suheda tarafından postalanan herşey
-
EN MUHTEŞEM HİTABET ÖRNEĞİ
Köleliğin Tarihçesi: Köleliğin tarihi çok eski zamanlara dayanmaktadır. “İnsanlık kadar eskidir” dense yeridir. Zira dinî metinlere göre kölelik uygulaması tarih öncesi zamanlara kadar gitmektedir. Dinî metinlerin dışında, karanlık döneme ait ne bilgi ne de efsane olmadığı için, bu konuda başvurulacak yegâne kaynak dinî metinler olmaktadır. Müslümanlık ve kölelik: İslâm’ın ortaya çıktığı dönemde, Arap Yarımadası’nda ve Hicaz yöresinde kölelik oldukça yaygındı. Kölelerin çoğunluğunu, Afrikalı siyahîler teşkil etmekte idi. Nitekim Peygamber’in müezzini Bilâl-ı Habeşî de bunlardan biriydi. Kaynağı tam olarak bilinmemekle birlikte bu köleler, Eski Yunan ve Roma’daki köleler gibi, ya ele geçirenler tarafından satılmış ve el değiştire değiştire Mekke’ye kadar getirilmiş esirler veya kıtlıklar yüzünden aileleri tarafından satılmış çocuklardı. Diğer taraftan, Arap Yarımadası’na başka beldelerden getirilen köleler de vardı. Meselâ; İkrime b. Ebî Cehl’in kölesi ile Ezrak b. Ukbe es-Sekafi ve Suheyb-i Rûmî, Rum kökenli kölelerdi. Ancak Suheyb, kendisinin aslen Arap olduğunu ve bir savaş sonucu Rumlara esir düştüğünü söylemiştir. Selmân-ı Fârisî İranlı idi. Kaçırılarak Yahudilere satılmış, Müslüman olmak için Medine’ye kadar gelmişti. Peygamber hürriyetine kavuşması için Selmân’a para yardımında bulunmuştur. Peygamber’in sonraları azat edip, evlatlık edindiği Zeyd b. Hârise ise Arap kölelerden idi. İşte Kur’an böyle bir zamanda ve ortamda indi ve böyle bir karanlığı aydınlattı. Kölelikle ilgili ilk ayet, peygamberimiz henüz Mekke’de iken inen Beled suresinin içinde yer aldı ve mümin-kâfir ayrımı yapmadan, köleleri özgürlüğe kavuşturmayı, cennete girebilmenin yollarından biri saydı. Böylece de herkesi buna özendirdi: Beled; 11-13: Fakat o, Akabe’ye (o sarp yokuşa) saldırmadı. Ve Akabe’nin (o sarp yokuşun) ne olduğunu sana ne bildirdi? Köle azat etmektir, Bakara; 177: Yüzlerinizi doğuya ya da batıya çevirmeniz “birr” değildir. Ama “birr”, Allah’a, “ahir güne / son gün”e, meleklere, Kitap’a, peygamberlere inanmak; sahip olduklarından akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolcuya ve dilenenlere ve boyundurukları çözmeye (hürriyeti olmayanların hürriyetlerine kavuşmaları için), Allah sevgisi için vermek ve namazı kılmak, zekâtı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte içtenlikli olanlar bunlardır. İşte bunlar takvalıların ta kendisidir. Ayrıca Kur’an, henüz hürriyetlerine kavuşmamış, köle olarak yaşayanlara da hürlere yakın bir statü vererek onlara iyi davranılmasını hükme bağlamış, böylece onların hürriyetlerine kavuşuncaya kadar iyi şartlarda yaşamalarını sağlamıştır: Nisa; 36: Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve de anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sağ ellerinizin sahip olduklarına (sahip olduğunuz kölelere) iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez. Bakara; 221: Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye kesinlikle ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve ayetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar öğüt alırlar. Nisa; 25: Ve sizden her kim hür mümin kadınları nikâh edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikâhlamak var. ……. ???Bu ayeti en iyi şekilde uygulan peygamberimizin, “kölelere, “oğlum, kızım” deyin. Sakın onlara kaba davranmayın” öğüdü de dikkat çekicidir. Kur’an, peygamberimiz Medine’de iken 3. sırada inen Âl-i Imran suresinde de köle edinmeyi, peygamberimize ve sıradan tüm insanlara (sadece Müslümanlara değil, tüm beşere) yasaklamıştır: Âl-i Imran; 79: Allah’ın kendisine kitap, hüküm (yasamayı yürütmek) ve peygamberlik verdiği hiçbir beşer için (İnsanlardan hiçbir kimse için), insanlara: “Allah’ın astlarından bana kul / köle olun.” demek yakışmaz. Fakat: “Öğrettiğiniz ve ders aldığınız (okuduğunuz) kitap gereğince Rabb’e içtenlikli kullar olunuz” (demesi yaraşır). Dikkat edilirse ayette HİÇ BİR BEŞERİN, bu kendisine kitap, yasa ve peygamberlik verilmiş birisi de olsa, kesinlikle kimseye “BANA KUL-KÖLE OL!” deyemeyeceği bildirilmiştir. Yani HİÇ KİMSE, köleliğin lâfını bile edemeyeceğine göre, bunu kesinlikle pratik hayatta da UYGULAYAMAZ. Bu konuda, kendisine bir çok ayrıcalık tanınmış olan peygamber bile böyle bir uygulama yapamazsa, sıradan insanlar nasıl köle edinebilir!!! Mesajı genel ve evrensel olan bu ayet, bulunduğu pasaj içerisinde ehli kitabın sapıklıklarını yeren ayetlerden birisidir. Bu sebeple