Taner Bayram

Dogru degil kardesim. Dogu'da Kurtce egitim yapilsa (kurs degil okullarda ayni Ingilizce ve Almanca gibi) herkes ilgi gosterir. Kanlalrinizda, TRT'de Kurtce yayin yapilsin! Show TV'de Kurtce yayin yapilsin! Dogru degil, kasetler bolucuymus. Degildi kardesim. Kurtce YASAKTI! Kalkip bunu inkar etmeniz sizi yalanci konumuna sokuyor! Ben DIyarbakirliyim ve neyin ne zaman yasaklandigini sizden cok daha iyi biliyorum. Hem de sebepsiz yere!

Ve artik Turkceyi dogru kullanin lutfen. Kurt halki ya da Turk halki birer IRK degil millettir! IRK dediginiz bir kac sey vardir. SARI IRK, SIYAH IRK, BEYAZ IRK, VS. **************

Yani dediklerimize YALAN diyorsunuz oyle mi? Bize siddeti, iskenceyi yapanlar zaten bizim insanlarimiz degil! Siz de doguluymussunuz! Nerdensiniz kardesim? Yalandir. Eger olsaydiniz olup bitenden haberiniz olurdu? En son ne zaman yasadiniz orada ve nerede yasadiniz? Cunku eger zidden oralardan oslaydiniz o zaman neler olup bittigini cok cok iyi bilirdiniz daha 10 yil oncesine kadar. Eger gercekten doguluysaniz ve orada yasadiysaniz ve gore gore inkar ediyorsaniz olan bitenelri ve hic cekinmeden KURTCE gibi bir dilin varligini bile inkar edebiliyorsaniz (eger diger yazilarinizi da okudum efendim) o zaman artik size ne diyecegimi sasiracak oldum! Yaziktir gunahtir be arkadas! Nasil mi alsin gonlumuzu? 20 milyon Kurdun gonlu nasil alinir? Yapilan faili mechul cinayetler, ceteciler, yobaz ve dalavereci ve yapilanlardan haberdar siyasetciler desifre edilsin (bakin 14 yil once yapilan bir faili mechul olay tam 14 yil sonra ortaya cikiyor, yaziktir be kardesim!). Yapilan haksizliklar itiraf edilsin ve suclular cezalandirilsin. Kurt halkindan resmi bir sekilde ozur dilensin. Ama eminim tum Turkiye bunu gurur meselesi haline getirir! Biz sizlerden INKARCILIGA son vermenizi ve bizlerden OZUR dilemenizi bekliyoruz. Varligimiz, dilimizi ve kulturmuzu kabullenmenizi bekliyoruz. Egitim ve yayin hakki bekliyoruz. Benim bu dediklerimi hepimiz bin kez soyledik ve siz hala kalkip "ne istiyorsunuz gonlunuzu nasil kazanalim" diye soruyorsunuz? Artik bir daha sorarsaniz kalkip size baska bir dilden ima etmeye calisacagim********

Sayin politika gecen kendiniz demediniz mi "Turkiye;nin asil unsur Turklerdir sizler degilsiniz siz bize ayak uydurmak zorundasiniz" diye? Simdi de kalkmis "Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türk vatandasi olan herkes birinci sinif vatandastir ve kanunlar önünde esittir.." diyorsunuz? Artik karar verin ne dusndugunuze? Esitmiyiz yoksa siz daha mi ustunsunuz? Dedikleriniz bir birini tutmuyor her gecen gun! Boluculuge gelince. Asil sorun burada yapilan "Kurtler yoktur, Kurtce denen bir dil yoktur" soylenimleridir ve sizin "Turkiye;nin asil unsur Turklerdir sizler degilsiniz siz bize ayak uydurmak zorundasiniz" gibi seyler diyebilmenizdir. O zaman siz siddeti de hak edersiniz teroru de! O zaman sizinle hic mi hic beraber olup beraber yasamayiz. Beni ya kabul edeceksiniz ya da dusman olcagiz! O kadar basit bir olay bu! Sizler yillarca bizi dusman safina cektiniz! Lutfen seciminiz biraz daha saglikli sekilde yapin dusmanmiyiz yoksa bizi safinizda mutefik olarak mi itiyorsunuz artik karar verin, ve eger mutefik olacaksak o zaman bizi kabul etmek zorundasiniz! Ve tekrar ediyorum, bir dediginiz digerini tutmuyor! Ziya Gokalp, Selahttin Eyubi ayirimci degildi cunku o zamanlar sizler gibi ayirim yapan ve Kurtlerin bu topraklarin asil unsuru olmadigini savunan milliyetci bir kesim yoktu. O zamanlar UMMET olayi vardi, Turkluk olayi yoktu. Sizler cok iyi biliyorsunuz aradaki farki! Sizler nice Ziya Gokalp'lerin, Selahattin Eyup'lerin kemiklerini sizlatiyorsunuz yaptiginiz milliyetcilikle!

