Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. mor olabilir mi cevap? aklıma bi bu geldi gökkuşağının renkleri desem eksik kalıyor ama bildiğim kadarıyla prizmadan yansıyan ışıkla oluşan renkler senin resmindeki renklere uyuyor ve bir tek mor eksik
  2. Sevgili arkadaşım, Tebrik ediyorum seni, boyle bir sayfadan bizi haberdar ettiğin için. Ben de hemen bu konuda bir bilgi eklemek isterim bu sayfaya... Bu web sitesi aracılığıyla 31 Aralık tarihine kadar bir milyon sanal mum yakılması amaçlanıyor. Şu anda yakılan mum sayısı 935 bini geçmiş durumda... Çocuk pornosuna karşı oluşturulan Finansal Koalisyon'un hedefi 2008 yılına kadar ticari çocuk pornografisinin kökünün kazımak... Koalisyon üyelerinden Standart Chartered bank, bu amaçla pilot bölge olarak Singapur'u seçip, bir kampanya başlatmış bile... kampanyanın Türkiye sorumlusu Tequila Genel Müdürü Pınar Özdemir "Enka'daki öğretmen haberi ortaya çıkınca siteye ilginin de arttığını söylemiş. Bu arada siteyi en çok tıklayanlar arasından Türkiye 7. sırada.. İkinci olarak da : http://www.anneyiz.biz isimli 42 bin üyeye sahip bir web sitesinden bahsetmek istiyorum. Bu web sitesinde de buna benzeyen bir kampanya yapılıyor şu anda... Bu sitenin sakinleri çocuk pornosuna karşı "ÇIĞLIK" kampanyası başlatmışlar kampanya boyunca katılımcılar, çocuk pornosuna karşı düşüncelerini yazıp, ne yapabileceklerini tartışacakalr. kampanya sonucunda bir bildiri hazırlanacak ve TBMM' ye gönderilecek. Lütfen sizler de bu sayafaya girip, yorumlarınızı ekleyiniz. Web sitesinden alıntıdır: ÇIĞLIK! Gözlerinizle gördükleriniz, kulaklarınızla duyduklarınız, yaşadıklarınız ya da şahit olduklarınız sizi korkutmuyor mu? Olması kuvvetle muhtemel bir depremin ayak sesleri içinizi ürpertmiyor mu? Ya o tecavüz edilen siz, kardeşiniz, arkadaşınız ya da çocuğunuz olsaydı bu kadar sessiz ve tepkisiz kalabilir miydiniz? Sokakta taciz edilen siz olsaydınız, ya da caminin avlusunda tecavüze uğrayan? Okulda bacağına bıçak saplanan sizin evladınız olsaydı ya da komşunuzun çocuğu, yine böyle tepkisiz mi kalırdınız? Tarikatçıların eline düşen canınızdan bir parça olsaydı ve artık sizi tanımaz hale getirilmiş olsaydı! Neyi bekliyorsunuz? Başınıza gelmesini mi? On yedi aylık bir bebek! Tecavüze uğruyor! Ve toplumsal tepki: YOK! Sesinizi duymak istiyoruz anneler ve babalar! Ve duyarlı olan herkes! "Duymak ve Görmek İstemiyorum" demek yetmiyor artık! Anladık ki; Bundan böyle Bağırmamız lazım İlk çığlığı biz atıyoruz buradan, anneyiz.biz' den! Sesimizi duyuyor musunuz? Bizi Duyun! Ve siz de artık sesinizi duyurun! Aklı başında olan herkes, insanım ve bunun farkındayım diyorsanız tepkisiz kalmayın, imzanızı söylediklerimizin altına koyun. YETER! BİR ÇIĞLIK BİR ÇIĞ MEYDANA GETİRİR! Günler geçecek, çok değil, belki birkaç hafta ya da bir ay sonra bu olayı hatırlamayacaksınız. Neden mi? Toplum olarak hafızamızın zayıf olmasının yanı sıra, daha kötüleri olacak, duymadıklarımız, bilmediklerimiz çıkacak ortaya bir bir. Yine şaşacaksınız, yine mideniz altüst olacak, yine televizyonlarda haberleri izleyip, gazete manşetlerinden okuyup sarsılacaksınız. Yine olacak, sonu gelmeden devam edecek benzeri olaylar, töre cinayetleri işlenecek ve gencecik insanların hayatları sonlanacak, yine seller can almaya devam edecek, yine depremlerde öleceksiniz! Siz de biz de öleceğiz! Öyle