adba tarafından postalanan herşey
-
Allah varsa nerdedir?
şu başlığı oku cebanı bulacaksı'ilim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır' bunun yanında ne neye delalet eder bu başlığıda oku ondan sonra böyle bir sorunun anlamsız olacağını kavrarsın
-
ne neye dalalet eder
insanın yaptığı fiillere bir göz atalım iğneden ipliğe her yapyığı şey irade taşır iradesiz hiç bir işi yoktur bir örnek bir kılıç ve bu kılıca ait kını olsun biz bunları gördüğümüzde bi defa kesinlikle kendiliğinden olmadığını biliriz çünkü kılıç ve kın bir gaye için yapılmış ayrı ayrı birer alettir burda gaye açıktır yani yapanın gayesi açıktır kını kılıca kılıcıda savaşta kullanılmak üzere yapmıştır kılıç kın için asla yapılmaz kılıca şeklini veren ona o kesme işlemini yapması için ağzını keskinleştiren ve o kılıca keskin tarafını muhafaza etmesi için kının yapılması her yönden kılıç ustasının 1 kılıç ustasının muradı açıktır.irade sahibi olması 2 kılıç ustasının gördüğü açıktır birinin diğerine göre şekil vermesi 3 kılıç ustasının kudret sahibi ortada iki alet var ve ikiside iki aletin dışında başka bir varlık tarafından meydana getirilmiştir 4 ilim sahibi olduğu bunu yapmak bir ilimdir bakın gördüğümüz iki aletin ne ağzı vardı nede dili vardır ama yapan hakkında ne kadar bilgi sahibi olduk bunun gibi nazarımızı kendi vücudumuzu çevirisek kıyaslama yapacak olursak vücudu kılıcın yerine koyalım ağacı ve o ağaçtaki meyvayıda kın yerine koyarsak kın kılıca yapılmış elmada vücuda yapılmış elmanın vücuda yapıldığı zahirde açıktır vücutta ağzın içindeki dişler o elmanın dişler tarafından ezilip ezildikten sonra yutma işlemi olacaktır diş bunun için yapılmış işte kılıç ve kının sahibi olduğu gibi yani kın kime aitse kılıçta ona aittir o ağaçta ki elma kiminse şu vücutta onundur güneş göz için yapılmıştır o güneşi kim koymuşsa vücuttaki gözler onundur o yapmıştır kadın ve erkek vücut biçimleri birbirine göre yapılmış kılıç ve kında olduğu gibi ön bilgi olarak burdan başlayalım isterseniz
-
kursatotçuyu kendi söylemiş olduğu delille çürüteceğim
kursatotçu' önce oku' adlı başlığı altındaki yazıyı okudunsa sorularına cevab bulabilirsin geçmiş zamanın başı=şimdiki zamanın başıdır buna cevabın nedir
-
ateistlerekarşı dev delil
nasıl yani izah edermisin vardır derken fiil olarakmı yada irade olarakmı
-
akılcılar devletin ne yapmasını isterdiniz
yam yam dediğim gibi çok zeki bir insan bir yazıdan o yazıyı yazanın niyeti ne fikirde olduğunu hemen kavrayabiliyorsun belkide bu yüzden sana şaşıyom gerçekten samimice söylüyorum akılcılar yada ateistler derken aklımdan sen geçmiyon fakat karşımada hep sen çıkıyon vardır belki bundada bir hayır neyse konuya dönelim sonuçta bana yönelttiğin sorunun her iki şıkkında da suçu işleyenin hürriyet yada fiziksel olarak bir ceza alması vicdani olarak biliyoruz buraya kadar tamam peki bu cani bu suçu işledi fakat yakalanmadı dolayısıyla hiç bir ceza almadı ve gün geldi öldü şimdi bu caninin hayatta iken yaptığı bu vahşet yanını karmı kaldı bunun bir hesabı olmayacakmı ? bana söylermisin ön yargızız olarak vicdan bunu kabul ediyormu?
