DİPNOT tarafından postalanan herşey
-
hadi birşeyleri değiştirelim...
DİPNOT şurada cevap verdi: gloria başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım KuruluşlarıBu sese duyarsız kalınmamalı bence.. Çünkü bütün bunlar bir toplumun öncelikli konuları olmalı ve insanlar bu projelere en az gelişmiş ülkeler kadar duyarlı, destek verici ve katkıda bulunan bireyle olabilmeli diye düşünüyorum... Nasıl ki devlet bizi ayakta tutan bir iskelet ise; bu gibi dernek ve oluşumlar da kas görevini oluşturur ki bu da bir ülkenin harakete geçmesi için yeterli sebeblerdir.. Bu duyarlılığından ötürü sevgili gloria arkadaşımız teşekkür ediyor ve desteğimi arada bir vermem rağmen bunun yeterli olmadığını düşünüyor ve burada en azından düşüncelerini belirten duyarlı arkadaşlarımızı da yürekten kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum..
-
******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Yanlış bir soru... İnsan her türlü dine sahip olabilir.. Bir dine mensup olabileceği gibi Ateist te olabilir... Bu ülkede her ateist veya her dinsiz kendisini olduğu gibi rahatça ifade edebilmelidir. Bunun için ateistler ve dinsizler üstündeki toplumsal baskı ortadan kalkmalıdır. Bu ülkedeki herkes dolaylı veya dolaysız yoldan baskı ile Müslüman yapılmaya çalışılmamalıdır. Din olgusunun saygı sınırları içinde eleştirilmesi, ifade özgürlüğü sınırları içinde kabul edilebilmelidir. Bu ülkede yaşayan her Türk vatandaşı demokrasiye inanmış ve laikliğin savunucusudur... Öncelikle bunu bileceğiz.... Sevgiyle kalın..
-
******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Saygı diye gerçekler söylenmeyecekmi sevgili frozen.. Saygı diye bu toplumu gerilere iten nedenleri, sömürgenin ağına bırakan gerçekleri, yaşamsal ikilemlere sokan bilimsel gerçekleri görmeyecekmiyiz.. Saygı diye insanlarımızın inançlarını sorgulama cesaretizin göstermeyip, sessiz, olduğu gibi kabul eden, sorgulamayan, araştırmayan bireyler olarak mı değerlendireceğiz. Saygı diye inancı islam olsun, hıristiyan olsun, budist olsun, yahudi olsun insan olmanın gereğinin akıldan geçmesi gerektiğini, mantıklı ve mutlu bir yaşam sürülebileceğini söyleyen bilime sırt mı çevireceğiz... Saygı diye insanların ertelenmiş cennetlere yelken açmaları yerine önemli olan bugünden itibaren bu dünyayı cennete çevirmenin olanaklarını ve koşullarını yaratmamız gerektiği bilincini vermemiz gerektiği bilincine hizmet etmeyecekmiyiz ...... Unutulmamlı.. İnsanız ve herşeyden önce düşünenen, varlığını geleceğine adayan, özgür, umutlu ve mutlu yaşamaya muktadır bir yaratıktır... Dost sevgilerimle frozen...
-
NEDEN KARA TAS?
Ben bilimselcinin kişiliğini tanıdım aşağı yukarı... Ve çelişkiyi yakaladığında vurguklamadan geçemez... Kaldıki konuyu dağıttığıda düşünülemez... Cennetten hacerülesvedle birlikte gelenlerin eksikliğini tamamlamış...
-
Formun En FAVORİ Erkeği hangisi
Aaa sevgili glaria... Çok ama çok teşekkür ederim... Onur duydum düşüncelerinizde... Mutlu hissettim kendimi... Çok sağolun siz... Fakat lütfen bilin ki sizlerden farklı olmayan düşüncelerimizi buralara serpiştirmeye çalışırken sizlerden aldığımız güç ve destek ile daha sağlıklı, daha güzel, daha aydınlık ve daha mutlu özlemlere kök salmak içindir inanın... Bilirim birgün yeşerecek bahçe, bilirim başaklar güneşe daha dik duracak ve bilirim insanlarımız da bu çarezisliği atacak bir gün sırtından... Ve inanın bunlarda bu ülkede sizler gibi kadınların ve canların sayesinde olacaktır... İyiki varsınız dediğimiz çok az insandan birisiniz bunu hiç unutmayın... Birde dostlarınızın var olduğunu... Dost sevgilerimle...
