sardunyam tarafından postalanan herşey
-
AZ SONRA...........
az sonra imar iskan müdürlüğünü arayacağım...
-
AHLAK İÇİN DİN ŞART MI?... (New Scientist dergisi; 1 Eylül sayısında ahlak ve din arasındaki ilişkiyi masaya yatırıyor...)
Gönderilen her din önce kendi zamanı içinde değerlendirilebilmeli... Günümüzün gerçekleri ile 1500 yıl öncesinin gerçekleri örtüşmez... Kuran'dan gönderildiği çağın gerçeklerini görmezden gelmesinide bekleyemeyiz... Köleliğin, kısasın var olduğu dönemlerde elbette o konularda açıklayıcı ayetlerle hüküm belirtecektir... Ama günümüzde böyle uygulamalar yok, olmayan bir şeyin tartışmasını yapmakta kimseye bişey kazandırmaz... Hz. İsa'nın geldiği dönemde suçlu bulunanlara reva görülen ceza yada ortaçağ karanlığındaki Avrupa'nın cadı avı adı altında yapmış olduğu vahşi uygulama kendi zamanlarının gerçekleriydi... Bugün bunlar uygulanıyormu? Herneyse konu amacından sapmasın... Ahlak vicdansal bir tutumdur... Vicdan kimde varsa o ahlak sahibidir... Neye inanıyor olursa olsun o kişiyi alakadar eder ama ahlaki durumunu inancı belirleyemez... Ancak tarafsızlık çok imkanlı bir durum değil kendimize dindar diyorsak ahlakında sadece dindarlarda üstelik bizimle aynı inancı paylaşanlarda olduğunu varsayıyoruz... Yada inançlı değilsek dinin ahlağa verdiği önemide görmezden gelebiliyoruz... Oysa ahlaki değerlerin tüm insanlar için geçerliliği var hangi ırktan ve hangi inançtan olursa olsun biri diğerine karşı suç işliyorsa, ahlaki kavramlara ters bir eylem gerçekleştiriyorsa o kişi kim olursa olsun savunulmamalıdır...
-
diloş...
heç bişey edemezsin iki saattir sesleniyom sesleniyom dağıttım geri kalan 5 kişiyi ama sesimi duyan yok... anlayalım yani sonra gene bende patlamasın kabak?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Ya gidiyorum ben işte güneşin battığı yere doğru... Bugün bütün gün kulaklarım bi çınladı, bi çınladı, sanki dün geceden epey bi fırça yemişim... Demeyesun eee onun yanında bide tosun vardır
-
Frozen......
hala danstamısın bidenem yoksam beni mi cezalandırıyorsun... bak biiiii benimde fena halde biriyle konuşmaya ihtiyacım var ama kanımca o biri burada değil...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
ellerin boş değil bidenem bak beni kucaklıyorlar bende seni kucaklıyorum
-
Oruç Tutmayanlar Şöyle Bir Kenara Geçsin!
Mesela Rahmetli Necip Hablemitoğlu'nun Köstebek isimli kitabı Fethullah Gülen'in emniyet kurumlarında nerelere kadar sızdığını belgeleriyle açıklıyor... Ancak mesele kitaplarda yazması falan değil kaç kişi okuyor bu kitapları anlattığın zamanda masal gibi dinliyorlar... Cumhuriyet Türkiye'sinde din ve vicdan özgürlüğü esas alınmıştı, herkes inancını yaşamakta özgürdü ancak 20 yıldır yoğun şekilde bir inanç istismarı yaşıyoruz... Dinin nasıl bir sektöre dönüştüğünü görmek hiç zor değil ama bir yanlış anlaşılma var insanlar bu konularda konuşmaya korkuyor "dinsizlikle" suçlanabilirler diye susuyorlar... Oysa gerçek bir inanca sahip olduğunda onu birilerinin seni suçlamasıyla kaybetmeyeceğini biliyor olursun... Çünkü kalbini ve niyetini ancak inandığın Yaratıcı bilir... Diğerleri ancak inanmak istediğine inanır... Görmedim, duymadım, söylemedim demeyi tercih ediyorlar...
-
AZ SONRA...........
cadımın gelmesini bekliyorum, az sonra gelecekmi merak içindeyim...
