Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DİPNOT

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.258
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    9

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Alıntıdır... Ölüm İlanı… Seni tanıyordum. Elinde silah, Komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum. Önce Ankara'da sonra İstanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı. Ev baskınları yaptın, kör karanlıklarda. Boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin arasındaydı. Bahçelievler' de yedi canıma sen kıydın. ****** Sarkık bıyıkların, yaz kış üstünden çıkarmadığın kara ceketin, ********, kan oturmuş bakışların, gözümün önünden hiç gitmedi. 16 Mart katliamında kardeşlerimin üstüne kurşun yağdıranların başında sen vardın. 1979 kışında, Ankara Ziraat Fakültesi öğrencisi, kayınbiraderim Sabit Torun’u Balgat'da evinin önünde pusu kurup, yaylım ateşine tutanların başında sen vardın. Kalbura çevirdiğiniz o körpe bedendeki, yirmi bir kurşunun dört adedi, senin cinayet aletinden çıkmıştı. Maraş’ı kana sen buladın. ******* Bir değil, beş değil, on değil yüzlerle canımızı ateşe verdin. Yozgat, Çorum ve 93'te Sivas'da yine sen vardın. Bir dağ başında, elinde silahın resimlerini anımsıyorum, Madımak ateşe verildiğinde, “tahrik var” diyen yine senin ölüm kokulu sesindi. ******** Uçan kuştan, akan sudan, kararmış geceden, gündüz güneşten ve insan sesinden ödün patlardı. Bu yüzden olsa gerek seni yalnız başına kimse görmedi! ************** Ardında iş ortağın onca ‘tosuncuk’ varken, hep güvencede hissettin kendini. Bu ülke de bazıları katillerini seviyor ya, seni daha çok seviyorlar! Bahçeli de seviyor seni, Baykal da, Tayyip de, Erbakan da. Halen arkan sağlam. Ardından methiyeler düzülüyor! Yazık oldu sana yazık. Ölümün böyle olmamalıydı! Ateşe verdiğin o Maraş yolu, canını aldı! Çakılıp kaldın bir dağın başına. Beş santim buz tutmuş bedenin. Zavallı ürkek yüreğin donmuş! Üzülmedim. Hiç unutmayacağım söz! Aklıma Faşizm düştüğü her an, önce seni anıyordum, yine seni anacağım.
  2. Sahi... Kutsal kitaplar 'kıyamet' i boşuna mı icat etmişlerdi?... İnsan kötülüğün piyasasını tanrılaştırarak yaşamında sınırsız tüketime ram olursa, kıyamet alametlerinin çanları çalmaya başlamaz mı?... Ne dersiniz... Sevgi ve saygılar... DİPNOT...
  3. DİN ile BİLİMİ KİM UZLAŞTIRMAK İSTİYOR... Sistemin dini de bilimi de paradır. Bize inanmıyorsanız Napolyon’a sorun.... Din ile bilimin uzlaşıp uzlaşamayacağı sorusu günümüzde sıkça tartışılır oldu. 2009 Darwin Yılı dolayısıyla din ile bilimin en büyük çatışma noktalarından biri olan evrim kuramının gündemde oluşu da bu tartışmaya ivme kazandırdı. Bilim kurumlarının ve bilim insanlarının yanı sıra çeşitli din kurumları da bu soruya farklı düzlemlerde yanıtlar/yaklaşımlar ürettiler, üretiyorlar. Konuya başka bir düzlemde yaklaşmak istiyoruz. Din ile bilimi kim uzlaştırmak istiyor? Bu uzlaşma kimin ihtiyacı? Din mi bilimle uzlaşmak istiyor, bilim mi dinle? Yoksa bu ikisini uzlaştırmaya çalışan bir başka güç odağı mı var? Tartışma din ile bilim arasında mı, yoksa bu bir yanılsama mı? Sisteme bir din lazım. Bilimle çatışmayacak, onunla uzlaşacak, “plastik” bir din. Sisteme bilim de lazım. Bilim 400 yıldır öyle yol aldı ki, artık eski Kilise Babaları gibi davranamazlar. Kısacası sistemin devamı için din ile bilimin uzlaştırılması lazım. Sisteme bir sentez gerek. Madem sistemin devamı için birbiriyle çatışan bu iki araçtan da vazgeçilemiyor, ikisi birbirine karıştırılmalı: Bilimsel bir din! Veya dinsel bir bilim! Şimdi uğraş bu yönde. Bu sentez nasıl gerçekleşecek? Bilimi felsefesinden ve halktan kopararak. Yani bir yandan felsefesinden koparıp basitleştirerek, diğer yandan halktan koparıp “yüceleştirerek”. İkili bir yozlaştırma… Sistemde Tanrı çok! Halkın Tanrısı gibi kaba saba, yobaz ve tutucu değil; her şekle girer. Bilimin de kabul edebileceği türden bir şekil bulunur. Örneğin Big Bang’e ne dersiniz? t=0’dan sonrası sizin; istediğiniz gibi at koşturabilirsiniz. Ama şu 0’ı kabul edin (yani hizaya girin!). Sayın kuantumcular, sizin için olasılıkçı Tanrılarımız mevcut. Ama birinin de zarı atması lazım, değil mi? Akıllı Tasarım ilginizi çeker mi? Akılsız da olabilir. Ama bir tasarımcı olsun, sizi de rahatlatır. Evrimci bir Tanrı? Bakın, bu da olabilir. Newton’un saatçisi gibi… İlk tohumu atmış, sonra keyfine bakmış! Deist misiniz, panteist misiniz, Budist misiniz, agnostik misiniz; hepsi uyar. Hatta çok zorlarsak ateist bir Tanrı bile kurgular bizim uyanık ideologlarımız. Yeter ki gelin. Eskisi gibi değil, Mevlana’nın kucağı gibidir artık sistemimiz. Bakın Papa bile Galileo’dan özür diledi, Darwin’in sırtını sıvazladı. Yukarıdaki paragraf şaka değil. Sistemin hakim sınıfları açısından Tanrının şekilden şekile girmesinin hiçbir sakıncası yok. Yeter ki bilim ve bilimciler sisteme entegre olsunlar. Yeter ki uzlaşı platformunun bir köşesinde yerlerini alsınlar. Bu noktadan sonra bilim işine bakacaktır. Tabii sistemin kendisine verdiği işine. Bilimin teknolojiye indirgenmesinden kastettiğimiz de budur. Eleştirel, devrimci ve toplumcu yönü törpülenen bir bilim, teknolojiden ibaret kalır. Kısacası, din ile bilimi uzlaştırma projesi halka karşı ittifak projesidir. Bilimi, toplumu aydınlatma ve dünyayı değiştirme perspektifinden uzaklaştırma, sistemin girdabına çekme projesidir. Bu tür uzlaştırma platformlarına davet edilen ve giden bilimcilerimiz bu konuya dikkat etmelidirler. Çünkü sistem açısından bilimcinin o platforma gitmesi önemlidir; gittikten sonra orada ne söyleyeceğinin fazla bir önemi yok, zararı da yok. Bir kez daha tekrar edelim: Sistem artık Mevlana’nın kucağı gibi. O kucağa oturduktan sonra, Darwinci de olsanız, hatta Marksçı da, sakıncası yok. Günümüzün Galileo’larına belki diri diri yakılma, zindanlara atılma, işkence görme tehdidi artık yok. Ama daha kötüsü var: Beyinlerin metalaştırılması! Alınır-satılır kılınması. Paranın gücüyle sistemin içselleştirilmesi. Sistemin dini de bilimi de paradır. Bize inanmıyorsanız Napolyon’a sorun. Din ile bilimi uzlaştıran da paranın çekim gücüdür. Ender Helvacıoğlu... DİPNOT...
  4. DİPNOT

    DİPNOT'lar...

    ERGENEKON... Gidişata bakarsanız, toplum bugün bile olan bitenleri yeterince değerlendiremiyor... Bir ülkede üniversite rektörlerini, profesörleri, sivil toplum örgütlerinin liderlerini ülke çapında bir sabah toparlayıp evlerini basmak ne demek?.. Bırakın üniversite profesörünü, sıradan vatandaşı gözaltına alabilmek için gerekli kurallar yasalarda yazılı... Tüm yasalar çiğneniyor... Ergenekon rejiminin temel kuralı şu: - Amacına ulaşmak için hukuku ve yasaları gözünü kırpmadan savcılara çiğneteceksin... Peki, toplum neden çoğunluğuyla tepki göstermiyor?.. Çünkü toplum cemaatleşti... Cemaatte özgürlük yoktur.. Dinci hiyerarşi vardır.. Demokrasinin d’sinin lafı cemaatte olamaz... Avrupa tarihinde demokrasi, toplum ancak dinci hiyerarşiden kurtulunca yaşama biçimine dönüşebildi... Yani… Et kokarsa bir şey değil... Tuz korkarsa ne olacak?.. ... DİPNOT...
