişiyle birlikte görülür ve ölen kişi sanki yaşıyormuş gibi giydirilerek ve süslenerek poz verdirilirdi. Bilemedim, sevdiği ölenin fotoğrafla onu ölümsüzleştirme çabası acı aslında ve melankolik…
  3. Aslında Neron çoğu tarihçiye göre psikopat bir kişiliğe sahip... Roma'yı o mu yakmıştır yoksa yaktırmıştır veya yaktırmamıştır alakası yok mudur bilmiyorum, bu bilgi zaten kesin olarak bilinmiyor ama kendisi yakmış veya yaktırmışsa da altında birkaç hareket, amaç yatmakta olduğu düşünülüyor, ben de katılıyorum. Mesela bunlardan birincisi ki çoğu kaynağa göre Roma'yı yeniden düzenlemek ve inşa etmek için yaktığı yönünde.. Bu arada eğer kendisi yakmışsa bile kilise kayıtlarına göre suçu Hristiyanların üstüne atıyor ki bu da bir çok Hristiyanı aslanlara atma veya öldürmesiyle sonuçlanmıştır. Bir taşla birkaç kuş vuruluyor ki gerçi onun da buna çok ihtiyacı olduğunu sanmıyorum aslında... istese öldürmek için pek bahaneye ihtiyacı olmayan bir insan zaten...
  4. Arkadaşlar bu ilanı hayvansever acilin facebook sitesinde de yayınladık ama buradan da atayım... Kediler çalıştığım kurumun bahçesinde, bakımını üstlenmek isteyenler benimle acil olarak iletişime geçebilirler, buradan olmazsa bile özel mesajdan yazabilirsiniz. ACİL: Göktürk-Kemerburgaz'daki okulumuzun bahçesinde 5 tane kedi yavrusu var. 1 haftalık bile değiller. Anne 2-3 gündür ortalarda yok. Biz içeri aldık sıcak tutmaya, şırınga ile beslemeye, tuvaletlerini almaya çalışıyoruz ancak sürekli bakmamız ne yazık ki mümkün olmuyor derslerden dolayı. Barınaklar ve veterinerler almıyor. 2 tanesi iyi durumda değil. Bu şekilde dayanmaları da çok zor.Yardıma ihtiyacımız var.
  5. gloria şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Günaydın size ve herkese Ayrıca bugün cuma ve akşam tatil başlar, seviyorum cuma günlerini ben
  6. Bence teistliği bilmeden ateistlik hakkında fikir yürütmemeli insan. Neye karşı durduğunu bilmelisin. Bilim sağ kolunsa teistlik de malzemendir.. Düşüncene kesinlikle katılıyorum
  7. @@binyamin sevgili vatandaş öncelikle konuyu kişiselleştirdiğinden dolayı ben de sana aynı klişisel tutumla karşılık veriyorum: Ateist misin değil misin diye sormadım, nitekim bu forumdaki insanları iyi tanırım, iyi gözlemlerim, bir çoğunuzun düşüncesini de tarzını da nerede espri yaptığını nerede ciddi olduğunu da bilirim. Kimin inanıp kimin inanmadığını sorgulamam ama bunu da bilirim. Düşünceme göre bu yukarıda bencilce bir cevap vermişsin, burada bir çok arkadaş ateist olsa da sorulara cevap verir tartışır vs. tartışmak istemiyorsan konuya girme... Bu bir! Zaten başlığı açarken soruyu sana sormadım, dini sayfalar forumuna sordum, sen de bir cevap verdin ve cevabı anlamadığımı açmanı istedim. Sonra da diyorsun ki bana ne soruyorsun git inançlı birisine sor... Enteresan bir tutum seninki... Cevaplama sorumu... Ateistim diyorsun, ol sevgili vatandaş! Ne olmuş yani, ben de anarşizm yanlısıyım sadece dini değil, aileyi de, devleti de, evliliği de, tanrıyı da her türlü kurumu reddediyor varlıklarını kabul etmiyorum. Ama ben reddediyorum diye bunlar yok mu var? aile yok mu, insanlar evlenmiyor mu? Devlet yok mu var yani... Ve sen bana aile ile ilgili ya da devlet ile ilgili bir soru sorsan "ben sana git başımdan ben onların hepsini reddediyorum, reddetmeyene sor mu" demeliyim. Bence hayır, bir fikrim varsa medeni bir şekilde söylerim yoksa kusura bakma benim bu konuda düşüncem yok derim, eğer bir ortama soruluyorsa hiç müdahale etmem... Şimdi aynı zamanda ben meraklı da bir insanım, her şeyi merak ederim, bu soru bir muhabbet arasında ortaya çıktı, bilmediğim bir bilgiydi, ilginç de geldi, inandığımdan inanmadığımdan değil nedenini merak ettiğimden... Kafamda tabi bir cevap var ama başka cevapları da merak ettim. İnanmıyorum, tanrı yok, dinler yok vs. diye düşünebilirim ama bu din konusunda fikir sahibi olmamı engellememeli... Ben çorba sevmiyor, yemiyor olabilirim ama sevenler için ya da sevdiklerim için yapmayı bilirim.
