sardunyam tarafından postalanan herşey
-
İNTERNETTE AŞKA İNANIRMISINIZ? İNTERNET AŞKI?
tam olmuş sedoş, cam'dan cam'a hatta Webcam'dan Webcam'a
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
seni mutlu görmek burada seni seven herkesi mutlu eder, dediğin gibi en güzel çağlarındasın kıymetini bil asla geri gelmiyorlar bak biz bu yaşta hala çocukluk yapıyoruz çocukluğumuzu çok özlediğimizden belkide... seni yalnız bırakmam birtanem, Allah izin verdiği sürece seninleyim kalbimle...
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
hoşgeldin canım... mutlu yıllar ve mutlu bayramlar diliyorum bütün sevdiklerinle beraber...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
bana anne diyebilirsin yavrucum amca baba yarısıdır tabi, amcan Nuri Alço olmasın ama çok teşekkür ederim sevgili kardeşim sanada mutlu yıllar ve hayırlı bayramlar tüm sevdiklerinle beraber çok teşekkür ederim sanada sevgili honest kardeşim sende bu yıl çok mutlu ol bayramında güzel geçsin inşallah
-
İçindeki nakaratı yaz...
bende bende bak bunu da severim öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla vaki birden dursun istersin seneler olunca mazi öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla vaki günlere bakarsın katı katı üzerine çekersin perde yoldan geçenler varda her akşam gelenler nerde kara yazı yazıldı sanma insanın da kaderi böyle öyle bir geçer zamnki dediğim aynıyla vaki bir cevap buldun mu sorulara yiğitlik de var yine serde nasıl gaddar seneler geçiyor durduğu yerde sana kara yazıldı sanma insanın da kaderi böyle öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla vaki o nedir seni kızdıran memnun edeceği yerde bak bir garip diyorki nerde o yarim nerde anılara kapılıp kanma dünyanında düzeni böyle öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla vaki birden dursun istersin seneler olunca mazi öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla vaki
-
İçindeki nakaratı yaz...
İnan ki Senden başka Hiç kimse yok içimde Kimse yok içimde Yüzüne bakmasam da Başımı çevirsem de Seni her gördüğümde Seni her gördüğümde İnan ki Senden başka Hiç kimse yok içimde Kimse yok içimde Ne kadar kırgın olsam Dargın olsam da bile İnan ki Senden başka Senden başka Hiç kimse yok içimde Kimse yok içimde
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
çok teşekkür ederim suhedam hoşgeldin vahh vahh topici havadan sudan mevzularda bacım topicleri karıştırmışsın
-
Frozen......
Frozen cadısı, hazetme sen benden bakalım, bende sana güvenmeyeceğim ve o merakla beklediğin sorunun cevabını söylemeyeceğim işte...
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Sevgili dostum İnsan sevgisi dünya görüşünde temel oluşturmakta diyorsun da, nerede bu insanlar... Dostumda insan sevgisinin üst düzeyde olduğuna inanıyorum dediğin sanırım ben oluyorum. Bunun için teşekkür ederim ama çevremize baktığımızda insanların birbirini ne kadar sevdiğine tanık oluyoruz değil mi?(!) O kadar seviyorlar ki, birbirlerini bir kaşık suda boğuyorlar. İnsanlardan bahsetmiyoruz da kimlerden bahsediyoruz sevgili bilimselci, insan sevgisini taşıyanlarda, emperyalist sistemi yürütenlerde insanlar değil mi? Felsefede bir düşünce biçimi, ve insan merkezli... Değişmez hükümler inançta olduğu gibi, bilimde de yok mu? Örneğin kabul edilmiş bilimsel gerçekler vardır bunlar değişmezler sistemin işleyişi mesela... İnançtada değişebilen fikirler vardır düşünen insan bilirki, bildiğini sandığı şeyler zaman içerisinde değişebilir farklı açıklamalar getirilebilir. Bilimsellik eğer dogmayı kabul etmiyorsa kendisi dogmatik olmamalı. Şöyle ki, bilim bir araştırma yoludur bir din değildir o sebeble ispatlanmış gerçeklerin kabulü gibi, varsayılarında zaman içerisinde cevap bulabileceğini gözardı