  5. Yeni yilda bütün güzellikler yaninda olmasi dilegiyle yeni yilin kutlu olsun

  6. ''Önce seni görmezden gelirler, sonra alay ederler, sonra seninle savaşırlar, sonra kazanırsın.'' _____Mahatma Gandhi ... Saygılar... DİPNOT...
  7. Gece çekimlerim... Tripotumu kuramazdım çünkü nehir turundayım... E malum teknede tripot kuramazsınız...
  8. Beğenmenize çok sevindim sevgili nyx-fallen angel... Aslında bahsettiğim gibi 900'e yakın çekimim var... Zamanım ölçüsünde bunları paylaşmak ve Londra'ya gidecekler için biraz ışık olabilecek tanıtımlarım da olacak... Hayrıca bu geziye İlgili olmanıza ve sabrla takip etmenize hayrıca teşekkürler... Saygı ve sevgiler... DİPNOT... Pazar günü SOKAK KAYKAYI yapan gruplara ait olmalı... İşte onlardan birkaçı... Eğlenceli, müzikli, özgür, mutlu ve tatlı anlardan... Bir yerde ricam üzerin birkaç fotoğraf almama izin veren sevgili thomas'a sevgiler...
  9. LONDRA'DA Sosyal Görüntü Alış veriş: Alış verişi seviyorsanız Marble Arch, Oxford Circus ve Tottenham Court Road amacınıza ulaşabileceğiniz yerlerdir. Burada İngiltere’nin yüksek sınıfına ait tekstil mağazalarını ve daha fazlasını bulabilirsiniz. Knightsbridge’de Harvey Nichols ve Harrods de dahil olmak üzere birkaç zengin tasarımcı butiği ve dünyaca ünlü mağazalar vardır. Covent Garden’da birçok trendi mağaza, yemek yiyebileceğiniz yerler, kapalı pazar ve sokak çalgıcıları vardır. Biraz sıra dışı bir şeyler yapmak için Greenwich, Camden or Portobello Road Market gibi başkentteki 70 pazardan birine gidin. Burada mükemmel alış veriş deneyimi kazanabilir ve antika eşyalardan elbiseye, eski ve yeni eşyalara, aksesuarlara ve mobilyalara kadar herşeyi satan birçok küçük dükkana uğrayabilirsiniz. Gece yaşamı: Londra tüm saatlerde açıktır. Zevkiniz ne olursa olsun bu şehirde istediğinizi bulabilirsiniz. Şehirde yemek yiyebileceğiniz yüzlerce yer vardır, Afrika’dan Vietnam’a kadar dünyanın her yerinden yiyecek servisi yapmaktadırlar. Londra’yı ziyaret eden birçok kişi özel bir fırsatta Viktoria tarzı akşamüstü çayı içmek istemektedir. Bu olanağı The Ritz ve Claridge hotellerinde bulabilirsiniz, fakat dikkatli olun, ucuz değil! Başkentte müzik, komedi ve tiyatrı için sayısız yer vardır. Batı tarafındaki tiyatro sahası yeni prodüksiyonlar ve Billy Elliot, The Phantom of the Opera ve Guys and Dolls gibi uzun soluklu klasik müzikaller için dünyaca ünlü bir yerdir. Kulüpleşmeyi seviyorsanız burası için. Mükemmel bir gece için Fabric’i deneyin. Her hafta eğlencecilerin oluşturduğu mükemmel kalabalık hip hop, elektro ve davul-bas alanındaki büyük isimler tarafından eğlendirilmektedir. Ya da üç zemin üzerine kurulu hoş bir mekan olan Herbal gibi birçok DJ barından birini deneyin. Sizin için biraz çılgın gibi geliyorsa, Hampstead’de 1643 yılına kadar uzanan The Holly Bush gibi başkente dağılan binlerce İngiliz pub’undan birini neden denemiyorsunuz. İngiltere’deki birçok tipik tarihi pub gibi The Holly Bush da rahat bir ortam, gerçek ateş ve mükemmel biralar ve yiyecekler sunar. Eğlence: Londra’da kesinlikle görmeniz gereken birçok atraksiyon vardır, bunları listelemek çok zordur. Doğru bir turist gibi şehri görmek için Trafalgar Meydanı, Westminster Abbey, Big Ben, St Paul's Katedrali, Buckingham Sarayı ve benzeri tüm atraksiyonları kapsayan birçok açık otobüs turundan birine neden katılmayasınız.Londra’nın bir numaralı turistik yeri London Eye’dır. 135 metre yüksekliktedir, dünyanın en uzun gezetleme çarkıdır ve Londra’daki dördüncü en uzun yapıdır. Açık bir günde tüm yönlerde Windsor Kalesine kadar 40 km görebilirsiniz! Her gezi çarkın tek bir yavaş dönüşü ile yapılır ve yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Saygılar... DİPNOT...