ya da böyle, bir kaza kurşunu ya da çürük bir binanın içinde kalarak, ya da bir trafik canavarına kurban olarak! Kader mi diyeceksiniz? Demeyin! Ne yapmalıyız? Seçtiğimiz vekillere gözlerimizin her zaman üzerlerinde olduğunu hissettirmekle başlayacağız, kanunların uygulanmasını sağlayacağız. Nasıl demeyin, sade vatandaşım gücüm yetmez demeyin! "Bir çığlık bir çığ meydana getirir" unutmayın! Çığlığı atmamızın nedeni sadece o yavrucak değil, ÇIĞLIK' in içindeki siyah "YÜZ KARASI" çerçeveye her gün girecek birçok olay var. Yarın olacak, siz yine unutacaksınız! Bütün çabamız unutturmamak için, Farkında vatandaşların ortaya çıkmasını sağlamak için! Toplumsal uyanışa katkıda bulunmak için. Unutmayın ÇIĞLIK sizin, ÇIĞLIK canınızı yakan her ne varsa onun için! Çığ olup büyümeye devam edelim! Ve DUR! diyelim DUR!
  3. evet irmik helvası olunca da ölen çok önemli değil ağlanamn gerekmez anlamına geliyor
  4. teşekkür ederim
  5. "Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil, rüzgara karşı koydukları için uçarlar." W. CHURCHİLL
  6. kendi yaşına uğursuz diye bilinen rakamı ekle benim yaşı bulursun niye patavatsızlık olsun ki kendimi seviyorsam yaşımı da severim
  7. büyük o büyük yaşın 17'yse sen de küçüksün boşuna takma kafana zaten gelsin bak o da sana benim söylediğimin aynısını söyleyecek emin ol
  8. yok be The Boss hakaret etmez ben bilirim, o muhtemelen bunu yazarken yaşınla ilgili olarak demiştir. Yani yaşın kaç bilmiyorum ama The Boss'a göre küçük olduğundandır
  9. ne güzel yazmışsın canım arkadaşım, benim de bu foruma ilk girdiğim zamanlarda kitaplarla bir ara bağlantım kopmuştu biliyor musun ama toparladım kendimi oluyor değil mi ara sıra insanların hayatında bu gibi değişiklikler, ama demek ki iyi bir okuma alışkanlığımız var ki bir süre sonra eksikliğini hissedip, kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. Hukuk okuyorsun yazdıklarından anladığım kadarıyla, ben de psikoloji okumak istemiştim, hukuk da favorilerim arasındaydı ama ikisi de olmadı fakat su an tam da senin dediğin gibi ezberci eğitim sistemini benimsemeyen, dışlayan bir eğitim kurumunda çalışıyorum ve yaptığım iş özellikle çocuk psikolojini çok iyi bilmemi gerektiren bir iş... Aslında öğretimden çok eğitimi önemseyen bir kurumda olmanın mutluluğunu yaşıyorum bazen, çünkü eğitirken, eğitiliyoruz da... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyesiyim demişsin ya kalbimi de fethetmişsin şu an itibariyle haberin ola Umarım herşey istediğin gibi olur. Bu kadar olumsuz olursan olacağı bu tabii... Takma kafana hiçbirşey beeee... Çalış ve kendini de geliştir, niye başarısız olasın ki anlamadım... Olmazsın güven bana Yüksek lisansını psikoloji alanında yapabilirsin, kendini o alanda geliştirebilirsin, niye kısıtlıyorsun ki, düşünsene mesela hukuk okudugunu zannediyorum ve öyle farzediyorum, hukuk okuyorsun, psikolojide yüksek lisans yaptın ve adli tıp alanında çalışıyorsun örneğin, bak bi fikir daha geldi aklıma neden İnsan Hakları Derneği'ne üye olmuyorsun, orada avukatlık yaparsın, üstelik de çocuk haklarıyla ilgilenirsin, zaten psikolojiyi bu kadar sevmen eminim bu alanda kendini geliştirmene olanak da sağlar... Bence İHD seni havada suda kapar disiplinlerarası ilişki, bence hukuk ile psikoloji yakın ilişki halinde olması gereken iki ayrı disiplin, birleştir...
