Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bitir

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    152
  • Katılım

  • Son Ziyaret

bitir tarafından postalanan herşey

  1. Merhaba arkadaşlar; Eğer amacınız ADSENSE hesabı almak ise, yapmanız gereken öncelikle site içeriğinin sağlam tutulması. Özgün içerikti şuydu buydu dememe gerek yok zaten. Bir çok kişinin yöntem veya bilmeden söylediği şeyleri örnek vererek açıklayayım; Blogspot’tan blog aç bir-kaç özgün yazı gir, flixya’ya üye ol video resim paylaş, docstoc.com a üye ol ofis dosyaları yükle falan.. Hepsi hikaye. Google tüm algoritmalarını değiştirdi. Özellikle ADSENSE arka planda çok sağlam çalışıyor. Her ihtimali hesaplıyor. Şimdi özetlersek; ilk yöntemimizle başlayalım… Sitenizin tüm sayfalarının içerik ile dolu olduğundan emin olmadan başvuru yapmayın Bir sitemiz var,www.bitir.net, Şimdi bu adrese daha önce başvuru yaptınız ve kabul edilmedi mi ? Artık kabul edilecek.. Yeni bir mail adresi alıyoruz. Veya daha önce ADSENSE ile ilişkilendirilmemiş bir mail adresini kullanabiliriz. Başvurumuzu yapıyoruz. (Başvurunun nasıl yapıldığını anlatmaya ihtiyaç duymuyorum) Ama başvuru sayfasında dikkat edilmesi gerekenler şunlar olacak; * Alacaklı adının ADSENSE verilecek hesap numarasının sahibinin adıyla bir olması, * Adres bilgilerini girerken TR karakter kullanılmayacak olması, * ADSENSE nereden duydunuz seçeneğini “Konferans” olarak işaretlemeniz. (ADSENSE ile ilgilendiğiniz için ADSENSE ile ilgili konferanslara falan gidiyor bu eleman onaylamamız lazım hesabını diye düşünecektir Google) Başvuru tamamlandı aynı gün içinde bir mail gelecek ve ilk Onayı geçtiğinizi, ADSENSEye giriş yaparak reklam kodunuzu yerleştirmeniz gerektiğini söyleyecek. Buraya kadar herkes gelebiliyor. Önemli noktalar bundan sonrasında saklı. İlk onayı aldık ve reklam yerleşimi için ADSENSE paneline girdik. Sitenize uygun kare reklamları seçmenizde fayda var. Onaylanmasını hızlandırıyor tecrübeyle sabit.. Sitenize bir adette bağlantı reklam birimi eklemeniz yeterli olacak. Reklam yerleşimini de yaptık. Şimdi Google’ın ikinci onayı vermesini bekliyoruz. Muhtemelen vermeyecek. Burada ise yapmanız gereken ilk şey siteden kodlarınızı kaldırmamak. Sitenizin kabul edilmediğine dair mail geldiğinde, tekrar başvuru yapacaksınız ancak kodları kaldırmadan yapacaksınız bu başvuruyu. Bu işlemi yaptıktan sonra hesabın onaylanma ihtimali %99.9 .. Ve onaylanma ertesi gün gerçekleşir. %0.01 lik oran nerede diyorsanız, sitenizdeki içerikte. Eğer siteniz bu yöntem ile onaylanmıyorsa, bilin ki içeriğiniz eksik veya ADSENSE politikalarına ters. Konuya küçük bir örnek vereyim; sitenizde ***** kelimesi geçiyorsa başınız ADSENSE ile dertte demektir. ADSENSE içeriğe önem veriyor ve reklamlarını bu tür kelimelerin bulunduğu sayfalarda yayınlamıyor. Yayınlamadığı sayfaları da belleğine alıyor. Bir veya birden fazla bu durumla karşılaşırsa ihtar çekiyor mail ile. Daha sonra çoğu zaman düzeltmenizi beklemeden hesabı banlıyor… Bu işlemleri yaptıktan sonra hesabınızı onaylanmadı ise üzülmeyin bir yolu daha var.. Ve bu da yeni bulduğum bir yöntem. Yapmanız gereken sadece daha önceden ADSENSE onayı almış bir site ile başvuru yapmak. Aynı gün içinde ilk onay maili geliyor. İkinci onay mailin gelmesine gerek kalmadan saatler içinde hesap onaylanıyor. Burada dikkat edilmesi gereken ise; başvuru yapacağınız sitede herhangi bir adsense kodunun olmayacak olması.
  2. Selam arkadaşlar. Cogu arkadaşın derdi bu spam mailler durmadan yağıyor benim yaklaşık 3000 tane olmuştu 1 tuşla hepsini silebiliyorsunuz Öncelikle mail bölümüne girin tümü seç’e basın direk altında … kadar seçildi tüm posta kutunuzu silmek için tıklayın var ona basıyoruz ve tüm maillerimizi seçiyor daha sonra silme işlemini yapiyoruz. Yeni ögrendim yada yeni gelmiş bir özellik sanırım cok güzel 3000 mailimi tek tuşla sildim mutluyum İyi akşamlar bir sonraki yazımda görüşmek üzere..
  3. Selam arkadaşlar. Microsoft.com.tr resmen hacklendi. Hackleyen kişi hakkında pek bilgi sahibi degilim ama nicki F0RTYS3V3N diye görünüyor. Takımı ise cyber-warrior. Hacklenen site adresi ; microsoft.com.tr Zone : Ayrıca sadece microsoft’u değil Google , Microsoft , Yahoo , Facebook , Gmail , Paypal , Yandex , Cocacola , Bdp sitelerinide hackledigini belirtiyor attığı index’de, biraz araştırdıgımızda bu diğer sitelerinde zonelerini buldum buradan bakabilirsiniz ; İndexde yazan yazı ; Tüm Türkiye de ki en önemli yerleri hackleyebilme gücü çoğunda olmayan bu güç şimdilik bizde Türkiye de saçma sapan yok morhek yok anon manon gibi grupları destekleyenlere buradan çok kötü laf söylerdikte Türkiye Bilişim gündemine biraz mola verdirelim istedik Baktık hep lamer haberleri hep lamer haberleri biraz da kaliteli haber yaparsınız dedik… Gazeteciler bu tür gruplara itimat ettiğine göre demek ki pek bilişimden kaliteli haberler alamıyorsunuz ee bizde haber verelim istedik… Bu tür gruplara itibar etmek yerine bu ülke için bir şeyde siz yapın bunların hepsi sizi gerçeklerden uzak tutmak için gündemci piyon gençlerdir itibar etmeyin Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. C-w’den gelen bilgiye göre ; Internet basınında ve sosyal medya sitelerinde bazı “com.tr” alan adlarına yönelik bir eylem yapıldığı yönünde haberler yer almaktadır. Bu durum bir üye tarafından kişisel olarak yapılmış bir eylem olup, Grubumuz; bilgi ve misyonu dışındaki bu eylemi kesinlikle tasvip etmemektedir. Bu sebeple ilgili kullanıcının üyeliğine son verilmiştir. Grubumuz hiçbir şekilde Türk sitelerine karşı olumsuz bir eylemi kabul etmemektedir..
