suheda tarafından postalanan herşey
-
Kurandaki çelişkiler
Arkadaşım kuranı baştan sona okuman birşey ifade etmez ki okuduğunu anlayamadıktan sonra ben her yıl tekrar,tekrar okuyorum ve hala neler öğreniyorum neler hayrete düşüyorum.Ben hiç bir zaman ön yargılı olmadım her türlü yeni fikrede açığım okur dinler ve değerlendiririm mantığıma yatan fikride kabul ederim. Açıkça şöyle tanımlayalımmı sizin durumunuzu siz kırsalda yaşayan biriydiniz sonra eğitiminiz için kente gittiniz yeni ortam yeni arkadaşlıklar bilmediğiniz daha önce duymadığınız şeyler aklınızı karıştırdı edindiğiniz arkadaşlarınızdan etkilendiniz belkide özendiniz onlara,tüm bunları neden söylüyorum biliyormusun çünkü sen hayatın boyunca değişimler geçirmişsin ben doğduğumda neysem hala oyum hiç birşey şey bana doğrularımı inkar ettiremez mantığımın kabul ettiği doğru bildiğim neyse onu sonuna kadar savunurum ve taviz vermem kısacası değişim geçirmeme gerek yok öyle sonradan okuduğum kitablardan ve sonradan tanıdığım insanlardan etkilenerek hayatıma yön vermem.Siz önce benim gibi sonra Tengeriin gibi en sonda bu hale geldiğinizi söylediniz pardon daha sonra nasıl bir kimlik edinmeyi düşünüyorsunuz?Doğru tektir ve sürekli bir arayış içinde olup her seferinde kişilik değiştirmek pek sağlıklı gelmedi bana açıkcası.Her görüşten her fikirden yazıları yorumları okuyup dinlemek sonra bunları mantık süzgecinden geçirip değerlendirmek lazım.Siz İslamiyeti hiç bilmediniz belki ailenizden duyduklarınızla yetindiniz oysa ben her yeni okuduğum hadisin ayetin nedenleride baktım aklıma takılan çözemediklerimi tanıdığım uzman arkadaşlara (ilahıyatçı)danıştım kendi kendime tek başıma idrak edemediğim çok ayette olmuştur ama sizin gibi kendim yorumlamaya kalkmadım,çünkü bu hasta olunca kendi yaptığın ilaçlarla kendini iyleştirmeye benzer oysaki bu işin uzmanı doktorlar var değilmi?Siz elinizden geleni yapmamışsınız işinize nasıl gelmişse her seferinde ona yönelmişsiniz.Birde şöyle düşünün dünyanın yarısından çoğu bir yaratıcı (ALLAH)olduğuna inanıyor bunca insanın görüp kabul edip sizin göremediğiniz yada görmek istediğiniz şey nedir?Yada bunca insan *****mıdır buna bende dahilim??
-
YENİ YILA GİRERKEN 2006 YILI ANKETİ
Hadi ilk ben başlayayım... BU YILA GIRERKEN EN BUYUK DILEGINIZ NEYDI VE BUGUN SONUCU:dileğim gerçekleşecek sanırım söyleyip bozmayayım. BU YIL BAŞINIZA GELEN EN GUZEL OLAY:sevdiklerimden kimseyi kaybetmedim çok şükür BU YIL BAŞINIZA GELEN EN UZUCU OLAY:Peygamber Efendimize hakaret içeren karikatürlere çok üzüldüm BU YIL DINLEDIGINIZ EN GUZEL ŞARKI:Ferhat Göçer yastayım BU YIL GORDUGUNUZ EN GUZEL FILM: karayip korsanları 2 çok eğlenmiştim izlerken BU YIL OKUDUGUNUZ EN ETKILEYICI KITAP: Latife hanım İpek Çalışlar BU YIL HAYATIN SIZE OGRETTIGI BIŞEY: bir kez daha herkese güvenilmeyeceği BU YILINIZA DAMGASINI VURAN INSAN:yok öyle biri BU YIL EDINDIGINIZ BIR ALIŞKANLIK: her akşam iş çıkışı anneme abur cubur şeyler almak (seviyor) BU YIL DA BI TURLU YAPAMADIGINIZ BIŞEY: Gene bekarım BU YIL HAYATINIZDAN CIKAN YA DA CIKARDIGINIZ BIRI: samimi bir arkadaşımı sildim SIZE GORE BU YILIN EN ONEMLI OLAYI VE INSANI:İsrail'in Lübnan'a vurması insansa Ecevit BU YIL SIZCE TEK KELIMEYLE NASILDI?: Bazı ufak tefek yenilikler oldu ama her zaman ki gibiydi VE SON OLARAK.. YEPYENI BIR YILA GIRERKEN KENDINIZ ICIN NE DILIYORSUNUZ?: sağlık mutluluk bol para
