gloria tarafından postalanan herşey
-
Sanatoryum mu Senatoryum mu?
Bunu meğer yanlış biliyormuşum, okuduğum gibi yazıyormuşum, yani birçoğumuz zaten buna senatoryum diyordur, ben sanatoryum diyenini pek duymadım ama doğrusu buymuş yani; Doğru: Sanatoryum Yanlış: Senatoryum TDK'ya göre: sanatoryum isim, (sanato'ryum), Fransızca sanatorium Özellikle veremli hastaların iyileştirilmesi için kurulmuş sağlık kuruluşu.
-
Lohusa mı Loğusa mı?
Doğru: Lohusa Yanlış: Loğusa isim, (lohu'sa, l ince okunur), Rumca Yeni doğum yapmış kadın: "Annemin lohusa yatağı, evin cepheye doğru, sonundaki ön odada idi." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Sizce Homofobi (Eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan nefret, korku) psikolojik bir rahatsızlık mı?
Aaaa bence bu soru yanlış anlaşılmış çünkü ben bile okurken yanlış anladım. Homofobi psikolojik hastalık mıdır diye okuduğunda beyin direkt olarak onu eşcinsellik psikolojik rahatsızlık mıdır diye algılıyor. Algıda seçicilik diyelim. Sonradan soruya yanıt verdikten sonra ulan ben ne yaptım diyorsun. Belli ki herkes böyle anlamış, bu yüzden herkes "homofobi psikolojik rahatsızlık değildir" demiş amaaaaa homofobi bal gibi rahatsızlık, bal gibi psikolojik.
-
Idioms (deyimler) - Caught Between Two Stools
Caught Between Two Stools: When someone finds it difficult to choose between two alternatives. Dimyata Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak (İki işi birden yapmaya çalışıp ikisini de yapamamak)
-
Idioms (deyimler) - Burn the Midnight Oil
Burn the Midnight Oil (To work late into the night, alluding to the time before electric lighting) Gecesini Gündüze Katmak / Gece Yarılarına Kadar Çalışmak / Sabahlara Kadar Çalışmak / Geç Saate Kadar Ayakta Kalmak
-
Idioms (deyimler) - Blessing in Disguise
Blessing in Disguise (Something good that isn't recognized at first) Her İşte Bir Hayır Vardır / Kötü gibi görünse de sonu iyi biten şey
-
Idioms (deyimler) - Bite Off More Than You Can Chew
Bite Off More Than You Can Chew (To take on a task that is way to big) Boyundan büyük işlere kalkışmak / Çiğneyebileceğinden Daha Fazlasını Isırmak
-
Idioms (deyimler) - Best Thing Since Sliced Bread
Best Thing Since Sliced Bread (A good invention or innovation. A good idea or plan): İçlerinde En İyisi / El Üstünde Tutulan / Bir Grubun İçinde En İyisi
-
Idioms (deyimler) - Beat Around the Bush
Beat Around the Bush (Avoiding the main topic. Not speaking directly about the issue) Lafı Dolandırmak / Lafı Gevelemek / Bin Dereden Su Getirmek / Sözü Döndürüp Dolaştırmak / Kırk Dereden Su Getirmek / Sözü Uzatmak I don't wanna beat around the bush: Lafı uzatmak istemiyorum.
-
Idioms (deyimler) - Be Glad to See the Back of
Be Glad to See the Back of (Be happy when a person leaves) (Birinin) Gitmesine Sevinmek. Nothing personal, of course, but we'll be glad to see the back of you Kişisel bir şey değil tabii ama gittiğini görmekten memnun olacağız.
-
Idioms (deyimler) - Barking up the wrong tree
Barking up the wrong tree (Looking in the wrong place. Accusing the wrong person) (Tam çevirisi: Yanlış ağaca havlamak) Yanılgıya Düşmek / Yanlış Kapıyı Çalmak / Yanlış Ata Oynamak / Cami Duvarına İşemek / Yanlış Kapıyı Zorlamak
-
Idioms (deyimler) - Ball is in Your Court
Ball is in Your Court (It is up to you to make the next decision or step) Top Sende (Top artık sende ne yapmak istersen yap)
-
Idioms (deyimler) - Back to the Drawing Board
Back to the Drawing Board (When an attempt fails and it's time to start all over) Sil baştan Go Back to the Drawing Board En Başa Dönmek / Sil Baştan Başlamak / En Başından Başlamak
-
Idioms (deyimler) - At The Drop of a Hat
At the Drop of a Hat (Without any hesitation; instantly) (Tam çevirisi için "Şapka yere düşmeden" diyebiliriz) Ha Deyince / Hemencecik / Palas Pandıras / Hemen / Bayıla Bayıla / Bir Çırpıda You leave at the drop of a hat Aniden Çekip Gittin.
