Admin

Siber saldırı iphone ve apple kullanıcılarını hedef alıyor 2 Milyar iPhone, iPad, Mac Kullanıcısı İçin Yeni Uyarı: Apple Kimliğiniz Askıya Alındı Black Friday neredeyse kapıda, dolandırıcıların ortalıkta olmasına şaşmamak gerek. Bu, çok kullanılan bir kimlik avı taktiği olsa da, tüm Apple cihazlarını hedef alan son saldırının arkasındaki siber suçlular, becerilerini son derece inandırıcı ve harekete geçmeyi gerektiren bir uyarıya dönüştürdüler: Apple Kimliğiniz askıya alındı. Apple Kimliğiniz Askıya Alındı Dolandırıcılığı Açıklaması iPhone, iPod, MacBook veya Apple Kimliği kullanımını gerektiren başka bir şey olsun, 2 milyardan fazla aktif Apple cihazı kullanıcısı olması nedeniyle, bu teknolojik demografinin siber suçlular için birincil hedef olması gerçekten şaşırtıcı değil; özellikle de Apple ekosisteminde olmanın maliyetleri göz önüne alındığında, varlıklı bir grup oldukları genel resmi göz önüne alındığında. iPhone kullanıcılarına iCloud depolama kapasitelerinin neredeyse dolu olduğunu iddia eden ve elbette harekete geç düğmesine tıklamak kadar aptal olan herkese yükseltme teklif eden dolandırıcılıklar gönderildiğini daha önce gördük. Şimdi, insanların Black Friday indirimleri sırasında harcama güçlerini esnetmek istemesiyle birlikte kullanılan benzer, ancak daha acil bir tehdit var. Suç teşkil eden büyük dil modellerinin yapay zeka destekli uygulamalarıyla giderek daha fazla oluşturulan bu sahte e-postalar, niyet olmasa da görünüm ve ton olarak gerçeğe oldukça yakın. Diğer yapay zeka destekli destek dolandırıcılıkları gibi, bu son derece ikna edici dolandırıcılıklar da tek bir şey düşünülerek tasarlanıyor: alıcının hesap bilgilerini çalabilecekleri bir yere götüren bir eylem düğmesine tıklamasını sağlamak. Çoğu durumda, oltanın yem kadar ikna edici olacağı konusunda uyarılın, bazen saldırıya 2FA atlama metodolojileri de eklenebilir. Mümkün olduğunca fazla korku yaratmak için, e-posta muhtemelen Apple'ın hesabınızda şüpheli bir etkinlik fark ettiğini veya hesabınızın tamamen hacklendiğini ve bu nedenle onu korumak için sizden daha fazla işlem yapmanız gerektiğini iddia edecektir. "Apple Kimliği Askıya Alındı planı gibi kimlik avı dolandırıcılıkları giderek daha yaygın hale geliyor ve acil bir durum söz konusu," diyor eski bir dijital suçlar kolluk kuvvetleri görevlisi ve şu anda ESET'te küresel siber güvenlik danışmanı olan Jake Moore, "birçok kişi hala suçlu bilgisayar korsanlarının kullandığı akıllıca taktiklerle yönlendiriliyor." Apple, Tüm Kullanıcılar İçin Dolandırıcılık Koruması Önerileri Sunuyor Apple, "E-posta adresiniz, telefon numaranız, parolanız, güvenlik kodunuz veya paranız gibi beklenmedik bir mesaj, arama veya kişisel bilgi talebinden şüpheleniyorsanız," diyor, "bunun bir dolandırıcılık olduğunu varsaymak daha güvenlidir." Apple, kullanıcıların kimlik avı saldırısını tespit etmeleri için şu tavsiyelerde bulunuyor: Dolandırıcılar genellikle güven oluşturmak ve meşru görünmek için sizinle ilgili kişisel bilgilerden bahseder. Dolandırıcılar genellikle acil bir sorunu çözmenize yardımcı olma isteğini iletir. Dolandırıcılar genellikle düşünmeniz için zaman vermemek ve doğrudan Apple ile iletişime geçmenizi engellemek için güçlü bir aciliyet duygusu yaratır. Dolandırıcılar hesap bilgilerinizi veya güvenlik kodlarınızı isteyecektir. Apple, "Apple sizden hiçbir zaman herhangi bir web sitesinde oturum açmanızı veya iki faktörlü kimlik doğrulama iletişim kutusunda Kabul Et'e dokunmanızı veya parolanızı, cihaz parolanızı veya iki faktörlü kimlik doğrulama kodunuzu sağlamanızı veya herhangi bir web sitesine girmenizi istemeyecektir" dedi. Moore, "Gönderenin e-posta adresinde herhangi bir tutarsızlık olup olmadığını doğrulamak ve dolandırıcılıkların genellikle başladığı yer olduğu için şüpheli bağlantılara tıklamaktan kaçınmak önemlidir" diye sonlandırdı, "Apple Kimliği sorunu konusunda şüpheniz varsa, iki kez kontrol etmek için doğrudan resmi Apple web sitesine gidin." Perakendeciler Tam DMARC Korumalarını Göz Ardı Ederken, Apple Kullanıcılarının Dolandırıcılık Risklerine Karşı Dikkatli Olmaları Gerekiyor Yıllar boyunca çokça yazdığım anti-spam ve dolayısıyla anti-scam savunmalarından biri DMARC olarak adlandırılan bir şeydir. Bu kısaltmanın genişletilmiş hali Alan Adı Tabanlı Mesaj Kimlik Doğrulaması, Raporlama ve Uygunluk'tur ve bunu açık nedenlerden dolayı bir daha kullanmayacağım. Proofpoint'in önde gelen perakendecilerin birçoğunda DMARC uygulamasına ilişkin yakın zamanda yaptığı bir analiz, Black Friday ve Cyber Monday satış hafta sonu yaklaşırken endişe verici bir istatistiği ortaya çıkardı: sadece %60'ı DMARC tarafından sunulan en katı koruma seviyesini kullandı. Bir avuç kişi DMARC korumalarını hiç kullanmamış olsa da, perakendecilerin çoğunluğunun en sağlam dolandırıcılık karşıtı e-posta önlemlerini uygulamaması endişe verici. Neden? Çünkü dolandırıcılar ve bilgisayar korsanları, alışveriş yapanları sözde "gerçek olamayacak kadar iyi" bir teklife yönlendiren bir bağlantıyı tıklamaya kandırmak için sıklıkla marka taklidi kullanır ve DMARC, katı kimlik doğrulama önlemleri sağlayarak bu tür e-posta alanı hilelerine karşı savaşmak için vardır. Proofpoint'te siber güvenlik stratejisti olan Matt Cooke, "Çoğu şeyde olduğu gibi," dedi, "bir teklif gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsa veya kaydolduğunuz meşru pazarlama olarak doğrulanamıyorsa, alıcılar herhangi bir bağlantıya tıklamaktan kaçınmalıdır." DMARC, bir göndericinin kimliğini doğrular ve bu, bir mesajın hedeflenen hedefe ulaşmasına izin vermeden önce kritik bir kısımdır. Bunu üç koruma seviyesi kullanarak yapar: izleme, karantina ve reddetme. Sadece ikincisi kimlik avı e-postasını durdururken, karantina onu hala alınabileceği, okunabileceği ve potansiyel olarak işlem görebileceği spam klasörünüze gönderir. Proofpoint, Black Friday hafta sonu boyunca güvende kalmak için tüm tüketicilerin aşağıdaki yönergelere uymasını tavsiye ediyor: Aynı parolayı tekrar kullanmaktan kaçının - bir parola yöneticisi kullanın. Tanınmış markaları taklit eden sahte web sitelerine karşı dikkatli olun. Kişisel verileri (oturum açma bilgileri ve kredi kartı bilgileri gibi) toplamayı amaçlayan güvenli olmayan web sitelerine yönlendiren kimlik avı e-postalarına karşı dikkatli olun. SMS kimlik