Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

trevize

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    149
  • Katılım

  • Son Ziyaret

trevize tarafından postalanan herşey

  1. "Türk anadan, Türk babadan doğmuş, soyunda dönme olmayan Türk oğlu Türküm ben. Kuvay-ı Milliye’nin bir üyesi olmaktan sonsuz bir gurur duyuyorum. Aynı zamanda üzerime aldığım, tarihi sorumluluğun da bilincindeyim. Türk milletini dünyanın efendisi yapmak uğrunda....'' Kuvvay-ı Milliyeciler bu yemini duysalardı herhalde kahrolurlardı. Anlamı Milli kuvvetler olan, Türk, Çerkes, Arnavut, Laz, Kürt vs. her ırktan insanı barındıran bir hareketin ismini kullanarak, kendi söylemlerini haklı çıkartmaya çalışmışlar. Bu ülkede Kuvvay-ı milliye'ye karşı çıkan bir İnsan evladı yok ki. Bu ülkede kimin dost, kimin düşman olduğu, Kimin gerçek vatansever, kimin hain olduğu birbirine karişmış. Komünisti, Atatürkçüsü, Milliyetçisi, Dincisi, Müslümanı, hepsi ülkeyi en çok ben seviyorum, böyle düşünmeyenler cehennemin dibine diyorlar. Asgari müştereklerde uzlaşmak için herhalde yeniden düşman işgali gerekiyor. O zaman göreceğiz gerçekten vatansever misiniz, yoksa tatlısu milliyetçisi misiniz..
  2. Marcus'u kutluyorum, Muki'ye katılıyorum. ''Dinlisi'', ''dinsizi'', başı sıkışan herkes Atatürk'e sarılıyor. Tapusuz arazisine belediye girip evini yıkmasın diye bahçeye büstünü yaptıranlar, yaptığı üçkağıtçılıklar ortaya çıkınca, ''Atatürkçüyüm diye bana saldırıyorlar.'' diyenler, ''Sağ olsaydı O da bizim partiye girerdi.'' diyenler. Spor salonuna ''içki öldürür, sigara süründürür, spor güldürür. İmza:M.K.Atatürk'' yazanlar. Daha neler, neler... Rahat bırakın adamı yaa.. Böylece kim samimi, kim nemalanıyor ortaya çıksın.
  3. Sayın Dipnot, Kaçırdığınız, veya kaçırmamanıza rağmen kasten göz ardı ettiğiniz noktalar var. 1. Toplumun kültüründen belki biraz uzak kaldığınızdan olsa gerek, şunu farkedemiyorsunuz: İnsanlar, ''namazında, niyazındaydı, çok şaşırdık.'' diyorlar. Çünkü bu toplumda yüzyıllardır bilinen ve kabullenilen gerçek, namaz kılan kimselerin cinayet tabir edilen fiili işlemesi ihtimalinin düşük olduğudur. 2. Lanse edilmeye çalışılan müslüman terörist klişesine bilerek katkıda bulunuyorsunuz. Bir yolu veya ideolojiyi yanlış yorumlayan biri, bu sebeple hata işliyorsa, suç o yolda veya ideolojide değildir. Hümanist ve aydınlanmacıların içinde cinsel tercih açısından pek seçici olmayan birçok kişi vardır. Bu, belki de bu ideolojinin getirdiği ahlaki rahatlığın sonucudur. Bu kişilerden biri küçük çocuklarla ilişki kursa, ''vay! işte hümanizmin geldiği nokta bu.'' mu demeliyiz? 3. Bahsettiğiniz ''namazında, niyazında'' katiller eğitimlerini muhtemelen Ecevit hükümeti zamanında yaptılar. Yani bugünün hükümetiyle, veya eğitim sistemiyle ne alakaları var ki böyle bir ilişki kurmuşsunuz. Kaldı ki, eğitim günümüzde Kur'an kurslarıyla başlamıyor. Sırf delil uydurmak adına yanlış bilgiler veriyorsunuz. 4. Bu yazınızın bir yaraya merhem olmak adına değil, tamamen bağcıyı dövmek adına yazıldığını düşünüyorum. Ne olurdu ki, yoldan geçip giden bir yolcu gibi sadece üzümleri yeseydiniz de, bu ''hümanist ve bilimsel'' tavrınızı bağcıları dövmeye çalışmak yerine bağı islah edecek önerilerde gösterseydiniz. Böylelikle, biz bağ sahipleri sizden sonra geçecek olan yolculara daha kaliteli üzüm sunabilirdik.