  4. bitir

    Vampir Tarihi

    Vampir, günbatımı ile şafak arasında dirilerek mezarından çıktığına, insanlara saldırıp kanlarını emdiğine inanılan canavardır. Vampir kültürü Babil’den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Orta Çağ’da yayıldı. 1200’lerde İngiltere’de Galli bir din adamı olan Walter Map bir vampirin bütün bir köy ahalisinin kanlarını emmek suretiyle öldürdüğünü iddia etti. Map’ın iddasına göre köyde sağ kalan son kişi kılıcını çekip kana susamış cehennem yaratığının kafasını ensesine kadar ikiye bölmüş ve tehlikeyi sona erdirmişti. Vampir varlığına inanan bilim adamları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler, vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur, göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz. Beklenmedik zamanda, fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadarda güçlü tepkiler verebilirler. Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir. Gün ışığından etkilenmezler.(Vampirlerin güneş ışığında yok olduğu fikri Friederich Wilhelm Murnau’nun Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi filminde ortaya atılmış, Popüler kültür ‘e ait modern bir düşüncedir.)Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karsı koymak imkânsız gibidir. Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayıcağı bir şekilde dışarıya vurmazlar. Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir. Sadece Hıristiyan Avrupada değil çeşitli toplumlarda vampir efsaneleri yaratıldı. Hindistan’da kimi kadınlar , uyurken kana susamış cinlerin saldırısına uğradıklarına inanırlar. 1001 Gece Masalları’nda dişi vampirlerle ilgili öyküler yer almaktadır. Yeni Gine’nin Camma kabilesinde Ovengua cini ya da Borneo adasındaki Dayak kabilesinde Buau adlı varlık da benzer inanışlara dayanan yaratıklardır. Tarihçiler vampir kelimesinin Sırpça, Lehçe ya da Türkçe’den türetildiğini öne sürer. Bu efsanenin ayyuka çıktığı ve vampir avlarının düzenlendiği 1730’lu yıllarda Aydınlanmanın ünlü filozofu Voltaire konuya şöyle bir yorum getirir: “Gerçek kan emiciler mezarlarda değil, aramızda. Borsa spekülatörleri, tüccarlar ve işadamları halkın kanını hergün emmekteler. Bunlar kesinlikle ölmüyor ama yaşarken çürüyor.” Karl Marx’ın konuya yaklaşımı ise şu şekildedir: “Sermaye ölü emektir. Ancak canlı emeğin emilmesi ile vampirlere özgü biçimde hayat bulur. Ne kadar emerse o kadar hayat bulur.” 1820’lerde bir eleştirmen “Vampiri olmayan tiyatro yok“ diye veryansın etmiştir. Yazar Sheridan Lefanu‘nun 1872’de yazdığı “Carmilla” adlı öyküyle vampirler, aralarına ilk kez bir kadını almışlar buradan da vamp sözcüğünü türetmişlerdir. İrlanda’lı yazar Bram Stoker, 1897’de yazdığı “Drakula” adlı eserinde türün bütün mitlerini toparladı ve bu konudaki en iyi klasiği meydana getirdi. Bu kitap vampir efsansinin sinemaya da atlamasına neden oldu. Alman dışavurumcu yönetmen Murnau , 1922’deki ünlü klasiği “Nosferatu” ile sinema tarihindeki ilk vampir filmini çevirdi. 1930’lu yıllarda Hollywood’un en gözde konularından biri vampirlerdi. Sinemanın en tanınmış vampir oyuncusu ise Christopher Lee’ydi. Zaman içinde vampirler pusuya yatmış canavar görünümünden kurtulup şık, baştan çıkartıcı , güzel yaratıklar haline geldi. Francis Ford Coppola ise Bram Stoker’ın romanından yaptığı özgün uyarlama ile vampirlerin hayatını bir trajedi olarak yorumladı.Stephenie Meyer ‘ın 2005 yılında yazmaya başladığı Alacakaranlık roman serisi (ve 2008′de başlayan film uyarlamalarıyla) vampirler canavarlıktan kahramanlığa terfi ettiler.
  5. bitir

    Deizm Nedir?

    Deizm (tanrıcılık) Tüm dinleri rededen ancak tanrının varlığına inanan inanç şeklidir. Dinler rededildiği için peygamberler, kutsal kitaplar, cennet ve cehennem, melek, şeytan gibi kavramların hiçbirinin deizm inancında yeri yoktur. Sadece evreni ve doğa kanunlarını koyan, bunun ardından evrene ve insanlığa hiç bir müdahalesi olmayan tanrıya inanılır. Bu tek inancın kaynağı, dolaysız yoldan algılarımızla doğaya ve insanın yapısına duyulan hayranlık ve bunları bir yaratan (tanrı) olması gerektiğine olan inançtır. Deizmde ibadetlerin ve dinsel ritüellerin olmamasından dolayı ateistler ile deistler arasında günlük hayatta, pratik anlamda bir farklılık yoktur. Deizm, evrim teorisine karşı değildir. Deizme göre insan, tanrının oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir. Bir tanrıya inanmak, o tanrının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine de inanmayı gerektirmez. Semavi dinlerde yani Musevilik, Hıristiyanlık, İslam gibi dinlerde insanın, önceden evrim geçirmeksizin yaratıldığına inanılır. Bu inanış deizmde yoktur. Sorular ve Yanıtlar; Deizm neye dayanır? Akıla ve doğaya. Evrene bakınca bir düzen görürüz ve bu düzen bizi bir tanrı ya da tasarımcı inancına götürür. Deizm ateizmin bir çeşiti midir? Hayır. Ateizm tanrıyı reddeder. Deizme göre tanrı vardır. Deizm dinleri reddeder. Eğer deism tanrı inancını kabul ediyorsa deizm ve yahudilik, islam, hıristiyanlık gibi diğer dinler arasında ne fark vardır? Deizm yukarda da geçtiği gibi doğaya ve akla dayanır, vahye dayanmaz. Diğer tüm dinler vahye ya da kutsal kitaplara dayalıdırlar. Deizmde bir rahibe papaza ya da imama gerek yoktur. Deismde ihtiyaç olan tek şey kendi sağduyumuz ve düşünme becerimizdir. Deistler tanrının evreni yaratıp geri çekildiğine mi inanıyorlar? Bazı deistler öyle düşünüyor, bazı deistler tanrının insan davranışlarına müdahale edebileceğini düşünüyor. Örneğin, George Washington Long Island’dan çekilme ya da teslim olma arasında daha riskli olan çekilmeyi seçmiştir ve kendisine niye daha riskli olanı seçtiği sorulduğunda, bunun yapabileceğinin en iyisi olduğunu ve gerisinin tanrının taktiri olduğunu söylemiştir. Deistler dua ederler mi? Sadece şükür ve teşekkür için dua edebilirler, tanrıya dikte etmezler. Dua için belli bir yer ve zaman, belirli bir vücut duruşları yoktur. Deistler tanrıyı nasıl görürler? Tanrıyı istediği kadar gücü olan ölümsüz bir varlık olarak görürüz. Albert Einstein’ dan alıntı deizmin tanrı tanımı için iyi bir örnek olacaktır: ” Benim dinim kendini zayıf aklımızla algılamamız zor olan sonsuz güç sahibi üstün ruha alçak gönüllü bir şekilde hayran olmaktan ibarettir. Bu üstün düşünen gücün duyguları derinden etkileyen ikna ediciliği, ki bu kendini anlamak mümkün olmayan evrende ifşa eder, benim tanrı anlayışımı oluşturur” Deizm bir mezhep midir? Deizmin bir mezhep olması mümkün değildir çünkü Deizm kendine dayanmayı öğretir ve insanları daima akıllarını kullanmaya teşvik eder. Deizm bedeli ne olursa olsun otoriteyi sorgulamayı öğretir. Deizm vahye dayalı dinler gibi muhakemesi olmayan iddialarda bulunmaz. Vahye dayalı dinler insanları tanrının söylediklerine teslimiyete ya da bu sözlere karşı düşünme gücünüzü ertelemeye çağırır. Bunu iman olarak adlandırırlar. Örneğin, Musa’nın denizi yardığına ya da İsanın suyun üstünde yürüdüğüne ya da Muhammedin Kuran’ı bir melekten aldığına inanmak ne kadar mantıklıdır? Deizmin dünyadaki fenalıklara karşı cevabı nedir? Dünyadaki fenalıkların büyük bir kısmı eğer tanrı vergisi aklımızı kucaklasaydık ortadan kalkabilirdi. Unutulmamalıdır ki, Doğanın bulduğumuz ve ilerlemekte kullandığımız bütün kanunları, bilgisayardan tıppa ve uzay yolculuğuna kadar önceden beri vardı. Ama biz bilgimizi ilerletmek ve öğrenmek yerine batıl itikadları ve korkuyu seçtik. Başarının gereği olan zor işleri becermektense kendi davranışlarımızdan sorumlu olmadığımızı düşünmek daha çok yatıştırıcıdır. Deizm her soruya bir cevabının olduğunu iddia etmemektedir, deizm sadece bu sorulara giden doğru yolda olma iddiasındadır.
