Zıplanacak içerik

crazy mom

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

crazy mom tarafından postalanan herşey

  1. Sevgi icten olunca okadar temiz ve guzelki....Onunla gecirdiginiz her an sanki yeniden dogdugunuz bir gun oluyor,ve her yeni gunde onunda bu yeni gune gozlerini actigini bilmeniz,hayata daha da bir istekle ve inancla baglanmanizi sagliyor... Ask iste boylee birsey...Ondan hafifletici dedim ya Dunyanin,hayatin,insanlarin,zamanin ve cevrenin verdigi butun yorgunlugu, acigi, huzunu sevgilinin gozleri,sesi,bir guzel lafi alip goturuyor...
  2. Ben formumdan kurtulmak istiyorum,cok kotu yaa.... Biraz daha zayif olsam...Ne guzel olur....Sigaranin yasaklandigi gibi cikolata ve mcdonalsda yasaklansa
  3. Sen kandir bakalim kendini boyle Aysum,hislerime tercume oldun,cok sagol,gercekten...Sevgi kadar guzel bir sey olabilir mi? Sevgisiz kimse yasayamaz,yasiyorum diyenlerde kendilerini kandirir ;d Kesinlikle insan sevgilisiyle olduktan sonra hergun ozeldir...Ama sevgililer gunu iste birsey yapmak sart Var! Denedim! Basardim! Kazandim! Asigim! Seviyorum! Mutluyum! Huzurluyum! Varlik bu kadar guzel ve onunla gecen zaman ancak bu kadar hafifletici olur
  4. Keske ben konuyu baska sekilde acsaydim Amma cok yanliz girecek kisi varmis Olsun ama uzulmeyin,herkez dolu girer bir gun...
  5. ayette kadin erkek esitligi maddesini unutmuslar sanirim... neden hep orten kadinlar oluyor... Bence bu ayetlerin hepsi uydurmaca,yoksa tanri olacak ve kul ayiracak Hic mantikli degil verdiginiz ayet...
  6. cok enteresan... Dedigimde tam cikti Ayetinde kisa icerigi ne,ayip yerlerin ortulmesi...O ayeti tek bas ortusu gibi almak hata olur....O ayet erkeklerin asil yuzunu ve akillarinin sadece tek bir seye calistigini gosteriyor....Lutfen bu lafimi herkez uzerine alinmasin
  7. Erkek denilen varlik aslinda okadar *******.Beyinlerindeki ahlak ve cevreye karsi takinmak istedileri ahlak kurallarini oyle iyi biliyorlarki...Ve kendi cinslerinide oyle iyi taniyorlarki,kendisinin baska kadinlara baktigi gibi baskasida onun karisina o gozle bakmasin diye,carsafin,ortunun yaz sicaginda pardosunun altina sakliyorlar... Kadinlarimizda bu yapilan seye din diyorlar... Din kolu,bacagi,saci ortmekle olmaz... Erkek egemligininde adi din olmaz... Bu kadar dusurmeyin kendinizi... Gercekten dinim icin yapiyorum diyenlere zerre kadar lafim yok,ama kocasinin,babasinin,ailesinin baskisiyla bu duruma gelenleri ise kisiliksiz buluyorum...Cunku,kisiliklerini onlar olusturamadan baskalari onlarin yerine olusturacak...Kendi kisiliklerini tasidiklarini sanarken onlar aslinda,cevrenin omuzlarina yukledigi kisilikleri tasiyacaklar...
  8. senin fikrini beyenmemis gibi olmayim ama cok klasik ve cok basit :)Yani internette bununla ilgili yuzlerce sayfa var...Siparisi resmi veriyon geliyor...Daha olumsuz seyler daha cekicidir... Altin fikrine katilanlar cogaliyor Umarim hersey gonlunce olur...