etmemelidir. Ben öyle sanıyorum ki bilim kendi başına bunu yapmıyor bilimi dünya görüşü olarak kabul edenler böyle kabul ediyor. Tek başına yetersizdir derken falcılıktan sözetmiyorum. Açıklanamazlardan söz ediyorum. Günün şartlarında açıklanamaz olanlar için önyargısız yaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Örneğin bilim hiç bir doğa olayının bir sebeb dışında oluşabileceğine inanmazken Yaratıcı Varlığı ispat edemediği için yok saymamalıdır. Ya da bilime inananlar diyelim. Nedenleri ararken sonuca ulaşmadığı halde bilim neden yoksayıyor öyleyse. Bilim nesnelerle/maddeyle ilgileniyorsa madde üstü bir varlığı hangi teknik öğe ile ispatlamayı düşünüyor? 19. YY da sistemleştirildiğini söylüyorsun yani daha çok genç bir sistemimiz var. Ancak evrenin yaşı ise bununla mukayese edilemez öyle değil mi? Sorgulamanın teknik yöntemlerini anlatmışsın, sorgulama önce düşüncede başlar ve en büyük erdemdir. Bilim bile düşüncenin ürünüdür. Ve yanılma olasılığı oldukça yüksek olan insanın düşüncesinin ürünü. Bunu küçümsemek için söylemiyorum aksine insan deneyimlerini yanılgılarından çıkarttığı derslerle derecelendirdiği için bunu önemsiyorum. Değişmeyecek hükümler derken neyi kasdediyorsun? Sorgulama anlamak/kavramak/bulmak ve sonuçlandırmak değilmidir? Neden/sonuç ilişkisi ile bağlantılamak gerekiyorsa nasıl sorgulama düşünce değildir diyebiliriz. Kur'an daki "düşünmezmisiniz" isteği değişmezlikten değil doğru anlamaya çalışmaktan ve düşünmeye özendirmek için söyleniyor. Düşünün ki gelişin, gelişmenin tek yolu budur... Teorsi ve pratik ayrılmaz bir özellik olabilir ancak benim söylediğim şey her düşünce pratiğe dönüştürülemez ve realitede çok farklıdir... Düşünceyi pratiğe koyma yanlışsa o zaman o düşüncenin özünde bir yanlışlık var demek ki, ama öyle ise o zaman yeryüzünde hiç bir şartla tam demokrasi sağlanamaz teorisi ortaya çıkıyor. Çözümlenememiş konular dediğimiz şey herşeyin bir varedeni oluyorken evrenin ve insanın varedeni olmasını bilim nasıl kabul edemiyor? Cevaplanamamışlar derken bahsedilen ispatlanamamışlar ise zaten bilim teknik imkanlarıyla Allah'ı ispat edemez. İşte akıl burda devreye girer ve sorgulanamaz dediklerimiz sorgulanır. (bu arada ben kopyala yapıştır yaparken cevabı erken yolladım ve ardından düzenleyemedim sanırım admin düzeltir) Selamlar
-
diloş...
imzandaki söz bir şarkı sözüydü değil mi, kim söylüyordu?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
bir masal dünyasına götürdün beni elimden tuttun, düş bahçelerine daldık çok hızlı koştuk, koştuk, koştuk masal ormanlarında kaybolduk birden gece çöktü senin dünyanda oysa benim dünyam apaydınlıktı gözlerine baktım, tanıyamadım baktığım gözler kapkaranlıktı oysa dedim kendime! elinden tuttuğum adam o muydu? beni masal ormanlarında yalnız bırakan adına "aşk" dediğim karabasan bu muydu?
-
Frozen......
ama diloş olmuyor ki, kırk yıllık çınarı çam yaptın, çam olmasın zati o, kozalakları gözümüze fırlatır neme lazım
-
figgaro...
haklı olmak, bizim haklılığımızın kabul edildiğini göstermediğine göre, kendi haklılığımızla devam ederiz hayatı tanımaya, hiç bir şeyi değiştiremesekte, başımıza geleceklere engel olamasakta bile bile lades deriz ve bilerek yaşarız e bundan daha güzel ne olabilir bilerek yaşamak bilmeden ölmekten iyidir. figgaroyu saymamışmıyım. saymazmıyım bu defterin 3 delisi, 4. deliyi bekliyor demek istedim ben yaww bak oda dayanamayıp geldi, hoşgeldi
-
severek izlediğiniz tv programları
sevgili arkadaşım bu topice yazan arkadaşlar zaten çok tv izlemiyorlar, o bahsetmiş olduğun programları izleyenlerde gelip buralarda tartışmalara katılmayanlar, ve söylemiş olduğun gibi çoğunluktalar bu topice yazan insanlar ise toplasan 10 kişi... sanırım reytingte pek etkimiz olamaz...