  4. trevize

    Kolay bir soru..

    Ama öyle olsaydı soru okul dan sonra değil, okul den sonra ne gelir şeklinde olmalıydı..
  5. ~700 bin Homo Sapiens’in (şu an ki insan) görülüşü ~200 bin Homo Sapiens Sapiens’in ortaya çıkışı Sayın bilimselci, homo sapiens sapiens nedir? Yani 700 bin yıl önce homo sapiens, yani günümüz insanı ortaya çıktığına göre. Belki bunu başka bir başlık altında açmam gerekiyor ama, şu anki ortalama insan zekasına sahip ilk insanın 700 bin yıl önce ortaya çıktığı mı söyleniyor? Bu konuda alıntı yapmak haricinde bilgisi olan varsa, öğrenmek isterim. Sayın BSlapper Museviler dünyanın yaşının (veya dünyadaki insanın yaşının) 6000 olduğunu söylüyorlar, bu tespitiniz doğru. Fakat sanıyorum hadislerde bu şekilde sene verilirken bazen ''sizin yılınızla şu kadar bin seneye denk gelen bir sene'' şeklinde tabirler var. Dünyanın 6 günde kurulduğunu anlatırken bu tabirleri unutmamak lazım. Belki henüz 365 güne karşılık gelmeyen daha uzun süreli yıllar mevcut idi, veya günümüzün (milyon-milyar) tarzı söylemleri olmadığından ancak böyle anlatıyorlardı. Veya içinde fazla değişiklik olmayan uzun yılları ''bir gün'' şeklinde geçiyorlardı. Veya Allah dünyayı, 6000 sene önce sanki 6 milyar yaşındaymış gibi ve içinde fosillerle yarattı. Herneyse, ben İslami kaynaklarda açıkçası bu konuyla ilgili fazla bilgi bulamadım. Konuştuğum bazı kişiler insanın 3 milyon yıldır dünyada olabileceğini söylediler, ama doğal olarak bir kaynak yok. Bu konuda bilgisi olan varsa paylaşımını rica ediyorum.
  6. Sayın denizz, soru sorarken neden sadece bir başlık açmakla yetinmiyor da, soruya cevap verecekleri kategorize ediyorsunuz anlamıyorum. Başka bir konu başlığı açarken de aynı şeyi yaptınız. Soruya soru ile karşılık vermek ihtiyacı duyuyorum. Sizin deyiminizle ''laikliği reddeden,demokrasiye burun kıvıran'' , fakat Atatürk'ü sevenler de bu soruya cevap verebilirler mi? Laiklik bir yönetim şeklidir, kişiler değil devlet laiktir. Ben şahsen müslüman olmakla başka inançlara saygılı davranıyorum zaten. Demokrasi derseniz en az 5-6 tane birbiriyle alakası olmayan demokrasi şekli sayabilirim size. Şu anda uygulanan (seçim sistemiyle ilgili) bölümü beni tatmin etmiyor. İnsan haklarıyla ilgili demokratlıktan bahsederseniz, müslümanlar bu kurala zaten bağlı olmak durumundadırlar. Yani İslam dininin demokrasinin özüyle bir problemi yoktur. Atatürk derseniz, bir çok samimi müslümanın yanında Atatürk'e kötü laf etmeniz mümkün değildir. Karşı çıkılan O değil, günümüzün Atatürkçü geçinenleridir. Bu durumda, sınırlamalarınızı kaldırırsanız sorunuza cevap verecek daha fazla forum üyesi olacaktır diye düşünmekteyim.
