Zıplanacak içerik

sara k

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sara k tarafından postalanan herşey

  1. sara k şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    valla tesfiye elektronik falan desen lafı hiç uzatmıycaktımya bölümünde alaycı bi hava var hem meslek lisesi mezunuysan ne gazeteciliğinden bahsediyorsun kardeşim
  2. Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur ve olamaz da. Ey Türk kendine dön, hemde titreyerek. Sözümüz Türk oğlu Türk olanlaradır... Bu devleti yıkanlar (Osmanlı imp. kastedilliyor bn.) Rum-Ermeni-Yahudi dönmeler, Kürtler- Çerkesler-Boşnaklar ve Amavutlardır... Sen bir Türk olarak daha ne kadar tahammül edeceksin bu pis azınlıklara. At içinden Çerkezi gitsin Kafkasına, at içinden Ermeniyi, at öldür Kürdü içinden, yok et tüm Türk düşmanını" (MHP Ana Davasından) "Ne mozaiği ulan" (Alparsal Türkeş) Yukarıdaki alıntılar esas olarak MHP'nin nasıl bir parti olduğunun kısa bir özetidir. Bu özetin anlamı açıktır: MHP faşist bir partidir ve her faşist parti gibi halk düşmanı ve ırkçıdır
  3. iyiki konu tekrar taşınmış her insan bir ölçüde köle bir ölçüde efendidir denilerek rafa kaldırılmışsa tekrar taşınması çok iyi olmuş çarlık zamanında rusyadaki kulakları bi araştırsanız iyi olur ozaman anlarsınız ordaki canlar kulaklara karşı efendi olabilmişler mi İnsan bazen özgür, bazen köle olamaz; insan, her zaman ya tam özgürdür, ya da değildir. Sartre nicomedias arkadaş bu sözü imzası olarak kullanır
  4. sara k şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    gocca adam utanmıyo benlen alay geçsin
  5. güçlü benim nicklerimden ya da arkadaşlarımdan değil ona cevap verebilirsiniz gerek görürseniz sayın başlık sahibi
  6. sara k şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    sen benim değer meğer deyip ahkam kestiğime bakma tiyatroya gidebilmek için mumla aydınlatıyoruz evi bu arada senin üniversite?
  7. sara k şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    ferhan şensoy un ortaoyuncular sahnessinde bilet fiyatları yere göre 30 ,15 ytl ama değer ya tiyatro bende de başlı başına bir tutku sorgulamadığım neden seviyorum demeden sadece sevdiğim bişey
  8. aslında beyaz perdenin yaramaz çocuğu şaşıfelek çıkmazının cesuru fikret kuşkan babam ve oğlum filminde verdiği olgun görüntüsüyle çok iyiydi
  9. sara k şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    journalist nerede yaşıyorsunda tiyatroya bu denli hasret kaldın
  10. sara k şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    o sene bu başlığa bu sene yazılandan daha az şey yazılmış
  11. indiana jones komedi filmi olmasaydı bu yazının ciddiyeti anlaşılırdı herhalde
  12. sara k şurada cevap verdi: nicomedias başlık Tiyatro
    FERHAN ŞENSOY telefon çalma olayıyla FİŞNE PAHÇESU oyununda çok güzel dalgasını geçmişti sahnede oyun esnasında oyuncuların cebi çalıyo ve oyuncular"pardon çok özür dilerim " deyip oyundan bağımsız konuşuyorlar zaten FERHAN ŞENSOY küstah seyirciye nasıl davranacağını iyi biliyor SAHİBİNDEN SATILIK İKNCİ EL ORTA OYUNU nda da tiyatro izlenim oranıyla ilgili bi yakınmada bulunmuştu onun oyundan kopup seyirciye laf atışları çok zekicedir bi günde yalınayak sokrates i izliyoruz kadının biri (seyirci) genco erkal ın sesini bastırmaya çalışıyodu
  13. tirad konusunda neyi önereceğimi bilemedim ama en azınadan şunu söyleyebilirim her kadın oyuncuda bi lady macbet oynama isteği var herkes ona yöneldiği için sen yönelme derim
  14. büyük ihtimalle fransız tarzı olur yine
  15. ....... "Sonra da delinin biri espri yaptı geri çekildin.Neden ısrarlı davranmadın? Kaybedecek neyin vardı?" "Onurum.Beni istemeyenlerin arasında duramazdım." "Onur da neymiş?Herkesin seni iyi , terbiyeli, insan sevgisiyle dolu sanması isteği yalnızca.Doğaya karşı saygı duy biraz, hayvanlar üzerine yapılmış birkaç film izle de nasıl bir yaşam savaşı veriyorlar gör.O tokatı patlattığın zaman hepimiz sana candan hak verdik." Paulo Coelho-Veronika Ölmek İstiyor'dan.