-
akılcılar devletin ne yapmasını isterdiniz
sen anlamadın galiba bir tarafta masum bir aile var diğer tarafta ise bir cani bir katil var ve bu durum başkasına değilde kendi başınıza geldi ne yaparsınız bana onu söyleyin ne yapacan sen hamburabi kanunlarını sen ne olmasını istersin kişisel görüşünü söyle
-
akılcılar devletin ne yapmasını isterdiniz
işten yorgun bir vaziyette geldiniz yemeğinizi yediniz annenizle babanızla yada eşinizle hoşça vakit geçirdikten sonra uyudunuz gece yarısı bir hırsız evinize girdi tam o sırada anneniz babanız yada çocuğunuz uyandı hırsız hazırlıklıtır her zaman çocuğunuzu öldürdü sen müdahale edemedin devlet bunu yakaladı buna devletin ne ceza vermesini istersiniz samimice söyleyin.yada çocuğunuza annenize kız kardeşinize zorla tecavüz etseler?
-
BÜYÜKLERE MASALLAR... PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ... (YORUMSUZ)
yam yam sana bakış açım farklı hatta bunu din felsefesi bölümündede yazdım fakat bir şeyi bazen doğrudan aldığın için yanlış değerlendiriyorsun mesala dünya öküz ve balığın üstündedir bu sözde olduğu gibi bununla kasdedilen şey gerçekte büyük bir öküz bir büyük balık değil aksine bunlar birer simgedir mesalaöküzün boynuzunun üstünde derken ziraata yani çiftçiliğe balık derkende denize yani balıkçılığa işaret edilmekte rızık bu iki şey üzerinde devam ediyor
-
İSLAMCI KESİM BÖLÜNDÜ... (Prof. Suat Yıldırım'ın, yazdığı Kuran mealinde İncil ve Tevrat'tan ayetlere yer vermesi farklı yorumlara neden oldu...)
kuranı biz indirdik biz koruyacağız bu ayeti kerime çok açık hiç kimse kuranı değiştiremez allahın koruduğu bir şeye asla zarar dokunamaz bak kuran da fil suresi vardır allah kabeyi yıkmaya gelen ebrehe yi ne hale sokmuştur hatta birde misal vermiştir yenmiş yapraklar olur delik delik yıkmaya gelenler işte öyle başlarından giripte ayaklarından çıkan taşlarla o yapraklar gibi delik deşik perişan bir şekilde can vermiştir.orda sadece ebreheyi yaralı bir vaziyete yaptığı hareketin ne sonuç verdiğini görmesi açısından bak kurana yenilikler katmaya çalışan zekeriya beyaz yaşar nuri gibiler toplumda ne derece saygınlıkları kaldı inandırıcılıkları bırak senden beter oldular sen bi nebzede olsa onlardan iyisin, tamamen karşısın, ama münafığın durumu kafirdende kötütür bekle gör bunun gibilerin akibeti hem dünyada perişanlıktır hemde ahirette
-
ilim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır
sevgi keder öfke acıma lezzet kin çekememezlik kendini beğenme kibir gurur bunlar hangi bilim dalına giriyor yoksa bilim bu tür konularda acizmi? ha bir soru daha geometri ilmi tıp ilminden anlarmı? sevgi keder öfke acıma lezzet kin çekememezlik kendini beğenme kibir gurur bunlar hangi bilim dalına giriyor yoksa bilim bu tür konularda acizmi? ha bir soru daha geometri ilmi tıp ilminden anlarmı?