  8. Vuuuuuu çok sert!!!!
  9. gloria şurada cevap verdi: berceste başlık Aslan Burcu
    Buldum: Binlerce yıl öncesi… Depremler oluyor, güneş doğuyor, batıyor, ay çıkıyor, yıldızlar görünüyor, mevsimler değişiyor, yağmur yağıyor, kar yağıyor, deprem oluyor, deniz kabarıyor vs. vs… Ve tüm bu zamanlarda insanlar henüz bilimin ışığıyla aydınlanmış değiller. Ama insana her zaman bir cevap lazım değil mi? O halde cevabı buldun buldun, bulamadın o şartlardaysan vereceğin cevap şu; tüm bu olayları biz gerçekleştirmiyoruz, bunları gerçekleştirmek bizim gücümüzü aşar, o halde bunları gerçekleştiren güç, insan üstü bir güç olmalı… Doğru mu? İşte bu aşamada tanrılara olan inanç biçimi devreye giriyor. Çok tanrılı inanç biçimi geniş bir zamana yayılıyor, Yunan, Roma, Mısır vs. çok fazla uygarlığı da etkisi altına alıyor. İşte bütün bu gelişme dönemi içinde tüm şunlar oluyor: Mesela deniliyor ki Güneş bir tanrı olsa gerek, Ay bir tanrı olsa gerek, Şimdi bak gördün mü Tanrı üzüldü, ağlıyor o halde yağmur da tanrıların gözyaşı olsa gerek… Veya kızdı, gökten gelen şu gürültü de tanrının kızgınlıktan kükremesi olsa gerek… Hatta şu gördüğümüz parlak şey de kesin bir tanrıçadır ki mesela bu da bir gezegen olsun adına da sonradan Venüs denilsin. (E tabii Tanrı ya da Tanrıça dediğimiz şeylere birer de ad koyalım ki diğerleriyle karışmasın değil mi? Çoook Tanrı, Tanrıça var çünkü…) İşte böylece gök tanrıları da çok tanrılar kervanına katılmaya başlıyorlar. İşte tüm bunlar olurken, bir kısım kişi düşünüyor; “yaw diyor, şimdi bizi bu gök tanrılar yönetiyor ya bu demektir ki yaşadığımız yerdeki tüm bu olayların ya da tüm kişilerin, yöneticilerimizin falan kesinlikle kaderlerini, ilişkilerini bu tanrılar belirliyordur. O halde biz şu gökyüzünde olan olayları (doğal olarak aslında tanrıların ne halt yediklerini) biraz daha yakından inceleyelim, gözlemleyelim de belki Tanrılar olacaklarla ilgili bize bir iki ipucu verirler… İşte böylece gök takibi başlamış oluyor. Buradan çıkan sonuç da şu: Evet insanlar gök olaylarını incelemeye başlıyor, ciddi gözlemler yapıyor ama bütün bu gözlemleri gökyüzündeki olayları bilimsel olarak açıklamak için değil, Tanrıların isteklerini, ihtiyaçlarını tahmin etmek için yapıyorlar. Tam bu aşama önemli işte… Çünkü gök takibiyle başlayan bu aşama ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacak olan astronomi bilimine de aslında ciddi bir zemin hazırlamaya başlamış oluyor. Astrologlar o zamanlarda (ve hatta halihazırda) astronomiyi bir malzeme olarak kullanıyorlar. 