avı ve sosyal medya aracılığıyla alınan mesajlar konusunda dikkatli olun. Bağlantılara tıklamaktan kaçının; bunun yerine, reklamı yapılan fırsatlara erişmek için bilinen web sitesi adresini tarayıcınıza manuel olarak girin. Satın alma işlemi yapmadan önce onaylayın. Bu yönergelere ek olarak, NordVPN'de siber güvenlik uzmanı olan Adrianus Warmenhoven, tüketicilerin şunları yapması gerektiğini söyledi: Sadece ihtiyaç duyduğunuz kadar bilgi verin: meşru bir web sitesi yalnızca bir işlem yapmak ve siparişinizi göndermek için gereken bilgileri ister. Banka ekstrelerinizi izleyin: Dolandırılmadığınızdan emin olmanın en iyi yollarından biri, banka ekstrelerinizi çevrimiçi veya mobil bankacılık aracılığıyla izlemektir. Bunu yapmak, yalnızca satın alımları ve maliyetleri takip etmenizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda şüpheli bir işlem fark etmeniz durumunda hızlı bir şekilde yanıt vermenize de yardımcı olabilir. Apple iCloud Hesabınız Hemen İlgilenmeyi Gerektirir Daha önce de belirttiğim gibi, özellikle Apple kullanıcılarını hedef alan başka kimlik avı dolandırıcılıkları da vardır ve bunlardan biri iCloud yükseltme dolandırıcılığı olarak bilinir. Bu, e-posta ve SMS metin mesajları kullanılarak dağıtılmıştır. İkincisi, gelen kutuma bakılırsa, son zamanlarda dolandırıcılar arasında tekrar popülerlik kazanmıştır. Apple kullanıcılarının dikkat etmesi gereken şey budur. Birçok yönden, bu kampanya, kurbanda temel bir Apple hizmetiyle ilgili aciliyet duygusu uyandırması açısından Apple Kimliği askıya alındı dolandırıcılığına çok benzer. Bu durumda, bu sizin iCloud hesabınızdır ve mesajlar size hemen ele alınması gereken bir sorun olduğunu söyler veya alıcıya iCloud depolama alanının neredeyse dolduğunu ve ücretsiz yükseltme için "buraya tıklayabileceklerini" bildirir. Daha önce olduğu gibi, mesajlar Apple'dan geliyormuş gibi görünecek ve sizi gerçek bir Apple sitesine yönlendiriyormuş gibi görünecek, ancak görünüşler yanıltıcı olabilir ve bu durumda kesinlikle öyledir. Site klonlanacak, genellikle bir CAPTCHA veya benzeri bir sistemle korunacak ve "ücretsiz" depolama alanı tahsisinizi talep edebilmeniz veya acil olarak hangi konunun dikkatinizi gerektirdiğini öğrenebilmeniz için oturum açma bilgilerinizi onaylamanız gerekecektir. Ayrıca, daha önce olduğu gibi, saldırganın hedefi Apple Kimliğinizin kontrolüdür, bu da onları değerli verilere götürür ve özellikle Black Friday'den Cyber Monday'e uzun perakende hafta sonuna yaklaştığımız için satın alımları yetkilendirir. Önceki tüm önlem amaçlı hafifletmeler, diğerlerinde olduğu gibi bu Apple dolandırıcılığı için de geçerlidir. Önceden önerildiği gibi iki faktörlü kimlik doğrulamanın kullanımıyla ilgili olarak, bir adım daha ileri gidip iOS'un en son sürümünü kullanıyorsanız oturum açma metodolojinizi bir Apple Passkey'e değiştirmeyi düşünmenizi öneririm. Her neyse, lütfen orada dikkatli olun. Proofpoint, Black Friday hafta sonu boyunca güvende kalmak için tüm tüketicilerin aşağıdaki yönergelere uymasını tavsiye ediyor: Aynı parolayı tekrar kullanmaktan kaçının - bir parola yöneticisi kullanın. Tanınmış markaları taklit eden sahte web sitelerine karşı dikkatli olun. Kişisel verileri (oturum açma bilgileri ve kredi kartı bilgileri gibi) toplamayı amaçlayan güvenli olmayan web sitelerine yönlendiren kimlik avı e-postalarına karşı dikkatli olun. SMS kimlik avı ve sosyal medya aracılığıyla alınan mesajlar konusunda dikkatli olun. Bağlantılara tıklamaktan kaçının; bunun yerine, reklamı yapılan fırsatlara erişmek için bilinen web sitesi adresini tarayıcınıza manuel olarak girin. Satın alma işlemi yapmadan önce onaylayın. Bu yönergelere ek olarak, NordVPN'de siber güvenlik uzmanı olan Adrianus Warmenhoven, tüketicilerin şunları yapması gerektiğini söyledi: Sadece ihtiyaç duyduğunuz kadar bilgi verin: meşru bir web sitesi yalnızca bir işlem yapmak ve siparişinizi göndermek için gereken bilgileri ister. Banka ekstrelerinizi izleyin: Dolandırılmadığınızdan emin olmanın en iyi yollarından biri, banka ekstrelerinizi çevrimiçi veya mobil bankacılık aracılığıyla izlemektir. Bunu yapmak, yalnızca satın alımları ve maliyetleri takip etmenizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda şüpheli bir işlem fark etmeniz durumunda hızlı bir şekilde yanıt vermenize de yardımcı olabilir. Apple iCloud Hesabınız Hemen İlgilenmeyi Gerektirir Daha önce de belirttiğim gibi, özellikle Apple kullanıcılarını hedef alan başka kimlik avı dolandırıcılıkları da vardır ve bunlardan biri iCloud yükseltme dolandırıcılığı olarak bilinir. Bu, e-posta ve SMS metin mesajları kullanılarak dağıtılmıştır. İkincisi, gelen kutuma bakılırsa, son zamanlarda dolandırıcılar arasında tekrar popülerlik kazanmıştır. Apple kullanıcılarının dikkat etmesi gereken şey budur. Birçok yönden, bu kampanya, kurbanda temel bir Apple hizmetiyle ilgili aciliyet duygusu uyandırması açısından Apple Kimliği askıya alındı dolandırıcılığına çok benzer. Bu durumda, bu sizin iCloud hesabınızdır ve mesajlar size hemen ele alınması gereken bir sorun olduğunu söyler veya alıcıya iCloud depolama alanının neredeyse dolduğunu ve ücretsiz yükseltme için "buraya tıklayabileceklerini" bildirir. Daha önce olduğu gibi, mesajlar Apple'dan geliyormuş gibi görünecek ve sizi gerçek bir Apple sitesine yönlendiriyormuş gibi görünecek, ancak görünüşler yanıltıcı olabilir ve bu durumda kesinlikle öyledir. Site klonlanacak, genellikle bir CAPTCHA veya benzeri bir sistemle korunacak ve "ücretsiz" depolama alanı tahsisinizi talep edebilmeniz veya acil olarak hangi konunun dikkatinizi gerektirdiğini öğrenebilmeniz için oturum açma bilgilerinizi onaylamanız gerekecektir. Ayrıca, daha önce olduğu gibi, saldırganın hedefi Apple Kimliğinizin kontrolüdür, bu da onları değerli verilere götürür ve özellikle Black Friday'den Cyber Monday'e uzun perakende hafta sonuna yaklaştığımız için satın alımları yetkilendirir. Önceki tüm önlem amaçlı hafifletmeler, diğerlerinde olduğu gibi bu Apple dolandırıcılığı için de geçerlidir. Önceden önerildiği gibi iki faktörlü kimlik doğrulamanın kullanımıyla ilgili olarak, bir adım daha ileri gidip iOS'un en son sürümünü kullanıyorsanız oturum açma metodolojinizi bir Apple Passkey'e değiştirmeyi düşünmenizi öneririm. Her neyse, lütfen orada dikkatli olun. Kaynak: Forbes