  10. evet yaaa... bence sen de bu sitenin en favorileri arasındasın benim gözümde, özellikle saygı ve sevgi kurallarını bozmadan yapmış olduğun seviyeli sohbetlerinle ve tabii ki hayata bakışınla, düşünce yapınla...
  11. benim ölümüm aklım başımdayken olmalı... 4, 5 dakikaya öleceğimi bilmeliyim... Bilmeliyim ki hayatımı son bir kez düşüneyim... Sevdiklerime vedamı edeyim... Son sözlerimi söyleyebileyim... Onlara sarılıp, öpebileyim, özürümü dileyim ve öyle gideyim... Kimseyi üzmeden, yüzümdeki gülümsememle, huzurumla gidebileyim... Geride kalanlar bilmeli ki arkamdan asla ağlamamalılar, onlar ağlarsa ben de ağlarım çünkü... Tek istediğim ben içlerinde kalayım, saygımla, sevgimle... İnsanlara saygım büyüktür, sevdiklerime de sevgim... Belki boğarım sevgimden, sıkıştırırım, belki de sıkarım onları bu kadar sevmekten.... Napim işte ben böyle seviyorum, hakkını vere vere, anlamını hissede hissede... Biliyorum ki insanlar kötülükleriyle değil iyilikleriyle anılır o yüzden ben gittiğimde işte bu içimden taşan sevgimi bırakıp gideceğim sevdiklerime ve onunla anılacağım inşallah...
  12. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    İşte bu, teşekkür ederim, davete icabet ettiğin için... Sevindim şimdi
  13. gloria şurada cevap verdi: figgaro başlık Havadan Sudan Konular
    şmdi noluyo burda biri bana anlatsın da biz de bi ucundan tutalım şu işin... Hayır yani en başında okurum ama cok zaman alır Şöyle kısa bi özet geçseniz diyorum hani... Bu arada Figgaro yazdıklarını okumak acayip keyif verdi... Eğlenceli bir dil kullanmışsın ya doğal olarak ben de okurken epey bi eğlendim...
  14. Teşekkür ederim Xminex'ciğim... Alıngan ve sinirli olabiliriz tabii dönem dönem hepimiz ama önemli olan aslında farkına varabilmemizdir... Çünkü farkına vardığımız anda değiştirmenin yollarını ararız. Belki de bu topic, hayatımızdaki bazı olumsuzlukların farkına varıp, dile getirmemize sebep olacak böylece olumluya çevirebileceğiz... Yalnız arkadaşlar, özellikle bir kendim için bir toplum için demiştim. Eğer formatı bozmadan ilerlersek bu topicde gerçekten güzel şeyler ortaya çıkacak. Lütfen kendinimi biraz daha zorlayalım ve düşünelim... Acaba toplum için ne yapabiliriz diye..
  15. Bak ne güzel işte... O halde arkadaşına bir yardım edersin artık... 1 ay içinde hazırlamam gereken vize yerine geçecek bir ödevim var. "Kültürün kullanıcı üzerine etkisi" diye... O halde bana bu konu hakkında bir ara yardımcı olursan cok sevinirim. Kaynağa ihtiyacım var, Dernekte muhtemelen bununla ilgili yayın vardır... isim bile versen yeter...