Hayir canim, siz ciktiniz mi ki Kurt sehirlerinden biz silerin sehirlerinizden cikalim? Komik oldu! Asiret olmaktan oteye gecememis toplum diyorsunuz bize oyle mi? Emin egitim acisindan da her baska acindanda sizin gibileri 50 kere cebinden cikarabilecek bir cok Kurt kardesim var! Ozallari, Ziya Gokalplari ne cabuk unuttunuz beyefendi? Selahattin Eyupler ne kadar cabuk unutuldu? Sizlerin kulturlerinizin bir coguna her alanda deger kattik! *********! Bolucu insanlar olsaydik sizler kadar milliyetci olurduk ve sizlere tarih boyu verdigimiz hic bir yardim elini vermezdik. O zaman Malazgirt'i zor gecerdiniz iste! O zaman Kurtulus Savasi'ni zor kazanirdiniz! Gozunuzu acin lutfen! Turkiye'nin her sehri Kurt sehridir! Biz bu topraklar icin hepinizden cok savastik! Biz bu ulkenin en ANA UNSURLARIYIZ!

Hayir kardesim sorun sadece ekonomik degil. Ben daha 12 - 13 yasindayken, cok zengin bir aileden gelmeme ragmen siyasi olmayan kurtce bir tiyatro oyunu cikisinda kiz kardeslerimin ve babamin nasil voplandigini gordum ve kendim dahi yedim cop! Bunun ne ekonomik gerekcesi olabilir ki? Dupeduz siddet! Baska bir ornek vereyim. Yil 1992, yer Diyarbakir Anadolu Lisesi. Bir kac ogrenci kucuk capli bir yuruyus yapiyor. Ve sonra onlarca kalesnikoflu sivil polis kucucuk cocuklarin aralarina daliyor. Ben dondum kaldim bahcesinde okulun ama korkudan, sirf korkudan ve soktan her yana kacanlar vardi. Hepsi tutuklandi, dovuldu. Siniflara bile daldilar! Bunu ekonomik durumla ne ilgisi var? Dupeduz siddet! Ucuncu ornek: Leyla Zana yemin toreninde ne dedi biliyormusunuz? "bu yemini Turk ve Kurt halkinin kardesligi icin ediyorum" dedi. Kurtce dedi. Sonuc ne oldu malum! Kotu mu dedi? Neden TV'lerimizde ve hatta meclisimiz de dahi Almanca Ingilizce konusulabiliyorda, iki Kurtce kelimenin edilmesi, hem de baris icin edilmesi bu kelimelerin bir yasak oluyor? Binlerce insan olduruldu JITEM ve ERGENEKON gibi ceteler tarafindan. Adini faili mechul cinayet koydular. 14 - 15 yil sonra yeni yeni desfire edilmeye basladi bu ceteler. Az mi yaptilar Kurtlere. Ve bunlar Semdinli'de kitap evini bile bombalarken, emin olun ki bir suru siyasetcinin ve ordu mensubunun haberi vardi olan bitenlerden! Ortbas edildi degil mi? Nereye kadar saklayacagiz gercekleri? HAK istiyoruz bizler, para degil! HAK ve ADALET!