-
ilim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır
Çaylak akıl ve fikir sadece filozoflara yada felsefecilere verilmiş değildir.herkezin kendine göre felsefesi vardır nedense hep hazırcılığa alışmışız.belkide bu alışkanlığımız okulda başladı tek taraflı araştırılmaksızın verilen eğitimle bize baş diye ayağı gösterdiler ısrarla da devam etmekteler. ne zamanki insan kabına sığmaz oldu fıtratı gereği alışkanlıklarının dışında bilinmeyeni araştırmaya koyulur.çünkü eksik olan bir şey var onu arıyor göz güzeli görmeyi ister kulak ses ister dil tat ister bütün bu beş duyun isteleri mevcutken insan genede huzursuzdur çünkü dediğimiz gibi kalbin isteği bu beş şeyin dışındadır.bilinmeyeni bulmak ona kavuşmak.işte bize okulda bu konu hakkında bilgi verecek hoca gerçek anlamda yok bütün filozoflar felsefeciler maddeciler zahiren görünen şeylere aldandılar kendi hakikatlarını unuttularda madde ile manayı hak ile batılı bir birine karıştırdılar. bilmeliyizki geçmiş peygamberlerin kitablarında insana hitabeten şu söz meşhurdur ( ey insan rabbini tanımak içinkendini tanı ) bu söz şuna işarettirki insanın kendisi bir aynadır ona bakan hakkı görür.bir çok insanlar kendilerine bakar ve fakat hakkı görmezler.o halde kendini bilmek,allahü tealayı bilmeyehangi yolla vesile olduğunu bilmek lazımdır. herkezin anlayabidiği şekil ise su götürmez şekilde açıktır.Avam insan kendi zatından allahü tealanın varlığını, kendi sıfatlarından allü tealanın sıfatlarını kendi bedeni ve organları olan şahsi memleketindeki tasarrufundan allahü tealanın bütün alemlerdeki tasarrufunu bilendir. bu şöyle izah edilir herşeyden önce kendi varlığını bilince anlar ki bundan öncenice yıllar geçmiştir.kendinin namı nişanı yok idi nitekim allahü teala buyurur (elbette insana zamandan bir an gelir ki hatırlatacak bir şey kalmaz şüphesiz biz insanı birbirine karışmış nütfeden yarattık ki onu imtihan ederiz böylece ona kulak ve göz verdik insanın kendi aslından anlayabildiği varlığından önce nutfe olmasıdır fena kokulu bir damla su onda akıl kulak göz baş el ayak dil damar sinir kemik deri ve et gibi şeyler yoktur.belki bir şekil de beyaz bir sudur o halde bütün bu akıllara durgunlluk veren haller onda meydana gelmiştir ama bunları o mu yoksa bir başkasımı meydana getirdi? ve yinezaruri olarak bilirki kemal mertebesinde,her azası yerinde olduğu halde bir kıl ucu yaratmaktan acizdir.demek ki bir su damlası iken daha aciz ve noksan idi netice olarak anlaşıldı ki kendi zatının varlığından allahü telanın zatının varlığı belli olur allahü tealanın sıfatlarını kendi sıfatlarından ve zatını kendi zatından bildiği gibi allahü tealanın tenzih ve takdisini de kendi tenzih ve takdisinden bilir.allhü teala hakkında tenzih ve takdisin manası vehme ve hayale gelen herşeyden beri mukaddes ve yüksek olmasıdır.onun tasarrufunun haricinde olan hiç bir yer olmadığı halde kendisine bir yer izafe etmekten münezehtir uzaktır insan bunun nümunesidir kendinde görebilir kalb dediğimiz ruhunun hakikati vehim ve hayale gelen her şeyden münezehtir onun için ölçü ve sayı olmayacağını bölünemeyeceğini herkez bilir böyle olunca rengi şeklide olmaz şekli ve ölçüsü olmıyan bir şeyin hayale gelmesi imkansızdır gözün gördüğü veya