suheda tarafından postalanan herşey
-
HZ.MUHAMMED MUSTAFA
Battığı zaman yıldıza andolsun; Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. Ona (bu Kuran'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir. (Necm Suresi, 1-5) Ve bilin ki Allah'ın Resûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır. (Hucurat Suresi, 7) Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular (ve doğrulayanlar), şehidler ve salihlerle beraberdir. Ne iyi arkadaştır onlar? (Nisa Suresi, 69)
-
• İĞRENİYORUM!
Benide Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından bir takım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız! N.F.K Hiç unutmuyoruz seni ruhun şad olsun
-
Muhabbetten güçlü ne var?
Çokmu zor aslında yaşlı bir komşumuzu ziyaret edip halını hatırını sormak mutlaka vardır etrafımızda yalnız yaşayan yaşlı insanlar hem onlara kendilerini iyi hissettirmek hemde kendimizin mutluluğu açısından. Yada hep gördüğümüz ama tanışmadığımız sadece yüz aşinalığımız olan insanlara sabahları bir günaydın demek nasılsın demek çokmu zor değil aslında hep derim sevgi muhabbetten geçer böyle çoğalır sevgiler. Küçük bir tebessümle bir merhaba çokmu zor?Değil aslında zorlaştıran biziz.
-
İsrail, bir askeri için Gazze’yi ateşe verdi!
Bir asker için gazzeyi ateşe vermek onlar için sorun değil ki,onlar kutsal ırk ya bizde ve diğer tüm milletlerde onlara hizmet için yaradılmışız ya öyle görür kendilerini yahudiler dünya onlar için yaradılmış ve tüm insanlarda onlara hizmet etmek için.Ne diyeyim Allah büyüktür birgün gelir ilahi adalet tecelli eder.
-
Kendini beğenme hastalığı
Evet yanılmıyorsam şeytan en çok kibirlenenleri severmiş, Ne güzel bir nefs örneği bizde onlar gibi olabilsek
-
ALLAH RIZASI İÇİN ORTAK KOŞANLAR
1- "Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin" (İsrâ, 78, 79). kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allâh’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”(Hacc 22/28)
-
Hz. EBÛ BEKR-İ SIDDÎK
Yarabbi bizleride onlarla beraber aynı sancak altında topla zira sen"sevdiklerinizle beraber olacaksınız"diye buyuruyorsun biz onları seviyoruz şüphesiz,sorgusuz,sualsiz tüm benliğimizle seviyoruz.
-
Görmüşlüğünüze ihtiyacım var!
suheda şurada cevap verdi: thor başlık Türkiye - Dünya (Tanıtın - Tanısınlar - Tarihçe - Etkinlikler - Tarihi Yerler)Karadenizi düşün derim kendi memleketim diye demiyorum ama aradığın kriterlere uyuyor,birde tatil için sorsaydın daha kolay yardımcı olurdum ama yaşamın geri kalan kısmını yaşamak istediğin için zor karar olsa gerek.Arsa fiyatlarına gelince yerine göre değişir.
-
...İSLAMİYET KABUK DEĞİŞTİRİYOR...
1400 yıldır neden kuranı kerimi Türkçesinden okumaya çalışmamış insanlar?Bana göre bu taklidi müslümanlıktan başka bişey değil yani bunca yıldır sadece duyduklarıyla yetinip onlardan öncekiler ne yapmışşa aynını yapmışlar,oysaki dini okuyup araştırıp konunun uzmanları ağzından ayet yorumlarına bakıp İslam dinin bize öğretmeye çalıştığı şeyleri pekala öğrenebiliriz fakat her nedense insanlar işin kolayına kaçıp sadece duyduğuna inanmakla yetiniyor gerçi ben bu şekilde ki insanları yargılamıyorum neticede önemli olan inanmak ve inandığını doğrular çercevesinde uygulamak. Soruna gelince İslam dini 1400 yıldır zaten her türlü saldıraya karşı ayakta duran bir din gerek kendi içinden gerek dışardan en çok yıpratılmaya çalışan dinde islamiyet şimdiye kadar hiç birşey olmadığına göre şimden sonrada olmayacaktır Allah mutlaka nurunu tamamlayacaktır,kim engelleyecek bunu yada engelleyebilir?kimin gücü Allah'a yeter hiç kimsenin.Dikkat edin bakın ateistler bile diğer dinlerden ziyade İslam dini ile uğraşır neden çünkü çok güçlü kalıplar içerisinde olan İslam dini din düşmanları için büyük tehlike olarak görülür ve bu büyüklük onları ürküttüğünden yahudisi,hristiyanı,ateisti,vs.vs. hepsi topyekün İslam dini ile uğraşır bunlara örenk olarak sadece dünyada ki şuan mevcut bulunan savaş ve katliamlara bakmanız yeterlidir. Neticede İslam dininin hiç bir şekilde değişime yada yeniden yapılanmasına ihtiyaç yoktur zira İslamiyet tüm zamanlara hitab eden yüce bir dindir Müslümanlığı yaşamak hiç bir dönem hayatın süregelmesine engel değildir hayatta ki amaçlarınızı gerçekleştirmeye çalışırken dini motiflere uyarak yapmaya çalışsaydık emin olun yaşam daha bir kolay ve daha bir güzel olurdu sanırım en büyük hatamız bu,tevekkülsüz ve şükürsüz yaşamak.