Kardesim siz inkar etmeye devam edin kardesim. Kurtce hizmetn erelerde veriliyor bu ulkede? Kurtce haberler hangi kanallarda yayinlaniyor Ingilizce ya da Almanca gibi? Kurtce dil egitimi nerede hangi okullarda veriliyor? Kurt tarihi nerede ogretiliyor kurt cocuklarina? Neden 5 6 yil oncesine kadar kurtce konusmak yasakti? Verin cevabiniz varsa. ****

Isterseniz soyadi Turk olan biri gidip dediginiz sekilde soyadini degistirmeye calissin. ********* Bir deneye yapsak ya? Sanki bilmediginiz sey bunlar!

Size tekrar ifade edeyim bizlerin ne istedigini ve lutfen artik ileri geri tartismak yerine bir kulak verin: - Kurtlerin diliyle, tarihiyle, kulturuyle taninmalari ve oz haklarinin anayasamizla guvence altina alinmasi (resmi olmasa dahi Kurtce devlet hizmeti bunlarin en buyuk ornegi, ya da Kurtce egitim, tipki Fransizca ve Ingilizce egitim yapildigi gibi bu topraklarda!) - Yillardir Kurtlere ne haksizlik yapilmissa bunlarin tek tek arastirilip Devletimizin sorumlulugu ve bir nevi ozuru uzerine almasi. Yapilan cirkinlikler artik tum Turkiye halkina Devlet tarafindan ithaf edilmeli ve halklar barismalidir. Turk halkinin bize yapilanlardan haberdar olmamasi cok dogal. Siyasi propaganda var, medya etkisi var, vs. Ama yapilanlarin (tipki yeni yeni faili mechul cinayetlerin sorumlularinin ortaya cikarildigi gibi) desifre edilmesi ve Kurtlerin gonlunun alinmasi Devletin gorevidir! Cok acik sekilde ifade ediyorum iste. Gerci sizler yine soracaksiniz gibi geliyor bana ya da inkar edeceksiniz bazi seyleri ama olsun. Iki maddeyle ne istedigimiz acikladim. Bizim amacimiz bu topraklardan ayrilmak degil. Bizim topraklarimizdir ve Turklerden cok biz savastik bu topraklar icin ve biz kurduk bu ulkeyi. Ayrilmayiz! Umarim ne istedgimi aciklayabilmisimdir bu sefer, cunku dilimde tuy bitti!

Kardesim soruya bakin. Sizce milyonlarca insan kendilerine zorla verilen soyisimlerinden memnun mu? Sizce Ahmet Turk'un kendisi mi secti soyadini ve elinde olsa degismezmi? ***

Sorun milliyetciliktir evet ama Turkiye Cumhuriyetinin ve halkin icine islemis anti-kurt Turk Milliyetciligidir. NE yani Turkiye devletiyle milletiyle milliyetci degil mi? Yani siz milliyetci olabiliyorsunuz da bizler olamayiz oyle mi? Kardesim yillardir bas bas bagirdik, kendi dilimizi ve kulturumuzu istiyoruz diye. Yasaklamayin diye. Anlatamadik. Baskasinin dilini yasaklamak despotluktur ve milliyetciligin alasidir. Anlayamadiginiz bu iste! Bir de kalkmis haklari icin savasan bir halka milliyetci etiketi takiyorsunuz! Komik bir olay!

Kusura bakmayin, Yanlisokumusum. Size ben de katiliyorum.

Hayir efendim olayin ekonomik boyutlari olsa da asil sebepler sosyolojiktir. Turk halkinin ve devletinin Kurtlerin dilleriyle, kulturleriyle, tarihleriyle varligina karsi cikmasidir olay! Benim dilimi konusmami yasakliyorsan bana milyonlarca para yagdirsan ne yazar?