-
Testisinize iyi bakin…
Konya'da başı açık kadın radyoloğun testis ultrasonunu çekmediği olayı bir de A.G. anlattı. hurriyet.com Daha düne kadar başörtülü diye yazılıp çizilen haberi şimdi bu şekilde manşet yapan gazetenin neyin peşinde olduğu anlaşılamadı,ilk önce başı örtülü kadın doktordu şimdiyse başı açık deniliyor acaba hurriyet gazetesi kadınlarımı hedef aldı diye aklımdan geçirmiyor değilim. Birde olay hakkında ki açıklamalara bakalım. VALİLİK AÇIKLAMASI Konya Valisi Atilla Osmançelebioğlu, uzman doktorlar Kezban Arbağ ve Ayşe Yüceaktaş’ın hastanede türbanlı olarak görev yapmadıklarını açıkladı. Osmançelebioğlu imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, yeşil kart sahibi A.F.G’nin hastaneye gittiği gün doktorlar Arbağ ve Yüceaktaş’ın hastanede nöbetçi olarak görev yapmadığı ve hasta için gerekli görülen her türlü çalışmanın yapıldığı vurgulanırken, şu görüşlere yer verildi: "Haberde adı geçen Radyoloji uzmanları Dr. Kezban Arbağ ve Dr. Ayşe Yüceaktaş’ın 13.11.2006 tarihinde icapçı (nöbetçi) olmadıkları ve çeşitli tarihlerde erkek hastalarında her türlü ultrason tetkiklerini yaptıkları ve rapor tanzim ettikleri, kayıtların tetkikinden açık bir şekilde ortaya konulmuş olup, her iki bayan doktorun hastanede türbanlı görülmedikleri anlaşılmıştır." Akdağ: Olayda doktorların ihmali yok Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Konya Numune Hastanesi'ndeki yaşandığı iddia edilen olayla ilgili incelemenin sürdüğünü, ancak ilk incelemeler sonucunda olayın doktorların ihmalinden kaynaklanmadığının belirlendiğini söyledi. Çeşitli inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere dün gece Giresun'a gelen Bakan Akdağ, sabah Giresun Valisi Şükrü Kocatepe'yi makamında ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorunu cevaplandıran Bakan Akdağ, Konya Numune Hastanesi'nde yaşandığı iddia edilen "Teseddür Faciası" haberini değerlendirdi. Müfettişlerin konuyla ilgili olarak incelemelilerini sürdürdüğünü ve henüz raporlarını tamamlamadıklarını dile getiren Akdağ, ancak ilk incelemeler sonucu olayın doktorların ihmallerinden kaynaklamadığını ifade ederek," Müfettişlerimiz bu husustaki raporlarını henüz tamamlamadılar. Ancak çok net bir şekilde söyleyeyim. Alınan ilk ifadeler ve müfettişlerimin bana verdiği inceleme raporlarında, olayın başlangıçta yansıtıldığı gibi bir tesettür faciası, yani bir şekilde başını örten bayan doktorların ihmalinden kaynaklanmadığı ortaya çıktı. Başka neler oldu da bu yavrumuz zarar gördü, bunu da inceleme sonucunda göreceğiz. Zannediyorum, kısa bir sürede de incelemenin sonuçlarını kamuoyuna yansıtacağız" dedi.
