cerenimoo

kitabın ''onlar'' için korkutucu olduğu,yapılan yanlışların başını kesmek,üstünü örtmek için ilk kitaplara başvuruşlarından belli zaten..tabi bu 'başvurum' un ne yollarla gerçekleştiği tartışılır..önce kitabı yazanı,kendine 'yazar' diyen bir kesim var ki onları geçirirsin ele..istediğin yönde kullanırsın;kitap yazmaya gene devam ederler,fakat bu sefer satılmış beyinleriyle süslerler sayfaları.. kitap dostun olur,tıpkı zamanının 'dost' dediklerinden.. uykunda rahat uyursun bu sefer,çünkü kitaplardan aldıgın gerçek üstü gerçekler kurcalamaz beynini,herşey yerli yerinde gelir bu kez sana.. demek istiyorum ki;her kitabı okuyabiliriz,hatta okumalıyız da,yanlışları görebilelim ki dogruları bulmamız kolay olsun degil mi?fakat iş burada başlar işte,senin ne aldıgında? bana göre gerçek kitap ''öğretendir'',''eğiten''degil...

yav ben niye görmedim,az biraz birşey yağdı ama tutmadı yani..tutan yerler var mı ki acep?

''haydi başlayalım o zaman''..denir di mi?

değinilmesi gereken kouya değinmişsin gerçekten.. gündem az biraz meşgul tutulsun tayyibin baş danışmanıyla,eşiyle,yapılanlarla değil mi?komut yine zamanında geldi,birkaç ay sürer yine..ta ki başka bir komut gelene kadar..

hoş geldin bebek yaşama sırası sende.. yüreğinin götürdüğü yere git ki;cıkmasınlar bu sefer yollarına,kesmesinler düşüncenin önünü,doldurmasınlar köhne şeylerle beynini,sesin özgürce çıkabilsin,umudun yeşermeye başlasın,eylemlerin seni sana getirsin,tutkuların keder olmasın,git ki;insan nedir bilesin...

katılıyorum..görünen bir güç ancak birliğin kanıtı olabilir..sesimiz bir çagrı henüz bilmeyenlere,bilmek istemeyenlere..iş burdan sonra başlıyor..sesimizin eyleme dönüştüğünü görsek arkadaşlar he?

siyaset,çevrende var olan herşeyin bir kenarında rastlanabilecek birşey..yeter ki görebilen gözler olsun..

''her'' vatan,''her'' millet olalım..yola da artık birşeyleri uygulamaya koymaktan başlayalım..

umarım bilimin şimdilik gücü yardımcı olur bu kıza..

müzik nasıl duygu,düşünce ve ideolojilerin yansımasıysa elbetteki siyasete de rastlanabilir.. duygu;seni seviyorum,kal benimle,terkettin beni terketcem seni,delikanlım..böyle şeylerden ibaret degil ki..hatta bunlar ne tür ''duygu''larla,''duygu adı altında'' yazılıyor ona da anlam veremiyorum ya.. toplumun kültürünün,öz eleştirisinin,gerçeklerinin müzikle anlatılması,bu düşünce ve duyguların müziğe yansıması oldukca doğal ve cokta güzel ürünler çıkarıyor bence ortaya..bir nevi insanı düşündürmeye yöneltiyor böyle parçalar..

birşey anlayamıyorum arkadaşlar.. bu forumda her kesimden,görüşten insanlar yazıyor..gördüğüm kadarıyla da birçogu ırkcılık ayrımına karşı propogandasını bir türlü yansıtıyor cümlelerine..sonra da bir konu geliyor ki karsımıza savunulanlar nerde kalıyor anlamıyorum.. mesala bu başlıkta oldugu gibi..arkadaslar ''gavurlar'' kelimesini tayyip teyzemiz bize bir hakaret olarak söylüyor,hadi onun yozlaşmış beynine,ırkcıkık,din,ulus ayrımı yapışına veriyorum..peki bizler neden bu kavramı hakaret olarak alıyoruz..''gavurlar''kelimesine bir hakaret olarak bakıyorsak ırkcılık yapıyoruz demektir.. bunun bir başka örnegi komünizmi savundugunu iddia eden tkp de de gördük..her yana ''tayyip sözünü geri alacak,izmirlilerden özür dileycek'' diye afişlerle donatmışlardı..komünizmi kendine bir ideol diye alan kişiler bile tayyibin bu anlamsız lafına alet oluyorlarsa ben anlamıyorum,anlamakta istemiyorum arkadaşlar.. düşüncelerimiz her zaman yolumuzda bir ikinci adım olsun..