Hic gulecegim yoktu yahu, Yok mu bu ulkenin yasama ve yargi organlari. Yok mu yurutme organimiz. Rektorler ve ordu mensuplari lutfen kendi islerine baksinlar. Yasama, Yargi ve Yurutme onlarin isi degil! Nasil kalkip rektorlerin dedikleri ya da Buyukkanit'in dedikleri esas olarak alinir turban meselesinde? ******* Rektorlerimiz gorevlerini yerine getiremiyorlar ve sonuc larak cok dusuk seviyeli yuksek ogretim olayi mevcut. Bir de kalkip bunlari siyasete karistirmaya calisiyorsunuz! Olacak is degil![/b]

Evren bey, Neden turban gibi muslumanligi kendine dine secen hanimlarimizin en oz hakkini kisitlayalim? Hangi demokrasiye sigar bu? Birakin insan isterse mini etek giysin isterse turban giysin. Asil tehlike korkudan ya da bazi cikarlar yuzunden demokratik haklari yok saymaktir. Buna DAYATMACILIK denir, DESPOTLUK denir. Eger Demokrasiye ve laiklige inaniyorsaniz o zaman hem turbani yasallastiracaksiniz ki DEVLET kontrolunden cikcin (laikligin tanimi bu) hem de bir daha herhangi bir devlet kurumunda tartisilmasina ve polemik konusu olmasina izin vermeyeceksiniz (yine laik bir devlet istoyorsaniz). Hanimlarimizin istedigi kiyafeti giyme haklari vardir. Dini simge bile olsa bu giyim tarzi! Sizlerin YASAKLAMA ve DAYATMA gudumlu fikirlerinizi cok sakincali buluyorum demokrasi acisindan! Konuyu polemik haline getirip memeleket meselesi yaparsaniz o zaman korkmaya baslarsiniz. Zira o kadar da buyutulecek bir olay degil. Ve kimseye zararli bir olay da degil. Sadece kisisel bir hak!

Sayin arkadaslar, Laikligi tartisirken ya da Turbanin laiklige darbe olasiligini tartisirken bir seyi unutuyoruz. Ben unuttugumuz noktaya deginmeden once laikligin WIKIPEDIA tanimini vereyim sizlere: "Laiklik, devlet yönetiminde her hangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir. Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiş olan "laik" sözcüğü, "din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelen Latince "laicus" sözcüğünden gelmektedir. Roma döneminde din adamlarına "Clerici" din adamı olmayanlara da "Laici" adı veriliyordu. Laik aynı zamanda din dışı dinle ilgisi olmayan anlamlarına da gelmektedir. ... Siyasi anlamı üzerindeki tartışmalarda ise laiklik, liberalizmin dini kaynağı sayılır ve siyasi kudretin dini kudretten ayrılmasını ifade eder. Teokratik devletten demokrasiye geçerken devlet otoritesiyle din otoritesi sınırlandırılmış, laiklik klasik demokrasinin gerekliliğinin bir icabı olmuştur. Buna göre kavram, çağdaşlaşma ve insan hakları ile yakın bağlantılıdır. Hukuki tanımlara göreyse en yaygın tanım, devlet ile din işlerinin ayrılmasıdır. Devlet, bir dine inanıp inanmama meselesini özel bir problem sayar, fertlerinin sadece maddi yönüyle ilgilenir, kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte dinlerin amme düzenini bozacak davranışlarını da önlemekle yükümlüdür" Yani laiklik dinin devlet islerine bulasmamasini ongoruyor. Amac ise teokratik devletten demokratik devlete gecebilmektir. Bizler ise laikligi dinin yasaklanmasi gibi algilamaya baslamisiz maalesef. Demokrasi geregi herkesin istedigi dini secebilip ugulayabilmesi serbest olmalidir, yeter ki herhangi bir din devlet islerine bulasmasin. 1) Bu tanima gore eger demokrasi tek amacimizsa, turbanin yasak olmasi son derece demokrasi zitti bir olaydir, zira laiklik dedigimiz olay demokrasiye dogru atilan yolda cok gerekli bir sarttir. Ve demokrasinin en onemli sarti insanlarin fikir ve kendini ifade ozgurlugu haklarinin guvence altinda olmasidir! 2) Yine bu tanima gore turbani yasaklamak ve kamuoyunun ve devlet islerinin gundeminde tutmak dini bir kiyafeti, ve dolayisiyla bir dini devlet islerine karistirmak oluyor bence...Yani turbani ya da herhangi dini bir simgeyi yasaklamak LAIKLIK KARSITI bir olaydir. Dindar olmayan birinin objektif yorumu plarak nitelendirin benim bu yazdiklarimi. Bence turban karsitlari LAIKLIGE ve DEMOKRASIYE en buyuk darbeyi vuranlardir! Sizin fikirlerinizi bekliyorum dedigim bu iki nokta hakkinda!