-
Türkiye Fiji olur mu?
Türkiye herşey olur çünkü Türkiye kendi ilkelerinden vazgeçmiş bir ülke... Kendisine yeni modeller aramaya başlayan bir ülke ve onun bihaber milleti ne olduğunu bile anlamadan herşey olur... ama hiç birşey olmaz... Malezya boşuna konuşulmuyor, boşuna övülmüyor ekonomiside şahaneymiş, 5 yaşındaki çocuklara oruç tutturuyorlarmış bizimkilerin istediğide bu değilmi? Olur olur şaşmayın şeriatte gelir, irticada gelir hemde yok canııııım bişey olmaz derken... bi bakmışsın şapkadan tavşan çıkmış... hayırlı iftarlar Türkiye her nerede ne olmaya çalışıyorsan...
-
tuttu tuttmadi :)
neden üzgünsün bide tuttu iftar olmuş canem haberim yok iftardan sonra konuşmak istersin?
-
Hazır değişiklik yapıulırken, benim de bir önerim var.
biliyorum bir don tartışması olmadığını kılık kıyafet özgürlüğü istemiyormu bu demokratlar bende diyorum o zaman inancım için yada siyasi görüşüm için bunu kullanıyorum diyen herkesin her kıyafeti serbest olacakmı? o andan itibaren donun üstüne pantalon giymeden gitmek istiyorum diyebilirsin... kimse karışamaz... birde başörtüsü bişeyi örtmek için kullanılmıyormu pantalon, etek, hırka, yelek bunlarda örtmek için giyiliyor aralarında ne fark var ben demokratlara soruyorum, biz zaten demokrat değiliz sevgili Rua, anlamaya çalışıyoruz bu demokrasi nemenem bişeymiş...
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
çiçek veren elleriniz dert görmesin alayım bari evdekiler kurumuştu sands sen ölme emi, ya güldürükçü seni... birgün bu topicte çiçek Abbas alacağımı hiç düşünmemiştim... Suheda Abbası ben aldım, Diloş ötekini alsın...
-
Hazır değişiklik yapıulırken, benim de bir önerim var.
Dini ve siyasi sembol olmasa bu kadar problem olurmuydu başörtüsü... Laik cumhuriyette inancım gereği uyguluyorum dediğin şey o andan itibaren semboldür... Ancak demokrasi gereği başına şapka, örtü, şal, tülbent ne istiyorsa koymakta özgürdür insanlar... bu özgürlüğü dünyanın bütün inançlarına eşit sağlamanız gerekir... Bir budist öğrenci turuncu kıyafetleri ile üniversitelerimize girmek isterse aynı hoşgörü onada gösterilmelidir o zaman... Aksi halde Rabbena, hep banacılık yapmış oluruz... Onada demokrasi değil ancak dayatmacılık denir... Ve benim asıl merak ettiğim başörtüsü okullarda serbest olursa bunu siyasi olmayanını nasıl belirleyeceğiz bide ağızlarını bile kapatarak gözleri görünecek şekilde giyinenlerede serbest olacakmı? Yani çarşaflıların da okullara öyle girmesi mümkün olacakmı? Don mevzusuna gelirsek oda siyasi bir sembol olursa yasaklanır... O saatten sonra millet donsuz kalır... Siyaseten ve inancım gereği giyiyorum bu donu dersen yasaklanır oysa don bir çamaşır yani ihtiyaç için giyilir... Rua sakıncalı şeyler söylemişsin...
-
Bez parçasının hiç birinin kutsallığı yoktur.!
Sevgili Rua, hoşlarına giden şeyler söylemedimi bu adam... Hoşlarına giden şeyler söyleyenler Efendi hazretleri... Hazret buyurur saçının teli görünse bir kadının hem dahi kocası cayır cayır yanar hem kendisinin bizzat saçlarından yılanlar çıkar... Zat'ın ilahiyatçı olmasıda gerekmez babadan, dededen şeyhliği olsun kafidir... O ne derse duğrudur... Babalarından, annelerinden öğrendiklerinin üzerine bişey eklemeden gördüklerini uygulamaktan başka birşey değil... Zaten o zihniyetin genel parolası şudur: Biz bugüne kadar böyle gördük zaten doğru olan bugüne kadar gördüğümdür doğru olmasa atalarım uygulamazdı... Birileride çıkar bunların inandığının aksini söyler üstelik İlahiyat eğitimi almıştırlar hemde öğretim görevlisidir (yani hoca) ama inanılır şeyler söylememektedir... İster kafanı ört, ister bedenini örttüğün şey bez parçasıdır... Birinin diğerinden farklı yanı yok... Giyim kuşam işte ama öyle algılanmasını istemeyenler başına örttüğüne kutsaliyet yükleme çabasında... Bizde ona aramızda siyasi sembol diyoruz...