-
Formun En FAVORİ Erkeği hangisi
Sevgili sedelina düşüncelerin için gerçekten çok teşekkür ederim... Sende bizim için aynı düşüncelere laik olduğunu unutma lütfen... Sevgi ve saygılarımla...
-
BÜLENT ECEVİT: Mavi gömlek, siyah kasket, ilkeli siyaset ve zarafet
- BÜYÜK DEVLET ADAMI NASIL OLMALIDIR?
İlginç bir yaklaşım... Devamını diliyoruz dostum... Sevgiler... _____________________ Hayrıca ilk iletin sanıyorum ve hoşgeldin diyorum...- Kim, kimden kopya çekmiş ?
Bu soruyu bende sormak zorundayım... Çünkü sevgili katakuta tarafından birşey öğrendim ve bunun cevabını gerçekten merak ediyorum... Teşekküler sevgili katakuta...- Bülent Ecevit vefat etmiş
Ne demek istediniz... Daha açık bir şekilde düşüncenizi belirtebilirmisiniz...- NEDEN KARA TAS?
Evet tabiki inanabilirsin... Özgür bir ülkede yaşıyorsunuz... Ama bırakta müsbet bilimler ile yoğrulmuş ve buna gönül vermiş birileri olarak... Neden, niçin ve nasıl kelimelerini kullanarak inançlılara felsefenin nimetlerinden yararlanarak ve deamında mantığımız ile birşey sormayalım... Haydı biz bunu beceremedik diyelim... Fakat aşağıda sevgili lena çok güzel bir soru sormuş.. Lütfedip cevaplandırabilirmisiniz..- Çocuk Pornosuna karşı
Bu tür insanlık dışı olaylara sessiz kalamazdık... Buradaki arkadaşlarımızın duyarlılığını ve çabalarını anlayabiliyorum... Kampanyaya başlatan arkadaşım ile birlikte katılanları da yürekten kutluyor... Ve yanınızda olduğumu belirtmek istiyorum.. Sevgi ve saygılarla... 1.055.346. kişiyim..- NEDEN KARA TAS?
Teşekkürler sevgili lena... Nezaket gösterip cevapladınız beni... Diğer taraftan sizinle sanıyorum birebir ilk yazışmamız oldu... Katkı ve yorumları bekliyoruz ve farklı düşünmediğimizi görüyorum... Dost sevgilerimle...- NEDEN KARA TAS?
Sevgili lena... Yani insanlar artık uyandı demek istiyorsun... Ve bu masallara inanmaz diyorsunuz doğrumu?...- ******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Birde şu var galiba sevgili bilimselci... Müspet bilimlerden nasibini almamış doğma düşünce hiçbir zaman değişmez ve değiştirilemez... Çünkü sorgulama, araştırma gibi bir dertleri olmadığı gibi felsefe ve mantığında çok geresindedirler... Dolayısıyla bence pratiğin teorisini oluşturabilmek ve toplumsal gelişmeye ayak uydurabilmenin temelini yakalayabilmek için bireysel ve toplumsal hedefin / hedeflerin tamamıyla bilmeye, öğrenmeye ve akılcı yaklaşıma ihtiyaç duyulur... Ki bu da talep edilen bir olgudur.. Aksi bilimsel olarak tamamıyle kulluktur... Günümüz ne yazıkki buna çok müsaittir ve gelecekte var olabilmek için ve geleceğin Türkiyesini oluşturabilmenin temelinde sürdürülebilir bir düşünsellik için ise tamamıyle araştırma, gelişmeye açık, sorgulayan bir beyin, felsefik ve mantıksal yaklaşımı yaşam biçimi halen getirmiş kişilerle oluşmalıdır yoksa bunun dışındaki düçüncelerle girilen ikilem bizleri fasit daireden (kısır döngüden) öteye götürmez... Çabanı anlıyor ve verdiğin emeğe saygı duyuyorum... Dost sevgilerimle...- NEDEN KARA TAS?
