crazy mom

Aslinda bu bana hala sahte gibi geliyor ama bilim cevresi bunun mumkun olup olamayacagini arastiriyormus.

Aslinda eskiden her zaman hakli oldugumu dusunurdum ama zamanla bunun yanlis oldugunu gordum ve artik iddialardan cok kisileri anlamaya calisiyorum. Diger bir sey ise, yukaridaki maddelerin cogu bende mevcuttu, ama cogunu asmayi basardim

Ben gercekten inaniyorum bu cumleye. Icinde sirf "hayir" kelimesi var diye dinin tekeline gecmesinide kabul etmiyorum Yasamda oyle seyler basimiza geliyor ki, aslinda biz onun kotu oldugunu dusunurken onun olmamasi bizi daha kotu birseye goturmus olabilir oluyor. Bakin mesela bu yil Canada tatilimde, yol cok kayganmis ve biz yolu tanimadigimiz icin 80 lemi neyle gidiyorduk, virajli bir yol bir kenarida ucurumdu. Ben erkek arkadasima yiyecek birsey vereyim derken, direksiyon dengesini kaybetti ve karsi tarafa direksiyonu kirdi. Tabi ben kendimi sucladim, ama olaydan sonra gordukki, yol ilerleyince daha da daraliyordu, ve bizde yolu tanimadigimiz icin hizlanacaktik, anlicaginiz daha da kotusu, ucurumdan firlama ile son bulabilirdi eger biz kendimizi daha iyi yerde durdurmasaydik.. Yani gercekten herseyde hayir var derler ya aynisi..

Bienvenue chez les Ch'tis Ch'tislere Hosgeldiniz Sanirim hayatimda bu filmde guldugum kadar hic bir filmde gulmemisimdir. Bu filmi neden yazdigimida bilmiyorum cunku filmin baska dillere cevrilmeyecegine eminim, cevrilsede bendeki izlenimi asla veremez, cunku hic bir ceviri dilin kendi ozundeki komiklikleri yansitamaz. Ama belki birgun okuyanlardan biri fransizca ogrenirse, ozaman aklina beni getirip izler Philippe bir postahanenin mudurudur. Karisi deniz kenari bir sehire tahinin cikmasini cok istediginden oda sakatlik yalani atip,ve yalaninin ortaya cikmasindan dolayi taaa kuzeye surgun edilir. Buradaki insanlarla ilk bakista diyalog kuramaz cunku kuzeyde yasayan bu fransizlarin Quebec aksanindan daha enteresan ve daha komik bir aksandir. Anlama guclugu ceken, ve oldugu yeri beyenmeyen bu adam buradaki insanlari sevmeye baslar, ama bu surede karisiyla arasi iyiye gitmektedir, cunku karisina devamli icinde bulundugu duruumun cok kotu oldugunu anlatir. Karisininda gelme karari almasiyla isler degisir. Yonetmen;Dany Boon Oyuncular; Kad Merad, Dany Boon, Zoé Félix Tur;Komedi

Aslinda noktalanmis yerdeki anlatmam daha guzeldi Ben utangac bir kizim, ama bence almakta serbessin Bende seni cok seviyorum

Gercekten soylemisim Yazarken dikkat etmemistim Artik izleeycek olanlar kusuruma bakmasinlar... Gerci bu filmi hala izlemeyen varmidir

Imagine

Bazen bosluk hic olmayacak kadar anlam kadar hayata.Boslugun getirdigi sessizlik, o an hayatin insan sirtindaki butun yukleri alir gibi olur. Bu bosluk oyle bir seyki, ne h

Ooo Guzel Birce, haklisin denicek birsey kalmiyor... Sende biliyorsun Ama bunun icin ben Restpektif'e tesekkurlerimi iletmeliyim cunku beni bilmedigim bu miziklerle tanistiran hep o oluyor... Yani zevklerin asil sahibi Ama bende fena sayilmam

Bursercan sana tavsiye Victor Hugo'yu sadece "Sefiller"den ibaret gorme. O gercekten onemli bir sahis sadece edebi karekteride yoktur. Napeleon 3'e yazdigi yazilardan dolayi surgun edilmis biridir. Dusuncelerinden dolayi oda ulkesine girememistir. Ve Kucuk Napeleon diye gonderme yaptigi siirleride cok vardir. Neden kucuk mu dedin? Bilmem onuda sen dusun ve bul saat gec oldu ben yatarim artik....