benzerini gördüğü şey hayale gelir göz ve hayale verilenler ise şekil ve renklerden başka değildir yaratılış icabı sorulacak olan (nasıl bir şeydir)in manası şekli nasıldır,küçük müdür büyük müdür demektir.bu sıfatların kendisine yanaşamadığı bir şey için nasıl sorusu lüzumsuz ve boş olur nasıldır sorusunun kendine sorulamayacağı bir şeyi bilmek istersen hakikatına bak hakkı tanımak yeri olan senin hakikatin bölünmez ölçülmez kemiyet ve keyfiyyet ona yanaşamaz bir kimse( ruh nasıl şeydir ) diye sorsa cevabı nasıl demenin yolu ona yoktur olur. insanlar nasıl olduğu bilinmeyen bir varlığa şaşarlar .işte kendileride öyledir ve kendilerini bilmezler hatta insan kendi bedenine dikkat ederse nasıl olduğu bilinmeyen binlerce şey bulur .bunların hiç birini göz görmez . mesala aşk ve derdi göz görmez nasıl olduğu bilmek istese yine bilemez.çünkü böyle şeylerin şekli ve rengi yoktur.bu süale sebeb bile yoktur hatta bir kimse sesin hakikatini öğrenmek istese yahut kokunun ve tatmanın hakikatıni nasıl olduğunu bilmek istese bilemez bunun sebebi nasıl ve ne gibi sorular görme duygusundan meydana gelen hayal icabı şeyler olduğu için herşeyden gözün nasibini payını aramak istemesidir.ses gibi kulakla ilgili olan şeyden gözün hiç nasibi yoktur onun sesin nasıl ve ne gibi olduğunu öğrenmek istemesi ise muhaldir çünkü ses gözün nasibi olmaktan münezzehtir renk ve şekil de kulağın nasibi olmaktan münezehtir bunun gibi lazım olan şeyi kalbin anlaması ve aklın bilmesi bütün his organlarının nasibi olmaktan münezehtir nasıl ve ne gibi sorular his olunanlar içindir allahü tealanın tenzihini bildiren diğer bir husus da ona hiç bir yer izafe edilmemesidir ruh da hiç bir şeye izafe olunamaz ruh eldedir ayaktadır baştadır veya başka bir yerdedir denemez belki bedenin bütün kısımları ayrılır bölünür o ise bölünmez .bölünemeyenin bölünene girmesi muhaldir çünkü o zaman o da bölünebilir bir hal alır hiç bir uzuvda olduğu söylenemediği halde hiç bir uzuv onun tasarrufunun dışında kalmaz bilakis hepsi onun emrinde ve tasarrufundadırlar o hepsinin hakimidir nitekim bütün kainat kainatın hakimi olan allah tealanın tasarrufundadır o ise kendisine bir yer izafe edilmekten filan yerdedir denmekten münezzehtir,beridir.
-
BÜYÜKLERE MASALLAR... PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ... (YORUMSUZ)
ya ben anlayamadım bu ateistler neye inanıyorlar mertçe biri bunu anlatsın yoksa anlatmaya çekiniyorlarmı hadi islamı kabul etmiyorsunuz bunun karşılığında neye inanıyorsunuz kusura bakmayın ama neye inandığını bilmeyen ne olduğunu bilmediği bir şeyi eleştirmeye hakkı yoktur ancak sorar
-
BÜYÜKLERE MASALLAR... PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ... (YORUMSUZ)
sayın bilimselci ve admin bu söylediklerinize imzamı atarım hatta bu konuda birçok iletimde görebilirsiniz fakat dikkat ederseniz ben yukarda bu yazıyı yazan objektive zatına söylemiş değilim kaldıki herkezin bildiği bir gerçek var varoluş konusunda ortada bizim inancımız ve yunan felsefesinin iddiaları vardır bunun dışında ortaya çıkmış bişey yok buradaki konu ise varoluşla alakadardır mesele yorumsuz gibi bir başlık atılıp sonunda inancımızla alay edilmekte mış mış mışıl mışıl uykular sizce bu ne anlama gelir bu inancımızda olanları saf bilgisiz körü körüne giden çocuk yerine koymasıdır bizim inancımızı masal görebilir bu kendisi için geçerlidir böyle diyeceğine sonuna o cümleyi ekleyeceğine arkadaşlar benim aklım almıyor bu nasıl olur dese buna kimsenin itirazı olamazdı hatta birileri izah edebilirdi oda kabul eder yada etmezdi bu forumda bu yapılmıyomu bize bu şekilde konuşan elbette yunan felsefesini benimseyendir yunan felsefesinin dediğini söyledim ben ona kendine söylemedimki