  10. Evet bugün birilerine teğet geçebiliyor... Fakat yarın için kimin garantisi olabilir... Saygılar... DİPNOT...
  11. Londra Sokaklarından birkaç fotoğraf... Şehir içi turistik tur otobüsleri... (umarım fotoğraflarım beğenilir...) Londra saat kulesi... (Devamı tabiki gelecek...) Saygılar... DİPNOT...
  12. Bu arada lütfen dikkat!... Banka ve Dükkanların Açık Olduğu Saatler: Bankalar:... Hafta içi her gün 09:30-16:30. ATM makineleri bütün şehirlerde mevcuttur. Müzeler:... 10:00-17:00. Birçok müze pazartesileri kapalıdır Dükkanlar:... Pazarları hariç 09:00-19:30. Ancak Londra'da birçok mağaza pazar günleri de açıktır. Elektriğe dikkat! aletleriniz prizlere uymayacaktır...: 220 Volt, ancak prizleri üçlü bu neden otellerde adaptör veriyorlar. Londra'da KDV oranı...: Alışveriş. %17.5 vergi vardır. Lüks eşyalarda bu oran artmaktadır. Ancak büyük mağazalarda turistler tek seferde bir mağazadan 75 Sterlin ve üstünde alışveriş yaparlar: vergi iadesi alma hakkına sahip olunur. Bunun için mağazadan alacağınız makbuzu dönerken İngiltere' deki havaalanında tax-free officer' na onaylatmak gerekir. Küçük meblağlar alanda hemen ödenebildiği gibi bu vergi iadeleri kredi kartlarınıza bir süre sonra işlenir veya adresinize bir çek ile de yollanabilir. Bahşişler...: Restoranlarda ve kafelerde genellikle ücretin %l0'u kadar bir Bahşiş hesaba dahildir. Eğer dahil değil ise sizin vermeniz beklenir. Sinema, tiyatro gibi yerlerde Bahşiş vermeniz beklenmez. Diğer yerlerde Bahşiş size aittir. Londra Metro haritası... Londra şehir haritası...
  13. Tabiki oldu sevgili Birce, olmazmı... Düşünün bir kere 135 metre kadar çıkacaksınız ve yaklaşık aşağı yukarı (tahminen) 30 derecelik eğimle karşılıklı olmayan iki ayak üzerine yapılmış dev bir dönme dolap (aşağıdai resim)... Evet teknolojik anlamda güveniyorsunuz tabiki ama... Bu işi ya olursalarıda olmadı değil hani... Bu arada evet yeni geldim sevgili birce... Saygılar.... DİPNOT...
  14. Çok teşekkür ederim sevgili arkadaşım Efendi Türkler... Even inanılmaz bir Londra Tatiliydi benim için... Dediğin gibi... 'Nede olsa Londra'... Saygı ve Sevgiler... DİPNOT...