  9. crazy mom şurada cevap verdi: crazy mom başlık Edebiyat Forumu
    Any where out of the world (N'importe où hors du monde) Cette vie est un hôpital où chaque malade est possédé du désir de changer de lit. Celui-ci voudrait souffrir en face du poële, et celui-là croit qu'il guérirait à côté de la fenêtre. Il me semble que je serais toujours bien là où je ne suis pas, et cette question de déménagement en est une que je discute sans cesse avec mon âme. «Dis-moi, mon âme, pauvre âme refroidie, que penserais-tu d'aller d'habiter Lisbonne? Il doit y faire chaud, et tu t'y ragaillardirais comme un lézard. Cette ville est au bord de l'eau; on dit qu'elle est bâtie en marbre, et que le peuple y a une telle haine du végétal, qu'il arrache tous les arbres. Voilà un paysage selon ton goût; un paysage fait avec la lumière et le minéral, et le liquide pour les réfléchir!» Mon âme ne répond pas. «Puisque tu aimes tant le repos, avec le spectacle du mouvement, veux-tu venir habiter la Hollande, cette terre béatifiante? Peut-être te divertiras-tu dans cette contrée dont tu as souvent admiré l'image dans les musées. Que penserais-tu de Rotterdam, toi qui aimes les forêts de mâts, et les navires amarrés au pied des maisons?» Mon âme reste muette. «Batavia te sourirait peut-être davantage? Nous y trouverions d'ailleurs l'esprit de l'Europe marié à la beauté tropicale.» Pas un mot. -- Mon âme serait-elle morte? En es-tu donc venue à ce point d'engourdissement que tu ne te plaises que dans ton mal? S'il en est ainsi, fuyons vers les pays qui sont les analogies de la Mort. -- Je tiens notre affaire, pauvre âme! Nous ferons nos malles pour Tornéo. Allons plus loin encore, à l'extrême bout de la Baltique; encore plus loin de la vie, si c'est possible; installons-nous au pôle. Là le soleil ne frise qu'obliquement la terre, et les lentes alternatives de la lumière et de la nuit suppriment la variété et augmentent la monotonie, cette moitié du néant. Là, nous pourrons prendre de longs bains de ténèbres, cependant que, pour nous divertir, les aurores boréales nous enverront de temps en temps leurs gerbes roses, comme des reflets d'un feu d'artifice de l'Enfer!» Enfin, mon âme fait explosion, et sagement elle me crie: «N'importe où! n'importe où! pourvu que ce soit hors de ce monde!» ..... bu yaşam her hastası yatak değiştirme saplantısına kapılmış bir hastanedir.kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi pencere yanında iyileşeceğine inanır. bana da hep bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir, ruhumla durmadan tartıştığım bir sorundur bu göç sorunu. ''de bana, ruhum, zavallı soğumuş ruh, lizbon'da yaşamaya ne dersin? orası sıcaktır herhalde şimdi, bir kertenkele gibi canlanırdın orada.bu kent su kıyısındadır; mermerden yapıldığını söylerler, halk da bitkilere öyle bir kin beslemiş ki, tüm ağaçları söküp atarmış.tam senin gönlüne göre bir görünüm işte; ışıkla madenden yapılmış bir görünüm, bunları yansıtmak için de su!'' ruhum yanıt vermiyor. ''devinmeyi izleyerek dinlenmeyi böylesine sevdiğine göre, hollanda'da, o mutluluk veren toprakta oturmak ister misin?müzelerde resmine sık sık hayran kaldığın bu ülkede sıkıntın dağılır belki de.seren ormanlarını, evlerinin yanı başına demirlemiş gemileri seversin sen, rotterdam'a ne dersin?'' hiç ses çıkmıyor ruhumdan. ''yoksa batavia'dan daha çok mu hoşlanırsın?orada tropikal güzellikle kaynaşmış avrupa ruhunu da bulurduk.'' tek sözcük yok.ruhum ölmüş olmasın? ''yoksa yalnız kendi acın içinde rahat edecek ölçüde uyuştun mu?