Zıplanacak içerik

darwen

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

darwen tarafından postalanan herşey

  1. arkadaşalar anarşizmin tanımı güzel yapılmış ama pratiğe dökerken bazı konularda yanlış yapılmış. mesela cyrano 2. cümlesinde (son mesaj kendiliğinden konusu yanlış algılamışsın. otortite bütün insanlar erdemli olduktan sona silinecektir ama anarşi buna ütopya ya da değil gözüyle bakmaz. anarşizmin davası kitlesel olsa daha iy olur fakat eylem de ortak oolalım diye bir şey söz konusu değildir. psikoljik baskı da yapmaz bunu için. önce ki sayfa da punk müziği ile ilgili mesaj atan arkadas sanki içi boş mesaj atmış. ayrıca punk türkiye ye öncelikle sadece giyim ve saç kesimi olarak gelmiştir. daha sonra müzik kendini göstermiştir. yani fikirler sonrdan gelmiştir. dolayısıyle punk çıların %99 una anarşist demek çok büyük bir hata. birey kendine uyduğu için değilde punk ın türkiye ye gelşini o0kuyor bi yertden sonra anarşist olmaya kara veriyor. türkiye de ne yazık ki böyle. ama su da bir gercek ki. gercek anarşist kimsenin tekelkinde olmamakla birlikte samimi olanlar punk çıdır. mesajların hepsini okuyamadım yanlış bir şey yazdıysam özür olsun. daha sonra okuyup fikirlerimi yazacağım.
  2. kardeş katli yanlış mıdır değil midir ?
  3. bektaşiler, dervişler,mevleviler yüzyıllarca islam ülkelerinde yönetime yakın durarak halkın baskı altında kalmasına yardımcı olmuştur. "bir loklma bir hırka" gibi tasavvufi düşünceleri halka aşılamış dünya nimetlerinden faydalanmalarını engellemiştir. halkın isyan etmesini engellemişlerdir. tasavvuf u islam içinde gibi gösterip kendilerini kutsallaştırmışlardır... kısacası bugün halktan aydın çıkmıyorsa halka dinden başka birşey öğretmeyen bu kişiler en büyük sebeptir. halk zengin değilse sebep yine bu kişilerdir. çünkü, dünya zevklerinden uzak durmayı aşılayıp halkın fakir kalmasını istemişlerdir.
  4. bu konuda başlı açmak gerek.
  5. kardeş katli hakkında ne düşünüyorsun ? sence haksız bir kanun ve olay mı ?
  6. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    kaynaklar: halil inalcık: osmanlı devleti tarihi; klasik çağ i.hakkı uzunçarşılı: osmanlı tarihi (hangi cilt olduğunu hatırlamıyom) kolonizatör tük dervişleri: yazarı galiba ömer lütfi barkan dı. kaynak yayınları hariç çoğu osmanlı tarihi kitaplarına bakabilirsiniz. birşey daha söyleyim: benim bu verdiğim isiler gerçek tarihçidir. naima gibi muhasebe ci ve gümrükçü değildir. zaten bi naima dan örnek verdiniz bi kaç tane de 3-5 dörtlük yazan osmanlı düşmanı bektaşilerden. siz bunlara kaynak mı diyorsunuz ?
  7. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    osmanlı tarihini sevmediğim için bibliyografya da biraz zayıf olduğum doğrudur. ama bu konuda yeterliyim diye düşünüyorum. osmanlı da hem naimi vardır hem de naima.. bir bak bakalım istersen tarihçi diye ilşk önce hangisi söylenmiş.. üstüne bastıra bastıra söylüyorum naima zamanının ünlü bir tarihçisi değildir. o gümrükçü ve yayımcıcılık yapmıştır daha çok. devşirmeler zorla alınmamıştır. alındığını kanıtlayın. 70.000 kişi öldürülmemiştir. onu da kanıtlayın. osmanlı devşirme yöneticileri haka eziyet ediyor demek sistematik bir yargıdır. ama bu da yanlış.tek tük olmuştur. fatih ülke yönetimini ve yargıyı vezirlere bırakmıştır. çandarlı da artık saraya hakim olmaya başlayınca uzaklaştırldı yönetimden. osmanlı türkleri 2. plana atmıştır doğru. balkanlara hep türkleri yerleştirme planıda bunun acık göstergesidir. 3-5 tane bektaşi türk lük utanç vericidir dedi diye böyle kabul edeceksek iyi valla. yazdıklarınız belge ile olsun arkadaşlar. yoksa kimse sallamaz.