"Dance Me To The End Of Love" 7pA5UhNaYw0 Dance me to your beauty with a burning violin Dance me through the panic 'til I'm gathered safely in Lift me like an olive branch and be my homeward dove Dance me to the end of love Dance me to the end of love Oh let me see your beauty when the witnesses are gone Let me feel you moving like they do in Babylon Show me slowly what I only know the limits of Dance me to the end of love Dance me to the end of love Dance me to the wedding now, dance me on and on Dance me very tenderly and dance me very long We're both of us beneath our love, we're both of us above Dance me to the end of love Dance me to the end of love Dance me to the children who are asking to be born Dance me through the curtains that our kisses have outworn Raise a tent of shelter now, though every thread is torn Dance me to the end of love Dance me to your beauty with a burning violin Dance me through the panic till I'm gathered safely in Touch me with your naked hand or touch me with your glove Dance me to the end of love Dance me to the end of love Dance me to the end of love -------------------------------------------------------------------------------------------------- Guzelligine dans et benimle, yanik bir keman esliginde Panik icinde dans et benimle, kendimi toparlayip iceri guvenle girene dek Bir zeytin dali gibi kaldir beni ve baris guvercinim ol Askin sonuna kadar dans et benimle (Hayatin sonuna kadar) Ahh taniklar gittiginde bana guzelligini goster Babylon'da oldugu gibi hareket edisni goreyim Bana yavasca goster hayatin limitlerini (limitlerini bildigim kadariyla) Benimle askin sonuna dans et Evlilige dans et benimle, dans et benimle Nazikce dans et benimle ve uzun dans et Askimiz ikimizden de ustun ve biz askimizdan ustunuz Benimle askin sonuna dans et Dunyaya gelmek icin bekleyen cocuklarimiza dans et Perdelerin arasindan dans et benimle, opucuklerimiz eskisin Siginak cadiri kur simdi, tum ipleri kesik de olsa Benimle askin sonuna dans et Ceviri icin cok sagol V.K

Cok degil, azdan yaratmakta guzeldir sevgiyi. Yavas yavas biriktirmek onu. Sevginin icinde bulundugu ufak ufak hayatlar yeni dunyalara yol acan mutluluklar. Gozlerinde dunyayi gormek, kiyilari gormek, onu gormek, durmak dinlenmek.... Sevgi, tenin icinde kaybolmaktir, onun kokusuna doyamamak, yastigina, tenine, eline, koluna, burnuna karismasidir onun kokusu.... Sevgi, omuzunda uyumak, o an fisildamaktir kulagina onu nekadar sevdigini... Sevgi Seni seviyorum diyebilmektir korkmadan... Ve ben seni seviyorum ...... ... .. . Diyebilmektir sevgi.....!