-
BÜYÜKLERE MASALLAR... PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ... (YORUMSUZ)
bunlar bizim büyüklerimizin masalları senin büyüklerinin masallarını dinleyelim senin inandığın felsefeci olan büyüklerinde sana ***** ananla ***** teyzen birde ****** deden vardı ******* olan amcaoğulların vardı
-
İNANÇLILARA SORULAR
bu soruların cevabının içinde sorduğun soruların cevabını bulabilirsin 1.bir çocuğun kaç annesi vardır 2.o çocuğu doğuran ananın kaç annesi vardır 3.her doğan ve doğuranın bir yaşı vardır peki bu yaşlarının yokluğunda bu doğan ve doğuran neredeydi 4.doğan ve doğuranın yaşı her gelen yeni bir günle yaşlanmakta geriye yani geçmişe dönüldügünde bir doğan doğduğu güne doğuranda doğurduğu güne varacaktır devam ediyorum doğan kayboldu,yani yeryüzünden çekilmiş oldu biraz daha geriye gidiyoruz doğuranın yaşı küçüldümü bir güne bir günün bir anında oda yeryüzünden çekilir bu şekilde geriye dönüşle ilk doğurana ilk anaya vardın ilk ananın yaşıda küçüldükçe oda bir güne bir ana varınca oda yeryüzünden çekilecek peki sence nereye çekilecek bu insanın başka bir alemden geldiğinin delilidir.başka şıkkı yoktur istersen islam felsefesi bölümünde önce oku başlığında yazmış olduğum yazıyı tamamen oku ondan sonra gerçekten ön yargısız olarak düşün
-
ateistlerekarşı dev delil
soruma cevab alamadım bugün doğan çocuğun dünü varmıdır
-
KADER KONUSUNDA İLGİNÇ BİR HADİSE
hz Ömer (r.a)hicretin 18.yılında bir gurup sahaba ile birlikte Sam'a teftişe gitti.yolda Sam yakınlarında SERAG denilen köye vardılar.Burada Sam valisive Suriye ordusu komutanı Ebu Ubeyde b.cerrah (r.a) bazı askeri erkan ile Hz Ömer'i karşıladı ve Sam'da ciddi bir veba hastalığının yaygın olduğunu haber verdi. bunun üzerine Hz Ömer (r.a) 'müfessirlerin imamı'diye bilinen Abdullah b Abbas (r.a)vasıtasıyla beraberinde bulunan ashab-i Kiram'i kıdem sırasına göre istişare için huzura çağırdı. Onlara,Sam'da yaygın bir veba hastalığının bulunduğunu haber verip,oraya gidip gitmeme konusunda fikirlerini sordu Bazıları,Allah'a tevekkül edip Sam'a gidilmesini söylediler.Bazıları da bu tehlike ile yüz yüze gelmemek için Medine'ye geri dönülmesi görüşünü savundular.Hz Ömer (r.a) onları huzurundan çıkardı,biraz düşündü ve Medineye geri dönme kararını verdi.Bunu onlara bildirdi.Halifenin Sam'a gelişini hararetle bekleyen Sam valisi Ebu Ubeyde b.Cerrah (r.a) bu karara üzüldü ve Hz Ömer 'e 'Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun ?' diye sordu.Hz Ömer(r.a) cevaben 'ey Ubeyde keşke bu sözü senden başkası söyleseydi. 