-
BIRAKIN ARTIK MÜSLÜMANLAR İNANCINI YAŞASINLAR....
Slapper yazılarımı okudunmu dünyada ki en büyük 6 kültürden biridir Osmanlı ben hala Osmanlının çöküşünün medeniyetle teknoloji ile alakası olduğuna inanmıyorum neden biliyormusun ben lise döneminde ki tarih kitaplarını çöpe attım Osmanlı siyasi oyunlarla gerilemiş ve yıkılmıştır kimse bana bunun aksini ıspata kalkmasın madem gelişemediğimizden yıkıldık size bir soru.... Çanakkale 1915 te dünyanın en büyük ve en gelişmiş donamalarına karşı kazandığımız zaferin açıklamasını nasıl yapacaksınız kimse bana kalkıpta stratejiden falan bahsetmesin çok gelişmiş medeniyetin enkazı hala Çanakkale açıklarında denizin dibinde yatıyor hiç gittinizmi Geliboluya bilmem ben gittim ve gözümle gördüm onların mermileri silahları hala gıcır,gıcır bizimkilerse ufalıp dökülmüş çünkü fakirdik çünkü imkanlarımız kısıtlıydı çünkü geri kalmıştık ama ne hikmetse kazanan taraf biz olduk geri kalmış ilerleyememiş olan Osmanlının son çocukları kazandı sence nasıl kazandılar dönemim en güçlü ordularına ve en gelişmiş silahlarına karşı yaptıkları bu savaşı??????
-
Ateist?
Sizinle en çok tartışan biri olarak buna ben karar vereyim isterseniz,siz müslüman değil vehabiydiniz haksöz,şimdi ondanda feragat etmişsiniz bence bu haliniz o halinizden daha iyi hep böyle kalmaya devam edin olurmu? Birde hala şükrederek cevap veriyorsunuz bu nasıl bir dinden dönmeliktir. Birşeyi merak ettim bu katakutu sizmisiniz?
-
Kurandaki çelişkiler
Müthiş bir noktaya değinmisin slapper teşekkür ederim. Bakınız her ayetin sonunda düşünen varmı demiş.Kuranı kerimi okuyup,anlayıp,düşünüp mantık içerisinde yorumlamak lazım değilmi? Düz bir mantıkla okuyup yorumlamaya kalkarsan "Allah,Allah Ebu Leheb ne yapmış ki hakkında ayet inip lanetmiş herhalde inanmadığı için" dersin,yada kalkarsın daha önceki yaptığın gibi Azhab suresinin 50.ayetini okuyup Peygamber kendine ne çok kadınla evlenme hakkı tanıdı dersin,yada kalkıp "yahu burda inançsızları hakaret ediyor Allah"diye yorumlarsın.....v.s v.s Neymiş slapper DÜŞÜNEN VARMI? Düşünmekten kasıt iyi anlaşılması içindir slapper peki sen hiç bizim gibi düşünmeyi denedinmi ön yargısız???
-
Var Olan Herşeyi Allah Yarattı...
Gönüldaşım, Sanırım arkadaşlarımız burda ki ince nuansı anlayamadılar yada herşeye olduğu gibi ön yargılı bakma alışkanlıklarından vazgeçemeden yorum yaptılar. Şeytan kendi başına yoktur demiş yani Allah'ın yokluğudur Allah bilincini kaybedince bir insan bu şeytan bilincinin esiri olduğunu gösterir,zaten tüm mukaddes dinlerdede bu şekildedir Allah sevgisinin kaybolduğu ortamlar şeytan egemen ortamlardır. Bir insanın yüreğinden Allah sevgisinin gitmesi değilmidir şeytanın varlığının en kesin ıspatı,bunu ne kadar güzel bir uslupla anlatmış yukardaki yazı,tabi anlayana..... Bu kısımı yazının neresinden alıntıladınız slapper yazıyı birkaç kez okudum bulamadım bir zahmet gözümden kaçmış olan bu kısmı bana gösterebilirmisiniz????