-
kaçan bu gollere inanamayacaksınız
- ...İSLAMİYET KABUK DEĞİŞTİRİYOR...
Güzel başlık kabuk değiştiren islam dini değil yalnız sadece dini kendi yaşantısına uydurmaya çalışan insanlar kabuk değiştiriyor,din tüm zamanlara hitap eden evrensel bir doğrudur fakat günümüz insanları sizinde belirttiğiniz gibi kendileri dine uymaktansa dini kendi yaşantılarına uydurmaya çalışıyorlar,peki bu doğrumu?bana göre değil neden?ben dinde taviz kelimesine şiddetle karşıyım dinde taviz olmaz kurallar neyse ona uyulur kendimize göre kural koyamayız. Ama en önemlisi söylediğiniz gibi modernleşme dediğimiz rezalet içerisine diğer tüm değerlerle birlikte dinimizinde dejenere edilmeye çalışıldığı açık bir gerçek,ayrıca ahlakın en güzelini islamiyet zaten Hz.Peygamberle birlikte insanlara tebliğ etmiştir,iyi insan olmak müslüman olmanın yerinemi geçiyor bu yanlış iyi insanla müslümanlığı nasıl birbirinden ayırabiliriz ki Efendimiz hadisi şerifinde buyurduğu gibi "sizin en hayırlı olanınız güzel ahlaklı olanınızdır" demekki müslümanlığın en önemli şartlarından biri zaten güzel ahlaklı olmaktır. İnanmak sadece bir yaratıcın varlığına inanmak yetiyormu?hayır tabiki ilk önce inanıcağız sonra inandığımız yaratıcının tüm kurallarına uymakla yükümlüyüz"sana inanıyorum ama bana yapmamı söylediğin hiç birşeyi yapamam"nasıl bir inanç mantığı olabilir ki??hukukun tüm kurallarını kabul edip sonra hiç birine uymadan yaşamak gibi birşey olsa gerek bu ne tezad ne tuhaf bir çelişki. Ne mutlu mantığıyla inancını birleştirip yaşayan insana ne mutlu kalbiyle ve beyniyle inanıp bunları uygulayan insana- BİR ATEİST'İN PSİKOLOJİSİ..