'Evet ,biz Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz' dedi ve yaptığı işin doğruluğunu anlatmak üzere Ebu Ubeyde'ye şunu sordu 'Bana söyle bakayım,senin bir gurup deven olsaydı,sen onları bir tarafı otlu,diğer tarafı çorak olan bir derenin hangi tarafını otlatırdın?'Eğer sen develerini otlu tarafta güder ve karınlarını doyurursan Allah2ın kaderiyle gütmüş olursun.Aynı şekilde onları derenin çorak tarafında güder ve aç bırakırsan,yine Allah'ın takdiriyle gütmüş olursun.İkisi de kaderdir.Fakat sonuçları bir değildir. Hz Ubeyde (R.A) bu hikmetli söz karşısında sustu. Hz Ömer sözünü bitirmek üzere iken Abdurrahman bin Avf(r.a)yanlarına geldi.Meseleyi öğrenince dedi ki Benim bu konuda bildiğim bir Hadisi şerif mevcut Ben Allah rasulü'ün (s.a.v) şöyle buyurduğunu işittim 'Bir yerde veba hastalığının bulunduğunu işittiğinizde oraya gitmeyin.Bulunduğunuz yerde veba görülünce de orradan kaçarak başka yere çıkmayın'bu hadisi işiten Hz Ömer (r.a) kendisinin istişare sonucunda aldığı kararın Rasülüllah (s.a.v) Efendimizin hükmüne aynen uymasından dolayı Allahu teala'ya hamd ve sena etti
-
Iste Müslümanlik Budur
sence bir müslüman nasıl olmalı yada senin hayat görüşün nedir
-
ateistlerekarşı dev delil
bugün doğan bir çocuğun dünü varmıdır
-
önce oku
akıl ve fikir sadece filozoflara yada felsefecilere verilmiş değildir.herkezin kendine göre felsefesi vardır nedense hep hazırcılığa alışmışız.belkide bu alışkanlığımız okulda başladı tek taraflı araştırılmaksızın verilen eğitimle bize baş diye ayağı gösterdiler ısrarla da devam etmekteler. ne zamanki insan kabına sığmaz oldu fıtratı gereği alışkanlıklarının dışında bilinmeyeni araştırmaya koyulur.çünkü eksik olan bir şey var onu arıyor göz güzeli görmeyi ister kulak ses ister dil tat ister bütün bu beş duyun isteleri mevcutken insan genede huzursuzdur çünkü dediğimiz gibi kalbin isteği bu beş şeyin dışındadır.bilinmeyeni bulmak ona kavuşmak.işte bize okulda bu konu hakkında bilgi verecek hoca gerçek anlamda yok bütün filozoflar felsefeciler maddeciler zahiren görünen şeylere aldandılar kendi hakikatlarını unuttularda madde ile manayı hak ile batılı bir birine karıştırdılar. bilmeliyizki geçmiş peygamberlerin kitablarında insana hitabeten şu söz meşhurdur ( ey insan rabbini tanımak içinkendini tanı ) bu söz şuna işarettirki insanın kendisi bir aynadır ona bakan hakkı görür.bir çok insanlar kendilerine bakar ve fakat hakkı görmezler.o halde kendini bilmek,allahü tealayı bilmeyehangi yolla vesile olduğunu bilmek lazımdır. herkezin anlayabidiği şekil ise su götürmez şekilde açıktır.Avam insan kendi zatından allahü tealanın varlığını, kendi sıfatlarından allü tealanın sıfatlarını kendi bedeni ve organları olan şahsi memleketindeki tasarrufundan allahü tealanın bütün alemlerdeki tasarrufunu bilendir. bu şöyle izah edilir herşeyden önce kendi varlığını bilince anlar ki bundan öncenice yıllar geçmiştir.kendinin namı nişanı yok idi nitekim allahü teala buyurur (elbette insana zamandan bir an gelir ki hatırlatacak bir şey kalmaz şüphesiz biz insanı birbirine karışmış nütfeden yarattık ki onu imtihan ederiz böylece ona kulak ve göz verdik insanın kendi aslından anlayabildiği varlığından önce nutfe olmasıdır fena kokulu bir damla su onda akıl kulak göz baş el ayak dil damar sinir kemik deri ve et gibi şeyler yoktur.belki bir şekil de beyaz bir sudur o halde bütün bu akıllara durgunlluk veren haller onda meydana gelmiştir ama