Kripto Piyasası Çöküşü 1,7 Milyar Dolarlık Tasfiyeleri Tetikledi Kripto para piyasasındaki sert bir düzeltme, 24 saat içinde 1,7 milyar dolarlık tasfiyeyi tetikledi ve Bitcoin 100.000 dolardan yaklaşık 94.000 dolara düştü, Coinglass verileri gösteriyor. Satış, kısa ve uzun tasfiyelerle sonuçlandı ve genel kripto piyasa değerini %7,5 oranında düşürdü. Spekülasyonlar, satışı Butan'ın Bitcoin transferlerine ve Google'ın 'Willow' kuantum çipini piyasaya sürmesine bağlıyor. Kaynak: Benzinga

Tesla'nın insansı robotunun tökezlemeden nasıl kurtulduğunu izleyin Tesla, Optimus insansı robotunun rahat bir yürüyüşe çıktığı bir videoyu (aşağıda) yayınladı. 38 saniyelik görüntü, robotun yumuşak, engebeli zeminle başa çıkma yeteneğini gösteriyor ve iki ayaklı robot çoğu zaman yürürken oldukça rahat görünüyor. Ancak en etkileyici kısım, videonun sonunda Optimus'un küçük ama dik bir yamaçtan inerken garip bir kaymadan oldukça zarif bir şekilde kurtulduğu an. Bu şekilde kurtulmak için çok karmaşık ve yıldırım hızında bir hesaplama gücü gerekiyor, bu yüzden robotun dik kalmakta iyi olduğu açık. Tesla patronu Elon Musk, videoyu paylaştığı bir çevrimiçi gönderide, "Optimus artık elektrikli uzuvlarını kontrol etmek için sinir ağlarını kullanarak oldukça değişken zeminlerde yürüyebiliyor." dedi. Optimus'un başkan yardımcısı Milan Kovac, kendi gönderisinde, Optimus'un bir zamanlar kaydığı malçlanmış zeminde yürürken görüldüğünü belirterek konuyu ayrıntılı olarak ele aldı. Kovac, "Burada gerçekten çılgınca olan şey, Optimus'un bu [yürüyüşler] için aslında kör olması." dedi ve robotun onu yönlendirecek herhangi bir kamera olmadan dengesini koruduğunu, bunun yerine yerleşik bilgisayarıyla entegre edilmiş yerleşik sensörlere güvendiğini ekledi. Yönetici, Optimus'un yürürken önceden plan yapabilmesini sağlamak için ekibinin, robotun çevresini algılamasını ve onunla etkileşime girmesini sağlayacak gelişmiş bir sistem olan bilgisayar görüşünü dahil etmeyi planladığını söyledi. Ayrıca robotun yürüyüş stilini daha doğal görünmesi için iyileştirmek istiyorlar ve düşmenin kaçınılmaz olduğu durumlarda hasarı en aza indirmek için devrilmesini sağlayacak güvenli bir yol tasarlamak istiyorlar. Boston Dynamics'in iki ayaklı Atlas robotunun geliştirme aşamasındaki videolarına baktığımızda, 2016'da Optimus'a benzer şekilde yürüdüğünü görebiliyoruz. Bir yıl sonra taklalar atıyordu ve bundan kısa bir süre sonra koşabiliyordu. Optimus'un önümüzdeki birkaç yıl içinde umarım hızlı bir şekilde ilerlemesini görmek için sabırsızlanıyoruz. Musk, Optimus'u 2021'de tanıttı. Lansman etkinliğinde Tesla'nın hazır bir prototipi yoktu, bunun yerine sahneye dar bir tulum giymiş birini çıkardı. Robotun o zamandan bu yana uzun bir yol kat ettiğini söylemek doğru olur. Tesla şefi, önümüzdeki yılın başlarında Tesla fabrikalarında insan personel ile birlikte çalışan "binlerce" robot görebileceğimizi ve "tehlikeli, tekrarlayan [ve] sıkıcı görevleri" üstleneceğini söyledi. Ancak Musk'ın hedef tarihlerinin kaydığı biliniyor, bu yüzden gerçekleşmezse şaşırmayın. Ticari bir lansman için de planlar var, ancak en erken 2026'da. Tam 30.000 dolara mal olacak olan Optimus'un bir gün "çocuğunuza bakmak, köpeğinizi gezdirmek, çimlerinizi biçmek, alışverişe çıkmak, sadece arkadaşınız olmak, içecek servisi yapmak" gibi çeşitli görevleri yerine getirebilen bir ev yardımcısı olarak işlev görebileceğini iddia ediyor Musk. Kaynak: DT

Bilim İnsanları Şimdiye Kadar Üretilmiş En İnce "Spagettiyi" Yarattı İngiliz araştırmacılar çığır açan bir başarıya imza attı: Çıplak gözle görülemeyecek kadar ince spagetti ürettiler. Çapı sadece 372 nanometre olan bu makarna benzeri iplikler, mutfak dünyasının çok ötesinde potansiyel uygulamalar sunuyor. Yenilemese de bu yenilik, tıp ve diğer endüstrilerde ilerlemelere kapı açıyor. Devrim Niteliğinde Bir Makarna Alternatifi University College London'daki bir ekip, elektrospinning adı verilen bir işlem kullanarak şimdiye kadar üretilmiş en ince spagettiyi üretti. Bu teknik, ultra ince lifler üretmek için un ve sıvı karışımını minik metal açıklıklardan itmeyi içerir. Geleneksel spagettilere benzese de bu lifler çok daha küçüktür; o kadar küçüktür ki özel ekipman olmadan görülemezler. Sadece 372 nanometre kalınlığında olan bu iplikler, görünür ışığın dalga boyundan daha incedir. Yemek Masası İçin Fazla Narin Makarna benzeri kökenlerine rağmen, bu nanolifler mutfak amaçları için uygun değildir. Baş araştırmacılardan biri olan Gareth Williams'ın Phys.org'a açıkladığı gibi, lifler pişirildiğinde neredeyse anında çözülür. Kırılganlıkları onları yiyecek olarak kullanışsız hale getirir, ancak benzersiz özellikleri diğer kullanımlar için umut vaat eder. Bu yenilik tabaklarda servis edilmek yerine biyoteknoloji ve malzeme bilimi gibi alanlara katkıda bulunabilir. Tıpta Umut Vaat Eden Uygulamalar Ultra ince lifler tıbbi gelişmelerde önemli bir rol oynayabilir. Araştırmacılar, bunların bakterileri engellerken nemin geçmesine izin veren ve daha hızlı iyileşmeyi destekleyen yara pansumanlarına dokunabileceğine inanıyor. Bu nanofiberler ayrıca kemik rejenerasyonuna yardımcı olabilir veya diğer tıbbi uygulamalar için iskele görevi görebilir. Bu liflerden tam işlevli yara pansumanları oluşturma teknolojisi henüz mevcut olmasa da, çalışma bu hedefe doğru önemli bir ilk adımı temsil ediyor. Üretimi Basitleştirme Şu anda benzer lifler, maliyetli ve karmaşık bir işlem olan saflaştırılmış bitki malzemelerinden elde ediliyor. Bu iplikleri doğrudan undan üretmek çok daha basit ve daha verimli bir alternatif sunuyor. Ölçeklendirilirse, bu yöntem üretim maliyetlerini önemli ölçüde düşürebilir ve tıbbi tedavilerde ve muhtemelen diğer endüstrilerde daha geniş bir kullanıma giden yolu açabilir. Ultra ince spagettinin yaratılması, küçük ölçekli yeniliklerin bile çeşitli alanlarda önemli etkilere sahip olabileceğini göstermektedir. Kaynak: Ever-Growing USA

