suheda

Aman Usta sokakta yürüken dikkatli ol bunlar tehlikeli sözler birilerin yarası iyice kaşınıp kanamasın... Sadece 12 eylülü savunmakla kalsalar bak daha neleri savunup sahip çıkacaklar dediğin gibi Ata'yı kemire kemire tükettiler sonra baktılar olmuyor bayrağa sarıldırlar ee oda tuttmadı döndüler rejim tehlikede deyip ortalığı ayağa kaldırdılar bir baktılar ki seslerini kendilerinden başka duyan yok... ....Ve anladılarki (ama anlamıyor gözüküyorlar)bu ülke insanın içi foss yapay tehditlere karnı tok!!bölücülükmü yapmaya kalkarsın sana halk öyle bir cevap verirki gözlerin faltaşı gibi yerinden çıkar... Pkk yandaşları ile kolkola ülkeyi kurtacaklardı bu insanlar ***** yaaa yer nasılsa!!ama yemedi.... Usta hala birşeyi anlamıyorlar aydın görünmek için demokrat görünmek için illa sol olmak gerekmiyor bu tarihe gömülmüş küflü bölücü hikayeleri ile hala kendilerini avutuyorlar oysaki sağı ve solu ülkemize sokanlarda belli iken.. Bu fanatik herşeye muhalif zihniyetler kadar bu ülkeye başka kimsenin zararı dokunmamıştır... İnsanlar 12 eylül öncesinin korkunçluğunu hafızalarından silmeye çalışırken hala birileri çıkıp 1 mayısların hesabını sormaya kalkar,peki bu ülkede neden yaşandı o 1 mayıslar onu hiç düşünme zahmetine girişmezler kimler organize etmişti bu olayları hala nasıl ders almazlar ve hala o gün olduğu gibi bugünde figüranlığa devam etmede gönüllüler mevcut,zaten amaç bu değilmiydi... İnsan yaşadıklarından nasıl ders almaz hayret ediyorum