******** Hukuk disi ve siddet yanlisi ceteleri vardir, ve hatta bana sorarsaniz su PKK olsumunda bile bunlarin parmagi olabilir zira super istikrarsiz ve degisken bir Turkiye'de PKK'nin varligi sadece bir kesimi KAHRAMAN ve IHTIYAC haline getiriyor! Bir analiz edin, edin de gorun PKK meydana ciktigindan beri kimin ne isine yaradi. PKK Turkiye'de bazi mekanizmalarin isleyebilmesi icin gerekli bir sarttir maalesef.

Aranizda Turk Silahli Kuvvetlerini bu isledigi suctan dolayi kinayacak birinin cikmasini bekliyorum. Nasil PKK'yi nefretle kinayabiliyorsak, tarafli ve siddet yanlisi tavrindan dolayi, ve islenen suclari sakladigindan dolayi Askeri mahkemelerimizi de o sekilde kinayalim! Ulkemizin GUVENE ve DURUST organlara ihtiyaci var, tarafli ve siddeti destekleyen bir orduya ve askeri yargi sistemine DUR diyelim hep beraber! Ergenekon olayi lutfen iyice arastirilsin ve hangi ordu mensubu ve siyasetcinin bilgisi dahilinde yapildiysa islenen suclar, bu insanlar da suc birligi ve vatana ihanetten yargilansin lutfen! Temiz bir Turkiye icin elele verelim ve tarafsiz yaklasalim olaylara. Turk ya da Kurt olarak degil, Turkiye insani olarak yaklasalim olaylara!

Yani hayretle izliyorum, olan bitenlere, su son zamanlarda yavas yavas ortaya cikan Devlet teroru orneklerine hic birinizin yorum yapacagi yok. Hicbirniz kalkip ta "Yani gercekten bir takim haksizliklar yapiliyormus su insanlara" demeyeceksiniz herhalde! Hayretle ve uzuntuyle takip ediyorum. Artik kendi medyaniz bve yazarlariniz bile aciktan elestiryor. Daha ne belge istiyorsunuz?

********** Kurt sorunu neden vardir? PKK neden vardir? Bir dusunun! Tabii ki NE MUTLU TURKUM DIYENE lafi bize aykiri. TURK degiliz. Turkiyeliyiz. Artik anlayin. 20 milyon Kurt kendini Turkiyeli olarak goruyor, TURK olarak degill. Bakin Mehmet Ali Birand'dan alinti konu basligima, Devlet yillar once sorunun uzerine yanlis bir yontemle gitme karari almis, yani ASIMILE ve KABA KUVVET yontemi ile. Medya ve sistem artik buna endekslenmis yillardir. O yuzden size inanmasi zor geliyor istedigimiz seylerin OZ HAKLARIMIZ oldugu gercegi. Baksaniza sayin politika ne dedi gecen: "Turkler Turkiye;nin tek ana unsurudur, size Kurtler bize ayak uydurmak zorundasiniz". Ve hicbiriniz kalkip bu soyleme karsi cikmadiniz. Uzuntu duyuyorum! Bir de kalkmis bizlerin sizle bir olmasini istiyorsunuz, milliyetciligin ve ayirimciligin alasi yapilirken.

