
cerenimoo
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.049 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
cerenimoo tarafından postalanan herşey
-
Dün geçmiş olsun dilekleriyle kutlamıştık gerçi ama,tekrarlayalım da sevenin bol görünsün... Doğum günün kutlu olsun Erbay.. Ha bu arada unutmadan.. Kasımpaşa 1-3 Oftaspor Ankaraspor 1-1 Büyükşehir İyi dileklerle...(Anladın sen)
-
tutmadı da tuttu.. pehlivansın..
-
Alttan alta iki tane soru sormuşsun egzorsist,çakmadım sanma.. "ne mi ister? hepsini ister. ve aynı anda." demiş Emre yılmaz.. Ellerinden öperim.. İnsan neden kötüdür..
-
tuttu.. .......... ..
-
He tabi dişilerin hepsi sabit düşünüyordu unutmuşum.. Sizi kırmayalım cevaplayalım sorunuzu.. Evleneceği adamdan daha uzun yaşamak ister.. Benim alttakine neden soru sormam gerekiyor..
-
Pşşt üstteki... Altındaki bilge hatuna soru soracaktın,unuttun...
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
cerenimoo şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Forum Oyunları
paranoyaklığını... -
Efenim gene kılık kıyafet devriminden,ilericiliğinden felan bahsedilmiş. Benim ilericilik noktasında şöyle ki kafam takılmakta:geleneksel kıyafetlerin "modernleşme" adı altında devlet zoruyla yasaklanması ve gene devlet zoruyla yeni bir "medeni" insan profilinin yaratılması ve bu profile karşı çıkanların cezalandırılması bir ilericilik midir,yoksa devlet güdümünde insanların zoraki kimliksizleştirilmesi midir.. Değil ise,kafasının büyük bir bölümünü bu mevzuya yoran Dipnot arkadaşımıza danışalım ve bize açıklasın iktidar elinde gerçekleştirilen bu şekilci ilericiliği.. Efenim diyeceksiniz ki bir tarafta bu "ilericiliğe" hak verip; medeni ve çağdaş toplum seviyesine ulaşmaya çalışan "çağdaş" beyinlerimiz var,bir tarafta da - her daim neden siyahla işaretlediğinize anlam veremediğim- Atatürk Cumhuriyetine ayak uydurmamakta ısrar eden kendini bilmezler var.Takip ettiğim kadarıyla Dipnot arkadaşımız ilericilerimizi; okumuş,doçent,prof kimlikleri ardında tartışırken,kendini bilmezleri ise geri kalmış olarak nitelendirmekte. Kılık kıyafet devrimini destekleyenler var elbet,yok demiyoruz.Ama bir bakalım o dönemlerin dayatmaları ne de güzel anlatmış insanlarımıza çağdaşlığın ne müthiş birşey olduğunu:Şeyh Said İsyanınından sonra İsmet paşamız Takrir-i Sükun Kanunları denen yasayı onayarak bir dizi dönüşüm politikası izliyor ve sonuçlar iç açıcı.. Şapka aleyhinde olan bir takım 70 küsür kişi idam cezasına çarptırılıyor ve birçoğu da sürgün ediliyor. Sıkıyosa dönüşmesin toplum.. Ah ki ah.. Görün işte Dipnot ve **** .. Başı açık-başı kapalı tartışmalarınızla kadınlar arası bu ayrımcılığı keskinleştiren söylemlerinizi.. ve ne yazıktır ki erkek egemen toplumun tokadını her daim yiyen dişilerimizin sizler safında yürüyerek hemcinslerine "şştt gerici" diye bağırdıklarının vehametini.. Fft. Ne diyem ki..Biraz daha dirençli durmak gerek be canım bu topluma karşı. Yoksa egemen cinsin dayatmalarına kurban gitmeye devam edeceğiz..Merak ettiklerini gizleyip "namuslu" ya da sergileyip "piliç" olacağız mantığı,kadının hapsolmuşluğunun öyle bir acı noktasıdır ki.Yoldan geçen mini etekli bir kadına bir erkekten daha erkek bakan gözlerimiz,"Ben olsam o miniyi giymezdim derken" yukarıda bahsettiğim ayrılıkçılığın tersten ilerleyenine hizmet etmiş olacağız.Bu toplumdur ********* kapalı namuslu yu bize yutturan,unutmayalım..