  16. osama filminden haberi olan var mı böyle " müslümanların" olduğu inkar edilemez insan böylelerinin varlığını bilince hissedince müslümanım demekten çekiniyor dini kullanarak wc sine altın musluk taktıranlar var http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=1612
  17. benim onlarla iletişimim aşma aşama oldu sayılır ilkinde onlara aşırı iyi davrandım zaten bende ellerini tutsam elimde kalacak korkusu vardı davranışlarım göze batacak kadar iyiydi bana vurduklarında (onların gücünün sağlam bi insanda bulunduğunu hiç sanmıyorum) bile güldüm falan onlar bu sahtecilikten hoşlanmamışlardı ve yanımdaki arkadaşı sevdiklerini beni sevmediklerini söylediler ikincisinde sanki onların bi özrü yokmuş gibi davranayım dedim herkese davrandığım gibi çocuklardan biri yine bana vurdu bu sefer bende ona zarar vermekten korktuğum için şakayla kollarından değil ceketinden tutunca çocuğun eskimiş ceketi caaaaaaaaaart diye yakadan aşağıya doğru yırtıldı çocuk bana dik ceketimi seni şikayet edicem diye bağırdı bendeki korku bendeki utanma ... en sonuncusunda tavrım sara k gibi oldu doğal davrandım normal tepkiler verdim yarım saat sonra çıkıp gidecek ve kötü bişeyler yaşamak istemeyen bir misafir gibi o zaman hoşa gitmiş olmalıyımki ben gidene kadar hiç yanımdan ayrılmadılar ve hep yanlarında kalmamı istediler amaaaaaaaa birlikte bahçeyi gezerken kol kola girdik yine o güç kollarım acıyor ama bu sefer o anki mutluluk ve iç huzurdan önemsemedim
  18. işte zweig te roman boyunca o iki duygu arasında okuyucuyu sürüklüyor acımak ve sevmek anılarınsa çok güzel benimde var öyle bikaç anım gerçi çoğunda dayak yedim ama sevgi gördüklerinde sıkı sıkı sarılıyorlar mecaz değil haa
  19. sara k şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    "ve de kimbilir başka ne himmetleri vardır" kimbilir
  20. sara k şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    ben de kuranı arapçasından hiç anlamadığı halde bi çok defa okuyup türkçesi anlayacağı dil üzerine doğru düzgün kafa yormayan bisürü insan biliyorm ama sana da hak veriyorum
  21. engelli ,duyarlılık deyince benim aklıma çok önceden okuduğum stefan zweig in acımak romanı geldi Konu açık ve net: Acımak ve merhamet olguları üzerine kurulu bir senaryo. Çoğu romanda olduğu gibi gerçek yaşamdan alınmış olmanın izleri bir hayli fazla. İkinci Dünya Savaşı patlak vermeden hemen önce, Avusturyalı genç ve tecrübesiz bir subay olan Teğmen Hoffmiller, yeni görevi gereği Viyana' nın küçük garnizon kasabalarındaki bir tabur birliğine gönderilir. Bu küçük kasabada iş haricinde yapacak birşeyler bulamamanın sıkıntısıyla yaşarken, kasabanın ileri gelen soylularından olan Kekesfalvalar ile tanışma olanağı bulur. Bu varlıklı ailenin konağına yaptığı sık ziyaretler, bir anlamda yaşamını ters-yüz eden ve kendisini sonu belirsiz girdaplara sürükleyen bir sonun da başlangıcıdır aynı zamanda. Romanda acıma duygusunun işlenişi ise Hoffmiller'in Bay Kekesfalva'nın kötürüm olan kızını tanıması ve arkadaşlık kurmasıyla başlıyor. Sevgi ile acımak arasındaki ince ve belirsiz çizginin yorumlanması ve bunu yaparken Zweig' in kalemin adeta dansettirircesine yaptığı olağanüstü psiklolojik tahliller, en kötü okurda dahi kitabı okurken bir sonraki sayfayı çevirmek için sabırsızlık hissi uyandıracak nitelikte. Belinden aşağısı felçli olan bu kızla tanışması sonrası gelişen olaylar ağı, tamamen kahramanımız Hoffmiller' in istemi dışında örülmekte. birikinti den alıntı yaptım bu kitabın okunmasını öneririm
  22. oooooooo sen bunu demişsin ki ben bu başlığa en 4 sayfa açtıracak kadar bişeyler yazmazmıyım ... birazdan dönüyorum
  23. "Kimler ataizme meyillidir?" teistlerin ateistlerden daha korkunç yaşadığı bir toplumun insanları

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.