öyleyse ölüm'ün eşi olan ülkelere doğru kaçalım.ben bilirim yapacağımızı, zavallı ruh! tornéo'ya gitmek üzere toplarız pılı pırtıyı.daha da ötelere, baltık'ın en ucuna gidelim; olanak varsa yaşamdan da öteye; kutba yerleşelim.orada güneş yeryüzünü ancak eğrilemesine sıyırıp geçer, ışıkla gecenin birbirlerini çok ağırdan kovalamaları çeşitliliği siler, tekdüzeliği, yani hiçliğin öbür yarısını çoğaltır.kuzey şafakları bizi eğlendirmek için zaman zaman cehennem'in hava fişeklerinin parıltıları gibi pembe demetler yollarken, karanlıkta uzun uzun yunabiliriz orada." en sonunda patlıyor ruhum, sonra da bilgece haykırıyor: "bu dünyanın dışında olsun da neresi olursa olsun!" ..... Anywhere Out of The World This life is a hospital in which each patient is possessed by the desire to change beds. One wants to suffer in front of the stove and another believes that he will get well near the window. It always seems to me that I will be better off there where I am not, and this question of moving about is one that I discuss endlessly with my soul "Tell me, my soul, my poor chilled soul, what would you think about going to live in Lisbon? It must be warm there, and you'll be able to soak up the sun like a lizard there. That city is on the shore; they say that it is built all out of marble, and that the people there have such a hatred of the vegetable, that they tear down all the trees. There's a country after your own heart -- a landscape made out of light and mineral, and liquid to reflect them!" My soul does not reply. "Because you love rest so much, combined with the spectacle of movement, do you want to come and live in Holland, that beatifying land? Perhaps you will be entertained in that country whose image you have so often admired in museums. What do you think of Rotterdam, you who love forests of masts and ships anchored at the foot of houses?" My soul remains mute. "Does Batavia please you more, perhaps? There we would find, after all, the European spirit married to tropical beauty." Not a word. -- Is my soul dead? Have you then reached such a degree of torpor that you are only happy with your illness? If that's the case, let us flee toward lands that are the analogies of Death. -- I've got it, poor soul! We'll pack our bags for Torneo. Let's go even further, to the far end of the Baltic. Even further from life if that is possible: let's go live at the pole. There the sun only grazes the earth obliquely, and the slow alternation of light and darkness suppresses variety and augments monotony, that half of nothingness. There we could take long baths in the shadows, while, to entertain us, the aurora borealis send us from time to time its pink sheaf of sparkling light, like the reflection of fireworks in ****!" Finally, my soul explodes, and wisely she shrieks at me: "It doesn't matter where! It doesn't matter where! As long as it's out of this world!"
  10. crazy mom şurada bir blog başlığı gönderdi: candide
    Bugun hava cok guzeldi.... Ama nedense benim gunesle aram yok... Cumalari cok zor...Gun gecmiyor sanki...Ama gunun en komik ve butun yorgunlugu alan kisma sinema dersinde oldu... Biz hepimiz acliktan migdemisdeki sesleri tempoyla dinlerken sevgili hocamiz cikip girip agzina birsey atip duruyordu Ve bize berbat bir belgesel film koydu...Konusu belli olmayan,baglantilari olmayan yasli bir kadinin surekli ellerini gosterip olume yakinlasiyorum diyip copten yemek toplayan insanlari cekmesi...Yani bunda bir mantik bulmayi birakin,resmen izledigim 1 saat boyunca,slklntidan olduk... Sonra filmin resumesini yaparken,ogretmen anlatmaya baslarken,birden "A orada tilki mi var" tabi zaten toplam 8 kisiyiz kemen hepimiz baktik...Evet okulun bahcesinin icinde bir tilki vardi...Icerden bazilari,vay be nekadar ciddi bir ders,sinifta ogretmenle beraber camdan tilkiye bakiyoruz derken bende,oyle deme asil bundan guzel bir belgesel olur..."Okula gelen tilki" :)Onu biraz izledik,hatta bagzilari abarti,hayal gucunun siniri olmaz ama,onu ogrenci yapti ve agaclarin oldugu yerde kimse onu gormeyince insan olacakmis...Yani gunun son saatinde gercekten cok gulduk... Storyborder ile ugrasan bir adam bize ders verdi...Hosuma gitti diyemem,cunku cizimde cok yeteneksizim... Ve hayatimin ikinci en komik gunu olmustu...Herkesini tek tek ekrana yansitmis ve bizleri resimlerimizin igrencligiyle rezil etmisti Sanirim sinemada bana dusecek en guzel sey,Senaristlik yapmak olur