  15. Katkı ve paylaşımların için çok çok teşekkürler sevgili nyx-fallen angel... Sevgiler... Gidebileceklerini düşünerek önemli diğer bilgileride sevgili okuyucularımıza vermemiz gerekiyor... Önemli şehirleri : Londra, Manchester, Birmingham, Liverpool, Leeds Uçuş süresi : 3 saat 30 dakika Para birimi : Pound Sterling Yüzölçümü : 244,820 kilometrekare Saat farkı : Saatlerinizi 2 saat geri almayı unutmayın! Resmi dil : İngilizce Başkenti : Londra Sıcaklık : Genelde ılıman bir iklime sahip. Yılın büyük kısmı yağışlı. Yazları ortalama sıcaklık 17 C°, kışları ise 6°. Nüfus : Yaklaşık 60,095,000 Vize : Vize vermek için İngiliz hükümeti görüşme (interview) uygulaması yapmaktadır. Nasıl telefon edilir : 00+90+alan kodu+telefon numarası, cep telefonları çalışmaktadır Türk konsolosluğu : Rutland Lodge, Rutland Gardens, Knightsbridge, LONDON SW7 1BW, Tel: 020 7591 6900, Telefon kodu : 44 (Londra 0207/0208, Manchester 61, Liverpool 51) Acil telefonlar : 999 LONDRA (Baskent) İngiltere’nin başkenti; 7,5 milyon yaşayanıyla geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalmayı başarmış bir metropoldür. 18. ve 19. yüzyılın politik ve ekonomik açıdan dünyadaki en etkili şehri, tarihi ve eğlenceyi bir arada yaşatmak için sizi bekliyor. MANCHESTER Şehrin akla ilk getirdiği fabrikalar, gökyüzünü kaplayan duman ve Endüstri Devrimi’ne öncülük etmiş olduğudur. Fakat bu kent bunlardan çok daha fazlasına sahip. 1960’larda kuruluş aşamasını yaşayan The Bee Gees grubuna ev sahipliği yapması önemli bir özelliğidir. Futbol tutkunları için dünyaca ünlü takım Manchester United’ın Old Trafford Stadı'nı görmek, o büyülü spor atmosferini yerinde yaşamak için ideal bir seçenektir. BİRMİNGHAM Ülkenin Londra’dan sonra 2. büyük şehridir. Çok dinamik ve hareketli bu şehirde sakın monoton bir tatil beklemeyin!! Gece hayatı, aktiviteler, alışveriş ve dünya standartlarında bir kültür sahnesi sunuyor size. Batı Londra’dan sonra İngiltere’nin en iyi alışveriş bölgesi seçildi ve senede 22 milyon konuk ağırlıyor. Çevrenize baktığınızda yaklaşık 60 km uzunluğa ulaşan kanallar, Endüstri Devrimi’nde şehrin ana damarını oluşturmuş ama artık sadece zevk için kullanılıyor. Bu kanalların uzunluğu Venedik’ten bile fazla! Jewellery Bölgesi’nde 100den fazla kuyumcuyu bir arada bulabilirsiniz! LİVERPOOL Liverpool Liman Binası Ünlü müzik grubu the Beatles’ın doğum yeridir. Bu da şehrin turizm gelirlerini arttırıcı çok önemli bir özelliğidir. 2007 yılında 800. yaş gününü kutlayacak olan bu şehir, 2008 yılı için Avrupa Kültür Başkenti seçildi. İki büyük katedralin gölgesini şehrin üstünde görebilirsiniz; Anglikan Katedrali – Britanya’nın en büyük katedrali ve Roman Katolik Katedrali. “Üç Zerafetler” olarak bilinen Liver Binası, Cunard Binası ve Liverpool Liman Binası tün dünyanın en güzel rıhtım manzaralarından birini oluşturuyor – ki yeni projelerle 4. bina da bu üçlüye eklenebilir. Japon sanatçı Taro Chiezo’nun modern eseri SuperLambBanana – yarı muz, yarı kuzu bir heykel – kentte simgeledikleriyle bir tartışma konusu ve görülmeye değer. LEEDS Şehrin yoğun öğrenci nüfusu, gece hayatının canlanmasının başlıca nedeni sayılıyor. Heykel severler için Henry Moore Enstitüsü ve Şehir Sanat Galerisi ilgi çekici olabilir. Victoria Bölgesi’nde alışveriş yapıp mola verip bir şeyler atıştırmak, Roundhay Parkı’nda bir göl turu yapmak önerebileceğimiz diğer seçeneklerdir. Sherwood Ormanları NOTTHINGHAM Robin Hood efsanesinin doğduğu ve ölümsüzleştiği bir Rönesans kentidir. Ünlü Sherwood Ormanları kahramanının ayrı bir gizem kattığı bu şehrin bir diğer özelliği de canlı gece hayatıdır. Şehre bakışın en geniş açılarla yakalanabileceği Notthingham Kalesi ve geçmişte mahkumların hapsedildiği, idamlara ev sahipliği yapmış Adalet Galerisi ziyaret edilmesi gereken diğer yapılardan sayılabilir. Ve vazgeçilmeniz olacak olan... Londra Otobüs Haritanız... Buradan... Londra Metro haritanız... Saygılar... DİPNOT...