-
İNTERNETTE AŞKA İNANIRMISINIZ? İNTERNET AŞKI?
Tengeriin boşig ve Gecekuşu her ikinizinde söylediklerinizde gerçeklik payları var. cam'dan görüp sevdiğiniz, yazılarını okuyup etkilendiğiniz, msn'de sohpet edip ortak etkileşimler bulduğunuz insana gerçek anlamda aşık olup olmadığınızı anlamanız zordur. Aşk görecelidir gerçektende sanalda olduğu gibi reeldede gerçekten aşık olup olmadığınızı bilemezsiniz. Aşk kelime anlamı olarak bana "yoğun sevgi, tutku ile bağlanma, her davranışından etkilenme" duygularını çağrıştırıyor. Görerek aşık olabileceğiniz gibi görmeden de aşık olabilirsiniz gibi geliyor. Zira inanan insanlar Allah'a aşkla bağlıdır ama O'nu görmemişlerdir. Geçmiş yıllarda yaşamış insanlardanda çok yoğun bir sevgi ile bağlı olduklarınız olabilir. Sözlerine, kitaplarına, dünya görüşlerine hayranlık duymuş ve bağlanmışsınızdır. Onların yazdığı her yazıyı okumak istersiniz buda bir nevi aşktır. Anne babasını hiç göremeden kaybetmiş insanlarda en az görerek büyüyenler kadar çok severler onları. Buda aşktır... Ancak kadın/erkek arasındaki aşk görmeden devam edemez, bir süre sonra hatta görerek aşık olanlardan daha çabuk biter. Çünkü gözlerindeki samimiyeti görmemişsinizdir, sözlerinin güvenilirliğinden emin değilsinizdir, sizin için fedakarlık yapıp, yapmadığını bilemezsiniz o yüzden "acaba" larınız daha fazladır. Tengeriin boşig seninde söylediğin gibi, etkileşim cam'dan olduğu gibi karşılıklıda olmalıdır ve bunun olup olmayacağını ona bakmadan ve görmeden bilemezsiniz. Belkide hayalinizde kurduğunuz insana aşıksınızdır karşınıza çıktığında hayal kırıklığına uğrarsınız. Sevgili mineu, gerçekten çok şanslı ve bunun devam etmesi en büyük temennimdir. Ama söylediğine göre zaten bir hafta sonra görüşmüşler demek ki, etkilenme bitmemiş, demek ki birbirlerine oldukları gibi yansıtmışlar kendilerini ve yüzyüze geldiklerinde aynı etki gözlerinden de geçmiş. Ne mutlu onlara... Allah daim etsin inşallah... Sanalda iyi insanlar olduğu gibi kötü insanlarda olması mümkün ve hatta daha fazla gizleyebiliyor ekran bazı şeyleri. O yüzden sanalda tanıdığımız insanlara onları iyice tanımadan güvenmememiz gerekiğini düşünüyorum. Kandırılmamız çok kolay olabilir. Selamlar
-
Frozen......
kim benden hazetmiyormuş frozenmi... çınardı o ne zaman çam oldu? allam bu kıza güven olmuyor, hemen değişiveriyor yawwsss
-
diloş...
yok diloşum o TöBe demek istiyor, nerden uydum ben bunlara demek istiyor...