-
Peyganber secilisi
Sevgili arkadaşım; Ateist arkadaşlarla tartışmayı Sonu olmayan bir yolda yürümeye benzetmişti bir arkadaşım burdan ayrılırken özelime bu mesajı düşüp gitmişti,ne kadar haklıymış ne söylersek söyleyelim ne anlatırsak anlatalım anlaşılmıyor,anlaşılmak istenmiyor,tek doğru benim bildiğim düşüncesi ile hareket ediyor (ateist) arkadaşlarımız.İşte bu yüzden zaman,zaman çok sıkılıyorum bu ortamdan çünkü bu tartışma değil kendi bildiğini okuma duygusu yıpratıyor beni üstüne üstlük birde küçümseyici davranışlar eklenince üzerine,ben neye kime konuşuyorum ki diye düşünmeden edemiyor insan..... Tüm bu olumsuz düşüncelerimin içerisinde sizin yazılarınıza rastlayıp okuyunca hem istifade etme hemde güzel birşeyler okumanın tadına varıp keyif alıyorum. Sevgiler
-
Dünyanın Değişik Ülkelerinden Cami Resimleri 70 Adet
Hepsi birbirinden güzel insanın içi açılıyor baktıkça Sultan Ahmette çok namaz kılmışımdır inşallah birgün Ravza-ı mutaharadada kılmak nasip olur.Paylaşım için teşekkürler.
-
Suheda...
Ben seninle hemşeri olmaktan gurur duyuyorum herkesle çok iyi ilişkileri olan örnek bir insasın sen nerde nasıl durması gerektiğini bilen ve doğrularından taviz vermeyen her dahi biraz delidir biliyorsun bende en az senin kadar deliyim seni seviyorum hemşoomm Canımsın yaa bu güzel sözleri hak etmek için ne yaptım ben kültürlü yardım sever meleksin sen,beni sevdiğini söylemek istediğini söylemişsin bundan daha güzel birşey olabilirmi?Kendimi çok iyi hissettirdin teşekkürler canım bende seni seviyorum çok seviyorum. Hep diyorum ya sana adı gibi İpek yüreklisin sen seni tanıdığıma çok memnumun ve tanıyıp sevdiğime çok ortak paydamız var seninle ve ben bundan mutluluk duyuyorum canım benim.
-
Suheda...
Şekerlerin en tatlısı,hayat dolu cıvıl,cıvıl tertemiz yürekli arkadaşım kalbinde ki bu güzellikler hiç tükenmesin sevgiler beden sana Canım benim evet ya hatırlıyormusun bir yanlış anlaşılma olmuştu aramızda seni erkek sanmıştım sonra bayan olduğunu öğrenince özür dilemiştim sen çok sağlam karakterli ve bir o kadar saygı dolu insansın zaten amaçta bu değilmi sevgili arkadaşım birbirimizden birşeyler öğrenmek ve paylaşmak için burdayız,asıl ben senin sağlam duruşuna ve tavizsiz tavırlarına hayranım.Hoşgörü timsali Yunus Emre'den bir şiirle yazını tamamlaman senin dünya görüşüne ışık tutuyor,yüreğinde ki sevgi hiç bitmesin ve bu sevgi yumağı hepmizi kuşatıp sarmaya devam etsin
-
Kurandaki çelişkiler
Sevgili akadaşım, İlk önce bilmemiz gereken şey ayetlerin hemen hepsinin bir olay neticesinde geldiğidir,sırf insanları yaşanan olaylar karşısında aydınlatmak için yani kuşkuların giderilip durumun netliğe kavuşması. Burda ki yazılar seni yanıltmasın öyle cımbızlama usulu ayet yorumu yapılmaz bu bir,bir ikincisi herkes ayet yorumlayamaz ayet yorumlayabilmesi için bir insanın ayetin iniş nedeninide bilmesi gerekir düz mealden ayet yorumlamaya kalkmak büyük yanılgılara meydan vermektir.Aklınıza takılna soruların tüm cevaplarını çok sağlam kaynaklardan öğrenebilirsiniz isterseniz size tavsiyede edebilirim. Şimdi yukarıda aklına takılan şey Allah teala hayvanlarımı küçümsüyor hayır Allah hiç birşeyi küçümsemez yaratılmışların içerisinde en kutsal olan insandır burda küfrün batağına sapmış kişiler için hayvandan daha aşağıdır tabiri kullanılmış.