Laz erkeğinin AB fonundan gelen 350 bin avroyu neden reddetti? İşte hikayesi.. ‘Var bir çapanoğlu’ dediler 350 bin euro’yu reddettiler Rize’de bir köy, ayağına gelen 350 bin euro’luk AB fonunu geri çevirdi. Karadeniz erkeğinin gerekçesi ise fıkra gibi: “AB bize niye bedava para versin? Bunun altında kesin bir şey var!” Rize’nin İkizdere Kaymakamlığı, AB hibe fonlarından yararlanarak Şimşirli köyüne kanalizasyon şebekesi ve arıtma tesisi yapılması için detaylı bir proje hazırlayıp ilgili makamlara sundu. 350 bin euro’luk proje, ön elemelerden geçti. Bu paranın yüzde 90’ı AB fonlarından hibe olarak gelecek, geri kalan kısmını ise Kaymakamlık karşılayacaktı. Müjdeli haberi alan İkizdere Kaymakamı Emre Çınar hemen ikinci aşama için harekete geçti. Ancak hiç ummadığı bir tavırla karşılaştı. Şimşirli köyü 350 bin euro’nun yüzüne bile bakmadı! Kaymakam Çınar köylülerin projenin gerçekleşmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor: Avrupa emperyalizmi! “Arıtma tesisinin köyde yapılacağı yerle ilgili araştırma yapmaya başladık. Yeri tespit ettik. Ancak köy sakinleri, ’AB bize niye bedava, hibe para veriyor, bunun altında Avrupa emperyalizmi yatıyor, il özel idaresi bu tesisi yapsın. Biz AB parasını istemiyoruz’ gibi gerekçelerle projeye karşı çıktılar. Bunun üzerine biz de projeyi diğer iki mahallede yapmaya karar verdik. Bu sefer de arıtma tesisini yapmayı düşündüğümüz arazinin sahiplerinden biri, arazisini vermek istemedi. Bütün ikna girişimlerimize rağmen bir sonuç alamadık. Maalesef projeden vazgeçmek zorunda kaldık.” Bu fırsat bir daha gelmez Şimşirli köyü Muhtarı Necmi Şimşek de çok büyük bir fırsatı geri teptiği görüşünde: “İl özel idaresinin imkanları ile acil ihtiyacımız olan pis su arıtma tesisini yaptıramadık. Yıllardır beklediğimiz tesis, kaymakamlık öncülüğünde hazırlanan proje ile gerçekleşecek, böylece çevreye hiçbir zararı olmayan bir tesis kurulacaktı. Böyle bir fırsat her zaman yakalanmaz. Proje ile köyümüz modern bir köy olacaktı, yazık oldu.” AB bizi çok mu seviyor! Karşı çıkan köylüler adına konuşan Nazif Muti ise gerekçelerini şöyle anlattı: “Avrupa Birliği bizi çok mu seviyor bunu öğrenmek istiyorum. Bize 350 bin euro’yu bağış adına veriyor. Neden? Ben birine, ‘Bana 10 milyar ver’ desem vermez. Bunlar bağış adı altında bu parayı niye veriyor? Beni bu konuda aydınlatamadılar. Benim gibi bir çok köylüyü de aydınlatamadılar. Biz de buna karşı çıktık. Arıtma tesisi yapacaklarmış. Biz de köyde foseptik çukuru yaptık. Bizim böyle bir arıtma tesisine ihtiyacımız yok. Burada başka bir şey var. Bunu araştırıyoruz.” NAMI ‘YASAKLI KÖY’ ŞİMŞİRLİ Köyü girişinde bir tabela göze çarpıyor: “Avcı ve seyyar satıcı giremez!” Çevredeki köylerin ’Yasaklı Köy’ diye andığı Şimşirli’nin muhtarı, köylünün yabancılardan rahatsız olduğunu, tabelayı da bu yüzden koyduklarını söylüyor: “Köyüm kalabalık ve dağınık bir köy. 3 mahalleden meydana geliyor. Tarihi değeri olan önemli ve koruma altına aldığımız bir camimiz de mevcut. Yabancı seyyar satıcılar ve avcılardan köylülerim rahatsız oluyor. Seyyar satıcılar ve bohçacılar kalitesiz mallar satarak köylülerimi kandırıyor. Bu tür olumsuzlukları yaşamamak için bu tür insanların mal satmak amacıyla köye girişlerini yasakladım. Bütün köylülerimin ortak isteği ile böyle bir kararı aldım. Köy girişine de astığımız bu tabela sayesinde herkesin haberi oluyor ve köyümüze girmiyorlar.”alıntı Vatan

SMS'te Türkçe karakter sorununa çözüm Cep telefonlarındaki Türkçe karakter sorununa Sanayi ve Ticaret Bakanlığı el attı. Kullanıcılar, mesaj yazarken Türkçe karakter kullandıklarında fazla ücret ödemek zorunda kalmayacak. Mevcut sistemde mesaj yazarken Türkçe karakter kullanıldığında normalin 2 - 3 katı ücret ödeniyor. Tüketicilerden gelen şikayetler doğrultusunda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yeni bir düzenlemeye gitti. Türkçe karakteri destekleyen sisteme geçmeleri için operatörlere yıl sonuna kadar süre verildi. Türkçe karakteri desteklemeyen cep telefonlarının satışı da yasaklanıyor. 1 Temmuz 2008'den itibaren bu tip cep telefonlarının ithalatı ve satışı yapılamayacak.CNNTURK

Gerçek yaşantısında tutunamamış,insanlar tarafından muhattab dahi alınmadığını düşündüğüm kişilerin şu forumda kendilerini çok özel kişilermiş gibi gösterme çabalarına uyuz ve bir o kadar sinir oluyorum.... Birde sırf iltifat alabilmek için iltifat edenlere (sahtelikleri öyle belliki)uyuz olmakla kalmıyor kurdeşen döküyorum

Aynen ülkedeki tek sorunu türban ve F.Gülen den ibaret zannedenler acaba asıl ciddi sorunların ne zaman farkına varacaklar?