KÜRT SORUNUNU BU NOKTAYA BİZ GETİRMİŞİZ Can Dündar ve Rıdvan Akar Milliyet'te çok çarpıcı bir yazı dizisine başladılar. Kitap olarak da hazırladıkları Ecevit ve Gizli Arşivi yazı dizisinden görüyoruz ki Kürt Sorunu ya da bu bölgede devletin “bölücülük” olarak tanımladığı sorun bundan 47 yıl önce de devleti yönetenleri meşgul ediyormuş. O yıllarda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) içinde kurulan ve asker ve bürokratlardan oluşan “Doğu Grubu”na göre bölge halkının devlete daha sıkı bağlanması halinde “Vatan bütünlüğü korunabilirdi.” Aksi halde tehlike büyüktü. Peki bölge halkını devlete bağlamak için ne yapılmalıydı? Politika Dairesi Başkanı Kurmay Albay Haşim Tosun imzasıyla hazırlanan 1961 tarihli raporda, şu önlemler önerilmiş: - Kürtlerin asimile edilmesi. - Bölgede “kendilerini Kürt sananlar”ın nüfus yapısı içindeki yoğunluğunun azaltılması için Karadeniz sahillerindeki fazla nüfusla, memleket dışından gelen Türkleri bu bölgeye yerleştirmek. - Türkiye'de kendilerini Kürt sananlarla İran ve Irak'taki Kürtlerin irtibatını kesmek. - Doğu ve Batı Anadolu'daki personel kadrosunda bölge halkından olan işçiler için kontenjan ayırmak. - Kız ve erkek misyoner yetiştirilmesi ve bunun için özel mekanizma kurulması... Bölge halkından kabiliyetli ve küçükten asimile edilen gençlere yüksek tahsil imkanları sağlanması... - Doğuya, kendilerini Kürt sananlardan vali, kaymakam, hâkim, jandarma subayı, astsubay, öğretmen, memur gönderilmesi... Rapor devletin bu sorunu son derece yüzeysel gördüğünü ve iyi anlayamadığını ortaya koyuyor. Nitekim Dündar ve Akar'ın yayınladığı 1974 tarihli bir başka MGK belgesinde ise, bu defa MGK'nın 1961'de hazırlanan rapordaki önerilerin hayata geçirilmemesinden kaynaklanan rahatsızlık dile getiriliyor. Oysa o yıllarda ne terör ne de PKK vardı. Ama bu raporlardan anlıyoruz ki başından beri bu konuya politikacılar eğilmek istememişler ve işi askerin denetimine bırakmışlar. Kürt Sorunu denilen olgu asker ve bürokratların elinde kalmış. Onlar da bu olayı Kürtlerin asimilasyonu olarak görmüşler. Sonuçta, gelinen noktanın, biraz cehalet, biraz vurdumduymazlık ve Türkiye'yi yönetenlerin büyük oranda “Kürt kökenli vatandaşlarımızı insan yerine koymamalarından” kaynaklandığı anlaşılıyor. Bedelini ise hem Türkler hem de Kürtler hala ödüyorlar.

******** Sizler kalkipta benim Kurt kokenli Turkiyeli halkimi kendi istediginiz bicimde yamaya zorlayamazsiniz. Hele hele sistem sadece bize karsi calisiyorken. Birakin da millet kendisi karar versin nasil yasamayi istedigine. Nasil kalkip 20 milyon kurde "oyle degil soyle yapin" diyebiliyorsunuz zorla

Sayin Suheda, Benim gibi dusunen 20 milyon Kurt aranizda. Siz deseniz de demesenizde aranizdayiz. Alisin artik! ****************** Herkes kendi isine baksin kardesim. Sizler kalkip taaaa bilmem Turkiye'nin Batisinin ne ucundan benim Kurtlerimin yasadigi topraklar hakkinda siyaset yapamazsiniz. Kalkip taaa oralardan buralarda kimin ne dili konusmasi ve ne kimlige sahip olmasi gerektigini soyleyemezsiniz. **********

Sayin Yayamaz Kayimca, Hevesli oldugunuz acik ve yazdiklarinizi gonulden destekliyorum ama ardarda onlarca ileti gonderip okumamizi guclendiriyorsunuz! Lutfen bunu biraz goz onunde tutabilirmisiniz? Saygilar...