  8. bektaşilik din değildir. aman ha !!
  9. darwen şurada cevap verdi: EnFiYe başlık Tarih Felsefesi
    konu değişiyo ama tarihte yalan çoktur. karadan gemi yürütülmesi de yalandır. hezarfen ahmet çelebinin uçuşu da.
  10. o filmi izlemek isterim ama nasıl olacak. film yok bende. suan gösterimde mi ? ispanya iç savaşlarını şöyle özetleyebiliriz. ama anarşistler burda ön planda değildir. ve baskı altında bulunan bir kitledir. İSPANYOL İÇ SAVAŞLARI hakkında.. Bir yanda anarko-sendikalistlerin (CNT-FAI), sosyalistlerin (İspanyol İşçi Partisi-PSOE) Stalinistlerin (İspanyol Komünist Partisi-PCE), Trotskistlerin (Izquierda Communista) ve anti-Stalinist Marksistlerin (POUM); öte yanda, gelenekçi aşırı Katolik monarşistlerin (Karlist’ler), Katolik Kilisesi’nin (CEDA), faşist Falange Partisi’nin (ve onun küçük ortağı Jons’un -Juntas de Ofensiva Nacional-Sindicalista) ve farklı Monarşist grupların siyasal programları, iç savaş koşullarında fiilen karşı karşıya gelmiş, Halk Cephesi kendi içinde (anarşistlerle komünistler- Sovyetiklerle anti-Stalinistler) daha küçük çaplı iç savaşlar yaşamıştır. İspanyol İç Savaşı on altıncı hattâ on dördüncü yüzyıldan beri var olan ve giderek olgunlaşan siyasal programların ve ideolojik görüşlerin, kısaca insanlığın gelecek arayışını esinleyen düşüncelerin, İkinci Dünya Savaşı öncesinde bütün dünyayı aydınlatarak son bir kez parlayıp alevlendiği büyük bir tarihsel olaydır.
  11. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    kime tarihçi denir ? 2cilt kitap yazan herkes tarihçi midir ? adamın olmadığı yerde keçiye öelebi denirmiş diye naima ya tarihçi mi diyecez ? osmanlı da hem naimi vardır hem naima. ama sen ilk başta naimi dedin sorun burdan kaynaklanıyor. ama hala diretiyorsun. bu arada bütün arşivlerde tarihçiler suan çalışabiliyor. bi engel yok.
  12. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    e birader naimi ile naima yı sen karıştırdın ilk başta. naima yerine naimi dediğin için böyle oldu. kuyucu murat paşa celali isyanlarını bastırdı. sebebi ekonomik tir bu isyanın. 70.000 kişi değil sadece 5-6 küçük çapte köy kadar nüfus.bu sayı nerden çıktı ? naima en ünlü tarihçi de değildir.gümrükte çalışmış sonrada muhasebe (tahrir defterleri) cilik yapmıştır. tarihçi olduğu doğrudur fakat daha çok naşir (kitap yayımcılığı) yapmıştır. neyse konuyu fazla dağıtmayalım. varsa başka sorun çözelim ama belgelerle.