Müsadenizle yorum yapmak istiyorum. sayın yamyam ahlaki değerler her insanın bakış açısına göre değişir ama genelinde dini inançların getirdiği ahlakı değerleri hedef alırız kendimize,bizden biri suç işleyeceği zaman yada sizin tabirinizle ahlaksızlık yapacağı zaman Allah'tan korkar zira biz Allah'ın herşeyi görüp işittiğine inanırız,sizde ki değerlere lafım yok tabiki her insanın vicdanı var,ama örnek verirken bile hala benim en kutsal saydığım değerlere laf atmanız nasıl bir ahlak anlayışıdır anlayamadım??? Siz ahlak dersi verirken karşınızda ki insanın değerlerine küfrederek bunu yapamazsınız benim dini inançlarımı hedef göstererek ahlak dersi vermeye kalkamazsınız.... Sizin beğenmediğiniz çöl kanunları bizim hayat felsefemizdir her ne olursa olsun herne hüküm içeriyorsa içersin kabulumuzdur sizinde yorum yaparken bunlara verdiğimiz değerleri göz önüne alarak yorum yapmanızı istiyorum sizde bilirsiniz ki saygı tek taraflı olmaz.- bakarmısın şuna yaa
http://www.sendeyolla.com/medyadetay.aspx?...id=12&tid=3- Avatar nasıl olmalı
Ben bu konuda sınıftamı kaldım acaba Şayet öyleyse lütfen söyleyin arkadaşlar hemen avatar imza değiştiririm.- uNuTmAdIk SeNi DİDOU NANA
Kazım geç bulup erken yitirdiğimiz güzel insan güzel ses; Gülbeyaz dizisinde ilk dinlemiştim Kazım'ı o günden beri hastası olmuştum nerde ne kadar şarkısı varsa yüklemiştim pc ye öldüğünde arkadaşlar"sürekli dinliyordun artık hiç kapatmazsın"demişlerdi ne çok ağlamıştım hemen kapı önünden geçen cenaze konvoyunu izlerken. Bir sanatçıyı siyasi bir kalıba sokupta değerlendirmedim hiç bir zaman,bu benden,bu benden değil mantığıyla yorumlamadım insanları ben onun o ağlamaklı sesini sevdim yüreğiyle söylediği türkilerini sevdim,insanlığını sevdim varlığından haberi olmayıp ölümünden istifade etmeye çalışanlara çok şaşırdım.Bir sanatçı herşeyden önce sanatçıdır selam olsun insanları bu şekilde değerlendiren tüm insanlara. Seni sevgiyle ve rahmetle anıyorum Kazım Koyuncu.- YENİ BİR KOMPLO
BİR KEZ YÜZÜNÜ GÖREN ÖMRÜNCE UNUTMAYA...’ Lutfi Ayhan Peygamberimizle ( S.A.V) ilgili yazı yazmaktan hep çekindim hep utandım. Fakat çokta yazmak istiyordum. En son dün bir Acem şairinin bir mısrasını görünce kendimde cesaret buldum ve birkaç satır yazmaya karar verdim. O büyük şair şöyle diyor; ‘ Ey Nebi ! bu mısraları seni övmek için değil , bilakis şiirimin senin isminle şeref ve güzellik kazanması için yazıyorum...’ Ben de bu yazıyı aynen bu düşüncelerle kaleme alıyorum. Yoksa o yüceliği , o güzelliği anlatmak kimin haddine. Onu öven zaten övmüş. Süleyman Çelebinin deyimiyle O ; ’ ( yerlerin ve göklerin, zamanın ve mekanın sahibi Allah) ‘ Bile yazmış adı ile adını...’ Peygamberin güzelliğini ve yüceliğini gönlü açık, kalp gözü gören Yunus gibi, Mevlana gibi , Bestami gibi erenlerin şairlerin mısralarından, sözlerinden ve davranışlarından giderek çözmek daha kolay. Onların söylediği sözleri söylemek için mutlaka büyük bir sevgiyi ve muhteşem bir güzelliği yakalamak gerekir. Geçenlerde Ahmet Özhan Televizyonda Manevi sevgiden, Platonik aşktan bahsederken şöyle diyordu; ‘Ben inanıyorum ki Yunus Üstadımız, Mevlana pirimiz bu güzel ve erişilmez mısraları bizim göremediğimiz ve onların da gördükleri zaman hayretler içinde kalarak saatlerce kendilerinden geçmiş bir halde seyrettikleri manevi bir sahnenin ışıklarının tesiri ile yazıyorlardır. Bizim gibi şairliğe özenenler bilirler ki bu çok doğru bir söz. Çünkü ben şahsen büyük bir üzüntü, büyük bir