Müslümanlar genellikle burada “peygamberlik verilmiş bir kişi de olsa” tabirinden İsa peygamberi anlarlar ve olayı kendilerine hiç yaklaştırmazlar. Daha sonra Kur’an, Müslümanların ve Müslüman olmayanların elinde bulunan kölelerin özgürlüğe kavuşturulması ve köleliğin insanlık tarihinden tasfiyesi için, kefaret borçlarına karşı köle azat etmeyi yasalaştırmıştır: 1) Hataen öldürmede köle azat etme: Nisa; 92: Ve hata dışında bir mümin, diğer bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini hataen öldürürse, mümin bir köleyi özgürlüğe kavuşturmalı ve ölenin ailesine (vârislerine) teslim edilecek bir diyet vermelidir. -Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır.- Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin (mümin-kâfir ayırımı yapmadan ) bir köleyi özgür bırakması gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tövbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (yasa koyandır). 2) Yemin bozmada köle azatetme: Maide; 89: Allah sizi, yeminlerinizdeki boş şeyler ile muaheze etmez (sorumlu tutmaz, hesaba çekmez). Fakat yeminleri bağladığınızla (bile bile ettiğiniz yeminlerle muaheze eder (sorumlu tutar, hesaba çeker). Bu nedenle onun (bozulan yeminin) keffareti (cezası), ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köleyi hürriyete kavuşturmaktır. Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktır. İşte bu, yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezasıdır. Yeminlerinizi koruyun. İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz. 3) Zıhar hâlinde köle azat etme: Mücadele; 3: Ve kadınlardan “zıhar” ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, birbiriyle temastan (ilişkiden) evvel bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. İşte siz bununla öğütleniyorsunuz (size öğütlenen, yapmanız gereken işte budur). Allah, yaptıklarınızdan çok iyi haberi olandır. 4) Yetimlere bakmakla yükümlü kadınlarla evlenme kampanyasında kampanyaya katılmayan kimselerin cariyeleriyle evlenmeleri ve böylece cariyelerin özgürleştirilmesi: Nisa; 3: Ve eğer ki yetimleriniz konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korktuysanız; o takdirde sizin için hoş (helal, uygun) olan, yetimlerin kadınlarından ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâhlayın. Şayet o takdirde de adaleti gözetemeyeceğinizden korktuysanız, bir tanesini nikâhlayın. Ya da sahibi bulunduğunuz cariyenizi nikâhlayın. Bu haksızlığa sapmamanız için en uygunudur. 5) Kölelerin kurtarılmalıklarının devlet bütçesinden karşılanması ve bu suretle kölelerin özgürleştirilmesi: Tövbe; 60: Kesinlikle, Allah tarafından bir fariza (taksim / zorunlu görev) olarak; sadakalar (kamunun gelirleri) ancak, fakirler, miskinler (yoksullar, işsizler) o iş üzerine çalışan görevliler (kamu görevlileri), müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm’a ısındırılacaklar), boyunduruktakiler (özgürlüğü olmayan köleler), ağır borç altındakiler, Allah yolundakiler (askerler, öğrenci ve öğretmenler), yolda kalmışlar içindir. Allah her şeyi en iyi bilendir ve yasa koyandır sahibidir. Bu maddelerin dışında insan hakları, Akrabalık hakları çerçevesinde “Mükatebe (Sözleşme)” yoluyla azad, mecburi azad, kanuni azad, ölüme bağlı azad, doğuma bağlı azad gibi yollarla da toplumda kölenin kalmaması yolunda ilkeler oluşturmuştur. İslâm dini köleliği kesin olarak yasaklamıştır. Yüce Allah’ın talimatı gereği Müslüman olan veya olmayan hiç kimse, yol ve yöntemi ne olursa olsun köle edinemez.. Rabbimizin kölelikle ilgili emri budur. Ama fıkıh kitaplarında gördüğümüze göre; “İslâm dini, savaş esirlerinin dışında köle edinmeyi yasaklamıştır. İslâm’da köleliğin tek kaynağı savaştır.” fetvası ortaya çıkarılmakta ve esirlerin köleleştirilmesi, öldürülmelerinin, hayatlarının alternatifi olarak kabul edilmektedir. Yani, savaş esirlerinin köleleştirilmesine izin vererek İslâm’ın, hayatı ölüme tercih ettiği ileri sürülmektedir. Allah’a rağmen, devletin bir kimseye, öldürme, serbest bırakma veya köleleştirme yetkisi veren bu fetvalara gerekçe olarak ise; tek taraflı olarak Müslümanların esirlerini köleleştirmeyip serbest bırakmaları hâlinde, kuvvetler arasındaki dengenin bozulacağı gösterilmiştir. Serbest bırakılan esirin Müslümanların alicenaplığı karşısında takınacağı olumlu tavır ise hiç dikkate alınmamıştır. Bu fetvaların ana malzemesi her zamanki gibi rivayetler olmakla birlikte, bir de ek olarak her sözcüğü gayet net olan bir muhkem ayet, bu malzemelere eklenmek istenmektedir. Konuya malzeme yapılmak istenen ayet şudur: Muhammed; 4: Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun (onları öldürün). Sonra onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayın (cephe gerisindekileri esir alın). Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya KARŞILIKSIZ OLARAK, ya da fidye ile salıverin. İşte! (Allah’ın emri budur.) Eğer Allah dileseydi onlardan elbette intikam alırdı (onları cezalandırıp adaleti sağlardı). Fakat (böyle olması) sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz. Görüldüğü üzere bu ayette esirlerin öldürülmesi diye bir hüküm söz konusu değildir. Bazıları, ayetteki “mennen (karşılıksız olarak)” ifadesini değişik yorumlara tabi tutmuş ve bu “karşılıksız serbest bırakma” ilkesini; - esaret müddetince esire iyi davranılması, - öldürme veya müebbet hapse mahkûm etme yerine onu köle yaparak Müslümanların hizmetine verme, - cizye alarak (senelik devlet vergisi koyarak) İslâm devletinin vatandaşı (zımmi) yapılması, - karşılık alınmadan serbest bırakılması, olarak açıklamıştır. Ayette geçen “Fidye karşılığı salıverme” ilkesi de yine bu kimselerce; - bir takım özel hizmetler yaptırdıktan sonra serbest bırakma, - maddî karşılık alarak serbest bırakma, - düşman eline düşmüş Müslümanlarla takas etme, olarak açıklanmıştır. Her akıllı insan bilir ki, yukarıda gösterdiğimiz dört madden ilk üçünü, “menn (karşılıksız olarak)” ile açıklamak ve bundan “Öldürme veya müebbet hapse mahkûm etme yerine onu köle yaparak Müslümanların hizmetine verme” anlamı çıkarmak mümkün değildir. Savaş hukuku ile ayrıntılı açıklamalar Tövbe, Enfal ve Muhammed suresinde mevcuttur. İnşallah savaş hukuku konusuna ve bu ayetin kimler tarafından ve nasıl çarpıtıldığına orada değineceğiz. Görüldüğü gibi İslâm, köleliği tüm insanlık için uygun bulmamış, gerek kendi içlerindeki, gerekse dünyanın her tarafındaki kölelerin özgürleştirilme işini, karşılığında cennet vadederek Müslümanlara görev olarak vermiş ve bunu değişik yollarla, hatta devlet bütçesinden ayrılacak parayla bile yapılmasını emretmiştir. alıntı iştekuran
-
HRİSTİYANLARIN RUHANİ LİDERİ, İSLAM PEYGAMBERİNE NEDEN SALDIRDI... ("Muhammed'in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler ge)
Hayır hayır sevgili politika söylediklerinden dolayı üzgün olduğunu açıklamadı kendisine karşı yapılan protestolardan dolayı üzgün olduğunu açıkladı özür falanda dilemedi takip ettim hatta akşam ki haber bülteninde özür dilemediği halde Türkiye gezisini iptal etmedi gelecek deniliyordu.. Sizinle aynı fikirdeyim bence gezisi iptal edilmeli tepkimizi bu yönde göstermeliyiz.
-
Allah varsa nerdedir?
Senin derdin ne?Neyi savunuyorsun arkadaşın yukarda yazmış olduğu fıkrayımı savunuyorsun ne anlatmaya çalışıyorsun? Aramızdaki farkı söyliyeyimmi?Ben fikirleri tartışırım sen kişileri insanları tahrik etmekten vazgeç mazlum edebiyatıymış karşılaştır bakalım kendi yazdığın iletilerle benim yazdıklarımı bütün iletilerin kişisel hakaret içeriyor kimsin gerçek nickin ne çünkü kanımca 3 ayrı nickle yazıyorsun?
-
EN MUHTEŞEM HİTABET ÖRNEĞİ
Sayın yamyam peki siz açıklayın o zaman Kölelik ilk nasıl kimlere uygulanmıştır hangi medeniyetler kölelik için bundan 1400 yıl önce ne gibi yaptırımlar yapmışlardır? İslam dini köleliği tavsip etmişmidir?etmişse nasıl desteklemiştir?yoksa ne gibi teşviklerle köleliğe karşı olduğunu beyan etmiştir? Bunları birde sizden okumak istiyorum zahmet olmazsa....
-
BIRAKIN ARTIK MÜSLÜMANLAR İNANCINI YAŞASINLAR....
Neyi tartışıyoruz ki çünkü sırf muhalefet olsun diye yazıyorsun ben ben bizzate sultan santaçılardan örnek veriyorum arkadaş hala bana Osmanlıda yetişmiş sanatçı soruyor demekki yazdıklarımı okumuyor e daha ne için tartışıyoruz size tarihten bazı ufak notlar düşeyimde konu kapansın isterseniz.... TARIHTEN ILGINC NOTLAR 1) 16.yuzyilda Osmanli devleti'nin gelisme yolu uzerinde direnmis ve Turk ordulari ile savasa tutusmus olmasindan dolayi Katolik Avrupa tarafindan kendisine "Hiristiyanligin sovalyesi" unvani verilen Bogdan beyi Buyuk Stefan'in olum dosegin de, evlatlarina gayet ibretli bir sekilde: "Belki de yakinda himayeye muhtac olacaksiniz asla Rus'a yanasmayin. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi Turklere emanet edin. Adil ve merhametlidirler" diyerek nasihat etmistir. 