Adamı Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri aklamış zaten kimsenin kendisini yormasına gerek yok

Konumuz ahlak değilmi? Ahlakın değişkenliği nedir sevgili yamyam biraz açarmısın?

Adam, her mehtapli gecede alir basini deniz kiyisina gidermis. Donusunde sorarlarmis : - Ne gordun? - Dunya guzeli deniz kizlari gordum, altin saclarini gumus taraklarla tariyorlardi, dermis hep. Bir gece yine tek basina deniz kiyisina vardiginda, gercekten dunya guzeli deniz kizlari gormus, altin saclarini gumus taraklarla tariyorlarmis. Dondugunde yine sormuslar : - Ne gordun? - Hic, demis. Hic bir sey... Oscar Wilde'in yukaridaki harika oykusunu ilk okudugumda ortaokuldaydim ve ne demek istedigini anlamamistim. Daha sonra unutmusum. Yillar sonra rastladigim Haldun Taner'in bir sozu bana oykuyu hem hatirlatti hem de ne demek istedigini cok carpici bir sekilde gosterdi. Soyleydi soz : "Bir hayalin gercek olmasi kadar hayal kirici bir sey yoktur." Daha sonralari ise bu tema pek cok edebi eserde karsima cikti. Ornegin Simyaci'da. Hâlâ okumamis olan var mi bilmiyorum ama hatirlarsaniz orada butun yasami boyunca tek hayali para biriktirip Mekke'ye hacca gitmek olan bir dukkan sahibi vardi. Adam artik gerekli parayi fazlasiyla biriktirmis oldugu halde bir turlu gitmiyordu. Bu hayalin kendisini yasama baglayan cok onemli bag oldugunu dusunuyor ve onun gerceklesmesi halinde bu onemli bagi yitireceginden korkuyordu. Hakliydi belki de. Dusunuyorum da hepimizin boyle hayalleri var mutlulugumuzu bagladigimiz, gerceklesene kadar yasami sanki erteledigimiz. Acaba hic dusunuyor muyuz bu istedigimiz her neyse, gerceklestiginde iyi mi olacak. Bir dusunurun hep aklimda tuttugum bir sozu vardir: "Butun dualarimi kabul etmedigi icin Allah'a sukrediyorum" Belki de daha az uzulmeliyiz gerceklesmeyen hayallerimiz icin. Belki de aslinda sevinmemiz, mutlu olmamiz gereken bir sey icin gozyaslari dokuyoruzdur. Belki de olaylara bir de bu acidan bakmayi artik ogrenmeliyiz... Sadece hakkinizda hayirli olan hayallerinizin gerceklesmesi dilegiyle... alıntı

Yatın kalkın şu Fethullah Gülen ve başörtüsü için dua edin Yoksa neyi tartışacaktınız şu güncel ve dini konulardaki başlıklara bakın neredeyse bu ikisi dışında bir şey yok fikir üretememenin çaresizliği bu olsa gerek