  11. Valla siz ucunuz tam birbirinizi bulmussunuz... Ama bukadar da uzulmeyin Valla Tantras ,kadinlarida altin meraklisini yaptin ya,helal olsun Ama gercekten bir fikir istiyorsan,ille pahali seyler vermek zorunda degilsin...Bak en basiti sana guzel bir fikir verebilirim cunku benim hediyem sana verecegim fikirden daha guzel olacak Mesela,kal seklinde ve ustu kadife olan bir kutu al...Icine kendi el yazinla 365 gune sigacak ve hergun icin ayri bir soz yaz... Mesela, "seni seviyorum","sen benim melegimsin" vs....Ve 1 yil boyunca her sabah senin guzel sozlerinle uyanicak....Biraz ugrastirmali,ama bence cok hos...Tabi sen altin alip vermek daha kolay demessen
  12. crazy mom şurada yorum gönderdi crazy mom'nın blog başlığı içinde candide
    Vayy bee demekk forumdaki en caliskan ogrenci benim :)Derslerden cok bahsettigime gore
  13. crazy mom şurada cevap verdi: crazy mom başlık Edebiyat Forumu
    Saçlar Ey dalga dalga omza kadar uzanan yele! Ey bukleler!İhmalle yüklü güzel kokular! Bu akşam loş odamı bu saçlarda uyuyan Hatıralarla -Ne haz! Ne gaşy!-doldurmak için Onları havada bir mendil gibi sallasam! Gevşeklik veren Asya ve yakıcı Afrika, Bütün bir uzak alem,kayıp,nerdeyse ölmüş, Ey kokular ormanı, yaşar derinliğinde! Müzik üstünde başka ruhlar yüzdüğü gibi Benim ruhum da yüzer senin kokun üstünde. Gideceğim öz dolu ağacın ve insanın İklim sıcaklığıyla baygın yattığı yere; Beni alıp götüren dalga olun, ey saçlar! Ey abanoz denizi,sende göz kamaştıran Bir yelken,kürek,alev ve direk rüyası var: Ses dolu bir liman ki orda durmadan içer Ruhum bol bol kokuyu,güneşi ve renkleri; Yaldız,hare içinde kayıp giden gemiler Ebedi sıcaklıkla pırıldayan bir göğü Kucaklamaya geniş kollarını açarlar. Sarhoşluğun aşıkı başımı daldırayım Bu siyah ummana ki öbür ummandan derin; Ve benim sallatıyla okşanan ince ruhum Yeniden bulsun sizi,ey verimli tembellik, Sonsuz sallanışları gül kokan işsizliğin! Sümbül saçlar,gerilmiş karanlıklar bayrağı, Bana veriyorsunuz çepçevre mavi göğü; Boğumlu örgünüzün tüylü kıyılarında Sıcakça mest olurum birbirine karışık Hindistan cevizi,mis,katarn kokulariyle Uzun zaman!boyuna!elim senin o ağır Yelene,yakut,inci,safir ekecek; Ta ki arzuma asla duygusuz kalmayasın Sen,rüyaya daldığım bir vaha,hatıranın Şarabını içtiğim bir testi değil misin? Charles Baudelaire
  14. Dipnot bunu yapan insanlara ben hasta derim,****** derim, derimde derim... Bu yapilan asagilikca seyi dinle aciklamayalim...Cunku bunlar erkekce egolarini hakli cikarmak icin dini kullaniyorlar... Bunlarin yaptiklari ne erkeklige,ne insanliga sigar...Zaten gucleri hep gucsuzlere yeter....
  15. Sardunyam,hala o ilk gun aklimda...Bekledigimden daha guzel,sohbeti tatli ve forumdaki gibi degildin Daha slcaktin:)
  16. Egzoo fena sayilmaz iste idare eder AmA cok yasli
  17. Sedelina harika,ici sicacik sevgi dolu ve fistik gibi bir kiz Tanistigimiz icin bir okadar da mutluyum
  18. crazy mom şurada bir başlık gönderdi: Kadın Erkek İlişkileri
    14 subata sunun surasinda ne kaldi Kim sevgilisiyle girecek bakalim? Veee en onemlisi ne alicaksiniz Ona? Bakalim en guzel supriz(hediye ) kimin ki olacak... Ve boylecene sevgililer gunu bitince,en romantik,kalici,harika,muhtesem yani hepsi bir arada olup bunu sevgilisine taktim eden biri olursa,onu birinci yapariz Birde,hayal gucunuzu zorlayip yapamayacaginiz seyleri yaparim gibi soylemeyin,yapacaginiz seyleri bekliyoruz...