Sizi anlayamadım.. Lütfen biraz daha açarmısınız sevgili lena..- YABANCI GÖZÜYLE... [MİSAFİR YAZAR... Patrıck Seale...] (Türkiye'de hükümete karşı askeri bir darbe mi planlanıyor...)
Türkiye'de hükümete karşı askeri bir darbe mi planlanıyor... Ankara, Washington ve bazı Avrupa başkentlerinde Başbakan ve AK Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın askeri bir darbeyle devrilebileceği söylentileri dolaşıyor. Potansiyel tehdidin de 30 Ağustos'ta göreve gelen Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'tan kaynaklandığı belirtiliyor. Büyükanıt'ın selefi Hilmi Özkök'e göre daha az reformcu olduğu ve sivil otoriteyi orduya tercih etmeye daha soğuk baktığı biliniyor. Kendisi laikliğin ve ülkenin toprak bütünlüğünün -Türkiye'nin kurucusu Atatürk'ün temel ilkeleri- ateşli bir savunucusu olarak tanınıyor. Orgeneral Büyükanıt'ın, AB'den gelen baskılar karşısında Erdoğan'ın Kürt ayrılıkçılara, Kıbrıs'taki Rumlara ve her şeyden önemlisi Atatürk'ün mirasını ortadan kaldırabilecek Türkiye'deki İslamcılara taviz vermesinden kaygı duyduğu belirtiliyor. Erdoğan ülkesinin AB'ye üye olması için reform ve demokratikleşme yolunda çok çaba sarf etti. AB ilişkileri sorunlu AB'yle görüşmeler bir yıl önce başladı ancak o zamandan beri ciddi zorluklar yaşanıyor. Nitekim 8 Kasım'da yayımlanması beklenen AB İlerleme Raporu'nun Türkiye'nin performansıyla ilgili olarak son derece eleştirel bir dil kullanması bekleniyor. Belgeden sızan bilgilere göre, Türkiye'nin reformları çok daha ileri bir noktaya taşıması isteniyor. Brüksel daha fazla ifade özgürlüğü, kadınlar, sendikalar ve azınlıklar için daha fazla hak, yargıda daha fazla bağımsızlık ve insan haklarına daha fazla saygı talep ediyor. Aynı zamanda Türkiye'nin limanlarını ve havaalanlarını Kıbrıs Rum gemileri ve uçaklarına açmasını da istiyor. Bazı gözlemciler, raporun Türkiye'nin gururunu ve sivri milliyetçiliğini son derece zedeleyip, hatta müzakerelerin askıya alınmasına bile yol açabileceğini ileri sürüyorlar. Bir diğer önemli faktör ise Erdoğan'ın İslamcı siyasi geçmişi. AK Parti İslamcı köklere dayanıyor. Erdoğan kadınların üniversitelerde ve kamu binalarında türban takmalarına izin verilmesi için çok çaba sarf etti. Eşi Emine Erdoğan'ın türbanlı olması onun resmi toplantılara ve diğer devlet etkinliklerine katılmasını engelliyor ve bu da laik askerlerin eleştirilerine neden oluyor. İslamcılar ve laikler arasındaki çatışma Türkiye'nin siyasi ve toplumsal yaşamında sürekli var olan bir gerginlik. Kuşkusuz Yaşar Büyükanıt'ın darbe yapıp iş başına geleceği söylentileri mahalle dedikodusundan öte anlam taşımaz. Askeri hiyerarşinin en tepesine gelmiş olan birisi, AB ve diğer uluslararası toplulukların kınayacağı askeri bir macerayı göze alamaz. Yine de kimse bundan emin olamaz. Türkiye askeri darbelere yabancı değil. Türkiye'de gelecek aylarda olası yeni bir darbe söylentileri ise, Washington'daki neocon'ların Erdoğan'a kızgın oldukları ve bu nedenle onu artık görevden uzaklaştırmak istedikleri şeklindeki raporlardan kaynaklanıyor. Orgeneral Büyükanıt'ın da yeni yılda Washington'a gidecek olması bu söylentileri körüklüyor. İsrail de sevmiyor Neoconlar İsrail'i eleştirdiği ve dış politikada da müslümanları kayıran bir çizgi izlediği için Erdoğan'ı sevmiyorlar. Washington'daki sertlik yanlıları, büyük ölçüde