emeğe benim de saygım var.. fakat biz ki yozlaşmış beyinlerden ve bu beyinlerin kullanımından bahsediyoruz.. actıgım üç kanaldan ikisinde program yapıyorsa demek ki halkımız seviyor demişsin.. evet halkımız seviyor;halkımız perdeler arkasında satılan ülkeleri de,batırılan,hortumlanan bankaları da,pazarları da,yavaş yavaş hepsi özelleştirmeye giden kurumları da,yok olan doğayı da seviyor..seviyorlar ki kafalarını magazin kanallarına,sayfalarına gömmüşler değil mi..? evet günümüzde sevgi kavramından bunları anlayan bir toplumsak ve olacaksak,''nefret'' kelimesine ne gerek var..

bu gerçekler ki bizi harekete geçiren olmalı,her iki cinsin de uygaladıgı bu hakaretler,aşagılama,ezici tavırlar yok oluşa değil ''yok olacak adaletsizlige'' götürmeli bizleri..ben hep inanmışımdır buna,bir savaş yara almadan bitmişse bir yerlerde mutlak hata vardır..yani gördüklerimiz bizi ''böyle gelmiş böyle gidere'' degil,''böyle getirmişler ama böyle götürmeyeceğiz''e götürsün,yılmayalım,yara alalım nasıl olsa kazanan gene bizler olacagız,yaralarımızı sayısız ilaçla gene bizler saracagız..

selamlar..

yapmamaktan çok yapanların,yapmayı isteyenlerin,sisteme hergün bir 'of' çekmektense 'of' çektirenin önüne geçmeyi hedefleyen,harekete geçiren,kendine yeni 'ortak' düşünen beyinler arayan,işe bilinçlendirmeden başlayan ve örgütlenme aşamasını yapılan işlerle aynı zamana koyan,gelecek için çalışan,yolu uzun engebeli yollarda kendine yeni yoldaşlar arayan,ortak hedeflerin toplandıgı paslı bir binamız var..isime takıldıysan,örgüt adı arıyorsan bunlar sorun degil,sadece birer simge..hedeften,yapılandan,umutlardan bahsediyor olmak umarım sence de yeterlidir.. tuttugumuz eller coğalacak

kadınlara yönelik şiddet,ezicilik elbette erkeklerin yürütümünde başlamıştır ve devam etmektedir,fakat kadınlar ki;erkeklerden sonra gelir kendi cinsini ezme konusunda.. yanlış ve doğru birbirini ayakta tutan iki kelimedir,yanlış hep olmuştur,düzelmiş hali de dogru adını almıştır..demem o ki erkeklerin öncülüğünde sürdürülen kadınlara yönelik bu propogandaya hizmet eden kadınlar da en az onlar kadar sucludur.. örnek vermek gerekirse;annemin geçen sabah kardeşime kahvaltı sofrası hazırlamam konusunda beni uyarması,kendi bildiklerini..,kendince onu ''eş''sıfatına ulaştıran şeyleri bana öğretmesi,ilerde lazım olacagını sürekli kafama gagalaması.. Dogu'daki kadınlarımızda bu gibi örnekler saymakla bitmez,üstelik akla gelmeyecek niceliklerde..fakat bunun temelinde egitimsizlik yatmaktadır..bu yüzden örnek olarak okumus biri olan annemden,annelerimizden bahsettim.. kısacası iş bizden devam ettigi gibi,bizimle sona erebilir ancak,erecek de..

birşey eklemek istedim:bence kürt,türk,ingiliz..yok,olmamalı..en dogrusu türkiye vatandası,ingiltere vatandası..

inan milletin o gülmeleri beni ağlatıyor..

her zaman üstün bir taraf olacaktır demişsin..bu cümlede daha düzene,sisteme hapsolmuşluğunun,seni de avuçları içlerine aldıklarının bir kanıtı..sosyalizm kavramını,bu ideolojiyi önce araştırıp soruya öyle cevap vermek gerekir..getirimlere bilerek cevap vermenin yolu getirimin ne oldugunu,ne için mücadele ettigini,kelime anlamını bilmekten geçer..her zaman üstün bir taraf olacaktır evet,bu sistem,bu kafalar devam ettiği sürece..sosyalizmin temelinde ''baş'',''üstün''kavramına karşıtlık,yok edici pratik teoriler vardır..fakat sosyalizmi de kulaktan dolma bilgi görünümlü yanlışlarla ifade eder,cümlelerimize koyarsak bu da yanlışın yanlışı doğurduğunun bir kanıtı olur.. soruya cevap vermeye geleyim de..ben,biz sosyalizmin peşinden koşarak cıktık yola,yorulduk,yaralar aldık alıcağız da ama nefesimiz tükense de bir şekilde koşmaya devam edeceğiz..bu yola ille de kazanacagız cercevesinde cıkmadım,cıkmadık..belki kazanan bizim devrin ''biz''leri olmayacak ama kaybeden hiçbirzaman olmayacak bu kesin..