  16. Umarım başarırsın arkadaşım, Bence de insanlar hiçbir zaman sevdiklerini ihmal etmeliler, neyimiz var ki sevdiklerimizden başka, değil mi? Ben her zaman şu küçük yazıyı aklımda tutmaya çalışırım... Seninle de paylaşayım Hayatı, bir oyun kabul edin... Hani hokkabazların beş topu, iki elleri ile havaya atarak oynadıkları oyun... Bu topları; iş, aile, sağlık, dostlar ve sevgi diye adlandırın ve beşini birden havada tutmaya çalışın. Kısa zamanda, iş topunun lastik olduğunu göreceksiniz. Yere düştüğünde yine sıçrayacaktır. Ama... Öteki dört top; aile, sağlık, dostlar ve sevgi kristalden yapılmıştır. Bunlardan birini düşürürseniz, çizilebilir, aşınabilir, çatlayabilir, kırılabilir hatta, tuzla buz olabilir... Bunlardan biri düşerse,bir daha asla eskisi gibi olmaz. Bunu iyi bilin ve... Hayatınızın dengesini asla bozmamaya çalışın. Bu arada toplum maddesini unutmuşsun
  17. Sevgili arkadaşlar, hayatta hep birşeylerin yanlış gittiğini görmüşüzdür, hissetmişizdir... Peki biz bu yanlışların ne kadarına müdahale edebiliyoruz, ne kadarını düzeltmeye çalışıyoruz hiç düşündünüz mü? Ben, şimdi bir temizlik kampanyası başlatıyorum, Ama öncelikli olarak kendimizden başlamayı öneriyorum. Hadi bakalım temizlik zamanı... Bir kendinizden, bir de toplumumuzdan bişeyleri değiştirelim... Kendim için: Ben önyargılarımdan rahatsızımdır. Ne kadar önyargısızım desem de biliyorum ki aslında her insan gibi benim de olaylara ve kişiler öncelikli bakışım önyargılarımla başlar... Zaman geçtikçe ve önyargım beni terketmeye başladıkça üzülürüm bazen, utanırım düşündüklerimden... Ne kadar ayıp benim yaptığım derim... Şimdi, şu an itibariyle artık bir karar alıyor ve önyargı kelimesini sözlüğümden siliyorum... Toplumum için: Bazen etrafımızda bir takım olaylar olur ve görmezden geliriz, çevreyi yok eden etmenler, yardıma ihtiyacı olan insanlar, okumak isteyen ama imkanları elverişsiz olduğu için okuyamayan çocuklar, Güzel işler yapmaya çalışan ama maddi imkansızlıklarından zorlanan sivil toplum kuruluşları vs. vs. İçlerinden bazıları benim için çok önemli, özelikle eğitimle ilgili olanı... Ne yapabilirim diye düşünüyorum bazen, aslında çok kolay, sadece bu konuyu önemseyen sivil toplum kuruluşlarıyla bağlantıya geçmek, kazandığım paranın bir kısmını her ay bu kuruluşa bağışlamak... Bunun ne kadar önemli olduğunu bilirim... Çünkü ben üniversiteyi, aldığım burslarla okudum ve o burslar sayesinde şimdi bu parayı kazanıyorum... O halde kazandığım paramın bir kısmını onlarla paylaşmaktan gocunmamam lazım... Çağdaş Eğitim Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği özellikle benim önemsediğim, ve ne yaptıklarından emin olduğum vakıflar... Bu arada aslında yeri gelmişken, özellikle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkında güncelde açılan bir başlık vardı, olumsuz bir dolu da yazı... Buradan o yazıları yazan insanları kınıyorum ve soruyorum: Ne biliyorsunuz ki? Medyadan öğrendiklerinizin dışında... Medyaya nasıl o kadar güvenebiliyorsunuz ki... Yazdıklarının yarısı yalan... Ben onlardan 4 yıl burs aldım... Ayrıca sadece burs vermediler, sosyal anlamda da her türlü ihtiyacımızı karşıladılar benim ve bir çok arkadaşımın, hala da devam ediyorlar buna... Üniversite öğrencisi, düşünmeyi, tartışmayı