17. yüzyıla kadar yaşamış olan olan Astronomlar da o süre içerisinde bakıyorlar ki astroloji de çok para var, astrolojiden para kazanmak için Babil’den bu yana gelen tüm bilgi birikimini kullanarak astrologluk yapmayı tercih ediyorlar.. Ortalık karışık yani anlayacağınız. Ne astronomi astrolojisiz, ne de astroloji astronomisiz olabiliyor bu dönemde… İkisi de birbirlerinin suyuna muhtaç… Olaya da ister çıkar gereği ister inanç gereği hala Tanrılar hakim… Ve sonunda 17. yüzyıl geliyor… 17. yüzyıl ve devamındaki zamanlarda da önemli bazı bilim adamları nihayet doğmaya başlıyorlar ve adlarını yaptıkları bilimsel araştırma ve çalışmalarla ölümsüzleştiriyorlar; öyle ki biz onları Galileo, Newton, Kopernik, Kepler vs. olarak günümüzde hala tanıyoruz. Her neyse işte bu önemli kişiler yaptıkları gözlemler ve araştırmalar sonucunda aslında bu gök olaylarının hiç de tanrılarla ilgisi olmadığını ve bu gök olaylarının ve hareketlerinin bilimle anlaşılır ve tanımlanır şeyler olduğunu ortaya çıkarıyorlar. Ve tam bu aşama da nihayet astroloji ile astronomi biliminin ya da başka bir deyişle astrologlarla astronomların yolları birbirinden ayrılıyor. Ha astroloji yok oluyor mu maalesef yok olmuyor, direniyor ve günümüze kadar da geliyor üstelik. Kesinlikle bir bilim olarak değil tabii.. Tamamıyla bir kehanet sistemi olarak… Yani bir anlamda doğusundan itibaren hiçbir değişime uğramadan aynı amaca hizmet ederek; meydana gelecek olan olayları önceden bilmeye, tahmin etmeye çalışarak bugün de işlerini yapmaya devam ediyorlar. Astronomi ise astroloji ile farklı kulvarda işlerini yapıyor. Vikipedia’daki tanımıyla; kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalı olarak… Ya da TDK’daki anlamıyla gökbilimi olarak… Sonuç; Astroloji hiçbir zaman bir bilim dalı olmamıştır. Ama kaçınılmaz olarak astronomiden bir malzeme olarak yararlanmıştır; uzunca bir süre gökyüzünü düzenli olarak gözlemlemiş, bu gözlemlerden bir takım sonuçlar çıkarmış ve bu sonuçları tanrıların insanlar üzerindeki etkileri, tanrıların kendilerine gönderdikleri mesajları olarak düşünüp, kehanette bulunmak ve geleceği tahmin etmek için kullanmışlardır. Astroloji en başından bu güne kadar hiçbir sapma göstermeden tamamıyla bir kehanet sistemi olarak işlemiştir. Astronominin doğuşu ile astroloji arasında bir ilişki tabii olarak söz konusudur; çünkü aslında astroloji, astronomi biliminin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Gökyüzüne olan ilgi çok tanrılı dinlerin getirisi olarak astrolojiyi başlatmıştır. Astrolojinin gök olaylarını, kehanette bulunabilmek amaçlı olarak düzenli bir şekilde gözlemleme çabası ve bu çaba sonucu bir bilgi birikimi oluşturması sayesinde de astronomi biliminin temellerini atılmıştır.