yazdıklarını okurken sadece ''vatanım'' diyenlerden oldugunu sandım ilk..sonra dogru söylüyor demeye başladım kendi kendime..bu baslıgın acılısından beri yazılanlara şöyle bir göz attım,aslında ''teröristtir bunlar''diyenlerin hazırladıgı bu oyun çercevesinde tartışmış herkesler birşeyleri..bir nevi oyuna baş kaldıran seyirci olarak girmişler.. ''O insanlar kardeş olamaz diyor... Sen insanlar kardeş olamaz diyorsun.. ben hepimiz kardeşiz diyorum'' demişsin.. ben hepimiz kardeş olmalıyız,ırk,din,dil bir fark gözetmemeli diyorum..senin vurguladıgın gibi gerçeklikten başlarsak cümle kurmaya.. şöyle diyim ben terörizme karşı degilim,tepeden inme bir olguymuş gibi ''terörist''diyen dillere,beyinlere karşıyım..bugüne kadar hep sırt çevirdigin,hep ''onlar''olarak baktıgın,hiç ''biz'' diye bir cümle içinde kullanmadıgın,el uzatılmayı bekleyen ellerin altından kurşun sıktığın,sonra da ''bölücülükle''sucladıgın ''kürtler'' demiycem,''kürdistan vatandasları'' hedef noktan,kilit noktan oluyor hep böyle olaylarda..sen ki kardeşlikten söz ediyor,ırkcılık ayrımı yapanları 'edebi'dilinle hedef alıyorsun kendine,başka bir güncel,edebi konu geliyor ki karsına,hedef aldıgın herşeyi bu kez yanlısı olarak kuruyorsun cümlelerinde..neyinden eser kalıyor o zaman savunduklarının,burada virgülünü dogru yere koyup,büyük harf kullanımına dikkat ettiğin cümlelerinin.. sen haklısın arkadasım,cümlelerde ki süse degil davranıştaki yalınlıga önem vermek gerek..

evet Zülfü Livanelinin bir de bestesini kattığı Nazım Hikmet'in bu şiirini ben de çok severim.. evet günümüzde çocuklar 'ah cocukluk gibisi yok' sözlerinin taşıdıgı o anlamı şüphesiz yaşayamadıkları için anlayamıyorlar..'cocuk' kavramını bizlere kazandıran yetişkinlerde ister istemez bataklıktaki taze meyvaları,çocukları bu bataklıga düşüren oluyor..sonra sırayla yetişkin oluyorlar.. bataklıktan kurtuldugunu sanarlarken aslında tamamen batmış oluyorlar yani..günümüz bize özellikle de cocuklara dogru dürüst hiçbirşey yaşatamadıgı gibi,aslında bir yandan da bütün yanlışları,kötülükleri,sahtelikleri,kayboluşları,alçaklıkları yaşatıyor.. günümüzün kızlarına,gelecegin anne olacaklarına seslenmişsin..hazır konu burdan da geçmişken bunla ilgili birşeyler söylemek istiyorum;''ANNE''..ulu,yüce,kutsal varlık..evet bu kutsallıgın nereye dayandıgını ve dilimizde hala daha süre gitmekte oluşunun geçmişine bir göz atmak istiyorum:eskiden erkekler çiftlikte bahcelerini sürerken,kadınlar da pamuk toplarlar,yaban ot ayıklar bu gibi işler yaparlardı..kadın hergün elinde birsürü yaban otuyla dönerken eve,gün gelirdi ufacık bir bebekle dönerdi bu kez evine..erkek bu işe bir anlam veremezdi..bir varlıktan yine bir varlıgın cıkıyor oluşu onlara hep aklının erişemedigi bir nokta katardı,böyle bir olaya o zamanın ortaya cıkmamıs bilimi bir anlam kazandıramadıgı gibi,bircok soru işareti de katardı.. kısaca insan beyninin erişemedigi şeyler ona hep kutsal gelmiştir ya:tıpkı geçmişte tapılmıs ateş,gök,put gibi..ateşe dokundugunda derin yanardı,bu işe bir anlam veremezdin fakat o atesin senin yemegini ısıtan,seni koruyan oldugunu bilmen,bu erişilmezlige tapman için yeterliydi..kadınla bağdaştırmak gerekirse,eskilerde kadın;erişilemez,kutsal bir varlık oldugu gibi günümüzde de hala sürmekte olan 'anne'simgesini taşıyan,eşine yemek yapan,gerektigin de dövülen,cocuguna bakan,''anne'' ve ''eş'' rollerindeydi..şimdilerde ise geçmişten kalan tek şey bunlar;''eş''olma bilinci ve ''anne''olmak..artık o kutsal yanı gitti kadınların,çünkü bilim bir varlıktan yine bir varlıgın cıkıyor oluşu olayına ''dogum''adını verdi..bir de üstüne kadınlar kadar erkeklerin de bu olayın yaratıcılarından oldugunu ekledi.. yani günümüzde ''kadın''olmak ''anne''olmak sadece bir simgeden ibaret artık..kadın ezilmişliginin en saf noktalarından biri de bu ya..'insan' degil 'anne'..bir araç..