-
Oldukça iyi bir özetleme yapan ve yönetmenin/senaristin, filmin içine son derece güzel ayrıntılarla sakladığı göndermeler hakkında da ipucu veren Beyazperde/Çatlak Şeyda dan çALINTI yapayım..O benden iyi özetlemişe benzemekte filmi çünkü.. " Berlin Duvarı yıkılmadan önceki Doğu Almanya'yı anlatıyor film. Sosyalizm egemen bu sefer, onunla beraber bir de ''sadakat paranoyası''... Varolan sistemi korumak adına baltalar vuruluyor. Fakat baştakilerin derdi -her zaman olduğu gibi- sistemi korumak değil aslında; kişisel hırslarını, başarısızlarını, sistemi korumak başlığı altında ve tabi mevkilerini kullanarak gene kişilerden çıkarmak. Bunun haricinde de sistemi korumak bahanesini kullanıyorlar tabi, koltukları tehlikedeyse... Sosyalist ülkede kariyer tutkusu var. Koltuk belası bu olsa gerek, insan tüm varoluşuyla sonuna kadar insan! Film, Batı Almanya'ya kaçak geçiş yapan bir adamın arkadaşının sorgulanmasıyla başlıyor. İlerleyen birkaç dakika içinde, sorgu kayıtlarının ''müstakbel sorguculara'' ders olarak dinletildiğini öğreniyoruz. Fiziksel işkenceden bahsedilmiyor, belki bir miktar ima ama hepsi bu. Bunun yerine ise yoğun bir psikolojik baskı var, sadece sorgu sırasında değil üstelik, her an var bu baskı. ''Ama bu insanlık dışı'' bile denmemeli, sistem her şeyi bilir. ''Birey olamayacak kadar bir olmuş olanlar'' birbirlerine ''yoldaş'' diye seslenirken, sanatın, sanatçıların aslında onlara bağlı olarak sanatlarını icra edebildiklerini görüyoruz. Evet, konu sanatçılar, onlar üzerinden gidilmiş. Sanatçılar oyunlar yazarken bir yandan da bir daha asla sahnelerde ''sanat yapamama'' olasılığının farkındalar. Herkes sistemle sevişiyor o yüzden aslında, onun suyuna gitmeye çalışıyor. Oyun yazarı Georg Dreyman'ın sevgilisi Christa-Maria Sieland ise ayrıca... Georg Dreyman, dönemin en iyi oyun yazarlarından biri. Suya sabuna dokunmuyor. Sanatçılar hep bir miktar isyankar ama o biraz daha temkinli. Beraber en iyi çalıştığı yönetmen ise karalistede (-Sosyalizmde karaliste yoktur yoldaş!). Belki aslında biraz korkuyor da. Ama o da gözlemlenmekten kurtulamıyor. Korkunç bir grup çalışmasından bahsediyorum: her anın dinlenmesinden... Georg Dreyman, Gerd Wiesler (ders olarak kayıtları dinleten, anlatan kişi) tarafından 24 saat gözleniyor, haliyle durumun farkında değil ama dediğim gibi buna gerek de yok, temkinli o. En sonunda, sevgilisinin yaşadıklarını öğreniyor, bir de acı bir olay yaşıyor. Bunun üzerine harekete geçmeye karar veriyor; Der Spiegel dergisine, Batı Almanya'ya yazı yazacak, kimlik bilgilerini vermeden yaşantılarının bilinmeyen bir yönünü anlatacak. Peki bunlar rapor edilmiyor mu? İlk başlarda her olanı aynı anda daktilo eden Gerd Wiesler zamanla sistem boşluklarının ve sistemin içinde boğulmamaya çalışırken saygılarını da kaybetmemek adına çırpınan hayatlardan bir kesit görüyor. Raporlarını yazmaya devam ediyor ancak sistem karşıtlarının eylemlerinden bahsetmiyor tabi... Sistemi çökertmek