  19. Bu insanlik disi birsey...Bunu hic bir din emretmez bunu bu hala getiren insanlar... Bak Cat Stevens musluman olduktan sonra demis ki "Eger muslumanlari islamdan once tanisaydim asla bu dine bu kadar hos goruyle bakamazdim" ve simdiki muslumanlarin dini nasil kendi yonlerine cektiklerini soylemisti.... Bu insanlar oyle acizlerki aslinda,kadinlara vedikleri deger kadar bile beyinleri yok...
  20. Sevgili Gunisigi,gercekten Candide'in tam olarak ne oldugunu farkeden ve bana soyleyen ilk kisi sissiniz...Tebrikler... Ama Candide,dedigindende fazla... Aslinda Candide filozofik bakis acisiyla yazilmis,ve voltaire'in hikayeleri hatta bazi kaliplasmis seyleri gulunclestirmistir.. Bildigin gibi donemin filozlarinda dedigin mantik vardi...Yani dunyada basimiza ne gelirse gelsin,sukur etmeliyiz...Hersey daha iyisi icindi mantigi vardir... Ama Candide satodan kovulduktan sonra dunyadaki kotulukleri gorur...Sevdigi kadina tecavuz etmisler,metres olmus,Pangloss(filozof) oldurulmus,savaslara sahit olmus,insanlar olmus,oldurmus...Yani Candide sonunda dunyanin gercek yuzunu kesfeder,artik optimist bakis acisini kaybeder ve derki "Burasi dunyanin en iyi yeriyse bundan iyisini dusune miyorum" Hikayenin sonuna dogru ise,Candide istanbula yerlesir ve Panglos ile sevdigi kadin (Cunégonde) karsisina cikar...Aslinda buradada Voltair bu optimism bakis acisinin absurlugu ile dalga geciyor... Yani arkadasim sonuc olarak,Voltair diyor ki,hayat sizin sandiginiz kadar muhtesem degil...Bak Candide,satayu dunyanin en guzel yeri sanirken masumca bir opucuk yuzunden poposuna tekmeyi yedi...Leibniz,Popeun cok iyimser olmayin...Bakin dunyada kotulukler oluyor,savaslar oluyor,insanlar oluyor... Istee Candide bu anliycagin Hadi hadiii sallamaa ben soylemeseydim biraz zor bulurdun Kiskanma kanadayi :)Hem sen dur yaza yine gidiyorum...Hemde 2 ayligina,geldigimde ingilizce konusup sana hava atacagim Kolay mi saniyon 3 dil bilmek Aslinda Londra'ya hic gitmedim
  21. Cok bilincli bir sekilde ustesinden gelmissin,seni kutlamak lazim
  22. crazy mom şurada bir blog başlığı gönderdi: candide
    Olumlu ve mutlu olmak guzelde,yoruluyorum sanirim...Cok yoruldum su 3 haftada... Bazen eve geliyorum,basim sanki catliyacak gibi agriyor... Iyicene asosyallestim...Onumuzdeki hafta bugun sayisal sinavim var cumarteside dort saatlik Fransizca yazma ve 4 gun sonrada fransizca sozlu...Buda yetmezmis gibi yarin ve cumartesi iki tane matematik sinavim var...Yani bogazima kadar doldum...Ve su Baudelair yok mu beni deli ediyor...Bazi yerlerini anlamak okadar zorki...V.K sagolsun Oda olmasa ne olurdu benim halim... Neyse,onumuzdeki hafta,Fransizca sinavindan ciktigim gibi,butun gunumu sinemada gecirecegim...Planladigim 3 filme cumartesi gunu gidecegim... Juno'ya gitmek istiyorum ama umarim kalkmaz,thanks you for smoking filminin yonetmeninden...L'esprit de la ruche ve son olarak P.S i love you...Tabi bu sadece cumartesi gunu icin...Ondan sonraki hergunde birer tane filme gidecegim...Hatta sinemaya giderken metroya binmeyecegim,bisikletle gidecegim...Sonra kaybolacagim....Havada bugunlerde okadar guzelki,Paris sokaklarinda oyle bilmeden gidecegim...Saint-Micheal'de kitapcilari gezecegim,dans eden gencleri izleyip,para vermeyecegim sonra arkadaslarimi toplayip havuza gidecegiz...Hayata donecegim ani sabirsizlikla bekliyorum...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.