Tekbirler eşliğinde Filistin halkıyla dayanışma eylemi yapan islamcılar nasıl bir sicile sahiptir peki.
"İslam hukukunun ve bilgeliğinin evrensel prensiplerinden biri de 'ehven-i şerreyn tercih olunur' (iki kötülükle karşı karşıya kalınırsa, bunlardan az kötü olanı seçilir) kaidesiydi. Biz müslümanlar ülkemizdeki düzenin kötü br düzen olduğunu kabul ediyorduk. Lakil o tarihdeki şartlar ve imkanlar içinde onu değiştirip yerine daha iyi bir düzen getirmek imkanlarına sahip değildik. O halde, o imkanlar elimize geçinceye kadar ehven-i şerreyn yani Amerikan nüfuzu bölgesinde bulunmak zorundaydık..." (Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 22 Kasım 2007)
Herhalde böylesine aşagılık bir suç ortaklığı ve işbirlikçilik tavrı tarihte bu açıklığıyla itiraf edilip savunulmamıştır... O tarihlerde Amerikan nüfuzu altında olmak aynı zamanda İsrail nüfuzu altında da olmak demekti. Aslında durum bugün de pek farklı değildir... Türkiye'yi yönetenler, sağcı iktidarlar, islamcılar, milliyetçiler, MİT, polis ve TSK başta FKÖ olmak üzere Filistinli örgütleri yakın denebilecek zamana kadar terörist sayıyordu. İslamcılar bu sağcı-faşizan koalisyonun parçasıydı.
Bilirsiniz ki Mehmet Şevket Eygi sıradan bir islamcı değildir... İslamcı hareketin yakın tarihteki en etkili teorisyenlerinden ve yazarlarından biridir..Eygi, 1960'lı yıllarda çıkardığı Bugün gazetesinde kurulu düzeni ve ABD emperyalizmini savunan yazılar yazıyor, yalana, iftiraya ve kara propagandaya başvurarak bütün gücüyle sola saldırıyordu.
Örneğin M. Şevket Eygi, 1969'da İstanbul'a gelen ABD 6. Filo'sunu protesto eden devrimci gençlere ve sosyalistlere karşı bir cihat kampanyası yütürüyordu. Eygi, Bugün gazetesindeki başyazılarında ABD emperyalizmini protesto eden devrimcilere karşı müslümanları "Allah için kutsal savaşa" çağırıyordu... Eygi'nin doğrudan içinde de yer aldığı bu Kontrgerilla operasyonu sırasında, 16 Şubat 1969 Pazar günü İstanbul Beyazıt Meydanı'ndan başlayan ve Taksim'e uzanan ve yaklaşık 40 bin kişinin katıldığı (o tarihte çok görkemli bir sayıdır bu) 6. Filo'yu protesto mitingi yapan devrimci gençlere camilerden çıkan gerici-faşist bir güruh, polis koruması eşliğinde saldırıyordu...Bu olay siyasal tarihe "Kanlı Pazar" diye geçecekti...
İşte, tekbirler eşliğinde Filistin halkıyla dayanışma eylemi yapan islamcılar böyle bir sicile sahiptir. Önce bu sicil temizlenmelidir...
Öyle bir konuşuyorsunuz ki solcular bu eylemleri karalayarak, İsrail Katliamını meşrulaştırıyor... Bu insan katliamıdır. Dini, ırkı, cinsiyeti, genci yaşlısı olmaz... Sol da Filistin halkına sahip çıkıyor, ama insani olarak; dini, siyasi çıkar gözetmeksizin insan oldukları için sol Filistin "halkına" sahip çıkıyor...
Burada sol mu sahip çakacak islamcılar mı sahip çıkacak tartışmasına götürmek istemiyorum... Sadece yapılan eylemlerin kirliliğinden, çıkarcılığından bahsediyorum...
Arap halklarının Erdoğan'ın, AKP'nin hesaplarını düşünecek zamanı yoktur; Filistin'de, Gazze'de olup bitenler "siyaset yerin dibine girsin, bu insanların hava deliğine, soluk almaya gereksinimi var" dedirtecek noktadadır...