Çin daha yumuşak bir para birimi düşünüyor (Reuters) - Reuters Çarşamba günü Çin'in, konuya aşina kişilere atıfta bulunarak, ikinci Donald Trump başkanlığında daha yüksek ticaret tarifelerine hazırlanmak için yuanın 2025'te zayıflamasına izin vermeyi düşündüğünü bildirdi. Döviz piyasaları haberle hareketlendi, yuan yaklaşık %0,3 düşerek dolar başına 7,2803'e geriledi ve Güney Kore wonu ve Yeni Zelanda doları gibi Çin'e duyarlı para birimleri geriledi. Bazen yuan için daha aktif bir şekilde işlem gören bir vekil görevi gören Avustralya doları, bir yıllık en düşük seviyeye kadar %0,6 düştü. Piyasa analistleri ve katılımcıların yorumları şöyle: RABOBANK, LONDRA, FX STRATEJİSİ BAŞKANI JANE FOLEY: "Çok ilginç bir rapor, çünkü yavaşlayan Çin ekonomisi temasına ve 'Çin, ABD tarifelerine karşı koymak için ne yapacak?' temasına uyuyor. Döviz kurunun zayıflatılması, bu tür bir arka plan göz önüne alındığında, oldukça çekici bir mantığa sahip. Ve elbette, politik olarak, özellikle Çin renminbinin rezerv statüsünü artırmak istiyorsa, onu daha sağlam tutması için üzerinde baskı olduğunu biliyoruz. Ancak ekonomiyi canlandırmaları gerekiyorsa ve ihracata odaklanmaya daha fazla ilgi duyuyorlarsa, renminbinin yumuşamasına izin verebilecekleri konusunda oldukça ikna edici bir mantık var." NICHOLAS REES, KİDEMLİ DÖVİZ PİYASASI ANALİSTİ, MONEX, LONDRA: "Çin'in Trump tarifelerine hazırlanırken yuanın zayıflamasına izin vereceği haberi şok edici değil - bu, seçim sonrası yüksek inançlı çağrılarımızdan biriydi. "Gördüğümüz kadarıyla, Çin yetkilileri bir müzakere pozisyonu oluşturmaları gerektiğini ve şu anda ilk hamle avantajına sahip olduklarını anlıyorlar. Herhangi bir şey varsa, piyasaların tarifeler uygulanırsa yuanın gelecek yıl ne kadar zayıflayabileceğini hala hafife aldığını düşünüyoruz. Ancak, yuanın bölgesel bir döviz çıpası olarak oynadığı rol göz önüne alındığında, önemli bir değer kaybının özellikle Asya döviz piyasasında daha geniş çaplı domino etkileri olması muhtemeldir" LONDRA, DAIWA SERMAYE PİYASALARI EKONOMİK ARAŞTIRMA BAŞKANI CHRIS SCICLUNA: "Çoğu insan tarifelerin uygulanmasına verilecek yanıtın yuanın zayıflamasına izin vermek olacağını varsayar. Avrupa ihracatı (tarifelerden) etkilense bile, piyasalar euroyu zayıflatarak tepki verecektir. "Yani, eğer ve ne zaman olacağıyla ilgili. Döviz ayarlaması tarifelerin etkisini telafi edebilir. "Çin ihracatının güçlü, ithalatın ise zayıf olduğu performansı göz önüne alındığında, daha zayıf bir yuanın uygun olup olmadığı konusunda bir soru var. Buna uygun yanıt daha zayıf bir para birimi değildir. "Ancak ABD'den ek tarifeler alırsanız, o zaman daha zayıf bir yuan elde ederiz. O zaman ABD buna değip değmediği sorusunu sormak zorunda kalır." FRED NEUMANN, HSBC, HONG KONG BAŞ ASYA EKONOMİSTİ: "Para birimi ayarlamaları, tarifelerin etkilerini hafifletmek için kullanılacak bir araç olarak masada. Bence bu açık. "Çin para biriminin zayıflığının ABD'deki tarifeleri tamamen telafi edebileceğini ve ekonominin üzerindeki etkiyi bir nevi nötrleştirebileceğini düşünmek cazip geliyor. Ancak bunun dar görüşlülük olacağını düşünüyorum. "Çin liderliğinin, zayıflayan bir Çin para biriminin diğer ticaret ortakları üzerindeki etkisine karşı da dikkatli olması muhtemeldir. "Çin para birimini agresif bir şekilde düşürürse, bu bir tarife kademesi riskini artırır... bu yüzden burada Çin'in para birimi açısını çok agresif bir şekilde kullanması durumunda, diğer ticaret ortakları arasında bir tepkiye yol açabileceği ve bunun Çin'in çıkarına olmadığı konusunda biraz risk olduğunu düşünüyorum." MATT SIMPSON, KİDEMLİ PİYASA ANALİSTİ, ŞEHİR ENDEKSİ, BRISBANE: "Çin yakın zamanda, dibe doğru bir yarışta kimsenin kazanmayacağını söyledi, ancak bu, onların oyuna katılmaya hazır olmadıkları anlamına gelmiyor. Şimdi sadece USD/CNH'yi 7,3'ün üzerine çıkarıp AUD/USD'nin 63 sente düşmesine yardımcı olmak için biraz daha sıcak bir ABD enflasyon baskısı görmemiz gerekiyor." LYNN SONG, BÜYÜK ÇİN, ING, HONG KONG BAŞ EKONOMİSTİ: "Bu tür hafif bir değer kaybı, beklenen daha güçlü dolar zemini göz önüne alındığında, hala beklentiler dahilinde. "Piyasalarda tarifeleri dengelemek için hızlı bir %10-20 değer kaybı çağrısı yapan bazı sesler var. Bunun gibi kasıtlı ve keskin bir değer kaybı beklemiyoruz... Para birimi istikrarı hedefinden vazgeçen hızlı bir hareket, Çin'in satın alma gücünü koruma, sermaye çıkış baskısını azaltma ve RMB'nin bir ödeme para birimi olarak rolünü iyileştirme konusunda son birkaç yılda kaydedilen ilerlemeyi de geri alacaktır." JIN MOTEKI, DÖVİZ STRATEJİSTİ, NOMURA SECURITIES, TOKYO: "Çin yuanı Trump'ın tarifeleri nedeniyle bir miktar değer kaybetse bile, yen'in aynı yönde hareket etmesinin pek olası olmadığını düşünüyorum. "Bence Çin hükümeti yuanın değer kaybetmesine izin verirse, bu Çin ihracatını destekleyecektir. Bu nedenle, talep arz ve denge açısından, yuan Çin ticaret dengesindeki iyileşme tarafından destekleniyor." KEN CHEUNG, DÖVİZ STRATEJİSTİ, MIZUHO, HONG KONG: "Para birimi değer kaybı tarife şokuna karşı bir taktik olarak hizmet ettiyse, muhtemel artan ticaret savaşı USD istisnacılığını güçlendirebilir ve bölgesel para birimlerini etkileyebilir. "Yuan'ın 7,5'e değer kaybetmesi, özellikle değer kaybının hızını ve büyüklüğünü yönetmek için döviz dengeleyici araçların devreye girmesiyle sermaye çıkışı riski açısından yönetilebilir kalacaktır." CHARU CHANANA, SAXO, SINGAPUR, DÖVİZ STRATEJİSİ BAŞKANI: "Pazartesi günkü teşvik duyurusu ve bugün yuan değer kaybıyla ilgili raporlarda belirtildiği gibi, Çin yaklaşan Trump başkanlığı konusunda giderek daha fazla endişeli görünüyor. Ancak, bu önlemler Çin'in temel borç sorunları ve tüketiciler ile işletmeler arasındaki güven eksikliğiyle başa çıkmak için pek bir şey yapmıyor. "Aslında, daha zayıf bir yuan bu sorunları daha da kötüleştiriyor ve Çin'in ABD Hazine Bakanlığı tarafından bir para birimi manipülatörü olarak etiketlenmesi riskini oluşturuyor." Kaynak: Reuters

Hangi uygulamalar şifreli mesajlaşma sunuyor? Nasıl geçiş yapılır ve federal yetkililerin uyarısından sonra nelere dikkat edilmelidir? Federal yetkililer, Çin'deki bilgisayar korsanlarının bilinmeyen sayıda Amerikalının "müşteri arama kayıtları verilerini" çaldığını duyurdu, ancak şifreli mesajlaşma, ABD'deki kişilerin bu siber tehdit ortasında iletişimlerini güvence altına almaları için ilk savunma hattı olabilir. "Siber casusluk kampanyası" FBI ve Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenlik Ajansı (CISA) tarafından Kasım ortasında duyuruldu. FBI ve CISA'nın açıklamasına göre, ajanslar Çin bağlantılı bilgisayar korsanlarının "müşteri arama kayıtlarını çalmak için birden fazla telekomünikasyon şirketindeki ağları tehlikeye attığını" tespit etti. Kasım ayında, ajanslar bilgisayar korsanlarının "öncelikle hükümet veya siyasi faaliyetlerde bulunan sınırlı sayıda kişiyi" tehlikeye attığını söyledi, açıklama şöyle. Geçtiğimiz hafta, ajanslar ABD vatandaşlarını kampanya tarafından tehlikeye atılmaktan daha iyi korumak için ortak bir rehber yayınladı. "İletişim Altyapısı için Gelişmiş Görünürlük ve Güçlendirme Rehberi" başlıklı rehberde, kurumlar uçtan uca şifrelemeyi bir çözüm olarak öneriyor. “ÇHC'ye bağlı siber faaliyet, kritik altyapı, devlet kurumları ve işletmeler için ciddi bir tehdit oluşturuyor,” diyor CISA siber güvenlikten sorumlu yönetici yardımcısı müdürü Jeff Greene 3 Aralık tarihli bir basın bülteninde. "ABD ve uluslararası ortaklarımızla birlikte, yazılım üreticilerini müşterilerinin güvenlik duruşunu güçlendirmek için Güvenli Tasarım ilkelerini geliştirme yaşam döngülerine dahil etmeye çağırıyoruz." Şu şifreli mesajlaşmaya nasıl geçileceği ve hangi uygulamaların bu özelliği sunduğu hakkında bilgi edinin. Uçtan uca şifreleme nedir? Google'a göre uçtan uca şifreleme, "iletişimlerinizi güvenli tutan bir güvenlik yöntemidir." Teknoloji şirketine göre, "Uçtan uca şifrelemeyle, Google ve üçüncü taraflar dahil hiç kimse telefonunuz ve mesajlaştığınız telefon arasında seyahat ederken uygun mesajları okuyamaz." Hangi uygulamalar uçtan uca şifreli mesajlar sunar? Google'a ek olarak, Signal ve Meta'ya ait WhatsApp gibi birkaç uygulama daha şifreli özellikler sunar. "Signal en kolayıdır ve herkes için varsayılan olarak kullanıma hazırdır. WhatsApp iyidir ancak daha fazla meta veri toplar." dedi Electronic Frontier Foundation'da güvenlik ve gizlilik aktivisti olan Thorin Klosowski Washington Post'a. Apple'ın iMessage'ı da şirkete göre uçtan uca şifrelenmiştir. Şirketin mesaj ve gizlilik politikasında "Apple'ın cihazlar arasında geçiş yaparken konuşmalarınızın içeriğini şifresini çözmesinin bir yolu yoktur" ifadesi yer almaktadır. Telegram, Session, Briar ve Threema gibi diğer mesajlaşma uygulamaları uçtan uca şifrelenmiş mesajlaşma sunar. Facebook'un Messenger uygulaması da uçtan uca şifrelenmiştir; bu özellik geçen yıl varsayılan hale gelmiştir. Uçtan uca şifrelenmiş mesajlaşmaya nasıl geçilir Uçtan uca şifrelenmiş mesajlaşmaya geçmenin en iyi yolu, WhatsApp, iMessage ve Signal gibi bunu destekleyen uygulamaları kullanmaya başlamaktır. Ayrıca kullanıcılar mesaj göndermeden önce, birisi ekran görüntüsü alırsa veya söylediklerini veya gönderdiklerini paylaşırsa şifreleme özelliklerinin kendilerine yardımcı olmayacağını bilmelidir. Buna X, TikTok veya hatta Slack ve Microsoft Teams'de doğrudan mesaj göndermek de dahildir. Signal gibi bazı uygulamalar mesajları ortadan kaldırma seçeneğine sahiptir. Bu, açıldıktan sonra konuşmaları veya mesajları silebilir. Apple aygıtlarında, kullanıcılar tüm mesajların yalnızca bir ay veya bir hafta gibi belirli bir süre boyunca kaydedilmesini ayarlayabilir. Çok faktörlü kimlik doğrulama, yalnızca oturum açmak için bir parola kullanmak yerine hassas hesaplar için de kullanılabilir. Bu, söz konusu hesaplar için ekstra güvenlik görevi görür. Kaynak: USA TODAY