İnsan yapı itibari ile hayvandan daha üstün bir varlıktır özellikle kast edilen şey düşünme kabiliyetidir bizi hayvanlardan ayıran en belirgin özelliğimiz düşünme,idrak edebilme sevgi,merhamet,aklımız tüm bunları bir insandan sıyırıp çıkardığımızı düşün geriye ne kalır?Hayvandan daha aşağı bir yaratık değilmi?sonuçta hayvanlarda eğitilebilir.Ayette kast edilen şey işte budur. Bazı ateist arkadaşlar ısrarla Allah burda inançsızları kast ediyor demiş değil yanılıyorlar yukarda sessizgece çok güzel bir örnek vermiş bakın Ebu Talip'te inanmamıştı Ebu Lehb'te her ikisini aynı kefeye koyabilirmiyiz asla.... Peygamberler küfrün batağına sapmış kavimlere gelmiştir burda kast edilen küfür aklınızın alabileceği tüm kötülüklerin özetidir. Ateist arkadaşlar kendilerini o ayetlerde geçen kişiler ile mukayese ederek nasıl büyük bir yanlışın içinde olduklarının bile farkında değil ne yazıkki,ama bunun nedeni ne biliyormusun?Kendi kafalarınca ayet yorumlamaya kalkmaları oysa işin gerçek yüzünü bilip konuşsalar bu yakıştırmaları asla kendilerine yapmazlar. Umarım yardımcı olabilmişimdir sevgilerimle.
-
Var Olan Herşeyi Allah Yarattı...
Bu muhteşem yazıyı kendilerini Einstein'den daha zeki sanan arkadaşlara armağan edelemmi gönüldaşım Paylaştığın için teşekkürler
-
O Nerede?Onlar Neredeler..?
Bende bercestemi,angelflower ve aysumu merak ediyorum neredeler??
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Sev varya sen bu forumun en nazik kişisisin sende olmasan kim böyle şımartacak bizleri çok hoşuma gidiyor bu ince davranışların, emin ol bizlerde seni çok seviyoruz.
-
AHDE VEFA.....
Ahde Vefa Hz.Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derlerki -Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek: -Söyledikleri doğrumu diye sorar. Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer: -Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar. Bunun üzerine genç anlatmaya başlar,derki : -Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Hayvanlarımın arasında bir güzel atım varki dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyva koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadşlar beni yakaladı,durum bundan ibaret,dedi. Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin... Bu sözden sonra delikanlı söz alarak: -Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir insanım babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı ifnaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettğiniz için Allah indin'de sorumlu olursunuz, bana üç gün izin veriseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der. Hz Ömer dayanamaz derki: -Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalırki? der, Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki, -Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber (s.a.v) efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen Amr ibni Asr' dan başkası değildir. Hz Ömer Amr 'a dönerek -Ey amr delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabi: -Evet, ben kefili, der ve genç adam serbest bırakılır. Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medinenin ileri gelenleri Hz Ömere çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr ibni Asr'a verilecek idamın yerine, maktülün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler. Hz Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki, -Bu kefil babam olsa farketmez, cezayı infaz ederim. Hz Amr ibni Asr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki, -Biz de sözümüzün arkasındayız. Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz Ömer gence dönerek derki, -Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin. Genç vakurla başını kaldırır ve: -Ahde vefasızlık etti demeyesiniz diye geldim, der. Hz Ömer başını bu defa çevirir ve Amr ibni Asr'a derki, -Ey amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun? Amr ibni Asr : -Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der. Sıra gençlere gelir derlerki, -Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz Ömer : -Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz? Gençlerin cevabı dehşetlidir : - Merhametsiz insan kalmadı deneyesiniz diye.
