crazy mom

Ciddiyim tabi Ogretmenlik moduna girdim hemen

Daha kolay anlatma yolunun oldugunu sanmiyorum anlatma seklim aslinda en sadelestirilmis sekildi ama bastan almam gerekirse, articler oncelikle disil ve eril diye ayrilir... le,un la,une le,la belirtili olanlarda,yani tam olarak neden bahsettigimizi bildigimiz anlarda un,une ise yukardaki aciklamanin tam tersi bunun yaninda du ve de la ise du yine erillerde,dela ise disillerde,ama bunlari gelecek zamanda anlatacagim... le la un une isimlerin onunde kullanilir,ve maddeler halinde diger iletimde acmistim.... Mesela; bir kitap- le livre BIlgisayar- un ordinateur yada;ayse bilgisayar aldi Ayse a acheté un ordinateur. ay-la lune gunes-le soleil anlamadiginiz nokta tam olarak nerede?

Uzun zamandan beri Avrupada sunu farkettim; Herkez dinini inancini ozgurce yasiyor..Ne inanmiyorum demekten korkuyor nede inaniyorum demekten... Hindusu,budisti,muslumani,hristiyani,yahudisi hepsi birlikteyiz ama laik denen sisteme asla dokunmadi dini ogeler...Disarda herkez ozgurce yasarken kimse turbani yada dini simgeyle okula girmedi...Dogrusuda bu olmali... Simdi Turkiye eger laik sistemi bozup seriatci sisteme girmek isterse,avrupa birligine degilde Afrika Kitasindaki ulkelere girmesi daha rahat olur... Herkezin okumaya hakki oldugunu savunuyorum...Kimse okuldan dislanmmamali ama dinide egitim ve ogretim sisteminin icine getiremezler...

Ben bunalarin hepsini denedim ama istahimi hic kesmedi hatta McDonal's in onunden gecerken sanki Big Mag bana bakip gel beni ye diye yalvarirken halisulasyonlar gormeye baslayinca bende ya aklim ya migdem deyip aklimi sectim

ARTICLE DEFINI le ,la ARTICLE INDEFINI un,une ARTICLE PARTITIF du,de la Pluriel des,les articler fransizcanin olmassa olmazlaridir...Fransizcada onlarsiz cumle yaparsaniz eger hemen yabanci oldugunuz anlasilir:) Ancak articler kendi aralarinda feminin ve masculin olarak iki gruba ayrilir yani eril ve disil... Le,un masculin dir(eril) la,une feminindir(disil) Article defini kullanildigi yerler; (alintidir) 1. - ART. DEF. + NOM + DE + NOM (possession) le livre de Nicolas (nicolas'in kitabi) 2. les notions UNIQUES(tek olan seyler icin) La Lune(ay). Le soleil brille.(parlayan gunes) 3. les noms pris au sens GENERAL (=tout)(isimlerde) Le chien est l'ami de l'homme. (arkadasin kopegi) Le beurre doit être conservé au froid. (tereyagi soguk yerde sakllanmali) 4. devant un nom géographique (continents, régions, pays, fleuves, montagnes, îles) (cografik degerlerde isimin onune gelir) La France, La Seine, Le Cuba, Les Alpes MAIS ! Israël, Tahiti, Haïti, Hawaii (sans article) 5. après les verbes AIMER, ADORER, DETESTER, PREFERER (fiilerden sonnra) II adore le chocolat.(o cikolataya bayiliyor) Elle déteste les chats.(o kedilerden nefret ediyor) 6. le SUPERLATIF le plus grand amour, la plus belle fille du monde 7. la date ; un jour habituel (tarihlerde) Le 20 décembre. Le dimanche, je vais au stade (= tous les dimanches). 8. dans les expressions de mesure(olculerde) Le vin coûte 30 dollars, la bouteille. Le sucre coûte 10 dollars, le kilo. 9. avec les parties du corps(vucut icin) Elle a les yeux verts et les cheveux bruns.(onun mavi gozleri ve sari saclari var)

Oncelikle ulkenin istenilen duzeye gelmesinin turbanla olmayacagi acik,bu sadece dini bir gosterge ve bizide ondan rahatsiz ediyor...Tabiyki laik bir sistemde turbanin serbestirilmesi kabul edilemez ama bu size onlar okumasin deme hakkida vermez. Egitim ve ogretim herkezin temel haklaridir ve insanlari katagorize etmekte humanist bir bakis acisidir...