  16. Çok Teşekkür ederim sevgili Mavi... Evet keşke öyle bir olanak olabilse ve forum arkadaşlarımızla birlikte böyle bir geziye (belki başka güzel bir yerde) imza atabilsek... Umarım ilerliyen zamanda bunuda gerçekleştirebileceğimiz oluşumlarımız olur... Şimdi size birazda London Eye'den bahsedeyim... Evet London Eye dev bir dönme dolaba benzeyen bir gözlem tekerleğidir... Evet gözlem tekerleği yanlış duşmadınız... Çünkü bu dolapta Londra'yı her açıdan, her yükseklikten ve her yönden rahatlıkla görmek mümkün... Yaklaşık turunu 20, ya da 25 dakikada tamamalayabildiğini düşündüğüm (ki saat tutmadım açıkçası) bu dönme dolap milenyum eğelenceleri için tasarlanmış ve hazırlanmış... 135 metre yükkekliğinde olan ve Thames nehrinin kenarında Country Hall'ün dışında Westminster sarayının karşı tarafında bulunmaktadır. Gerçekten dönüş boyunca manzara olağanüstüdür ve sürekli değişmektedir... Akşam saat saat 21:00'e kadar açıktır ve bu saate kadar bu tura katılabilme olanağınız bulunmaktadır... kış aylarında ise daha erken saatlerde kapanmaktadır. Bilet fiyatları yetişkinler için 14.50 GBP ve çocuklar için 7.25 GBP dir. En yakın istasyon Westminster istasyonudur. Buradan bir kaç çektiğim birkaç güzel fotoğraflarım var ve bunu paylaşmak istiyorum... Binmek üzereyim ve sıradayım... Tepe noktasına az kaldı.. Ve Tepedeyim...
  17. Sevgili Forum arkadaşlarıma Londra ile ilgili önemli bilgiler... VİZE... Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki İngiltere vizesi almak gerçekten biraz zor gibi... Ve oldukça meşakkatli yolları aşarak vizeyi alabildiyseniz önemli bir kazanım sahibi oldunuz demektir Çünkü; İngiltere kapısından eğer sizinle ilgili şüpheli bir durum yoksa giriş kapısındaki görevli kesinlikle ülkeye girişinizi onaylayacaktır... Önemle yapmanız gereken ise uçakta verilen, eğer verilmediyse havaalanında her yerde bulabileceğiniz üç beş soruluk ufak formu doldurup imzalamak... Diyelim ki vizeyi aldınız, sıra bilette almakta artık... İngiltere / Londra'ya gidecek olanlar için bu noktadaki temel soru hangi havaalanına bilet almalıyım düşüncesi olmalı... Çünkü Londra'nın çeşitli noktalarında dört adet havaalanı bulunmakta ve size en mantıklı tercihlerin ise, Heatrow ve Stanset havaalanlarınını olabileceğini söyleyebilirim... Diğerler havaalanlarına da tabiki inbilirsiniz ve çok daha ucuz bilet bulabilirsiniz ama, o biletin farkını Londra'da şehre ulaşmak için harcayacağınız parayla ve kaybedebileceğiniz zamanla ödeyeceğinize emin olun... Benim favoru havalanlarım ise... Heatrow ve Stanset arasında bir tercih yapmanız gerekirse kesinlikle Heatrow'u öneririm çünkü Heatrow, Londra'nın en merkezi ve en büyük havaalanıdır ve en büyük avantajı şehre metro ağıyla bağlı olması... Bu arada elinizde toplu ulaşım kartınız (oyster) olmasa bile yalnızca dört pound vererek bir saat içinde kendinizi şehrin istediğiniz bir noktasına atabilme şansına sahip olabilirsiniz... Diğer taraftan havalanlarının dejavantajlı durumlarından en önemlisi ise Heatrow havaalanının çok fazla kalabalık olmasıdır. Buradan gümrük kontrolünden geçmek bağzen iki saati bulabildiğini öğrendim... Diğer havaalanı olan Stanset'e gelince, Londra'nın ikinci büyük havaalanıdır ve Heatrow'a göre daha sakin sayılabilir... Herşeyiniz tamam ve gümrük işlemlerinizi de bitirmişseniz şehre ulaşım için otobüs ve treni rahatlıkla kullanabilme olanağına sahip olabilirsiniz... Londra'da günün her saatinde devamlı sefer yapan otobüslerle on pound civarında bir para vererek şehrin merkezindeki Victoria istasyonuna gidebilirsiniz... Yok hayır ben Tren ile gideceğim derseniz... Size önerim biraz daha pahalı olmasına rağmen treni kullanmanız yönünde çünkü 14.50 