  7. by x man, siz okuduğunuzu yanlış anlıyorsunuz galiba - eğer benim yazımı kastediyorsanız tabii-. L. ve D. olmayanlara söz hakkı vermiyorsunuz şeklinde bir yazımız olmadı. L. ve D. olmayan, fakat vatanını sevenler de soruya muhatap olabilir mi diye merak etmiştim. Eğer basitçe ''evet'' yada ''hayır'' şeklinde cevap verilseydi, başlıktan bu kadar uzaklaşılmazdı kanaatindeyim. Demokratlığa gelince, dikkat ederseniz, şu anda uygulan anlamıyla demokrasiye inanmadığımı söylemiştim. Ayrıca, sayın gelincik'in başka görüşlere saygılı olunmak için demokrat olunmak gerektiğini yazması bana mantıklı gelmedi. Demokratlık başka görüşlere saygıda nereye kadar uzanıyor acaba? Vatandaşların çoğunluğu başka bir rejimi isterse buna da saygı duymayı gerektiriyor mu? Avrupada bir siyasi parti lideri geçen sene halk isterse rejimi de değiştirebiliriz, önemli olan halkın çoğunluğunun isteğidir demişti. Bir de -samimi olarak merak ediyorum- cumhuriyet ile demokrasi arasındaki fark nedir?
  8. trevize

    büyük sır?

    Bana şehir efsanesi gibi geldi. Hangi kanunla 50 yıl daha ertelenmiş ki.. Ayrıca emin olun günümüzün Atatürkçü geçinenleri o sırların -eğer varsa tabii- ortaya çıkmaması için ellerinden geleni yaparlar.
  9. Laikliğin, vatanı, milleti sevmekle ne gibi alakası olabilir anlayamıyorum. Bu vatan 900 yıldır bizim ve milletimizin 1200 yıllık yazılı tarihi var. Yani biz bu vatanı sevmeye son 80 yılda mı başladık. Daha önceki insanlar islam akaidi ile yaşıyordu diye bu vatanı ve milleti sevmiyor muydu? Laiklik evrensel kabul görmüş bir ilke değildir ki, vatan ve millet sevgisi gibi evrensel değerler ile örtüşsün. Dünya üzerinde 6 adet ülke, laikliği anayasasına taşımıştır. Bunların içinde Portekiz, Fransa ve Türkiye 3 avrupa ülkesidir. Diğerleri, Japonya, Hindistan ve Meksika'dır. Ne diğer Avrupa ülkelerinin ne de gelişmiş diğer dünya ülkelerinin anayasasında bu ilke yoktur. Bu ülke vatandaşları, vatanlarını ve milletlerini sevmek için bu kritere ihtiyaç duymuyorlar demek ki. Biz de bu vatanı sevmek için (şahıs olarak) laik ve demokrat olmak zorunda değiliz. Diğer inançlara saygı duymak için de laik olmak zorunda değiliz. Müslüman olmak bize bu fırsatı tanıyor zaten. Konuyu açan arkadaş vatanını seven laik ve demokrat kişilere yönelik yazdığı için, bunların kriter olamayacağını bir kez daha hatırlatmak isterim.
  10. Sayın Sardunyam, En azından demokrat olduğunuzu kabul etmek gerekiyor. Ben kendim Şu anda uygulanan anlamda demokrasiye inanmıyorum. Laikliğe gelince, tanımını tekrar rica ediyorum. Ben internetten araştırdım, onları zaten biliyorum, benim öğrenmek istediğim, sizin tanımınız. Beni kırmazsanız sevinirim:)
  11. Sayın Denizz, çoğunlukta olduğunu söylediğiniz Cumhuriyet değerlerine inanan insanlar, aynı zamanda yoğun olarak İslami değerlere de bağlılar. Sizin farkında olamadığınız şey ise, bu ülkedeki insanların dinlerini ne kadar rahat yaşarlar ise, statükoya, yani cumhuriyete o kadar fazla bağlandıklarıdır. Sayın Sardunyam, sizden de laikliğin tanımını alabilir miyim? Bu arada Bekir Coşkun'un ''Tünaydın'ı'' çok hoşuma gitti. Düşünsenize, Adam kahveye giriyor ve''Selamun aleyküm'' yerine ''tünaydın millet'' diyor. Vatandaştan bu kadar kopuk olmak ancak onun gibilere yaraşır.
  12. Ben de size soruyorum, ''sorulan sorulara cevap vermek için ülkesini seven laik ve demokrat bir vatandaş olmak şart mıdır, yoksa ülkesini seven ama laik ve demokrat olmayan vatandaşlar da cevap verebilir mi?''.