2) Teb'asini "Emanetullah" olarak goren Osmanli Devleti'nde, akil hastalarina bimarhanelerde son derece sefkatle muamele edilip ceviz karyolalarda, ipekli camasir ve carsaflarda yatirilip musIki ile tedavi edildigini, Ayni donemde Avrupa'da ise, akil hastalarinin ruhuna seytan girmis denilerek diri diri yakildigini. Istanbul'daki bimarhaneleri giren Mongeri Pere'nin: "Burasi Avrupa'nin asirlar sonra tahayyul edecegi bir hayal muessesidir dedigini ve Osmanli'nin uyguladigi bu musIki ile tedavi metodunun ABD'de ancak 1956 yilinda uygulamaya gecebildigini, 3)Batida ilac uretmekle ilgili yonetmeliklerin son derece agir olup, bir ilacin piyasaya cikarilmadan once kobaylar uzerinde yeterince deneme yapilmasi gerektigini ve bunun ise uzun ve pahali bir surec oldugunu, Buna care bulan Batili humanistlerin(!), yeni gelistirdikleri denenmemis ilaclari ucuncu dunya ulkelerine pazarlayarak hem para kazanip, hem de milyonlarca gonullu kobay uzerin de ilaclarini denediklerini, Ilac iyi ciktigi takdirde mallarini batida pazarladiklarini, kotu ciktiginda ise foyasi cikana kadar ucuncu dunya ulkelerine satmaya devam ettiklerini. 4)Yavuz Sultan Selim Han'in Ridaniye Savasi'nda, ileri goruslu babasi Sultan II. Bayezid' in icadi olan "ici yivli toplari kullanarak buyuk basarilar elde ettigini, Bugun ise bizlerin hala II. Bayezid'in bu buyuk icadini tarih kitaplarimizda: "Yivli top 1868 de Almanlar tarafindan icad edildi" diye okutma gafletini gostererek ecdadimizin kemiklerini sizlattigimizi, 5)Osmanli'nin son doneminde (1850) Istanbul'da uzun yillar kalmis bir batili tarihci olan M A Ubicini'nin sehirde yasayan degisIk milletlerin karakter yapilarini ogrendikten sonra, hatiralarinda: "Bir kaide olarak, Ermeni ye istedigi paranin yarisini, Ruma ucte birini, Yahudi ye dortte birini veriniz. Fakat bir Musluman'la alisveris ettiginiz zaman istedigi fiyattan emin olunuz ve istedigini veriniz." diye yazdigini biliyor muydunuz.alıntı
-
"BÜTÜN CEMAAT OKULLARI VE KURAN KURSLARI KAPATILSIN!"... (Cumhurbaşkanı Sezer, yeni eğitim yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, tarikat ve cemaatleri)
Yahu bu adam nerede yaşadığını sanıyor burası müslüman bir ülke birilerinin kendisine hatırlatması lazım gerçi o köşkten dışarı çıkıpta etrafına baksa görecekte,halkını bile tanımayan Cumhurbaşkanı bir kere olsun halkın arasına karışmışmı?kendi ülkesinin halkıyla bu kadar tezad düşen başka bir siyasetçi varmıdır merak ediyorum o sevimsiz yüzüyle kalkıp tuhaf tuhaf açıklamalar yapmasının nedeni ne?Bozmuş kafayı dinle inanç özgürlüğü ile adam elinden gelse tüm özgürlükleri alıcak insanların elinden.Önce meclise söz geçirmeyi öğrensin sonra hakla uğraşsın.
-
BUGÜN TÜRKİYENİN UTANÇ GÜNÜ
Cyrano bunu bilerekmi yapıyorsun yoksa bilmedenmi yazıyorsun anlamadım Alparslan Türkeş hepsinin asılması içinmi sürgüne gönderildi yoksa idamlara karşı çıktığı içinmi?Cemal Gürsele silah çekmesinin sebebi idamlar olmasın diye değilmiydi bunları bizzat Türkeş kendi ağzıyla anlatmadımı? Berrin Menderes İsmet İnönün evine sığınmadı yardım etmesi için yalvarmaya gitti ama eli kolu boş döndü tüm yetkilerine rağmen İnönü güya kimseye söz dinletemeyeceğini söylemedimi? Mahir Kaynak Adnan Menderisin idamının arkasında İngilizlerin olduğunu söylemişti bir kitabında çünkü Adnan Menderes ABD işbirlikçisi idi yıllarca İngiltere ile siyasi ilişkilerde olan Türkiye birden yönünü ABD ye çevirince İngilizler bunun faturasını Adnan Mendere çıkarttı. Benimde Mendereste en çok eleştirdiğim yön bu olmuştur ABD nin herhangi bir talebi olmadığı halde sırf ona şirin görünmek için kendi isteğiyle koreye asker gönderen ve orda sayısız askerimizin şehit olmasına,Atatürk tarafından kapatılan mason localarını yeniden hizmete sokması ve dünyada İsraili tanıyan ilk hükümet olması vs.vs.tüm bunların yanında İnönün talimatı ile Türkçe okunmaya başlanan ezanın orjinal haliyle okunmasına izin verdiği için muhafazakar kesimin sempatisini kazanmayıda bilmiştir ama bu tüm yaptığı hataların telafi olması için yeterli değildi tabiri caizse bir tarfatan ABD nin çıkarları için elinden geleni ardına koymadı diğer taraftanda halka şirin göründü fakaattt tüm bunlar idamını gerektirirmiyidi?Tabiki hayır çok acı çok feci bir karardı idam edilmesi hala belgesellerini izlerken içim acır gerçekten Menderesin idamı demokrasiye yapılmış bir darbeydi. Gerçi ne değişti Menderesten sonra hiç birşey herzaman yabancı bir ülkenin desteğiyle başa gelmiş hükümetler tarafından yönetilmedikmi?......Ve döndük dolaştık yine ABD patentli bir hükümet tarafından yönetiliyoruz ne zaman kendi özümüzden tamamen dış güçlerden bağımsız bir yönetim olursa ülkemizde o zaman bizimde ülkemizde gerçekten bağımsızlık gelmiş demektir....
-
Allah varsa nerdedir?