-
BİNBİR GECE
Bir zamanlar Fars diyarinin Sehriyar isminde bir hukumdari varmis. Hani su Bin bir Gece'deki Onur'un cok sevdigi atina verdigi isim... Sehriyar, Hindistan'dan Cin'e kadar uzanan butun topraklarin kraliymis. Ama bunca guc, bunca kudret bir gun karisinin kendisini aldatmasinin onune gecememis. Basina gelen aci olay yuzunden deliye donen Sehriyar, artik butun kadinlarin nankor ve sadakatsiz olduguna inanmaya baslamis. Once karisini oldurtmus. Ardindan da vezirine, kendisine her gece baska bir kadin getirmesini emretmis. Her gece yatagina yeni bir gelin alan Sehriyar, geceyi gecirdikten sonra tan vakti kadinlari oldurtuyormus. Cunku artik yatagina aldigi hicbir kadinin gun yuzu gormesini istemiyormus. Bu durum yillarca boyle devam etmis. Fars diyarin in genc kizlari kan aglamakta, Kral Sehriyar ise akan kana doymamaktaymis. Derken bir gun vezirin guzeller guzelli, akillilar akillisi kizi Sehrazat' in aklina bir plan gelmis. Ve bir sonraki gece, karisi olarak Kral Sehriyar' in koynuna girmis. Sehrazat, her gece tan vaktine kadar suren masallar anlatmaya baslamis Sehriyar'a. Buyulu gozleri ve sihirli sozleriyle asIk etmis krali kendisine. Ancak hicbir masalin sonu gelmiyormus gunes dogmaya basladiginda. Ve masalin sonunu merak eden Sehriyar, Sehrazat' in ertesi gece masala kaldigi yerden devam edebilmesi icin surekli idamini erteliyormus. Gel zaman git zaman Sehrazat tam 1001 gece boyunca masal anlatmis yuregi yarali krala. Bu arada da uc tane cocuklari olmus. Ve Sehriyar, kadinlara duydugu ofkeyi unutmus. Idam karari kaldirilmis, Fars diyarinin kadinlari bayram yapmis. Iste tarihi gunumuzden bin yil oncesine kadar uzanan Bin bir Gece Masallari ni in gercek oykusu bu. Tatli dilli ve sadik kalpli kadinin, Sehrazat' in, dunyanin en acimasiz krali Sehriyar' i sevgiyle degistirdigi muhtesem masal...
-
KURTLAR VADİSİ
Haklısın yeni yetme gençler Polat Alemdar karakterine çok özendi bu olumsuz yönü,ama dizi olarak ele alıp değerlendirdiğimiz zaman bence Türk televizyonlarında ki gerek senaryo gerek çekimdeki başarısı ile en kaliteli diziydi.Dizide mafya özentisi mesajlar verilmedi öyle algılandı diziyi takip edenler bilir Soner Yalçının Efendi kitabından esinlenerek yapılmış bir dizidir ülkede ki derin devletin,derin devleti kimlerin oluşturduğunu ve ülke yönetiminden tutunda tüm sektörler üzerinde ki etkilerinin anlatıldığı aslında vatan sevgisinin aşılanmaya çalışıldığı bir diziydi özellikle finalinde ki mahmeke diyalogları çok çarpıcı açıklamalarla doluydu.Kurtlar Vadisi bu tarz ilk dizimiz değildi bundan önce Deli Yürek şuanda Sağır Oda aynı cizgi üzerinde ki diziler ve hepside oldukça yüksek reytingler almış diziler.
-
Suheda...
Bak şimdi....Bu ne güzel süpriz gönüldaşların en güzeli duygulandırdın beni tüm güzel temennilerinin karşılıklı olduğunu biliyorsun değilmi?Tüm yazdığın ve samimiyetinden asla şüphe etmediğim duyguların için binlerce kez teşekkür Hep diyorum ya biz birbirimize çok benziyoruz çünkü sanki kendimi kendim anlatmış gibiyim aynı duyguları paylaşıp aynı yolda yürümekten mutluluk duyduğum arkadaşım,ne kadar birbirimize benzesekte sen hep benden bir adım önde gidiyorsun aramızda ki fark ne biliyormusun sen benden daha hoşgörülüsün (keşke bende bunu başarabilsem) çok teşekkür ederim tüm yazdıkların için kucak dolusu sevgiler
-
ANLAYAN BERİ GELSİN?