Londra'dan New York'a 19 trilyon dolarlık tünel planı açıklandı Londra'dan New York'a sadece bir saatte ulaşabildiğinizi hayal edin. Şehirleri birbirine bağlayan 3.000 mil uzunluğunda bir transatlantik tren tüneli inşa etme planları çevrimiçi olarak yeniden ortaya çıktıktan sonra bu rüya bir gün gerçek olabilir. Öneri yeni değil, ancak bir zamanlar inşa etmek için gereken uzunluk ve para miktarı nedeniyle imkansız olarak görülüyordu Vakum tüpü teknolojilerinden basınçlı araçlara kadar uzanan teknolojideki son gelişmeler, yolculuğun sonunda gerçeğe dönüşebileceği anlamına geliyor, ancak büyük bir fiyat etiketiyle. Atlantik Okyanusu'ndan geçen bir tünelin inşaat maliyetinin tahminleri 15 trilyon sterlini (19 trilyon dolar) aştı Proje fikirleri sonunda ilerlerse, Londralılar New York'a giden bir trene binip sadece bir saatte okyanusun karşısına geçebilir. Ayrıca daha çevre dostu olabilir ve hava yolculuğunun yarattığı yoğun hava kirliliğini azaltabilir. Önerilen trenler, rüzgar direnci olmadan 3.000 mil hıza ulaşabilecekleri basınçlı tünellerden geçecekti Teknoloji, İsviçreli mühendislerin denediği ve 'seyahatin geleceğini değiştirebileceğini' iddia ettiği süper döngü trenlerinin teknolojisine benziyor. Yıllar boyunca birçok farklı sağlayıcı hiper döngü teknolojisini geliştirmeye çalıştı ve başarısız oldu. Engellerden bazıları vakum sisteminin, kapsül tahrik sistemlerinin, ölçeklenebilirliğin, güvenliğin ve ekonomik uygulanabilirliğin korunmasıdır Önerilen su altı tren tünellerine benzer ancak çok daha az yüksek teknolojili bir yapı, İngiltere ve Fransa'yı birbirine bağlayan Kanal Tüneli'dir. 40 milden daha kısa olmasına rağmen inşa edilmesi altı yıl sürdü Bazı mühendisler önerilen Atlantik tünelinin kalın okyanus tabanının altına inşa edilmesini önerdi, diğerleri ise onu kablolar veya kazıklarla askıya almanın daha iyi olacağına inanıyor. Kanal Tüneli yüzeyin sadece 245 fit altına ulaşır, ancak önerilen transatlantik tren çok daha derine gidebilir Sualtı tünelleri için benzer fikirler ilk olarak 1800'lerde ortaya çıktı. 1802'de Fransız maden mühendisi Albert Mathieu-Favier, Fransa ile İngiltere arasında yağ lambalarıyla aydınlatılan ve hatta kanallar arasında 'at değiştirmek' için yapay bir adadan bahseden bir tünel fikrini ortaya attı. Ancak Kanal basınçlı değildir ve yaygın inancın aksine, suyu pompalamadan önce içeri sızmasına izin verir Kaynak: Metro

Arda Güler'in çok az oynadığı maçta - Real Madrid Atalanta'yı 3-2 yendi Atalanta vs. Real Madrid: Genişletilmiş Özetler | UCL Ligi Aşaması MD 6 | CBS Sports Golazo

Stellantis ve Çinli CATL'le birleşerek, İspanya'da 4,3 milyar dolarlık Electric Vehicle pil fabrikası kurmak için iş birliği yapıyor Otomobil üreticisi Stellantis ve Çinli pil devi CATL Salı günü İspanya'da 4,1 milyar avroluk (4,3 milyar dolar) lityum demir fosfat (LFP) pil fabrikası kurma planlarını duyurdu. Dodge üreticisi Stellantis, fabrikanın otomobil devinin Avrupa'daki "sınıfının en iyisi" LFP kimlik bilgilerini artıracağını ve şirketin daha yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı pil elektrikli binek otomobiller ve SUV'ler sunmasını sağlayacağını söyledi. Bu, Avrupa'daki otomobil üreticilerinin tam elektriklendirmeye giden yolda mükemmel bir zorluk fırtınasıyla karşı karşıya olduğu bir zamanda geliyor. Otomobil üreticisi Stellantis ve Çinli pil devi CATL Salı günü İspanya'da 4,1 milyar avroluk (4,3 milyar dolar) büyük ölçekli lityum demir fosfat (LFP) pil fabrikası kurma planlarını duyurdu. 50-50 ortak girişim, Avrupa'daki elektrikli araçlar pazarının evrimine ve gerekli hükümet desteğine bağlı olarak 50 gigawatt saate kadar ulaşabilir. Tesis, Stellantis'in İspanya'nın kuzeydoğusundaki Zaragoza tesisinde inşa edilecek ve 2026 yılı sonuna kadar faaliyete geçmesi bekleniyor. Dodge üreticisi Stellantis, tesisin otomobil devinin Avrupa'daki "sınıfının en iyisi" LFP kimlik bilgilerini artıracağını ve şirketin daha yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı akülü elektrikli binek otomobiller ve SUV'ler üretmesini sağlayacağını söyledi. Bu, Avrupa'nın otomobil üreticilerinin tam elektriklendirmeye giden yolda uygun fiyatlı model eksikliği, şarj noktalarının beklenenden yavaş bir şekilde devreye alınması ve hedeflenen ABD tarifeleri olasılığı gibi zorluklarla karşı karşıya olduğu bir zamanda geliyor. Stellantis Başkanı John Elkann bir açıklamada, "Ortağımız CATL ile bu önemli ortak girişim, temiz ve yenilenebilir enerjide halihazırda lider olan bir üretim tesisine yenilikçi akü üretimi getirecek ve 360 derece sürdürülebilir bir yaklaşımın ilerlemesine yardımcı olacak" dedi. Elkann ayrıca İspanyol yetkililere destekleri için teşekkür etti. Milano'da listelenen Stellantis hisseleri Salı sabahı %0,3 daha yüksek işlem gördü. Hisse senedi fiyatı yılbaşından bu yana %38'den fazla düştü. Stellantis ve dünyanın en büyük pil üreticilerinden biri olan CATL, geçen yıl Kasım ayında Avrupa'da elektrikli araç üretimi için LFP pil hücreleri ve modüllerinin yerel tedariki için bağlayıcı olmayan bir mutabakat zaptı imzaladı. CATL'nin CEO'su ve başkanı Robin Zeng yaptığı açıklamada, "En son teknoloji pil teknolojimiz ve olağanüstü operasyon bilgimizle Stellantis'in Zaragoza'da yerel olarak iş yapma konusundaki onlarca yıllık deneyiminin sektörde büyük bir başarı hikayesi sağlayacağına inanıyorum" dedi. "CATL'nin hedefi sıfır karbon teknolojisini dünya çapında erişilebilir kılmak ve daha yenilikçi iş birliği modelleri aracılığıyla küresel ortaklarımızla iş birliği yapmayı dört gözle bekliyoruz" diye ekledi. Kaynak: CNBC