Irak savaşından kaynaklanan ve Türkiye'de bugünlerde çok güçlü olan Amerikan karşıtı duygulardan çok rahatsızlar. Türkiye açısından ise en kötüsü, savaşın Iraklı Kürtler arasında kışkırttığı milliyetçilik duygusunun kendi topraklarındaki Kürtleri de ayrılıkçılığa teşvik etme olasılığı. General Büyükanıt PKK gerillalarının yenilgiye uğratılmasının birinci önceliği olacağını söyledi. İsrail'in geçen yaz aylarındaki Lübnan savaşı da Türkler arasında İsrail ve Amerikan karşıtlığını güçlendirdi. Öte yandan, Türk ordusunun ise tersine İsrail'le uzun yıllara dayanan bir bağı var. Washington'daki neoconlar, askeri darbenin kısa süre önce soğuyan Türiye-İsrail ittifakını yeniden canlandırabileceğini düşünebilirler. Erdoğan'nın reformları Milli Güvnelik Kurulu'nda güç dengesini siviller lehine çevirdi. Ayrıca sivillere askeri harcamaları denetleme ve ülkeye yönelik tehditleri belirlemede öncelik hakkı verildi. Bu da her şeyden daha fazla Büyükanıt'ın tepkisine yol açabilir.- NEDEN KARA TAS?
Ne kadar ilginç aslında cennetteki şarap nehirleri ve sübyan huri kızları... Acaba neden açıklar ve vicutlar belirgin birşekilde ifade ediliyor... Bana hiç mantıklı gelmedi... Teşekkürler sevgili bilimselci... Sevgi ve saygılar....- NEDEN KARA TAS?
Neden unutulmuş olunabilir acaba dostum.. Bana bu gerçeklerden rahatsız oldukları gibime geliyor... Ne dersin..- ******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Neyse sevgil xlark tades... Senden bir ricam olacak... Açmış olduğun bir topic vardı ve insanları analiz ediyorsunuz... Hakikaten orada çok başarılısınız ve üretkensiniz... Tabiki insanın heryerde başarılı ve üretken olması beklenemez... Bu haksızlık olur... En azından da bizlere... Sevgiyle kalın...- ******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Bilim ve din hiçbirzaman at başı koşmaz sevgili xlark tades... Yani bilimin dine dayanarak bilim üretmez, din ile birlikte doğa olaylarına bakmaz.. Din bir inanç biçimidir... Diyorsunuz ki bakınız ayetler falanlar filanlar.. Diyorsunuz ki İslam gelişmeye ayak bağı olmamıştır... Diyorsunuz ki kadının açılmasını bizden beklemeyim... Dünya bize bu düşüncelerden dolayı gülüyor ve bu düşünceler sayesinde de gülünç duruma düşürülüyor bu ülke... Gerçekten üzücü... Üstelik din konusunda bir uzmanlığınız ve bir kariyeriniz bile yok iken bizleri burada oyalayıp duruyorsunuz... Bu nedenle biz sizin gibi asla inanmayız ve inanamayız... Görüşülecek, konuşulacak daha fazla birşey bulamıyorun... Ve yaptığımız mücadelenin ne kadar aklı ve kutsal olduğunu görüyorum... Sevgilyle kalın... Saygılarla..- ******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Bu açıklamaların karşısında sizi daha da iyi anlıyorum sevgili xlark tades... Bana göre ise durum çok farklı şöyleki; Bu toplumun temel hedefinin ''dinsel âlem'' in baskısından kurtulup (yani öküzün boynuzundan indirilmiş) ''maddi dünya'' ya çekmek, düşünen beyinler yetiştirmek olması gerçekçiliğidir. Sonuçta boş inançların yerini akıl ve bilim almalı, uygarlaşmanın temel yöntemi araştırma, inceleme, ''değişim'' yoluyla da toplumun çağdaşlaşması sağlanacağı gerçeğine olan sıkı sıkı bağlanmasıdır... Yoksa bilimsel bir toplum yaratma gücü bilinçsizce kırılmakta ve kemirilmeye çalışılmaktadır.. Kimse kendi emellerini, beklentilerini, programları ve geleceğin yaradanan