Sicko(Belgesel) Micheal Moore Baslamadan once size biraz Michael Moore'dan bahsedecegim.... Hani bazen icinizdekileri anlatmak istersiniz ama kendinizi ifade edemezsiniz...Ya da bagirsinizda sesiniz disari cikmaz,bogazinizda duyumlu kalir o ses,iste Michael Moore bunu asan ender insanlardan biri, belgeselleriyle yerini almis ender insanlardan...O sesini duyurmak istedigi yerlere duyuruyor gormezden gelmek isteyenler var,ama ama amaaa!!!!Buna engel olmak okadar da kolay degil... Ben onu oncelikle "Bowling for Columbine" belgeseli ile tanidim...Gercekten beni etkileyen sekanslar vardi... Amerika genclerinin daha dogrusu genclerin siddete karsi nasil egilimli olduklarini,bunun arkasindaki nedenleri, irdeleyen belgeselde,insanlara siddet diyince akliniza ne geliyor sorusuna "televizyon","oyunlar" "okul","arkadaslar" ve "marilyn manson"(en az 5 kisiden 3'u onun ismini soyledi)...Nasil butun bir siddet unsurlari bir kisinin uzerine atiliyor...Yada 6 yasindaki bir cocugun sinifa girip,sinif arkadasini oldurmesindeki olay nasil o cocugun uzerine atiliyor... Butun bir olaydan sorumlu olan annesi mi?babasi mi?kendisi mi?Kim suclu? Sonraki belgesel filmi "Fahrenheit 9/11",oda gercekten icime isleyenlerden biriydi,Izlerken kendi kendime dedim ki?Kime kizmaliyiz?Parasi olmayan insanlari para vaadleriyle kandiran Amerika hukumetine mi? Kandirildiklarini hala anlamayip ulkelerini korumaya (neden korucaklarini bilmeden)giden insanlara mi...Bu belgesel benim tarafli baktigimi bana kanitladi...Bundan once hep,Amerika diyince igrenc,kotu,egolarin deprestigi bir ulke aklima gelirdi(tamam hala oyle dusunuyorumda)ama olen insanlarinda aileleri oldugunu gordum...Oglumu geri istiyorum diyen kadinin goz yaslarini oyle icten hissetim ki... Ama,ama magdem sizlerde askersiniz,bir aileniz var,neden oradaki insanlara isgence ettiniz?Neden onlari kucuk gordunuz?Neden demeden edemiyorum.. Sonuc olarak,her Amerikan vatandasinin gorevi olan bu olay uzerine Michael Moore'un milletvekillerine neden kendi cocuklarini gondermediklerini sormasi ve sorularin cevapsiz kalmasi herseyi cok da guzel aciklamiyor muydu?Neden Bush'un kizlari kendi ulkelerini korumak icin savasa gitmedi? Neyse ben anlatmak istedigim belgesel,tabi buraya kadar geldiginiz konusunda bile supheliyim ya:) "Sicko"...Aslinda bukadar etkilenecegimi bilmiyordum.... Amerika'nin saglik sisteminin icine giren inanilmaz etkileyici bir belgesel...Amerika insanlarinin buyuk bir kisminin saglik sigortasi olmadigini ve hastanelerdeki rezaleti muthis bir sekilde ele almisti Michael Moor... Aslinda daha da komigi,traji komik derler ya ondan iste,saglik sigortasi diye gecmeyin onu yapmakta okadar kolay degil... Sigortan yapilmasi icin,sisko olmayacaksiniz,cok incede,basinizdan ciddi bir hastalik gecmis olmamali, cok yasli olmakda olmaz...Genc ama hastaliksiz olursaniz bir sans...Basina birsey mi geldi yolda,sirketi araman lazim,ne durumdasin onlara ne.. Yetmis dokuz yasindaki bir adam,hala calisiyordu,bu insan saglik sigortasindan yaralanabilmek icin calismali... Yani emekli olmayacak mi?Saglik sigortasi yaptirmak isteyen insanlarin cogu "red" almakta!Neden?Kriteterlerine uymamakta.... Parmak ne kadar? Evet komik dimi?Parmagi kesilen bir adamin onune konan fatura buyuk parmak 60 000$ kucuk 12 000$ ikisi arasinda tercih yapacak artik... Baska ulkelerde de aynimi diyen Michael Moor once Canada'ya gider...Yasli iki ciftin nekadar da "Amerika askiyla dolu" olduklarini ogreniyoruz bu arada:))Yillar once Amerika tatillerinde ufak kaza geciren kocasinin onune 25 000$ fatura cikardiklarindan sonra 1 gunluk seyahatleri icin bile kendilerini sigortaliyorlar... Michael Moor israr ediyor,ama ciftlerimiz oyle bir ciddilerki,amerika mi?Sigortasiz asla... Kime sorsa hastahaneye para odemiyoruz dedikce Michael Moor inanmiyor,belki iyi yerde degilim diyip baska yerlere gidiyor ve yine!BEDAVA BEDAVA BEDAVA!!! AMA NASIILLL Canada halkinin Amerika sistemiyle alayci konusmasi da cabasi!!! Yetmiyor Michael Moor'a hedeyi ingilterede aliyor...Ve hastahanede bebegi olan cifte, nekadara geldigini soruyor,cift soruyu anlamayinca hastahane masraflari diyor,cift guluyor saka mi ne?Biz burada hastahaneye para odemeyizki, Amerikayla mi ne karistirdin?)Hastanede para odenen yer ariyor ama yok!!!Kime para lafini etse insanlar ona guluyor... Amerikada ilaclar ates pahasiyken Ingilterede ilaclarin sabit bir fiyatta olmasi beni bile sasirtti... Michael Moor simdide Fransa'da,Amerika'dan Fransa'ya yerlesen insanlarin Fransa hakkinda dusuncelerini duyunca artik inanamiyor.. Hastane bedava,okul bedava,unuversite bedava,evini tasiyosan bir gun izinlisin ve izinli oldugun gunun parasi sana odeniyor, hamileysen devlet evine senin esyalarini temizlemesi icin kadin bile yolluyor tek bir kurus talep etmeden,hamilelik izninde de maasini almaya devam ediyorsun. Evlenince 1 hafta izin ama hala parani aliyon.... Ama dogru olamaz?Nerden aliyor bunlar bu kaynagi? Ve Amerika'ninda herseyinin bedava oldugu bir yer var,ne sevinc ama...Neresi,El kaide'nin icinde bulundugu hapishane,Iste diyor Michael Moor; "Amerika birlesik devletinin herseyinin sinirsiz oldugu tek yer..." Ve Cuba'dalar...Yaninda bu sefer bir kac amerikali var...Kadin kendi ulkesinde tanesine sanirim 120$ verdigi bir ilacin 5centim oldugunu gorunce,agliyor,onun goz yaslari beni bile aglaticakti... Ama neden? Bunlar bizimle dalga mi geciyor... Nasil 5c ya... Bavuluna doldur!!! Ve Cuba'dada hastahane bedava...Insanlarin sagligina verilen onem iste...Uzun bir kalmadan sonra Hepsi ulkesine yep yeni donuyor... Ama tuhaf degil mi?Amerika deyince Cuba'dan daha gelismis bir ulke aklima gelirken insanlarinin sagligini bu kadar degersiz gormeleri ne kadar dogru? Turkiye sevinmeli,Amarika'yla ortak yonumuz cikti...Turkiye'deki saglik rezaletinin aynisinin Amerika'da da yasandigini dusunursek, Amerika yolundan giden Turkiye'nin yolunun coookkk dogru oldugunu gosteriyor.... Kisacasi,farkli ulkelerde yasayan farkli insanlarin ayni yasama hakkina sahip olmasi gerekirken, ulkenin sorumsuzlugu yuzunden olumlerin olmasi,insanlara once parasinin sorulmasi,parasi olmayinca hastahaneye alinmamasi, 20 yy'da gercekten insan ayibi...Sen fakirsin yasamaya hakkin yok mu diyecegiz insanlara? Yada oda insan,ayni havayi soluyoruz,oda olecek bende diyip insanlari cebine,cinsine, irkina gore yargilamadan tedavi mi etsek? Tesekkur ederim Michael Moor....

Fransizca alt forumu olusturulursa, seve seve yardimci olurum....

Wild World (dinlemeden gecmeyin)

Cat Stevens yeni adiyla Yusuf Islam...Basina gelen bir olaydan sonra musluman olup butun muzik hayatini birakmisdi hatta piyasadan parcalarininda cekilmesini istemesine ragmen basarili olamadi ancak yillar sonra ''father and son'' Parcasiyla yine muzik hayatina baslayip bir album cikardi... Benim en cok sevdigim sarkisi Lady Darbanville

Dona Dona