Evet doğuştan çift cinsiyetli olanlar oluyor ama netice itibari ile ya kadın gibidir ya erkek gibi ömrünün yarısını erkek/kadın olarak tamamlayan kişi sonra ne oluyorda birden cinsiyet değiştirme kararı alıyor,bence buna tatminsizliklerde yol açıyor olabilir cinselliği cömertçe harcayan insanların farklı denemelere yönelmeside olabilir. Bende saygı duyma kosunda sessizgece ile aynı fikirdeyim ******lık olarak görülen birşeye neden saygı duyayım ki onun tercihiymiş o zaman o kendine saygı duysun benim böyle bir zorunluluğum yok,bunun tabiki dinle ilgisi var bir Lut kavmi olayı var mesela Allah'ın sevmediklerini ben neden seveyim ki???? Hiç bir toplumda hoş karşılanmayan bu tuhaf olayı takdir etmek bence sırf muhaliflik olsun diye yada doğuracağı sonuçları idrak edememekten kaynaklanıyor.
-
BİR HAYAT REHBERİ
Hayatta ki en önemli şey,ALLAH'IN GÜCÜ En güçlü iletişim kanalı,DUA En değerli servet,İMAN Hayatta ki en önemli güç,SEVGİ Hayatta ki en büyük mutluluk,VERMEK Onsuz olunması en kötü şey,ÜMİT En yıkıcı alışkanlık,KAYGI Dünya üzerindeki en inanılmaz bilgisayar,BEYİN En büyük kayıp,ÖZ SAYGIYI YİTİRMEK En büyük doğal enerji,GENÇLİK En çirkin kişil özelliği,BENCİLLİK Üstesinden gelinmesi gereken en büyük sorun,KORKU En güzel kıyafet,GÜLÜMSEME Başarıyı engelleyen en büyük düşman,MAZERET Toplumda istenmeyen en tehlikeli kişi,DEDİKODUCU En güç dolu sözcük,YAPABİLİRİM En değersiz duygu,KENDİNE ACIMAK En çok güç veren aşı,TEŞVİK ETMEK En etkili uyku ilacı,ZİHİN HUZURU En takdir edilen iyelik,GÜVENİLİRLİK En memnun edici iş,BAŞKALARINA YARDIM ETMEK .......Ve en iyi yaklaşım,ŞÜKRETMEK Şükretmek hayatın iyi taraflarını ortaya çıkarır.Sahip olduklarımızın aslında yeterli hatta fazla bile olduğunu hissettirir. Reddi kabul,düzensizliği düzene,karmaşıklığı netliğe çevirir.Bir öğün yemeği ziyafete,bir evi bir yuvaya çevirir. Şükretme geçmişimizi anlamlı kılar bugüne huzur,yarına ışık getirir. alıntı.
-
böylesini ne yapmalı
Eğitimle öğretimin temelde birbiri ile bir farkı yok aslında,ben hala bunun eğitimle alakası olduğunu sanmıyorum geçtiğimiz yaz bir yazı dizisi okumuştum bir gazetede pedofiller (sübyancı) hakkında her kesimden insanda görülebilen bir çeşit ruh hastalığı diye anlatılıyordu,hapishanelerde suçu sabitlenmiş kişiler ile yapılan ropörtajlarada uzun,uzun yer verilmiş yazıda,okuyunca insanın tüylerini diken,diken eden şeyler öğreniyorsunuz. Mesela sırf çocuklu dul kadınlar ile evlilik yapanlar yada sırf bu yüzden evlenip çocuk sahibi olanlar düşünebiliyormusuz kendi çocuklarına bile....Dayanılmaz bir istek duyduklarını fakat her eylemden sonra pişmanlıklar yaşadıklarını bu pişmalığın geçici olduğunu ilk fırsatta tekrar aynı suça meyillendiklerini anlatıyorlar. İster ruh hastalığı olsun ister sizin söylediğiniz gibi eğitimsizlikle alakalı olsun hiç birşey bu insanların yaptıkları suçu hafifletemez nefsini terbiye etmeyi başaramamış bu insanların toplumda yeri yok söz konusu çocuklar olunca sonuna kadar idamı savunuyorum. Diyorum ya insan her suça bir kılıf uydurabilir çalar açtı diye düşünürüz adam öldürür ağır tahrik olmuştur deriz tabiki bunların hiç biri onaylanacak şeyler değil ama çocuklara karşı işlenen suçlara bir anlam yükleyemiyor insan,insani duyguları körelmiş vicdan olgusunu içlerinde tamamen kaybetmiş bu sözüm ona insanlara bahaneler aramanın hiç bir faydası yok.