  13. Sayın Dipnot, Öyle bir yazı yazmışsınız ki, sanki, insanlar ya kurban kesecek, ya da değişik şekillerde bağışta bulunacak. İslam zaten sadaka ve zekat'ı özendirip emreder. Yani müslümanlar kurban kestiler diye yılın başka zamanlarında maddi bağışta bulunmayacak diye bir şey yok ki. Hatta tam tersine bu teşvik ediliyor. Ben hem kurban alıyorum, hem de birazdan çıkıp kızımla birlikte bir yardım kuruluşuna para bağışında bulunacağız. Şekil olarak bazı düzenlemeler gerektiğini ben de kabul ediyorum, ama yavaş da olsa bunlar zaten yapılmaya çalışılıyor. Bunun dışında, insanlığın zaten besin olarak kabul ettiği bir canlıyı, yiyemeyenlere de yedirmenin ne gibi bir olumsuz yanı var anlayamadım. Bu na karşı çıkıyorlarsa, gerçekten bütün et ve tavuk kesimine karşı çıkıyor olmaları lazım. Aslında, sanıyorum işin ibadet boyutuna karşılar. Fakat kimsenin böyle bir hakkı olduğunu sanmıyorum, ne de olsa laik bir ülkede yaşıyoruz. Tüm müslümanların Kurban Bayramını kutlarım..
  14. Tüm kalbimle, yetkililerin, başlatılan bu uygulamayı sonuna kadar ve tavizsiz devam ettirmesini diliyorum. Belki polisiye tedbirlerle bu ahlaksızlığın üstesinden geliriz. Uluslararası işbirliği ile devam eden ve 11 ilde süren operasyonda Interpol, güvenlik birimlerine Türkiye’de ‘çocuk po*nosu’ ticaretiyle ilgili 100 kişiye ait IP numarası gönderdi. Polis bu numaraların kayıtlı olduğu adreslere ulaşarak çocuk po*nosu ticareti yapan ve görüntü indirenlerin ensesine yapışacak. Polis belirlenen adreslere şok baskınlar düzenliyor. ÇOĞU EĞİTİMLİ Yetkililer, 1 Mart - 24 Aralık arasındaki operasyonlarda ortaya çıkan manzaranın kan donduran cinsten olduğunu söyledi. 9 aylık süre içinde çocuk po*nosu sitelerine giren bilgisayarların IP numaralarından yola çıkan bilişim polisi, kullanıcıların telefon numaralarını tespit etti. Belirlenen adreslere yapılan baskınlarda 51 kullanıcı şüpheli olarak gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında evlerde bulunan 46 bilgisayar, 15 laptop, 2 bin 128 CD-DVD, 27 disk, 49 video kaset, 4 dijital fotoğraf makinesi ve 12 ajandaya el konuldu. Bir ajanda- da ise kullanıcının çocuklarla ilgili cinsel fantezilerinin yazılı olduğu öğrenildi. Gözaltına alınan bu kişilerden 5’i tutuklandı. Gözaltına alınanlar arasında üst düzey yöneticiler de bulunuyor. Yeditepe Üniversitesi’nde bir öğretim görevlisi, bir lise öğretmeni ve bir üst yöneticinin bulunduğu 5 kişi ise savcılıkça serbest bırakıldı. İNTERNET üzerinden çocuk po*nosuna savaş açan hükümet, şimdi cep telefonlarını da sıkı takibe alıyor. Gamze Özçelik’le görüntülerini internette yaymak suçundan yargılanan Gökhan Demirkol gibi örneklerde yargılama için mağdurun şikayeti aranmayacak. Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde kurulması planlanan sistem “po*nocu” telefonu hemen tespit edecek. AKP Muğla Milletvekili Seyfi Terzibaşıoğlu ve MOBİSAD (Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği) tarafından ortaklaşa hazırlanan yasa teklifi, Meclis’te birleştirilerek ele alınacak. Cep telefonuyla bu suçu işleyenlere de benzer kriterleri getirmek istediklerini belirten Terzibaşıoğlu, “Microsoft’un filtre sistemini inceliyoruz. Bir bilgisayar yasaklı siteye girdiğinde haber veriyor” dedi. Terzibaşıoğlu, her telefonun iki özel numarası olduğunu belirterek, “***** sayfasına giren, indiren bir cep telefonu bu numara sayesinde tespit edilecek” dedi.