Devletin en yuksek organinlarinda Kurtlere karsi teror amaciyle olusturulan bir cetenin isledigi suclardan sadece biri 14 yil sonra desifre ediliyor. Ta 14 yil sonra "faili mechul cinayet" adi altinda saklanmis ve olup-bitmise getirilmis bir dramin sorumlulari nihayet hakettikleri cezayi bulmak uzereler. Cogu Milliyetci Turk arkadas bu forumda hala Kurltlere yapilan haksizliklari inkara yonelik bir tavir icindeyken ve sadece Kurtlere lanet yagdirilirken, PKK gibi siddet yanlisi bir olusumun ya da Kurtlerin ortaya koydugu tepkinin Turkiye'de olan biten siddetin tek nedeni oldugunu savunurken biz Kurtlerin dilinde tuy bitti anlata anlata "bu olayi yaratan asil suclular devletin en derin tabakalarindadirlar ve Kurt halkina karsi sistematik bir haksizlik yapilmaktadir" diye. Buyrun sizlere ithaf ediyorum, hem de bir Turk gazetesinde alinti yaparak. Binlerce insanimiz sozde faili mechul cinayetlere kurban gitti, binlerce insanimiz yine ayni sekilde sistematik bir sekilde koylerinden edildi ve metropollere suruldu. Bunun sorumlulari tek tek ortaya cikacaktir. Bu olaylara ve Kurt sorununa simdiye kadar basa gelmis hukumetlere kiyasla cok daha tarafsiz yaklasan ve bu olayin desifre olmasina ENGEL olmayan AKP iktidarina binlerce tesekkur benden bir Kurt olarak! Simdi sormak gereken soru su: Bu cinayetler islenirken, ve bu olaylari isleyen gruplar olusturulurken acaba hangi siyasetcilerimiz ve ordu mensuplarimiz bundan haberdardi? Iste Zaman Gazetesinden alinti olan haber: "Askeri mahkemenin salıverdiği JİTEM elemanı için Ağır Ceza Mahkemesi tutuklama istedi Diyarbakır'da 1994 yılında işyerinden alınarak İl Jandarma Komutanlığı'na götürülen ve daha sonra cesedi bulunan Mehmet Şerif Avşar cinayetinde azmettirici olarak suçlanan ve JİTEM elemanı olduğu iddia edilen eski Uzman Çavuş Gültekin Sütçü hakkında tutuklama kararı verildi. Diyarbakır'ın Lice ilçesi yolu üzerinde ölü bulunan Şerif Avşar'ın failli olduğu gerekçesiyle tutuklanan Sütçü, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 9 Ağustos 2007 tarihinde görülen ilk duruşmada tahliye edilmişti. Askeri hâkim Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararı ile de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının kararının kesinleşmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne göndermişti. Uyuşmazlık Mahkemesi, 6 Kasım 2007 tarihindeki kararıyla dosya için yeniden Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ni görevlendirmişti. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmada, daha önce tahliye edilen Sütçü katılmazken, Mehmet Şerif Avşar'ın ailesi ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada söz alan Abdullah Avşar, Sütçü'nün koruculara emir vererek, ağabeyini İl Jandarma Alay Komutanlığı'na götürülmesini söyleyen kişi olduğunu belirtti. Müdahil avukatlardan Tahir Elçi, sanık Uzman Çavuş Sütçü'nün hukuksuz bir şekilde tahliye edildiğini belirterek, "Sütçü burada olsaydı, ona soru sorma imkanımız ortaya çıkacaktı. Yargılamanın selamette yürütülebilmesi için salıverilen sanık hakkında yakalama müzakeresi çıkarılmasını talep ediyoruz." dedi. Yapılan yargılamanın ardından mahkeme heyeti, Sütçü hakkında ifade vermesi ve teşhis edilmesi için tutuklama kararı verdi. Mahkeme ayrıca, sanık Sütçü'ye telefonla ulaşılarak mahkemeye davet edilmesi, aksi takdirde yakalandığı gün doğrudan mahkeme huzuruna çıkarılması kararını aldı. Avşar ailesi, kardeşlerinin öldürülmesi olayı için Avrupa İnsan Haklara Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmuş, mahkeme 10 Haziran 2001 tarihinde "Etkili soruşturma yürütmemek" ve "Can ve mal güvenliğini sağlayamamaktan" Türkiye'yi mahkum etmişti. "