-
hayatı en iyi ne anlatır?
Geçen gün bir akrabamızın 40 mevliti için Bahçelievler'de bir camiye gittik... İftar yemeğinin ardından okutulan mevlidi dinledik... Allah kabul etsin ve rahmet etsin... Teravi namazı bitiminde cami cemaati dağılırken kapı önlerine bir kaç adam geldi ve Kuran Kursuna yardım için para topladılar... Camiden çıkan boş geçmiyor herkes ama az ama çok bişeyler veriyordu... Ben Kuran Kursunun faydasına inanmıyorum çocukken benide gönderdiler ve hiç bir faydasını görmedim... Aklıma sokulan bir dünya hurafe dışında herhangi bir dua kitabından öğrenebileceğim bir kaç dua öğrendim bildiğim diğer duaları babannem öğretmişti zaten... Birde Arab Alfabesiyle Kuran okumayı öğrendim... Tabi anlamadan okuduğun zaman ne oluyor bunu bilmiyorum... Şimdi sadece Türkçe Meallerini okuyorum... Eğer Kuran dinlemek istersemde internette bir sürü kayıt var açıyor ve güzel sesli bir hatipten dinliyorum... Ama anlatmak istediğim bu değil... Ben cami çıkışında başka şeylere takıldım... Caminin kapısının önünde ilkokul öğrencisi kız çocuğu, bir kadın ve kucağında 2 yaşında yavrusu, bir başka kadın yanında ufak çocuğu ellerinde kalem, silgi, mendil satıyorlardı... Kadınlar çok gençti bir tanesi en fazla 24 yaşında küçük çocuğu kucağında uyuyakalmış kadın yere çömelmiş bacakları yorgunluktan titriyor Kuran Kursu için 20 ytl, 10 ytl, 5 ytl veren insanların hiç biri 50 ykr verip o kadınlardan ve kız çocuğundan hiç birşey almadılar... Gerçekten anlamıyorum bir insanın yaşamak için kucağında çocuğu ile geç saatlerde kadın başına geçimini sağlamak için çıktığı sokakta hiç kimse önemsemiyor... O kadınlar ihtiyaçları olmasa sıcak yuvalarında çocuklarıyla otururlardı... Ama insanlar Kuran Kursuna yardım etmenin daha önemli olduğunu düşünüyorlar... Sonra bazı kendini bilmez din yobazları çok eşliliği eleştiren aydınlara "siz önce genelevleri kapatın" diyebiliyor... Oraya düşenlerin neden ve nasıl düştüğünü düşünmeyip göstermelik ve sözde Allah adına yapılan mabetlere milyonlarca lireyı heba ederken bir kadından bir adet kalemi almayacak kadar kör olabiliyorlar... Yaşlıca bir kadın camiden çıkarken torununa para verdi git Kuran Kursuna ver dedi çocukta babanne o kıza versem daha iyi olmazmı dedi, kadın kapa çeneni git dediğimi yap dedi... çocuk dediğini yaptı... parayı kursçulara verdi ve kursun sahibi Fethullah Gülen... Türkiye'de her geçen gün geçim sıkıntısı yüzünden onlarca kadın kötü yola düşüyorken sokak aralarında açılan kuran kurslarına milyonlarca lira yağıyor... bu ne tezatlık din bunun neresinde...? ben anlamakta zorlanıyorum... bir okul yaptırmak bir cami yaptırmaktan yüzlerce kez daha sevaptır... ve ben çocuklarımı kuran kursuna göndermeyi hiç düşünmüyorum... bildiğim duaları onlara öğretiyorum namazıda öğretiyorum ama ben bir öğretmenin verebileceğini veremem... Fen, Matematik yani ilim öğretemem... İlim öğrenmeyen kız çocuklarını kuran kursuna gönderip başlarını daha çocukken kapatmalarını doğru bulmuyorum... cami 3 kişinin bir araya gelip ibadet ettiği heryer olabilir... heryerde namaz