bilmeli, doğru iletişim kurmalı, çevresinde olup bitenleri görmeli, fikri olmalı, kendini geliştirebilmelidir. İşte ben bunları onlardan öğrendim... Yemekler düzenlerler ve bütün bursiyerlerini bir araya getirirlerdi, tanışırdık, kaynaşırdık... Ayda bir sinemaya, tiyatroya götürürlerdi bizi... Güzel dostluklar kurduk onlar sayesinde, sosyal olduk, iletişim kurduk... Paneller, sempozyumlar düzenlerlerdi özellikle eğitimle ilgili... Tartışmayı ve düşünmeyi öğrendik... Herneyse bu ve bunun gibi birçok aktiviteyle desteklediler hep bizi... Şimdi de doğuda okuyamayan kızlarımızı okutmaya çalışıyorlar, destek bekleyen okullara, öğrencilere destek vermeye çalışıyorlar... Bunu yaparken de tüm samimiyetleriyle yaptıklarını "vakti zamanında bir bursiyerleri olarak" biliyorum ben... Tek amaçları işte bu, tam da söyledikleri gibi "Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak"... Altında art niyet aramayın!!! Ben payıma düşeni yapacağım... Sorunun değil çözümün bir parçası olacağım... Eğer sizler de benim gibi çağdaş eğitimi önemsiyorsanız o zaman bu web sitesini mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. http://www.cydd.org.tr/ Ha bu arada eger Ulu Önderimiz Atatürk sizin için hiç bir şey ifade etmiyorsa, boşuna o sayfaya bakmanıza gerek yok, çünkü onlar, Mustafa Kemal'in Çocuklarını yetiştiriyorlar... Demeyin madem eğitimi önemsiyor o halde neden bütün öğrencilere eğitim vermiyor diye... Dedim ya adı üstünde ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ... Bu arada ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI (http://www.cev.org.tr) da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kadar önemsediğim bir diğer vakıftır. Sadece ÇYDD'yi anlattım belki ama aslında ikisini birden anlatmama gerek olmadığından... İkisinin de amaçları, hedefleri, uyguladıkları hep aynıdır. Bu ikisi kardeş vakıflar gibidir. Birini, diğerinden asla ayırmam...
  18. Ellerine sağlık Taurus, her biri çok güzeldi ama içlerinden bir tanesi var ki bu benim için gerçekten çok önemli... Çünkü ben sevgimi ve karşımdaki insanın bana sevgisini eksiksiz olarak ancak o zaman hissedebilirim. Dokunmak: İnsanoğlu dokunmayı sever ve dokunulmasını da ister. Dokunmak sevgi, şefkat anlamındadır ve bizi daha iyi hissettirir. Her sabah kapıdan çıkmadan önce, eşinizi 30 saniyede olsa mutlaka öpün ve ona sarılın. Kendinize haftada veya 2 haftada bir masaj yaptırın. Konuşurken arkadaşınızın sırtına dokunun.. Tabi aslında biliyorum ki bu insandan insana değişen birşey... Bazı insanlar dokunulmaktan ve dokunmaktan hoşlanmazlar. Bunun gerekliliğini kabul etmezler ama eger siz dokunmanın önemine inanan bir insansanız, ve karşınızdaki insan sizinle temas kurmuyorsa o an aklınızdan geçen "bir problem mi var" sorusu olur. Hiç başınıza geldi mi bilmem, Bir arkadaşım vardı, Tülin... Çok severdim ama mesela ben onu öpmek istediğimde, ya kendini çeker, ya da bana tuhaf tuhaf bakardı... beni sevmedigini sanırdım boyle yaptığım zaman... Bazen düşünürdüm, galiba beni sevmiyor, bana değer vermiyor, beni önemsemiyor diye, o hiç bana sarılmak istemiyordu çünkü... Çok sonraları anladım, o tek bana öyle davramıyormuş, aslında o dokunmanın önemini bilmeyenlerdenmiş. Ben de bir gün