c'est un de mes poèmes préférés et aussi c'est un poème trés célèbre de Victor Hugo, «Demain, dès l'aube». Il s'agit pour sa fille Léopoldine et son mari, morte prématurément. "Demain, dès l'aube" Demain, dès l'aube, à l'heure où blanchit la campagne Je partirai. Vois-tu, je sais que tu m'attends. J'irai par la forêt, j'irai par la montagne. Je ne puis demeurer loin de toi plus longtemps. Je marcherai les yeux fixés sur mes pensées, Sans rien voir au dehors, sans entendre aucun bruit, Seul, inconnu, le dos courbé, les mains croisées, Triste, et le jour pour moi sera comme la nuit. Je ne regarderai ni l'or du soir qui tombe, Ni les voiles au loin descendant vers Harfleur, Et quand j'arriverai, je mettrai sur ta tombe Un bouquet de houx vert et de bruyère en fleur. Les Contemplations - Livre IV - XIV 3 septembre 1847 Victor Hugo Daha once varligindan bile haberim olmayan Victor Hugo'nun kizina ve onun kocasina adanmis olan bu siirin cok trajik bir oykusu varmis. Ve siiri okuyanlar eger oykuyu bilmezse birsey anlamazlarmis. Esiyle birlikte golde tur yapmaya giden Hugo'nun kizi suya duser, yuzme bilmedigi icinde kocasida pesinden atlar. Onu sandala koymayi basarir ama kendisi olur. Buna dayanamayan Léopoldine de kendisini suya atar. Ve ikisi orada olurler Yarin safakla birlikte Yarın şafakla birlikte kırlar aydınlandığı zaman Yola çıkacağım beni beklediğini biliyorum, Anlıyor musun? Ormanlardan, kırlardan geçeceğim gelirken Uzun zaman senden ayrı yaşayamam gayri. Bakışlarım düşüncelerine takılı Başka bir şey görmeden, hiçbir şey işitmeden Yapayalnız, kimsesiz Ellerim böğrümde iki büklüm Mutsuz bir halde yürüyeceğim, Günüm gece gibi karanlık olacak. Ne çöken karanlığa karşı doğan dolunayın altın parıltısında Ne de uzakta Arfleur'e doğru kayan yıldızlara bakacağım Sana geldiğim anda Yeşil bir buket ve çiçekli bir dal koyacağım mezarına. Victor HUGO [/size]

Iyide arkadaslar biz bu konulari yuzlerce kez tartistik, ve bu gibi sunumlar asla inanci kanitlamaz. Herseyin bir sahibi var inanci dengesiz bir inanctir cunku hersey bir yaratici tarafindan olustuysa, yaratici tek basina olusmamali degil mi? Yokdan simdiye kadar ne varolmuski o olsun!!!

Gercekten Suheda oneydi Brad Adam yaslanmiyor adeta. Benim cok hosuma gitmisti. Ama hector ile savasinda ********** Birde sanirim abim cok sevecekki yegnimin adini Achilles koydu

Ah! Bir bilsen senin bir lafin nelere kadir... Degil tebessum mutluluk kaynagisin

Ilk once dusunce vardi da maddeyi mi yaratti yoksa madde hep ordaydi da dusunceyi mi yaratti. Yani eger ben dusunce maddeyi yaratti dersem idealist mi oluyorum aksini savunursam materyalist mi?

Izledim ben bu filmi iki yil once Gercekten hosuma gitmisti, her gerilim ve korku filmini beyenmem aslinda ama bunu sevmistim ancak bayagi unuttmusum

aslinda okadarda kotu degil, konu itibariyle ele alinisda guzel. Yani ben olsam bende olurdum denilecek tarzda.

Sayin Tarafsiz yaklasim aciniz biraz alayci gibi geldi. x koyunde oturan Fatma teyze okuma yazmada bilmiyordur ve icinde bulundugu sartlar onu kosulsuz inanmaya itmistir. Fatma teyzemiz eger su ortamdaki sartlarda buyuseydi inanin arastirirdi.. Ve sorgulamamanin bilimden uzaklikla bir ilgisi yok aslinda. Bu yasadiklari inanca kosulsuz bagli olduklari anlamina geliyor, ve kimsenin kimseye karisma gibi bir ozgurlugude olamaz. Kisi tatmin olmak zorunda degildir cevaplarla. Ama suda bir gercektir ki varlik ne inancla nede inancsizlikla ispatlanilabilir. Ne bana varligini ispat edebilirsiniz nede yoklugunu, yoklugu sunan butun deliller zaten bilimdisi olacaktir varligi sunan deliller gibi. Bu sekilde yapilacak tek sey kisinin kendi secim yoludur. Herkezin kendi oz ve hur iradesiyle alakalidir. Bardak dolu mu bos mu misali... Saygilarimla....

Cok sagol Suheda, gercekten cok harika birisin ve ben simdi eskiden sana karsi nekadar on yargili oldugumu dusununce yine kendime sinir olmaya basladim... Duzelecegim biliyorum.... Gececek!