  13. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    osmanlı türk devletidir diyen kim bilmiyorum ama böyle söyleyen biri varsa yanlış söylemiş. osmanlı ümmetçi bir devletti. etnik açıdan bir kökene bağlı değildir... gelelim NAİMİ ye.. tarihçi dediğin kişi bir müftüdür. ve bir kaç ünlü manzume si vardır.bu adam ın neresi tarihçi. işte buyrun. Müftü Hacı Ömer Naimi Efendi resmi kayıtlara göre 16. Yüzyılda Harput'ta ilim adamı olarak şöhret kazanmış, Efendigiller ailesinden Müftü Hacı Ahmet Efendi'nin büyük oğlu olup, 1802 (1216 H.) yılında Harput'da dünyaya gelmiştir. Mensup olduğu aileye önceleri "İmamzade" daha sonra bu aileden yetişen bir çok zatın müftülük yapmaları nedeni ile "Müftügil" ve sonra da "Efendigil" denilmiştir. Kaside-i Bürde Sarihi olarak da bilinen Müftü Hacı Ömer Naimi Efendi, babası Hacı Ahmet Efendiden ders görmüş; tâlim ve ted­rise çok meraklı olup, fitraten de çok zeki olması dolayısıyla emsali arasında kendisinden çok sene önce derse başlamış olanlara yetişmiş, hatta onlan geride bırakmıştır. Fakat babasının fetva işlerinin yoğun olması nedeniyle ondan yeteri kadar düzenli bir şekilde ders ala­mamıştır. Bunun üzerine o zamanlar âlimlerin çok olduğu Antep şehrine gitmeye karar verir. Bu husustaki düşüncesini babasına açarak onun muvafakatini isteyince, babası hiç beklemediği bu teşebbüs karşısında hayretler İçinde kalmış ve oğlunun bu arzu ve iradesini kırmamak için muvafakat etmiştir. Bunun üzerine o Antep'e gidip, büyük âlimlerden Küçük Hafız Necip Efendi'den ders görüp ica­zet almış, aynı zamanda Antep'in tüm âlimleri ile tanışarak, onlarla ilmi sohbetlerde bulunmuştur. O yıllarda Anadolu'nun birçok yerinde devam eden Yeniçeri isyanları 1819 (1234 H.) yılında Antep'e de sira­yet etmiş, şehir halkında; bilhassa ilim adamlarında huzur bırakmamış, sonuçta isyanların önüne geçilemeyince Naimi Efendi'nin hocası Hafız Necip Efendi dahil birçok ilim adamı yok yere öldürülmüştür. Naimi Efendi, gerek hocası ve yakından tanıdığı birçok ilim erbabının bu haksız akibeti, gerekse bu insanlardan aldığı zevk ve feyzi kaybetmesinden dolayı son derece müteessir olmuş; bu yüzden bir fırsatını bularak arkadaşı Hoğu' (Yurtbaşı) lu meşhur şair Rahmi Harputi ile Kayseri'ye gitmiştir. O yıllarda Kayseri de Antep gibi ilim erbabının çok olduğu bir yerdir. Naimi Efendi, sekiz yıl gibi uzun bir süre Kayseri'de kalarak Hoca Kasım Efendi, Gözübüyükzade Hacı Vahdi Efendi ve San Abdullahzade Mehmed Efendi gibi meşhur âlimlerden ders alıp tahsilini tamamladıktan sonra, hocası Kâzım Efendi'den de ica­zet alarak 1826 (1242 H.) yılında Harput'a dönmüştür. Harput'ta ecdadı gibi tâlim ve tedrise başlamış, kısa bir süre sonra da Harput Müftüsü olarak 15 yıl bu görevde kalmıştır. Naimi Efendi fazıl, kâmil ve ilmî seviyesinin yüksek olmasının yanında hatip ve latifeci bir yapıya sa­hipti. Gerek normal konuşmalarında, gerekse vaazlarında zarif fıkra ve latifeler anlatırdı. Aşağıda sunacağımız şu olay ne kadar anlamlıdır: Naimi Efendi Kayseri'ye gidip Hoca Kasım Efendi'ye müracaat ettiğinde, talebin çokluğu yüzünden medresede boş oda bulunmamış, bu yüzden kendisine karanlık, rutubetli ve dar bir hücre tahsis edil­mişti. Bu durum Naimi Efendi'nin canını sıkmış, Arapça şu beyti yazıp hocasının rahlesi üzerine bırakmıştır. A'teyteni hücreten ve hüve minelkeremi Lakinnehâ zîkatun kelkabri fizzülemi Manası: Kereminizden bana bir hücre verdiniz, lakin bu hücre karanlık bir kabir gibi dardır. Hocası bu beyti okuyunca, Naimi Efendi'nin zekâ, kabiliyet ve bilgisi hakkında hükmünü vermiş ve daha sonra fazilet ve istidadını lükdiren, kendi özel hücresini ona tahsis etmiştir. Müftü Hacı Ömer Naimi Efendi Arap, Fars ve Türk edebiyatına vakıf olduğundan birçok eser yazmış, bazı çalışmaları aşağıya çıkarılmıştır 1- Kayseri ulemasından Hacı Vahdi Efendi'nin Rübu Risalesi adlı eserini şerhetmiş, 2- Yine bu zatın ilmi münazara ve adaptan bahseden Velediye Hîcabisi adlı eserini tahşiye etmiş fakat tamamlayamamıştır. 