  6. Sony’nin beklenmedik bir şekilde Windows Phone’a ilgi duymaya başladığı ortaya çıktı. Eğer iddialar doğruysa bu sene Windows Phone 8 kullanan Sony telefonları görebiliriz.Ericsson ismini çıkarıp sadece Sony olarak yola devam eden firma,akıllı telefon ailesini genişletmek istiyor. Şu ana kadar sadece Android işletim sistemi kullanan Sony’nin planlarında Windows Phone 8 kullanmak olduğu ortaya çıktı. Bu senenin sonuna doğru Apollo kod adıyla piyasaya çıkacak olan Windows Phone 8, Microsoft tarafından titizlikle hazırlanıyor.Bildiğiniz gibi Microsoft ve Sony özellikle oyun alanında kıya sıya bir rekabete sahip. Xbox ve PlayStation markalarını yarıştıran iki firmanın böylesine akıllı telefon ortaklığına gidecek olması ilk aşamada garip geliyor. Çünkü Windows Phone işletim sistemi tamamiyle Xbox ile bütünleşikbir işletim sistemi. Sony’nin de PlayStation sertifikalı telefonlar üretme çabasında olduğunu düşünürsek Xbox ile bütünleşik bir telefonu piyasaya sürmesi oldukça ilginç gözükecektir. Tabii Microsoft ile Sony’nin, notebook yani Windwos konusunda anlaşması olduğunu da belirtelim. Satılan Sony Vaio modelleri Windows 7 ile birlikte satılıyor. Bu şekilde bakıldığında da Windows Phone’lu telefon satması normal duruyor.
  7. "Facebook bitmez" diyenlere kötü haber. Önemli yatırım uzmanlarından biri Facebook efsanesine bir ömür biçti. Üstelik bu ömür öyle 30-40 yıl sonrası falan da değil: En az 5, en çok da 7 yıl sonra Facebook'un Yahoo'nun kaderini paylaşacak... Ironfire Capital yatırım şirketi uzmanlarından Eric Jackson, sosyal ağ devinin en geç 2020 yılında, mevcut şartlar değişmez ise, batacağını söylüyor. Jackson, bu batış kehanetini "Facebook'un kaderi Yahoo'nunki gibi olacak" sözleriyle açıklıyor. Jackson, Yahoo'nun bugün de oldukça değerli ve kar eden bir şirket olduğunu, fakat piyasa değeri ve kazançlarının, zirve yaptığı 2000 yılının sadece yüzde 10'u kadar olduğunu belirtiyor. Facebook'u artık çok fazla kişi cep telefonları ve tabletlerden kullanıyor. Standart tarayıcılardaki Facebook için şirketin pek çok reklam gösterme seçeneği var, fakat hala mobil tarafta doğru, düzgün bir gelir kapısı yok Facebook'un. Bu durum böyle sürerse, Eric Jackson'ın iddiasına göre şirketin karı her geçen gün azalacak. HABERTÜRK
  8. AV-Comparatives, son güvenlik yazılımı testinde 20 virüs tarayıcıyı sınadı. 291.388 zararlı örneğinin sınandığı yarışmada, Kaspersky, BitDefender gibi tanınmış güvenlik araçlarının yanında ismini sıkça duymadığımız FortiClient AhnLabs Lite gibi yazılımlar da yer aldı. Zararlı algılamada G Data AntiVirus 2012, yüzde 99.7 ile birinci olurken Avira Antivirus Premium 2012 hemen arkasından ikinci sırada yer aldı. Ücretsiz antivirüsler arasında ise en en iyi olma ünvanını Panda Cloud Antivirus aldı. Microsoft'un ücretsiz antivirüsü Security Essentials ise yüzde 93.1 algılama oranıyla son sırada yer aldı. Bununla beraber Security Essentials, tesste hiç yanlış alarm vermeyen (virüs olmayan yazılımları virüs olarak algılamayan) tek güvenlik yazılımı oldu.
  9. Nisan ayında yüzbinlerce Mac'i etkileyip kendi botnet ağına bağlayan Flashback zararlısı, Apple'ın yayınladığı bir araç ile silinmişti. Symantec'in yayınladığı verilere göre, Flashback, yaratıcılarına ufak bir servet kazandırdı: "Analizlerimiz sonucunda gördük ki, Nisan başından itibaren üç haftalık bir periyotta, botnet ilgili bilgisayarlarda 10 milyonun üzerinde reklam gösterdi fakat kullanıcıların ufak bir kısmı, yaklaşık 400.000 tık, reklamlara tıklamış." Symantec, Flashback-bazlı reklamlardan, zararlının yaratıcısının yaklaşık 14.000 dolar gelir elde ettiğini tahmin ediyor. 600.000'in üzerinde bilgisayara bulaşan Flashback sadece 10.000 kadar bilgisayara reklam özelliğini de kurabilmişti. Eğer bu özelliği bulaştığı tüm Mac'lere yükleyebilmiş olsa elde edeceği gelir milyonlarca doları bulabilirdi. Symantec şu sözleri de ekliyor: "Tık-tık botnetleri aslında yeni şeyler değil; yıllardir Windows PC'lerin başını ağrıtıyorlar. Fakat Mac'lerin pazar payı artmaya başladıkça, yakın gelecekte daha fazla Mac-hedefli benzer botnetler göreceğimize şüphe yok."
  10. Microsoft, geçen hafta yaptığı açıklamada Windows Vista'ya yapılan saldırılarda artış gözlendiğini belirtti. Şirketin son yayınladığı güvenlik raporuna göre 2011'in ikinci yarısında Vista SP1 kötü niyetli yazılımlara karşı Windows XP SP3'e oranla yüzde 17 daha savunmasız. Microsoft Trustworthy Computing grubunun direktörüTim Rains'e göre bu artışın nedeni Vista SP1'e verilen güvenlik desteğinin sona ermiş olması. Rains "Bu, Windows Vista SP1 tabanlı sistemlerin güvenliğinin artık otomatik olarak güncellenmemesi anlamına geliyor ve bu sisteme yapılan saldırılardaki ani artışı açıklıyor" dedi. Ancak nCircle Security Güvenlik Operasyonları Direktörü Andrew Storms aynı kanıda değil. Storms'a göre sayıların artması bir yandan Microsoft'un tehditleri ölçümleme konusunda ustalaşmasına, öte yandan da Windows XP gibi eski işletim sistemlerinin hedef olmaktan çıkmasına bağlı. Vista SP1 için yama yayınlamayı Temmuz 2011'de durduran Microsoft, SP2 için Nisan 2017'ye kadar yama yayınlamaya devam edecek.