  15. 9 yaşındaki kızım benden habersiz benin nick'im ile girmiş. Cevabı neye göre yaptığını ona sordum. ilk 5 rakama 10 ekleyip seriyi öyle devam ettirdiğini söyledi. Umarım mantığı da senin için doğrudur.
  16. onsekiz?
  17. Bir çok arkadaş şehit olmak isteğini dile getirmiş. Saygı duyuyorum. Madem ki ölüm belki de doğumumuzdan beri yaşadığımız en önemli an, bir şekilde özel olmalı . Yani insan yaşamıyla olduğu kadar, ölümüyle de örnek olabilmeli. Yani nasılsa mutlaka öleceğiz, bu Hz. Hüseyinin ki gibi olmalı. Sizin ölümünüz başkalarına yüzyıllar sonra bile can verebilmeli, ilham olmalı. Tabi ki bunlar sadece temenni, kimin nerede nasıl öleceğini bilmemiz imkansız. Ama madem ki kaçınılmaz, bu Allah için olmalı. Onlar kadar cesur olamayan benim için ise bir başka yaşanmış olay, ölüm anı için temennidir: Bilirsinizki, ölüm anı insanın en zayıf olduğu andır. Tam o aşamada şeytanın, sizi bu durumdan kurtarmak için bir çok teklifleri olduğu söylenir. Hani ''ruhunu şeytana satmak'' derler ya, işte tam bu anda gerçekleşir. İmanın sağlam değilse, anında kayma ihtimalin vardır. Bu yüzden ''insan nasıl yaşarsa, öyle ölür'' derler. Benim duyduğum örnekte, yaşlı bir amcanın, çevresinde akrabalarıyla, ölüm anı anlatılır. Gözleri bir yere sabitlenip bir süre hiç sesini çıkarmadan ve hareket etmeden durur. Sonra ''Yok! Yok! Allah bir Muhammed resul'' der ve son nefesini verir. İşte benim kendim için umduğum ve dua ettiğim ölüm şekli budur. Allah hayırlısını nasip etsin..
  18. Arkadaşlar, Her ne olduysa olmuş. Bu başlığın açılmasındaki amaç, Aziz Nesin'in eşinin kendisini aldattığını mı ispatlamak? Eğer bu ispatlanırsa ne olacak. Varsayın ki öyle, bu Aziz Nesin'i küçültecek mi? Veya aldatmadığına karar verdik. Aziz Nesin hepimizin gözünde tertemiz bir adam mı olacak. İnsanlar kendi yaptıklarıyla anılırlar. Ben daha önce de kendisini sevmediğimi, fikirlerini tasvip etmediğimi söyledim. Fakat bu tamamen kendi yaptıklarından dolayıdır. Eşinin yaptıklarından veya yapmadıklarından dolayı değil. Yaptıysa da kendi ********lığıdır, Aziz Nesin'in değil.