3- Asıl şöhretinin kaynağı 1826 (1241 H.) yılında ve tahsili sırasında imamı Bosiri Kaside-i Bürde"sine yazdığı "Elasidetü'ş-Şehde Fi Kasideti'l-Bürde" adlı şerhidir. Gerek üslup ve ifade­si, gerekse bentlerin erişilemeyecek derecede olması o bütün mesele­lerin zarif ve latif bir suretle hal ve beyanı dolayısıyla bu kasidenin, bundan evvelki şerlilere nazaran kıyas kabul etmez derecede üstünlüğü zamanın uleması tarafından kabul edilmiştir. -imamı Bosiri, aslen Kuzey Afrikalıdır. Ecdadı oradan göç ederek Mısır'a yerleşmiş, kendisi de Mısır'da yetişmiştir. Şiirde fevkalade bir mahareti varmış; Hz. Peygamberi medih yolunda birçok kasideler yazmıştır. Bunlardan en meşhuru Kaside-i Bürde daha doğrusu "Kaside-i Büre"sİdir. Büre, haşlanın iy­ileşmesi demektir. -Ömer Naimi Efendi Hicaz'a giderken Mısır'a uğramış. Mısır Hidivi Mehmet Ali Paşa, Ömer Naimi Efendi'yi bir gün sarayına yemeğe davet etmiş. Bu ziyafette Mısır Müftüsü allame-İ Bacuri'yi de bulunduımuş; Türk ve Arap âlimlerinin ilmi derecelerini Ölçmek üzere mübaheseler açmış ve bazı meseleler hakkında fikirle­rini sormuş. Bu denemede Ömer Naimi Efendi'nin üstün geldiği tevatüren nakle­dilmektedir.En son eseri, Çemişgezekli zâde Mustafa Raci Efendi ta­rafından yazılıp 1866 (1259 H.) yılında Elazığ'da bastırılan "Manzume-i Naima"sıdır ki; çocuk ahlâk ve terbiyesinden, islam akidesinden ve diğer bazı dini konulan ihtiva eden 46 sayfalık manzum bir eserdir. Ömer Naimi Efendi 1843 (1259 H.) yılında Hicaz'a gidip-gelirken Halep, Şam, Mısır ve Hicaz'da birçok Arap ve Acem alemiyle görüşüp tanışarak onların takdirini kazanmış, bilhassa 1843 (1259 H.) yılında Şam'da meşhur muhaddis Kiziri Abdurrahman Efendi ile görüşerek ondan icazet almıştır. Ömer Naimi Efendi'nin gazel yazdığı ve birçok gazelinin olduğu ayırca Ömrünü ilme vakfederek birçok talebe yetiştirdiği ve bunlara icazet verdiği daha sonra kürsüsünü oğlu Hacı Abdulhamit Efendi'ye terkettiği söylenir. Naimi Efendi yaşlılığında çok zayıf düşmüş, vücudunda birçok hastalık ortaya çıkmış ve ayrıca iki gözü de görmez olmuştur. O halinde dahi durmadan çalışmış ve "Manzume-i Naima"sını o yıllarda yazmıştır. Bir asra yakın yaşamasına rağmen, hafızası hayatının sonuna kadar bozulmamıştır. Zekâ ve ferasetinin üstünlüğünü şu misal bizlere göstermektedir; Oğlu Hacı Abulhamit Efendi, başında çok kıymetli bir taç olan bir gelinin, evlerine geldiğini rüyasında görmüş ve sabah erken rüyasını tabir ettirmek için heyecanla babasının koşmuştur. O, babasına rüyasını anlatınca; Ömer Naimi Efendi tebessümle, "Heyecana lüzum yok, Mısır'da "Tacülarus" namında bir kitap neşredilmiştir, demek bize de gönderiyorlar" şeklinde cevap verir. Oğlu bu tabire hayran olarak intizarda iken hakikaten bir­kaç gün sonra kitap posta ile evlerine gelmiştir. Ömer Naimi Efendi ömrünün sonunu, köşesine çekilerek iba­detle geçirmiş, nihayet 1882 (11 Cemeziyelahir 1299) günü Cuma ge­cesi 83 yaşında gözlerini hayata kapamıştır.