bunları o mu yoksa bir başkasımı meydana getirdi? ve yinezaruri olarak bilirki kemal mertebesinde,her azası yerinde olduğu halde bir kıl ucu yaratmaktan acizdir.demek ki bir su damlası iken daha aciz ve noksan idi netice olarak anlaşıldı ki kendi zatının varlığından allahü telanın zatının varlığı belli olur allahü tealanın sıfatlarını kendi sıfatlarından ve zatını kendi zatından bildiği gibi allahü tealanın tenzih ve takdisini de kendi tenzih ve takdisinden bilir.allhü teala hakkında tenzih ve takdisin manası vehme ve hayale gelen herşeyden beri mukaddes ve yüksek olmasıdır.onun tasarrufunun haricinde olan hiç bir yer olmadığı halde kendisine bir yer izafe etmekten münezehtir uzaktır insan bunun nümunesidir kendinde görebilir kalb dediğimiz ruhunun hakikati vehim ve hayale gelen her şeyden münezehtir onun için ölçü ve sayı olmayacağını bölünemeyeceğini herkez bilir böyle olunca rengi şeklide olmaz şekli ve ölçüsü olmıyan bir şeyin hayale gelmesi imkansızdır gözün gördüğü veya benzerini gördüğü şey hayale gelir göz ve hayale verilenler ise şekil ve renklerden başka değildir yaratılış icabı sorulacak olan (nasıl bir şeydir)in manası şekli nasıldır,küçük müdür büyük müdür demektir.bu sıfatların kendisine yanaşamadığı bir şey için nasıl sorusu lüzumsuz ve boş olur nasıldır sorusunun kendine sorulamayacağı bir şeyi bilmek istersen hakikatına bak hakkı tanımak yeri olan senin hakikatin bölünmez ölçülmez kemiyet ve keyfiyyet ona yanaşamaz bir kimse( ruh nasıl şeydir ) diye sorsa cevabı nasıl demenin yolu ona yoktur olur. insanlar nasıl olduğu bilinmeyen bir varlığa şaşarlar .işte kendileride öyledir ve kendilerini bilmezler hatta insan kendi bedenine dikkat ederse nasıl olduğu bilinmeyen binlerce şey bulur .bunların hiç birini göz görmez . mesala aşk ve derdi göz görmez nasıl olduğu bilmek istese yine bilemez.çünkü böyle şeylerin şekli ve rengi yoktur.bu süale sebeb bile yoktur hatta bir kimse sesin hakikatini öğrenmek istese yahut kokunun ve tatmanın hakikatıni nasıl olduğunu bilmek istese bilemez bunun sebebi nasıl ve ne gibi sorular görme duygusundan meydana gelen hayal icabı şeyler olduğu için herşeyden gözün nasibini payını aramak istemesidir.ses gibi kulakla ilgili olan şeyden gözün hiç nasibi yoktur onun sesin nasıl ve ne gibi olduğunu öğrenmek istemesi ise muhaldir çünkü ses gözün nasibi olmaktan münezzehtir renk ve şekil de kulağın nasibi olmaktan münezehtir bunun gibi lazım olan şeyi kalbin anlaması ve aklın bilmesi bütün his organlarının nasibi olmaktan münezehtir nasıl ve ne gibi sorular his olunanlar içindir allahü tealanın tenzihini bildiren diğer bir husus da ona hiç bir yer izafe edilmemesidir ruh da hiç bir şeye izafe olunamaz ruh eldedir ayaktadır baştadır veya başka bir yerdedir denemez belki bedenin bütün kısımları ayrılır bölünür o ise bölünmez .bölünemeyenin bölünene girmesi muhaldir çünkü o zaman o da bölünebilir bir hal alır hiç bir uzuvda olduğu söylenemediği halde hiç bir uzuv onun tasarrufunun dışında kalmaz bilakis hepsi onun emrinde ve tasarrufundadırlar o hepsinin hakimidir nitekim bütün kainat kainatın hakimi olan allah tealanın tasarrufundadır o ise kendisine bir yer izafe edilmekten filan yerdedir denmekten münezzehtir,beridir.