  10. gloria şurada cevap verdi: berceste başlık Aslan Burcu
    Size yukarıda konuyla ilgili bir link vermiştim aslında biz orada düşüncelerimizi paylaşmış kimi zaman eğlenmiş kimi zaman da ciddi ciddi yazmıştık, yukarıda linkledim, tabii ki hepimiz biliyoruz burç diye birşey yok, bunlar safsata... Kahve falı diye birşey de yok fakat baktırıyor insanlar, seviyor eğleniyor umutlanıyor vs. işte her neyse bazen hayatın geyik tarafı da vardır. Herşey ciddi olmaz... Bu da hayatın geyik yönü... Yoksa kimse hayatını burçlara göre yönlendirmiyor, aman burcum bugün bunu demiş çok dikkat edeyim demiyor diyorsa zaten hastadır... Her neyse bu konu ile ilgili o sayfada paylaştığım bir yazımı burada da paylaşayım madem... Paylaşacağım bulup geleyim
  11. Senin gibi derken sen nasılsın bilmiyorum ki; belki ben de senin gibiyim belki senden daha ilerideyim, belki biraz gerinde... Ayrıca hayatımda herşey huzurlu ve mutlu gitsin istemezdim, mücadele etmek ve ettiğim mücadele sonunda kazanmak benim için her zaman daha değerli... Kimsenin, hiçbir varlığın gücüne, yardımına ihtiyaç duymadan, tek başıma.. Sürüneyim yani fark etmez.. Herşeye tanrının bir imtihanı gözüyle bakmak tuhaf... Bence bu kaçış, gerçekleri kabullenememek ama belki de bu dünyaya tahammül etme, onun vereceği sıkıntıları daha kolay anlatmak için bir savunma mekanizmasıdır bilemiyorum, ben hiç öyle yapamadım... Herşey Allahtan diyebilen bir insan değilim ben, herşey benim seçimlerim yüzünden demeyi tercih ederim. Kolay olanı da seçebilirdim ama zor olanı seçmişsem, zor şeyler yaşarım. Ayrıca ne için imtihan edecek beni, cenneti için mi, cehennemi için mi, kendi gitsin oraya, ya da inanan her kimse o gitsin, ben istemiyorum. Ben bu dünyada yaşamak, ölmek, eğer ölürken mümkün olabilmişse bütün kullanılan organlarımı başka ihtiyacı olan insanlara vermek ve kalanıyla da toprağa karışıp fosfora dönüşmek ve sonra bir çiçeğe, ağaca, vatan olmak istiyorum o kadar... Bu arada @@Archi herşey allahtan değil, bazı şeyler de sizin yüzünüzden oluyor Mesela ölüp de toprağa karışıyorsun ya toprakta da senin kemiklerin oluyor hani... Kemikler kalsiyum, fosfor ve magnezyum deposu ya fosforun da bitki beslenmesinde için birçok önemli yararı bulunmakta ama daha ilginç olanı şudur: Fosfor, bitkide genetik özellikleri belirleyen DNA `nın oluşumu için gereklidir. Büyüyüp gelişmesinde, çiçeklenmesinde, meyve vermesinde de fosforun etkisi büyüktür. Her neyse işte mezarlıkta yetişen bitkilerin sağlıklı olmasının sebebi buymuş yani bizim kemiklerimiz ayrıca bitkinin DNA'sını oluşturuyormuş ne kadar enteresan, reenkarnasyon bile cennet ve cehennem inancından daha mantıklı birşey gözümde... Off neyse istedikten sonra inanılmaz geyik yapılıp, istediğimiz kadar absürtleşebiliriz görüldüğü üzere Bence bir sorun yok... Daha da absürtleşelim.
  12. gloria şurada cevap verdi: berceste başlık Aslan Burcu
    Bir de bu tam dediğin konu vakti zamanında şurada çok güzel tartışmalara neden olmuştu, belki bakmak istersin Astrolojinin Bilim dalı Olduğunu Kabul Ediyor musunuz?
  13. gloria şurada cevap verdi: berceste başlık Aslan Burcu
    Ben mesela ikizler burcu olduğuma acayip inanıyorum Bütün özellikleri tutuyor, üstelik de tam o zamanda doğmuşum... Çok ilginç geliyor bana burçlar...
  14. Ben bundan istanbul Göktürk'te iş yerimin orada da gördüm.
  15. gloria şurada cevap verdi: berceste başlık Aslan Burcu
    Sen niye buradasın çok merak ettim
  16. Mutlu olmamızı mı ister? Hayatımı bu cümleyle tekrar değerlendiriyorum benimkinin pek mutlu olmasını istememiş gibi duruyor
  17. Bu cümleyi tam şeyettiremedim ben. Biraz daha açıklayabilir misin? Bu sorunun cevabını ben gerçekten merak ediyorum neden yani Kuran'da gerçekten Muhammedin adı bu kadar az geçiyor? Ne maksatla olabilir bu?
  18. Besmele çekiyorum içimden ve muhammed adı geçmiyor ben mi yanlış çekiyorum acaba besmeleyi

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.