dokunmamaya, sarılmamaya başladım, işin enteresan tarafı yavaş yavaş ondan uzaklaştığımı da farkettim... Bana göre biri dokunmuyorsa, sarılmıyorsa, gözlerin yaşardığında elini tutmuyorsa, zor zamanlarında bir omuza ihtiyaç hissetmiyorsa, bu insanlar sevgiyi tam anlamlarıyla yaşayamıyorlardır da... Kuzenim Çiğdem, arkadaşım Pınar, Meslektaşım Elif, hayatımın hep değerlileri olarak kalacaklardır. Çünkü onların sevgisini tam hissedebiliyorum ve tam olarak da hissettirebiliyorum Çünkü her birimiz için dokunmak, Taurus'un da yazdığı gibi sevgi ve şefkat demektir
  19. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    Galiba bu forumda doğru iletişim kuramadığım tek kişi xlark tades (yanlış yazmamışımdır umarım). Galiba hala küsüz... Madem boyle bir başlık var o halde ben de teklifimi edeyim, kendisi ister kabul eder, istemez etmez ama ben en azından üstüme düşeni yapmış olurum "GEL BARIŞALIM XLARK TADES"
  20. istediğim her şeyin, her istediğimde olamayacağını ögrendim... İçten edilen duaların, bir gün mutlaka kabul edileceğini öğrendim... Edenin, bulacağını; ne ekersem onu biçeceğimi öğrendim... iyiysem bunun mutlaka bir gün ödülünü alacağımı öğrendim... Yeter ki iyi kalmaya devam edeyim... Kendini gerçekleştiren kehanet diye bir şeyin var olduğunu, korktuğumun başıma geldiğini öğrendim... Güzel düşün, herşey güzel olsun demeyi öğrendim... Anlayışlı olmayı öğrendim... "Ben buyum" dememeyi öğrendim. Çünkü ben değişebilirim, gelişebilirim... Yeter ki fırsat verilsin... Azim ile hırsın farkını öğrendim...Azmin gerekli, hırsın ise yersiz olduğunu farkettim..."Azmin zaferi" güzelmiş, tattım Hayatın ne getireceğini bilemeyeceğimi, uzun vadeli planlar yapmamın beynimi zorlamaktan başka birşey olmadığını öğrendim... Anı yaşamayı öğrendim... Yaşamış olduğum kötü tecrübelerden ders almam gerektiğini, onları ancak zaman iyiye çevirebileceğimi öğrendim.
  21. Sevgili Sessizliğin Kızı, Lütfen artık kendine bu kadar haksızlık etme, düşün bir kere forum oyunlarında da buna benzer bir sayfa var. En sevdiğiniz üye kimdir diye ve bilirsin ki oyunların en çok ilgi çeken başlığıdır o... Senin adayların dar tutulmuş olabilir ama hiç sorun degil, senin de dedigin gibi onlar senin favorilerin... Herkes kendi favorisini, neye göre favori seçiyor yazar. Hani anketlerde bir de "diğer" seçeneği vardır ve yanında boşluk vardır doldurulması için... Öyle düşünün sevgili arkadaşlar... Bir yerde aslında insanlar kendi sevdiği insanları yazıyor buraya. Ne güzel işte, herkes sevgisini gösteriyor. Bunda gülünecek, dalga geçilecek hiçbirşey yok Sessizliğin Kızı... Eline sağlık olsun, sevdiğimiz insanlara, onlar hakkındaki düşüncelerimizi yazmamıza ve sevgimizi iletebilmemize fırsat verdiğin için
  22. ya nereye gidiyorsun anlamadım ben şimdi Sedoş, nereye gidiyor bu kız? Gitmiyorsun di mi Sardunyam? Ya gitme beeeee...
  23. ha tamam o zaman kör değilmişim. O noktaları görmüştümçünkü
  24. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Sevgili Murti_San, Seviyenle, olumlu yaklaşımlarınla sevdirdiyorsun kendini, ne mutlu sana... İyiki tanıdım seni de... Ben kendi adıma mutluyum...Uzun uzun yazmamın bir anlamı yok, iyi ki varsın, hep de ol... degerlisin cunku

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.