Vaayyy nedense sadece bu gibi durumlarda birden bire ortaya çıkan xmen birkere ben o şiiri cyranoya ithafen yazmadım ki onuda nerden çıkardın ben tarihin uydurmacalarına karşı üstadın bir şiirini ekledim bunuda orda belirttim sizin bu yaptığınız fesadtır ortalık bulandırmaya çalışıp cepheler oluşturmaktır ayrıca sizi ilgilendirmeyen konular hakkında yorum yaparken daha objektif davranmanızı tavsiye ederim ayrıca sizin geçen bir arkadaşa ettiğiniz hakaretlerden sonra hala burda yazabiliyor olmanızda çok ilginç zira o kelimeleri kullan bizlerden herhangi biri olsaydı çoktaaannn ban yemişti....
-
Allah varsa nerdedir?
Espirilerinize ve fıkralarınıza lütfen benim değer yargılarımı katmayın zira o kadar çok eğlenilicek başka konu var ki hepsi tükendide sıra Allah(c.c) lemi geldi yapmayın lütfen defalarca kez rica ettik bunu bumudur insanların düşüncelerine hissiyatına duyulan saygı? Bende sizin insanlarla konuşurken dikkat etmeniz gereken tüm saygı ve sevgi kurallarınızın hiç bir zaman törpülenmemesini dilerim zira çok törpülemekten incelir ve kopar....
-
Allah varsa nerdedir?
Gülün arkadaşlar lütfen gülün arkadaşımız aklı sıra espiri yapmış ayıp olmasın, yazacak birşeyin yoksa yazmayacaksın kardeşim varsa fikrin çıkar belli bir saygı çerçevesinde söylersin yoksa yorum yapmazsın sürekli insanlara bizlerin kutsalına hakaret etmeyin derken anlatmak istediğimiz şey buydu işte.........
-
Her Gün Bir Üye Analizi..
Niye ciddiye aldınki Sedat belli ki aklı sıra espiri yapmaya çalışmış arkadaşımız yada çekememiş bu kadar çok sevilmeni ama ne yalan söyliyeyim bende okuyunca söylenen söze değilde ki zaten inanmadım söyleyen kişinin birden şak diye böyle bir iddayla ortaya atlaması çok ilginç
-
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Sevgili ogretmenim! Bugun cocuklarimizi teslim ediyoruz size ogretmenim... Hayatimizin en degerli varliklarini siz devralacaksiniz. Bir kismi aglayip sizlayacak, bir kismi kursunuzde ziplayacak, biri okuldan kacacak belki, digeri altina kaciracak. Tanidik manzaralar sizin icin... Bundan boyle anne babalarindan cok sizinle olacaklar; işiga koşan pervaneler gibi etrafinizda dolanacak, her sozunuze inanmaya hazir bir sevdalilar ordusu halinde gozunuze bakacaklar. *** Haddim degil size oneride bulunmak; olsa olsa temenniler siralayabilirim: Keşke onlari eglenceli bir partiyle karşilayabilseniz; okulu ilk gunden sevdirebilseniz. Sinifta yerlerini gosterirken iyi bir sira arkadaşinin, hayatlarinda guzel bir kitap kadar ebedi olabilecegini soyleseniz. Korpe beyinlerini luzumsuz bilgiler, basmakalip fikirlerle doldurmak yerine, bilgiye nasil ulaşilacaginin ipuclarini verseniz. Bilgiyi iyi ezberleyenlerin degil, onu suzup analiz edebilenlerin ba$ardigini ilk dersten ogretseniz. Kor inancin, insanoglunun ezeli duşmani oldugunu, yerkureyi itaatin degil sorgulamanin degiştirdigini anlatsaniz. Gucu silahta, cazibeyi markada arayan kuşaklara gercek kudretin bilgide, asil cazibenin bilgede oldugunu belletseniz. Guclu olmanin degil, gucluyken iyi kalmanin zorlugundan soz etseniz. *** Hoşgorun saclarinin, etek boylarinin uzunlugunu, yureklerinin coşkunlugunu... Sevgiden zarar gelmez. Asil şiddete care bulun siz... Ceteleşmenin degil, sevmenin her zorlugu yenebilecegini soyleyin. Ilmin de aşk kadar sonsuz oldugundan bahsedin. Egitimin omur boyu surecegini, ogrendikce cehaletlerini fark edeceklerini, kendini bilmenin, insanligi anlamanin onkoşulu oldugunu belletin. "Her turlu servetin kokeninde alin teri olmasi gerekir. Insani bencillik degil, bonkorluk zenginleştirir" deyin onlara... Bir eser vermenin olumsuzluge eş oldugunu, cehaletin insani karanliga gomdugunu ezberletin. Suruye uyanlarin hicbir iz birakmadan kayboldugunu, tarih yazanlarin farklilar oldugunu soyleyin. Farkliliklarini kabullenin. Icindeki yetenegi dişari vurmasi icin cesaretlendirin onlari... Kanatlarini kirmayin, kanatlandirin. Filmlerden farkli olarak hayatta bazen kotulerin de kazanabilecegini, ama bunun ilelebet suremeyecegini, iyiligin eninde sonunda galip gelecegini anlatin, umutlandirin. Haksizlik kaşisinda boyun egmeyip, tevazu karşisinda egilmelerini tavsiye edin. Kalemin kilictan keskin, sabrin ofkeden baskin oldugunu gosterin. Bagişlamanin kin tutmaktan, paylaşmanin kiskancliktan ustun oldugunu belletin. Hic tanimadiklarinin acisini cekmenin, insani buyuttugunu ogretin. *** Arada kirlara cikarin onlari; doganin kokusunu alsinlar; otlarin cinsini tanisinlar. Uslu arkadaşlarini ornek verip ezmeyin uluorta... Yureklendirin. Korkularini yenmelerine, cesareti ogrenmelerine yardimci olun. Karamsarligin kuyularinda bogulmasinlar. Dayanişmayi ozendirin, yarişma yerine... Dostunu ihbar edeni degil, ele vermeyeni odullendirin. Otekini sevmeyi, hatalari hoşgormeyi, vefayi, esnekligi ogretin. Utopyalarini kaybettiler firtinada; onlara ideallerini geri verin. Zamanin hakemligine guvenmeyi ve sabri telkin edin. *** Ilkin kiymetiniz bilinmeyecek, sozleriniz boşlukta yitecektir belki... Başkalarini aydinlatma ugraşinda kendini tuketen mumlarsiniz siz.. Ama biliriz ki, eriyen her mum, işittiklarinda yaşar. Sizler de o milyonlarca yurekte, ebediyen yaşayacaksiniz, sevgili ogretmenim Can Dündar
-
BUGÜN TÜRKİYENİN UTANÇ GÜNÜ
Siyasi yaptırımlarının bir çoğunu beğenmesemde bencede Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamı Türk siyasi tarihinde ki yapılmış en büyük demokrasi katliamıdır..