Biliyor musunuz beyazla ayni lisenin ogrencisiyiz Oda gemlik lisesi bende Lise hayatinda onun doneminden kalan ogretmenlerimiz hep anlatirlardi onu

Uc gunden beri kendimle savasirken anladigim tek birsey oldu. Aslinda yillardir cizdigim Gül portresi tamamen yalanmis. Aslinda icimin derinliklerinde benden baska birsey yasiyormus, ve ben icimin derinliklerinde yasayip duran bu seyin karsisinda cok gucsuz oldugumu hissettim, adeta yeniliyorum ona karsi.Bu gucsuzluk oyle birseyki bana kendimi, cok asagilanmis gibi hissettiriyor. Kendimi oyle kotu hissediyorumki, surekli yapmamam gereken seyleri yapiyorum. Sonra cok basit biri oldugumu dusunuyorum.Bu duygudan nefret ettim. Hatta kendimden hic bu kadar nefret etmedim. Kendimi inanilmaz bir sekilde fazlalik gibi hissediyorum. Sanki hic biryere yakismiyorum. Bu duyguyu hissetmemdeki neden nedir acaba? Icimden hic birsey yapmak gelmiyor, ve gozume hersey o kadar bos geliyorki. Daha dun hayatin guzelliklerini anlatan bana bugun neler oluyor. Gulemiyorum ben... Ben hep gulerdim, hep ama. Annem sen gulunce guzellesiyon derdi, ama simdi gulemiyorum. Gulme duygumuda kaybetmis gibiyim... Aklima gelen butun olumsuzluklar oyle bir toplandiki, hatta bir ara sigaranin ne demek oldugunu bile bilmek istediim. Kendimden oyle igrendimki, canimi yakmak istedim... Yok olup geri gelmemek istedim... Mutsuzluk kotuymus, tekrar gulebilmek istedim... Okadar cok sey istedimki bir anda aralarinda secim yapip birini secmemi isteseler hic dusunmeden mutlulugu secerdim...Ona oyle ihtiyacim varki su anda...

Yahu kadin ruhundan anliyan adam bir hannibal oda guzel.... Ama ne yalan soyleyeyim, clarice'i mutlu ederdi o Peki gecen yilki son bolumunu izledin mi? Oda butun kotuluklerin nedeni kivamindaydi....

Paris Biraz once sinemada izledigim ve sicagi sicagina anlatmak istedigim, tam olarak ne diyecegimi bilemedigim bir film.Guzel desem guzel, idare eder... Kisacasi,olmek uzere olan bir adam(Paris Montmartre bolgesinde oturuyor). Olecegini ogrendikten sonra cevresinde yasayan insanlari inceler, insanlarin icinde bulunduklari sansi onlarin nasil anlamadigini dusunur. Insanlarin, olumu unutup hayati kendilerine nasil zehir ettiklerini, dunyevi islerle hayati anlamsiz kildiklarini,nefes alip vermenin, kosabilmenin, sevisebilmenin, askin, sevginin nedemek oldugunu anlamalarini hep Paris'e bakip anlatir... Bu mesaj gercekten guzeldi. Cunku hayat geriye bakildiginda okadar kisa gelicekki, ve biz acaba ne yaptik sorusuna cevap bulamazsak koskocaman bir omru bosuna harcamis olacagiz... Beyenmedigim yonu ise; aski ele alis bicimleriydi. Aski tam Fransizlar gibi ele almislardi. Ask tanimadigin bir insanla anlik birliktelik degildir, ya da ask birinin yerini bir baskasiyla doldurmakta degildir. Ask sadece bir kisiyi arzulamak, fazlasini istemek degil, sadece biriyle mutlu olmaktir...Gerci filmin sonuna dogru bir sekilde onuda vermeey calisiyorlar... Ve filmin diger yonnu ise kesisen hayatlari konu alan tarzdaydi... Ekmekci, pazarci, insanlara yardim eden kurumlarda calisanlar, ogrenciler, mimar, unuversite ogretmeni, unuversite ogrencisi, kacak bir zenci, mankenler, hepsi genc parislinin yasadigi bu Pariste ve hepsi hikayenin birer parcasi...Aslinda hic bir ozelligi olmayan insanlar diyebilirsiniz ama onlar icin onlarin yasantisi okadar zorki... Realisator:Cédric Klapisc Oyuncular:Juliette Binoche, Romain Duris, Fabrice Luchini Film: fransiz Tur: Dram, komedi Sure : 2:10 Yil: 2008