  14. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    evet osmanlı türk düşmanı değildi ama türkleri ikinci plana atmıştır ve zorluk çektirmişlerdir. düşmanlık ile bunu ayırt etmek lazım. bu arada üslübumun yanlış olduğunu biliyorum ve özür diliyorum.
  15. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    ben sana belge diyorum sen bana kaynak göster. naimi resmi bir tarihçi değildir. osmanlı da cevdet paşa dan başka bana göre tarihçi bile yoktur. yeniçerilerin osmanlı padişahını kesme sebebi teşkilatın kaldırma isteğidir. bunun etnik ökenle ilgisi yoktur. osmanlı taraftarı olmadığımı daha önce söyledim. kaldı ki türkçü ve milliyetçi de değilim.üsütne bastıra bastıra öyle olduğumu iddia etme. konuyu dağıtmayım ama ajitasyon yapan sensin. elinde belge ile çık. ben tarih bölümü okuyorum. (tarih okuyan tabiki herşeyi bilmez) osmanlıcam vardır. ama kastettiğin belgerelere hiç rastlamadım. son olarak devşirmeler 8-18 yaş aralığında alınır. senin söylediğin gibi 12-15 değil. zorla değil. eğer sen devşirmelerin zorla alındığını bana belge ile kanıtlarsan özür dilerim. ama seninki çok abartı. bilimsellikle alakası yok.
  16. darwen şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
    darwin kitaplarının saçma olması doğal. çünkü ihtisas alanı bioloji ya da genetik bilimi falan değil; ilahiyattır. ama yine de evrim alehinde ya da lehinde söyleyecek birşeyim yok. bugüne kadar arştırmadım. çünkü araştırmak istemiyorum.
  17. sen ne yazdığını iyi okumuyosun galiba. yeniçeri ocağını hacı bektaş veliye bağladığını söylüyorsun. 13.y.y 1200-1299 yılları arası oluyor. bu zaman yeniçeri teşkilatı mı vardır? yeniçeri değil KAPIKULU ocağı kurulurken hacı bektaş ın duası aldığı rivayet edilir. ama sadece bir rivayet bu. yeniçeri ocağı kapıkulu teşkilatının bir koludur. baştan çelişkili ifadeler kullanmışsın. orhan ın oğlu süleyman paşa ilk defa ocağı kurmuştur. (1362-1389) ama sen hacı bektaşa bağlamışın. yani 14.y.yıla... süleyman paşa nın ne zaman doğduğunu hatırlamıyom ama ölümü 1359 dur. türbe konusunda haklısın yanlış anlamışım. ama yaktırıldı deyince sanki sistematik bir faliyet söz konusu gibi algılanıyor. ama sistematik bir olay yoktur.