  11. elbette böyle insanlar olacak kim bilir belki bunlardan birisi biz olabiliriz
  12. Google güvenlik mühendisi Michal Zalewski, web tarayıcılarının dosya indirme işlevinin kötüye kullanılarak, kullanıcıya normal bir web sitesinden gibi görünen, ancak zararlı bir sunucudan dosya gönderilebileceğini söyledi. Zalewski'nin yönteminde üzerine tıklandığında ikinci sekmede resmi Flash Player indirme web sitesini açan bir web sayfası bulunuyor. Birkaç saniye sonra orijinal sayfa flash11_updater.exeadlı bir dosyayı Zalewski'nin sunucusundan tarayıcıya gönderiyor ve web tarayıcısı, bir dosya indirme kutucuğu gösteriyor. Etkin sekme resmi Flash Player web sayfası olduğundan ve adres çubuğunda adobe.com URL'si göründüğünden, dosya indirme işlemi, gerçekten Adobe'un web sitesinden başlamış gibi görünüyor. Zalewski, web tarayıcısı üreticilerinin Nisan başından beri bu sorun hakkında bilgilendirildiğini, ancak şimdiye dek bir şey yapmadıklarını söylüyor. Chrome geliştiricileri, bunun giderilmesi gereken bir sorun olduğunu kabul ederken, onarım için belirli bir tarih vermiyorlar. Bu tür bir saldırıya karşı alınabilecek en iyi önlem, şimdilik otomatik olarak başlayan indirmelere karşı dikkatli olmak gibi görünüyor.
  13. Android'in son sürümü, giderek daha fazla kullanıcıya ulaşıyor. Ice Cream Sandwich, yüz algılama, Android Beam, veri kullanımı izleme gibi çok sayıda yeni özellikle geliyor. Peki Android'de Google'ın bahsetmediği yenilikler de var mı? Tabi ki var. İşte bunlardan en sevdiğimiz 6'sı: Geliştirilmiş çoklu görev: Android 4.0'daki harika çoklu görev özelliklerinden çok fazla bahsedilmiyor. Örneğin giriş düğmesini basılı tutarak son kullandığınız uygulamaların bir listesini açabilirsiniz. Bu liste eskisinden daha iyi ve uygulamaların ekran görüntülerini tam ekranda görebiliyor, listeyi yukarı ve aşağı kaydırabiliyorsunuz. Bir uygulamanın küçük resmini yan tarafa sürükleyerek onu kapatmanız da mümkün. Uygulamalar arasında daha iyi gezinme: Android'in en önemli sorunlarından bir tanesi, geri tuşunun tutarlı bir biçimde çalışmamasıydı. Düğme bazı uygulamalarda sizi bir önceki ekrana aktarırken, bazılarında giriş ekranını geri getiriyordu. Google bunu uygulamalardaki dokunmatik geri düğmesiyle onarmış görünüyor. Bir uygulamayı açtığınızda sol üstte bulunan küçük ok simgesini kontrol edin. Bu düğme, sizi uygulama içerisinde bir önceki ekrana aktaracaktır.
  14. Sabah kalktınız, uykulu gözlerle kendinize bir fincan kahve yaptınız ve bilgisayarın başına oturdunuz. Amacınız güne başlamadan önce haberleri okumak ve uykunuzu açmak. Arada belki gelen postayı da kontrol edeceksiniz. Facebook'a girip birileri duvarınıza birşeyler yazmış mı diye bakmadan da olmaz tabii. Ya sonra? Sonrasını hiç düşündünüz mü? Tabii ki hayır, düşünecek ne var ki? Giyinip çıkacak, işe ya da okula gidecek, belki sonra arkadaşlarınızla buluşacak, arada bankaya uğrayacak, aklınıza gelirse eve dönmeden alışverişi halledeceksiniz. Ne kadar basit işler, öyle değil mi? Eğer boynunuzdan aşağısı felç bir biçimde yaşıyorsanız, bunları yapmak pek de kolay olmayacaktır. Hatta mümkün bile olmayacaktır. Kimse sağlıklıyken oturup üzerine düşünmez, ama hastalık, yaşlılık ya da kaza gibi sebeplerden dolayı beden fonksiyonlarını kaybeden insanlar için hayat çok başka türden bir mücadeledir.
  15. Akıllı cepler ve tabletler için yapılan Facebook uygulamasıher geçen yıl daha da gelişti fakat yine de kusursuz değil. Bu yüzden Facebook kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkarmak için kendi telefonunu üretmek istiyor; en azından iddialar bu yönde. Facebook'un kendi telefonunu yapacağı dedikoduları git gide sağlamlık kazanıyor. Gelecek sene piyasaya sürüleceği bile konuşulan cep için Facebook'un hazırlıklar yaptığı sıklıkla dile getiriliyor. Bir sosyal ağ olarak hayatına başlayan Facebook bünyesine kattığı yeni mühendisler ile yazılımın yanında donanıma da odaklanmaya başlıyor ve asıl sürpriz henüz ortaya çıkmamış olabilir. Opera'yı satın alma planları yaptığı artık sesli olarak da dile getiriliyor Facebook'un... Yeni bir cihaz için de HTC ile işbirliği yapıldığı manşetlere yansımış durumda. Kod adı "Buffy" olan cihazın resmi Facebook cihazı olacağı tahmin ediliyor.
  16. Windows 8, Microsoft için önemli bir kilometre taşı olacak. Şirket, yeni işletim sistemiyle Windows'u ciddi biçimde değiştiriyor. CHIP Online ise Windows 8'in bu yeni dünyasını şimdiden, Windows 7'nizde fethetmenizi sağlayacak en iyi araçları bir araya getirdi. Yeni Windows, geleneksel Windows arayüzünü arka planda tutarak Windows Phone'un arayüzüne odaklanıyor. Dokunmatik özellikler, bu tür uygulamalar için son derece önemli. Windows 8'in final sürümünün çıkış tarihini beklemek istemiyorsanız, onun birçok özelliğinişimdiden kullanmanız mümkün. İster Metro arayüzü olsun, ister Ribbon çubuğu, hepsini galerimizde bulacağınız araçlarla Windows 7'nizde kullanabilirsiniz.
  17. Facebook arkadaşlarınızın yayınladığınız durum mesajlarını kesinlikle görmesini sağlayacak bir özellik üzerinde çalıştığını duyurdu. Aslında bu özellik, geçen Mayıs ayında Yeni Zelanda'da paralı bir mesaj duyurma denemesi ile ortaya çıkmış ancak Facebook'tan herhangi bir açıklama gelmemişti. Özelliği deneyen bir kullanıcı, 1 ay kadar önce yaşadığı deneyimini şöyle anlatmıştı: "Paylaş tuşuna bastıktan sonra karşıma Beğen-Yorum yap-Paylaş menüsünün yanında "Duyur" seçeneği çıktı. Üzerine tıkladığımda bir pencere açıldı ve eğer önemli bir mesaj yazıyorsam arkadaşlarımın hepsinin görmesini sağlayabileceğimi belirten bir metin çıktı. Ama sanırım özellik beta aşamasındaydı çünkü metnin kalitesi kötüydü. Bu mesajı Duyuru yapmak istiyor musunuz gibi bir şey yazıyordu." Kısacası yakında, yazdığınız bir durum güncellemesinin herkes tarafından okunmasını sağlamanız mümkün hale gelebilir. Ancak Facebook'un bunun için belli bir ücret talep etmesi de olası...