sevinç, muhteşem bir güzellik , hoş bir manzara gördüğüm zaman ki yazdığım mısralar çok daha etkili çok daha güzeldir. Böyle olmasına rağmen bizim şiirler o büyük üstatların satırları yanında ‘mani’ gibi kalıyorlar. Meselâ, benim en çok sevdiğim şiirimin en güzel şu iki mısrası böyle bir anda yazılmıştı. Fakat o büyük gönlü, o göz kamaştıran güzelliği görenlerin mısralarının yanında bu mısralar güneş yanında parlayan bir yıldız gibi sönük kalmıyor mu? ‘...Bir bebek kundağıdır gözümde taze mezar Kara toprak annedir beni sallar dizinde...’ veya; ‘ Yâkup özlemlerime âteşi Nemrut düştü Tutuştu Gök Kuşağım rengim siyahi düştü...’ Diyeceğim şu ki her gönül eri, her büyük şair ancak kendi gördüğü ve hissettiği güzelliğin mesabesince güzel söz söyler ve hayat sürer. Bizler bu sevgi dağına tırmanamadığımızdan, o sevgi ummanına dalamadığımızdan, Peygamberin güzelliğini ve yüceliğini Onu gören ve onun sevgisine meftun olanların yazdıkları ve anlattıkları ile beyan etmeye çalışacağım. Yunusun deyimi ile on sekiz bin âlemin Mustafası olan Peygamberimiz, Hz. Âişenin söylemi ile ‘YÜRÜYEN KURAN’ idi. Allah’ın nasıl bir insan, nasıl bir kul, nasıl bir eş, nasıl bir baba, nasıl bir dede, nasıl bir devlet başkanı... görmek istediğini merak edenler Peygamberimizin hayatını incelesinler. O bu fani dünyanın da Âhiret’ in de gerçek hakkını veren bir hayat sürmüş ve bizlere bu konuda ebedi bir rehber olmuştur. O öyle bir eş idi ki; eşlerine bir kez vurmamış bir kez kötü bir söz söylememiş. Hiç birine bir tek emir vermemiş, Dünyalık bir iş için kimseye sinirlenmemiş. O öyle bir Cömertti ki; ‘Ne kadar güzel bir sürün var ey Muhammet!’ diyen bir kişiye :’ Senin olsun istermi sin ?’ diyerek bağışlayıvermiş ve bu cömertliği ile bir gönlü Cennetlik yapmış. Çünkü bu davranış karşısında şaşıran inançsız kişi insanlara koşarak :’Vallahi Muhammet fakirlikten korkmayacak kadar cömert . Bu derece cömertlik ancak bir peygamberde olur’ diyerek ihtida etmişti. O öyle bir baba idi ki; Sevgili kızı Hz Fatıma’ yı evlendikten sonra bile ışığını sabahları yanar gördüğü halde ;Kızım Namaza kalk’ diye her gün uyarır ve onun Cenneti kazanmasını o kadar arzu ederdi. O öyle bir devlet başkanı idi ki; her yükün en ağırını kendi çeker nimette en son, külfette en önde gelirdi. Mekke’den Medine’ye hicret eden en son o olmuştu. Adaleti fakir zengin güçlü fakir ayırt etmeksizin en güzel şekilde o uygulamıştı. O öyle bir Peygamberdi ki; bırakın diğer peygamberleri, Cebrail in bile durup ; ‘Ya Muhammet bundan sonrası bana da yasak bundan sonra sen yalnız gideceksin’ diyerek terk ettikten sonra SİDRE-İ MÜNTEHAYA varan tek Resül oldu. O öyle bir dost idi ki; Üzüm salkımını yemeye en altta ki küçük tanelerden başlar, bunu görüpte sebebini soran sahabeye ; ‘ Üzümün tatlı taneleri üsttekilerdir. Belki ben oraya varana kadar bir dostum gelirde onları ona ikram ederim’ diyecek kadar samimi ve dostluğa değer veren bir yüce gönüle sahipti. ‘Yerlerde ve gökler de övülen’ anlamına gelen ‘Muhammed’ ismini taşıyan peygamberimiz’ e o kadar güzel övücü sözler söylenmiştir ki bunlar ciltlere sığmaz Bunlardan Yunustan seçtiğim birkaç mısra ile yazıma son veriyorum. ‘Canım kurban olsun senin yoluna / adı güzel kendi güzel Muhammet Şefaat eyle sen kemter kuluna / adı güzel kendi güzel Muhammet...’ Bir kez yüzünü gören ömrünce unutmaya Tesbihi sen olasın ol ayruk din tutmaya.... Sekiz Uçmak hurisi bezenip gelir ise Senin sevginden gayri gönlüm kabul etmeye Ben seni sevdiğime Bahai derler ise İki Cihan mülkünü verip baha bitmeye... Bu şiiri Semih Sergenin Yunus Emre atlı şiir kasetinden düşlerinizin alabora olduğu bir anda sessiz bir ortamda (bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten sonra ) birkaç kez üst üste dinleyin. Eğer gönül kapılarınızda bir gıcırtı, bir açılma emmaresi yoksa derhal bir gönül doktoruna başvurun. Alıntı Şehadet ederim ki Allah Birdir ve ondan başka İlah yoktur İnşallah onun kuluyuz. Ve ben yine şehadet ederim ki Hz.Muhammed Mustafa onun kulu ve Resuludur. İnşallah onun ümmetiyiz.- HZ.MUHAMMED MUSTAFA
Bazı işler, hukuki olur ama ahlaki olmayabilir. Mahallesinde açlıktan hastalanan insana yardım etmeyen kişi, hukuka uygun hareket etmiştir ama ahlaka uygun hareket etmemiştir. Ahlak, kelimesi ile Rabbimizin güzel isimlerinden biri olan “Hâlik” kelimesi aynı kökten gelir. Gerçek ahlak, halikın kurallarına uymaktır. “Ahlakı Kur’an olan” sevgili peygamberimiz, bütün davranışlarını hem ilahi hukuka göre ayarlamış hem de hukukun ahlaki uygulanışını göstermiş. Bir bedevinin çadırında bağlı duran dişi ceylanın, süt kuzusu yavrularından ayrı duruşunu gören sevgili peygamberimiz, o dişi ceylanın bağını çözer ve yavrularını emzirdikten sonra dönmesini ister. Bir müddet sonra ceylan memeleri boşalmış olarak geri döner ve sevgili peygamberimiz ceylanı tekrar bağlar. Bedevi gelince ceylanı satmasını veya bağışlamasını söyler. Bedevi de ceylanı, Efendimize bağışlar. Sevgili peygamberimiz de ceylanı serbest bırakır.(Beyheki, Delail 6/34, Ebu Nüaym, Delâil hadis No: 273, Zehebi, Tarih-ül İslâm M. Can tercemesi 2/29) 1400 yıl önce sevgili peygamberimiz böyle davranırken, 2000’li yıllarda ayı oynatıcısının evini satarak aldığı ayısının elinden zorla alınarak ayısının ormana salındığını hepimiz gördük. O peygamberdi diyerek işin içinden çıkamayız. Biz de onun yolunda olmak zorundayız. Rivayet olunduğuna göre, Hz. Osman döneminde kuyu sahibi bir Yahudi, kuyunun suyunu çok pahalıya satar ve Müslümanları zor duruma düşürürmüş. Durum Hz. Osman’a bildirilmiş. Hz. Osman danışmanlarıyla görüşmüş, bir kısmı amme menfaati gerekçesiyle istimlak edilmesini teklif ederken bir kısmı da tapunun delinmemesini, özel mülkiyet haklarına sahip çıkılması gerektiğini söylemişler ve Hz. Ömer’in, Medine’deki Mescidi Nebevi’yi genişletme çalışmasında Hz. Abdullah b. Abbas’ın evini zorla istimlak edemediğini, Abdullah’ın, özel mülkün zorla bu istimlak edilemeyeceğini Hz. Ömer’e anlattıktan sonra parasız olarak bağışladığını hatırlatırlar. Bunun üzerine Hz. Osman istimlakten vazgeçer ve Yahudi’nin, o kuyudan günlük ne kazandığını tesbit ettirir. Senelik gelirini öğrenir ve Yahudi’ye ortaklık teklif eder. Kuyunun bir gün kendisi, öbür gün Yahudi çalıştırmak üzere, Yahudi’nin reddedemeyeceği bir parayı ortaklık payı olarak teklif eder. Yahudi bir hesap yapar bu ortaklık daha kârlı. Hem birkaç senede alacağı parayı peşin almış, hem de senenin yarısında su satmaya yine devam etmiş olacak. Ortak işletmeye başladıklarında Hz. Osman, kendi sırası geldiği gün parasız olarak suyu dağıtıyor. İnsanlar iki günlük suyunu onun sırasında alıyorlar, Yahudi’nin sırası geldiği gün, kimse su almaya gelmiyor. Hatta Yahudiler bile Hz. Osman’ın nöbetinde sularını parasız temin ediyorlar. Derken bir gün Yahudi, Hz. Osman’a gelerek diğer yarım hisseyi de satın almasını ister. Hz. Osman yine rayiç değer üzerinden Yahudi’nin hissesini de satın alır. Demek ki, hukuk çiğnenmeden, Yahudi de olsa kişilerin zor durumundan yararlanmadan, özel mülkiyete tecavüz edilmeden, amme menfaatı/toplum çıkarları da korunarak iyi sonuç alınabiliyormuş. Bütün mesele, zorbalık psikopatlığından kurtulmaya çalışma azmini göstermemekten kaynaklanıyor. Çözüm için, kafayı bedenden daha fazla yormak gerekiyor. Mahmut Toptaş/milli gazete- korku başlığı neden var