kılınabilir, dua evdede öğrenilebilir... ama okul yetersizliği cahil olan toplumumuzu dahada büyük sıkıntılara sokuyor... çocuklar 60/70 kişilik sınıflarda istifleme okumaya çalışıyor camiden çıkan cemaate birde okul için yardım edermisiniz desek kaç tanesini yardım ederdi hiç bilmiyorum... ve gerçekten anlamıyorum... hayat gün geçtikçe göstermelik yaşanıyor... samimiyetin yerini gibi yapmak alıyor... dinin içi boşaltılıyor kafaların içi hurafelerle doluyor... Caminin içinde bir kadın kızıma dizlerinin üzerinde otur burası Allah'ın evi dedi... Oysa benim inandığım Allah heryere sahip camilere sığmaz... Bende ona aitken ve dünyada hiçbirşeye sahip değilken insan yapımı duvarların içine sığmaz benim Allah'ım... Mabetlere ihtiyacı yok, tapınaklar istememiş... Kainata sahip olan "Beni yan yatarkende anabilirsiniz" derken dini hoca efendilerden öğrenen teyzelerimiz dizlerinin üzerine çökmeden Allah'a saygısızlık ettiğini sanıyor... Kuran kurslarında ilim anlatılmadan Allah anlatılmaz... Orada anlatılan sadece günah ve sevap... ne kadar yazık...
-
YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
neredesin be çalıkuşum hala yoksun b u z g i b i s o ğ u k s u l a r i ç t i k koştuk terledik üstüne kendimize kokladıkça açan çiçekler seçtik özlediğim diz kanatan mahalle maçları bitiş düdüğü mü akşam ezanın gözlediğim uçsuz bucaksız çatapat bayramlar harçlıklar ürünü mü el öpen çok olsunların kendimize kovaladıkça kaçan ufuklar seçtik güzelim çocukluğun üstüne b u z g i b i s o ğ u k s u l a r i ç t i k
-
^^^^^zeyynepp^^^^^
Fıstığım başarılar diliyorum t a k e n d i s i Bu gece gülerken ağlar buldum kendimi Sılaya vuslat değildir aşk gurbetliğin ta kendisi Özlemek Gözlemek uzayan gölgelerde seni İzlemek Sızlamak her kanun sesiyle Durulmak Kurulmak yalnızlıklara dakik bir saat misali Burulmak Vurulmak her şarkıda yeniden gözlerine Yorulmak Darılmak kanatlarına ırayan göçmen kuşların Sarılmak Karılmak baharın kır çiçekleriyle Bu gece ağlarken güler buldum kendimi Mola yerleri değil hayat yolculuğun ta kendisi
-
........Tengeriin boşig.......
sanada bir şiir bırakmak istedim k ü r e s e l l e ş m e K oca bir yalan büyür vücudumda her gece Ü lkem R üyalarım E le geçer her şafak öncesi sinsice S evgim E kmeğim L imon kokulu elleri annemin L odoslarda ağrısı bacaklarımın E skisini getirince yarı fiyatına mı Ş ekli aynı olur da bir gün her şeyin M utluluk kalır yarınlara sadece E l yapımı
-
AYŞEGÜL
b i r i k t i r m e m k a r d e ş i m biriken damlaları bozdurmaya uğradım görevli sormasın mı acılarıma hesap açıp açmadığımı o g ü n b u g ü n a ğ l a m a m h e r ş e y e biriken ağrıları gezdirmeye indim martı sormasın mı lodostan kaçıp kaçmadığımı o g ü n b u g ü n a ğ r ı m a m h e r ş e y e biriken benleri çözdürmeye gittim annem sormasın mı tevazuumu içip içmediğimi o g ü n b u g ü n h i ç i m h e r ş e y e biriken çokları aldırmaya vardım tabip sormasın mı yeni vicdanımı seçip seçmediğimi o g ü n b u g ü n g e ç i m h e r ş e y e
-
///Egzorsist Anı Defteri///