  19. Gece kuşu ve Evrensel isimli dostlar, Öncelikle, üslubunuz için teşekkürler. Seviyeli bir ortamda konuşmak gerçekten önemli. Yazdığınız sırayı takip edemeyeceğim, aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum.. Dikkat ettiyseniz ''örnek aldığım ve yaşandığını bildiğim İslam'ın'' dedim. Şu anda hiçbir ülke çapında yaşandığını düşünmüyorum. Geçmişte Asrı saadet, Endülüs, Abbasi'lerin kısa bir süresi vs. pratikte de İslam uygulanmış ve örnek almaya çalıştığım dönemler yaşanmıştır. Günümüzde kişi bazında veya belki küçük toplumlar halinde yaşanıyor olabilir, fakat örnek veremeyeceğim. İslam öncesi bu topraklarda yaşanan yüksek medeniyetten bahsederken, lütfen İslam sonrasını göz ardı etmeyelim. Unutmayın ki, Avrupa'da aydınlanma Haçlı seferlerinden sonra başladı. Yenilenlerin tarihini yenenler yazar hesabı, bir çok temel eserin ve buluşun sahibi aslında bu coğrafyadan çıkmış, fakat başkalarına mâl olmuştur. İslam medeniyetini tartışmaya açmayı anlarım, ama yok saymak anlamsız olur. Arama motorlarındaki bilgileri ben de internetten buldum. Bazı filtreler uygulandığını söylüyorsanız, inanırım. Zaten, bu kelimelerin aranmadığını iddia etmiyorum. Yazdığınız kadar büyük rakamlarda olduğunu zannetmemekle birlikte, bunun, bu coğrafyanın problemi, zaafı olduğunu kabul ediyorum. İtiraz ettiğim, bunun İslam ile bağdaştırılması. Sizin de yazdığınız gibi, kültür ve gelir seviyesi yüksek toplumlarda, bunlar zaten pratikte de yaşandığı için belki internetten araştırma gereği fazla duymuyorlar. Yine de başka dine mensup insanların yaşadığı ülkelerde de bizim kadar olmasa da bu sorun fazlasıyla mevcut. Fakat mesela Avrupa'da insanlar çıkıp, bu sapıklığı Hristiyan diniyle bağdaştırmıyor. Türkiye dünya üzerinde laikliğin oldukça katı uygulandığı ülkelerden biridir. Doğru-yanlış tartışmasına girmeden söylemek gerekirse, dünya üzerinde buradaki yasaların benzerinin tatbik edildiği çok az ülke vardır. Bildiğim kadarıyla, laiklik değiştirilmesini öneremiyeceğiniz yasalardan biridir. Siz uygulamada aksaklıklar olduğunu, söylüyorsunuz-ki doğrudur. Benim de İslam için söylediğim budur. Halkının Müslüman olduğu söylenen ülkelerde, İslam, anne-babadan öğrenilen, hurafe, paganizm, israiliyat, töre vs. karıştırılmış bir haldedir. Müslüman dendiğinde sizin aklınıza saçı sakalı birbirine dolaşmış, cübbe, şalvar giyen, yakılan insanlar karşısında sevinç çığlıkları atan insanlar geliyor. Kaba softa-ham yobaz tabir edebileceğimiz bu kimseler, genelde aidiyat duygusuyla, toplumda yer edinme adına dindar görünen kişilerdir. İslam'ın özüyle alakaları yoktur. Maalesef sizler bu dini bunlarla yargılıyorsunuz. Laikliğin, kanunda tarif edilen , Türkiye'yi laik yapan, sizin de tasvip ettiğinizi düşündüğüm yorumuyla birlikte, şu anda uygulanan ve beğenmediğiniz bir uygulaması da var. Mesela bir Fransız bu ülkede uygulanan laikliği eleştirse, sizin savunmanız aslında laikliğin iyi bir şey olduğu, fakat uygulamada hatalar bulunduğu yönünde olmaz mıydı? Benim için İslam da aynı durumda. Müslüman olduğunu iddia eden insanların hataları için yapılan yorum, hatalı uygulamalar göz önüne alınarak İslamiyet'e kaydırılmasın istiyorum. Sağlıcakla kalın.
  20. Bildiğim kadarıyla şimdi kullanılan haç şeklindeki sembol, hatta Nazi'lerin kullandığı gamalı haç bile, eski kültürlerde -özellikle paganlarda- kutsiyet atfedilerek kullanılan bir semboldür. Hristiyanlık, Pagan kültüründen çok fazla detayı içinde bulundurduğundan -aynı, İslamiyetin geleneksel uygulamasında çok fazla İsrailiyat olduğu gibi- bu da oradan gelmiş olabilir. Güzel bir soru, ben de çok merak ettim.
  21. Google'da en çok aranan kelimeler Google, 2006 yılı Eylül ayı içerisinde en çok aranan kelimeleri açıkladı. Buna göre 'Kraloyun' kelimesi yapılan aramalar arasında ilk sırada yer aldı. 30 Kasım 2006 16:25 İnternette arama yapılan kelimelerin istatistiklerini 2 ay gecikmeli olarak açıklayan arama motoru Google, eylül ayı içerisinde Türkiye'den aranan ilk 15 kelimeyi belirledi. Google'nin internet sitesinde yapılan açıklamaya göre 'Kraloyun' en çok aranan kelime oldu. Açıklamada, Yonja, Milliyet, SSK, Galatasaray, Fenerbahçe, Hürriyet, MEB, Rüya Tabirleri, ÖSYM, Fanatik, Burçlar, Sabah, Turkcell, Siberalem kelimelerin de sırasıyla en çok arananlar olduğu belirtildi.