Tesla, Yavaş Talep ve Kalite Sorunları Nedeniyle Cybertruck Üretimini Durdurdu Talebi Azalan Cybertruck Sonunda, üretim hattı operasyonu geçici olarak askıya alındı Tartışmalar devam ediyor, endişelere yol açıyor Tesla, beklenmedik şekilde düşük satışları gerekçe göstererek Cybertruck üretimini geçici olarak durdurdu ve çalışanlara üç günlük ücretli izin uyguladı. Resmi olarak piyasaya sürülmesinden önce 2 milyondan fazla ön sipariş almasına rağmen, Cybertruck'ın satışları beklentilerin altında kaldı ve bu üretim ayarlamasını teşvik etti. Talepteki yavaşlama kısmen, alıcılarda beklendiği kadar güçlü bir yankı uyandırmayan aracın alışılmadık paslanmaz çelik tasarımına yönelik tüketici tepkisine bağlanıyor. Üretim Kesintileri Tesla Çalışanlarını Etkiliyor Cybertruck üretimindeki kesinti, doğrudan Tesla çalışanlarını etkiliyor. Aralık ayının başında uygulanan ücretli izin, çalışanların belirsiz bir gelecekle mücadele ettiği bu durumu yansıtıyor. Ayrıca, geçmişte fazla mesainin yaygın olduğu üretim hatlarında daha kısa çalışma saatleri gibi çalışma koşullarında da değişiklikler oldu. Öte yandan Tesla'nın diğer modeli Model Y hala yüksek satış rakamlarına ulaşıyor ve Tesla'nın ana modeli konumunu koruyor. Ancak Tesla, elektrikli araçlara olan genel talep düşüşüyle ilgili zorluklardan da kaçınamadı. Buna göre Tesla, hibrit ve plug-in hibrit araçlar geliştirmeye ve pazar değişikliklerine yanıt vermeye daha fazla odaklanıyor. Bu arada Cybertruck'ın piyasaya sürülmesinde ve üretiminde gecikme, gövde panellerinde korozyon ve keskin gövdede kesiklerden kaynaklanan yaralanmalarla başlayan bir dizi sorunu vardı. Yine de Cybertruck'ın popülaritesi piyasaya sürülmesinden hemen sonra fırladı ve ilk miktar açık artırma sitelerinde fiyatının iki katından fazlasına satılarak bir heyecan yarattı. Cybertruck Kalite ve Geri Çağırma Sorunlarıyla Karşı Karşıya Sadece Cybertruck için altı geri çağırma yapıldı. Boşluklar ve gövde panellerinde korozyon gibi kalite sorunlarına yönelik eleştirilerin ardından, geri çağırmalar birbiri ardına yayınlandıkça tüketici şikayetleri de arttı. Geçtiğimiz Kasım ayında, sürücülerin görüşünü engelleyebilecek gecikmeli geri görüş kamerası görüntüleri nedeniyle 27.000 Cybertruck'ın geri çağrıldığı duyuruldu. Ayrıca, Haziran ayında 22.000 araç, ön sileceğin arızalanması ve arka kasaya takılı trimin düşmesi nedeniyle geri çağrıldı. Hatta bir sürücünün ani bir silecek arızası ve yoğun yağmur nedeniyle 3 saat 30 dakika yolda kaldığı bir olay bile yaşandı. Nisan ayında, gaz pedalı kapağının kötü montaj nedeniyle ayrılması ve yapıya sıkışması sorunu da yaşandı. Bu durumda, sürücü ayağını çekse bile, yapıya sıkışan gaz pedalına basıldı ve aracın kontrol edilmesi imkansız hale geldi. Sorunu tespit ettikten sonra Tesla, Cybertruck üretimini durdurdu ve pedal kapağını perçinlerle sabitlemek için bir geri çağırma gerçekleştirdi. Bu sorun nedeniyle yaklaşık 3.900 Cybertruck geri çağrıldı. Cybertruck ile ilgili tartışmalar her geçen gün daha da artarken, dikkatler Tesla'nın hamlelerine çevrildi. Kaynak: Gangnamtimes

Yeni bir araştırma, güneş panellerinin tarımla birleştirilmesinin inanılmaz sonuçlarını ortaya koyuyor: 'Topraktan daha fazlasını elde edebildik' Tarım, insan varoluşunun gerekli bir parçasıdır; küresel ölçekte, ne yazık ki, iklim krizine katkıda bulunur. Ancak, yeni bir çalışma, güneş panellerinin kullanımıyla bu etkiyi azaltmanın bir yolu olabileceğini gösteriyor. Sheffield Üniversitesi'nden yapılan bir çalışma, tarım arazilerinin aynı zamanda güneş enerjisi üretmek için kullanıldığı tarımsal voltaiklerin uygulanmasının daha iyi ürün verimine yol açtığını ve açık alanlarda yetiştirilen ürünlere göre daha az su kullanılarak güneş enerjisi üretildiğini gösterdi, Phys.org bildirdi. Uluslararası Ormancılık Araştırmaları ve Dünya Tarımsal Ormancılık Merkezi (CIFOR-ICRAF), Sürdürülebilir Tarım Tanzanya, Latia Tarımsal İşletme Çözümleri ve Arizona Üniversitesi dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlarla ortaklaşa yürütülen çalışma, mısır, pazı ve fasulye gibi ürünlerin güneş panellerinin sağladığı kısmi gölgede daha iyi büyüdüğünü buldu. Güneş panelleri ayrıca sağladıkları gölgeyle buharlaşma yoluyla su kaybını azaltmaya yardımcı oldu ve sulamada kullanılabilecek yağmur suyunu topladı, bu da daha verimli su kullanımıyla sonuçlandı. Güneş panellerinden üretilen güç, genellikle ana elektrik şebekelerinden çok uzakta olabilen kırsal topluluklar için güvenilir bir temiz enerji kaynağı olduğunu da kanıtladı. Çalışmanın baş yazarı Dr. Richard Randle-Boggis, Phys.org'a "Güneş panellerini ve çiftçiliği birleştirerek, araziden daha fazlasını elde edebildik. Bu çok işlevli yaklaşım, tarımsal voltaiklerin gıda üretimini ve temiz elektrik üretimini artırırken sulama ihtiyacını azaltma potansiyelini gösteriyor" dedi. Çevre Koruma Ajansı'na göre, tarım 2022'de Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sera gazı kirliliğinin yaklaşık %9,4'ünü oluşturuyordu ve bu 1990 rakamlarına göre %8'lik bir artış anlamına geliyor. Bu kirlilik, daha güçlü sera gazlarından biri olan metan salan çiftlik ekipmanları ve gübre gibi şeylerden kaynaklanıyor. ABD Tarım Bakanlığı, azotlu gübre yönetimini iyileştirme, araziye ağaç ve çok yıllık bitki dikimini artırma ve bitkileri fosil yakıtlar yerine biyoyakıt olarak kullanma gibi çeşitli arazi kullanımlarının kirliliği azaltabileceğini bildirdi. Sheffield Üniversitesi Biyolojik Bilimler Okulu'ndan Profesör Sue Hartley ve Araştırma ve Yenilik başkan yardımcısı Phys.org'a şunları söyledi: "Çiftliklerin temiz enerjiyle çalıştırıldığı ve mahsullerin iklim değişikliğine karşı daha dayanıklı olduğu bir gelecek hayal edin. Tarımsal voltaikler, gıda güvensizliği, su kıtlığı ve enerji yoksulluğu gibi acil zorluklara sürdürülebilir bir çözüm sunarak bu vizyonu gerçeğe dönüştürebilir." Diğer kuruluşlar ve şirketler de daha sürdürülebilir tarım uygulamaları yaratmak için çalışıyor. Organik haşere kontrol şirketi M3 Agriculture Technologies, zararlı pestisitler kullanmak yerine böcek bastırma ve yok etme konusunda X-ışını tabanlı bir yaklaşım geliştiriyor. Ayrıca, havadan azotu yakalayabilen ve kimyasal gübrelere olan ihtiyacı azaltan bakteri ve mantar mikrobiyal biyogübreleri geliştiren İngiliz biyoteknoloji şirketi Legume Technology de var. Kaynak: TCD