Sevgi neydi?? Sevgi iyilikti,dostluktu,sevgi emekti........ Türk sinemasının en güzel filmidir bana göre selvi boylum al yazmalım,kaç kez izledim bilmiyorum yine rast gelsem tv de yine baştan sona izlerim.Film arşivinizde olması gerek filmlerden biri.. Hele Ahmet Mekin bu filmde onu sevmemek mümkünmü?rolunu yüzüne öyle güzel yansıtarak oynamış ki... Türkan Şoray'ı tartışmıycağım bile Türk sinemasıda iki kadın oyuncu vardır birincisi Sultan diğeri Zuhal Olcay'dır.. Birde filmin efsane olmuş Cahit Berkay müzikleri vardır ki ooffffff... Zaman zaman uzun tartışmalarımıza konu olmuştur film... Sevgimi? Emekmi? Ben nemi düşünüyorum finali başka türlü olsaydı üzülürdüm tam benlik bir finaldi yani.. Sonundada Asya diyor ya sevgi zaten emek değilmi?Ama çoğunluk aynı fikirde değil her nedense.... önce künyesine sonra konusuna bir göz atalımmı? Yapımcı: Arif Keskiner; Senaryo: Ali Özgentürk; Film Öyküsü: Cengiz Aytmatov; Müzik: Cahit Berkay; Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca Türk Sinema Tarihinin En İyi Aşk Filmi: Selvi Boylum Al Yazmalım Kamyonuna aşık şoför İlyas, namı diğer İstanbullu; al yazmalı Asyası'na ilk görüşte aşık olur ama bu pervasız gencin sevdası, günün birinde Asyası'nı ve oğlu Samet'i terk etmesiyle yürek kabartan bir son bulur. Yollarda belki döner diye beklediği İlyas'a kavuşmayı dilerken, ona sahip çıkan ve oğluna babalık yapan Cemşit'in varlığıyla huzur bulur. Aşkına inancıyla yıllar sonra çıkagelen büyük aşkı İlyas ile kendisine kıymet, çocuğuna emek veren Cemşit arasında kararsız kalan Asya, kendi kendine sorar; Sevgi Nedir?...

Evet başörtüsünü kendi dillerine sakız gibi dolayanlara sen kendi ibadetine bak dediğin zaman "o Allah benim aramda kimseyi ilgilendirmez"cevabını yapıştırıverir ama benim başörtüm için söylemediğini etmediği hakareti bırakmaz... Öte yandan bir diğeri" başörtüsü üniversiteye girerse bende donumla girerim"muhabbetine girişir "gir lan bize ne senin donundan"demeye kalkamazsın onunda etiketi hazır sahte demokratlar..Kendileri orjinal ya Usta,sende bilirisin bu toplumda tek kelam etmeye cesaret edemeyip sanal alemde aslan kesilenleri burası bunlardan kaynıyor. Ama çok şükür ki görmüşlüğümüz fazla kim kaçın kurası tahmin edebiliyoruz.

Ben sözlerimi ortaya söyledim kim üzerine alınmak isterse alınsın.........

Terbiyeli tavuk çorbası Sulu köfte sebzeli pilav ...ve kadayıf Hayırlı iftarlar afiyet olsun

Herkes az çok bir veya bir çok insanın yüzünden kötüdür.Emin olun buna........ Her düşüşün altında bir başkası vardır,Ve herkes kendinin mezarıdır. A.Hamdi Tanpınar Huzur adlı eserinden

bir öpücük ver bakiyiimm

Eger cep telefonunuzun pili cok dusukse ve acil bir telefon bekliyor iseniz; Nokialar, rezerve pile sahiptir. *3370# tuslarina basarak,telefonunuzu, rezerv pille calisir hala getirebilirsiniz. Cihaziniz pil seviyesinde % 50 artis gosterecek ve telefonunuzu sarj ettiginizde, rezerv piliniz de tekrar dolacaktır. Diye bir mail geldi paylaşalım dedik.........

Bir örneğide benim herhalde AKP li ilan edilen,herkes canı neye istiyorsa ona yoruyor her söyleneni kimsenin karşısındakini anlama gibi bir çabası yok,söylediğinin aksinimi söyledin tamam hemen eleştirdiği her neyse onun etiketini yapıştırıveriyorlar.