-
Frozen......
ben ne dediğimi biliyormuyum ki nalan? nende neni neviyorum naşkım nu ne naadet ninanamıyorum
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Güzel dost Önce bu topic için teşekkür ediyorum umarım faydalı ve eğitici bir tartışma olur. Birde ben şu alıntılayıp aralara yazma işini beceremiyorum hepsini birbirine karıştırıyorum o yüzden bu şekilde cevap yazıyorum... Temelinde insan sevgisi olunca, fikirlerde ortak yol bulunuyor diyorsun, katılıyorum. Ancak bunun çok yaygın olacağını sanmıyorum. Çünkü insanı sevmek zordur, sevdiğin varlığın bütün sıkıntılarını sıkıntı bilmek ve onun için yararlı şeyler yapmak, hümanist bakmak çok kolay olmasa gerek. Bunu yapabilenlerde var elbette ama genellemeye vurduğumuzda azınlıkta kalıyorlar. O yüzden gerçekçiliğine inanmıyorum ve tartışmaların bir sonucunun olduğunu da sanmıyorum. Sen ne kadar bilimsellikte değişmez diye birşey yoktur ve tabuların sadece inançsal dünya görüşünde bulunduğunu söylesende ben her iki görüşe mensup insanlarda olabileceğini düşünüyorum. Bilim bundan bir kaç yıl önce insan zekasını IQ testi ile ölçüyordu şimdi EQ ile ölçüyor duygusal zeka... Bilimsel düşüncede sabitler var, ispat aramak sabitliktir. Şimdi diyeceksin ki ispatlanmamış şeylerde gerçeklik yoktur. Ancak bilim şimdiye kadar insan vücudunda bile keşfini tamamlayamamıştır. Varsayımlar üzerinde deneylerine ve araştırmalarına devam eder. Bilim insanın doğayı, evreni ve kendisini tanımasında büyük faydalar sağlamaktadır. Ancak tek başına yetersizdir. Bilim meydana gelen herhangi bir olayda neden aramaz mı? Önceki tartışmalarımızda sen buna "hayır neden aramaz, sonuçla ilgilenir" demiştin. Peki neden olmadan, sonuç olabilir mi? İnsanlar bilime neden ihtiyaç duymuşlardır? Bilimden önce dogmatik düşünce daha mı fazla egemendi insanlığa? Bence bilim gereklilikti çünkü insan zeki bir canlıydı, doğası gereği araştırmak ve deneylemek istiyor ve bulgularıyla puzzle'ın taşları daha net oturuyor. Ve bilim ilk insandan beri vardı bana göre tabi buda göreceli. Zekaya sahip olan herkes mutlaka hayatı deneyimlemiştir günün şartları ve kendi kişisel tecrübeleri ölçüsünde. Dinin özünde sorgulamak günah değildir. Ve kesinlikle kabul etmiyorum bunu. Dini yönetmeye soyunmuş insanlar yani din liderleri, toplumları daha kolay sindirmek ve bağlamak için onların sorgulamalarını kısıtlama yolunu seçmişlerdir. O yüzden sorgulayanlara bunun günah olduğu inancı benimsetilmiştir. Ayrıca sorgulamanın önüne geçmenin bir sebebide sorulan sorulara verecek cevapları olmamasındandır. Günah sayılmalıydı ki, bilgisilikleri ortaya çıkmasın. Oysa KURAN sık sık aynı soruyu tekrarlar. "hiç düşünmezmisiniz?, Hiç anlamaz mısınız?" Düşünmek sorgulamaktır aynı zamanda. Kafalarımızın içinde dile getiremediğimiz sorularımız vardır, kimseye de soramayız, ya cevabı bilmiyorlardır ya da sizi günahkar saymalarından korkarsınız. İşte buradanda ortaya çıkan insanlar aslında sorgulamalarını sesli düşünceye çevirememelerinin sebebi birbirilerinden çekinmeleridir. Oysa İslam düşünmeyi emrediyor. Düşüncelerle eylemi birbirinden ayırmak zorundayız zaten güzel dost. Her düşünce fiiliyata geçirilmez ki, hepimizin beklentileri var ama bunlar reelde uygulaması zor şeylerdir. Dünya görüşünü ateist/teist açıdan ele almıyorum diyorsun ama öyle. Materyalist/İdelaist düşüncelerin temeli neye dayanır? Oysa bu iki ideoloji dışında da insan çeşitli fikirlere ve dünya görüşlerine