El Salvador "3 trilyon dolarlık çıkarılmamış bir altın madeninin üzerinde oturuyor" El Salvador, önceki çevresel duruşundan dramatik bir şekilde uzaklaşarak, 2017'deki metal madenciliği yasağını yeniden gözden geçiriyor. Başkan Nayib Bukele, ülkenin potansiyel olarak dönüştürücü bir ekonomik hazinenin üzerinde oturduğunu iddia ediyor. Madencilik Direnişinin Tarihi 2017'de El Salvador, dünyada metal madenciliğini tamamen yasaklayan ilk ülke olarak küresel manşetlere çıktı. O zamanki Başkan Salvador Sanchez Ceren tarafından uygulanan karar, özellikle siyanür ve cıva gibi zararlı kimyasalların kullanımı olmak üzere madencilik faaliyetleriyle ilişkili çevresel ve sağlık riskleri konusundaki ciddi endişelerden kaynaklanıyordu. Yasak, madencilik faaliyetlerinin yıkıcı çevresel ve sağlık etkilerine tanık olan kırsal topluluklar ve çevreciler tarafından geniş çapta desteklendi. Bu ilerici hareket, komşu ülkelerde de benzer eylemlere ilham verdi; Kosta Rika, Honduras ve Panama madencilik faaliyetlerine çeşitli kısıtlamalar getirdi. Bukele'nin Cesur Vizyonu Şimdi, Başkan Nayib Bukele bu uzun süredir devam eden yasağa meydan okuyor ve El Salvador'un muazzam bir ekonomik fırsatı gözden kaçırdığını iddia ediyor. Sosyal medya platformu X'te bir dizi kışkırtıcı açıklamada Bukele, ülkenin potansiyel olarak "dünyada kilometrekare başına en büyük altın yataklarına" sahip olduğunu iddia ediyor. Başkan tarafından alıntılanan ön çalışmalara göre, El Salvador'un altın rezervleri şaşırtıcı bir şekilde üç trilyon dolar değerinde olabilir - ülkenin mevcut GSYİH'sinin %8.800'ünden fazlasını temsil ediyor. Bukele, ülkenin altın yataklarının sadece %4'ünün çıkarılmasının 131 milyar dolar üretebileceğini ve bunun da mevcut GSYİH'nin %380'ine eşdeğer olacağını savunuyor. Çeviri: TANRI AYAKLARIMIZIN ALTINA DEV BİR HAZİNE KOYDU: El Salvador, dünyada km² başına en yüksek yoğunluklu altın yataklarına sahip olma potansiyeline sahiptir. Volkanik faaliyeti sayesinde mineral kaynakları bakımından en zengin bölgelerden biri olan Pasifik Ateş Çemberi'nde yer almaktadır. Ekonomik Bağlam ve Zorluklar El Salvador'un ekonomik manzarası, Bukele'nin madencilik önerisi için önemli bir bağlam sunmaktadır. Ülke, sürekli ekonomik zorluklarla mücadele etmektedir: Yıllık ekonomik büyüme %2 ile %3,5 arasında sınırlıdır Salvadorluların %27'si yoksulluk içinde yaşamaktadır İş gücünün %70'i gayrı resmi sektörde faaliyet göstermektedir Daha önce Bitcoin'i yasal ödeme aracı olarak benimseyerek ses getiren Bukele, artık madenciliği potansiyel bir ekonomik mucize olarak görmektedir. Sorumlu kaynak kullanımının ülkenin ekonomik beklentilerini önemli ölçüde değiştirebileceğini savunmaktadır. Çevresel ve Sosyal Endişeler Ancak öneri, çevre aktivistleri ve yerel topluluklardan önemli bir tepkiyle karşı karşıyadır. Orta Amerika Madenciliğe Karşı İttifakı'ndan Pedro Cabezas gibi eleştirmenler, Chalatenango gibi çevresel açıdan hassas bölgelerde açık ocak madenciliğinin önemli riskleri konusunda uyarıyor. Önceki madencilik faaliyetlerinden dolayı kirlenmiş olan San Sebastian Nehri, olası çevresel sonuçların çarpıcı bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor. Yerel sakinler bölünmüş durumda, bazıları potansiyel iş fırsatları görürken diğerleri çevresel yıkımdan ve zanaatkar madencilerin yerinden edilmesinden korkuyor. Altının Ötesindeki Mineraller Bukele'nin vizyonu altının ötesine uzanıyor. Ön çalışmalar ayrıca kobalt, nikel ve lityum gibi diğer kritik minerallerin varlığını da öne sürüyor; bu kaynaklar dördüncü sanayi devriminin teknolojileri için olmazsa olmaz kabul ediliyor. Hassas Bir Denge Ekonomist Carlos Acevedo, aşırı iyimser projeksiyonlara karşı uyarıyor ve herhangi bir ekonomik faydanın madencilik şirketleriyle müzakere edilen telif haklarına kritik bir şekilde bağlı olacağını vurguluyor. Sonuç El Salvador bir dönüm noktasında. Büyük bir ekonomik dönüşüm potansiyeli cezbedici, ancak çevresel ve sosyal riskler önemli. Bukele madencilik yasağının kaldırılması için baskı yaparken, dünya bunun çığır açan bir ekonomik strateji mi yoksa çevresel bir kumar mı olabileceğini görmek için izliyor. Önümüzdeki aylar, El Salvador'un "yeraltı hazinesini" açığa çıkarıp çıkarmayacağını veya zorlukla elde ettiği çevresel korumalarına öncelik verip vermeyeceğini belirlemede kritik olacak. Kaynak: TJP

Çin'in ödüllü lazer radarı, su altında 1000 metre derinlikteki bir iğneyi tespit edebiliyor Xiamen Üniversitesi'nden Çinli araştırmacılardan oluşan bir ekip, tek fotonlu Raman lidar sistemi üzerindeki çığır açan çalışmalarıyla Applied Optics'ten 2023 "En İyi Makale Ödülü"nü kazandı. Geçtiğimiz yılın Haziran ayında yayınlanan makaleleri, 1.278 diğer başvuruyu geride bırakarak birinciliği elde etti. Makale, önemli derinliklerdeki nesneleri o kadar net bir şekilde tespit edebilen radar teknolojisini sundu ki, bu "denizde iğne aramaya" benzetildi. Bu yeni teknoloji son derece hassastır ve düşük gürültülü tek fotonlu bir dedektör kullanır ve okyanus araştırmaları, petrol sızıntısı tespiti ve derin deniz kaynaklarının keşfi gibi çeşitli su altı algılama faaliyetleri için çok faydalı olabilir. Cihaz, nispeten küçük boyutu, çok düşük güç tüketimi ve deniz seviyesinden 3.280 fit (1.000 metre) derinliklere kadar çalışabilme yeteneği nedeniyle öne çıkıyor. Ekip 2023'te, sadece 1 mikrojül lazer darbesi kullanarak 39,4 fit (12 metre) uzaklıktaki petrol sızıntılarının kalınlığını analiz edebilecek kadar hassas olduğunu bildirdi. "Sudaki maddeleri ayırt etmek ve okyanustaki dağılım özelliklerini tespit etmek, deniz izleme ve bilimsel araştırma için büyük önem taşıyor" dedi Çin'deki Xiamen Üniversitesi'nden araştırma ekibi lideri Mingjia Shangguan 2023'te Optica'ya. "Örneğin, gösterdiğimiz su altı petrolünün uzaktan algılanması, su altı petrol boru hatlarındaki sızıntıları izlemek için yararlı olabilir" diye ekledi. Denizde lidara farklı bir bakış Genellikle gemilerde, uçaklarda veya uydularda kullanılan geleneksel lidar sistemleri, büyük ölçekli okyanus profili oluşturma yeteneğine sahiptir. Ancak, özellikle sert deniz koşullarında tespit derinlikleri sınırlıdır. Bunun aksine, Raman lidar sistemleri, bu deniz koşullarından etkilenmeden çeşitli derinliklerdeki su altı ortamlarını analiz edebilir. Raman lidar, suya yeşil lazer ışığı darbesi göndererek çalışır ve burada petrol gibi maddelerle etkileşime girer. Bu etkileşim, farklı maddeleri tanımlamak için kullanılabilen elastik olmayan Raman sinyalleri üretir. Bu Raman sinyallerinin yoğunluğunu belirli dalga boylarında ölçerek, lidar sudaki petrol içeriği hakkında bilgi sağlayabilir. Yeni Çin lidar sistemi 15,7 inç (40 cm) uzunluğunda ve 7,87 inç (20 cm) çapındadır ve bu da su altında 3.280 fit (1.000 metre) derinliğe kadar etkili bir şekilde çalışmasını sağlar. Hassasiyeti artırmak için araştırmacılar, kompakt su altı Raman lidar sistemlerine tek foton algılamayı entegre ettiler. Shangguan, "Su altı Raman lidar sistemini otonom bir su altı aracına veya uzaktan kumandalı bir araca monte etmek, su altı petrol boru hatlarındaki sızıntıları izlemeyi mümkün kılabilir," diye açıkladı. "Potansiyel olarak okyanus kaynaklarını keşfetmek veya mercan resifleri gibi deniz tabanı tortu tiplerini tespit etmek için de kullanılabilir," diye ekledi. Sualtı algılama için birçok uygulama Bu teknoloji küçük su altı hedeflerinin yüksek çözünürlüklü lazer görüntülemesini sağladığından, su altı arkeolojisi, yapısal incelemeler ve keşif ve denizaltı tespiti gibi askeri alanlarda potansiyel uygulamalar barındırmaktadır. Makalede, Shangguan ekibin bir sonraki planının, deniz bitkilerinden klorofil floresansının etkisini en aza indirmek için mavi lazer gibi daha kısa dalga boylu bir lazer kullanarak bir su altı Raman lidarı geliştirmek olduğunu belirtti. "Ek olarak, [sistemi] otonom su altı araçlarına (AUV'ler) entegre edeceğiz" dedi. Xiamen Üniversitesi'nden gelen resmi bir rapora göre, South China Morning Post (SCMP), ekibin radar teknolojisinin suyun optik özelliklerini, su partikül profillerini, kabarcıkları, su derinliğini, petrol sızıntılarını ve daha fazlasını tespit edebildiğini bildiriyor. "Bu tür radar sistemleri halihazırda Xiamen Üniversitesi'nin Jia Geng araştırma gemisine, AUV'lere ve insansız hava araçlarına entegre edilmiş olup, deniz araştırmaları, derin deniz kaynaklarının keşfi, çevresel izleme ve su altı hedef görüntüleme ve tanımada önemli bir rol oynamaktadır" denildi. Kaynak: IE