-
bu hep böyle olmuştur meyve veren ağaç taşlanır
tarlabaşı ben öncelikle şunu ifade edeyim yukarda okumuş olduğun yazıyı ateist düşüncede olan insanları kasdederek yazmış değilim bilakis din adına birşeyler biliyorum deyipte saygı duyduğumuz sevdiğimiz hatta izinden gittiğimiz nasihatlarını aldığımız büyüklerimizi eleştiren bir kaç kişi ye karşı yazmış olduğum yazıdır yoksa sen ateist olabilirsin yada olmayabilirsin sonuçta bu karşılıklı münazaradır herkez görüşünü söyler kabul görür yada görmez o başka ama iş herkezin saygı duyduğu insanlara hakaret düzeyine gelince ne münazara olur nede ortada bu şekilde seviyeli bir tartışma olur birde şunu belitmek isterim bende senin gibi her şeyi bilirim havası değil bilmeye çalışan birisiyim uzun zamandır duyduğum bir söz vardır yarım doktar candan eder yarım hoca dinden eder diye işte ben böylesi insanlara karşıyım
-
ateistlik seçilirmi?
alio dediklerine tamamen katılıyorum seviyorum demek kolaydır fakat her şeyin bir bedeli var derler ya dost kötü günde belli olur gerçek olan dostluklar böyledir sevdiğinin hatırına onun yolunda kendinden birşey feda edebiliyorsan işte o zaman dostsun yok eğer kuru kuruya kılını bile kıpırdatmıyorsan bu kabir kapısına hatta oraya bile varmadan biten sevgidir ferhata bak sevdiğinin hatırına şirin için dağı deler züleyha ya bak yusuf as kavuşmak için tüm servetini harcar leyla ile mecnuna bak akıl ve mantığı burdayürütülmez yürüyemezde sevgi rakamla ifade edilemez bir cisim değildirki görülsün o bir duygudur onun yeri ise gönüldür allah buyurur ben alemlere sığmam fakat bir mümin kulumun kalbine sığarım akılcılar bundan hemen kalb deyince hemen et parçası sanarlar öyle yorum yaparlar fakat kalb deyince demin bahsettiğimiz gönüldür batındaki kalptir işte kimi insanlar her şeyi akıl ve mantıkla çözeceğini sanıyor fakat görüldüğü gibi nerelere sapıyorlar oysa akıl ve mantık sadece bize allahı bilmemize onu kudretini kavramamıza yarayan bir alettir allahın varlığını onunla biliriz bunu akılcılara sorduğun zaman cevab veremezler yaşamayan bilmez bilmesi için yaşaması lazım birisi elmanın tadı nasıldır diye sorsa soruyu soran hiç elma yememişse onu tadını nasıl tarif edilir işte bunu akılcılara aklına güvenenlere sorulsa verecek cevabları yoktur neyse kardeş tanıştığımıza sevindim allaha emanet ol
-
ateistlik seçilirmi?
akıl ve mantık islamda neyi kabul etmiyo bana bir örnek ver
-
ateistlik seçilirmi?
SELAM BEN ADBA BİR NOT BIRAKMIŞSIN ATEİZM MANTIKDIR DİYE BİZ TOPLUMDA ATEİST DENİLDİĞİ ZAMAN BİR YARATICIYI KABUL ETMEYEN HER ŞEYİ TESADÜFLERE DAYANDIRAN DİYE BİLDİĞİMİZ İÇİN BU ŞEKİLDE YAZDIM YOKSA İSLAM ZATEN AKIL VE MANTIK DİNİDİR AKLIN VE MANTIĞIN KABUL ETMEDİĞİNİ İSLAMDA KABUL ETMEZ ÇÜNKÜ AKLI YARATAN ALLAH BİZİ ONUNLA YARGILAYACAK
-
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
şu hayatta tüm sevdiklerimizin sahibi allah değilmi sevilen şeylerin asıl sahibi o değilmi sevdiğin bir arkadaşın var sevdiğin bir eşin var sevdiğin çocuğun var onların hepsini allah yarattı sevdiklerini seviyorsan allah nasıl zalim olur annene bir şahıs gelse zorla zina teklif etse o şahsa mı kızarsın yoksa o şahsa çirkin davranışından dolayı allah o şahsı cezalandırsa allahı severmisin yoksa o şahsa hiç bir şey söylemez kızmaz öfkelenmez bunu sana allah yaptırdı bu senin elinde olmayan birşey ben sana kızmıyon yaptırana kızıyommu dersin