  18. Facebook Sayfanızda Paylaştığınız Bilgilerle Nasıl Şirket Kurulabilir? Sosyal paylaşım sitelerinin en gözdesi malumunuz Facebook. Öyle ki birçok kişi facebook sayfasında kişisel bilgilerini ve fotoğraflarını hiç çekinmeden paylaşmakta. Bu nedenle artık sanal dolandırıcıların kurban havuzu haline gelmeye başladı. Sanal dolandırıcıların facebook’ta paylaşılan bu bilgilerle neler yapabileceğini sizin için araştırdık. Bilişim güvenliği alanında birçok uzman yetiştirmiş olan Cyber-Warrior.Org sitesinden bir yetkili ile yaptığımız görüşme sonrası facebook gibi sosyal paylaşım ağı kullanıcılarının ne kadar dikkatli olması gerektiğini bir kez daha gördük. Cyber-Warrior.Org yetkilisinin, facebook’taki profil bilgileriyle neler yapılabilir sorumuza verdiği cevap oldukça ilginç: “Gelişen bilişim teknolojilerine bağlı olarak internet kullanımı ve kullanım alanları da gün geçtikçe yaygınlaşmaya başlamıştır. 90’lı yılların ortalarında çevirmeli bağlantı ile erişim sağlanır iken artık süper hızda internet erişimi sağlanabilmektedir. İnternet, erişim hızı artarken aynı hızla günlük hayatımıza da girmeye başlamış ve bugün internet birçok kişinin vazgeçilmezi oldu. Yapılan son araştırmalar ülkemizde internet kullanıcı sayısı 24 milyona ulaşmış ve bunların %80 her gün interneti kullanmakta olduğunu ortaya koymuştur. İnternet kullanımının artması birçok sektörün bu alana yönelmesine neden olmuştur. Kamu hizmetleri, bankacılık, sağlık, eğitim, medya dahil birçok sektör online olarak kişilere ulaştırılmaktadır. Sosyal ağlardan tutunda üniversite eğitimi verilmesine kadar neredeyse her alanda internet bir araç haline gelmiştir. Bu durum hayatımızı oldukça kolaylaştırmış ve internetin nimetlerinden faydalananların sayısının her geçen gün artmasını sağlamıştır. İnternetin en çok kullanıldığı alan ise hiç tartışılmaz sosyal ağlardır. Facebook, twitter gibi sosyal ağlarda artık milyonlarca kişinin sayfası bulunuyor. Birçok kişi sayfalarında kendilerine ait kişisel bilgi ve fotoğrafları paylaşmaktan çekinmiyor. Sayfalarında ad, soyad, doğum tarihi, doğum yeri, okuduğu okul, cep telefonu numarası, baba-anne adı gibi bilgilerini paylaşmaktalar. Sanal dolandırıcılar bu bilgilere hiçbir gizlilik ayar yapılmamış profillerden doğrudan ya da gizlilik ayarı yapılmış olsa bile profilleri çeşitli yollarla hackleyerek ele geçirebiliyorlar. Bu bilgilerle neler yapılabileceğine gelince günlük haberlerde karşılaştığımız gibi sahte kredi kartı üretiminde kullanılabileceği gibi banka hesaplarınızı da boşaltabilirler. Başkalarının hesaplarını ele geçirmek için kullanılabilir ve farkında olmadan sizde sanal dolandırıcılığın bir parçası olabilirsiniz. İşin ulaşabileceği en uç noktayı tanımlamak biraz zor bu yüzden size yaptığım araştırmalardan ulaştığım en ilginç ve ciddi sonuçları olacak bir durumu anlatayım. Ancak yöntemin kullanılmaması için ve bazı yasal nedenlerden dolayı ülke ismi veremeyeceğim. Bazı ülkelerde banka hesabı için sadece pasaport yeterlidir. Banka hesabı açmak için pasaporta ihtiyacınız olacaktır. Bildiğiniz üzere birçok ülke pasaportunda ülkemiz dahil Ad, soyad, doğum yeri, tarihi uyruğu bilgisi dışında başka kişisel bir bilgiye ihtiyaç duyulmaz. Günümüz teknolojisinde sahte bir pasaport yapmak çok da zor değil. Pasaport ve banka hesabı işini hallettikten sonra sıra şirket kurma işine geldi. Sakın şirket kurmak zor sanmayın ülkemizde zor olabilir ama bazı ülkelerde Offshore amaçlı bir şirket, aracı kurumlar ile internet üzerinden 2 gün içinde yapılabilmekte. Ayrıca bir belgede istenilmemektedir. Tek yapmanız gereken internet üzerinden bilgileri doldurup şirketin adını, yönetici adı ve adresini bildirmek ve yaklaşık £1200 ödeminiz yeterlidir. Hatta şirketi o ülkede yönetecek kişileri size aracı kuruluşlar belli bir ücret karşılığı sağlamaktadır. Aynı zaman bu aracı firma size bir visa electron kartta sağlamaktadır. Para transferi için zaten daha önceden hesabı açılan hesaplar kullanılacağı için bu konuda sorunda yaşanmayacaktı Gerçekte var olan bir şirket kullanılarak yapılacak dolandırıcılığın nereye varabileceğini siz düşünün artık. Sonuç olarak sıradan bir facebook kullanıcısı iken bir bakmışsınız adınıza banka hesapları açılmış şirket kurulmuş, başkaları dolandırılmaya başlanmış. Basit bir facebook kullanıcısı iken nelerle karşı karşıya kalabileceğinizi gördünüz. Bu nedenle internetten faydalanırken kişisel güvenliğinizi her zaman ön planda tutmanız gerekir.”
  19. 118'li Hatları Ararken Dikkat! Son günlerde mantar gibi çoğalan 118'li servisler vatandaşın da aklını karıştırdı. Sayısı 17'ye çıkan 188'li rehber servislerinin her biri farklı tarifelerle aboneyi faturalandırırken, yayımlanan reklamlarda tarife bilgilerinin görünmemesi de tüketiciyi yanıltıyor. Servislerin dakika ücretleri 1.18 ile 1.25 TL arasında değişiyor 'Bilinmeyen numaralar servisi' piyasasında geçtiğimiz yıla kadar 9 firma bulunurken, yaşanan rekabetle birlikte firma sayısı da 17'yi buldu. Sektörde 100 Milyon TL'lik pazar büyüklüğü ise şirketlerin iştahını kabartıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun bu ay başında aldığı 'zorunlu indirime' rağmen dakikası 1.25'i bulan servisler, 2007'de Türk Telekom'a ait '11811' servisinin özelleştirilmesiyle 'sektör' halini almıştı. Günde 350 bin kişinin aradığı servis reklamlarının daha şeffaf olması gerektiğini söyleyen Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi M. Ali Köksal, reklamların halkın kafasını karıştırdığını söyleyerek, "Abone hangi tarifeye ne kadar ödediğini bilemiyor. Reklamlardaki fiyat-tarife bilgileri görünür büyüklükte verilmeli" diye konuştu. 100 MİLYONLUK BİLİNMEYEN NUMARA BTK'nın 2010 yılı dördüncü çeyrek raporuna göre, 2010 yılı sonuna kadar toplam çağrı sayısı 13 milyon 600 bin 297 oldu. Toplam çağrı süresi ise 19 milyon 221 bin 44 dakika olarak gerçekleşti. 2010 yılı sonuna kadar lisanslı çalışan 9 şirketin toplam geliri 17 milyon 334 bin 126 TL'ye ulaştı. Ancak rakamların 2011 yılı sonunda çok daha yüksek değerlere ulaşması tahmin ediliyor. Sektörde istihdam edilen çalışan sayısı ise 858'e ulaşırken rehberlik servisi artık dev bir sektöre dönüştü. Türkiye'de 65 milyon civarında GSM, 17 milyon civarında da sabit hat abonesi olduğu düşünüldüğünde pazarın vaat ettiği büyüme gözler önüne seriliyor. VATANDAŞI OYNATIYORLAR Çoğu abonenin, 118'le başlayan servis numaralarını, özelleştirme öncesi Telekom'un 118'li numarası olarak gördüğünü ifade eden uzmanlar, vatandaşların bu numaraları aramadan önce mutlaka tarife bilgilerini öğrenmesini istiyor. Tüketicinin ne ödeyeceği konusunda daha net bilgiler verilmesi gerektiğini söyleyen Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, reklamların yanıltma amacı taşıdığını söyleyerek, "Hareketli, renkli, reklamlarla halkın gözünü boyuyorlar. Sadece numarayı ekranda vererek, bu hizmeti sağlayan firmanın adına yer vermiyorlar. Yani hem eksik fiyatlandırma yapılmış oluyor. Hem de sanki bu hizmetleri Türk Telekom veriyormuş algısı uyandırılmak isteniyor. Özellikle radyo reklamlarında fiyat kesinlikle verilmiyor. Vatandaşı müzikle oynatarak, asıl oyun sahneleniyor" dedi. Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi M. Ali Köksal da sayılarının artması ile birlikte servis sağlayan şirketlerde de kalitenin yükseleceğini söyleyerek, "Aradaki tutarsızlıklar BTK tarafından yapılan düzenlemelerle zaman zaman iyileştiriliyor. Daha iyi olacaktır. Ancak reklamlarda tarife bilgilerini içeren yazıların biraz daha belirgin kılınması gerekiyor. Abone hangi tarifeye ne kadar ödediğini bilmeli. Bu konuda sitelerinde bilgi veren şirketler, TV reklamlarındaki tarife bilgileriyle ilgili kayan yazı puntolarını daha büyük vermelidir" ifadelerini kullandı. TARİFE KONUSUNDA SIKINTI SONA ERDİ 11818 servis hizmetini veren ASSISTT firması yetkilisi Murat Aktan, sektörün daha önce bazı sorunlar yaşadığını doğrulayarak, BTK düzenlemesiyle birlikte özellikle vazifelendirme konusunda etkili ve kesin çözüme kavuşturulduğu görüşünde. Yapılan düzenlemeyle, 1 dakikalık sorgulama bedelinin şirket farkı gözetmeksizin en üst limitinin 1.25 TL olarak belirlendiğini söyleyen Aktan, "Mesela biz bu rakamların da altında hizmet veriyoruz. GSM aramalarda 1.17, sabit aramalarda ise dakika başına 0.96 TL ücretlendirme yapıyoruz" dedi. Reklamlarda tarife bilgilerinin küçük puntolarla verilmesi konusunda da açıklama yapan Aktan, "Bu alan da Reklam Denetleme Kurulu'nun standartlarına göre veriliyor. Yazı büyüklüğü ve geçiş hızı bu kurulun belirlediği standartlarda yayımlanıyor. Yeni düzenleme olması halinde şirketler buna da uyacaktır" değerlendirmesinde bulundu. Yüzde 100 Türk Telekom iştiraki bir şirket olduklarını kaydeden Aktan, bu nedenle çok sayıda müşterinin diğer firmalarla ilgili şikayetlerini de kendilerine ilettiklerini söyledi. Aktan, bu firmaların kendileriyle herhangi bir bağı bulunmadığını da vurguladı. MÜDAHALEYE RAĞMEN FİYATLAR YÜKSEK Daha önce 60 saniyelik dakika periyotları 3 TL'ye kadar çıkan bilinmeyen numaralar servisleriyle ilgili olarak 1 Nisan 2011'de Bilgi Teknolojileri Kurumu'nun düzenlemesi, servisler arasındaki tarife dengesizliğini de giderdi. Tüketici derneklerine göre hâlâ yüksek olarak değerlendirilen yeni tarifelere göre 60 saniyelik ücretlendirmeler 1.18 ile 1.25 TL arasında değişiyor. 17 şirket piyasada, 5'i ise sırada Türk Telekom 118 11, Turkcell 118 32, Avea 118 55, Vodafone 118 42, BN Elektronik 118 80, Rehberlik Telekom Hizmetleri 118 88, Mega Telekominikasyon 118 81, AssisTT 118 18, Calltürk 118 58, İnfoline 118 24 ve Rehberlik Telekom 118 88 numaralarıyla sektörde yarışırken, bilinmeyen numaralar servis zincirine son katılan hatlar ise 118 10, 118 30, 118 33 ve 118 50 oldu. Son eklenen firmalarla birlikte sektörde faaliyet gösteren numara sayısı 17'yi buldu. Lisans bekleyen firmalarla birlikte yıl sonuna kadar şirket sayısının 20'yi geçeceği belirtiliyor.
  20. Adobe’den öğrenci ve öğretmenlere %80 indirim Tasarım dünyasının lider yazılım firması Adobe, öğrenci ve öğretmenlere özel hazırladığı kampanya ile “Adobe Creative Suite 5.5 Web Premium” ve “Adobe Creative Suite 5.5 Design Premium” ürünlerinde %80 indirim uygulayarak ürünleri 199 USD’dan satışa sundu. Teknolojinin yaratıcılıktaki yerinin, eğitim alanında giderek önem kazandığı bir dönemde Adobe, “Adobe Creative Suite 5.5 Web Premium” ve “Adobe Creative Suite 5.5 Design Premium” ürünlerini, yaratıcılığının sınırlarını zorlamak isteyen tüm öğrenci ve öğretmenlerle buluşturuyor. Yüzde 80 indirimli fiyat avantajı sunan kampanya, ürünlerin Türkçe versiyonlarında geçerli olup, Adobe CS 5.5 WP ve DP Türkçe ürünleri, öğretmen ve öğrencileriçin sadece 199 USD (KDV hariç)’den satışa sunuldu. Hem masaüstü hem de tabletlerde uygulama Web sitesi tasarlama, geliştirme ve sunma gibi kullanıcıların ihtiyacı olan her detayı sağlayanbir yazılım olan Adobe Creative Suite 5.5 Web Premium ile masaüstü bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tabletler ve televizyonlar için standart tabanlı web siteleri ve zengin dijital deneyimler oluşturabiliyor. Bu ürünle, HTML5, CSS3 ve jQuery Mobile ile içerik oluşturabiliyor ve Android™, BlackBerry ve iOS dahil olmak üzere birden fazla platform hedeflenebiliyor. Adobe Akdeniz Ülkeleri Bölge Müdürü Tolunay Tomruk, eğitim sektörüne özel kampanyaları ileilgili şunları söyledi; “İkna edici konular ve görseller kullanarak yaratıcı fikirleri ifade etmek her meslekte gereklidir. Bu süreç; teknoloji okur yazarlığı, yaratıcılık, iletişim, eleştirel düşünce ve işbirliği yeteneklerini içeriyor. Adobe olarak CS5.5’in eğitim kuruluşlarına, öğrencilere, fakültelere nerede olurlarsa olsun bu hünerleri öğrenme fırsatı sunacağını düşünüyor, bu nedenle Türkçe ürünlerimizi, kolaylıkla ulaşılabilir hale getiriyoruz.” Araştırmalar günümüz öğrencilerinin sadece dijital medya tüketicisi olmasının yanında, üreticileri de olduğunu gösteriyor. Sosyal ağlarda ve kişisel bloglarda fikir, resim ve video oluşturup paylaşmak artık öğrencilerin günlük yaşamlarının bir parçası… Creative Suite 5.5 ürünleri, öğrencilere ve öğretmenlere daha kolay baskı, web, video, sesli ve mobil içerikyaratmayı ve bunları ödevlerine daha rahat dahil etmelerini sağlıyor. CS5.5 ürünü, öğrencilerin daha hızlı çalışmalarını, daha güzel hikayeler çıkarmalarını ve daha başarılı şekilde işbirliği kurmalarını sağlarken fikirlerini de görsel olarak iletmelerini kolaylaştırıyor. Örneğin, yeni Adobe Flash® Catalyst ile interaktif içerik, yazılım kodu olmadan halledilebiliyor. Live Adobe CS çevrimiçi servisleri beraber çalışma yöntemlerini kolaylaştırıyor ve proje oluşturmayı düzene koyuyor. Adobe CS 5.5 WP ve DP Türkçe ürünleri, öğretmen ve öğrenciler için sadece 199 USD (KDV hariç) Göz alıcı baskı içerikli, etkileyici dijital dergiler, şık e-kitaplar ve HTML5/CSS3 standartlarını temel alan web siteleri tasarlamak için kullanılan en gelişmiş araç seti olan Adobe Creative Suite 5.5 Design Premium ise artık Apple iPad, Motorola XOOM™, BlackBerry® PlayBook ve daha pek çok akıllı telefon ve tablette zengin tasarımlara hayat verme imkanı sunuyor. Öğretmenler ve öğrenciler, bu özel kampanya sayesinde değeri $1,300 (KDV hariç) olan Adobe Creative Suite 5.5 Web Premium ve Adobe Creative Suite 5.5 Design Premium’a $199’a (KDV hariç) sahip olabilecekler. Ürünler hakkında detaylı bilgi ya da satın almak için yetkili Adobe distribütörleri aranabilir: Bilkom (0 216 454 01 01), Medyasoft (0216 444 10 58). *Kampanya, Adobe Creative Suite 5.5 Web Premium ve Adobe Creative Suite 5.5 Design Premium ürünleri tam sürümleri için olup, indirimler sadece Türkçe kutu lisanslarında geçerlidir.