gibi bir amacı yok Gerd Wiesler'ın, o hayatlara odaklanmış durumda artık. Tabi olmazsa olmaz başarısızlıklar var, ihanetler, çekilen vicdan azapları, ''İnsan Aşkı'' var... O kadar çok detay var ki; sosyalizmdeki aşk özgürlüğü: ama bu bile kılıfına uydurulmuş, maaşlı aşk yaşanıyor, yaşatılıyor... Çok şey anlatılmış ayrıntıda. Berlin Duvarı'nın yıkılması sonrasına da bir bakış atmış yönetmen. İnsanlara, onlar hakkında yazılan, eski raporları gösteriliyor, sırf içten içe, eski sistemi kötülemek için, ''sizin sisteminiz böyle karıştı hayatınıza'' demek için, üstelik bunu da ''insan hakları'' gibi yüce bir kavramın arkasına saklıyor. Tiyatro dekorları değişiyor, para gücünü konuşturuyor! Bir kitap görüyoruz, anlamlı bir kitap ama büyüüük bir kitap-market'in içinde. Sistem bir diğerini kötülüyor, büyük bir gurur içerisinde. Senelerdir tiyatro yönetmenliği yapan bir arkadaşımla seyrettim bu filmi. Ben bile o kadar tokat yemişken onun halini düşünemiyorum bile. ''Sistem sistemdir'' dedirtiyor insana, devrimcilerse saygın, gerçekten saygın. Sonrasında ise, sosyalizmi ''sizin için...'' diyerek kötüleyen, bizi kandıran, başka bir sistemi gösteriyor. Tiksiniyor insan. ''Aslında 5 tip sanatçı varmış biliyor musun? Her biri için ayrı bir yöntem kullanmak lazım. Mesela Georg Dreyman 4. tipe giriyor: Etrafında hep insan olması gereken sanatçı tipi. Bunun gibilere kibar davranmak gerekiyormuş ama kimseyle konuşturmayacaksın. Hem işin ilginç tarafı, bunlar sontasında asla yazmıyor, resim yapmıyor, susuyor. Tez konusuydu bir öğrencimin, 4 verdim beni kolay sanmasın diye ama aslında birinci sınıf bir araştırma...'' Tokat gibi bir film. Mutlaka izlenmeli. İyi seyirler... "
-
üzüldüğüm tek kadınlar,ANADOLU DELİLERİ
cerenimoo şunu cevapladı bir başlık içinde Kadın Erkek İlişkileri
Abartmıyorum,hayatımda okuduğum en zavallı yazılardan biri.. -
kızlar kamyon şoförü olursa aracın arkasına ne yazar
cerenimoo şurada cevap verdi: zeyynepp başlık Mizah - Mizahla ilgili herşey
Bu süpeerr... -
Geldim de iyi mi ettim?
cerenimoo şurada cevap verdi: GuNeSLi_GeCe başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalım
Bizde yedik... Admin kardeş aynı bilgisayardan farklı niklerle girenleri tespit edince hepiniz *oku yiyeceniz...(Ben de dahilim sanki bu yiyicilere) -
en sevdiginiz kitap hangisi
cerenimoo şunu cevapladı bir başlık içinde Kitap, Kitaplar, Edebiyat, Öykü ve Şiirler
Knut Hamsun olmasın o sakın,Jasinta... Buzdolabına gidip birşeyler atıştıracak kadar etkilendiysen tehlikeli.. Aynı etkilenmeyle, türlü hatuna da sarıyor olman gerekir şimdi senin... -
FATİH ERDEMCİ - Ben Ölmeden Önce
-
SINEAD O'CONNOR - Troy
-
BERLIN - Take My Breath Away
-
ALPHAVİLLE - Big In Japan
-
R.E.M - Losing My Religion
-
QUEEN - Bicycle Race
-
BEYAZ ÖNLÜK - Son Defa Sarıl Bana
-
UMAY UMAY & METE ÖZGENCİL - Düşmedim Daha
-
Bu da muhtemelen "ülen ben de o ballı adamlardanım" inancının yüzde yarattığı emin gülümseme olsa gerek.. Bu daaaa....