-
Idioms (deyimler) - Actions Speak Louder Than Words
Actions speak louder than words (People's intentions can be judged better by what they do than what they say) Lafla Peynir Gemisi Yürümez / Ayinesi İştir Kişinin lafa Bakılmaz
-
Idioms (deyimler) - A Penny For Your Thoughts
A Penny For Your Thoughts (A way of asking what someone is thinking) Ne Düşünüyorsun? / Aklından Neler Geçiyor) / Ağzını Bıçak Açmıyor / Düşüncelere Daldın / Karadeniz'de Gemilerin mi Battı?
-
Idioms (deyimler) - A Hot Potato
A Hot Potato (Speak of an issue (mostly current) which many people are talking about and which is usually disputed) Çıban başı / Başa Çıkılması Zor / Çetin Ceviz Drop Like a Hot Potato Başından Atmak / Paçayı Kurtarmak / Bağları Koparmak / Başından Savmak
-
Idioms (deyimler) - To Hit the Nail on the Head
‘To Hit the Nail on the Head’ (To describe exactly what is causing a situation or problem) Taşı Gediğine Koymak / Hedefi Tam On İkiden Vurmak / Tam Üstüne Basmak “He hit the nail on the head when he said this company needs more HR support.” Bu şirketin daha fazla insan kaynakları desteğine ihtiyacı var derken hedefi tam on ikiden vurdu.
-
Idioms (deyimler) - Break a Leg
‘Break a leg’ (Means ‘good luck (often said to actors before they go on stage). Kır Şeytanın Bacağını / İyi Şanslar “Break a leg Sam, I’m sure your performance will be great.” (İyi Şanslar Sam, çok iyi bir performans göstereceğine eminim.)
-
Idioms (deyimler) - You Can’t Judge a Book by its Cover
‘You can’t judge a book by its cover’ (To not judge someone or something based solely on appearance) Tam çevirisi "kitabı kapağıyla yargılamamalı" olarak çevirilirken deyim anlamına bakıldığında Kimseyi Dış Görünüşüne Göre Yargılamamak / Görünüşe Aldanmamak / Görünüşe Aldanmamalı diyebiliriz. “I thought this no-brand bread would be horrible; turns out you can’t judge a book by its cover.”
-
Idioms (deyimler) - To Add Insult to Injury
‘To add insult to injury’ (To make a situation worse) Üstüne Tuz Biber Ekmek / Yaraya Tuz Basmak / Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarmak gibi bir durumu daha kötü bir hale sokmak “To add insult to injury the car drove off without stopping after knocking me off my bike.”
-
Idioms (deyimler) - To Cut Corners
‘To Cut Corners’ – (To do something badly or cheaply) Kestirmeden Gitmek / Kestirme Yollara Başvurmak / Masraftan Kaçmak / Ucuz Yoldan Halletmek “They really cut corners when they built this bathroom; the shower is leaking.”
-
Idioms (deyimler) - To Kill Two Birds With One Stone
‘To Kill Two Birds With One Stone’ (To solve two problems at once) Bu deyim bizdeki Bir Taşla İki Kuş Vurmak deyiminin tam karşılığı ve hatta tam çevirisidir “By taking my dad on holiday, I killed two birds with one stone. I got to go away but also spend time with him.” (Babamı tatile götürerek bir taşla iki kuş vurmuş oldum. Hem tatile gitmiş olduk hem de birlikte vakit geçirdik.)
-
Idioms (deyimler) - To Feel Under the Weather
‘To Feel Under the Weather’ (To not feel well) Rahatsız olmak / Keyfi Olmamak / Keyfi Bozuk Olmak / Kendini Hasta Hissetmek / kendini Halsiz Hissetmek To Feel a Little Under the Weather Kendini Çok iyi Hissetmemek “I’m really feeling under the weather today; I have a terrible cold.” (Bugün kendimi çok halsiz hissediyorum. Fena üşütmüşüm. )
-
Idioms (deyimler) - Let the Cat Out of the Bag
Let the Cat Out of the Bag (to accidentally reveal a secret) Ağzındaki baklayı çıkartmak / Çıkar ağzındaki baklayı / Ağzından Kaçırmak gibi bir sırrın açıklanması istendiğinde kullanılan deyimdir. “I let the cat out of the bag about their wedding plans.” (Düğünle ilgili planlarını ağzımdan kaçırdım.)