-
Her Gün Bir Üye Analizi..
- BIRAKIN ARTIK MÜSLÜMANLAR İNANCINI YAŞASINLAR....
Hala Osmanlının yılkılma sebebini ısrarla gericiliğine bağlayan bir zihniyet bence Osmanlıyı lise döneminde okuduğumuz tarih kitabları ile biliyordur ben ısrarla Osmanlının gerilemesini ve yıkılmasını siyasi nedenlere bağlarken arkadaşın gösterdiği mazaretlere bakın. Matabanın Osmanlıya geç gelemesimi yıkılmasına sebeb olmuştur geldide ne oldu yahudi cemiyeti çalışmalarını daha güzel ve sistemli bir şekilde sürdürmüştür tıpkı o günden bugüne kadar gelen medyamız gibi her dönem yahudiye hizmet.Geçinizz.. Manga carta İngiliz kralının yetkilerini kıstlamak için yazılmış bir kanundur bu kanunun bir kopyası olan tazminat fermanı Osmanlının sonumu olmuştur yoksa ayakta durabilmesi içinmi getirilmiştir oysaki İngiliz kralı ile Osmanlı sarayı yönetimi arasında dağlar kadar fark vardı İngiliz yönetimi tamamen krala dayalı bireysel bir yönetim şekliyidİ Osmanlıda ise Sultan zaten tek başına karar almazdı geçiniz... Buharla işleyen makineler sayesindemi şuanda dünyanın en güçlü ülkesiyiz ana yurdu demirağlarla ördükte ne oldu bu bizi geri kalmışlıktan kurtarabildimi hala az gelişmiş bir ülke değilmiyiz dikkat edin az gelişmiş yani barbar tabirinin kibarcası dünyada sanayide ekonomide her türlü yenilikte bizden çok geri kalmış ülkeler gelişmiş ama biz hala az biraz gelişmiş bir ülkeyiz. Osmanlı hiç bir zaman sanatın gerisinde kalmış bir ülke değildi bizzat sultanların kendileri sanatçıydı zaten bakınız.. Sultan Abdülaziz hem Türk hem Batı müziği bestekárı olmasının yanısıra bir de ressamdı. Hükümdarın bugün Türkiye'de tek bir tablosu bulunmuyor ama onun elinden çıkma 67 adet çizimin yeraldığı bir desen defteri Polonya'da, Krakov Ulusal Müzesi'nde saklanıyor. Sanat, Osmanlı hanedanında bir aile geleneği gibiydi ve birçok padişah sanatın çeşitli dallarında üstadlık derecesine gelmişti. Meselá Kanuni Süleyman kuyumcu, İkinci Abdülhamid büyük bir ince marangoz, İkinci Mahmud zamanının en büyük hattatlarından biri, Üçüncü Selim çok seçkin bir bestekárdı. Bazı padişahlar ise sanatın bir değil, birkaç dalıyla uğraşırlardı. Sultan Abdülaziz bunlardan biriydi ve bestekárlığının yanısıra ressamdı. Hem Türk hem Batı müziğiyle ilgilenmişti ve bu ilgisi her iki musikide de bestekárlık edecek seviyedeydi. Türk Müziği'nin en meşhur oyun havalarından biri Sultan Abdüláziz'in imzasını taşır ve 'Valse Davet' isimli orkestra eseri nadir de konser salonlarında icra edilir alıntı.. Gelelim milliyetçilik olayına.. Osmalıda milliyetçilik akımları Lise düzeyinde eğitim almış her Avrupa vatandaşının bileceği üzere "milliyetçilik" akımları Rusların teşvikiyle öncelikle Balkanlar'da, ardından da "Sömürge İmparatorlukları" olarak tanımlanabilecek İngiltere ve Fransa'nın da etkisiyle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da, genelde Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yürütülen bağımsızlık savaşlarına dönüşmüştür. Birinci Dünya Savaşı'nın çıkış nedeni, yaygın olarak bu ulusçu kabilelerin yeni devletler olarak sahneye çıkması ve sömürenler tarafından paylaşılamaması olarak bilinir. alıntı Çünkü Osmanlı hiç bir zaman tebaası altında ki ülkeleri zorla Türkleştirme yada İslam dinine sokmaya çalışmadı kendi halinde bağımsız bıraktı buda Osmanlının hiç bir zaman sömürgeci bir tutumdan yana olmamasından kaynaklanıyordu... Gördüğünüz gibi öyle sıradan tarih kitapları okumakla tarih öğrenilmiyor Üstadın dediği gibi "inanmıyorum bana öğretilen tarihe"ve dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı öyle sizin dediğiniz gibi eften füften nedenlerle yıkılmadı geçiniz yıllardır beynimize sokulmaya çalışılan tarih anlayışından. Bakın Üstad nasıl anlatıyor bunu Ve Gelir Bu yurda her bela içinden gelir; 'Hep'leri hep, hiçin hiçinden gelir. Gelemez bir ithal malidir akil, Kaf dağından, Cinden, Macinden gelir. Dünküne eş, bu gün küfür yobazı; Bütün derdi festen, lap cinden gelir. 'Allah vardır! ' dersin; sorarlar: Niçin? Sonra tokat, puta 'niçin' den gelir. Benim nur mayama pislik atanlar, Şeytan, senin büyük elcinden gelir! Biricik selamet yolu tarihte, 'Sormayın, görmeyin, geçin! ' den gelir. Genç Osman’ı lif lif yolan o güruh, ****** devşirmenin **********inden gelir. Bir gün bu gidişle çatlarsa yürek, Dile vurdukları perçinden gelir... Necip Fazıl Kısakürek- Kurandaki çelişkiler