  18. darwen şurada cevap verdi: EnFiYe başlık Tarih Felsefesi
    orjşnal söz böyle ise bayağı bi eksiklik var. tarih derken neyi kastetmiş ? tarih bilimini mi yoksa evrensel değişim sürecinin her yönünü mü ? eğer bu 2.si ise bütün bilimleri, teorileri, eylemleri ve görüşleri içerir. bilimi kastetmiş olacakki düşünce diye tekil bir ifade belirtmiş.
  19. bu konuda atatürk açıklama yapmamıştır. konunun araştırılmasına büyük önem vermiştir fakat net bilgilere ulaşılalamıştır. olay sınır ötesi yayınları sahibi sahtekar ergun candan ın abartmasından kaynaklanmaktadır.
  20. hangi ocak bektaşilere bağlanmış ? başlığa bakarsak yeniçerileri kastettin galiba ama o yüzyılda yeni çeri yoktur. evet daha sonraları ocak bektaşilere bağlanmıştır ama askeri açıdan değil sosyal açıdan. osmanlıda kimsenin türbesi ya istematik bir şekilde yakılmamıştır. yıkılan bir kaç türbe vardır onlar da bektaşiliğin din anlayışına karşı çıkan ve dini bir anlamda yanlış yorumlayan tarikatlerdir.
  21. darwen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    ben ömrümde böyle saçmalık görmedim. kardeş sen hiç mi tarih kitabı okumadın. ya da okuduklarının hepsi kaynak yayınlarından mıydı? neyse bir bir düzeltelim hataları... osmanlı kendini türk olarak görür fakat baskıcı bi şekilde bunu belli etmez.çünkü osmanlı ümmetçi bir anlayıştadır. eğer emeviler gibi milliyetçilik yapsalardı etnik kökneler bakımından bu kadar çok kitleyi birarada tutamazdı. devşirme sisteminde alınan çocukların hiç biri zorla değildir. bir evde tek erkek varsa cocuk alınmaz. aile rızası yoksa yine hiç alınmaz. aile fakirse cocuk alırken para yardımı da yapılırdı. devşirmelerin genel anlamda türklere eziyet etti diye bir şey söyleyemeyiz. daha çok balkanlara önem verdikleri doğrudur ama nerde eziyet etmişler bilmiyorum. açık belge isterim (orjinal) kuyucu murat 70.000 alevi türk mü öldürmüş. e insaf bu kadar büyük yanlışlık ta bir kasıt olsa gerek.buna da belge isterim ama olmadığını da biliyorum. osmanlıcı mıyım. hayır osmanlı ile alakam pek yoktur ama bu yukarda yazılanlar çok yanlıştır. osmanlı devleti türklere gereğinden az önem vermiştir. mesela balkanları aldıkça bölgeye türk yerleştirmiştir. daha iyi teşkilat kurabildikleri için ve daha baskın bir ırk oldukları için. bu nokta osmanlı ya yapacağımız 2. eleştiri türk ırkının balkanlarda 19. yüzyıldan itibaren sindirilmesine karşı çıkamamasıdır. bütün bu bilgilerin ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu "halil inalcık" ın osmanlı ya ait kitaplarından öğrenebilirsiniz. abd dahil bir çok yabancı devlette makaleleri çok ünlüdür. yabancıların dahi en yetkili osmanlı tarihçisidir. not: ben sadece ilk mesajı okudum diğerlerini zamanla okuyacağım. yazmam gereken yerler varsa onları da yazacağım.
  22. darwen şurada cevap verdi: canugur başlık Komünizm
    yönetim sistemlerinin her biri farklı koşullar içindeyken benimsenir. rusya da ve kore de niçin komünizm benimsendi ? aç ülkelerdi de ondan. dışardan sıkıştırılıyorlardı içerde ki toplum da aydın bir yönrlişe sahip. e dış tehdit olunca ya faşist olursun,ya komünist ya da nasyonal sosyalist.bunlar en iyi örnektir. türkiye de ise farklı ideolojilerin çokluğu nedeni ile her kesime hitap etmek de zor olduğundan komünizmi ya da iğer keskin ideolojileri uygulamak pek mümkün değildir.ama şart olduğu dönemler de yaşamıştır (70-82 arası gibi)
  23. darwen şurada cevap verdi: caucasus başlık Felsefe
    il prencipe: prens kitabını okumak lazım. monte kristo kontu az cok machivelli tarzı birini anlatıyor. pragmatisit biridir. devletin bekası için her yol mübahtır der. acıma ve ahlak kavramı nerdeyse yoktur. tarih çi ibn-i haldun da machievelli kadar üstün bir insandır. benzer yönleri çoktur.