Sular yükselince, balıklar karıncaları yer.. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir... Çünkü kimin kimi yiyeceğine.. "Suyun akışı" karar verir... Bir Afrika Atasözü: Düşün... Gidene kal demeyeceksin... Gidene kal demek zavallılara, Kalana git demek terbiyesizlere, Dönmeyene dön demek acizlere, Hak edene git demek asillere yakışır. Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme, yoksa değersiz olan hep sen olursun... Düşün..., Kim üzebilir seni senden başka? Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen? Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Her şey sende başlar, sende biter... Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, Tükettirme içindeki yaşama sevgisini... Hep hatırla: "Çaresizseniz, Çare "SİZSİNİZ " Alıntı

Bir sürü şeyler yazacaktım ama şu son yazdığın ileti neden bilmiyorum tüm ilhamımı aldı götürdü benden..... İçerisinde kızdığım yada darıldığım bir kelime yok ama büyüyü bozdu,bence sen hiç normale dönme hep böyle şizofrenik ataklar halinde ol demekki beni o yönün etkiliyor....Hani karşındakinde kendini bulma olayı varya Mutlu olmak için gülmek şart değil gülmedende mutlu olabiliyor insan dedim ya sana kendimi uzun süredir böyle mutlu ve huzurlu hissetmemiştim... Hüzün mutluluk veriyor sahi acı çekerken mutlu olanlara ne deniliyordu lugatta

Evet müttefikim karşında bir seri katil var ama tek maktulum egzo defalarca kez onu öldürdüğüm için bana bu unvanı layık gördü

Benim bidanecik müttefikim tatildeydim 1 aydır yoktum şekerim... Ayrıca şiirde ima ettiklerini anlamadım değil hani Egzo nun seri katil muhabbeti.. Figom hoşgeldin habersiz geldin beni telaşlandırdın.. İyiler hep iyidir dolayısı ile bende iyiyim Şarkıya gelince benim pozisyonum daha çok klipteki kadın gibi onun yaptıklarının aynını yapmak istediğim var/dı artık yok...........

Bence fena bir film değildi özellikle final kısmından çok etkilenmiştim.... Hala Meltem Cumbul'un sesinden etek sarı türküsünü duyunca hüzünleniyorum

Ucuz bir taklit,bence en kötüler listesinde olması gerek bir film....

Kader kim?diye sorar küçük Barış "Bizi buraya kapatan"der yaşlı kadın "Anahtarlı teyzemi kader"der Barış kadın gardiyanı kast ederek Sadece Barış için bile izlenir Allahım ne tatlı çok nasılda oyunculuk yapıyor.... O silahı ne yapacaksın"diyor nöbetçi askere Kaçan olursa vurucağım Benim annem hiç kaçmaz ki... O Kadar çok sevmiştim bu filmdeki çocuk karakteri... Yazar Feride Çiçekoğlu ile aynı koğuşta annesi ile hapis kalan Barış Gökçe'nin hayatını anlatan bir film...

Bütün toplumların ahlak kurallarını o toplumun inançları belirlemiştir... Dinler toplum yaşantısında ki etik kurallarda en büyük görevi üstlenmişler,daha doğrusu ahlak kurallarının sınırları çerçeveleyen belirleyen dinlerdir,hukuk olmadan önce bu dünyada dinler vardı ülkelerin anayasaları olmadan öncede dinler vardı yani inançlar... Günümüz hukuk kurallarına baktığınız zaman bile dini hükümlerle olan benzerliklere şahit olursunuz... Hiç bir din yaşandığı çağa ait değildir bu çağ dışı benzetmesini tavsip etmediğim gibi kınıyorumda inanç yeryüzünde toplumlar var olduğu müddetçe devam edecektir çünkü bu bir gereksinimdir... Toplumsal yaşamın gereksinimidir aynı ülkenin insanlarını bir birine bağlayan sebeblerden bir taneside ortak inançlarıdır.. Yeryüzünde yaşayan hangi toplulukları araştırırsanız araştırın mutlaka ama mutlaka yaşam şekillerini belirlerken inandıkları dininlerin etkilerini göreceksiniz..