Sevgili arkadaşım bu iletinde açıkça kasten yapılan bir hatayı yakalayıp göstermişsin bunu karşındaki insanın anlamaması mümkün değildir eğer anlamıyorsa anlamak istemediğindendir yada kapasitesi almıyordur bu kadar açık,bu insanlara daha ne yapmak lazım ki kasıtlarını görsünler maksat farklı niyet farklı ne söylersek söyleyelim anlamaycaktır hatta dediğin gibi okumayacaktır bile çünkü derdi gerçeği öğrenmek değil bu tip insanlar dine fitne fesad karıştırmak için varlar hep olmuşlardır ama bilmezler ki yapmaya çalıştıkları şey o kadar basit bir eski oyundur ki hiç kimse bu oyuna kanmaz.- Kurandaki çelişkiler
Sevgili Sedat bence bu tip insanları kaale bile almaya değmez pantehaa gayet net ve güzel bir şekilde açıklamış sağolsun ve gereken cevabı kendisine vermiş ama vatandaş okumayıp hala bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar etmekte kararlı ise yapılacak hiç bir şey yoktur sende bilirsin ki sabit fikirler küçük beyinlerde bulunur daha önce yaptığımız gibi yazdıklarını görmeyeceğiz yorumlamayacağız çünkü ciddiye alındığı hissine kapılan arkadaş şımarıp ağzını bozmaya başlıyor ve buna meydan vermemek en güzeli. Sevgilerimle...- SEN HİÇ ÇOCUK GÖZÜ ÖPTÜN MÜ?
Sevgili arkadaşım, Yazı tabiki genel anlamda güzel ve dokunaklı bir yazı fakat yazının herhangi bir yerinde kasıt varsa merak edilip sorulur bende sordum neden Diyarbekir bir anlamımı var ha bilmiyorsan bilmiyorum dersin biliyorsan açıklarsın olur biter akıl vermeye kalkmanın manası ne?Sizin basit olarak gördüğünüz kelimeler bazen çok ciddi nedenleri içerisinde saklar.- Fıkra Gibi Haber..
bu aspagaras yazıyı yazanın başına karadenizliler kadar taş düşşün emi avukatın adına bak idris karadeniz davacıda temelmiymiş acaba daha neler yahu kaç kez denemiş 4246 öylemi eeyy yarabbim.- SEN HİÇ ÇOCUK GÖZÜ ÖPTÜN MÜ?
Evet yaa şu Diyarbekir'i biri açıklarsa memnun olurum..- HRİSTİYANLARIN RUHANİ LİDERİ, İSLAM PEYGAMBERİNE NEDEN SALDIRDI... ("Muhammed'in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler ge)
Birazcıkta olsa sizi samimi bulmaya çalışıyorum ama olmuyor içinizdeki nefreti kusuyorsunuz sonra birinden tepki aldınızmı hemen manevra değişiyorsunuz olmuyor böyle dipnot ne iseniz öyle davranın. Bu arada sonunda kendinizle hem fikir birini bulmuşsunuz her ne kadar papa da olsa eklediğiniz ilk yoruma bakılırsa resmen adamı savunmaya girişmişsiniz.- Kurandaki çelişkiler
Sevgili pantheaa, Turan Dursuncu bu zihniyetler kendilerine göre kuranı yorumlamak için bir yöntem geliştirmişler surelerin hatta ayetlerin ortasından cımbızlama usulu kelime hırsızlığı yaparak tamamen kasıtlı ve bilgisizce tuhaf saplantılarını ispatına girişmişler oysaki sizinde söylediğiniz gibi her ayet bir olay neticesinde bildirilmiştir bu arkadaşımız bir ara haccın namazın orucun kısacası İslam dinin tüm farzlarını inkara bile kalkmıştı ve işin en komik yanı bunu aklı sıra kuranı kerimle ispatlamaya çalışmasıydı kendilerine sayısız örnek göstermemize rağmen hala aynı noktada saydığını ve hala aynı şeyleri sayıkladığını görmek ne kadar üzücü.- Forum Oyunlarını Mesken Edinen Üyelere
Relax sevgili arkadaşım kızacak bir durum yokki ortada bir eleştiri getirmiş arkadaşımız yüzde yüz haklı olmasada haklılık payı var.Zaman zaman bende yazıyorum oyun bölümlerine ve gerçekten yazarkende eğleniyorum hayat keşke hep oyundan ibaret olsaydı ama öyle değil maalesef.- Türk İntikam Tugayı yeniden