  24. önce sen anarşizmin ne olduğunu öğren sonra o bahsettin arkadaşlarına öğret ondan sonra gel burda ahkam kes. anarşizm "yöntem ve yönetimin olmaması" halidir. tarihte ilk kez proudhon la ortaya çıkar . o zaman ki anlamı da "devletin olmaması hali" dir. küreselleşme özellikle internetle masa başında insanı dünyaya bağlar. tabiki ekonomik açıdan en altta olan kesim küreselleşmenin, anarşizmin ne olduğunu bilmediğinden ( eğitim sorunları) özgür olamayabilir. ama ekonomik ve kültürel açıdan ilerlemeye acık olan herkes küeselleşme sayesinde bilinçlenecek ve sınırları ortadan kaldıracaktır. küreselleşme karşıtı olmama rağmen bunun böyle olacağı kesin gibi. alt kesim ise suan olduğu gibi ezilecek malesef. anarsitler hiç bir zaman devlete silah cekmediler. sonradan mao vb. kişilerin uydurması olan komünist anarşizm var onlar silah kullandılar ama onların anarşizmle alakası yoktur. halkı kandırmanın ve boş ideolojilere inanmanın bi başka yoludur. anarşizm ütopik değildir. çünkü anarşi anlayışı bireysel anlamda da olan bir yöntem-yönetim ve ideoloji biçimidir. topluma genel olarak hitap edecek diye bir şart yoktur. eğer öyle olsaydı bir ülkede herkes dinsiz, hukuksuz, bekar ( evliliğe de karşıdırlar) devletsiz olurdu. ki bu kolay bir iş değil. zaten anrşizm de bundan bahsedilemez. anarşizmde birey vardır, toplumsal eylem yoktur.
  25. mehmet tarhan durumu çok farklıdır. eşcinsel olduğu için gitmek istememiştir askere. ama bahanesi bu değildir tabi. birey le devlet arsında varsayılan anlaşma devlet tarafından bozulmuştur ; ki devlet bireyi özgür bırakmamaktadır. nedeni ne olursa olsun mantıklı bir öneri getirerek devlete açtığı dava kabul edilmemiştir. (gördüğü işkenceler ise ayrı bir konu)burda asıl olay şu: tarhan ın askerliğini yapma zorunluluğuna engel davanın mahkemeye intikal ettrilmemesi. ama dava acılsaydı ve sonuç t.c. kurallarına göre askerlik tarhan a sart koşulsaydı mantıklı olurdu ama dediğim gibi dava görülmeye bile gerek duyulmamıştır. diğer yandan: anarşisitler eline silah alıp devlete karşı ayaklanmazlar. sonradan "komünist anarşizm" falan uydurulmuştur. gerçek anarşizmle bunu karıştırmamak lazım. ilk toplu cinayetlerin sebebi yöneticilerin 10 kişilk bir aile için dönümlerce arazi kapatmak istemesidir. eğer birey kendine yetecek kadar arazi alsaydı sorun cıkmazı. sadece "kendine yeterliliğin" her alanda sart olması gerekir. aksi halde çıkan sorunlar devletin olmasını mecbur kılacaktır. yeni bin yılda ne olur : n-bence anarşist bireyler artacaktır. çünkü küreselleşme (istemediğim halde) bireyleri daha özgür kılacaktır. demokratik kitle örgütleri siyasi partilerden bağımsız olduğu için bireyler toplumsal ideolojilerden cok kişisel eylemlerde bulunacaktır. bunun da en acık yolu anarşizmdir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.