inisafiyetine bırakmamalı ve bırakılması kabul edilemez.... Son yıllarda toplumun bilincine kadercilik, tevekkül, boyun eğme, rıza gösterme gibi mistik değerleri aşıladılar ne yazıkki. Atatürk 'ün deyişi ile ''Din daima siyaset aracı, menfaat aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu hal Osmanlı tarihinde böyle idi, Abbasiler, Emeviler zamanında böyle idi.'' Fakat tarihsel durumları ortadır.. Bu yazgı toplumlar olduğu kadar tek tek insanlar içinde kaçınılmazdır... O nedenle bence akıl, bilim yolundaki ivme yittikçe hepimizin içinde bulunduğu karanlık süreç kaçınılmazdır... Ama bakıyorum siz bizi anlamakta ve hala bu tür yaklaşımlar ile ideolojik köleliğin olduğu gibi dini köleliğinde savunuculuğunu yapıyorsunuz... Benimde bir inancım tabiki var ama.. Asla bahsettiğiniz kur'anın her türlü yazısın kabul ederek olmayacak, olamaz... Çünük bilirim ki bu beni dahima kulluğa götürecektir ve kendimi bırıkanız cemaati, tahrikatı vb. yaratan ve peygamberine dahi kulluk edemeyeceğim bir kişiliğim var ve ben kendime yabancılaşamam, kendime olan saygımın yitiremem... Benimde sizden farklı alarak kişisel duruşum bu... Dost sevgilerimle...- ******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Araştıran, tartışmaya açık, sorgulayan ve gerçekliğin peşinde koşan kişiler bu düşüncenin tamamıyle dışındadır. Çünkü onlar olduğu gibi kabul edilen doğmanın ve kulluktan kurtulmanın sonucu aydınlığa adım atanlardır. Bence asıl burada her türlü inancın (adı üstünde inanç) tabusal ve tarikatvari düşüncesinin tartışmasız kabul edilebilirliğini savunan kimseler değilmidir siyahı beyaz yaptıranlar sevgili xlark tades... Ne dersiniz... Dost sevgilerimle...- ******** HIRSIZLAR... (Bu memleketin yüzde 99’ı Müslüman ama yüzde 60’ı hırsız. Böyle şey olur mu? Müslümanız diyoruz ama yalancılık, üçkağıtçılık bi)
Teşekkürler sevgili bilimselci... Atatürk Türkiyesinde yaşayan bir Türk gencinin olması gereken, görülmesi gereken ve özlem duyulan bir düşünce biçimine örnek teşkil ediyorsunuz.. Sizi yürekten kutluyor ve saygılar sunuyorum... Hayrıca... Bu düşüncelere karşı gelen ve olumsuz görüş bildirirenlere bir duyuru... Atatürk şöyle der: ''Biz ilhamlarımızı gökten ve gaibden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de uluslar tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.'' Bilimselciye olan düşüncelerim sizin içinde geçerli sevgili saklıgerçek... Aydınlanmaya olan hizmetinizi görmüyor ve sahiplenmiyor değiliz... Sevgi ve saygılarımla...- BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro
Çok güzel bir eksikliği bu foruma taşımış olmana çok teşekkürler sevgili GeceKuşu... Maalasef bugün Türkiye'de kitap okuma alışkanlığı yok... Ülkemizdeki kitap okuma oranı yüzde 4.5'leri geçemiyor... Yine; Türkiye'de üniversite bitirenlerin sayısı son yıllarda 14 kat arttığı halde kitap okuyanların sayısı 1965 yılındaki oranın onda birine geriledi. Sonuç olarak Kitap okuma alışkanlığının ise çok küçük yaşlarda başladığı bir gerçek... Belkide işe evde anneden, babadan başlamak gerekiyor... Bu nedenle üzerime düşen sorumluluğu severek alıyor ve bu bölümü zevkle takip edip katkılarımı sürdürmeye çalışacağım.. Düşüncene, yüreğine ve emeğine sağlık.. Dost sevgilerimle... - BÜYÜK DEVLET ADAMI NASIL OLMALIDIR?
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.