pound vererek 46 dakika içinde yine şehrin içindeki Liverpool istasyonuna gidebilir ve her iki istasyonun da metroyla bağlantılı olduğunu ekleyerek devam edebiliriz. Veee Artık Londra'nın günlük yaşamına girmek için olumsuz hiçbirşey kalmamıştır ve kendinizi şehre bırakabilirsiniz... BARINMA İLE İLGİLİ ÖNERİLERİM... Öncelikle size minik bir tavsiyede bulunmak istiyorum: Londra'daki harcamalarınızı sanki 1 ytl 1 poundmuş gibi davranın derim... Eğer ki, Londra da öğrenci değilseniz ve kısıtlı / sınırlı bir bütçeniz varsa size en uygun alternatif paylaşımlı odalara sahip bir hostelde kalmanızdır ve hotellerde genelde sabah kahvaltısı fiyata dahildir... Kahvaltıdan kastım peynir zeytin değil elbette... Isıtılmış bir tost ekmeği, bir minik paket tereyağ, reçel, Corn flakes ve tost ekmeğinden oluşan bir menü bulacaksınız... Birde şunu bilmekte fayda var tabiki... Şehir 6 bölgeye ayrılmış durumda ve metroyu kullanacaksanız her bölgenin ücret tarifesi farklılıklarını bilmelisiniz ve bu bölgelere göre ücret ödemeniz gerekecektir... TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI İLE İLGİLİ GEREKLİ BİLGİ... Ulaşım araçlarından Taksiler (ki oldukça güzel, farklı, geniş, rahat, kendine özgü ve ferah taksileri var...)en pahalı ulaşım aracı... Bu nedenle size önerim Toplu ulaşım için öncelikle bir adet oyster kartı almanızdır... Oyster kartınız yoksa her otobüs yolculuğu için 2, her metro yolculuğu için 4 pound ödemeniz gerekecek. (ytl'ye çevirme) Oyster içinse az sonra anlatacağım travel card seçeneklerinin dışında tek binişler için yukarıdaki tutarların yarısını ödersiniz. ULAŞIM ARAÇLARI İÇİN 'OYSTER BİLET' ALMAK... Eğer ingiltere'de öğrenci değilseniz, oyster kart satan herhangi bir noktadan verilecek olan formu doldurup 3 pound karşılığında kartınızı alabilirsiniz. Öğrenciyseniz, bu ülkede üç aydan fazla öğrenci olanlar için verilen öğrenci oysterini kurumunuz aracılığıyla edinebilirsiniz. Öğrenci oysteri ile biletler % 30 indirimli olduğunu hatırlatmak gerek... Vee Oyster bilet artınızı da aldınız. Bu noktada en önemlisi şehri bilip bilmediğinize karar vermeniz gerekiyor... Eğer şehri biliyorsanız ve ingilizceniz de güzelse / ki hakikaten anlaşabilecek kadar bilmek çok çok önemli... olurya paranız azsa ve zamanınız da bolsa otobüsler için olan günlük, haftalık ve aylık "travel card" larını kullanmanızı tavsiye ederim... ŞEHRİ BİLMEYENLERE MİNİK ve ÖNEMLİ ÖNERİM... Şehri bilmeyenlerse kesinlikle ve kesinlikle metroyu kullanmalılar. Yine, günlük haftalık ve aylık doldurduğunuz kartınızla sınırsız seyahat edebilirsiniz. Eğer metro için travel card doldurduysanız, zone sınırlaması olmaksızın otobüsleri de kullanabilirsiniz. ÖNEMLİ BİR İNGİLİZCE KELİME... MUTLAKA FAYDASINI GÖRECEKSİNİZ... Eğer yalnızca turistik amaçla oradaysanız zone 1 ve 2 yi kullanmanız yeterli olacaktır. Bu işlem için doğru cümle şu: -one weekly travel card, zone one and two, please. Artık ulaşım sorununuzu da çözdünüz... Artık şehri gezmeye hazırsınız demektir... Nerede / Nereleri göreceğinize zamanınızı ön planda tutarak ve ilgi alanlarınıza göre karar vereceksiniz... Londra'da 300'den fazla müzesi, onlarca parkı, müzikalleri, pubları, diskoları ile Londra yılda otuz milyondan turisti ağırlayabildiğini asla unutmayın çünkü bunun yaz aylarında Londra'nın çok ama çok kalabalık bir şehir olabileceği anlamına geleceğini bilmelisiniz... Tabiki bu ulaşım sorununuzlarınıza olumsuz yansıyacak demektir... ÖNEMLİ BİR İHTİYACINIZ... ŞEHİR HARİTASI... Turistik amaçla gidenler mutlaka şehri gezmeye başlamadan önce bir şehir haritası edinmenizde yarar var... Burada iki çeşit harita bulabilirsiniz. Birinci grup haritalar... yalnızca birinci bölgenin en popüler yerlerini gösteren sınırlı alana dair tüm detayların olduğu haritalardır. Eğer Londra da birkaç hafta kalacaksanız bu haritalar fazlasıyla işinizi görecektir. ikinci grup haritalar ise... Londra'nın tüm sokaklarını hayrıntılarıyla gösteren "street by street" altbaşlığıyla satılanlardır ve eğer Londra da bir aydan fazla kalacak olanlar için her iki haritadan da birer tane edinmelerini önerebilirim. Bunların fiyatlarına gelince... Birinci grup haritalar 2. 