  22. Yobazlığın her türü tehlikelidir dostum. Elbetteki her dinde bulunan din yobazları da en az laiklerin, kapitalistlerin, emperyalistlerin yobazları kadar tehlikelidir. Burada önemli olan köktendinciliğin, veya din yobazlığının ne olduğunu doğru tespit edebilmek. Tesettüre girmek veya camiye gitmek bu kapsama girer mi sizce? Geçenlerde yapılan anketlere göre, bu sayı ülkemizde artıyor, fakat din esaslı devlet isteyenlerin sayısı azalıyor. Gerçek dindarlardan kimseye zarar gelmez, fakat alıntı yaptığınız kişinin yaptığı yönlendirmeler ve bunların sizler tarafından bu şekilde savunulup gündeme getirilmesi, bu kişileri taraf olmaya zorlayacaktır. Kendi haline bırakıldıkları ve provoke edilmedikleri sürece inanın toplumsal uzlaşmayı en çok dindarlar destekleyeceklerdir.
  23. Tesettürün arttığını, cami sayısının çoğaldığını söyledikten sonra, ''aydınlar vuruldu, yakıldı '' demek sanki bu ikisinin arasında bir bağlantı varmış gibi yapıp insanları bloklara bölmek, aralarına nifak sokmak demektir. Bundan çıkarı olanlar, herhalde bu ülkenin menfaatini gözetenler değildir.
  24. Önce bazı tespitler yapalım. -Bir kere, haberin başlığı yanlış. Belli kelimeleri baz alarak en çok hangi ülkeden arandığı yazılmış. Yani bu ülkeler en çok seks ile ilgili haberleri arıyorlar diye bir çıkarım yapılamaz. -İkincisi bu ülkelerin hiçbirinde Kuran'da anlatılan İslam yaşanmamaktadır. Benim örnek aldığım ve yaşandığını bildiğim islam ile bu ülkelerin alakası yok. -Türkiye laik bir ülkedir, İslam ülkesi değil. İslam ülkesi olduğumuzu ABD bize empoze etmeye ve örnek göstermeye çalışıyor. -Türkiyenin 1. olduğu bölümde sıralama 4 hristiyan ülke ile devam ediyor. Onları ne yapacağız. -Unutmayın ki, dünyada 2 milyar ''müslüman'' var. Bunların gerçekte 9/10'unun müslümanlıkla alakası yok, aramaları normal. İster fakirlik deyin, ister açlık deyin bunların tek eğlenceleri ve muhabbetleri -bazıları sapıkça olmakla beraber- cinsellik. Bu sorun içinde sizin de bulunduğunuz bu coğrafyanın sorunu, fakat müslüman kaynaklı değil. -İnsanların isimlerinin Ali veya Fatma olması tamamen gelenekseldir, yoksa onların bilinçli tercihi değil. Ve bu isimler onları müslüman yapmaz. Mesela muhtemelen sizin adınız da bu geleneksel isimlerden biridir. Bu sizin müslüman olduğunuzu mu gösterir. ''yeni rekorlarınız hayırlı olsun'' derken, belki de benim sizi kutlamam gerekiyor. Kendinizi müslüman görmeseniz de bu istatistikler sizi öyle sayıyor çünkü. Netice olarak, dindar gözüken ''her devrin adamlarını'' demiyorum, ama gerçek dindarların bu taraklarda bezinin olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
  25. Aziz Nesin'i kişi ve fikir olarak sevmem. Fakat yazdıklarıyla çok gülmüşümdür. Kim olursa olsun, başına gelen böyle birşeyden dolayı üzülürüm. İyi olmuş, haketmiş, böyle adamın karısı böyle olur tarzındaki görüşler bize yakışmaz. Kişiler kendi yaptıklarıyla değerlendirilmelidir, çevresindekilerin yaptıklarıyla değil.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.