Google'ın kuantum çipi 'imkansız' sorunları beş dakikada çözüyor Google, dünyanın en güçlü geleneksel bilgisayarlarının çözemeyeceği bir sorunu sadece beş dakikada çözebilecek bir kuantum bilgisayar çipi üretti. Uluslararası teknoloji devi, uzmanların tıp, elektrikli araçlar ve yeşil enerji alanlarında ilerlemeler sağlayabileceğine inandığı kuantum bilişimine milyarlarca dolar yatırıyor. Kuantum bilgisayarların ayrıca modern şifrelemeyi kırabilmesi ve hacklenemez bir interneti çalıştırabilmesi bekleniyor, ancak Google bu uygulamanın mümkün olmasına yaklaşık on yıl olduğunu söylüyor. Google'ın kuantum bilgisayarlara yönelik son girişimi, yaklaşık bir inç uzunluğunda olan Willow adlı bir bilgisayar çipi. Çalışmalar, en güçlü geleneksel bilgisayarların çözmesi 10 septilyon yıl sürecek belirli bir sorunu beş dakikada çözebildiğini buldu. On septilyon yıl, evrenin yaşından daha uzun bir zaman ölçeğidir ve bulgular, kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların ötesinde görevleri tamamlayabildiğini ilk kez göstermektedir. Çözdüğü görev, rastgele devre örneklemesi (RCS) kıyaslaması, bir bilgisayara rastgeleliği ölçümlere hesaplama görevini veren istatistiksel bir işlemdir. Google Quantum AI'nın kurucusu Hartmut Neven, "RCS, günümüzde kuantum bilgisayarlarda yapılabilecek en zor klasik ölçüttür" dedi. "Bunu kuantum hesaplama için bir giriş noktası olarak düşünebilirsiniz; kuantum bilgisayarının klasik bir bilgisayarda yapılamayacak bir şey yapıp yapmadığını kontrol eder." Kuantum hesaplama, bilgiyi işlemek için normal bitler yerine kuantum bitleri (kübitler) kullandığı için normal bilgisayarlardan temelde farklıdır ve daha güçlüdür. İkili kodlamanın bir ve sıfır diline kısıtlanmak yerine, kübitler birden fazla durumda var olabilir; bu, üst üste binme olarak bilinen ve hesaplama gücünü katlanarak artıran bir fenomendir. Son derece kırılgan Kübitler, fosfor atomlarının elektronları gibi "spin" ve manyetik kuzeyi veya güneyi (sıfır ve bire eşdeğer) gösteren ancak aynı zamanda pusula iğnesi gibi aralarında birden fazla yön olan küçük parçacıklardan yapılır. Kelime işlemcileri veya web akışı gibi görevler için anlamsız olsalar da, şifrelemeleri kırmaya veya son derece karmaşık biyolojik süreçleri simüle etmeye yardımcı olabilirler. Ancak, kübitler son derece kırılgandır ve genellikle bilgilerini kaybetmeye eğilimlidir, bir hata yapıldığında hesaplamalar genellikle çöker. Google, Pazartesi günü Nature dergisinde yayınlanan yeni bir makalede, hataları makinenin uygulanabilir olması için yeterince düşük bir seviyeye bastıran yerleşik bir bariyerle 20 yıllık bu teknik sorunu çözdüğünü bildirdi. Bay Neven muhabirlere kuantum bilgisayarlarının "normal bilgisayarların ve yapay zekanın çözemediği sorunları çözeceğini" söyledi. Yapay zekanın, Newton fiziğinin kuantum aleminin yasalarına yol verdiği kuantum dünyasındaki sorunlarda özellikle usta olduğunu söylüyor. Sonuç olarak, nükleer füzyon, ilaçlar ve vücut arasındaki atom altı etkileşimler ve yeni piller geliştirme gibi sorunlar, kuantum bilgisayarlarının en fazla ilerleme kaydedebileceği konulardır. Google Quantum AI'nın baş operasyon görevlisi Charina Chou şunları söyledi: "Bunlar ekibin gerçekten mükemmel atılımlarıydı, ancak bunlar aksi takdirde çözülemeyecek sorunlar için bir kuantum bilgisayarına doğru yolculuğumuzdaki adımlardı ve bunu vurgulamak istiyorum. "Bu harika bir proje olsa da - çok eğlenceli, çok fazla harika bilim ve mühendislik - bilgisayarımızın nihai hedefi, aksi takdirde çözülemeyecek bu sorunlara ulaşmaya yardımcı olmak." Bay Neven, Willow'un kaydettiği ilerlemenin, bugüne kadar yapılmış "en ikna edici prototip" olduğunu gösterdiğini ekliyor. "Bu, gerçekten de kullanışlı, çok büyük kuantum bilgisayarlarının inşa edilebileceğine dair güçlü bir işaret," dedi. "Willow, geleneksel bilgisayarlarda kopyalanamayan pratik, ticari açıdan alakalı algoritmaları çalıştırmaya bizi daha da yaklaştırıyor." "Dönüşümsel teknolojiler" Google şimdi Willow'u, gerçek dünyayla gerçekten alakalı olan ve soyut bir bilmece olmayan ilk "kullanışlı, klasik ötesi" hesaplamayı göstermek için kullanmayı planlıyor. "Willow nesli çiplerin bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olabileceği konusunda iyimseriz," diye ekledi Bay Neven. "Amacımız, klasik bilgisayarların erişemeyeceği ve gerçek dünya, ticari açıdan ilgili sorunlar için yararlı olan algoritmalar alanına adım atmak." "Hem yapay zeka hem de kuantum, zamanımızın en dönüştürücü teknolojileri olacak, ancak gelişmiş yapay zeka, kuantum hesaplamaya erişimden önemli ölçüde yararlanacak." Willow'un başarısının "kuantum hesaplamanın birçok paralel evrende gerçekleştiği fikrine itibar kazandırdığına" ve çoklu evren içinde var olduğumuz teorisine uyduğuna inanıyor. Kaynak: The Telegraph

Konuşma Basketbolda Smaç'a Geldiğinde Aklımıza İlk Gelen İlk Basketbolcu Ja Moran Basketbol sahasında bir sihirbaz

Çin'in ihracatı yavaşladı, ithalatı Kasım ayında düştü, tahminlerin altında kaldı HONG KONG (AP) — Çin'in ihracatı Kasım ayında yavaşladı ve ithalatı düştü, tahminlerin altında kaldı ve liderlerinin COVID-19 salgınının şoklarından sonra ekonomiyi canlandırmaya çalıştığı bir zamanda ticarette olası zayıflığı vurguladı. Salı günü gümrük verileri, ihracatın bir yıl öncesine göre %6,7 arttığını gösterdi, Ekim ayındaki %12,7'lik artıştan düştü. Analistler ihracatın %8'den fazla arttığını tahmin etmişti. İthalat, bir yıl öncesine göre %3,9 düştü, bu da endüstrilerden ve tüketicilerden gelen zayıf talebi yansıtıyor. İhracatın ithalatı geride bırakmasıyla Çin'in ticaret fazlası 97,4 milyar dolara yükseldi. Rapor, Pekin'in para politikasını gevşetme ve dünyanın 2 numaralı ekonomisine daha fazla destek sağlama sözü vermesinden bir gün sonra geldi. ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump, Çin mallarının ithalatına %60 veya daha fazla gümrük vergisi koymakla tehdit etti ve Pekin'in çabalarını, emlak sektörünün durgunlukta olduğu ve tüketici harcamalarının kırılgan olduğu bir ekonomi alanını tehdit ederek zorlaştırdı. Bazı analistler, son aksiliklerin geçici olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Capital Economics'ten Zichun Huang bir notta, "İhracatın önümüzdeki aylarda ihracatın tekrar hızlanmasını bekliyoruz. Bu, ihracat rekabet gücündeki kazanımlar ve ihracatçıların gümrük vergilerine öncülük etmesiyle destekleniyor." dedi. "İthalat hacimleri geçen ay düştü, ancak hızlandırılmış mali harcamaların endüstriyel emtialara olan talebi artırmasıyla kısa vadede toparlanmaları muhtemel." dedi. Huang, gümrük vergilerinin etkilerinin muhtemelen ancak 2025'in ortalarında hissedileceğini yazdı. ABD'ye yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Kasım ayında %8 artarken, Avrupa Birliği'ne giden mallar %7,2 arttı. Ancak, Rusya'ya yapılan sevkiyatlar, Rusya'ya yapılan ihracatın %27 arttığı Ekim ayına kıyasla yıllık bazda %2,6 düştü. Bu düşüş, ABD'nin Rusya'nın askeri operasyonlarını desteklediği düşünülen mallara, ABD'nin Moskova'nın yaptırımları atlatmasına yardımcı olmakla suçladığı bazı Çin firmaları da dahil olmak üzere, ikincil yaptırımlar uygulamasının ardından birkaç ay sonra geldi. Pazartesi günü yayınlanan verilere göre, Kasım ayındaki tüketici enflasyonu, esas olarak düşük gıda fiyatları nedeniyle bir önceki ayın %0,3'ünden düşerek beklenenden düşük %0,2 oldu. Ancak geçen ayın sonlarında, Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yapılan resmi bir anket, Çin'in fabrika faaliyetlerinin Kasım ayında üst üste ikinci ay genişlediğini ve yedi ayın en yüksek rakamı olan 50,3'e yükseldiğini gösterdi. 50'nin üzerindeki bir okuma büyümeyi, 50'nin altındaki bir okuma ise daralmayı temsil ediyor. Analistler, fabrika siparişlerindeki canlanmanın ayrıca daha yüksek tarifeleri aşma çabalarını da yansıtabileceğini söyledi. Kaynak: AP