Açıkcası ben çokta karşı değilim bu başlığa fakat açılan topicleri görünce bende sıkılmaya başladım zaten bir çoğunada bakamıyorum ama nedeni korkmam değil,zaten bir çoğunun korkuyla uzaktan yada yakından ilgisi yok mide bulandıran şeyler başlığa bakıp sonra yorumları okuyorum en son içeriğine bakmaya bu şekilde karar veriyorum. İşkence resimleri ve klipleri korku hissi uyandırmaz insanda tiksinti verir,sonuçta kalsın başlık derim ama aşırıya kaçan bazıları denetimten geçmeli diye düşünüyorum. Ayrıca beğenmezsin okumazsın mantığınıda hoş karşılamıyorum burda yanyınladığımız her yazıyı,resmi,klibi insanlarla paylaşmak için yayınlıyoruz.- bendende bir soruu
Tabiki boşverdim yürek arkadaşım söyleyeceğimi söyledim zaten,iki kere tekrar etmem benim anlatamadığımdan değil karşımdakinin anlayamamasındadır,zira görünen köy kılavuz istemez.. Önce kırk fırın ekmek yede öyle gel sen daha neyi eleştirdiğin farkında bile değilsinki neyi savunacaksın. Le hevlee çoluk çocukla uğraşıyoruz burda- YENİ BİR KOMPLO
Sadece hadisleri,sunneti,kısacası peygamberi inkar etmekle yetinmeyip namazı,haccı,kurbanı,vs.vs dinin neredeyse farz olan tüm ibadetlerinide inkar ediyorlar üstelik bu inkarı yaparken akıl almaz tuhaf benzetmeler ve çirkin yakıştırmalar yapıyorlar hepsinden ilginci bunları yapan arkadaşların ben müslümanım demeleri.Müslüman olmak demek müslümanlığın tüm şartlarınıda kabul etmek demektir. Ben kendimce vahabi yada selef midirler diye çok düşündüm ama dikkat ediyorum okuduğum hiç bir kaynakta bu çeşit bir tanımlama yok"nesin sen?diye sorulduğunda"ben müslümanım"cevabını almak hepsinden tuhaf bir çelişki, dine akılları sıra yeni bir boyut yeni bir tanımlama getirme derdi olan bu kişilerin neden asıl amaçlarını ve hangi düşünceye hizmet ettiklerini itiraf edemedikleride ister istemez akıllara soru işareti düşürüyor.. Bütün hayatlarını islamı en ince noktasına kadar araştırmaya adamış tüm tefsircileri,muhaddisleri elin tersiyle itip onların tüm söyledikleri yanlış deyip işte size asıl doğrular diye dayatılması ve kendi bildiklerini ki neyi ne kadar bildikleride şüpheli ya bence hasta bir ruh halinin göstergesinden başka bişey değil. Bu yüzdendir ki bende kralx arkadaşımızın dediği gibi ki biz bunu daha öncede konuşmuştuk kendi aramızda bu arkadaşların yazılarını dikkate almayıp cevap vermeyip onlara söz hakkı doğmamasından tarafım. Ne ateist ne teist nede deist kavramına ters düşen bu arkadaşları en iyisimi kendi haline bırakıp onlara bol şans dilemek.- bu isim senin neyin oluyor?...
elmas yengem mahmut- Allah kulundan ne bekler?
Yürek arkadaşım saol çok güzel bir yazı- Cevamiul kelim'den inciler...
Müminin hali ne güzeldir; eğer bir nimete mazhar olsa şükreder, sevab kazanır. Bir musibete uğrasa, sabreder yine sevab kazanır" hadisi şerif "Din, güzel ahlaktır" hadisi şerif "Allah sizin şekillerinize ve suretlerinize bakmaz. O, ancak sizin kalplerinize ve yaptığınız işlere bakar" hadisi şerif- Çağrışım
- Üsteki üyeden ne olmaz ?
yahni hiç olmaz mesela - ...İSLAMİYET KABUK DEĞİŞTİRİYOR...
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.