yapmadıkların için ve 'yapmamış olmayı' yaptıgın seyler için seni tebrik ediyorum fakat şöyle birşey var ki;dünyanın gidişatı böyle bir hal almışken artık yapmadıklarımızdan cok,yaptıklarımız hatta yapacaklarımız önem taşımakta..gidişatı devam ettiren tek şey yapılan yanlışların önüne geçip birşey yapmıyor olmaktır zaten..sen belki yanlışların arkasından gitmemişsindir ama önünde de durmamışsındır..ihtiyacımız olan bu, toplumda bügünlerde..umarım ilerde ihtiyacını duyacaklarımızdan olmaz..demem o ki her yolun başlangıcı bir yanlışla veya yanlışa yönelik zıt bir eylemle ortaya cıkmıstır..yani yanlış ve dogru birbirini hep ayakta tutan var eden olmuştur..o yüzden yapılan yanlışlara takılıp vakit kaybetmektense bunları yanlışlarla mücadele ederken bir yol gösterici,pusula olarak kullanmalıyız..sonucta hiçbir zafere çiçekli yollardan ulaşılmaz..yanlışlara hitaben cıkarsın yola,engellerle karsılaşırsın,yolda ilerlerken hiç çiçek göremezsin tek gördügün kaktüsler olur fakat sonuc seni aydınlıga cıkaracak,hiç karşılaşmadıgın kadar cicekle dolu olan yer olacaktır..o yüzden arkadaşlar düşünmenin bir adım ilersini,fazlasını ''uygulama''yı harekete geçirelim..yapmıyor olmak yapıyor olmaktan daha pasif günümüzde.. he bir de vatanımı ve halkımı çok seviyorum demişsin..evet ben de cok seviyorum;çin,japon,ingiliz,amerikalı,alman,türk,iskoç kardeşlerimi(halkımı),türkiyeyi,almanyayı,amerikayı,isvicreyi,ıragı,yunanistanı(ülkemi)seviyorum.. bu yüzden mücadesini sürdürdüğüm yolda kardeşlerimle beraber ilerlemek istiyorum ve inanıyorum ki ilerleyecegiz de..son olmayan 'son'da da onlarla beraber hatta 'onlar'olmayı secen digerleriyle beraber gülümsiycez..

kesinlikle katılıyorum sana..birşeyi var eden tek şey onunla beraber var olanlardır..şimdi sen burda ne kadar mehmet ali erbil ve nicelerini tartışırsan tartış,bizim alacagımız pek fazla birşey yoktur,ancak var olan fikirlerimiz pekişir bunlarla veya ortak fikirlerimiz bizleri harekete geçirebilir..birbirine zıt uçurumlar arasındaki farkı görmeye yönelik cok güzel örnekler vermişsin..bu insanların elbette bir nihat genç 'ne var ne yok'izlemeleri beklenemez..insan kendi,niteliginden,dilinden olanı cazip görürmüş ya kendine,bu varsayımdaki çelişkilerden biri de bu;nihat genç gibileri gercek altına saklatılmış gerceklerden bahsediyor,asıl gercek olan gerçeği tartışıyor yani..fakat gerçekler ki artık üzerine kılıf geçirilmiş yanlışlar oldu toplumda..sadece bakmaya yarayan gözlerde bunun basamagı oldu ve nicelerini takıp peşine cıkılıyor bu basamaklar,üstelik gülerek,eglenerek,hiç ayagın burkulmadan,yanlışsız..e bir işin kademelerinde hiçbir yanlışlık,pürüz yoksa o iş zaten başlı başına yanlış demektir..alın işte kanıtı..magazin,eglence sektörü,beyinlerde(hangi beyinler) pürüssüz ilerlemekte...

meraba arkadaşlar..google dan tesadüf karşılaştım bu siteyle..icraat devamsa hala sitede aranızdayım artık