2,5, 3; ikinci grup haritalar ise 4, 5 pound civarlarından ve hemen her köşe başında bulunabilmektedirler. Birde bunların yanında tüm metro istasyonlarında şehrin ulaşım haritalarını ücretsiz edinebilirsiniz. Bu haritalar okuyabilenler için adeta birer can simidi işlevi görürler... UNUTMAYIN... LONDRA'NIN KEŞİSEN ve LABİRENTE DÖNEN SOKAKLARINDAN KURTULUŞ... Yukarıda biryerlerde önemle belirttik.... Lütfen biraz ingilizce bilgisi diye... Evet gerçektende Londra Metro'su onlarca farklı line'dan oluşan ve bu yolların birbiriyle kesişimiyle adeta bir labirente dönen karmaşık bir sistemdir. Tüm yolların kesiştiği noktalardan yapabileceğiniz aktarmalar son derece detaylı bir şekilde her yerde yazar ve sesli uyarı sistemiyle de haberdar edilirsiniz. Yine UNUTMAYIN!... Tek yapmanız gereken sakin ve dikkatli olmaktır... Son olarak; bu tür istasyonlarda metro ulaşım haritasının tanında turistler için önemli noktalara toplu ulaşım olanaklarını anlatan rehberler, her metro istasyonunun yakın çevresini anlatan bölgesel haritalar, otobüsler için yapılmış ulaşım ağlarını gösterir haritalar vb. vb. onlarca haritayı bulabileceğinizdir... VEEE FOTOĞRAF MAKİNENİZ... (OLMAZSA OLMAZLARDAN YANİ...) tüm bunlardan sonra size düşen fotoğraf makinenizi almak ve aşağıda başlıklar halinde sunduğum noktaları mutlaka ziyaret etmenizdir... Tabiki ben tümünü gezemedim... Hep diyoruz ya... Zaman... Evet tekrar zaman diyoruz... Ve gezmeniz gereken yerleri sıralıyorum.... LONDRA'DA GEZMENİZ GEREKEN YERLER... -buckingham palace -houses of parliament & big ben (Parlement binası ve Big Ben) -st paul s cathetral (St. Paul Katedrali) -tower of london -westminister abbey Önemli müzeler: -british museum -natiomal gallery (Ulusal Galeri) -natural history museum (Ulusal Tarih Müzesi) -science museum (Bilim Müzesi) -tate britain (Britanya Ulusal Sanatlar Müzesi) -tate modern(Britanya Modern Sanatlar Müzesi) - victoria amp albert museum Önemli Parklar: -gren park -hyde park -kensington gardens -regent s park -st james park Diğer Yerler: -barbican centre -chinatown -charles dickens museum -covent garden amp covent garden market -greenwich -imperial war museum -london eye -london zoo -madame tussaud s -museum of london -millenium bridge -national army museum -national portrait gallery -oxford street -piccadily and piccadily circus -the monument -royal festival hall -speakers corner -trafalgar square -tower bridge -westminister hall -kensington palace -st james palace Yeri geldiğince burası ile ilgili bilgileri sizlere aktarmaya çalışacağım... Birilerine ışık olur, yardım olur, kolaylık olur umuduyla... Saygılar... DİPNOT... Ve bir fotoğraf... (Kolay Gelsin...)
  18. Teşekkürler sayın Admin... Saygılar... Sizin için birkaç fotoğraf daha yayınlamalıyım... Ve eleştirilerinizi de büyük bir memnuniyetle beklerim... Bu arada köprüde onarım çalışmaları yapılmaktaymış... Bu fotoğrafta Hay's Galleria'nın önünden çekilmiştir... Bu köprü Londra'daki thames nehri üzerinde yer alan açılır köprüdür ve mimarisi ve özellikle gece görüntüsü hayranlık bırakıcı derecede güzeldir, hakikaten insanı derinden etkileyen bir gizemi ve tarihsel özelliği var...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.