  21. Bildiğiniz gibi Google ukalalık yapıp internet sörfçülerini korumak adına her işe el atıyor. Bu anlamda, "Bu görev de bizim, bunu biz de yaparız" diyerek deneyimsiz web kullanıcılarını korumak adına anti virüslük görevine soyunup kendi yazılımıyla virüslü olduğu düşündüğü (veya zannettiği) sitelere girişleri kapamaktadır. Ağır pop-up kodu, şifrelenmiş içerik vb. Google tarafından zararlı yazılım kategorisine girer. Şimdi, diyelim sitenize virüs bulaştı veya bir hata yaptınız. Sonuçta mevcut kodları Google zararlı olarak niteledi veya fişledi. Sitenizi önce Google araçlarından Google'a ekleyip doğruluyorsunuz, "Bu site benim" diyerek arkasından tekrar gözden geçirme istiyorsunuz. Bot tekrar gözden geçiriyor ve siteniz açılıyor. Aşağıda Google'un bu konudaki duyurusu mevcut: Kötü Niyetli Yazılım Kötü niyetli yazılım, isteğiniz dışında şeyler yapmak için kişisel bilginizi çalmaya veya bilgisayarınızı kullanmaya çalışan bir yazılım türüdür. Kötü niyetli yazılım sayfaları, isteğiniz dışında bilgisayarınıza indirilebilen ve yüklenebilen kötü niyetli yazılım kodlarını içeren web sayfalarıdır. Virüs ve diğer kötü niyetli yazılımları içeren web içerikleri ve bilgisayarınızı nasıl korumanız gerektiğine dair daha fazla bilgiye StopBadware.org sitesinden ulaşabilirsiniz. Web Yöneticisi Araçları'ndan Kontrol Paneli'ni kontrol ederek sitenizin kötü niyetli yazılımlar (bir tür "zararlı yazılım") barındıran veya bunları dağıtan bir web sitesi olarak tanımlanıp tanımlanmadığını öğrenebilirsiniz. (Not: Bu bilgileri görmek için sitenin size ait olduğunu doğrulamanız gerekir. Site doğrulamasıyla ilgili daha fazla bilgi.) Ayrıca, etkilenen sitelerin web yöneticilerine aşağıdaki e-posta adresleri aracılığıyla bildirim göndeririz: abuse@ admin@ administrator@ contact@ info@ postmaster@ support@ webmaster@ Evet, sitenize herhangi birşey olduğunda bu e-maillere bildiri yaparlar ve bu e-maillerden en az birinin açık olması ve düzenli kontrol etmeniz sizin yararınızadır. Bu tanımlama kısmen, StopBadware.org tarafından belirlenen yönergeleri temel alır. Bununla birlikte, kötü niyetli yazılımları barındıran veya bunları dağıtan siteleri tanımlamak için Google'ın kendi ölçütleri, prosedürleri ve araçları vardır. Bazı durumlarda, üçüncü taraflar, yasal sitelere kötü amaçlı kod ekleyebilir; bu da uyarı iletisini göstermemize neden olur. Sitenizin yanlışlıkla bu şekilde tanımlandığını düşünüyorsanız veya sitenizde kötü niyetli yazılımı artık barındırmayacak veya dağıtmayacak biçimde değişiklikler yaptıysanız ve sitenizi zararlı yazılımlardan korumak için güvenlik önlemleri aldıysanız, sitenizin Google tarafından yeniden incelenmesini isteyebilirsiniz (aşağıya bakın). Siteniz için kötü niyetli yazılım incelemesi isteme Sitenizi inceleyip sitenizin temiz olduğundan emin olduğunuzda incelenmesi için bir talep gönderebilirsiniz. Bir sitenin incelenmesini talep etmeden önce sitenin sahibi olduğunuzu doğrulamanız gerektiğini unutmayın. 1. Web Yöneticisi Araçları Ana Sayfasında, istediğiniz siteyi seçin. 2. Bu sitenin bazı bölümleri kötü niyetli yazılım dağıtıyor olabiliriletisinde, Daha fazla bilgi bağlantısını tıklayın. 3. İnceleme talebinde bulun'u tıklayın. Sitenizi inceleriz ve sitenizin kötü niyetli yazılım barındırmadığını veya dağıtmadığını belirlersek bu tanımlamayı arama sonuçlarından kaldırırız. Ve geçmiş olsun, aşağı yukarı 24 saatte inceleyip uyarıyı kaldırıyolar. Eğer iframe türü bir virüs bulaştıysa onları serverdan da temizlemelisiniz. Önce kendi PC'nizi temizleyeceksiniz elbette.
  22. Genelde DNS ayarları değiştirilerek girilen yasaklı sitelere giriş yöntemleri de iş görmez oldu. Bu dersimizde farklı bir yöntemle yasaklı sitelere nasıl erişim sağlarız, ona bakalım. Fakat şu haber gerçekten de endişe verici olduğu için sizinle paylaşmak istedim. Türkiye'de internet nereye gidiyor? BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011'de yayınlananİnternette Özgürlük Raporu'na göre, Türkiye, kötü puanını 42'den 45'e düşürerek internete erişim özgürlükleri konusunda geriye doğru gitmeyi sürdürüyor. Bu uygulamayla BTK, kimin hangi siteye girebileceğine, hangi blogu okuyabileceğine, hangi tartışma grubuna katılabileceğine kendi kendine karar vermiş olacak. İstediği herhangi bir siteyi, sayfayı kara listeye alarak sizin ulaşmanızı engelleyebilecek. Böyle Türkiye'nin İnternette Özgürlük Raporu'nda kendini İran ve Çin'in arasında bulması sandığınız kadar uzak bir gelişme değil. Bilindiği gibi artık yasaklı sitelere birçok giriş yöntemi var. Lakin artık onlar da askıda kaldı. En çok kullanılan tercih olan salt DNS ayarları da artık pek işe yaramıyor. Peki, kullanıcı ne yapacak? Biz ne yapacağız? Bu noktada Mozilla Firefox tarayıcısı işimizi görecektir. Mozilla Firefox'un ekletilerinden biri bu durum için biçilmiş kaftan. Eklentinin Google Chorome için olanı da var, ben burada Firefox kurulumunu anlatacağım. Mozilla'nın resmi sayfasına giderek "Eklentiler" bölümünden "AnonymoX" eklentiyi bulup kurmanız yeterli olacaktır. Ekletiyi kurup tarayıcınızı kapatıp açtıktan sonra istediğiniz sayfalara erişebilirsiniz. Faydalı olması dileğiyle...