k u m b a r a m koyun koyuna üşür umutlarım akşamdan kalma dost pişmanlığı uykusuz gecelerin tiz çığlıkları yaralar biriktirdim dar zamanlara bilgiç çıktı kumbaram tepeden tırnağa ıslanmış kuru sandıklarım bizanstan miras düşmanlığın mağrur hıçkırıkları dalgaya dünü yazdım unutmaya dalgıç çıktı gardiyan Ablasının bidenesi çok özledim seni
-
redblack
e m a n e t bir çuvala doldurup sırtladığım düşleri unutulmuş türkülerle kanatıp çiseledim toprağa bir yol oldum zamanın pençesinde içimden geçen nehirleri haritanızda göremedim geçmişim küçüldükçe büyüdü geleceğim keçilerim tanrıya hıçkırıklarım adının sığmadığı üzüm buğularına şiddetli geçimsizlikten boşanan damlalarım körlenmemiş vicdanlara e m a n e t gözümü açsam erirdi içime giydiğim tavaf yorgunu şekerden kâbeler bir pencere zihnimin terkisinde içimde koşan atların niyetini hâlâ çözemedim geçmişim küçüldükçe büyüdü geleceğim
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
BİREYSEL Ilık bir matemle yüz göz olmuş hislerim, Yanlızlıkla tutuşmuş,yakmaz beni o ateşlerim, O kör duygularla sarmaş dolaş bir hiçim, Ağlamaklı sevmelerden dikili elbisem,biçim biçim. Sen yok, Sonu yok, Bilirim... ...Atıf Emre...
-
.....::Radya::.....
BİR SEVDALI SİLÜETİ Yaktı da söndürmeden gitti, ''Yok'' aşkı doğru bildi. Bu sevdalı yürek, Oldum olası ayrılıkların esiri, Kalbe verilen son demet... Belkide hayata edilen ilk şikayetti. Aşk yokluğu terkederken sevdada, Vurgunlar yemişim, Yorgun kimsesizliğim yine aynı soruyu sormuş, Bu sefer sana gelmişim, Gülmeler uzak, Bilmem ki neden yaşamaya heveslenmişim, Aşk ya işte, Seviyoruz ya böyle, Başka bişey görmemiş gözümüz, Suçlu muyuz ki tek olduğumuzdan sözümüz. Yaktıda süründü amansız silüetin, Bildi de sormadı, Sen ve ben arasında ki niyetin, Vurmasıyla yazgılar bir oldu, Aşklar dedim ya bu son ile yol buldu. Geceler günlere karışmış, Yıllanmış duygular, Benliğimle barışmış, Söz kaldımı geriye, Bitti mi aşk ? Yendi mi yoksa, Sildi mi bizi ? Bu son gülüşte... .... Yoksa... Gitti mi ? ...Atıf Emre...
-
diloş...
İğdem senin için... BAŞ TACIM Tanyerinin kızıllığında kaybolurken hayalin, Akşamların derinliğinde seni özledim. Neden gitmez gözlerimden, o masum halin, Sele hasret umman gibi, seni özledim. Ellerim uzandı o meçhul akşamdan, Lakin; titredi ışık, söndü mum, şamdan. Bekledim; Güneş seni bana getirsin diye, En kutsal sevgiyi tattırsın diye. Kuşlarla haber saldın, beklesin diye, Çeşme durgun, söğüt yorgun, yarim yok. Ellerim uzanır boşta, inan halim yok.
-
Frozen......
Bu şiiri seçtim senin için bilmiyorum severmisin ama ben okurken tuhaf bir zamanda gibiydim... GELSİN YAR Gönül köşkün bahçesine, güller ektim gülsün yar, Yürek kanar için için, söyleyin de silsin yar. Sevda ummanına akan, set vurulmaz selsin yar. Binbir defa tövbesinden, dönmüş olsa gelsin yar. Pervanedir döner dünya, ben dönerim, dönsün yar. Dönerken düştüm ataşa, ben yanarım yansın yar. Sinemdeki çelik zırhı bir ok atıp delsin yar. Vuslatında ölüm olsa, ben özlerim gelsin yar. İlhan BÜYÜKYÖRÜK Not: bu arada bende dansa gittim fena halde tango yapmışım başım dönüyor...