Bir yerdenmi duydunuz yoksa kafanızdanmı uyduruyorsunuz bilmiyorum ama insanları yanlış yönlendirmek hiç hoş bir şey değil konuyu dikkatle takip ettim sizin yazınıza benzer bir açıklama duymadım polisin söylediğine göre terörist 1,5 km ötedeki polis karakoluna gitmeye çalışırken bomba elinde patladı suçun faili belli pkk denilen çöp yığınıları şimdi burdan bunları korumayamı çalışıyorlarda suçu uyduruktan bir örgütün üstüne atıyorlar diye bir izlenim doğuyor. Birşeyide çok merak ediyorum olayın olduğu bölgeye karanfil bırakan terörist yardakçısı D.Bakır belediye başkanı Osman Baydemir acaba elinde patlayan bombayla ölen ve bu katliama sebeb olan terörist içinde cenaze arabası ayarlayıp evine başsağlığına gidip üzütülerini belirtecekmi?- HRİSTİYANLARIN RUHANİ LİDERİ, İSLAM PEYGAMBERİNE NEDEN SALDIRDI... ("Muhammed'in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler ge)
Papa’nın sözleri küstahça ve düşmanca, derhal özür dilemeli Papa’nın İslam dini ve Hz. Muhammed (sas) hakkındaki hakaret sözleri büyük tepki çekti. Açıklamaları ‘düşmanca ve kışkırtıcı' olarak niteleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Papa'nın derhal özür dilemesini istedi. Almanya gezisini sürdüren Papa 16. Benedict, önceki gün “İslam'da Tanrı ile akıl arasında ayrılmaz bir bağ yok. İslami cihat, akla ve Tanrı'ya karşı.” dedi. Papa, Bizans İmparatoru Paleologos'un, “Muhammed, sadece kötü ve insanlık dışı şeyler getirdi.” sözlerine de konuşmasında yer verdi. Zaman'ın sorularını cevaplayan Diyanet İşleri Başkanı, bu ifadelerin ‘büyük gaf ve küstahlık' olduğunu vurguladı. Bardakoğlu, “Herhalde yaptığından utanacak ve özür dileyecektir.” dedi. Bardakoğlu, aklıselim sahibi Hıristiyan din adamlarını da Papa'ya tepki göstermeye çağırdı. Bardakoğlu, Papa’nın kasım ayındaki Türkiye ziyaretine değinerek, “İslam Peygamberi’ne bu şekilde hakaret eden birinin yapacağı gezinin bir sonuç doğuracağını düşünmüyorum. Bu düşüncelerle Türkiye’ye gelmesinin yararı yok.” diye konuştu. Bu sözleri söyleyen bir insanın barıştan, diyalogdan, hoşgörüden söz etmemesi gerektiğini kaydeden Diyanet İşleri Başkanı, “Papa, kin ve nefret arıyorsa, akıl dışılık arıyorsa kilisenin yapıp ettiklerine baksın. Kin, gözyaşı ve nefret arıyorsa Hıristiyanlık tarihine göz atsın.” dedi. Açıklamaları ‘önyargılı, kışkırtıcı ve düşmanca’ olarak niteleyen Bardakoğlu, Müslümanlara karşı tarihten gelen nefretin devam ettiğini belirtti. Bardakoğlu, “Eleştiriye açığız. Yanlışlar söylenebilir; ama İslam’ın kutsallarına dil uzatılmamalı. Tıpkı bizim Hz. İsa’ya asla dil uzatmadığımız gibi.” diye ekledi. Bardakoğlu, Müslümanlara da soğukkanlı davranarak, kesinlikle şiddet eylemlerine tevessül edilmemeleri çağrısı yaptı. Zaman’a konuşan Türk Ermenileri Patriği Yardımcısı Rahip Zakeos Ohanyan ise tepkisini, “16. Benedict’in sözlerini Türk Ermeni patriği olarak kabul etmemiz asla düşünülemez. Çok talihsiz ve uygunsuz bir açıklama. Hz. Muhammed’in insanlığa getirdiği barış, sevgi ve hoşgörü tartışma dahi götürmez. Ve yine İslamiyet’in getirdiği onca değeri kimse yok sayamaz.” sözleriyle dile getirdi. Papa’nın açıklamasını değerlendiren Prof. Dr. Hayrettin Karaman ise “1 buçuk milyar insanı ilgilendiren bir konuda hakikatle alakası olmayan konuşmalar yapan bir kişinin barış elçisi olduğunu kimse kabul etmez.” dedi. Karaman, papalık mertebesine gelmiş bir insanın İslam’la ilgili yeterli bilgisinin olmamasını ise ‘affedilemez bir kusur’ olarak niteledi. Kur’an’daki ayetlerden örnek veren Karaman, “Peygamberimiz ve onun dört halifesi fert veya topluluğu İslam’a sokmak için hiçbir dönem savaşmamıştır. Bu apaçık bir iftiradır.” dedi. Prof. Dr. Suat Yıldırım da tepkisini “İslam’ın adalet ve hoşgörüsü olmasaydı, başta Hıristiyanlar olmak üzere hiçbir İslam ülkesinde farklı dinin kalmaması gerekirdi.” şeklinde dile getirdi. ZAMAN - BIRAKIN ARTIK MÜSLÜMANLAR İNANCINI YAŞASINLAR....
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.