  23. BackLink Nedir Arama motoru optimizasyonu işlemlerinde önemli teknik konulardan biride backlink yapısının kurulmasıdır. Google PageRank sisteminde benzer içerikteki iyi bir sitenin, başka bir siteye link vermesi, link verilen siteninde iyi olduğu anlamını doğuruyor. Bu google'ın kendince geliştirdiği bir algoritma. Yani sayfanızın içeriğiyle alakalı Page Rankı yüksek sayfalardan link almanız sizi hedef kelimelerinizde arama sonuçlarında daha üst sıraya taşıyacaktır. Bu tip bir backlink çalışmasının sonuçları size inanılmaz derecede kademe atlatabilir. Ancak bu iş hem zahmetli hem de karmaşık olabilir. Aşağıda tüm backlink alma yöntemleri anlatılacak. Bunlardan bazıları profesyonel, bazıları amatör bazıları ise sitenizin ölçeğiyle alakalı olarak önemli backlink yöntemleri olacak. Hayırlı backlinkler diliyoruz. Tavsiye Edilmeyen BackLink Teknikleri Toplistlerde backlink çalışması yapılması. Hiç gerek yok. Sitenin gelişimiyle alakasız backlink çalışması mesela dün açılan siteye ilk günden binlerce backlink alınması. Trojan, Hack, Warez, Virüslü şeklinde mimlenmiş illegal sitelerden backlink alınması. Görünmeyen yazılarla kandırma amaçlı backlink yapısı kurulması. Link Değişim sistemlerine dahil olunması. BackLink çeşitleri Do Follow Do Follow: Linki takip et ve bu linke pagerank değerimden değer verme. No Follow No Follow:Linki takip et fakat ben bu siteye kefil olmuyorum pagerank değerimden herhangibi bir değer verme. Normalde linkler do follow olarak algılanır. Yani şu şekilde görüyoruz : <a href=http://www.bitir.net>bitir</a> fakat no follow link şöyle gözükür : <a href=http://www.bitir.net rel="nofollow">nasill</a> Google 2005 yılında no follow etiketini çıkararak, siteler arası PR dağıtımını düzenlemeyi düşünmüştür. Dolayısiyle nofollow yerine follow link almanız daha önemlidir. Fakat bu nofollow linkini yok saymanızı gerektirmez. BackLink Nedir Arama motoru optimizasyonu işlemlerinde önemli teknik konulardan biride backlink yapısının kurulmasıdır. Google PageRank sisteminde benzer içerikteki iyi bir sitenin, başka bir siteye link vermesi, link verilen siteninde iyi olduğu anlamını doğuruyor. Bu google'ın kendince geliştirdiği bir algoritma. Yani sayfanızın içeriğiyle alakalı Page Rankı yüksek sayfalardan link almanız sizi hedef kelimelerinizde arama sonuçlarında daha üst sıraya taşıyacaktır. Bu tip bir backlink çalışmasının sonuçları size inanılmaz derecede kademe atlatabilir. Ancak bu iş hem zahmetli hem de karmaşık olabilir. Aşağıda tüm backlink alma yöntemleri anlatılacak. Bunlardan bazıları profesyonel, bazıları amatör bazıları ise sitenizin ölçeğiyle alakalı olarak önemli backlink yöntemleri olacak. Hayırlı backlinkler diliyoruz. Tavsiye Edilmeyen BackLink Teknikleri Toplistlerde backlink çalışması yapılması. Hiç gerek yok. Sitenin gelişimiyle alakasız backlink çalışması mesela dün açılan siteye ilk günden binlerce backlink alınması. Trojan, Hack, Warez, Virüslü şeklinde mimlenmiş illegal sitelerden backlink alınması. Görünmeyen yazılarla kandırma amaçlı backlink yapısı kurulması. Link Değişim sistemlerine dahil olunması. BackLink çeşitleri Do Follow Do Follow: Linki takip et ve bu linke pagerank değerimden değer verme. No Follow No Follow:Linki takip et fakat ben bu siteye kefil olmuyorum pagerank değerimden herhangibi bir değer verme. Normalde linkler do follow olarak algılanır. Yani şu şekilde görüyoruz : <a href=http://www.bitir.net>nasill</a> fakat no follow link şöyle gözükür : <a href=http://www.nasill.com rel="nofollow">nasill</a> Google 2005 yılında no follow etiketini çıkararak, siteler arası PR dağıtımını düzenlemeyi düşünmüştür. Dolayısiyle nofollow yerine follow link almanız daha önemlidir. Fakat bu nofollow linkini yok saymanızı gerektirmez.
  24. Samsung, uzun zamandır merakla beklenen Samsung GALAXY S III'ü, Türkiye'de satışa sundu. Akıllı telefon anlayışını baştan aşağı değiştirme iddiasında olan GALAXY S III, tavsiye edilen 1.999 TL son kullanıcı fiyatı ile, Türkiye'deki son kullanıcılarla buluşuyor. Samsung Electronics Türkiye Başkanı SungYong Hongyaptığı açıklamada: "GALAXY S III en kesintisiz ve insan merkezli mobil deneyimi sunuyor. Uzun zamandır beklenen bu cihazı Türkiye'deki kullanıcılara sunmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Özellikle Türkiye'deki kullanıcıların, tasarım harikası GALAXY S III'ün sizi en iyi şekilde anladığını kanıtlayan Akıllı Bekleme, En İyi Fotoğraf ve S Beam özelliklerini çok seveceklerine inanıyorum" dedi. Yeni GALAXY S III'ün Türkiye'ye gelişi geçen hafta İstanbul'un dört bir yanında düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Dünyanın en ünü DJ'leri Avicii ve Bob Sinclar'ın Caddebostan ve Nişantaşı'ndaki konserlerine binlerce kişi katılım gösterirken, iş dünyasının ve İstanbul cemiyet hayatının ünlü isimleri, Ajda Pekkan'ın konser verdiği, Savarona'daki özel davette GALAXY S III'ü deneyimlene şansı elde etti. 30 Mayıs akşamı düzenlenen tanıtım partileri, Rumeli Hisarı'nın 3 kulesine birden yansıtılan video gösterisiyle etkileyici bir görsel şova tanık oldu. GALAXY S III'ün Rumeli Hisarı'na yansıtılan video gösterisi, 3 kulenin aynı anda kullanılması anlamında bir ilk teşkil ediyor. Yaz süresince GALAXY S III, düzenlenecek "roadshow" kapsamında Türkiye'nin dört bir yanındaki kullanıcılarla buluşacak.
  25. Bugün internet için oldukça önemli bir gün. Zira bugün, bizleri çok daha fazla IP adresine kavuşturacak olan IPv6'nın hizmete sunulduğu gün. Bugüne dek kullandığımız IPv4, yaklaşık 4.3 milyar IP adresine izin veriyordu. Bugünkü açılışla beraber bu sayı, 2^128'e çıkacak. Bunun anlamı, bu denli bir yükseltmeye muhtemelen bir daha ihtiyaç duymayacak olmamız. Hatırlayacağınız gibi geçen sene IP adreslerini dağıtan Internet Assigned Numbers Authority'nin elindeki IP adresleri bitmişti. Bu ise internet kullanıcılarını aynı IP'yi paylaşarak bağlantı kurmak zorunda bırakmıştı. Ancak IPv6 ile bu sorun ortadan kalkacak.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.