-
böylesini ne yapmalı
Sevgili arkadaşım ben bunun eğitimle alakası olduğunu sanmıyorum insanı insan yapan insani değerler,eğitimle verilmez bu, insanın özünde olması gereken bir durum bakın bir doktor bir mühendis iyi bir eğitim almış değilmi?Eminin aileleride ellerinden geleni yapmıştır yetiştirirken,ama insanın özünde yoksa vicdan körelmiş para hırsı herşeyin üstesine gelmişse eğitim falan hikaye hani bir söz varya Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz diye işte bunlar böyle insanlar.
-
ÇOCUKLAR.....
Son zamanlarda sürekli bir çocuk ******* söylentisi dolaşıp duruyor İzmirli küçük kızdan sonra şimdide çocuk doktorunun yaptıkları konuşuluyor anlamıyorum,anlayamıyorum anlamak istemiyorum çocuklara yapılan hiç birşeyi aklım mantığım kabul edemiyor çünkü hiç bir anlamı yok.Bir düşünün şahıs hırsılık yapsa "yaaa parası yoktu belki"deyip bir anlam yüklemeye çalışırız bir kadın tecavüze uğrasa onada kem kum yaparız ne biliyim biri çıkıp karşısındakini vurup öldürse ağır tahrik varmıydı diye bakarız,bunların hiç biri onaylanacak şeyler değil ama anlatmak istediğim şu tüm suçlara bir kılıf uydurulabilir ama çocuklarla ilgi hiç bir suçun kılıfı yok asla yok..........Ve kim olursa olsun herkesin içini acıtır yüreğini yakar çocuklara yapılan kötülükler. Benim bir sürü yeğenlerim var küçükler,büyükler genç yaşta hem hala hemde teyze olmuşum,hatta teyze olduğumda küçük çocuktum,o yüzden iyi anlarım çocukların dilinden ve çocukların gözlerinden bir çocuğu mutlu ettiğiniz zaman gözlerine bakın dünyada hiç bir varlık sevgiyi gözlerinden böyle yansıtamaz,ben bayılırım onlarla vakit geçirmeye onlarda benim için çıldırırlar çığlık çığlığa koşarlar bana birlikte yemeğe gideriz sinemaya gideriz kızma birader oynarız en çok kızma birader oynarken mızıkçılık yapmayı seviyorum güya küsüp oynamıycağım diyorum beni ikna edebilmek için ne diller döküp öpücük yağmuruna tutuyorlar beni.çocuklar kendi dünyalarına büyüklerin katılmasında çok mutlu oluyorlar bizler kimselere kolay kolay kendi dünyamızın kapılarını açmazken onlar dünyalarını paylaşmaktan mutluluk duyarlar çocuklar çok harika varlıklar hepsini çok seviyorum,tabi bu sevginin birde olumsuz yönleride var kafanıza hiç beklemediğiniz anda birşey fırlatılabilir,saçınız çekilir,ısırılırsınız,ama hepsi çok güzel çocuklar çok güzel şeyler......Onları inciten üzen herkesi Rabbimin adaletine bırakıyorum.
-
SEN SEN SEN........
SEN SEN SEN Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden... Dağ başı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter... Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter... Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter... Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır, sende naz... Gündüzünden vazgeçtim, düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter... Duymasa da hiç kimse Şâir gönlümün, sende karar kıldığını. Ve içimin şerha, şerha yarıldığını Sen bilsen yeter... Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi. Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter... Yavuz Bülent Bakiler