sahiptir. Ve bu iki ideoloji çağımızın yeni düşünce terimleridir. Gelecek yıllarda ortaya çıkacak düşünce ve ideallerden çok farklı olabilirler. İnananların bilime sığınmak zorunda olduklarını söylüyorsun... Kesinlikle kabul etmiyorum. Bir Müslüman bilmeliki, bilim, ilim, Allah'ın sıfatlarındandır. Herşeyi bir bilim üzerine Yaratmıştır. Hiç bir şeyi tesadüfe terketmemiştir. Kuran'da anlatılan efsanevi olayların herbirinin bilimsel bir açıklaması vardır. Allah kendi Yaratmış olduğu düzeni/kuralları/sistemi/bilimi kendisi bozmamıştır. Allah kulları gibi günden güne fikir değiştirmez, dünyanın dönüş yönünün değiştiğini düşünebiliyormuyuz herhalde felaket olurdu. İşte bunu sisteme oturtan O'dur... Allah ancak bilimin metodlarıyla doğru kavranmaya çalışılır. Mitelojik tanrılar gibi efsanelerle anlatılırsa işte o zaman dogma olur ve hep mistik bir tanrı gibi algılanır. ancak Allah bunu istemiyor ve Kuran'da diyor ki... "Allah'ı hakkıyla anlamaya çalışmadılar"...(!) Dünya barışına inanman beni umutlandırır. Ve dilerim gerçek olur. Ama ben sanmıyorum. İnsanlar her alanda bu kadar mafyalaşmışken, emperlasizm dünyanın düzenini belirleyici sistem olmuşken ve insanların büyük bölümü dev holdinglerle bir nevi köle/efendi sistemine geri dönmüşken... Bir grup insanın bütün bu güç karşısında birleşeceğine dair bir ümit beslemiyorum. Sevgi ve selamlarımla güzel dostum
-
SEN BU FORUMUN......
sen gerçek prensesisin kısss
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
hep gülüp geç meleğim, sıkıntı senden korksun, sen sıkıntıdan korkma ve şiir çok güzelmiş, çok beğendim
-
Yam_yam Anı Defteri
Sevgili yam_yam defterine yazmayalı uzun zaman olmuş, sanırım vakti gelmiştir bir iki çiziktireyim. bilimselci akide şekeri gönderecek bize bayramda, sen benden yaşça küçüksün bende sana yollayım bari biraz şeker. şimdi bir şiir eklemek istiyorum izninle (valla izini laf olsun diye istiyorum zaten başka şansın yok) Bedava Bedava yaşıyoruz bedava; Hava bedava bulut badava; Yağmur çamur bedava; Otomobilin dışı Sinemaların kapısı Camekanlar bedava Peynir ekmek değil ama. Acı su bedava. Kelle fiyetına hürriyet, Esirlik bedava: Bedava yaşıyoruz bedava ORHAN VELİ KANIK
-
BİLİMSELCİ
yok yok bize akide şekeri yollamış bilimselci yoldadır geliyordur nede olsa büyüğümüz ellerinden öperiz, harçlığımızda alırız. (bana torpil geçer diye tahmin ediyorum) madem frozen şiir eklemiş ben kusur kalmayım o zaman... (çok fesat gördüm kendimi) Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar misiniz, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. ORHAN VELİ KANIK
-
sedelina
dert etme aşk bulur kendi yolunu ellerimle kazmam ben kendi kuyumu bilmeliyim önce huyunu suyunu sonra çok önemli ruhumuzun uyumu ünlü düşünür Asuman Krause'den bir dörtlük
-
Frozen......
nalan, sana söyliyeceklerim var nalan, ben kim miyim, ben ferit, deli ferit... nalan nalanım, şu mehtaba bak nalan, sanki bize birşey söylüyor gibi... gözlerime bak nalan... o da ne, nereden çıktı bu kadir, uleyyynn deli kadir dağıtırım leyyn ben buraları, nalan sen ya benimsin ya toprağın nalan . (filmler gözümün önünden şerit şerit geçiyor ölüyormuyum ne) oda ne, güccük emrah geldi, benim annem yok, babam hiç olmadı, amcam anneme terbiyesizlik yaptı, sevgilim karaköyde düştü yere yapıştı, bir baktım elini tutan nuri alço değil mi? ooooo my god!!! bu ne felaket neden hep beni buluyor bu salaklıklar. yoksa bende mi var salaklık